23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE İKİ CUMHURİYET 31 Mart 1965 ATATÜRK, BURGİBA ve LÂİKLİK Prof. Dr. İlhan ARSEL mras Cnmhurbaşkanı Sayın Burgiba'nın geçen hafta (25 Mart 1965 perşembe günü) T. B. M. Meclisinde yapmış olduğu konuşma, ftyle lannediyoruz ki Turk toplumunun bilhassa •ydm çevrelerıni, bazı bakımlardan, üzüntü içerisinde bırakmış olmalıdır. Fühakıka bu milletin •elâmete kavusabilmesi için Ataturk'ün en birinci şart olarak ongdrdüğü lâiklik prensipinin temel ilke olarak yer aldığı bir Anayaaayı referandum 30lu ile kabullenmiş bir topluluğun ParIfirnentosunıla: «Musîuman toprağında lâık bir devletın kurulması, munakaşa goturmez kı Arapların çoğu ıçın şaşırtıcı bır \enilik idı. Bu andan ltıbarendır kı Turkıye ıle Magrip ve Masrık ülkelen arasında bir puruz zuhur etti. Ve hem siz, hem bızler, bütun menfaatlerimızin ıcabettırdığı bır yaklaşmanın ve onun ilâhl takdırının dısında kaldık ve yaşadık» diyebilmek lçte Sayın Burgiba'nın, misafir bulundağu bu memleketin •ydııı zumrelerinin ve zınde kııv\etlerinin görüş Te anlayışını >a bılmemesı vevahut da, bu zümrelerin ve kuvvetlerin millet çoğunluğu demek olmadığını zannederek, bilmezlikten gelmesi Iâkundır. Ve hele: « Artık bu devreyl kapamanın, ne yolun guçluklerınden ne de lısan açıklığından çekınmıven bır dostluğu yenıden keşfetmenın lcabettıgını, bız mudrıkız Sızlerın de bunları boy le ve a>nı kuv\etle hıssettıgınızı ıleri surersem, rannetmem kı fazla \anilaum » diyerek ilâve ettigi ve sankı dınden ayrılmış, dini unutmus, dınle alâkası kalmamış bır topluma «Nedamet getır ve don bızlere» der gibı bir eda taşıyan ciunleleri biz janlıs mânava almış olmayi temenni ederiz. Esascn Batı kultur ve maıuğiyle yetişmis bu değerli devlet adamının lâiklik hakkında ve lâikliğin dınsirlik olmadığı hususunda bizden çok daha fazla bilgısi olduğuna hiç şuphemiz yoktur. Bununla beraber. eğer Ataturk Turkiyesi ile Mağrip ve Maşrık ulkeleri arasında me\cut olduğunu 1leri surdıığu puruz 1e uzaklaşma sırf bu lâiklik sebebivle zuhur etnıış ıse ki bunun gerçek sebepleri, herkesçe malum olduğu dzere çok başkadır hemen soylemek lâzınıdır kı bunların giderümesı ve taraflar arasında soğukluk yaratan bu devrenın kapanması. «Cumhurıjet» ve «De mokrası» volunda. bahıs konusu ulkelere nazaran fersab fersah ılerıde bulunan, Turkiyemizin lâiklik prensıpıni terketmcsijle defıl, fakat demokrasiyi demokrasi japan bu prensipin Mağrip ve Maşrik ulkeleri tarafından benimsenmesiyle olabüecektir. Ancak bu suretle bu ülkeler, kendilerini Batı sevijesinde bir demokrasi anlayışına yukseltmekle ajnı noktada bızimle birlesebileceklerdir. Daima selişen bir dunya gorüs ve anlayışı içerisinde çesitli biıtün toplumlaruı er veya geç bu gelişmoje ıntıbak etmeleri âdeta bir tabiat kanunu olduğuna nazaran. yukarıdaki inancı bir vakıa olarak kabul etmenin hiç de yanlış olmıyacağı kanısındavız. î «•r SAHSİYET VE HİllİYEIİH HEDEFİ TARTIŞMA S ayın Tabıl Senator Suphi Karaman'ın, 14 3.1965 tarıhlı gazetenızde çıkan «Şahsiyetli ve Milliyetçi Gençlik» adlı yazısındakı goruşe tamamen katılıyorum. Ancak buna ilâvelerımız de var. Şoyle kı: Şu anda gozümuze gorunen, memleketunızın çok acı gerçeklerıdır. Bu acı gerçekler şahsıyetlı ve mıllıyetçı gençlik sayesınde tatlı gerçekler olabılır. Soylemeye luzum mu var yani bu acı gerçeklen'' Her gun yuzlercesınl goruyor ve işıtıyoruz Bugün çağdas uygarlık seviyesine yukselebilmemiz için en anndan 500 senenin geçmesi gerekiyormuş. Yani, bu günkü hayat seviyemiz bu kadar düsükmüş. Petd sayın baylar bu günkü uygarlık duzeyine geçmek söyle dursun ulaşabılmemiz veya hiç değilse yaklaşabilmemiz için 500 «ene bekliyelim mi? Bazılan diyor U, yurdumuzda orta cağ ile yakın eağ yanyana yasıyor. Dahası var. Turdumum doğudan batıra doğrn söyle bir katedenler mağara devrinin, ortaçagın ve çağımızın zincirleme yanyana yasadığını görecekler. de size ısık ve ay olmalıdır. Siz bugün uygulamaktan çekinseniz bile, bir gün, Tunusun da yükseliş yolunu lâiklik ampulleri ısıldatacaktır. Bız buna manıyoruz Doğan KLTAY Ankara Kurtuluş Lısesi Tarıh oğretmenı Gizli oyunlar. Dun bizim gazetenın yedınci savfasında çok onemli bir haber vardı: Boraks tekelcisi bır \abancı tırmanııı Turkı>e ustundeki arzularıua sct cckilmek kararı aluimıştı. Ve MadenIş Sendikası bu karan bir bildirivle alkışlamıştı. Dış kapitalizmin bu\uk tekelleri bugun Turkı\e>ı kontrol altında tutmaktadırlar. Bunun en onemli kesimlerinden bıri de Boraks ce\herimızin durumudur Tıpkı petrolde olduğu gibi boraks uretimini de >abancı şirketlerin eline bırakmışız. Ve tıpkı petrolde olduğu gibi boraks ce\herinin kaderini ellerine teslim ettiğıraiz >abancı kapitalictlerin cndişesı \e politikası ;u olmuştur: Turkiye içindekı revheri değerlendırmemek ve kendi kaynaklarından ürettikleri malı yuksek fivatla satmak!. Artık Turkhedc gcrcekten bıı.Mik bir hâdise haline gelmls bulunan YON Deısisi. gecen haftaki sa\ısında boraks hikâyesini bütun acıklığıvla anlatmştır. Turki>e. boraks bakımından butün Avrupanın ihtijacını karsılıyacak kadar zengin kavnaklara sahiptir. Anıa boraks cevherimizi ellerine teslim ettiğinıiz yabancı şirket, Amerikadaki boraks cevherini dun^a pivasasına surmck yolunda bir cıkar politikası gutmekte>di. Bu \abanci şirket, dünyadak) boraks kavnaklarının Mizde 90 ını kontrolu altında tutmaktadır. Tıpkı petrol konusunda olduğu gibi. vabancı kapitalistler için toprak altındaki veni kavnakları değerlendirmek diye bir problem >oktur. Asıl mesele. eldeki malı surecek piyasa raeselesidir. Nasıl Turkivedeki petrolleri değerlendirmek vabancı şirketlerin isine gelmivorsa, Turknedekı cok zengin boraks kaynaklarını değerlendirmek de cıkarlarına ujgun sayılmıvor. Su halde?.. Su halde durum, dun Cumhuriyet Gazetesi Ankara bOrofunnn bildırdiği gibidir: Memleketımizde 1887 yılmdan berı faalıyet gosteren bu yabancı şirket, dunyanın en zengın boraks kaynaklarından blrint sahıp olduğumuz halde ışletme yapmamıs ve iddıa edıldiğine göre, ılgıhlere «Turkıvede boraks cevherınin tükendığıni belırten sahte raporlar» vermıştır. Bu yabancı şirket. bir AngloAmerikan sirketidir. Ancak başta Etıbank olmak uzere Turk mutesebbisleri, mlllt kavnaklarımızı değerlendirmeye calışmaktadırlar. Beynelmilel boraks tekeli de bu calışmaları baltalamak için elinden geleni yapmaktadır. Ve basuıımız da, milletvekillerimlı de bu dnrumu halkm gSslerl onune sermekten kacınmaktadır. Maden isçilerimiı en kötü (artlarda çalıştınlır ve ustlerine kurşun sıkılırken, madenlerimlzi ellerine verdiğimiz yabancı kapitalistler Turklyenin fakir ve geri kalması İçin her şevl yapmaktadırlar Ve bir jandan da bize yardım ediyor görünmekte, oysa verdiklerl dolârlan sırtımızdan kat kat çıkarmaktadırlar. Bu vabancılarla ışbirliğı yapan kişiler, bir yandan Ijclnm se(aletinl surdurmek ve kendi ceplerini daha çok doldurmak lcin: Komunist tahrikleri var dive orta>a çıkarlarken, bir yandan da yabancı tekellerin avukatlığını yapmak satılmıslıiında Urar etmektedirler. Petrollerimizi \abancılara peşkes çekenler bn isblrHkçllerdh . Simdi madenlerimizi yabancılara peşkes çekmek İçin bir Amerikalıya kanun tasansı hazırlatanlar bu işbirlikçilerdir. Amerikah Mr. Ely'nin hazırladığı maden kanun tasansmı Tftrk halkı dikkatle izlemelidir. Milletvekilleri maaşlara zam yapacaklan yerde, simdi aldıklan maaşları haketmek için bu meseleleri Mecllse getirip mllli çıkarlarımızı korumalıdırlar. Millî şuurun aydmlığı çevresinde İmam • Hatip Okulu Sğrencisinden universitelisine. hacısına, hocasına ve gayrimuslım vatandaşına kadar hepimiz toplanmalıv ız. Turk milletinin aldatılması son a ermelidir. Iktisadî kurtuluş savaşının kosullan ustunde duşuıımclivız. Akıl volunun a>dınlığına guvenerek gerçeklerımizi araştırmalıyız. Be>nelmı!el kapitalızmın ışbirlikçıleri fikir ozgurluğunden >arasanın ışıktan korktuğu gibi korkmaktadırlar. Oysa, Turki>enin ışığa ihti.vacı vardır. Bu ışıkta Turkiyenin hakikatlerine vardığımız gun Turkıje kurtulmus demektir. ••« ••• ••• ••• ••• ••• ••• T nuda bizım hukmumüz bu çok radıkal yargılardan hıssedılır şekılde ayrılmaktadır » emen hatırUtahm ki Büyük Ataturk Islâm dini ve müesseseleri hakkında hiç bu tarz bır duşunceve saplanmış değildi. Islâm dininın kotü değıl, fakat bUâkis iyi ve mantıkî bir din olduğunu pek çok konusmalarında belirtmişti. O na göre kotü olan sey, Islâm dinini geri ve iptidai bir din haline getirenlerin cahil ve yobaz rihniyeti idı: « Tarihhnizi okuyunuz, dinleyiniz, diyordu bir Adana nutkunda (1933 tarihinde), gorürsünüz ki milleti mahveden, esir eden fenalıklar, hep din kıyafeti altında kiifür ve melunluklar dan gelmistir. Onlar her türlü hareketi dinle kanştınrlar. Halbuki. AUaha hamdolsun, hepimız Müslümamz, hepimiz dine sahibiz. Artık bizim dinin gereklerini öğrenmek için, sundan bundan derse, akıl hocabğına ihtiyacımız yoktur Hele bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçfl vardır. Bu dlçü ile, hangi şeyin bu dine uygun olup olmadığuıa kolayca değer blçebilrrsinlı. Hangi sey ki akl», mantıga, millet menfaatlne trygundur, biliniz ki o büdm dinimise uygundur. Bir şey akü ve mantığ», milletin menfaatine, Islamın menfastine uygunsa kimseye aormayın, • sey dinîdir. Eğer bizim dlnimht, aklın, mantığın uygun geldiği bir din olmssaydı, en ekatksia bir din olmazdı, en aon din olmasdu H •••• •«•• Gerçeğe nedenir? ^ * umhurıyet'ın surekli bır o^* okuyucusu olduğumdan sayın Nadır Nadı'yi az çok tanırım. Kendısı devrımcı ve ulusçu nıtelığını surduregelen yazarların en onde gelemdir. Her devTimcmin uğradığı saldırıya artığıyla uğramıştır. Baş yazarın «Yeniden Nasıl Canlanır?» başlıklı yazısı ulusçu (kendı deyımlenyle milliyetçi) geçınenlere taş çıkartacak biçimde sağduyu ıle kaleme alındığı halde onlara sorulursa bu sahtedır, bu güvemlemezdir. Her ne ise! Çunkü bunlann en bUyük özeligl gerçekleri çıkarlan ölçüsünde gormezlıkten gelmeye vurgun olmalandır Komşularımızla UiskUcrimizin duzenli ounasını lstemiyene düpeduz sağduyu yoksunu diyebiliriz. Yalnız ilişküerin ülkü alanına yaklaşması bazı imgecilerimizin (hayalcılarımızın) sandığı gibi kısa bir sürede gerçekleşmez. Bu dıs politikadakl olaylar zincirinin gelişmesine bağlıdır. Gerçek şudur ki, ulus olarak komşularımızla 1yi geçınmek isterız ya, nedense gerekeni yapmajoz ya da yapamayız. Bu ko nuda bır aynk (istisna) Yunan komşumuzdur. Ona her fedakârhğı vaptık: yıne de yola gelmedi. Şımardı. Şımarık bır çocuktan ayrılığı yoktur Zaman zaman ıslanması gerekıyor Olaylar gosterıyor bunu Kıbrıs konusunda herhalde ıslanacağa benzer. Hiç olmazsa biraz. îstenz M Olmasm. Ne var kl, kendısine aşın destek yapan Batı bu tutumundan ayrılsa belkı şımanklığının kertesi düşer Onlar Türk düşmanlıgmı ıyi lsler Bızse onlardan neler çektiğımizı ve nasıl onlarla uğraştığımızı çok safça çocuklanmızdan eızledık Neden' Dost olmak is tedık de ondan Bız en genış ayrıcalıkları verdık kendılerıne Biz fesat yuvasını (Patrikhaneyi) özgur bıraktık. Biz Ege'deki yapma (sun"î) dengeye alışnuk istedik. Ne ganbız? Onlarsa Kıbrıs'ı da alıp Izmır'e, tstanbul'a hattâ Trabzon'a sıçrayabılmenuı kuruntusal hesabı ıçındeler. Soz gelımi içımizde üniversitelı olup Ege'nın guneydogusunda Sısam ile Rodos arasında bulu nan Astropolva, Kalımnos, Ko şot. Kerpe, Harki, Istankoy, Le ros. Lıpsos. încırlı, Patmos, Sombekı. Pılos adalarının ger çek kımlığını bılen kaç kışı var' Onıkı adalar bunlar Elımızden nasıl çıktıklarmı bılmesı gere kenler büırler mı? 1912 de ttalyanlar Balkan savaşının ardından Rodos'la bırlıkte bunları aldılar. 1923 de Lozan'la onlarda kalan bu adalar sayın Nadı'nın gosterdıklerı gıbı 1948 de yanlış bır polıtıka ıle Rumlara bırakıl dılar. Kıyılarımıza yakm olan adalarm sayısı en azmdan onse kıze çıkar Şu «Meıs» adası bıle tuvlerı dıkenlendırmek ıçın ye ter de artar bıle. Ege'deki bu yapma denge bır gün doğal kım hğıne kavuşacaktır elbet Tannm sağduyu ver şu kendinl bılmezlere. Rahmi Kt*MAŞ Yuksek öğretmen Okulu son sınıf ögrencısı •••• >«•• Kızamık ve İlâçlı Buğday ve ilâçlı buğday» altında sayın Doç. Dr. Osman N. Koçtürk'ün yazısmı okurken uzülmemek ve tüm yazıya hak vererek ıştırak etmemek elde degil. îlâçlı tohumluk buğdayı yiyerek olen insanların haberlerini, gazetelerde okumaya alıştık sanki. Erzurum'da gördüğümüz kızamık vak'alarmdan ölen melek çocuklanmızın gömülüşünü Pikret Otyam acı bır şekılde dıle getırdı. Temennimiz bu yazılanların unutulmaması. Tedbir alın masıdır. Bugun kızamıktan ölenlerin, yarın başka bır hastalıktan 61mıyeceğmı bılmemız gerekır. Buna gore, almacak tedbirleruı zamanı geçıyor Sayın KOÇTÜRK'ün dediği gibı «Hergün gözümüzün önünde cereyan edenler, Turkiye'nin ciddî bir açlık içinde bulunduğunu gosteren ve küçumsenmesi kabıl olmavan belirtilerdir.» Bence, hukumet tum kalkınma hızınm ıstıkametını doğuya çevırse çok ıyi olacak. Doğu koylerımızdeki acıkh durumlan çeşıtli roportajlan okumakla oğreniyoruz. Gerçi bayramdan bayrama et yiyen, yılbaşılarında kadayıf yıyen koylülerımiz ahşıktır bu duruma Kendılerl İçin normaldır belkl Gıdasızlıktan, bilglsizlıkten, sağlık hızmetlerine yoksun olmaktan kurtarmahyız Anadolu'muzu Sosyal sorumlarımız gıbi, eğıtim ve ekonomık problemlerımı z.n çozulmesı bu uzüntülerimizin hafıfletilmesıdir. Doğu bolgesıne sağlık ekiplerinın gidememesi yolsuzluktan olduğu gibi, olenlerın bır nedeni de bılgıslzhktır Tanm ülkesi olan Ulkemizın asırlarca buğday amban olduğu nu her an isbatlamamız mum kundür Yeter kı, bu sorunların üzerıne tam olarak eğılelım Bu sorunların onemını anladığımızı isbatlıyalım ERGLN AYDIN Diyarbakır Eğıtım EnstıtüsU oğrencısi ızamık K başlıgı • İİİ0 • ••• •••• • ••• •••• • ••• Din ve Devlet akat yunn ds ilâve edeUm kl Atetftrk din ve devletin birbirlerinden mutlak fekilde aynlmalan lözumuna, tslAm dininin Te geleneğinin durgunluk ve hareketsizlık kaynağı olu?u veya olmayı?ı sebebiyle innnmıy değildi. Ne kadar mükemmel, ne kadar ferksl&de olurs» olsun, ne kadar nvufukluktan, dnrgunluktmn, hareketsiılikten uzak bulunursa bulunsan, din, on» gore, mutlaka devletten ayrı kalmalıydı; çfinkü bu bir demokrasi, bir medeniyet icabıydı. Demokrasiye inandığı içindir ki lâikliğe inanmış, bağlanmıştı: «Çttnku, diyordu Bflviık Nutkunda, tebaası meyanmda edyanı muhtelifeye mensup anâsır bulunan ve her din mensubu hakkında adilâne ve bitarafane muamelede bulunmak ve mahkemelerinde tebaası ve ecanib hakkında seyyanen tatbikl adaletle mukellef olan bir hükümet, hurriyeti e(kâr ve vicdana riayete mecburdur. Hükümetin bu tabiî sıfatının şüpheli mâna atfma sebep olacak sıfatlarla takyit edilmesi elbette doğru değildir. Tfirkiye devletinin resml dili Tfirkçedlr dediğimiz zaman, bunu herkes anlar; hükümetle muamelâtı resmiyede Türk dilinin eirl obaası lüzumunu herkes tabii bulur. Fakat Tfirkiye devletinin dini, Dinî tslâmdır cfimlesi arnı suretle mi trfehhüm ve kabul edilecektir? Bu bittebi . izah ve tefsire muhtaçtır.» Bu »özleriyle Ataturk, devIrt ve hükümetin din ve vicdan bürriyetine riavetle mukavyet ve mukellef olduğunu, ve hükümetin hiç kimseyi itikadı ve duşünceleri dairesinde hareket etmekten ve herhangi bir mesele hakkında ortava bir fikir atmaktan men ve tecziye edemiyeceğini, ve bu suretle herkesin en samimi bir sekilde kendı dinine bağlı kalabileceğini soylemek istiyor ve bunun da ancak devlet ve dinin aynlmalariyle mümkün olabileceğini dusünüyordu. F ı::: :::: •••• Bir yanılma icerisinde u vesile ile burada bir de şu nokUya temas etmeyi lüzumlu görmekteyiı ki Sayın misafirimızın Atatürk'un din anlayışı ve dine ve din muesseselenne karşı takındığı tavir karsısuıda da fazlasiyle, ve açıkça soylemek gerekiyorsa, Türk aydınının kendisini çok guç affedebileceği bir yanılma içerisindedir. Filhakıka Sayın Burgiba'ya göre: «Modern Turkıyenın bânısı için, o eamanlar, Islâm geleneğı durgunluk ve hareketsızlık mektebının bır âmılı gıbı gorunmekteydı Başka bır deyımle, bır manıvelâ değıl bır fren olmakta\dı Her şeyı venı baştan kurmak, bıtmış tukenmış ır bunyeye taptaze bır enerjı zerketmek icabettığı bu yaman gunlerde hareketsizlık ve çokme arasında bır sebebnetıce bağlantısı vaz etmek kolay ıdı Tunus tecrubesının ve Islâmın bıze, butun gehsmeleri boyunca oğrettıklennın ışığı altında vardığımız kanaat oyledır ki, bu ko B Atatürk'ün büyüklüğü ürkiye dısudaki Müslüman memleketler için (ve bâhusus Araplar için) Sayın Burgiba'nın nezaketen «şaşırtıcı bir yenilık» deyimini kullandığı lâik devlet anlayışı, Batı memleketlerinin çoktan eriştikleri bir medeniyet tnerhalesidir. Atatürk'ün bundan kırk su kadar yıl evvel bir zaruret olarak öngördüğü bu «yenılığın», yirmincı yuzyılm ikinci yarısı icerisinde, değerli bir devlet adamı tarafından «şaşırtıcı bir yenilik» şeklinde ifade edilmesi, itiraf edelim ki Atatürk'ün buvuklüğunü biraz daha hıssettiriyor bizlere. T '// //< S Bundan bilmem kaç yüzyıl önce Orta Asya'dan yukselen bır ses «Turkten köle olmaz» demiş. Türkün yasası boyle dıyor. Nasıl oluyor da Cumhuriyetl ilftn edeli kırk seneden fazla olmuş da her şey Ataturk'ün yapıp bırakıp gıttiği gibı duruyor? Nasıl oluyor da kendl vatanımızda başkalanna kole oluyoruz? Nasıl oluyor da Edlrneden Ardahan'a yurdum var dıyoruz da bır türlü Pırattan öteye geçme ye cesaret edemıyoruz ve ılk fırsatta oradan kaçmanın yolunu arıyoruz' Vatan edebıyatla mı yapılır, sahsıyet ve milliyet edebiyatla mı yapılır? Çahsıyet ve müliyet sahibi oldugumuzu ispat için ılle de müstevlilenn yurdumuza saldırmalannı mı bekliyecegiz' Iş ona kalırsa bız Turk gençlıgı olarak bunu bın kere isbat ede rız. Ve etmişızdır de. Bundan kımsenın şüphesi olmasm. Fakat bız yurdumuzu oyle bır du rum ve ortam yapmalıyız kı, hiç kımsenın ona goz dıkmeye dahı cesareti olmasm. Bu da ancak sahsıyet ve mıllıyetçılığın edebıyattan tatbıkata geçırılmesiyle mumkundur. Işte o zaman sahsıyetımızi de, millıyetunizl de, mılletunızi de ve yurdumuzu da fıılen kurtarmış oluruz. Şımdı Turk gençlıği sahsiyet ve milliyet sahibi olmanın gere ğı ile şunu yapıp, kendısınde e sasen var olan bu ulvi duyguları gostermesi gerek. Acaba, çağdaş uygarlık sevıye sınden 500 sene aşağıda olan ulusumu ve yurdumu bu gunku batı ujgarlık sevıyesıne yukselte bilmem ıçın 500 sene bekleyemı yecegıme gore, aradakı 500 sene farkı hiç olmazsa 20 30 veya 50 seneje nasıl ındırebıleceğim? Bu bır mucıze mı? Hayır. Azız Turk Gençlıği, ışte bunu gerçekleştırdığın andan ıtıbaren her şeyın sahibi olacak ve her şeyıni kurtaracaksm Sahsıyet ve milliyet bu şekılde hedefını bulacak Hüseyin YIL.VIAZ TCDD 5/1 Kısım Şefi * SAYIN DOKTOR VE ECZACILARA Gnp, Soğıık algınlığı, Nezle Kızamık, Suçıçeği, Kabakulak; Zona ıle dığer vırutik hastalıklan tedavi ve korunmasuıa mahsus yegâne antivıral ilâç : \ :: VİRUCTON Komprime MULDA ILÂÇLARI Cumhuriyet 3513 pıyasaya arzedılmişür. MÜHENDİS ARANIYOR Istanbulda faaüyette bulunan buyuk bır fabrıkada işletme muhendıshğı yapacak tecrubelı yuksek mühendıs veya muhendıslerıne ihtıyaç vardır. Lisan bilenler tercih edılır. 35 yaşını geçmemiş olmak şarttır. Taliplerin tercümei halleri ile birlikte PK. 92 adresine müracaatlan rica olunur Cumhuriyet 3512 TEŞEKKÜR ^='t 1965 tarıhınde aramızdan ebedıyen ayrılan MUHTAR ERTAN'm Bugün beş renkli, ilâveli! Biribirinden güzel yazılar, karikatürierle: Tunus'un da Yükseliş Yolu unus Devlet Bakanı Sayın H. Burgıba'mn T.EJUI de yap tığı konuşmarun (Cumhuriyet) te çıkan özetini okudum. Ben de Tunusu, Tunusluları ve Tunusun Büyük Kurtarıcısım yürekten seven bir Turk aydınıyun. Fakat değerli Kurucunun Lâiklik karsısındaki gorüşune katıla madım. Lâıklığuı, dlnsızlık demek olmadığuu, fakat dını dunya ve devlet ışıne kanştırmamak olduğunu elbette bılırler. Bu boyle ıken de, Atatürk'ün L&ıklık ilkesuıe nasıl karşı oluyor bu BUyuk Adam, anlamadım? Dını devlet ışine kanştırırsak orneğın faizi dmdekı adıyle (Rıba) y nasıl kabul edeı • nz? Faız olmazsa bankacılık nasıl kurulur, nasıl ışler ve gelişır' Bankalar olmazsa Yenı ve Yakın Çaguı goz kamastırıcı uygarlığı nasıl yayılır ve yükselır? Ya medenî Hukuk? Devleti din düzenine göre işletirsek 12 yaşuıdaki kızların evlenmesine, bir erkeçin 4 kadın almasına, kansını istediği gün tek sözle boşamasına, pişman olunca HtLLE kepazeliğine; ölen bir babanın 60000 liralık mirasından battâ ikiz bile olsalar ıki çocuğundan kızın ancak 20000, oğla mnsa bunun iki katı 40000 lira almak eşitsizliğine vb. vb . nasıl engel oluruz? Bır liralık üzümiln şarap yapıluıca (8) lıra getırmesı, fakat şarap fabrikası Sturulmayınca da üzümlerin bır kısmımn çürüyüp atılması gerekse bıle, dini duny& ve devlet ışıne kanştırırsak, nasıl şarap fabrikası kurar ve bu sekilde üzüm yetiştincılerinın emegını değerlendirme olumunu nasıl buluruz? Bu konuda çok, pek çok şey soylenıp yazılabilir. Pakat bu süçıik omekler de lftikliğm gerekligıni ne kadar canlı ve net olarak ortaya koyuyor Hayır, Sayın Bnrglba. hayır!.. «Kamalist OıtUa] • « m*ys> el*• vefatı dola\ısı\le bu\uk acımızı pajlaşan, cenazesıne ıştırak eden çelenk gonderen, telefon, telgraf, mektupla veja bızzat gelerek tâznetlerını bıldıren akraba, dost, arkadaşlarına ve başta ^enı ve eskı mudurlen olmak uzere KÖMUR SATIŞ VE TEVZII Muessesesı mensuplarına derin mınnet ve şukranlarımızı bıldırırız. AİLESİ Cumhuriyet 3526 Avrupa Iskandinavyadan Akdenıze, iberık Yanmadasından Balkanlara kadar uzanan, medeniyefin, ilmin ve kültürün beşıği Avrupaya Svvissair konforu içinde uçunuz. Avrupanın kalbi İsviçreden Dunyanın başlıca merkezlerıne çok müsaıt Svvissair irfibatı mevcuftur. Bütün seferlerde her zamandan fazla yük faşıma kolaylığı sağlanmıştır. Lutfen bürotanmızdan ve Seyahat Acenienizden izahal isieyinız.. Isviçre tarikiyle istanbul • Avrupa : (1 \ı\.ın Sal, Şehır Atlna Zürih Cenevre • k 08.10 08.10 08.10 08.10 08.10 08.10 08.10 08.10 08.10 0810 08.10 08.10 V T Pompa yedekleri 165 parça imâl eltirileceklir Şartname Etıbank İstanbul •hnabılır. Alım Satım Şubesinden (Basın 4812/3129) • 31 Ekım 1965) Nisan Bir Sayısı! Demirperde Hurriyeti! \ Nnffas KAflıdı Eskiyinceî | Yusuf Ziya ORTAÇ î Aziz NESİN AKBABA, her evin bir haftalık neşesidir \ | Cumhuriyet: 3511 Repertuvarlı Cep Defteri. Plâstlk Cüzdan ve Ajanda Yaptırılacaktır Bankamızın 1966 yılı ıçın yaptıracağı 400 000 adet repertuvarh cep deften, 150 000 adet plâstık cüzdan ve 15 000 adet ajanda tekkf almak sureüyle ihale edilecektir. 1 Bu ıçlere ait şartnameler, Ankara'da Genel Müdürluk bınasında Banka Hizmetleri Müdürluğunden, İstanbul'da Emindnu şubemizden parasız olarak temın edilebılır. (Numuneler bu yerlerde gorülebilir.) 2 Repertuvarlı cep defterleri için geçici temmat 40 000,. plâstık cuzdanlar ıçın 11250 ve ajandalar içın 11250 hradır. 3 Yukarıda cınsı ve mıktan yazılı malzemelerden. plâstık cuzdanlar ile repertuvarlı cep defterleri ve ajandalar ıçın ayrı a y n teklıf venlecektır. Cep defterleri v» cuzdanlar a y n firmaya ihale edilecektir. i Dıaleye girmek istıyenler bu cins ve hacimdekı malzemeyi bundan evvelki senelerde en az iki müesseseye yapmış olduklannı tevsık edeceklerdir. 5 Teklıf mektupları en geç 19 Nisan 1965 Pazartesı gunu ıç saati tonuna kadar Ankara'da Genel Müdürlük Muhaberat Müdürlüğunde bulunacak sekilde taahhütlü olarak gonderilecektir. Postada vaki gecikmeler nazan ıtıbare alınmıyacaktır. 6 Bankamız ihaleyl yapıp yapmamakta, tekliflerden uygun bulduğunu tercih edip etmemekt» •erbesttir. TÜRKİYE EMLÂK KKEDİ BANKAS1 A. O. Perjembe k V Pazar k 08.00 V 09.15 11.25 13 15 14.20 15.00 14.20 14 05 16.55 13.55 13 55 14.20 14.25 09 55 09 55 09.55 09 55 09.55 09.55 09 55 09.55 09 55 09.55 09.55 11.40 13.15 14.20 15.00 14 20 14 05 16 55 13.55 13.55 14.20 14.25 09.15 11.50 13.50 14.20 15.00 14.20 14.05 16.55 13.55 13.55 14.20 14.25 08.00 08.00 08.00 08.00 08.00 08.00 08.00 08.00 08 00 08.00 08.00 BASYAZI: • 4 HİKÂYE: Bâl Brüksel Düsseldorf Frankfurt Hamburg Kopenhag Londra HOnih Parls TARR kullanmakla ertesl gün daha7 rahat tra$ olur. sunuz. TARR ile sivilcsler usturanın ateşi ve cilt gerginlikleri tamamen kaybolur TARR isvlçra »arlklyl» Ankara Avrupa için her perşembe harekef 0 8 2 5 de olup varıj için yukarıdaki perşembe günü sutununa bakınız. GENEL MÜDÜf LÜĞti (Bann 47S0/SB09) istanbul: Cumhuriyet Cad. 6, Pak Apt., Tel.: 47 4105 Ankara : Ziya Gökalp Cad. 10E, Yenişehır Tei.: 126957 İzmir : Yoibedesten No. 67, P. K. 397, Te!. • 22 3 47 Yenı Ajans 1338/3507
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear