23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE İKİ • 15 Mayıs 1968 CUMHURtTET TEMEISİIİSMATIAR Prof. Bahri SAVCI termiştir. Bu duygululuk ve flgi, kendilerine, Anayasa Mahkemesinin son ksrannı pek terbiyell re saygılı bir nslflp içinde bir inkâra, aforUmsya, isnada konu etmeye yöneltmiştir. Bu furetle Anayasa Mahkememiz, bir saygılı uslubun altına gizlenerek, bizzat Başbakan tarafından ıarsılmıştır. Biz bu aforizmayı temelsiz, binaenaleyh bu sarsmayı ds haksıı ve tehlikeli buluyoruz. Onun içln, bir karşı duygululuk ile, sayın Başbakanın, bir hukuksal analize girmiyonnuş gibi gözükerek hem Kurucu Meclisi, hem Anayasa Mahkemesinl, Anayuanın başka ilkelerlni görmemekle, hatta lhlâl eylemekle isnatlayan görüsünü incelemek lstiyoruz. Yalnız burada sayın Başbakamn dununnnn da anlamamazlık etmiyoruz. Kolay değil, «Millt Irade» diye menılekete kabul ettirdiği bir çoğunluk iradesinin temelinde yatan bukuk dışı bir hukmü, bu hükmün arkasındaki kitle hacmine rağmen, bir başka organ, ortadan kaldınvermiştir. Bu, sayın Başbakanın Anayasa konsepsiyonuna, devlet konsepsiyonuna, devlet organlan arasındaki ilişkiler ve hiyerarşi konsepsiyonuna «fmamaktadır. Bilindiği üzere, sayın Başbakanın, bütün dfvlet iktidarlarını, bunları kullanan türlü organlan, •on seçün zaferini kazanmış kitlenin ağırhğı etrafında, «hükümranlık»ı bu Utlece işletmeye yaramaya aevk edicl bir devlet anlayısı vardır. Buna göre, hükiimranlıgın icrası, aon seçim taferint kazanmış kitlededir. özerk Anayasa kurumlan da dahil, bütün öteki devlet organlan, bütün öteki devlet iktidarlan, bu tnerkerin etrafında, hükümranlığtn bu merkezce uyfulanmasuun aracı, gereci, yolu, olanagl, ortamı olmalıdır. Hükürnranlığın bu merkezce işletilmesine yaramüdır. Bu merkez etrafında, böyle bir ilişkiler hiyerarşisi meydana gclmelidir. Huzur içindeki bir demokrasi, hükümranlığın böyle bir seçim mer. kezinde toplanmasına baglıdır. öteki organlann, lktidarlarm, hattâ Anayasa içinde söylenmeyen sosyo • ekonomik güçierin ve faktörlerin, bu merkez etrafında, bu merkezln «takdirleri Içtoıde», bu takdirlerin gerçekleşmesine yarayan bir organlar iktidarlar güçler demeti kurmasıua bağbdır. ayın Başbakan fıkAnayasa Mahkemesi tarafından lpS rasırunbüyük bir Seçlm Kanununun Ddjöstaline karşı duygululuk ve ilgililik o zaman haksız iddlalar temelsis ianatlar, yerslz ithamlar yoluna sapünuş olur. Başbakanın son lddiasında bütün buniar vardır. Şöyle ki: URÜCÜ MECLÎStN TAKDÜtLERİ: Sayın Başbakan demek istiyor M, Anayasa Mahkemesinin son karan, baraj sistemini, Anayasanın «demokratik hukuk devleti» ilkesine sıgmadıtından iptal etmiştlr. Oysa ki baraj sistemini Kurucu Meclis koymuştu. O zaman, demokratik hukuk devleti yok mu idi? vardı ise, demek ki Kurucu Meclis de, seçün sistemini Anayasanın bu ilkesine aykın olarak tesis etmişlik içine döşer. Binaenaleyh, ya bunu kabul edeceksiniz, itiraf edeceksiniz, ya da Anayasa Mahkemesinin •on karannı aşın ve aykın bulacaksınız. •••• !••• Kurucu Meclisin takdirleri Yine Boğaz köprüsü Dr. Gülten KAZGAN • ••• • ••• ı Gençler veyaşlılar Bazı yaşınıbaşmı almıs kişilerin, gençleri karşılanna alıp da dğüt verirken takındıklan tavra bayılırım : Biz sizin yasınızdayken basımızı kitaptan kaldırmazdık. Bicim lugatimizde serserilik, baytalık, dlsiplinsiılik yoktn. Şimdiki gençlerin haline baktıkça ntanıyoruj. Gençler çogunlukla bu sov kfiUemelere knlak aamaılar, lçlerinden çoğu «ihtiyar gene basladı palavraya..» diye düşünür. Düsünmekte haklıdır, çünkü genç insanlann karsısına dikilip samlmiyetsizlik gramofonn gibi gırçır geçmek vararsızdır. Gençler bugfinkfi toplumun her vanından çürüdütiinü billyorlar. Biliyorlar ki, şu hukuk profesörfl kitap hırsızıdır, yönetim kuruln arpalıkUnna baflanmıstır, sevahatten ve menfaatten basfc» »ey ^nsünmez Su profesör sözde dekandır, ama fakülteyi çiftlik halınde knllanmakta pervasızdır. Î7 Mayıs thtilâlinden sonra sağdan sola kadar olmadık kapının zilini çalmış bir oportünisttir, şimdi de isadamlarının hizmetlisl olmustur Su profesBr ticaret odalarında sömürü iktisadiyatının avnkatlıiını yapıp on binlerce lirayı cebellezi etmekten Btede bir işle raesgul olmaz .. Şu profesör zengin bir işadamının usagıdır... Şn profesflr Amerikan petrol kumpanvalannın çıkarlannı savnnmakla saltanatını türdürmekten çavn kavçısı olmıyan bir zavallıdır. Gençler hocalannın knnyesini biliyorlar, taaflannı biliyorlar, çıkarlannı biliyorlar, cehaletini biliyorlar, memlekette süren düzenin nasıl bir adaletsizlik fistüne oturduğunn biliyorlar. Ve bunu aniamıya bssladıklan daktkadan bu yana rahatsııdırlar. Avnı rahatsızlıfc bir başka nitelikle Avnıpada g5rüyoru*. Alman gencliği geçenlerde memleketln altını üstüne getirdi. Taşlı • baslı kisiler : Tahu bn nedir? Bn herifier anarslsttir. nihlllsttir diye Alman gençlerini kınadılar. Oysa Almanya'da Springer namında bir herif basın diktatörlüğü kurmus ve basın özgiirlüfünü para güciivle fiilen yoketmişti. Gençler bu adatnı vt bunun gibilerin nizamını protesto ediyorlardı. Aiman cençlitine değil Alman basın diktatörüne kızmak gerekirdi. Ama Almanyadaki egemen sınıflar, basın diktatörüne öfkelenecek verde çençlere çatmakta kendilerince varar buldular. Almanva, Amerikan kumpanvalarının vesavetinde, voksui ülkeleri s5mürmeve devam edecekti, basın tekelini elinde tutan Springer halkı uyutacaktı, Alman gençleri de üniversitevi bitirince bu çarkın birer dislisi olacakiardı. Gençlik, kendisine hazırlanan bn rrlecete isyan ettifi taman, yasll kusak «anarsist» diye bağırıvordn snratına .. Ne var ki. eençlik de durmuvordu. Fransadakl gençlik hareketl Almanvadaki gençllk hareketini kat kat asmıs, Isçiierle ortak eyleme döniismüstü. Genç Insanlar yeryüzü sömürüsfinden kendilerine dUsecek refab pavını alıp da snsamıvorlar artık.. Eskl kusaklara düşen, onların başkaldırmasını ayıplamak de(il, anlamaya çalısmaktır, Eftr nngfin ihtivar vervüıiinde avıplanaeak bir şev varta, gençlerin decil yaşlıUnn halidir. Türkivemizde daha açıkıeçik rörünüyor bn ayıp . tstanbulda. Ankarada tıp fakültelerini ticarethane, iktisat fakültelerini müşavirhane haline getlren profesSrler çoftunlnktadır. Ve buniar gerçek billm adamlannın gelişmelerlni baltalamakta. oniversite eatııı altındakl bir avuç namusln hocavı lindirmek için olmadık dalavere çevirmektedirler. llerici doçentler, profesörlüklerini üniversite kurullarından de|il Danıştav'dan almaktadırlar. Cniversltelerimlı kompradorluk dütenine göre ayarlanmakta. profesBr doktorlanmıı zengin sınıfın özel hekimlitinde ikbal aramakta, »ömürülen emekçl «ınıfların alınterl bir aıınlıftın refahına ve lüksüne harcanmakta, doğru'ları sSyleyenlerin ocafına Incir ağacı dikilmekte, tefecllerln saltanatında oy royfoyculuğunün adına demokrasi adı takılmaktadır. Gençler bütün bunlan görüvorlar.. yürürlükteki dflzenln temslleileri karşısında el pençe divan dnrmaya mı çatıralım onlan?.. Bn demektlr ki : Ey ırençler. gözlerinizi kapatınıı, çevrenizle Hgilenmeyinlz, aklınm iıletmeviniı. kafanızı çalıstırmayınız, insanlıgınızı anutannz! Bftyle btr ögüt, yfiksek Strenım gençlitıne verilemeı. Onıvergite gencligl birleşmeli. örcütlenmeli. çatımızın dünyatında omuzlarına dflsen sorumu vilklenmeli. Bu işl başardıgı gttn insanlığa ve Atatürk'e layık olduğunu ıspatlıyacaktır. K Işte Sayın Başbakan bunu demek istiyor. Buna verilecek cevap şudur: Ortada, ne o zamanın Kurucu Meclisinin bir aytanlıgı, ne de şimdiki zamanın Anayasa Mahkemesinin bir aykınlığı, bir aşınlıgı vardır. Var olan şudur: O zaman barajlı bir seçim sisteminin «Demokratik Hukuk Devleti» ilkesl içinde olduğuna dair bir idrak vardı. Fakat, sonra çağlar, şartlar degismiştir, gelişmiştir, yeni ihtiyaçlan karşılayacaıt yeni bir idrak doğmuştur. Bu yeni idrak, demokrasiyi, seçim adaletine dayalı bir seçimden ba$ka bir yerde görememe idrakidir. Ve işte An> yasa Mahkemesi, simdi, bu safhayı tesbit etmektedir. Bu, demokrasiyi anlayışta, kesin, deçiy mez, son safha da ohnayacaktır. ürkıye'de bazı konudar çığnene çignene çam sakızı haline gelır; kamu oyu bıkar usanır, fakat yıne de olumlu bır sonuç sağlanmaz. Toprak reformu, Boğaz Koprüsü bu konulann tıpık orneklendır. Butun sağduyu sahıbi kışilerin köprunun gereksızlığinde bırleşmesine rağmen, Köpru İkinci Plâna alınmıştar. Konudan bıkkınlık gelmış olsa da, proje gerçekleşme saöıasına gırmezden once bu konu uzerınde tekrar durmakta ve koprunün yapümasını sa\runanlann ilen surduklen iddıalara cevap vermekte fayda vardır. Î Deruzcillk Bankasmdan elde ettigimiz bllgıya göre, yıllık araba vapuru taşıma tratığınin terkibi şoyledir: (Bu rakamlara 150 bin araç cıvanndaki Kartal Yalova trafıgi de dahıldir.) 1963 (Bin adet) 1964 Otomobil Otobus Kamyon (dolu) Kamyon (boş) At arabası Hayvan 1360 111 515 213 28 6 1547 125 570 225 21 Araba trafiği 9 2507 2263 Demokra8İ anlayışı EMOKRASİ ANLA7IŞI Sayın Başbakan, gene demek istiyor ki; Kurucu Meclis, demokratik devlet tarifinl, seçim sistemlerinden ayırmıştır. Daha doğrusu, seçim sistemi ile demokratik devlet iliskislni sadece 55 incl madriede gormüştür. Seçim, serbestlige, eşitUge, girliliğe, tek dereceli genelliğe, açık sayım ve döküme dayanırsa, demokrasi. demokratik devlet vardır. Seçimde, bu 55 üıci maddedeki unsurlardan başka unsur aranamaz. Şimdi ise, Anay«sa Mahkemesi, bir çesit seçim adaleti de aramak s\ıretivle, fuztıliliğe gitmiş oluyor. Kurucu Meclisin Sngördüğünden daha zengin bir demokrasi, bir demokratik devlet anlayışı getlrmek suretlvle aşırılığa gitmiş oluyor. Işte sayın Başbakan, bunu demek istiyor. Bunun da cevabı şudur: 55 incl madde, demok rasimizin, demokratik hukuk devletimizin türn anlamım, unsurlarını, şartlanm, muhtevasım formüle etmez. Hattâ, seçlm sisteminin demokratik unsurlarını, şartlaruıı, muhtevasım dahi formüle etmez. 55 inci madde, ancak ve ancak, «seçimler» in «maddi amelivelerine» ait bir demokrasi şartlannı verir. Bütün literatürde, 55 inci maddedeki hususlar, böyle gösterilmiştir. Bunun ötesinde, tüm Anayasamızdan sızan ve 2 inci ve 4 üncü maddelerde duğümlenen bir demokrasi şartı dsha vardır. Evet. bizzat demokrasinln bir şartı, bir gereğl. bir lâzimesi varılır ki, bu olmayınca, bizzatihi de nokrasi. kendi cevherfnde bir noksana uğramış olur Bu da şudur: Iktidarlann ve muhalefetlerin de seçimden çıkması; fakat bu seçimin de egemenliğin sah'bi olan tfim Türk milletinin bu tümlüğü içinde te"isilinl veren bir seçim olması.» bunun için de, tüm ftlkeyi, tfim milleti vermeven; tersine, tüm tilkeyi deybnlemeye yarayan büyük bir oy kesimlnl yakarak iktidan, tüm milleti yansıtmavan bir kesime teslim edecek yoldaki bir prtan haliıide ortaya çıkan seçim adaletsizliginin piderilme D • •• • • ••* • ••« • ••• «Başka tercihler» "Ir şte sayın Başbakan» gBre devlet felsefest * böyle oldufu halde, gene sayın Başbakana (öre, şimdi, Anayasa Mahkememiz kalkıvor, bu konsepsiyona aykın olarak seçim zaferini kazanmıs kitlenin «takdir» leri önüne «başka tercihler» getirijor. Bu durum, sayın Başbakanca hazanedllir bir durum değildir. Kendilerl, kibar ve saygıl] u > *luplarına lagmen, buna sinirlenmişlerdir. Ve bnnıı, Anayasa Mahkemesini sarsacak bir fırsat saymışlardır. Şiındi. bu fırsatı kullanarak Anayasa Mahkemesini hafifletmek istlyorlar. Bu suretle, ilerde. onu kaldtrmaya yer hazırlamış olacaklardır. Hiç olmazsa, onu firküterek, ilerde kendl tradesi paralelinde hizmete yanaştırmış olacaklardır. Işte sayın Başbakan böyle bir düşünce veya içgüdüsü ile, Anayasa Mahkemesinin son kararını; Anayasaya; Anayasanın demokrasi anlayifina; Anayasa Mahkemesinin seçim sisteml tesbltinin Parlâmentoya ait olduğunn »öyleyen bir es> ki karanna; Anayasanın knvvetler aynmı kaldesine aykın olarak ilân etmiştlr. Ve böylece de, temelsiz ve haksız bir aforizmaya sapmıştır. Anayasa Mahkemesinin son karan; Karar tflmü ile ve bütün gerekçelerl ve muhalefet «ernleri ile birlikte yayınlanmca, elbette bir hukuksal eleştiriden geçecektir. Bunu, erbabı hem kendl aralannda, hem de kamu oyu önünde elbette yaparlar. Bu gibl analizler, bu yflksek mahkemenin bazı httkttmlerlni. kendilerinin anladığı yoldan bir başka yolda «değerlendirme» de testdl edebilir. Bu da yiiksek mahkememlze hiçbir zayıfiık e*tirmez. Tersine onu ancak gellşmeye doğrn yöneltir. Gerçekten, ne Anayasa bir «donmuşluk» nn lfadesidir; ne de Anayasa Mahkemesi belli bir «donmuşluk seviyesi» ne çakıhp kalacak bir kurumdur. Onda, onlarda aşamalar, gelişmeler olacaktjr. Bu aşamalan ve gelişmeleri çelişmeler olarak nitelemek doğru olmaz. Bu bir insafsuhk olur. Bunu biraz sonra göstereceğiz. Şimdilik konuya şu açıdan bakmak gerekir: Anayasa, bütün prensipleri Ue, prensiplerinde var olan felsefi ve sosyal muhteva ile, siyasal ilişkiler üzerindeld hukuksal idrak «biçimi Ue bir bütün anlam taşır. Bu anlam, türlü «çağ» lar ve «şartlar» içinde, çağlann ve şartlann getirdifi ihtiyaç anlayrslarına göre btı atatüık, bir esneklik |üeü Ue doludur. Anayasa, bu güç sayeslnde, sosyo . politik TB ekonomik bir gelişim vetiresl içinde siyasal • sosyal ekonomik hayatı değerlendiren kapasite kazanmıs olur. Aynı zamanda, siyasal • sosyal • ekonomik faktörleri ve oluşları birbirine intihak ettirme yeteneği de kazanmıs olur. tste Anayasanın bu kapasitesi, bu yeteneği Işletilerek; «caf» ile, «çağın ihtiyaçlan» ile sivasal sistem arasındaki Uişldler, hrtibaklar. bir gelişim çizgisi üzerinde kunümuş olur. Tabii bunu Anayasanın bizzat kendisi yapmaz. Anayasanın kendisi bir prensipler ve kurullar demetlnden ibarettir. Gerekli intibaklara ve «ihtiyaç karşılamaları» na varabilmek için, bu prensipler ve kurallar demetinin. dısardaa anlarnlaştırılması. işletilmesi gerekir. Bu anlamlandırmayı ve işletmevl de, en îlnde Parlâmentonun kendisi yapar Onun bu ist yapmadıçı, yapamadıfeı. vapmayı özel bir ısrarla reddettiği, tersini yapmakta özel bir inat ve kasıt )tös*erdiei zaman da. bu işi Anayasa Mahl.emesi ve öteki kaza uzuvlan yapar. Kaza ımıvlannın bir Anayasa sistemlnt anlamlaştırarak, işleterek, geliştirdiği bir gerçektir. Buna eöre. örnepin diyclim ki, bir Anavasa «demokrasi» prensibini kovmustur. Ama bu nv sü bir demokrasidir? Bunun karşılığını taribl gelişim çizgisi İçinde aramalıdır. Belli bir sürede demokrasi. seçmenlerin «ervet esasına göre saptandığı; aynı seçmenln OT gücünün, servet derecesine göre arttıgı; seçim'n de iki dereceli olarak yapıldığı bir seçimden ibaret sajnlabilir. Fakat çaglar ve sartlar detişir. Buna gBre Idrakler de degisir. O zaman, demokrasi, örnegin. «tek bas. tek oy esasmda, ve, secraenlikte hiçbir avrıcalık eöitermeden» vapılan bir seçimden iharet savılabilir. Gene çağlar ve sartlar değişir; idrakler gelişir o zaman demokrasi, muhakkak seçim adaictine •lavalı bir seçimden Ibaret gözükmeye baslar. Bu noktava da bir miktar kaza uzvunun k»tkıları Je gelinir. Kaza uzvu adım adım bu katkılan yaparken ve bu geHşmevi adım adım *afclarken, onun iki safhası arasında hir çelişme Üerl sflrmek, (telişme prensibini, kaza uzvaniTn bir anayasa sisteminl geliştirme görevini inkâr olur. TukanM Brnek biraz mfibalagalı glhl g»z*kebüir. 9unn bir gerçek saymalıdır: Hemen bütun Batı Olkelerinde kaza nzvu, anayasa sistemine kaynak teşkll eden bir g8rer sahlbldir Anayas»mn tfim anlamım kavramak içfn kaza uzvunnn kararlarmdan feraget edilemez. Böyle yapüırca • *•• •••• • ••• • •«• • ••• •••• •>•• >*•• öpruyü savunanlann başlıca dayanağı, zaman içinde araba vapurlarıyla Boğazın üü yakaYukardaki rakamlardan açıkça sı arasında karşıdan karşıya gegorülüyor ki, toplam vılhk trafiçen arabalarm sayısında çok suğın •' 60 ı otomobil, % 5 1 oto/ » rath bir artış olması ve yakm bır gelecekte bu artışı araba vapurlabus, geri kalan »4 35 1 de yük tanyla karşılamaya kalkmanın hem şımayla ilgili araçlara aıttlr. Aydenlz trafiğıni aksatması dolayıni gerçek, diğer kanıtlarla da dessiyle tehlikeli hem de yüksek mateklenmektedir. Halen, çalışmakta lıyetli bir hale gelmcsi ihtimalıdır. Bu ıddıa, söz konusu trafıgın olan 13 araba vapurundan sadece zaman içmdeki artışı ve terkibi üç tanesl yük taşımaya tahsıs eüzennde durmayı gerektırmektedılmış olup Sırkeci • Harem aradır. sında çalışmaktadır; vedısi Kaba195967 yıllan arasındaki 8 yü taş • Üsküdar, blri tstınye • Paİçinde Bogazda araba vapurlannın tasıdığı araç sayısı (aylık orşabahçe ve ikisi Kartal • Yalova talama olarak) 120 bınden 300 bıhatlarındadır. ne yukselmış, yani 2.5 katı bır Trafığın yıl içindeki dağılımı artış olmustur. Ulaştırma uzmanlarının tralık yaratıcı olarak ka da çok Ilgi çekicidir: Aylık istatistik bültenleri, traflğin Mayıs bul ettıklen etkenlerin ise, ılgi ayından itibaren artmaîa baslaçekıci nokta şudur ki, artışı bunun ancak çok kuçuk bır orarnna dığını. Agustosta bir maksımum» varmaktadır. Ayni dönemde, Turçıktığım, Eylulden itibaren azalakıye'de sınai ımalât V 80; tarak Ooakta minimuma ındigini » rımsal Uretim ' . 25; ithalât • ıhve bunun hemen her yıl aynı düracat "a 50 oranında bır yukselış / zenle tekrarlandıgını ortaya koykaydetmiştir Trafıgi artıncı bır maktadır. Oysa, Mayıs • Eylul etken olarak düsünülebılecek arası iktısadi faabyetın genel olaTrakya nilfusu artışı İse sadece rak yavsşlamağa basladığı aylar»o 20 den ibarettir. Dıfcer bır dedır. Trafıkteki artış, açıkça, lireyışle araba vapurlannın taşıdıgı timle hıçbir ılgısi olmayan. sadetaşıt savısındakı 2 5 kat artışm ne ce yazlık gezi terclhlertne bağlı nufus, ne uretim ve ne de rnubadele amşıyla açıklanması mumbir artıstır Ocakla • Agustos trakun değildir. Bu artışı açıklayıcl fıği arasında ise çok büyük fark tek etken olarak taşıt araçlan ^a olmaktadır: Meselâ, 1966 Ağustoyısındakı artış göstenlebılır: Gesunda 390 bin olan trafik, 1967 rek Istanbul ıhnde, gerek butuOcağında 250 bine düşmskte, yanuyle Turkıye'de aynı donemde ni üçte bir oranında azalmakta(kamyon, kamyonet, otobus, bidır. nek otoraobılı gıbı) taşıt araçla R madığı için 20 ncl yüzyüın lkînci yansında hâlâ okuma • yazma dahı oğrenemeyen vatandaşın cahıl kalmasıdır. Sadece, eğlenmek ıçın daha fazla masrafa katlanması, katlanamıyorsa da kendl bulunduğu sehır yakasında eğlenmesidır. Bir »raba vapurunun yapıra malıyetı 10 milyon TL. kadardır. 1972 yılında binek arabalan ıçın geçış ücretıni de artırarak 3 5 yeni araba vapuruvla, yani en çok 3050 milyon TL. yatınmia, bu hıztnet karşılanabılir 1972 yılından sonrasını ongorup hesap yapmak ise tamamiyle anlamsız•lır Bunun başlıea sebebı, teknığın son derece süratle değişivor olmasıdır. 2000 yılında, belkı hem karada hem suda giden otomobiller olacak, belkı özel helikopterler ozel otomobıllerın yerını alacaktır. Hattâ, 1980 yılı içinde bugunkü gidişin devamına göre trafık önsorülmesı gerçekçi değıldır. öngörebildiğımiz yakm gelecek ise, trafik artısı ve bunun Turk ekonomisi bakımından karşılanması gereken kısmı itıbariyle, bir köprüyü gerektirecpk nitelikte degildir 'rafik ve ulastırma uzmanlan, Bojaz Koprusü gıbı bır vatınmın, ancak yıllık trafık 12 milyon aracın üzerıne çıktığı zaman üzerinde durmavı gerektırecek bir yatırım oldugunu belırt mektedir öneör«bildi»imiz gelecekte ise Bo2a7 Kopru^unde trafık bunun varısına bıle erişmemektedir övleyse. bueünden hazirhga geçmek için hiçbir sebep crusünülemez. Ti Topluma fayda ve maliyeti Avukat TttUn OZUEN ile Avuk*t H a u n C»n KALABAT evlendller. Beyojlu 149MS tşte demokrasinin şartı, asıl buradadır. Anayasa Mahkemesi, ikinci maddedeki demokratik devleti, 4 üncü maddedeki bir e«astan ve Anavasanın tümündeki «modern temsilt demokrasi» IIkesinden kalkarak böyle anlıyor: Yeni ihtiyaçlar karşınnda... Seçim sistemini tesbit yetkisi ı EÇÎM SİSTEMİNÎ TESBtT YETKtSt1 Sayın Başbakan, Anayasa Mahkemesinin 1966/1 karan ile seçim sistemini tesbit hakkımn Parlâmentoya ait olduğunu kabul ettiğini; fakat, 1968 Mayıs karan ile, seçim sistemini tesbit yetUsini kendisine de tatuyarak, eski kararından rücuda bulunduğunu; bu suretle ortaya blrbiriyle telif edilmez iki karar çıkmıs bulunduğunu söylemek istiyor. Cevap: Anavasa Mahkemesinin çelişkin kararlan ounamalıdır. Ama her zaman için «geli<kin» kararlan olabilir. Kararlannı, çelışmelerin değil, gelişmelerin ifadesi haline getirmesi için. ona eleştirinin yardım etmesi gerekir Fakat burada. bir rücu, binaenaleyh bir çelışme, bir telif edilmezlik yoktur. Çünkü son karar dahi, seçim sistemini te«.bit hakkını gene Parlimentova bırakmaktan başka birsey yapmamaktadır. Çünkü, Anayasa Mahkemesi. bu son karan ile, «Parlâmentonun seçim sistemini tesbit eden 1968 Mart Kanununu iptal ettim. Onun yerirta. seçim sistemini ben tesbit ediyorum. Bu da şudur» diyerek, ortaya kendi formüle ettlgi yeni bir hüküm koymuyor. Ancak ve ancak. 1968 Mart Kanununda var olan, takat ytiksek bukuka aykın bulıuıan ve binaenaleyb Parlâmento iradesiıi eğer bu haliyle kalma bir ayıp ile mtvup hftle getiren bir unsuru bertaraf ediyor. Bu unsuru bertaraf ederek de, ParUmento iradesini, onun teşldl ettiği ayıp ile mâyup olmaktan fcurtulrnuş halde ortaya çıkıyor. Buna imkân ve riyor. Ama, Parlâmento, şimdi ayıbından sıyrılrms bulunan ve binaenaleyh saf hâline dbndüriilmüş bulunan bu iradesini, şimdi kabul etmek Istemi yorsa, Başbakanın evvelce dediği gibi, hemen top lanır. veni bir iıade belirtir. Bunu yaparken d> e birşeyi vapamaz: «Benım asıl iradem. o unsunı da ıhtava eden ırade idı Gene ona dönüvorum)divemez. Çünkü bu unsur. Parlâmentonun nslî iradesine avıp getirici bir unsur olduğu için. Vz zat kendisi. hiç bir zaman Parlâmento iradesi ola tnamıştır. O baştan da Parlâmento iradesi d^ ğildi. Sonradan da olamaz. Anayasa Mahkenıe si karan ile zaten Parlâmentonun muteber iradesi olmayan bir unsunın temizlenmesiyle, ParU mentova veya memlekete bir başka irade zorlanmış deçildir. !••• rında 2.5 mıslı bır artıs olmuştur ve her yıl bu ıkı sen bırbirini çok yakından izlemektedır. Diğer taraftan, aynı ddnemde Denizcilık Bankası iç hatlarda yolcu ve yük trafığı İle Devlet Demıryollan yolcu ve yük trafığınde yanya yalnn bir azalış olmuştur. Bu olgu, karayollan taşıt araçlannın denız ve denuryollarını ıkame ettığını ve Boğaz üzerindekı trafık artışının da hiç olmazsa kısmen. bu hatalı ulaştırma pohtıkasına baglı oldufunu ortaya kovmaktadır Meselâ, eskıden gemı ile Karadenızden gelen yük Istanbul tarafır.data lımana bosaltıldığı halde şımdı Anadolu yakasma gelmekte ve karşı yakaya geçırılme geregi ortaya çıkmaktadır; veya gemıyle geldiği takdirde Haydarpasa lımanına boşaltılabilecek vuk kamyonla tstanbula gelmekte ve Anadolu yakasına geçmektedir Yuk ıçın boyle olduğu gıbı yolcular ıçın dfi böyledır: Vapurla tzmıre veya Anadolu kıyılannda herhî>ngı bır yere gıden yolcular îstanbuldan vapura bindıklen halde, otobusler yolcuyu kısmen istanbuldan alıp arabavapuruyla karşıya geçmektedir Bu ıkame olayının trafığı artırmakta öncmlı bır pavı olmustur Fakat. trafıjh artıran en buyük etken ozel bınek arabalandır; otomobıl sahıbı vatandaşın tstanbul şehrının bır vakasında yaşayıp öbur vakasında geziye sritme tercihidır Eğer Boğaz Köprüsü, otomobil sahibi vatandasa gezi koiaylıftı sağlayacak bır vasıta degıl de Türk ekonomlsinın Reltsmesiıü olumlu yonde etkileyecek bir vasıta olarak düşünülüyorsa, göîo nünde tutulması gereken sadece yük trafiği olacaktır. tkinci Plân döneminde, 196772 arasında, kamyon ve kamyonet sayısımn 98 binden 111 bine çıkacağı yanı °o 12 oranında artacağı ön?orulmektedır Eger arabavapuru taşıma ücretmde hiçbir değışme olmadığı kabul edilırse. kamyon trafığının aynı oranda artarak yılda 1 mılyondan 1 mil yon 120 bine çıkacağı öngbrülebiIır. Bu da, bugtin 3 araba vapuruyla yapılan hizmetin hızmetın mahıyeti ayni kalmak şartıyla 4, biraz daha tvtfesmesi çartıyla da 5 veya 6 vapurla rahatça yapılabıleceğinl Rbsterir Cumhurlytt S297 J •»•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••I • • • • • • » • » • • • » • • • • • • • • •o • • • • • •• •• • • •• • • • • • • • • » ETDAL KETENCt (TUSTOK) İle YAVUZ KETENCt •vlandilar. t â tsUnbul 11 Mıyu Cumhuriyet TR1S OUNURIN BA$INA EN TATU OUY w Bankası A. %. Umum Müdürlügünden • Umum Müdurluğümıiz ıçın telefon santrah kapalı zarf • usulüyle mübayaa edilecektır. • Bu ı?ls ilgili sartname hçr gün iş saaÜarmda Bahçe • kapı'da BankanıZ Umum! Muhasebe Müdürlügünden temın edilebi'ır. Tekhf zarfları 21 Mayıs 1968 salı günü saat 17 00 ve kadar Umumî Muhasebe Müdürlüğüne teslim edılmış olacaktır. Muvakkat teminatı 15 000. TL. dır. Banka ihaleyi yapıp yapTiaınakts ve işi dılediğine vermekte serbesttir. • Bankam.? 4490 sayılı ArUrma. Eksiltme ve İhale • 2113/5300* Kanununa tâhı oVsıldir Reklamcılık: Turk Ticaret Williâms Saktlına M r t v«y* y t . çağım* fu vayafcutr.utka o/surı, Wllllam$ yumuftk v» rthıt FemfllOnMıl S l l l t e ı ı umlntft Villltmı Trt| knml rthtt, MflnmiMl v« yumutık tra* uflltr. Erkık jüzflM cuibt, tMİzilk vırlr. • Binek arabaları B :::: :::: Öze! otomobil B • ••• • ••• u önerının ne kadar yerinde olduğu, Boğazın ıkı yakası arasmdakı trafığın terkıbı mcelendiginde ortava çıkmaktadır ÎNEK ARABASINA (JELİNÇt: tkıncl Plân, 196772 yıllan arasında bunların sayısında «« 80 oranında bir artış öngorüyor Yanı araba vapurunda vıllık otomobil trafıgi 3 5 milyon kadar olabılır. şu kadaı kı, geçış ucretlennde bir deöişme olmasm Tamamiyle btr «lüks» mahıyeti tasıyan bu geçlş hizmetinl pahalı bır yatınmia karsılayacak yerde kısmaya gitmek de mümkündür Geçlş ücretlertnde (meselâ bir mlsll gibi) çok önemll bir artış vapıldığında bu Ulep kısılır. Bunun da sonucu ne köyde Içecek su bulamayan vatandaş için söz konusu olduğu gibi vatandaşın mikroplu sudan ölm» sı; ne hastayken vatacak yatak bulamayanlar gıbı sokaklarda ölmesı; ne de okuvacak oku) bula (lafKilık t>4lW »••••»»»»••••»»•»»••»•»»•»• FRUKO TAMEK MEYVE SULARI SANAYİİ ANONİM ŞİRKETİ GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN: T E § E K K Ü R Annemızın zor ameliyatınl büyuk bir muvaffakıyetle yapan S S.K. Istanbul Hastanesı, Kadın ve Doğum Hastalıkları Mutehassısı Savın C)p Dr. İNSAAT İHALESİ 1 Ankara'da, Ankara Esenboğa yolu üzerinde inşaı mukarrer Ankara tesisimizin 1. kısmı teklif alma suretile ihaleye çık»« nlmıştır. 2 1. kısım ihalesi 7700 m2. lik inşaat sahalı fabrika, losyal tesisler, büro binası ile ihata duvan, kanalizasyon, aaha v» yol b*tonlannı ihtiva etmektedir. Yapı, betonarme karkas •• çeliktir. 3 Eksiltme şirketinüzın İstanbul, Topkapı Londra AsfaltmdaJd Genel Müdürlük binasında yapüacaktır. i Eksütrne, sartname ve diger ihale evrakı il« projeler şirketfanizin İnşaat Müdür'üğünde 20 Mayıs 1968 ile 24 Mayıa 1968 tarihleri arasında sast 9.0012.00 de görülebilir. 5 Eksiltmeye girmek isteyen taliplere jirketçe teklif istem* •vrakı verildiği takdirde, İSTEKLİLJSR : a) 150.000. TL. lık muvakkat teminat mektubu. b) 1968 yüına ait Ticaret Odası belgetl, c) Mall durum bildirisi, d) Banka referans mektubu, e) Yapmı? olduklan ve yapmakta bulunduklan işleri bildirea listeyi, Şirkete vereceklerdir. • İhale 31 Mayıs 1968 cuma günü yapılacaktır 1 Şirket ihaleyi yapıp yapmamakt» veya i$i diledigina yapbrmakta serbegttir. HULKIYE •••• TURGAY'a ATEŞ'e asıstanları Dr BÜLENT ATAHAN, Dr. MÜNİR GENCER ve Dr. ÜLKÜ ERBİL'e Anastezı Mutehassısı, Sayın Dr. HATİCE Aykırüık ve tecavüz ıTVVETLER AYRIMINA AYKIRILTK VF TECAVÜZ Son olarak ve üçiincü noUta Ue ilişkUi olarak Sayın Başbakan demektedir ki: Anayasa Mahkemesi, iki fıkTayı iptal ederek yarattığı veni bir sistemi zorlamaktadır. Bu S"retle Parlâmentonun seçim «»istenı; tercihinrte hulunma hakkını ranbetmlş ulnvor. Bu da knw>tler avnmı prensibine tecavüzdür. tste Başbakanın nâzik ve savgılı bir üslup içinde sSyled'Si budur. Doğrusu pek ağır bir suçlamadır bu... Bütön rerekçeler ve muhalefet şerhleri okunmadan bu kadar ilen gidilemes. tki 'rkranın iptali Ue bir sistem yaratılmMıjh. ancak, zaten muteber olmavan bir anbın Parlâmentonun asl! iradesinin sırtından çekillp altndığı; ve ortada kalanın, Parlâmentonun syıpsiz iradesinden başka obnadığı biras ynkard» açıklandı. Btnaenaleyh, ortada, Parlâmentonun seçfm sistemi terclh yetkisini gasbederek kuTvetler »y»nmmı 'hlsi de voktur. K ameliyatmda car.dan yardımını gorduğumuz, amehyathane hemjire ve personelıne, bakımını takip eden hemşıre MUZAFFER OLCAY, HAYRİYE TOKAT ve hastabakıcı NERİMAN BAVER'e, vakın alâkalarmı esıretmeyen, hastane doktor dostlarımiza • • Cıldiye Mutehassısı Sayın, :::: :•:: • ••• Dr. TARIK » • • •• • • • • • • ••#»•••••• KIRBAKAN'a Dr Neiat t'RAS Cumhurıvet sn derın sevşı ve teşekkürlenmızi sunarım. • ••• • ••• • ••• :•:: .. .. MOTELRESTAURANT 212 Tevsı tadilât ilâve yeni tesisleri ile bütün işlerini bıtırmıs olarak sayın müsterilerinin hizroetinde. REZFRVASYON PenrtıU S:t 48 «1 Cumhuriyet J274 ' ıtııııH«ıı>vı • ••••••• •••••• B55S1 \ 1' 'K* Kadar Reklâm: 388/51
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear