Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6AHİFE fKt 81 Kasım 1965 CUMHURÎTET CEZA FELSEFESİ VEAF Dr. Abdullah Pulat GÖZÜBÜYÜK f, tophnnnn yüksek menfaatl düşfincesine dayanır. Af önemli ve yaygın büyük toplum olaylanndan gonra ancak yayınlanabilir. Me•elâ birçok memleketlerde ihtilâller ve devrimlerden sonra aflar yayınlanmıştır. Af konusund* ozellikle umnmi suçlar üzerinde dikkat, ihtimam ve çok büyük titizlikle dumlması toplumun doğrudan doğruya menfaatl gereğidir. Yerindo olmayan, yani toplumsal ve hukuki sebeplere dayanmıyan aflar kamu düzeni, güvenliği ve huzuru bakımlanndan tehlikelidirler (1). Nitetrim aftan yararlanan suçlulann hemen veya bir süre sonra yeniden suç işledikleri memleketimizde görülen ve bizim adli olaylar arasında kesinlikle görüp tesbit ettiğimiz sonuçlardır. Affın toplum içinde yarattığı kötü sonuçlar; eezaların uslandırma ve önleme amaçlannı tahrip etmesidir. Bu yönün önemini Italvan büyük ceza feylosofu M. Cesar B. BECCARÎA (1738 • 1794) şöyle belirtmektedir: «Snçlulara işledikleri suçlanıu bağışlamak ve bfiylece her suçu, cezanın takip etmiyeceğini göstermek demek, vatandaşlarda cezasız kalmak iimiHini uyandırmak ve dolayısiyle affa kavuşmuş olmıyanlara tatbik edilen cezanın adaletin zaruretinden ziyade, zulüm ve zorbalığın eseri olduğu kanaatini yaratmak demektir. Bir af ile cürmün cezasız kalmıyacağı esası, ilkesi baltalanmıs olur (2).» Suç işlemeyi önliyecek en iyi çare, cezanın şiddetli olması defil ve fakat kesin, yani mutlaka yerine getirDeceğine dair inancın yerleşmesidir. Cezanın mntlaka uygulanacağının yarattığı korku, şiddetli bir cezadan daha etküidir. Felâketler ne kadar hafif olursa olsnn, kesin, kurtulonmaz olunca, insan oğnllarnn korkutnr. Bn sebeplerle af, kamu menfaatine karşı, ona aykrndır (2). eza felsefesi Ingiliz ünlö bilgini J. BENTHAM (1748 • 1832), a göre, ceza toplumun korunmasma ve savtınnlmasma yarayan bir tedbirdir. Cezalar, suçlunun aslanmasını, kendisinin ve başkalanmn yeniden suç işlememesini sağlar (3). Suçsal toplum bilim (Sociologie criminelle) ve snçbüim (criminologie) alanlarmda bilimsel OOĞAN NADI Dram: iki perde! • Bir münakaşanın kökü Yeni hanendeler, eski şarkılariki cami (yahut kilise) arasında Kabahat ve samur kürk Turistik bir zatGaliba karavana atıyorBir dert ki... Naşvil'de kendi kendini tutuştur' muş. Böylece ortaya tuhaf bir durum çıkmış oluyor. Demek, Amerîka hükümetinin Vietnam'da güttüfü siyaseti beğennüyen de, beğenen de kendini yakıyor. Içinden çıküır gibi değfl. Ne yapsın Washington hükümeti? Tutsa, harbe devam etse, kimbilir daha kaç kişi kendini yakacak. «Benden paso» deyip Vietnam'daki askerlerini geri çekse yine öyle. Allah kolaylık versin! *** ri de, müze olarak ilân etmeli. Çocukluğumuzun masallarından arta kalmış bu tiplerin yaşayıa tarzlannı görmek, hiç şüphcsiz, memlekete pek çok turist çeker. *** A araştırmalarm Sncüleri Italyan ünlü ceza bflginleri FERRÎ ve GARAFALO konu üzerinde önemle durmuşlardır. Bu büginlere göre: «Dün suç sayılan, yarm suç sayılacak olan bir fillî bugün suç •aymamak (affetmek) haklı sayılamaz. Affa lâvık olanlan, olmıyanlardan ayırmaksızın af yetkisinin kuüanılması, bu yetkinin kötüye kuUamlmasına yol açmakta ve aynca bir çok suçlulann uslanmadan salıverflmeleri toplum ve hayatı için zararlı ve tehlikeli olmaktadır. Affın, adalet fikri dışında olan sebep ve gaikler altında kabulü, bn yetkinin doğrudan doğruya kötüye kullanılması niteliğini taştr (4)J» mayıs ]1960 Ihtüâlinden sonra 113, 134 ve sa I >" i olmak üzere üç kısmî af kanunlan çıkarılmış ve bunlardan sonra, aradan pek az bir zaman geçmiş olmasma ve af kanunu çıkanlmasını gerektiren hukuki bir sebep de mevcnt bulunmamasına rağmen yeni bir af kanununun kabulü milli toplum için çok zararü ve pek tehlikeli sonuçlar meydana getirebüir. Yeni Anayasa'mn 64. maddesinde yer alan (Af) yetkisi saik ve sınınnın yalnız ve ancak (Toplumun gerçek yaran ve hukuki sebep) oldnğunda şüphe yoktur. Bu gerçek saik ve hukuki sebep dışındald af tabiatiyle Anayasa dışı olur. Gerçek bir zaruret mevcut olmadığı halde yersiz bir merhamet, lütuf, taraftar innmm, ceza evleri mevcudunu azaltma gibi hukuki değerden mahrum düşüncelerle af yetkisinin knllanılması bir toplumda adalete ve kanunlara olan saygı ve güveni azaltır, zedeler. Nasıl olsa günün birinde bir af hannnnnıın çıkacağı ümidi cezanın temel hedeflerinden olan «Suçlann işlenmesin] önleme» amacını tahrip eder (5). Af tiânınm hukuki şartlan mevcut değildir. 218 ss I :::: Bir münakaşanın ama köprfl lâfı yine çıktı ortaya. Ve yine synı münakaşa: ı? Değil mi? Bizim Burhan Felek geçen gün bir fıkrasiyle lüzumuna taraftar olduğunu ilân etti. Biz de taraftanz. Lâzun Istanbula bir asma köprü. Lâzım olmasına lâzun ama, asma köprü lâzun da su lâzım değil mi? Elektrik lâzım degil mi? TeIefon lâzım değil mi? Daha hançi bir eksiğini sayalım bu talihsiı şehrin? Havagaa lâzun değil mi? Yol lâzım değfl mi? Denecek ki, onlar tamam deffl diye, köprüden vaz nn feçelim? Hayır geçmiyeüm. Ve burada, ezelî ve mfllî bir derdimiz, yine kendini gösteriyor. Biz, hemen bütün meselelerimizde, elzemi lâzım dan, ehemmi mühimden, hattâ ifratı tefritten ayıramayız. Oldum olasıya böyledir bu. Hele, şunlan bir ayınp sıraya koyabilsek, dâva kalmıyacak. Galıba karavana atıyor n ek değerli bir idare adamı ol" duğunda kimsenin şüphesi bulunmıyan, İstanbul Trafık Müdürü, Şükrü Balcı, her Allahın günu, radyoda nefes tüketiyor. Nasihat üstüne nasüıat, tavsiye UstUne tavsiye. Güzel şeyler söylüyor Trafik im dürumüz. İçki içmeyin diyor, olur olmaz yerde önünüzdeki arabayı Kabahat ve samur kürk :::: •••• •••• «îi • ••• • ••• • ••• • ••• • ••• C 1) Taner, Ceza Hukuku, 661, De Babres, Droit Criminel, n. 980. 2) Beccaria, Suçlar ve Cezalar (M. Göklü, tercümesi), 271, 269, 1. Bası. 3) Garraud, Traite1 de droit penal, I, p. 81. 4) Perri, Sociologie Criminelle, Garafalo, Criminologie. 5) F. Erem, Ceza Hukuku, 5. Bası. s. 627. • ü Yeni hanendeler, iinııııııııııııııuııııııııııııııııııtiiiıııııııifiıııııııııııııııııııuııııııııııııınııııııııııııııııııııuııııııııııııııııımııııç i eski şarkııar | HER GORENİN TÜRK FİLİMCİLİĞİNDE YARATILAN EN BÜYÜK •••••••••••««•«••••••••S5«iSS"!ârSS£MSS"SSSSM«SSSSSSnSSSS»SSS"!*>"7SS^ '••••••• •••••• iMMiıııııtifiMiMiııı KiıııııııııiiinNMiıtıııııımn • ••H>ıt»ı>ı>ıııı«M«n(rıı>(iaı»ıaı>«>ıaıı«t>llıı«>iH<ıııııııı<ııaı»MtııM I •••• BİR ŞAHESER OLARAK ADLANDIRDIKLARI 5 KADIN ISTERSE KOSEOCLU^ Filmini sunmakla gurur duyan, ACAR FİLM 29 kasımda bir büyük şaheser daha takdim edeceğini şimdiden müjdeler. § E İ E ! = VAHŞİ GELİN I I I nıversitelerimizde randıman ^ düşüklüğü bir mesele (Yarabbi, ne de çok «meselemiz» var!) olarak ortada duruyor. tstatistiklerın gösterdiği yüzde 1525 gibi rakamlarda bıle, sanınm, hocalann fazla hoşgörürlüğünün rolü var. Ne yapmalı buca karşı? Profesörlere soruyorsunuz «genç ler liselerden çok zayıf bilgiyle geliyorlar» dıyorlar. Lise idarecilerine sonryorstmuz «ortaokullar berbat» diyorlar. Gidiyorsunuz ortaokul hocalanna. «Ukokullardan, âdeta, alfabeyi bilmiyen öğrenci alıyoruz» diyorlar. Sıra ilkokul öğretmenlerine gelince. Onlar da «ne yapahm? Aileler çocuklariyle meşgul olmuyor» diyorlar. Ailelere başvuruyorsunuz. «Kankoca sabahtan akşama kadar çalışmaya mecburuz. Çocukla uğraşacak vaktimiz yok» dıyorlar. En küçüğünden en büyüğüne, çocuklara ve gençlere soruyorsu^ eçim kampanyası sırasuıda bol nuz. «n'apalım hocalanmız bizlerle bol «... cağız» lı, «... ceğız» 11, kâfi derecede ilgilenmiyor» di«... cakdır» lı, «... cekdir» 1 nu yorlar. 1 tuklar çekildiydi. Bu durumda bizlere de, NasretŞimdi, yeni hükümet kuruldu tin Hocanın kadılığı gibi cbepinizin ya, bu «... ceğiz» ler, «... cağız» hakkı var» demek düşuyor. lar, bu «... cakdır» lar, «... cekHerkesin haklı olduğu bir acadir» ler yine başladı. yip dâva. Gazetelerde haber başUklanna *** bakıyorum, hemen hepsi caklı, geçmeyin diyor, fazla sürat hay»tınıza mal olur dıyor, çoluğunuzu çocuğunuzu düşünün diyor, ve diyor da dıyor. Ama, gelgelelim, ardı arası kesilmiyen, irili ufaklı yol kazalanna bakılırsa, kendisini dikkatle dinlıyen ve söylediklerini harfi harfine tatbik (!) eden, galiba, yalnız ben varım. Ve, aksi gibi, ben de otomobil kuUanmayı bırakalı çok oldu. *** Bir dert ki... Yaratıcılan: TÜRKÂN ŞOBAY EDİZ HLN SEVDA FERDAĞ Ayfer FERAY Nuri ALTINOKş Üâncüık: 9918/14155 •^^^ Turistik bir zat ^ıııııııııııııııııııııııııııınıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııiı^ GE ampulü tecrübeli ellerin mahsulüdür. Rasaele bir ampul değil GENERAL ELECTRIC almız. cekli. Şoyle, rastgele, aynı günün bir gazetesinin bir sahifesinde göze çarpanlara bir bakın: T.R.T. de esaslı değişikllk yapılmıyacak. Doğuda âsayiş sağlanacak. Bakanlara ordu hairinnda bllgi rerüecek. Seçim kanunu tasarısı tamamlanacak. ... Ve hep bu tertip. Hani, zaraanımızdiı politıka hayatımıza, her yerde çoktan yalnız lugatlerde kalmış bir «... izm» modası girdi ya, bize en uygunu galıba bir «cağiznut yahut «cegizm» rejimi olacak. Zaten «biz bize benzeriz» demisiz. Bu da tapkı tapkısına bize benzer, üstelik, dünyada icat olunmamış, orijinal bir rejim olur. 5(5 !çC 3(5 milyon) dolardaa fazla. Dokuz oğlu, on iki kın, cariyeleri, ve kırk beş kişilik maiyeti var. On tane Cadülac marka otomobili, aynca on beş tane muhtelif tip başka otomobili, her an, emrinde. Daha ayrıca, her oğlunun da, hususî otomobilleri, altı yüz valiz ve beş yuz sandıkla seyahat ediyor. Bn adam Suudi Arabistamn eski Kıralı Abdülaziz Bin Suud'dur. u hale bakın: Adanun aylık Ş geliri 120 milyon (yüz yirmi Ç ayui Içişleri Bakanı «Devlet idaresinin alt kademelerinde rüsvet ve irtikâp vardır» diyor. Bu söz bana rahmetli Refik Saydam'ın meşhur «Devlet A dan Z ye kadar bozuktur» demesini hatırlattı. Zaten ikisi de, Sdeta, birbirini tamamhyor. Evet memleketimizde ruşvet vardır. Ve, hiç de, yeni bir şey değildir. 1860 yıhnda İstanbula gelen, ve Türkiyeye dair kitap vazan bir İngiliz gazetecisi «Osmanh devletini kemiren bellibaşb dert lerden birinin de rüşvet olduğunu» yazmıstır. Rüşvet, sade TürJdyKİe detil, her yerde var. Yalnız bizde, bilhas sa son zamanlarda, pek çoğalmıştır. Hattâ Sayın Bakan «rüsvet vardır» yerine «rüşvet almıs yürümüştür» deseydi daha iyi ederdi. Bir hale geldik ki «parayı veren düdüğü çalar» lâfı tara bir hakikat oldu. Onsuz, hemen hemen, hiç bir is yürütülemiyor. Rfişvetin, kolay kolay Snüne de geçilemez. Çünkü bu bir «alan razı, veren razı» hikâyesidir. Pek ender vak'alarda meydana çıkabileni devede kulak bile sayümaz. Bu, toplumun bir ahlâkî yarasıdır ki, korkarun, «Tann rüşvet veremiyenlerin yardımcısı olsun» demekten başka bir çaresi yoktur. Geçenlerde profesörlerimizden birinin makalesini oknrken g5 • züme ilişti: \ Tirkiye Batı blokuna ve bu blokun felsefesine bağU bir mem • lekettir... diye yazmış sayın profesör. • Bizim bir Batılılık özentimiz var ki insanı kahrediyor. ıngfltere, • Fransa, Belçika, Almanya, Amerika gibi olmak başhca derdimizdh. • Ille de onlarm yanıbaşmda ve onların «blokuna» dahil olmak için • yapmadığnnız kalmadı. Frak giydik, sflindir şapka giydik, dans öğ • rendik, usul erkân öğrendik, ticaret öğrendik, komisyonculuk öğren • dik, milyoner olma usullerini öğrendik, apartıman dikmesini, arsa • ve apartıman spekülâsyonunu öğrendik, faizciliği öğrendik, ithalât J çılığı ihracatçıhğı öğrendik, son model otomobillerde gezinmeyi, mo S tora binmeyi, kulüplerde fink atmayı öğrendik.. S Batı blokuna dahil ülkeierden adamlar çağırdık memleketimize... S En iyi yerlerimizi onlara ikram ettik. Kulüplerini kurdular, mahal S leler doldurdular, üsler verdik onlara... Topraklanmızdan bir kıs Ş mım istedikleri gîbi kullanmalanm sağladık... • Tek BatüL olalım diye... • Ama Batılı olamadık. S Batı blokuna dahil olup da Batılı olamamak sa dolu kapta zey • tinyağı damlası gibi kalmak... Bizim kaderimiz. Bakıyoruz içimize \ işlemiş bir aşağüık duygusu var. Teker teker de Batüı gibi olmak için \ yapmadığırmz mavmunluk kalmıyor. Adamın birini övmek için: \ Tam bir Âvrupalı .. diyoruz. S Devlet katlarmda en üst yerleri tutmuş olanlardan, memleket yö • netiminde en sorumlu mevkilere geçmiş olanlann hepsine sorunuz. • Hepsi de Türldyenin Batılı bir ülke olduğunu ve Batı felsefesine bağlı • olduğunu iddis ederler. \ Oysa çevremize şöyle bir göz atmak bizim İngiltere, Fransa, ts • veç, İtalya, Belçika gibi Batı medeniyetini temsil edenfilkelerden• ne kadar ayn bulonduğumuzu anlamaya yeter. S Bizim sanayiimizin üçte ikisi devletin elinde, Batıd* sanayiln he • men hepsi özel ellerde .. S Bizde devlet bira yapar, kibrit yapar, kundur» yapar, cam ya • par.. Batıda devlet böyle işlere ilişmez. S Bizde devlet hazineden para ödeyip şirket kurar, am* sirket özel \ teşebbus olur. Batıda böyle şey olmaz. S Bizde komünizm yasaktır, Batıda yasak değildfa. S Bizde kitaplar toplatuır, piyesler yasak edilir. sanatçılar hapse S dflir. Batı blokunda böyle şey yoktur. • Batı şehirlerinde kaldırımlarda satüan kitaplann bizde değfl çev Ş rflmesi, yurda sokulması bile yasaktır. • Bizde nüfusun yüzde yetmişi okuma yazma bflmez, Batıda hemen • hemen yüzde yüzfi bilir. • Batıda sosyalist partileri çoğunhıkla iktidardadır. Bizde daha yeni j Parlâmentoya girdi... de şimdi «oradan nasıl çıkannz» diye dnsfinfi • yoruz. • Bizim toplumda kaçgöç vardır, kadınlanmız çarsafla gezer, Ba I tıda böyle şey yoktur. S Bizde Marks ve emsali düşünnrlerin adım ağızs almak korkunç S bir şeydir, Batıda üniversite kürsüleri harü hanl bu işi yaparlar. S Bizde toprak reformu diye bir şey yapümamıştır, Batıda bu işi • yüz yıl önce bitirmişler. • Bizde daha da toprağs bağlı kölelerin ve âşiret hayatmm yaşantı • lan devam eder, Batıda bunlar biteli yüzlerce yü olmuş. • Nereden baksanız, ne taraftan ele alsanız Batı De bir ilgimiz yok. ; Gerçi monden hayat yaşamaya, Hali Gali, Bossa Nova gibi danslan • yapmaya, play • boyiuk ve giyim kuşam üstüne Batmm kuyruğundan J aynlmamaya yeminli bir azınlıçımız var. Bizler de büyük şehirlerin J caddelerinde ve gece kulüplerinde ve gündüz kulüplerinde dolaştıkça \ kendimizi Batı felsefesine baelı sayıyoruz. Hele bir soy vatandaşımız S var ki bir ithalât şirfceti kurup antetli kâğıt bastırdı mı ve yabancı S şirketlerle alış verişe geçti mi kendini artık Batılı sayıp mutlu oluyor S Ama palavradır bunlann cümlesi Türkiye yataız büyük çoğunlu S ğuyla değil, imtiyazlı bir maymun azmhğıyla Batı medeniyetinden S uzak yaşamaktadır. Bir medeniyet önce kitaplariyle ve filrirleriyle S medeniyettir. S Batının bütün kitaplanna sınırlanmızı açmatian, Batınm bütün • ffkirlerine kafalarımızı açmadan: S Türkiye Batı uygarhğına yönehnişth... diyenler yalan söylerler. • Batı blokuna dahil olmakla Batı uygarhğma bağb olmak arasında • geniş farklar bulunduçunu unutmıyalım. Türkiyenin dramı Batı blo • kunun içinde, ama Batı uygarhğınm dışmda yaşamasmdan doğuyor. * «•••••••••••••••••••••••••••••••••••*•••••••••••••••• BITIİJK KAYIP Rahmetli Nigâr Hanımın zevci, Mediha, Mükerrem ve Dr. Ali Rıdvan Unar'ın babalan, Hüseyin Attar ve Seniha Unar'rn kaympederleri, Şurayı Askerî Başkâtipliğinden emekli, Serveti Fünun edebiyatınm kurucularından, Muharrir, Müellif, büyük nesir üstadı, Üsküdar'm a^rdide babası SALİH SAİM UNAR Allahuıa kavuştu. Cenazesi 21.11.1965 pazar günü «Bugün» öğle namazını mütaakıp Aksaray Valide Camiinden almarak Edirnekapı Şehitliğine defnedilecektir. Mevlâ rahmet eyleye. NOT: Çelenk gönderilmemesi rica olunur. Cumhuriyet 14177 Iki cami (yahut kilise) arasında W% ir mmanlar Vietnam'da, hükümeti protesto etmek amacıyla, bir takım din adamlan kendi kendilerini yaknuşlardı. Bu protesto usulü hâlâ devam ediyor. Yine Vietnam için ama, bn sefer Vietnam'da değil, Amerikada. Şimdi gelmiş, Atina civannda bir otele yerleşmiş, ve ayda beş yüz bin dolar sarfediyonnuş. Bu asırda, buna benzer, bir başka adam var mı, bilmiyorum. Ama eğer varsa, Turizm Bakanı Nihat Kürşat arkadaşunızdan rica ederim: Ne yapıp edip o adamı takip etmeli, ve yine ne yapıp edip, Türkiyeye yerlesmesinin bir yolunu bulmalı. Hattâ, kalacağı ye GÜLÂT ÜZEL ile KRDOĞAN ÜZEL Evlendiler Harbiye Düğün Salonu TEŞEKKUR Değerli aile büyüğümüz Cumhuriyet 14168 EMiNMALTEPE'nin Cumhuriyet 14161 TEŞEKKUR Aile Büyüğümüz vefatı münasebetiyle derin acımızı paylaşan akraba ve dostlanmıza şükranlarımızı arzederiz, AİLESİ MÜEYYET MENEMENCİOĞLU nun vefatı münasebeti ile cenaze merasimine iştirak etmek, çelenk göndermek, telgraf, telefon veya mektupla tâziyette bulunmak, evimize kadar bizzat gelmek suretiyle acılanmızı paylaşmak lütfunda bulunan hısım, akraba, dost ve arkadaşlanrmza mirmet ve şükranlarımızı arz ederiz. KOYUTÜRK AİLESİ Reklâmcıhk 4656/14152 Perde roYİarı pİYasasında yenilikl I Geçenlerde Washington'da Amerikarun Vietnam politikasını protesto etmek için, bir adam meşhur Pentagon"un (oranın Mfllî Sa' vunma ve Genelkurmay binası) Snflnde kendi kendini yaktı. Hafta içinde de bir başkası, bu da hükümeti protesto etmek için ve kendini yakanı protesto etmek için, Tenesi'nin merkezi GE ampulü, bol ışık verir... Çok daYanır ELEMAN ALINACAKTIR ELECTRIC Manajans 1793/14165 TEŞEKKUR Amellyatımı büyük blr hazak&tle yapan eşslz insan. tıymet. 11 hoca, dostum Dr. operatör, Çorlu Askerî Satınalma Komisyon Başkanlığından: Kapalı zarf usulü ile asağıda cins ve miktarı ile muvakkat teminatı yazılı onarım inşaat malzemesi satın alınacaktır. Evsaf ve şartnameleri Ankara, İstanbul Levazım Âmirliğinde ve Komisyonumuzda mesaî saatleri dahilinde görülebilir. Teklif mektuplannın ihale saatinden bir saat evvel Komisyonda bulundurulması şarttır. Postada vâki gecikmeler kabul olunmaz. Birind keşif Muvakkat Ihale yekunn teminatı SaaU Dosyanm cinri Miktan Lr. Kr Lr. Kr. thale tarihi Onanm Injaat d 11 kalem 29.970^0 2.250 00 9 Aralık 1965 11 MERAL BİŞET MOTOLA TS Haydarpaşa Nümune Hasta. nesl Ba« Heilml operatör büyük dostum Dr., Narkozltör Dr. İsmall Tuncer'e, baş asistan Orhan Malt«pe'ye, Asıstan Dr. Hüsnu Önder, Dr. Alpaslan Altan. Dr. Ertan Eryazıcı"ya Başhemşlre Şekure Mutluön, Amellyatbane hemşlresl Muazzez Deçen'e hemşlre Belkıs Kuraş'a, Ayşe ya Fatma Sezer kardeşlere, eennur Zorlu'ya. Şehrlban İrkufa Neclâ Gürbüz'e, Mecbure İstlnyadis'e, Sumru, Amellyathane yardım. cılarından Cevat Taş. ömer Derlndere. Mustala Yılmaz, Musta. fa Ekinel'ye Te dlğer personele en derin çükran T» mlnnetlerlml arzederlm. Sıld Artf Terrioğlm Comhnrlyet Oautaal yazan SELÂHATTİN AKEL'e Muhasebe servisinde istihdam edilmek üzere aşağıdaJcı vasıflan haiz kız veya erkek elemanlar almacaktrr; En az lise mezunu olmak, Askerlığini yapmış olmak 30 yaşmı geçmenüş olmak İsteklilerin el yazıları ile, bir vesikalık resmini de iliştirerek PJL 352 Beyoğlu adresine müracaatları rica olumır. Reklâmcılık: 4631/14151 Salon tipi, cift kanallı alüminyum •Amerika'da lercih edilen şekil •Paslanmaz •Bükülmez «Daima işler •Perdelerinizi sarkılmaz •Yekpare olduçrundan esnemez •İki perde birbirine iakılıp kalmaz »Büyük mefıusai mağazalarında bulıınur Jkksan perde rayian, dunyaca maruf ALCAN (Alumınıum Canadalın teknık yardımı ile imal edılır PERDE RAYLARI ile Yük. Tekstll Müh. SAJVH BONFİL Nlşanlandılar 20 11.1965 FARUK Ayanoğlu'na Antakya Belediyesi Elektrik Işletmesi Müdürlüğünden: 1 4768 sayıh kanuna göre teklif mektubu suretile 33 Kv. harici tip seksiyoner, disjonktör, parafudur, gergi izalâtörü ve çelikalüminyum iletken satın abnacaktır. 2 Teklif mektuplannın en gec 15/12/1965 çarşamba günü saat 10.00 a kadar Elektrik İşletme Müdürlüğüne gönderilmesi şarttar. 3 Taliplerin satın alma sartnamesini istemeleri rica olunur. (Basın 22278/14149) Cumhuriyet 14164 INGILIZCE Ingiliz Bayan öğretmen Hususi Ingilizce ders verir. Mektupla müracaat adresu Galatasaray P. K. 2391 "alumınytım.ü kaJıte ' F.fcfaı Akun Stıuyf I Ü ?!. Kaıtot. Yılna Stlvi Mcvkll) Ttl.lr , $335 60 hbf M#fkd: Ti,l.M TluMt A. $ , Ibııkıl» O<f., P K. S57, K,.My; U., 44 47 47 Aııkn. ŞUIMIİI M«r.jtfy^ CıJ., Kir.ırfil Sok. 33/5, T.I.. t218 «1 (2088 Basın 22010/14148) liltt) Manajans , 1788/14166