23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8AHİFE DÖRT 2 Eylül 1969 ş«ler bul&rak Mr tOra dah» kanter içinde kalmama yol açardı. Dayanılır gibi defildl doğrusu. Ama annemden de ödüm ko puyordu. Bu yüzden itiraz etraek şöyle dursun, ihmalciliğim den ötürü özürler dileyerek parlatma ameliyesine yeniden koyuluyor, fıkaralıgın maskarahk olduğunu düşünerek annemi memnun etmeğe çahşıyor • dum. CUMHURİYET HAYATIM Yazan: BARNARDCreeenln sessizlifinde derln • «5en derine yankılanarak kulaklarıma kadar gelen bir çagın lle kendimi toparladım: «Christian...» Bu annemdl. Biraz sonra. kapı arahğ:nda belirdi. Elinde sivrisineklere karşı cibinlik, bir de Dodsley'e ait kısa pantolon vardı. Genellikle tepesinde topladıgı saçları çözülmüş, sag kulağından doğru omuzuna dökülmüştü. «Hemen yatmah ve uyumalısın... Ama daha fince şu pantolonu bir giy bakalım... Olarak mı?... Darran. Oyalan ma...» Teneke kutuyu itina ile yerlne koyup kalktım, avluya çıktım. Helânın, evin içinde değil de bahçede olmasını sağlık bakımından daha uygun bulmuştuk. Ondüleli çlnkodan yapıl mı? kulübemsi bir şeydl bu. Vç beş adımlık olmasına rağmen her gece orays bir, ya da blrkaç defa uzanma zorunluğu beni daima Urkürmüştür. Akranlarımın çoğu gibl benim de hayaletlerden ödüm kopu yordu o çağlarda. Aksi bir te^•••••••••••••••a ^••••••••••••••fl CHRISTIAN TIPKI BABAN GİBİ Marius ve ben büyükleritnlzin yatıp kalktıgı odaya bitişik bölümü ortaklaşa kullanıyor • duk. îçeri gifdiğimde karde ştm çoktan uyumuştu. Baktım Dodsley'in pantolonu yatagı • mın Ustünde duruyordu. Denemek için hemen giydim. Sonra da neticeyi göstermelc amacı ile annemin odasına yöneldim. Gecelik kıyafeti ile benl karşıladı. Pantolonun bana uyup uymadığını anlamak üzere diz çoktü: «Yaz borunc* blraı kilo almağa gayret etmelisin...» Bu sözler üzerine karmmı biraz daha içeri çektim. Pantolon kaîçalarımdan aşağı doğru kayıverdi. Annem. bu manzarayı görünce sıska kalçama bir şaplak indirerek: « Haklısın... Hakhsın...» diye homurdandı. «Biraz daralttık tnı meselp kalmaz... Tıpatıp oturur. Spn de tıpkı baban gibi Smrunün sonuna kadar bir deri. bir kemik kala • caksın anlaşılan...» Bütün bunlar olup biterken babam karyolamn kenanna o • turmuş pabuçlarını çıkarmafa çalışıyordu. Ayak bileklerinin yarısına kadar gelen tipte yarım botlar giyerdi daima. Bağlarını çözmek için ufraşıp duruyordu. «Biliyor musun baba, bu gece kilisede du» eden kadınlardan biri düşüp bayıldı. Belki de ölmüftür... Tannnın evindc, Tanrıya dua eden bir kadının böyle bir âkıbete uğrama»ı. şaşılacak şey defll ml?.Ben akıl erdiremedim.» «Hiç de haklı degilstn evlâdım... Şayet insanlar sadece kiliüede bulunmak ve dua etmek şartiyle ölmiyeceklerinden emin olsalardı, biz mabetlerin kapısmı kapamak Imkâmm bnlamazdık. Hem Tanrı bize eceli de sogukkanlıhkla ve tevrkkülle kar«ılam»mın, 51 üm denen şeyi de her an hazır lıklı bir durumda beklememizl emredlyor. Çünkü ecel, ecel • dir. dua ederken de pekilâ geIrbilir... Bir insanın tam T»nrıya yönelmişken Stmesi de gflzel bir sonuç dogrusu ya...» Ağabeyimin eski elbiseleri bana bol geliyordu gadtlf sonucu bunların başkınına ugrarsam diye ecel tert döktüğümü gayet iyi hatırhyonım. Tam kapıya vardığım ıırada gıcırtıya benzer bir ses duydum. Bunu bir çeşit kükrems izledi. Tüylerim diken diken olmuştu birdenbire. Kendimi kaldırdıgım gibi helânın içine attım, kapıyı kapadım. Sadece bir iki saniye sonra lşin içyüzü meydana çıkacak ve ferahlıyacaktım. Fakat şu bir iki sanlye neler çektiğimi ancak ben bilirdim, Meğer her gece beiirli saatte heîâ çukurunu boşaltmaga gelen zencilerden ikisiymiş... Hayalet mayalet degil. Onların, işlerini bi tirip uzaklaşmasını bekledikten sonra yine koşar adımlarla eve döndüm... Aydınlık ve âşina bir çatı altı ne kadar emniyet verici bir şeymiş meğer. Annemtn saatlerce ter dökerek hazırladıgı valizler holde duruyordu. Gözüm, muşamba ile örtülU döşemeye ilişti. Portakal rengi ve yeşil desenlerle süslüydü evin bütüjn taban kısmı. Parlaklığını da enikonu kaybetmişti. Fakat bir ay sürmesi kararlaştırılan tatile çıkıyorduk. Dönüşümüze kadar döşeme cilâsız haliyle de bizi bekleyebilirdi. Üstünde durmama, düşünmeme ve kafa yormama hiç lüzum yoktu. Buna mukabil döner dönmes ilk iş olarak ağır i?çilik görevlerimden ilkine ve en önemlisine dört elle sanlmak zorunluğunu da ister lstemez dikkate ahyordum. Annera titiz ve meraklı bir kadmdı. Ona göre döşeme, ayna gibi parlamazsa döşeme sayılmazdı. Bu konuda şakaya gelir tarafı olmadıgını gayet iyi bildigim için canla başla çalışıyordum. Evvela bir bezle cilâyı yedire yedire sürmek gerekivordu. Arkasmdan kuru bir bez v» bir de fırça ile cil&yı parlatıyor, üçüncü bölümde de daha yumuşak ve daha temiz bir bezle son rötuşlan yapıyor, muşambaya annemin is • tedigl ayna parlakhgıru veri yordum. Mobilyalan parlatma, çama»ır günleri çamaşın çiğneme ve el arabası ile bahçeden eve odun taşıma görevleri de bana aitti. Fazla masrafı önlemek gayesiyle annem gerek'.i maddelerl birbirinde eriterek sabun imalâtım da bizzat yapardı. Bu faaliyet sırasında onun en yararh ve tek yardımcısı bendim. Fakat bu angaryalann tümü bir tarafa en canıım sıkan, bana en zor gelen iş döşemeyi parlatma göreviydi. Kahredici bir çalışmadan sonra •nneme tekmil haberinl verdiğimde gelir köşe bucagl dikkatle kontrol eder, her defa sında da iyi parlatılmamış kö Yukarki fotograf dan sağa doğru: ta duranlar yine ile birlikte. Anne Barnard ailesinl toplu olarak göstermektedir. Ön sırada oturanlar, solChristian Barnard, annesl, babas; ve ağabeyi Marius. Arka sırada ayaksoldan sağa doğru: AİIenin diğer iki oğlu Barııey ve Johannes karılarl Barnard ın kucağındakl y*Tru Marius'un oğludur... larını bir kerecik olsun kesmiş değildi. Beline kadar uzanıyordu... Elindeki saç fırçası, aîfeüilmesi güç yaramazlıklar yaptığım sırada bana dayak attığı fırçaydı. Aynadan yana dönüp siyah saçlarm çerçevelediği yüzüne baktım. Kestane rengi gözleri hem tatlıyclı, hem de mahmur. Güzel bir kadm diye düşündüm kendi kendi» me. uyusan fena olmıyacak ı»ll • ba?...» Daha sonra saatini komodi • nin üstüne koyarak yeleğini çıkardı ve gömleğinin dügmelerini çözmege başladı. Odanın diğer bir köşesinde anr.em saçlarmı taramakla meşguldü. Çocukluğundan bu yana saç YARIN: Bir evlenmenin hikâyesi t .NIHAL KARAMAGARAU evinde kalmamiî. bir taksiye atlaymca, elind» çantası, Nilüfer'in evinde yatmaga gelmiîti. V« flfl gün üç gece ev halkının ilgisini üzerinde topla Söylemedi. Nasıllar diye sordu. ben de cOmmıştı. lesi ellerinden öperler, dedim. Zevzekliğe baslaO Selim. bu Selim • Belli ki bu yön değiştirm»ma, dedi. Ben, bize gelmeyecek misin, dedim. O da ğe karar vermiş bir Selim. Sebep? tabii geleceğim, dedi. Ben ne zaman geleceksin, • Bakalım, anhyacajız sebebini,» diye düsfl dedim. O da bahk kavağa çıkınca demedi ama, generek Nilüfer hastahanenin önünden bir taksiy» lecegim zaman telefon ederim, dedi. Ben. evdekiatiadı. Zira Selim, ancak yedi buçuga kadnr vaktl lere haber vereyim mi geldiğini. dedim. O, bu ne olduğunu, yedi buçukta bir iş randevusu bulunbiçim soru? Sır değil ya, Istanbul'a gelİ5im, dedi. duğunu haber vermişti. İfadem bu kadar. Telefonda sesi pek resmiydi ama. konuştuju Iğildi kitaplarına. Nilüfer telefona yaklastı, mrada odada yalnız değildi. Arka plândan baîkatereddütle bakıyor. Selim aramadığma göre acaba larımn ^«leri duyııluyordu. onur meselesi yapmasa da arara mı? Ayhan'ın göz Nilüfer. Ayhan'ın tenbihini hatırlamakta: Dün ucuyla kendisini süzdüğünün, acıyormuş gibi kabir vesileyle evde ikizlere işittirmek istemiyerek fasını iki yana salladığının farkında değildi. Nilüfer'in kulaf'.na Bizüce: Nilüfer abla. S'kı bas davima karcı. Nilüfer abla, demiştl. Ne var? Nilüfer. bu sözleri düsünüyor. Bana sorarsan hani. artık iş yok dayımda. « Mutlaka bir şeyler sezmekte Ayhan. Bir şey Yava? yavaı başını döndürüp uzun uzun oru ler geveliyor. Yoksa Selim'in beni atlattığı kanısınbaktı Nilüfer: Ne bakımdan 1* yokT da mı?» Hiç yani. . ! .31». ., .4i.», Gerç\r kendi de bir seyleT sezmekte. Kahredicl Söyle ne bakımdan* ' .:/ " in.* !•••blt «eyler. Ama tıpkı ölümli beklenen hastaya ölü Kızarsm bana. mü yakıstıramamak. konduramamak, göz göre gör» Kızmam, söyle. gerçeği inkâra savasmak kabilinden böyle bir duy jruyla sezintilerinden kaçınmakta.» §U anda bile, Kaytanyor gibi de h«nl. Selim'in kayıt«ızlığmı degil, telefonda: «Sağ ol, vat öfkelendi blrdenbir». Yumruğunu defterln» ol. ben de seni çok görmek istiyorum» deyijini havurdu: tırlamakta. Kaytanyor be düpedüz. Aslını ararsan kendi kendinden de kaytarıyor. Yani senin anlıyacaDoktor Suad Cetin'in babasma ait muayenehan» nin kapısını holde tevekkülle bekleyen hastaiardan ğın Nilüfer abla, kendini yan çiziyor. biri açtı. Sonra. Selim. karşı odadan, hasta çok ge Insan kendini nasıl yan çizermis? lirse beklememeleri için hazırlanmış küçük bir sa Hani inkâr eder ya insan kendini. o türlü londan başını uzattı, baktı. Nilüfer. inceleyerek bakıyor. Bir seyler biliyor da saklıyor mu bu oğlan? Babıâli'nin kulağı de Hos geldiniz, buyurun, dedi. liktir. Selim hakkında orada fısıltılar mı duydu? Kıyafeti de bakışlan gibi, sesi pek pek resmU Duysa imkân var mı Ayhan'ın susmasına? AğzınDıs kabuüunu da değiştirmis Seiim. Genellikle luda bakla ıslanmaz. Son gelişinde «Yarın gidiyoubali giyinirdi Önemsemezdi kılık kıyafetini... Girum. diye vedalaşan Selim'i, üç gün sonra bir yinişine özen gösterir diye Ferit Belek'i kınardı. Fe özel otomobilde. yanında esaslı bir kişiyle gördürit Belek'in ne haddine böyle bir kostüm. İlk bakış ğünü haber veren Ayhan değil mi? Acaba o kota dikkati çekiyor. Resmî bir dâvete gider gibi ginuda da bazı bilgiler edindi de üzmemek için ml yinmis. Ingiliz kumasından duman rengi bir kossakhyor? tüm. Beyaz ipek Eömlek. Kırmızı kara kıravatla eş Sen neler işittin dayın hakkında? mendil ceofe. Nilüfer'in kahverengi tüvit tayyörüy Hiç bir sey isitmedim. İki gözüm çıksın, hiç le tam celişkide bir kılık. bir sey isitmedim. Nilüfer usulca onun oarmağına baktı. Nişan hal Bir süre başmı kasıdı: kasını gördü. Cıkarmadığına göre... Hani erkekçe düşünüyorum da. divoTTim W, Selim. kıliğı Vadar resmi bir yüzle elini tuttu, fen sıkı bas diyorum. Nilüfer abla. O aramaöptü Nilüf?r'H Sonra kııcpklayacakmıs gibi bir ha dan sen arama dengesizi, diyorum. reket yaptı. Birden pencereden yana döndürdü ba• Dengesiz» sözüyle pot kırdığmı anlıyarak sını. kendi ağzına vurdu. Sonra Nilüfer'e göz kırptı. Peneerenin yalnız tül perHpleri örtülü. Odada Öyle cana yakındı ki göz kırpışı, Nilüfer kızamaıçık yanmakta. Yan sokaktaki bir apartmamn aydı. nı düzevdeki kafında bir dnktor mııayene odasmın Merak etme, ben zaten aramayacağım. dedi. da ısıkları yanıvor. Ve c Dencerenin yalnız tül per Ve bu kararla odadan çıkarken Ayhan'ın badeleri örtülü. TüMprin arHında, beyaz gömlekli genç finı okîamaktan kendini alamadu bir doktor dolaMığı görülüyor. Selim. köşede, bir masanın yanındaki iki koltuğu gö^terdi: Otur. oturalım. Çok iyi gördüm seni.» Ge» Ni'.üfer'i iki gün daha azapta bıraktıktan sonçen gelişimde yorgvmdun, dedi. lşlerin nasıl gidi» ra Selim. o gün hastahaneye telefon etmiş. îstanyor? bul'a geldikten sonra biraz rahat5izlandığını, bu Böylece ilk cümlpleriyle araya uzakhk koydu. yüzden aramakta geciktişini söyliyerek özür dileBozeuna uğramağa bilinçaltı hazırlanmış ki. Nilümişti. îUki Selim, dost Selim biraz rahatstzlanafer bu softuk sahneyi soğukkanlılıkla karşıiadı. Ay cak da o anda Nilüfer'e haber vermeyecek!.. m üylunta cevap verdi: Madem ki karım olacaksm, şimdiden bana Bildiğin gibi uğraşıyorum. Asıl önemlisi sebakmağa alıs. demisti. nin işlerin. Bir yaz tstanbul'a gelişinde. Plâjdı güneş çarpmasından ateşlendiği o gün. Doktor Suad Çetin'in (Arkası rsr) 29 ^ » m .•.•••••••••••••••>••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••*;• I!IÎÎ!IIîîî!î*"""> ! •• • • • • • • •«•••••• MODESTY BLAISE AYAKÜSTÜ VERİLEN BİR KARAR Ben. kendi hesabıma hiç de aym fikirde değildim. Böyle bir duruma düşmemek için bundan böyle dualarımı çabuk çabuk okumak ve bir an Önce bitirmek gibi ayaküstU bir karara bile vardım o anda. Babam, bu gizli karan sezinlemiş gibi yeleğinin cebinden saatini çıkanp şöyle bir göz attı: «Biri geçiyor Chris... îatıp VEFAT Sevgili eşim, babarnıı, kardeşimiz. oniştemiz. dayımız, bü^TJğı.imüz ve akrabarmz Arşimidis Müessesesi Müdürlerindfn BAY Zahanya Kalınoğlu £.22b •«••••••••••••a ••••••••••••••a ••••••••••••••• •>•••••«••••••• ••»•••••••••••• Tiffany Jones TIFFANY JONES Vefat ettiginl teessürle bildirirler. Cenaze merasimi 2 Eylul 1969 Salı (?ünu saat 13 de Taksim'deki Aya Triyada Rum ürtodoks kllisesinde tcra olunacaktır. tşbu ilân hususi davetiye yerine kaimdir. Cenaze Servisi T. Dimtriyadis. Telf. 49 75 83 Kederli eşi ve çocuklan Katina Kalınoğlu Cumhuriyet 10615 DoğumveTeşekkiir Oğlumuzun dojumunda yakın ilgilerini esirgemiyen aile dostumuz: kıymetli JitT?kolog Dr. JALE DEĞER ile Dr. Sevin Ertekin; Ebe Nebiy» Ayakcı; hastabakıcı Suzan Sarıta?; Bahriye Göv. Cevdet Sen'e ve bütün Erez Kliniği rersonelir.e sonsuz şükranlarımızı lunarız. 30.8.1969 GÜL.KBGUN ŞENEB ko "" veresim: AYHAN BAŞOĞLU |I|NTİKAM Y E M İ N İ • (Yenl AJans: 4233/1M17) Sosyal Sigorialar Kurumu İslanbul Emlâk ve İnşaai Müdürlüğiinden Kurumumuz Diy&rbatar ve Batman Hastahanelerlne ait Klima işleri tekiif alma olmadığı takdirde pazarlık suretij'le ihale edilecektir. 1 İşin keşif bedeli 355.965, TL.dır. 2 Teklifler 12/9/1969 günü saat 10.00'da açılacak ve tekiif sağlanmadığı takdirde aynı ihale 13/9/1969 funü saat 10.00'da pazarlık usulüne göre yapılacakür. 3 Bu işe ait keşif dosyası hergün mesai saatleri içinde Fındıklı Meclisi Mebusan Caddesi No. 37 Sigorta tşhanı 5. katındaki Müdürlüğümüz Satınalma Komisyonunda görulebüir. 4 Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin, a) 17 908.60 TL.lık geçici teminatını, b) En az 249.000. TL.lık Klima ve benzeri işleri yapmış oldupunu belirtir belge veya Bayındırlık Bakanlıfındsn Eİınmış (B) grubu 1.500.000, TL.lüt Müteahhitlik Karnesi. veya (H) grubundan keşif bedeli kadar işin eksiltmesine girebileceklerini gösterir MOteahhitlik Karnesini, tekiif mektuplan ile birlikte zarfa koymalan. cı 1969 jılına ait Ticaret Odası Vesikasını İhale Komisyonuna ibraz etmeleri lazımdır. 5 İstekliler tklif mektuplannı 11/9/1969 Perşembe gün a saat 16 OO'ya kadar Satınalma Komisyonuna vereceklerdir. 6 Kurumumuz 2490 sayılı kanuna tâbi olmadığmdan ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. tBasın: 21314/10608). Eski Eser Onarımı İlânı Tokat Vakıflar Memurlugundan : 1 Tokat Takvacılar camii, Tatarhacı mescidi. Çirkin Hatun türbesi. Erbaa Fidi köyu camii. Çamlıbel han ve mescit 1969 yılı onarımı i?i 2490 sayılı kanuna göre kapalı zarf usulO ile eksiltmeye konulmustur. Keşif bedeli (168352,30) lira, geçici teminatı (9 667.61) liradır. 2 Eksiltme 19/9/1969 Cuma günö saat 15.00 de Tokat Vakıflar Memurlugu binasında Komisyon huzurunda yapüacaktır. 8 ~ Eksiltme sartnamesi ve difer belgeler Ankara'da Vakıflar Genel MOdOrlüğünde ve Tokat Vakıflar Memurlugunda görülebilir. 4 Eksiltmeye katılabilmelc için: Tekiif mektubunu, geçici teminatını, 1969 yüı Ticaret Odası belgesini, iatlrak belgesini, 2490 sayılı kanundt tarif edildijjî sekilde zarfa koyarak 19/9/ 1989 günü saat 14 00 de kadar Komisyon Baskanlığına vermeleri lâzımdır. 5 tsteklilerin, eksiltme şartnamesinin 4 üncü msddesinın (D) fikrasında işartlan belirtilen\ iştirak belgesini muayyen müddeti içinde Vakıflar Genel Müdürlügünden alarak teklıflerine bağlamslan mecburidir. 6 Postada vâki gecikmeler kabul edilmez. (Basın: 21373/10612).
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear