25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 Nîsan 1965 CUMHURİYKT SAHİFE BEŞ jıııııııııııiHiııııııiHiııııiHimııınnııııınıınııııııımınmıııııınnıııııııınıınııııınınıımıııııııııtıı JACÇUEUNE KENNEDY ANLATIYOR: «Onunla hirlikte ihtiyarlamayı arzu etmenin bir hayal olduğunu bilmem gerekirdi...» MÜTEVEFFA BASKAN JOHN KEVN"EDYNtN ÖLÜMÜNDEN SONRA .TACQUELtXE. İLK PEFA OLARAK. HİSLERİM AÇIKLADI. VE KENDİ KALEMİYLE UMUMİ EFKÂRA DUYURDU•O*JM kaybedeli bir yılı geçti. Bu arada, öyle günler yasadım ki, O'nunla dolu, O'nunla bir'.ik t« jeçırmi? olduğumuz tatlı »aatleri defalarca hafczamda d o laftardım. Birlikte yajadığımız aon gün, benim için ne kadar kıymetli büemezsiniz. Hayat do luydu, ne?e içindeydi, v t birden bir» yok oldu... Ylne bu son gün gelecek elb«t her K H « yeni ba;tan yaşayaeağım o anları... Seneler insanı ne kadar değiftlrirmi? meğerse... Bir sene cnce, ondan daha evvel, ne haldeydim. Ve şimdi ne kadar değistirn. O hayatta iken, aklımdan geçmeyen çeyler basım» geldi, nasil değişmiyeyim... Arunmaya imkân aradım. Bu »cıımı hic bir tesellisi yok. Kaybedilenin yeri dolamaz... Baskan Kennedy'yi çok sevdifcini, fakat onunla tamşmaya fırsat bulamadığını iByliyn birl, bana çu gatırlan yazraıjtı : «Bir kahraraan, ihtiyaç halinde ortaya eıkar. înancımız zayıflayınca, ve kuvvetimiz azalınca birdenbire bir yıldızın parladığını ve ışığını üzerımize yönelttiğini farkederiz. O ışık, ortadan kaybolunca dahi, aydınlattığı kalbler, onu ebediyen taşırlar.» Bilmeliydim, o günlerin sihiri birden sona er^cekti. ama, o kadar mes'uttum ki, düşünemiyor dum bile... O'nunla birlikte ihtiyarlamak arzusu içindeydim. Çocuklarımızın büyiidüklerini beraberce görebileceğiraizi ganıyordum. Şimdi o bir hayal oldu. Bizim ıstırabımızı temenni ederitn ki hissetmiyordur. O'nu hîr an düşünüyorum. Sıkıntıları yok artık, zaman mefhumu da yok... Ha«talık, acı, sevdiklerini kaybetmenin ıstırabını duymuyor. Ebed uykusunda O. Ölüm gününde. hayatiyet doluydu. rteşe içindeydi, ve bir anda VLzim âlemimizden ayrıldı. O hürdür şimdi. Biz mecburen yaşayacağız. Onu çok sevenl=r benim hissiyatıma iştiıak ediyorlar. Bütün kalbimle inanıyorum ki, «Çok sevdiğinizin kaybının acısı. sizi yutan ölümden çok daha muazzam...» YUNUS NAD1 armaganl «KÜÇÜK HİKÂYE» 1964 • 1965 MHHMMM HİKÂYELERİN TflSNtFI DEVflM EDITOR uracaat süresi 1 ocaku sona eren 1964/965 ^ h Yunus Nadi Armağanı hikâye yarışmasına 1 gönderilen yazıların tasnifine ve ilk elemesine devam edilmektedir. İlk elemeden geçen hikâyelerin yayınlanmasma, haziran ayına kadar devam olunacaktır. Hazir,;n ayının ilk haftasında toplanarak olan Küçük Jüri. gszetede yayınlanan ve ilk elemeden geçtiği lıaldt zaman darlığı sebebiyle yayınlanma imkânı kulamıyan hikâyeleri inceleyerfk. kararını Büyük Jüriye bildirecektir. Kücük Jürinin tcplantı günü ve ilk elemeden 2 <pn hikâyeler hakkında okuyuculanmıza syrıca • i'gi verilecektir. 28 Nisan 1926 tarihli Cumhuriyetten II AVRUPAYI ALTÜST EDEN MUAHEDE Rıısva ile Almanya arasında aktedilmi? olan muahede ;u dort oıaddeyi Ihtiva etmektedir: 1 Rus . Alman münasebetlcrinîn esası Rapelle mtıahedesi olarak kalmaktadır. Akdi yapan iki hiıkümet, kendîlerini alâkadar eden bütün siyasi ve iktisadî me^eleler hakkmda bir itilâf hıısule getirerek ttostane bir surette temas halinde bi'lunaraklardır. 2 Akdi Tapan hükümetlerden *>iri sulh halinde buiunmalarına rağmcn üçüncü bir devlet tarafınıfan tccaviize u^rarsa, ötekl tarafa tam bir hitarafhğın muhafazası viiklenmektedir. 3 Taraflardan biri oteki taraf aleyhine iktisadi veya mali hoytotaj tertibi maksadiyle kurulan t»ir manzımıeTe giremiyecektir. 4 Mnahede, imzaiı tarihinden ctibaren b«s lene müddetle muteoerdir. Bu muahede Avrupa politik çevrcierindc bii.vük akislcr uyandırmıs !>ulunraaktadır. Fransada olduğu rini İnırilterede de ba Rus Alman ınlaşması hoş kan^anmamıştır. Karıneavı iııriınıru'iı aıiiiııı Yaıan : Öner ÜNAL'N 23Auam bir taria îaıesi yüzünden öldürülmüştü. Koylülerin alışageldikleri adam öldürme olaylarına hiç benzemiyordu bu. Adam öldürülürdü öldürülmesine: Toprak için, para için. kadın için. öcalmak için. anlaşılır herhangi bır şey için. Ama tarla faresi yüzünden adam öldürmek duyulmuş içlerden değildi. Üştelik öldürcn «karıncayı incitmıyen» biriydi. Herkes elinde olmaksızın kendini öldürülenın yerine koyuyor. o'aya karışıveriyordu. «Ciğeri beş para ctraezı in biriydi öldürülen. Kimse onun üftüne tek söz «öylemedi. Sanki adam kesinlikle olayın dışındaydı. OI.AY TERİ Orta Anadolu bozkırını kara bır çizgi gibi ke«en karayolu ad?iz, küçük bir tepenin de yanından geçer. Tepenin batısında bir kume akasya vardır. Ağustos başlarında akasyaların bütün canı olanca ye?illiâi ile dal uçlarma çekilmiçtir. Tepeyı kaplayan kopekdişlerınin ömür'.eri çoktan tükenmiftir. Cılız devedikenleri. gumüş renkli tüy'.eriyle canlannı süne?ten saklayan sığırkuyrukları kurağm bir türlü yıkamadığı yaşayan anıtlardır. Soluk pembe çiçecikleriyle yaban karanfilleri gülümsiyerek bu çetin yaşama savaşına katı'.ırlar. Onlarm insanı iyimscrlige çaaırmaları bambaşkadır. Bu öylesine güçlü bir çağrıdır ki. yapılacak en güzel iş boyun egmektir. Artık verimsiz tarIalara, toprağı akıp gitmiş uzak tepelere bakmak da neden? Goğe basın. söğe! Bu bozkır göğünün aydınlıâi güclü yaşamaiar içindir. arkasını goıenmordu tarla faresi. Sesler oradan geliyordu. Orada yırmi kadar iççi hendek sçıyordu. Hendek yakındaki köyden baslamı.ştı. iki gün sonra tarla faresinin yaşadığı tepeyi yarıp geçecekti. Karıncayı incitmiyen Adam orada çalışanlardan biriydi. Daha ilk bakışta çevresindeküerden ayrıliyordu. Giyimi onlarmkine benziyordu. ama ona bakmca insanın gözü güzel bir uyumda. olağanüstü bir dengede bulduğu rahatlıâa kavusuyordu. Adam toprağa basarken bile do=t. sevgili bir eli tutar gibiydi Öğleyin ış bırakıldı. Işçiler akasyaların gölgesine oturup Allah ne verdiyse yediler. Kimisi şundan bundan konuşmaya daldı, kimısi yere sırtüstü uzanarak kasketini yüzüne kapayıp dinlenmeğe koyuldu. Karıneayı incitmeyen Adam da sırtüstü uzanmışt! toprağa ama kasketini başının altına koymıış, gözlerini gökyüjünün ayriınlık mavisine açmıştı. Önce gö| a ünde kavuşturduğu kollarınt yanlarına uzattı; sağ elinin parmakları kullanılmış ^abun kalıbır.ı andıran vesil. güze! bir taşa dokundu. Tası aldı adam, avucunda hafifçe «ıktı. yere bırakıp okşamağa başladı. Taş yumuşadı. daha da Püzelleşti. O sırada biri elini uzatıp çckti aldı taşı. Karırıcayı incitmiyen Adam baktı : Köylüsüydü bu adam. Ama ikisi birbirine öyle yabancıydılar ki, kırk evlik bir köyde böyle iki insanın bulunabileceği belki ya'.nızca düşünülebilirdi. Taşı elinde şöyle bir tarttı adam; sonra finüne. yere attı; sağında duran kazmayı aldı. kaldırdı. Tas bütün taşlar gibi durdu kazmanın a'tında: Taş gibi. Kazma taşın ortasına indi. Parçalar çevreye daçıldı. Taşla birlikte karıncayı incitmiyen Adam'ın da yüzünde güzel bir şey ktrtldı M. Betlen MODA DÜNYASINDA Italyan kıtaatı Habesistan'da tnPetedc yapıtan bir toreııde Ma(iliz Snmalisi hududuna kadar ilcr:ar Ba5bak.>nı M. Betlen dikkate enıişlerdir. ie^cr bir boyanatta bulunarak deNikahlar Be/ed/yede miştir ki: • Macaristan'ın mukaddcratınuı • kıytlacak ne olacafım söylemek mümkün de. Medeni Kanunun intisarından |ildir. Yalnız bildiğimiz bir sry ;onra rıikâh ve izdivaç mukavelerirarsa ^facaribtan'ın bugün içinde lin kâtibiadiller (noterler) tarafınbuî 'HıgH ^aziyetin devamına ian akdedilmesi lâzıra geldiğt saimk.jıı olmadığıdır. ÇünJcü bu^iin ıılmakta idi. Halbuld kanun bu vasadıiınıır hayat degil belki ted^azifeyi Belediyelere yüklemekteriri surfttr ölntndur. Bnndan dolayı iir. irtahkta fırtına alametleri vardır. Bu fırtınanın her tarafı süpürüp, Kanuna göre. eylülden itibaren kısa ptiri'slu Avrupa siyasi sahsinikâh ve izdivaç mukavelelerl vetleriüin kıırdtıkiarı binavı da de 3elediye dairelerinde akdedilecek\ irnırsi muhtemeldir.o •••»•«•••••*>*•••«t,«p>a«aaaıaaa«»«>«««BB«a«KBaa *•••••••••••••*•••••••••>•••••••••••••••••••. ••>• Macar Başvekili mühim bir nuîuk söyledi halyon kıtaatı Hebeşistan'da ilerliyor MOLYNEIH 6789 yollarmdan. 8 Ccllâdın idam mahkumunun boynuna taktıgı, eski Divan Edebiyatı şairlerimizden biri. 9 Son Osmanlı Padiçahlarından biri, tırnak cilâsı. TUKARIDAN AŞAGlTA: 1 Harab ve perişan yıkık yerler (çoğul). 2 Çanakkale çovresindeki bir kasabamızın halkından. 3 Afrıkada bir çöl, kumarda pa1965 yazı için bütün ra yerine gecen marka. 4 «Onu seni doğurmuş 1 23456789 kadın gibi ka 0 ı • c T ? Burada mı tarla faresi yüzün1 tamamlanmif 1 bul et!» mânaK O. L 3 u c e den adam öldürülmüş? 1 SOLDAN SAGA: A h A A sına iki «özlü L u sanılırken, yepyenl TARLA FARESt 4 A S U A l f H A "~, bir emir, kato1 Geçenlerde 'J6 yaşında ölen &U.İL 1 •\ S Özellikle ağustos baslarında tA A ve vaktifle Rus ihtilâlinde Çar orI lık hıristiyan t> bir tip doğuyor: Bu J\ C bozkırın bütün renkleri tarla fa7EÜ L dularının basında boş yere bolşedin adamlan' tA resinin tüylerinde bir'.eşir. Tarla viklere karşı koymak istamış olan ince ve zarif kadın a nın başkanının M T 9 faresi kımıldamarian durunca ageneral. 2 •Birinın bırakmış olyarısı. 5 Felpantolon giymiyecek nızîarın. nadasa bırakılmış tarladuğu yerleçıp kalm;ş tesırı bul fcfede sebep va ların, otları seyrelmış boz otiakgösteren Sesler kesildikten sonra kor durtmaya çalış!» anlamına iki söz OünkU bulmacaniD illet ların bir parçası olur. Ama o yü kusu yatışan tarla faresinin yü lü bir emir. 3 Bir erkek adı, bir halledilmt. 5'kU hal ve keyfiyet. Bshnı ya* koleksiyonlarını rümek. koşmak zorundadır. Yureği gene hızla çarpmağa başla sayı. 4 Bır zaman parçası, çok 6 Bir çeşit ağzın yarısı, kuvvetli yaratmi". olmanın zevkli rahat kötü ve perişan durumda. 5 3 3 şüphe. 7 Vaktiyle ilk defa paravarlanan bir keseğe. rüzgârda 5Üdı. Iığını yaşıyan Paris Moda Dünyılda bir deği<;en insan kuşygı, ol fütle atlayıp şehit olan genç kızırükîenen bir top kuru ota da benOLAYDAN BİR GÜN ÖNCE yasında bir bomba patladı: dukça fazla sayıda 6 Ydbancı. mızm adı. hayvan ayakkabısı. 8 7e«e «hareket» onu ele verir. BuMolyneux geri dönüyor. SadeTarla faresinin korkusu büyü tanınmış bır kadın filim vılrtızının tnsanlara sonradan takılan ad, kanu bilir tarla fare.sı. Onun için ikire uzmanlann bu haberi özet rie bir durur. bütün duyuları ile yordu. Gittikce yaklaşıyordu ses adının kısaltıimış sekli. 7 Bitki lın ve kaba kumaş. 9 Her işi leyiş.i bile öncmini anlatmaya ler. Artık köpekdişlerinin ara ipliği, insan çabası ile açılmı? su çayet dikkatle incelem» huvu. çevresini dinler. korku yokken yeter. «Bu dönüş birtiin PaF'.ndan bakınca karşı sırttan ağır korkuyu bekler, sığınabilcceği en risi gençleştirecek» diyor orsşır inen kalabalıgı da görebiliyakın deliğin yerini kestirir: Gümanlar. yordu. Ikide bir yuvasına girip venlik yeraltmdadır. Güzelim çıkıyordu hayvan. Dışan her çıyeryüzüne çıkar çıkmaz kaybolan Büyük çamlar. muhtelif bodur, sarmaşık. yüksck güller, süs 1 Molyneux yeni kolleksiyuna hazıı uu Molyneux Paris'in yıllardır unu kışında yaşadıâı tepeye durmagüvenlik fidanları vesaırt. = tamadığı bir büyük sanatçıdır. Yax dan yaklaştıklarını farkettiği inile karşı karşıya idi. Sanaündan ayORTAKÖY ANKARA FİDAN BAHÇESİ'nde bulabilirsiniz. M Ama o tepede yaşıyan tarla faModasında yepyeni bir rüzgâr gifanlara bakıyor, korkusu biraz rılmanın acısını uzak, yabancı yer' Telefon: 48 22 43 ^ resi güvenli&ini yeraltında kaybi esecek koleksiyonunu görmek daha büyüyordu. lerde unutmaya çahîacaktı. ŞimdL betti. için «özel alıcı.lar şimdiden bütün 3 ^ ; ^ birden dönüşü ile moda Reklâmcıhk: 1654/4587 öğleyin Karıncayı încitmiyen OLATOAN tKİ GÜN ÖNCE yerleri kapışmış bulunuyorlar. Bu dünyasında heyecanlı bir raerak ya Adam, akasyalardan biraz uzakSUÇ: Firar kolleksiyonun modelleri kadar su ratmıştır: «Nasıl bir moda doğaTarla faresi ahsık olmadığı sesta bir yaban karanfilinin karsısıMAZNUN: Faruk Ulusoy Süieyman oğlu 1944 de Ayşe'den nuluşu da enteresan olacak, hatti C J , ^ , Herkes bu soruya cevap an ler işitti o gün. Uzakta bir yerde na yüzükoyun uzanmıştı. Üç çiçedoğma Ulukışla'nm Darbuğaz köyünden. Manisa 1 inci P. Tudevrim yapacak: Alıcılara, elbise yor. toprağa vuruluyordu. Hayvan ciği vardı karanfilin. Rüzgârdan gayı 2 nci Tem. TB. 3 üncü grupta As, Tab. Çvş. lerin, her zamanki gibi, tualden Yeni kolleksiyonun çalışmaları yeraltındaki güvenliğinin tehlike. 3. ocak. 1 3 tarihinde % kıtasından firar eden ve hâlen ince saplarının ucunda hafifçe ya da kâğıttan kopyeleri yerine büyük bir sır gibi gizli tutulmaknerede oîduğu bilinemiyen yukarıda suçu ve hüviyeti belirtiye düştüğünü sezdi. Bir süre ka sallamyorlardı. Bir insanla bir •sahicUleri satılacak, üstelik kopye tadır. Bununla beraber şimdiden len maznunun konutunun bildirilmesi, yahut da memuriyetiyaban karanfilinin en başbaşa olranhk yeraltı yollarının birinde Türkiye Kızılay Derneğinin 19firi yılı Genel Kongıesi 30 hakları ile birîikte. Böylece kıs özelliği biliniyor: «Molyneux Ka mize gelip teslim olması lüzumu As. Mahkemeler kuruluşu ve dukları anda biri geldi. egildi, çidurdu. dinledi. Sonra usul usul nisan 1965 cuma günü saat 10 da Genel Merkezimiz binasında kanç Paris moda geleneğine mey dını» pantalon giymiyecek. Ne ge yargılama usulü kanununun 1 0 ıncı maddesine müsteniden 9 çecikleri koparıverdi. Karıncayı tepedeki deliklerin birinden bayapılacaktır. N'sap hâsıl olmadığı takdirde ertesi günü ayru dsn okunmuş olacak! d e gündüz, İnce Molyneux ihtar olunur. c e >n e îneitmiyen Adam gözlerini karanşmı çıkarıp kurumuş köpekdişlesaat ve mahalde toplanacaktır. İsmail Muratoğlu Moda dünyasının bir türlü unuta stili ince, zârif, kibar bir stil ola filden ayırmadı. Artık karanfilin rinin arasmdan seslerin geldiği Hâkün Binbaşı Yrd. Askert TVRKİYE KIZILAY DERNEĞl madığı Mo!>"neux bundan 15 yıl ön cak. Uzmanlann «bütün Parls'i hiçbir seyi yöne baktı. Korkulacak bir şey rüzgârdan sallanan Saveısı 57. Tüm. Komutanlığı ce, bir akşamı bütün personeli ile gençlestireceğini» söyledikleri saGENEL MERKEZ KURL'LL kalmamıştı. O adam susturmuştu görünmüyordu ama sesler değisKongrenin Gündemi : beraber geçirmiş ve esrarlı bir şe natçı gençlerin benimsediklerl (Basın: 6462) 45861 karanfili. meksizin işitiliyordu. kilde Jamaika'ya, yalnızbğa çekil «ihmalci rtiUe en ufak yüz verm» 1 Yoklama, Akasyalann ilerisindeki tırtın mişti. Çünkü kör olmak tehlikesi miştir. Tarla faresi sessizliği yadırgı2 Başkanlık divanı için bir baskan, iki başkanvekili ve iki yor, yuvasında hiç kımıldamadan kâtip seçimi. CUMHUKlYKTln «>frikMi ı bekliyordu. 3 Hesaplann tetkiki ve dileklerin tesbiti için en çok onbiOLAT GÜNÜ rer üyelik iki komisyon seçilmesi. O sabah her gey birdenbir» o4 Hesap ve Dilek Komisyonlar raDorları üzerinde Genel lup bitti. Tarla faresi lağ art baMerkez raporunun, bilânço ve katî hesahtn. denetçiler cağında dayanılmaz bir acı duyraporunun incelenmesiyle. Gfnel M«>rkez Kurulunun ibdu, toz toprak içinde gün ışığına rası. çıkanldı: Günün ilk kazması ru5 1965 bütçe teklifinin tetkik ve tasdikı rulmustu, kazmayı araanııı eller 6 Genel Merkezce yapılan tekliflerin müzakeresi. tutuyordu. 396 Bozkrrdaki Çekirdek Bozkırdakj Çekirdek 395 394 Bozkırdaki Çekirdek «) Galata Şubemiz admtn (Karaköy) olarsk değiştiril«Bırak onu, bırak onu!» dedi mesi. Ne diyebilirmis hey kahpe... Sümüklttnta Çocuklar, Müdürü duymadıUr bile, Ikl yanından Nuri bir an durakladı. Sonra bakışlarına yavaş Kanncayı İncitmiyen Adara. ApZeynel dnmbfiğü bize?... b) Şube kongrelerince Madalya ile taltifleri teklif edikoşarak geçtiler. yavaş derin bir keder geldi: açık yalvanyordu. Yaşanabilecek «Kanyı sürusün götürsün... Dumanlı Boğasa lenler. Mfidur Ilalim Akm kızlan olsun alıkoymak is Sen erarediyorsan ben de istifa edivorum •n büyük korkuyu yaııyordu haykuyttuunda eşkiya maçaralarına» dedi. «Sakın delletedi: ^lüdür Bey! c) Şube kongrelerinin terkin talepleri. van. Adara kazmasını kaldırıp nıp Turuşmaya kalkmasın, bu i? başka işe benze Siz gitmiyeceksiniz!.,. Hanım Kuzu... Elif... Fişckliği orauzuna atıp döndü. Biraz öne doğru d) Kan bağışçılanna Madalya verilmesi. yanlamasına vurdu tarla faresimez» diye »ıkı tembihledi. Alalım gidelim şunu oh Kızlar bağırarak saçlarını yolup gö|öslerini yumcğilerek koşar gibi yürüdü. Tüfeğin dolu olup oltnane. Farenin yalnızca bası hiç bo^ Dilek Komisyonunca incelenerek kongreye =unulacak Mansur Ağa, kızlar çığınşarak çoktan vardılar e»ruklıyarak, geidikleri gibi düşe kalka çoktan rürüdığına bakmavı bile akü etmemişti. zulmadan kalmıştı. Bıyıklannda, şube dilekleri hakkmdaki raoorla deleselerin ileri süredüdüye . Çoğa kalmaz, dünyanın adamı birikir b*> müşlerdi. Esef. bunu söylemek için. elini kaldırdı. Aralaafzının çevresinde belirli, kısa şımıza cekleri serbest dilekler. Halim Akın. Müdürlük gücünü yitinniş Keşij rıııda yinni yirmi beş adım oîduğu halde, sesini Nuri bir titreme oldu. Sonra bitH tar Hüssss... F.srannı kibrit kutusunun üstflne 8 Genel Merkez Kurulundan kura ile avnlacak beş üvenin Düzünde iki eğitmenle kala kaldığını düşünürken, oğretmcne yetiştiremiyeceğine inandı nedense... la faresi. Işte tam o zaman Kakoyup tabakasını çıkardı. Omuzn üstünden süzük Mııratla Ömer bakıştüar. yerine yenüerinin ve vedeklerinin "srrifme^i Keşiş Düzünde sanki canh biç bir şey kalmamıç. rıncayı încitmiyen Adam, kazmagözlerle Emineye baktı. Emine gözlerini yumuverince, Murat, Müdüre bakmadan özür diler gibi söyKÜneş bile yavaş yavaş karanruştı. Uç kişilik Denetçiler Kunılu ile yedeklrrinin seçilmfsi. sını ıdımın sırtına »avurdu. Kazhırsla yalandı: Göz yummalar boşnna... Yumsan lendi: '••••••••••••••••••••••••••••••••••«•••aikaa* Bu ölüm scssizlişini, birden insan ağlayışına benmanın sivri yanı «ağ kürek kemida, benimsin, yummasan da... Yıldızlarda gördüm Gitmemek olmaı ömer! zrr garip bir iııilti sarstı. Çöllo, olup bitenleri sanki Cumhuriyet 457 ginin altından göğüı boşluğuna yerini... Yazılan bozulmaz. Elini yanağmdan geOlmaz ağa . anlarmş sibi. çaresizlikle bir Bekire, bir Hanım çirdi. Suratmı acıyla buruşturdu: Kan girdl aragömüldü. Adam bütün ağırlığı ile tki eğitmen koşmaya başlayınca Müdür Halim •••••••••••••••••••••••••••••••••BV~ Kuzuya koştu. sonra Nuri öğretmenin arkasından mıza Emine hanım... Erle arrat arasına kan girdl yüzükoyun düştü. Akınm yüziinü yumuşak bir sevinç kapladı. Titreatıldı. mi, büyüdür. Bozulması kıyamet gününe kalmıştır. meye başlıyan alt dudağınt dişliyerek giilümsemeye Yirmi dört insan. soluklarıru tutarak baktılar. Koşup gelenler en »on KarınDeğirmenin taşları dönmediği için kalın duyann çalıştı. Gözlerinden iri damlalarla yaşlar aktığının Cöllo. fundalığa girip çörünmez olunca Yamcayı İncitmiyen Adam'ın yüzüne ötesinden yalnızca nıyun ıjınltısı duyulnyordu. farkmda değildi. öreııli Elif. keskin hir çığlık atarak balırdı: baktılar: Gözler bugultnmı», du* * * Kudurdun mn namussuz, dünyanın adann ft Esef! Dağlı Esef! Durmak var mı karı gibi yüdaklan titriyen bir çoeuk yüzüyfflşecek ba?ın» . Sana tstanbul kansını yedirmeıler Kudurdun nıu, anan öle! . B«ni l?it . Benl n reksiz! Emine oğretmcni kurtarmava gitmetnek dü bu. göx göre... Kızlar bak Zeynel ağam, IÖZÜ tntulm»işit dedim kara domuuuz . var mı? Demiğimizin ydlık adî umumî Vıeyet toplantısı 30 nisan g «Neden ganki?» dedi hıçkırarak. ymca... Sultan bunları kapı kanadını tutmuş »Bylüyor, Erkekler kendilerini toplamaya vakit bulamadan 1965 cuma günü saat 15 te. Derneğimizin Terssne Caddesi fj Herkeı içinden : Zeynel... Sümüklünün Zeynel... Ağalık onna Emine öğretmen elleri arkasına bağlanmıj, köşekızlar çıçırışmaya başladılar. Çelik Han kat 3 deki merkezinde yapılacaktır. Ekseriyet te J ama, akıüar benim, kahpe Sultan, öyle mi belledln deki yatakta yüzükoyun yatıyordu. • Neden tanki?» dedi. Hanım Kızu göğsünü ynmrukluyordu: min edilemediği takdirde toplantı 7 mayıs 1965 ruma sünü ayni • sen!... Ben bu temeline tükürdüğüm Tosya toprağmı Deli Dervis her zamanki gibi, it otarumundaydı. naKlarm Vıldı?! Tuuu kalıbına tuuuu yerde ve aynı saatte yapılacaktır. Saym üyeleıin tpsriflpri rica S parraağımda çevirmekte dcğil miyim? Eğer dua gnArkası kapıya dönüktü. Saçlan, sakallan dikümişti. Petek Elvanın sesi Hanımın sözlerini bastırdı: olunur. aj cüyle, eğer akıl gücüyle, ve de eğer muska gücüyle... Gözlerini deli deli ışüdatarak dişleriyle esrar kırı Ökkes Yi&it' Kansız Ökkeş! .. Yiğitlik böyle DtKKAT Ben olmasanı, senin kötü Zeynel, yiyebilir miydi, Ç»> GİİNDEM : £ yor, arada bir. Sultana «Hayır» der gibi kafasını saldcği!! • Rumelihisarı Armutluk muhl İ hlkınn Kadiri?... Yiyemeyince, ağahk eline mi geçflıyordu. So) yanağında, Emine öğretmenin tırnak1) 1964 vıh idare heyeti ve rruıakip ıaporlarınîiı okunmas'., g E^cf. Elifin seslenişine önce şasırmış, bir an u• tlnd» y«pmi| olduğum 7 No. Iu 3 • . di? Llan kahpe Sultan De'i Derri; mi, Zeyneli oylariyle açtığı derin yarada kan pıhtılaşmış, bu da taıımış. sonra vüreği çatlıyacak kadar sevinmişti. 2) İdare heyeti ile murakıpların ibrssı. • t Gecekonduda bir hak lddi» eden 3 den ; natır. Zeynel mi Deli Dervişi?... «Bu esdüdfi belâsını, suratmın deli korkunçluğunu bir kaç kat arttırmıştı. Keııd sinî toplar toplamaz. takımını saldırıya 3) Yeni idaıe heyeti ile murakıpların seçimi. a f T«rsa, bir »y zarfında müracaat 5 5 toprağımızdan sürüp çıkarmanın kese yolu mu?» Beni duy dedim oh Kara Derviş!... Ne dedi çağıran bir onhaşı sibi elini kaldırarak bağırdı: f etsin aksl halde hık talep ede * 4) Dilekler. | dedim, «Aman» dedi senin Sömüklü... «Kolay» deZeynel ağam?.. Haydi arkaclaşlar! Kara yılan kafası ezmeye! .. İDARE HEVETİ Ş t m «3 dim, Kara Dçrvi? Mansur Halife, esrarı kopardı, «ol Durun'. Kopılursunuz hepiniz! Dunın diyof HASAN KIZn/TOPRAK J m arucunda biriktirdiklerinin içine koydu. vum!.. i BAHÇE ve GÜL MERAKLILARI | Gaibe Ihtar TURKIYE KIZILAY DERNEGİ GENEL MERKEZİKDEN: BOZKIRDAKİ ÇEKİRDEK Yazan : KEMAL TAHIR İSTANBUL CİVİ, TEL YE DEMİR SANAYİCİLERİ DERNEGİNDEN Gumkıuiytt « M .•••••••••••••••••••••••»•••••••«•••••••••efl Yfni Ajans ^Cfi^SS' 1 *
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear