26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CÜMHURÎYET 18 Araiık 1967 SAHtFE BEŞ Belediye 55 liralık narhı uygulatmak için depolara Belediye zabıtası koydu Pvoh Tunaya Eğitim Politîkasını ycı di Türk Devrim Ocakları Genel Başkanı Prof. Tarıs Zafer Tunaya dün bır bildiri yayınlayarak, son zamanlarda Türk milli eğitim politikasmda ortaya çıkan yanlış hareketleri yermiş, «Devrim ocaklan bu yanlış hareketleri, Devrimi köklerinden sarsan bir gidişin ve milletçe kalkınmaya aykırı bir gelişmenin göze batan işaretleri olarak tanımlar» demiştir. Zararlı eğitim politikasına örnek olarak, Turk Dil Kurumuna, öğretmenler Sendikası Başkanına ve Ortadoğu Teknik Universitesi İdari İlimler Fakultesi Dekânına karşı girişilen hareketleri gösteren büdıride dil konusunda şöyle denilmektedir: «Türk DU Kurumu devTİmci, ta 1 rafsız, bilimsel gelişmesini temsil eden eserleriyle dimdik ayaktadir. Onu yıkamryanlar onun. daha doğrusu devrimin karşısında uvdurma bir akademi kurma teşebbüsiine geçmişlerdir.» Türkiye Öğretmenler Sendika&ı : Başkanı Fakir Baykurt'un Bakan | lık emrine alınmasının, demokra ] siye dayandığını Ueri süren bir | iktidarm antidemokratik bir sap ; ma içinde bulunduğunu gösterdiğı ' belırülen bıldiride. öğretmenlerin ] bırleşme gücüne kımsenın karşı ; koyamıyacağı soylenmektedir. i Bildiride, Ortadoğu Teknik ; Üniversitesindeki olaylarla ilgi'i \ olarak ise, Mütevelli heyetin, İda j rî tlimler Pakültesi Dekanını ye \ niden seçmemesinin, ünıversite i muhtariyetini zedeleyici ve daya ] nışmaya aykırı bir hareket olduğu beürtümektedir. Odunun çekisi 70 lirayo yukseldi ' Isının birdenbire düşmesini fırsat bilen odun ve kömürcüler, fiatlan artırmışlar ve odunun çekisini 60 70 liraya, kömürün kilosunu da 50 75 kuru.şa satmaya başlamışlardır. Halbuki Belediyenin tesbit ettiği narha göre odunun çekisi eve teslim 55 lira, kömürün de kilosu 25 kuruştan satıiması gerekmektedir. Kendileri ile görüştüğümüz ilgililer, tstanbulun kı? Ihtiyacım karşılayacak odun ve kömür stokunun bulunduğunu ileri sürmüşler ve •Halkın. kıjhk yakacak Ihtiyacmı son zamanda temin etmiye çalışması ve depolartn önünde toplanması fiat artışlarına yol açıyor. Buna bir de fazla para kazanma hırsı karışınca fiatlar yükseliyor. Ancak halkm bize yardımcı olması ve narh fiatının üzerinde ödeme yapmaması ge rekir» demişlerdir. Ote yandan dün bütün odun depolarına birer Belediye Zâbıta memuru konulmuştur. Belediye Başkanlığı, şikâyellerin zâbıta memuruna dujurulmasını istemektedir. Bu arada Belediye, artışı önlemek gayesi ile pazartesi gününden itıba ren geçen yıllarda olduğu gibi Yenikapı ve Kasımpaşada tanzım satışlan yapacaktır. ERENBURG'un Litvinov ve Stalin Litvüıov'la veşitli yıllarda ve çe şitli durumlarda karşılaştım. Dış işleri Bakanı bulunduğu sıralarda, Moskovada ona gidip gelırdim. Onunla Pariste görüştüm. Geneve'de birlikte yemek yedik. Gözden düştüğü sıralarda onu gördüm. Washington'a gitmeden önce, bir gecemizi birlikte geçirdik. Savaş yıllarından sonra da o nunla konuştum. Onu iyi büdiğimi söyliyemem. Daha çok, az konuşan bir kişı idi. Oturur, dinler, kimi zaman hafif alaycı, kimi za man babacan bir eda üe gülümserdi. Çok az lâfa karışırdı. Ama öyle, asık suraüı susan kişilerden de değildi; gülmesini severdi. Litvinov büyük bir adamdı. Bunu, şundan da anlamak kabildı: En küçük bir inisiyatifin şüphe uyandırdığı Stalin devrinde bile «Litvinov okulu diplomatlan» kavramı vardı. Bu «okul» un bütün diplomatlarını, kimisini az, kimisini daha iyi olmak üzere. tanırdım. Bunlardan Krasin, Dovgalevski, Kobetski, Divilovski ?ibileri baskı devrinden önce ölmüşlerdi. Kollontay, Surist, Steyn gibileri şanslı çıkmış, yataklarında ölmuşlerdi. Mayski, Rubinn, Gnedın ise, pek çok eziyet çektı'iten sonra hapishaneden sağ olarak çıkabümişlerdi. Bir çoklan ise, iftira kanunsuzluğun kurSTALİN.. Litvinov, onu Batıyı Unımamakla ıu(lamıstı banı olmuşlardı. Dostlarımın ve tanıdıklarımın a etti ve alay ederek Imparator sıl sürüklediklerini gördüm. A Imyazılannın düşündüğüm zaman Titus'u anlatmaya koyuldu. Gedam kanlar içinde idi, onlar Ise hiç bir mantık göremiyorum Sta celeyin, sözlerini defterinie not şarkı söylüyorlardı...» lin, her zaman bağımsız davranettim. Surits, galiba ilk Sovyet elçisi mış olan Pastemak'a neden doLitvinov'a saldırdıkları ve Parti İdi. Yeni Afgan Emiri Amanullah kunmadı da, kendisine verilen bü Jverkez Komitesinden çıkarılmabi Han kendi temsilcilerini Moskotün emirleri harfi harfine yerine na karar verdikleri toplantıda, vaya gönderince, Lenin de onu getiren Mih. Koltsov'u yok etti?? Litvinov, öfke ile Stalın'e sor1919 yılında Kâbil'e göndermişti. Litvüıov'un hemen hemen bütün muştu: «Yam siz beni halk do;Bu daha Sovyet dilpomasisi do4yardımcılarmı neden öldüritü ds manı mı sayıyorsunuz?» Kapıdan madan önce olmuştu. Surits, b'r hırçın Litvinov"u kurşuna dizdırçıkmakta olan Stalin, piposunu güven mektubu hazırlıyabilmelc medi?. Bütün bunlar benim için ağzmdan çıkararak: «Hayır, sayiçin eski arşivleri kanştırmak zobir bilmece olarak kalmaktadır. mıyoruz» diye cevap vermişü. runda kalmışü. Lenin, bu güven Zaten Litvinov'un kendisi de baş mektubunun başka türlü yapılLitvinovu tutuklamadılar. Ama ka bir sonuç bekliyordu. 1937 yıması gerektiğini söylemlş ve ken £talin onu işinden çıkardı, böylelından başlyarak son hastalığına }üue de süründürmek ıstedi. Ns disi, Aiganistarun egemenlik hailarının ve bagımsttlıfırun tarunB * ^ W L . . bunu yapamakadar, geceleri başucundan talMB ''** »iftaı o»sıMŞ^fDa , ması sözlerini efcliy«relr yeni bir ? m«erJtrr"%ovyetrer Blrliğicasını hiç eksik etmezdi. EgerHe güven mektubu yazmıştır. ne saldırısından sonra, Stalin, celeyin almaya gelirlerse, sonunu Surits Afganistanda çok kalmaLıtvinov'u çağırttı, dostça ona beklemeden işinl kendisi bitiredı. Yerine Raskolnikov'u getlreelini uzatarak Amerikaya gitmecekti. rek onu Norveç elçüljine tâyin sini teklif etti. Utvinov. daha 1933 Litvinov'un, tarnamiyle barışsa ettiler. yılındanberi, o sıralarda Birleş'k ver bir görünüşU vardı: Şişman, Amerikanm Cumhurbaşkanı olan iyi yürekli, iyi bir aile babası idi. Roosevelt'i tanımakta idi. AmeriAvrupada bulunduğu sıralarda, kada bulunduğum sıralarda, eski fırsat buldukça, sinemalara gidtT Cumhurbaşkanının politika arkadış d : . İyi yemek yemesinı severdi. lan, Roosevelt'in, Litvinov'a çok Yemek yerken onu seyretmek saygı beslediğini, bir çok meselezevkli bir işti. Ama bu barışse•arih diplomatları, komutanlar lerde ondan akıl damştıgını bana ver adam, çok iyi tartışmasını bi gibi, zaferlerine, ya da yenlanlattılar. lirdi. Batılı diplomatlar ona korgüerine göre yargılar. Her dıp ku ile bakarlardı. Batıyı çok iyi 1943 yılında, Stalıngrad zaferinlomatın, hattâ en yeteneklisinm tanırdı. Yıllarca politik göçmen den sonra Litvinov'u geri çektiler. bile kendi Austerlitz'leri, kendi olarak Avrupada kalmış, bir In 1947 yılında da emekliye ayırdıVVaterloo'ları vardır. Bunlann çogilız kadmı ile evlenmışti. lar. Sta'in'in emriyle, oturmakta ğu duruma bağlıdır. Surits'i Anolduğu beylik evde kalmasına ikaraya gönderdikleri zaman, yezin verdiler. ni Tİirklye gözlerini umutla Mos kovaya dikmişti. Surits işini DiDışişlerı Bakanlığının bir odilen bir adamdı. Sıra adamları, us smda cenaze töreni yapıldı. Bita dip'.omatların susmasını bildık risı, yazılı bir konuşma yaptı. Lit lerini sanırlar. Oysa konuşmasını, vinov*un yüzü çok sâkin, hattâ iyiyi daha iyi yapmasım, kötüyü >umuşaktı. Bu sırada yanıma önlemek elden gelmese bile, hiç Surist'in kızı Lilya yaklaşarak, itvinov, Lenin'den saygı ile değilse frenlemesini, yumuşatmababasmm bugün öldüğunü haber söz eder: «böyle bir adam ne sını bümek de gerek. Surits, Mus verdi. gelmiş, ne gelecektir, derdi. tafa Kemalin güvenini kazandı, 1 O, ya'nız Rus köylüsünün isteklek devlet arasmdaki dostluğu güg rini değü, Uoyd George'un ve lendirdi. Surits, Mustafa KemalWilson'un psikolojisini de bilirden hayranlıkla söz eder: «Musdi...» tafa Kemal büyük bir zekâdır, der Litvinov, Stalın'den üç yas büdi. Daladier onun yanında cahil yüktü. Stalln'den söz ederken ihbir kasaba politikacısı gibi kaurits'le, 1922 yılında Berlinde, tiyatla konuşur, zekâsını beğen'r hr...» Sovyet sanat sergisinde tanışdi. Yalnız bir seferinde, dış politım. Surits, her şeyi dikkatla Surits, Hitler Berlininde ne yatikadan söz ederken, içini çekegözden geçiriyor, kâh öfkeleniyor, pabilirdi? Sadece gözlemlerde bu rek şöyle demişti: «Batıyı bilmikâh hayranlık gösteriyordu. Beni lunmak ve Moskovaya bildirmek. yor.. karşımızdakiler, yalnız bır Oslo'ya çağırdı, orada çok iyi re Roosevelt'in dostu Amerikan Bıikaç şahla bir kaç şeyh olsaydı, sim sanatçılarınm bulunduğundan yükelçisi Dodd, «günlük» ünde, onları mat etmek lşten bile sayılsöz etti. Sanata âdeta tapar, Surits'in yaptığı görüşmelerden mazdı...» tablolar toplardı onda Rodus bir çok seferler söz etmiştir. Litvinov, hiç de yumuşak huylu ile Levitan, Matisse ile KoDodd'un kızı Martha ise, Dodd'un bir adam değildi. Surits, tanık ol rovin; Marquet ile Benoit gibi çok Berlinde güvendiği biricik diploduğu bir olayı bana anlatrmştı; çeşitli sanatçılarm tabloları varmatın Surits oldugunu bana ken1936 yılmda Surist'i Moskovaya dı. Bunlan herkese seve seve gös di ağziyle söylemiştir. çağırmışlardı. Yapüan toplantıda terir, «sanat dünyası» nın önemi1937 de tspanyadan Parise gelLitvinov kendi görüşlerini ileri ni anlamadığım, Levitan'a değer diğim zaman Sovyet Elçiliğinde sürmüş, Stalin de onun görüşleri vermediğim için bana çıkışırdı. Surits'i gördüm Berlinden sonra ne katılmış, sonra, Litvinov'un ya Paris ona cennet gibi gelmişti. nına yaklaşarak elini onun ormjSurits'in geçmişi üzertne çok zuna koyduktan sonra «GörüyorSavaş başladı. Düşmana ateş az bilgim vardı. Bir gün Hitler'clsunuz, pekâlâ anlaşabiliyoruz iy açmak cesaretmi gösteremıyen o Ierden söz ederken: «Üstelik Heite» demiş. Litvinov, Stalin'in elidevir Pransasının küçük adamladelberg Üniversitesinde de okuni omuzundan indirdikten sonrn: rı, Surits'in Paristen alınmasmı dum! dedi. Eğer o zaman bunu «Ama, uzun bir süre için değil.. > istediler. Savaş sırasında, Kuybibana söyleselerdi inanmazdım. diye cevap ve/miş. Bir gün Litvişev de beni bir gece «Grand OSık sık soyut konuşuyoruz. Belki nov'a, en büyük politikacı kimtel» de misaiir etti. Durmamacade sözler önemlerini değiştiriyor. dir, diye sormuştum. «Hiç şüphe sına Uç saat nefes nefese başan«Yabanileşmek». o yıllarda bunun yok ki Stalin», diye cevap verdi sızUklarımızdan söz etti: «O zabenim için ne anlamı vardı? PoSonra nedense, bir îngilizin yazman Almanlarla anlaşma yapmaS litik yanlışlık, Berlinde, öğrencidığı Eski Roma tarihinden söx bir zorunluktu. Bu işte Pransızlertn bir ihtiyarı sakalından nalar, tngilizler ve Beek (1) suçludur. Ama Stalin bu iki yıldan n<t sıl yararlandı? Bunu söylemek korkunç. O, Ribbentrop'un imzasma inandı. En yakın dostlarınm kendisine oyun oynıyacaklanndan şüphe etti de, gitti Hitler'e inandı!» Surits, fısıltı üe konuştuğunu sanıyordu. Oysa bağıra bağıra ko nuşuyordu. Bavulundan bir taAnonim ve Eshamlı Komandit ve Hissedar kım tablolar çıkardıktan sonra yatıştı. Surits, Stalin'in davran.ş Sayısı 20 den Fazla Limited Şirketlerle larını «kişiüSinin patolojik olarak ikiye bölünüsüyle» açıklardı. Kooperatiflere Surits bir çok şeyleri Stalin'in karakteriyle, onda bulunan. teoŞehrimizde faaliyette bulunan Anonim ve hisseli komandit ve hisri ile uygulama arasmdaki çelişsedar sayısı 20 den fazla Limited şirketlerle kooperatiflerin 1967 yılı me üe bağlardı. hesap yılı genel kurul toplantısı için en geç 15. Ocak. 1968 gününe kadar Müdürlüğümüze iki nüsha dilekçe ile, müracaat ederek toplantı gün ve (1) 1939 yıllarında Polonja Dı?saatinin tesbit ettirmeleri, toplantı günleri Müdürlüğümüzün imkânlarıişleri Bakanı (H.Â. Ediz) na göre Ocak, Şubat ve Mart aylarma serpiştirilmek suretiyle tertipleneceğinden dilekçeye gün yazılmaması ve Müdürlüğümüzden gün alınmaA R I N : dan ilân yapılmaması önemle rica olunur. dü. ÇEViREN: HASAN J&LI EDIZ I 952 yılı, benım için, cenaze töreniyle başladı. 1951 yılının son günü, M. M. Litvinov öl ŞEBÎ ARVS = VUSLAT GECESt TÖRENI «Mevlâna Haftası» nı her dil ve dinden 30 bin kişi izledi Maddiyatîan bıkanlar bu yıl da Konya'ya, Mevlâna'ya koştu Sofu TUGKUL Konya'dan bildiriyor ele bu mevsım, insana hıizun veren koca Konya bozkırıru aşarak, soğuk, hareketsiz ve nemli Arahk gecelerınde, Konya'da bir şeyler arayanların çabası boşuna değil .. 694 yıl önce ölümsüz olmuş bir büyük kişinin, Aşk anıtının. hâlâ gurul gürül akan Aşk ve mânâ pınanndan bir yudum olsun nasıplenmek isteyen bin'.erce insanın akını bu... Gencı yaşlısı, kadını • erkeği, yerlisi yabancısı, artık iyidea iyiye bayağılaşmış bir madde dunyasını birkaç gün olsun unutmak için Konya yollarma döküJmüş... Kım derdı kı. 21 yıl önce, 194(5 Konya Mevlâna Müzesinde Tilarda mütevazı Halkevi sa'.onunda lâvet odasından ve gümüş kaoı50 • 60 kişiyle başlıyan «Mevlâna1dan geçen herkes başını yukarıy* yı anma geceleri» bugün yüzbinkaldırdığı zaman bu yazıyı görür. lerin ugrağı olsun. O gunlerin Yılda ortalama dort yüz bm ziHalkevi başkanı Mıthat Şakir Alyaretçi, o gümüş kapıdan eksU tan, geceyi açıp sözu, Mevlânayı girip tamam olarak çıktığına inaen iyı bılenlerden bıri olan mernır. Bir zevkli mutluluktur bu... hum Muhüs Koner'e bırakırken, «Mevlâna Haftası»nın başladığı bugunlerin geleceğini ve Mevlâna Aralık ayınm Ilk haftasından itianma törenlerinin bütün yurdıı baren Konya. bir ana baba günübdylesine kapsıyacağını, herhalde dür. Otellerin onu (CD) plâkan aklından geçırmiyordu. arabalardan, hangi memlekete aid olduğunu elinizdeki memleket ril«Kâbe'tül uşşak bâşed in makam» muzu kataloğundan sokebileceği«Her ki nâkıs aracd incâ şuıl niz çeşitli harf gurubu taşıyan aratamam» baiara kadar yüzlerce otomobille (Burası âşıkların Kâbesi oldu. Bu doludur. kapıdan noksan olarak giren taOlümünün 694. yıldönümü olan mam olup çıkar.) 17 Aralık'ta, artık bir Mevlâna sloganı haline gelen: E «Gel, gel ne olursan ol yine gel, Ş «İster Mecusi, ister Putperest o!, = yine gel, ~ «Burası umutsuzUrın dergâhı deS ğildir S «Yemin etsen de, vüz kcre tövbeni Ş boz, yine gel!... = çağrısına uygun bir «gelişi» yal~ nız Konya'da görmek mümkün... 5 Belki garip bir rastlantı, insan Ş Hakları Evrensel BeyannamesinKi S yajTnlandığı Arahk ayında, Mev lâna'nın insanlan her yönden eşıt E gören, insanı insan bilen bu in2 sanca çağnsı daha bir anlamlı, ^ daha bir yüce!... Bir ceset bulundıı Kurbağalıdere'de dün saat 15.20 sıralarında 65 yaslarında boğulmuş olarak bır kadın cese dı bulunmuştur. Kadıköy Söğütlüçeşm e Caddeıı tren köprüsu altında, Kuşdılı karakolu mıntıkasında. Kur bağalıderede yüzü koyun kapanı.k olarak görülen cesed. Polisler tarafından çıkarılmıştır. Polıs ve Savcılık cesed üzerınde yaptığı ılk aramada hüvıyetı ve ölümü hakkında hıcbır ıp ucu bulamamıştır. Olavın soruş turmasına bakılmaktadır. 18 Arahk Ramazan 16 VE. 7.18 12.10 14.29 16.42 18.211 5 34 2 37[ 7 29 9 48 12 00 II 1.39 12.52 Eminönü Temizlik İşleri Amirlığinde gorevli ve Belediyenin verdıği lojmanda kalan 360 aı«sçı sobalarınm yanmamasmdan önceki gece donmak tehükesi geçirmişlerdir. Olayia ilgili olarak kendileriyle gorustuğumuz ısçıler olayı şöyle anlatmışlardır. •Dört odadan ibaret olan lojmanda 4 soba bulunmakta ve 360 arkadaş yatmaktadır. Üzerimizde birer battaniyeden başka birşeyimiz yoktur. Dışarıda bir ara sıcaklık 2 dereceyi bul muş arkadaşlar titremeye başladı. Biraz hareket yaptılar. çoğu da Limaıı Caddesi Hisardibi No. 23 33'deki kahveye gitti. sabahladılar. Fakat burada yatan bizler saat 04 sıralarında kanlarımız uyuşmuj, hareketsiz kalmıştık, Sahura kalkan biri yatanların yüzlerini tokatladı da kendilerine geldiler. Eğer sahur olmasaydı. sabaha kadar kaskatı kalacaktık.» I H! lşçiler, özel trene rağmen kara ve hava yolculuğunu tercih ediyor Tatil münasebetiyle yurda gelen işçilerimiz, özel tiren tahsis edılmış olmasına rağmen, kara ve hava yolculuğunu tercih etmektedir. Tırenle gelen işçiler ise, uçaktan korktukları ve m e v sim kış olması sebebiyle tireni tercih ettıklerini söylemiştir. Bu arada geçen yıllarda 810 bin I mark getiren işçılerın bu yıl da i ha az döviz getirmeleri ve ge f tirdiklerini de bozdurmamalan % dıkkati çekmektedır. Bu konuda | bir işçi, «Almanyada 1 markı 310 J , kurnşa boznyorlar. Burada ise | banka 285 kurus vermektedir. « Her n a r k t a 25 kurus fark ettifi * için getirmiyorlar» demiştir. | îşçiler az döviz getir'diglnden, g Sirkeci Garında bankalar tara f fından kurulan şubeler iş yapa l, mamaktadır. \ GUneg Iktndl 350 lira ile geçinilir mi? Yavuz Çiroğlu hni,ojı ile yayımianan «350 Hra ite geçinilir mi?» basjıklı yazı incelendi. 222 sayılı kanunun geçiei 2. maddesinde (15. maddede yazılı şartlan baiz öğretmen bulunmadığı takdirde) enaz orta okul muadili okullar mtzunlarından 18 yaşını bitirmiş olanlardan, açılacak kurslarda başarı gösterenler, durumîarına göre kadro karşıhğı iicretle muvakkat öğretmen tâyiu edilirler. Bunlardan enaz 2 yıl başati ile çalısnıış. olanlardac Öğretmen Okulu bitiıme imtihanını verenler âsil öğretmenliğe geçirilirler, denilmektedir. Bu duruma göre asil öğretmen smıfına katılmamiş olan muvakknt öğretmenlerin asil öğretn<enlere tanınan haklardan jararlandırılmalarına kanunj imkân yoktur. Durumun bu sekilde gazetenizde tavzihini rica ederim. Öğle Vatsı nıektuplar Bir satıcının \ paketinde mermi \ ve tabanca bulundu* Durumundan şüphe edilen bir | seyyar satıcının elindeki pakette f 1800 tane tabanca mermisi bulun i muştur. i; Dün saat 19.30 sıralarında Sirke | cide Orhaniye Caddesinde elinde 1 bir paketle dolâsan seyyar satıcı İ Mehmet Duran Ustaoğlu'nun du ? rurnundan şüphelenen poüsler pa I keti açmca içinde Alman menşeli s 7.65 çapında bir tabanca ile 1800 \ tane mermi ele geçirmişlerdir. | Ustaoğlu nezarete alınmış, tah $ kikata başlanmıştır. • Surits, Atatürk'e hayrands | Keban Barajı ve Haslamız tecrübe = Pcrtek köprüsü Uıhtnsı yapıldı Belki derdine bir çare buluruz diyerek sancılar içinde kıvranan 8 çocuk annesi Nadire Alpdoğan'ı 12/ 9/967 de Ankara Hastanesine götürdük. Bir Dahiliye Mütehassısı hastaya baştan savma seri halinde yaptığı muayenelerde, hayli masraftan sonra «bir seyi yoktur» derfi. Sancıdan mustarip hastayı Tıp Fakültesindeki hastaneye götürduk. Muayene yapıldı. «Karacier buyumesı vardır, hemen hastaneve yatırılması gerekır» cevabını verdi. Yalvardık, rica ettık, parasız yatırılması mümkün olmadı. Nihayet bir hayatı kurtarmak için oturmakta olduğumuz meskenimizi Emniyet Sancfığına ipotek ederek aldığımız para ile hastayı yatırdık. Hastamız bır tedavi gormeden, zaten kansız kalan vücudundan mütemadiyen kan alınıyor, ilik alınıyor, ciğerinden parça koparılıyor. Güya tahüller yapılıyor, elimizdeki belgelere göre 38 kan 4 filim alınıyor. Meğer bu asistan doktor, hastayı tecrübe tahSayın Milli Eğitim Bakan;; tası yapmış, uzerinde ihtisasını Yeni çıkanlan orta öğretim yapıyor. 31 gün süren bu denemede hasyönetmeliği bazı okullarda kasım ortasında öğrencilere sözümona ta ıştahtan kesildi, ölmeye yüzkaraciğer duyurulmuştur. Büyük çoğun tutunca, «Hastanız kanseridir. Alın götürün!» dedilukla zaruri sebeplerden bazı 3ğ ler. renciler yeni yönetmeliğin 20 gün Hasta evde fenalaştı. Pazar lük devamsızlık süresinı doldur gunü hastaneye gittim. Doktormuşlardır. Nasıl olsa daha var lar yok imıs, kımse gelmedi. Dıdır diye zamanında rapor da a şarda çok değerli bir doktor buldum, hastayı muayene etti ve lmmamıştır. tşin yoluna uydu hastanın 31 güno!e teşhisi zor yarulması için Bakanlığınız rapor pılan hastalığını muhterem dokve izinli sayılma yetkisini tanı tor 5 dakikada bulmuştu. mıştır. Bütün orta öğretim okultsimleri bizde mahfuzdur, neşlan buna uyduklan halde Trab re lüzum görmedik. Dosyası haszon Erkek San'at Enstitüsü Mil tanede, yatak 10, taburcu günü 3 Kasım 1967 dir. Hasta komaya dürü bilinmiyen bir sebeple inat giriyor, nöbetçi doktor bayan etmektedir. Belgeli ögrencileri gece çağınlıyor, «Beni rahatsız Sanat Okuluna almazsımz, bazı ediyorsun!» cfiyerek hastayı kıyöneticUer sizi sabote eder du rıyor. Allah, hakkımızı bunlarrurlar ve sonunda da teknik yö dan sorsun. Kim bilir, bu derece çalışkan, bilgıli doktorlar daha ne kayma olmuyor diye yakınır bizim gibi kaç aileyi maddeten sınız. Trabzon Sanat EnstitüsU ve mânen yıkmış ve yıkacaklarMüdürU resml bir müessesenin dır. raporunu tanımamak yetkisini Sayın Bakammız, demek ki, nereden almışür. Oysakı Bakanlı cidrfî muayene yapıhrsa teşhisi Biraz ; ğıruz muhtar ilmühaberine bile mümkün olabiliyormuş. : cevaz vermektedir. Bu işın bır olsun müteselli olabilmemiz için verecek cevabı bekleriz. Hür: tatlıya bağlanmasını (yalnız ou metlerimizle. I yü İçin) rica jder bilvesile htirSüreyya ALPDOGAN ; metlerini suııarım. tncesu Tepesi Altay : Bir Veli Sokak No. 21'5 Ben Tunceline bağlı Pertek kazasında dertli bir vatandaşım. Keban barajının yapılması hem bizi sevindirdi hem de üzdü. Çünkü sular altında kalacak Pertek körrüsünün yeniden yapılmayacağını başka taraftan yol yapılacağını duymuş bulunuyoruz. Tahminimize göre yeni yol üzerinde 10 dan fazla köprii yapılması icab etmektedir. Yapılacak köprüler. Pertek köprüsünden daha pahalıya çıkar. Hükumetin kârh tarafı düşünmesi daha isabetli olur. Günde 500600 vasıtanın geçtiği bir köprünün yapılmaması bizi kayrette bırakıyor. İlgili Bakanhk kat'î olarak köprüyü yapmıyacaksa araba vapuru işletilmesi düşünülsün. İlgili Bakanhklardan bu sütunlarda bize cevap vermeleıinı arzu ederim. Mustafa Kahraman İsüklâl Mahalle^i PERTEK Belediyeciler = ııedcn mürakabe = etmez | Izmirdeki zeytinyağı skanda s linden sonra diğer gıda madde S lerinin çoğunun bozuk olduğu S meydana çıktı. Gazeteler bu ko S nu üzerinde çok durduğu halde = ne gazeteciler, ne Belediyemizin ~ ilgilileri her gün yediğimiz ek ~ meğin ne kadar sağlığa aykırı Ş şartlar altında satıldığına, tasın = dığma hiç temas etmediler. Evet = ekmek fırınları kısmen makine 5 leşip adlarını ekmek fabrikasına Ş çeviriyorlar ama taşıma şeklin 3 de hiçbir değişıklik yapmıyorlar S Ekmeklerm fırın veya fabrika S lardan pejmürde kılıkh taşıyıcı = ların kucaklarında arabalara ve = ya küfelere dolduruldugunu ve S aym şekılde mahalle bakkalla Şj rına verıldığini Belediyemizin i l " ^ çılileri görmüyor ve bilmiyor ş mu? ~ Mademki fınnlar fabrika olu 3 vor, ekmoklen ambalâ.ilıyamaz = lar mı? Ambalâjlama güç ve m a s ; raflı ise fırın ve fabrika sahip ^ leri, ekmek tasıyıcılarma temiz Ş beyaz önlük gıydirmelerine mecE bur edilemez mi? Belecfiyemiz ilgililerinin, sağ s hğa zarar vericı bu iş üzerinde , önemle duracağını ümit ederiz. ^ Sıtkı TARHAN = «Semâ» gösterilerinin yapıldığı kapaiı spor salonu, hemen her gece 1500'ün ustunde ziyaretçinın uğrağıdır. Bu yıl Süzidıl makamından «âyin» icra edıhyor. Her yıl değişir bu... Değişmeyen, gösterilerın güzelliği, anlamıdır. «Mutrip» heyeti, Nejzenbaşt, Neyzenler, küdumzenler ve âyınhanları ile özel yerlerini almışlardır. Semâzenler, başta «şeyh» arkasından Semâzenbaşı olmak üzere «Semâ»ın yapılacağı yere gelmiş, uzerlerindeki siyah hırkaları va başlarındaki uzun «sikke» leri ile Itrî'nin Naat'ını beklemeğe koyulmuşlardır. Naat'tan sonra Ney taksimi vardır. Arkasından «devri Veledî» başlar. Bu, karşılıklı baş kesip selâmlaşmak, en gençle, ın yaşîının birbiri önünde tevazu .e eğilmesidir. Üç kez tekrarlanır bu devir... Müzik devam etmektedir, devirden sonra Semfi'a geçilir. Hırkalar çıkmış, semâzenler beyaz «Tennure» lerin açarak dönmeğe başlamışlardır. Kollar açık, baş hafif sağa eğiktir; sağ el içi havaya açık. sol el yere dönüktür. Bu duruş, «Hak'tan alır, halka veririz. Kendimize birsey ayırmavız, ancak aracıyız» anlamınadır. SONA ERDİ «Mevlâna Haftası» dün gece «Şebi Arus» töreninde, Turizm ve Tanıtma Bakanı Nihat Kürşat'ın konuşmasıyla sona ermiştir. Törene dün Konya'ya gelen Başbakan Demirel ile bazı Bakanlar da katılmıştır. Hafta süresinoe 10 bin yabancı olmak üzere 30 bin ziyaretçi Konya'ya gelmis, yaklaşık olarak 8 milyon lira bırakmıştır. Batı Berlin Üniversitesınden Rayın Hart ile arkadaşlan da mevlevi müziğini banda almışlardır. Musiki ile ilgili bandın uzunlugu 72 kilometreyi bulmuştur. î Litvinov, hiç da yumuşak huylu değildi ACl XAYIP Sürmene esrafmdan merhum Mehmet Orhon ve Zübeyde Orhon'un oğulları. Ibrahim Orhon ve merhume Zehra Çiiingiroğlunun kardeşleri, Maide Konyalı, Nadire Çilingiroğlu, Ömer Orhon. Emine Şatıroğlu, Müşer ref Orhon, Talat Orhon. Sabri Orhon ve Sevim Atay'ın ağabeyleri, Ahmet Hamdi ve Mustafa Orhon ile Safiye Özkan ve merhume Emriye Ormancı'nın amcazâdeleri, Fikret Vural, Yalçın Kızıltan'ın kayınpederi, Yıldız ve Mustafa Vural'ın dedeleri, Güner, Dâver, Enis Orhon ile Gülbin, Vural ve Sevinç Kızıltan'ın sevgili babaları Emckli İlk Öğretim Müdürü 17 aralık 1967 pazar günü îstanbulda Hakkın rahmetine kavuş muştur. Cenazesi 18 aralık 1967 pazartesi günü Fatih Camünde kıhnacak öğle namazını mütaakıp Edirnekapı şehitliğine defnedilecektir. AİLESt NOT: Çelenk gönderilmemesi rica olunur. Cumhuriyet 13010 I İlk Sovyet Elçisi Surits S | Rapor kabul | edilmiyor HABİP ORHON yaz stajı Sayın gazetenizin 14.11.1967 ta = rihü nushasınm Cumhuriye'e = mektuplar köşesinde yaym'a ş nan «Sağlık Koleji öğrencilerinm E yaz stajı» başlıkh yazı konusu E inceîendi. E «Bakanlığımıza bağlı Sağlık KT E lejleri Meslek Okulu olduğun E dan Sağlık Okullan ve Sağlık E Kolejlerj yönetmeliğine göre te = orik ve pratik öğretim ayn ayn = birer bütündür ve tedrisat yapü ~ ması gerekmektedir. Yatıh Sağlık Kolejlerimizde E öğrencilere gerek teorik ve ge E rekse pratik tatbikatlarda 1 nci E sınıîta ayda 20, II nci sınıfta 25, E III ncü sınıfta 30. IV ncü sıml = ta 50 TL. harçlık verilmektedir. = Gündüzlü öğrencilere harçlık E verilmemektedir. Her yıl hazırla E nan kayıt kabul koşullarmda ya E tıh öğrencilere harçlık verileceği. = gündüzlü öğrencilere verilmeye ceği bildirilmektedır.» E Teşekkür ederiz. E Naci tLHAN E Basın Müşavirî s HANIMLAR! X4* * * 3(. AVRUPA MANTOLUK KUMAJUR, KORKLER TERİIİN. AKTEK PARDESOLER, KABANUR GPUR DANTEIUR, GECE ELBİSELİKLERİ SON MODEL HAZIR HANTOUR AKSU BAÜANİYELER İPEKfŞ MANTOLUK KUMAŞUK STOK, STOK, STOK, ISIANBUL BOLGE TİCARET MUDURIUGUHDEH Sultanhamam Tcl: 22 29 74 fBasm: 279761 15004 Sabotajcı doktorlar meselesi âlllllll'IIIIIIIlllllllllllllIllllllllllllllllltllilillllillllllllllllllillUlllllllllHUIIlHillllllllllllllllllUllllllllllllUlllS
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear