25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE tKİ CUMHTJRÎYET 25 Ocak 1965 ıııı=ııııııııııııi!iMiıiHii!iııııııııııııi[i!ii!nııııııııııııımmîmiHHmHii!iııımıııımıınııııi]iıııııııı=ıııı Taş yerinde ağırdır Insanlann gözlerini olaylar açar. Bazan bir hâdiseden alınan ders, on cilt kitabın ve yiiz makalenin veremiyeceğini aşılıyor kafalara .. Bo bakımdan Kıbrıs dâvasının gelişimi, Türkiyenin baıı gerçeklerinin açıklanması ve anlaşılması bakımından âdeta kürsü olmuştur. Sovyet Rnsyanm Türk tezine yakın bir görüşü benirasemek eğilimine ginnesi ve özellikle Grotniko'nnn son demeci, Türkiyenln bağımsız bir politikaya doğm kayması gerektigini söyliyenlere hak verdirecek olgulardır. Ve bunların yanısıra tarafsız Üçüncü Dünya'da görülen gelişmeler de nmut vericidir. Atatürk'fin dış politika görüşüne doğru birkaç adım atmak, bizi üç dört •y içinde yalnızlık dnygnlanndan kurtanverdi. Artık Birleşmiş Milletlerde, Doğusn, Batısı ve tarafsızlan ile karşrmızda bir dnT»r bulmak korknsundan knrtuldok. Demek ki Türkiyenin de iöyliyecek sözü, sesini dnyuraeak gücü varmış. Bir Türk atasözü : Taş yerinde ağırdır... diyor. Türkiyenin yeri kapitalist dünyanın ağababası devletlerin tesbit eitikleri yer değildir. Hangi noktadan bakarsanız bakın, bn devletlerin çıkarları ile bizimkiler zıtlaşır. Eğer biz de sanayileşme devrini tamamlamış bir ülke olsa idik bugünkü dnrnmumnz tabiî sayılabilirdi. Eğer biz de dış pazarları sömürecek ölçüde dünya piyasasma diş geçirebilseydik, ve sözün kıszsı biz de sermaye birikimini tamamlamış kapitalist bir ülke olsa idik, yerimiz bn verilere göre tesbit edilirdi. Kendi millî varlığımınn tabiatına aykın bir iç ve dış politikayı sürdürmek istedikçe baçımıza gelmiyecek dert yoktnr. Ama dış ve iç politikamızı kendi gerçeklerimize göre ayarlıyabildiğimiz gün çıkmazların kayboldnğunu, açmazların açıldığını göreceğiz. Ralk Partisi yöneticileri arasında bazı kişiler bn fikrin dogruluğunn olayların zoruyla kabul etmişler ve tutumlarını değiştirmişlerdir. Zaten yeniden icat edilecek bir politika yoktnr. Tntnlacak yol, Atatürkçülük ilkelerinin rotasını çizdiği yoldnr. Halk Partisi çevreleri dısında da Türkiyenin gerçeklerini kavrayan milletvekilleri ve politikacılar eksik değildir. Ama daha bir geniş kesimde hâdiselerin farkına varamıyan, değerlerini veremiyen politikacılar çoğunluktadır. Bunların iyi niyetlerinden ffiphe etmek istemiyoruz. Ama Sovyet Rusya ve tarafsız dünya He Türkiye arasmdaki son yakınlasmaları düşünmeden tenkid edenler, aynı zamanda Kıbrıs dâvasının da hararetli bir miicahidl görünüyorlar. Peki nasıl bir çözümleme teklif ediyorlar? Eno«ls*e engel olacak hangi tedbirleri almalıdır Türkiye? Son aylarda Amerika, Enosis'e taraftar olduğunn çeşitli isaretlerle belirtmiştir. Ve en ciddî gazeteleri, Amerikanın daha çok böyle bir çözüm şekline yakınlaştığını yazmışlardır. Acheson Plânının ana çizgileri ortaya çıkmıştır. Rum kilisesinin kapitalist Batı dünyasındaki nüfnzn sandığımızdan da geniş etkiler yaratmaktadır. Çıkarma teşebbüslerimiz Altıncı Filonun dalgakıranına çarpmıstır. Bütün kanıtlar göstermiştir ki, kapitalist dünya Kıbrıs dâvasında Türkiyenin karşısındadır. Böyle olnsu da onlann çıkarlarına pek nygnndnr. Ve vatandaşlammz düşünmcğe başlamışlardır ki, Türkiye, Kapitalist Blokta kapitalizme özenmiş bir, ax gelişmiş ülke olarak dairaa mahkum kalmaktadır. Kıbnsın Türk olmasını bıraktık, Enosis gerçekleşmek üzeredir. Şn haide? Şn halde Enosis'e engel olacak gerçekçi bir politikayı yürütmek, Kıbrısta bağımsız bir federasyon tezini tuttnrmak baştan beri gerçekleşmesi en mümkün plândır. Sovyet Rnsyayı ve taraf«ıı dünyayı bn tezin yanıbaşına getirmek, Kıbnsı silâhtan arınmi8 tarafsız bir ülke olarak düşünmekle yürütülebilir. Bn çölüm şekli Türkiye için şerefli bir birimdir; dünya barışı için de Byle... Yapılan iş bndur. Sovvetlerle giriştiğimiz münasebetler Sovyetlerin degil, bizim çıkarlarımızın gereği ve milli politikamız lcabıdır, tıpkı Kurtuluş Savaşında oldağa gibi... Sovyetlerle yakınlaşmaya karşı durup : Nereye gidiyornz? diye soranlar önce kendilerine bir snal •çmalıdırlar : Nereye gittnek istiyorlar? Tnnanistan idaresinde ve silâhla donanmış bir Kıbns onlara daha mı buzur, güvenlik, millî haysiyet ve şeref getirecektir? İ Günün Konuları | I DUSUNCELER nııııııııııınıııııııınııııiM ıııı=ııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııtııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınıııı=ıııı E KERC I on günlerin en önemli tartışma konulanndan biri olan dış ticaretin devletleş tirilmesi daha ziyade sistem meselesi olmak temayülünü göstermiş veya bir anayasa konusu olarak ele alınmak istenmiştir. Konuyu iktisadî kalkınma hedefleri, gelir bölünüşü gibi iktisadî ve sosyal açılardan inceliyenler de olmuştur. ıvteseleyi yalnız iktisadî yönden ele alıp kalkınma hızı Uzerindeki etkileri bakımından incelemekte büyük faydalar vardır. Bu suretle hiç bir ön fikire, bir doktrine, sisteme bağlı kalmadan meseleyi e!e almak kabil olur. Dış ticaretin topyekun devletleştirilmesi, ithalât ve ihracatın tamarnının devlet eli ile yapümasıdır. Bu tezi savunanların iddialan şunlardır: Özel kişiler elinde bulunan ihracat ve ithalât dışarıya döviz kaÖzel tdare bütçesi 100 çırılmasına vesile teşkil etmektemilyon lirayı aştı dir. Verdigi beyannamede. ihraç tstanbul özel idare, 1965 bütçesi, ettigi mahn fij^atını oldugundan geçen yıla nisbetle yüzde 30 faz düşük gösteren ihracatçı malın lalıkla 100 milyon 250 bin 003 lira dış piyasadaki gerçek fiyatı için olarak bağlanmıştır. düşük gösterilen fiyatı arasındaki farkı Türkiyeye sokmamakta ve Yatırımlarda, köy kalkınması esas olarak ele alınmış ve eğitime yabancı ülkede açtığı bir hesapta ön plânda yer verilmiştir. İJ ge muhafaza etmektedir. İthalât için bunun tersini yapan ithalâtçı dınel meclisi, pazartesi günü bütçeşandan ucuza getirdiği mal için yi incelemeye başlıyacaktır. yüksek fiyatlı fatura sağlıyarak Elektrik direğine Merkez Bankasından aldığı döviçarparak öldü zin bu kısmını yine dışanda tutaPendikt», Süleyman Tokgöz a bilmektedir. dında bir işçi, dün sabah bısikletkinci tenkid, özel teşebbüsün le fabrikaya giderken, elektrik diihraç mallarımıza iyi liyat bureğine çarparak ölmüştür. Anî fren lamadığı, yeni ihraç mallansonucunda bisikletten düşüp başına yeni pazarlar sağlamadığı ve nı «elektrik direğine çarptığı sanıithal mallarının iç piyasadaki filan 24 yaşındaki işçinin cesedi, yatların çok yüksek tutulması ile muhafaza altına Rİınmış, gerekli ilgilidir. Özet olarak, özel teşebtahkikata başlanmıştır. büsün elinde ihraç mallarımıza iyi fiyat bulunamamakta, ithal Bir giinde 581 şoför mallan fiyatları yüksek kalmaktaeezalandırıldı dır. Trafik polisinin şehirde yaptığı Nihayet, gerek ithalât ve gerek genel kontrollar sırasında, trafik ithalâtçılarımızın. Batının dev cekaidelerine uymıyan 581 şoför hak sametli alıcı ve satıcıları karşısın kında kanuni işlem yapılmıştır. da pazarlık güçlerinin zayıf buoförlerin çoğunluğu, «klâkson çallunması ihraç mallarımıza umulan mak ve polijin ihtarlarına uyma fiyatın sağlanmasını önlemekte ve mak» suçlanndan dolayı cezalandı ithal mallan • fiyatlarımn yüksek rılmışlardır. kalmasını doğurmaktadır. Dış ticaretin devletleştirilmesi Bir esrar satıcısı suçüstü fikrini savunanlar, devletleştirme yakalandı halinde yukarıdaki mahzurlann Genellikle Karaköy ve Tophane ortadan kalkacağını kabul etmeksemtlerinde esrar satıcılığı yaptıtedirler. Bu görüşte gerçek payı gı tesbit <edilen ömer Yıldız adınbulunduğuna şüphe yoktur. da bir şahıs, dün suçüstü yakalanBu konuda kesin bir karara mıştır. Hacı Gezer adındaki diğer varmadan önce dış ticaretin devbir şahsa satış yaparken 5 plâka letleştirilmiftinden doğması muhesrarla birlikte yakalanan Ömer, temel sonuçları da ele almak getevkif edilmistir. rekir. enel bir devletleştirme halinde, kurulması gereken yeni teşkilât ve personel masraflarının 6 milyar liraya yakın bir Belediye hizmetlerinden en az istifade eden yerler arasında bu lunan Kadıköyde imar faaliyetine girişileceği belirtilmektedir. Iskele meydanınm tanzımi için hazırlanan projenin tatbikine önümüzdeki günlerde başlanacak tır. Bunun için istimlâki gereken P.T.T. binası ile ilgili muamele de tamamlanmıştır. Gecekonduların kesif bir şekilde bulunduğu Fikirtepesinde d ~ yollar ıslâh edilecektir. Bu arada çevrenin sağhğını tehdit eden Kurbağahderenin ıslâhı için kurulması kararlaştı rılan tasfiyehane ile ilgili projeler de 1965 yılı içinde tamamlanmıs olacaktır. Bağdat caddesinin Selâmiçeşme ile iskele arasındaki kısmının tamamlanması için 6.5 milyon lira gerektiğinden bu yıl ancak Selâmiçeşme I>epo durağı arası onarılabilecektir. Kadıköy'ün imarı için çalsşmalar hızlandırılıyor Dış Ticatetin Uevletleştitilmesi S Yazan: Yeni Maden Kanunu Tasarısı Mühendisı memleket menfaatlan açısından imkân vermeyi hedef tutmaktadır. Türkiyeyi parsellere ayırarak müracaat sahalannın hudutlarını peşinen ve aleni olarak malum kılmak müstakbel maden ruhsat sahibini muhtemelen hudut münazaalanndan koruyacak, zaman ve mesaisinden tasarruf ettirecek niteliktedir. Kezâ, maden haklannın ömürleri ve bir şahıs uhdesindeld adedlerinin tahdidi. varlıklı bir madenciyi zaman ve sermaye bakımından daha kesif bir çalışmava itebilecek, üzerinde yüzlerce maden hakkı tutan şahıs veya şirketler artık ortadan kalkacak, velhasü kuvvetiyle başkalarının da girebileceği teşebbüs sahalarını tıkamaya meydan verilmeyecektir. Bu tasarının teknik bir komisvon seviyesinde uzun zaman kalarak neticeye ulaştınlmaması bir takım siyasi, idari ve hissi sebeplere bağlanabilir. Biz burada bunlardan bahsedecek değiliz. Ancak, şayanı dikkat nokta, madenci veya buiucu dediğimiz zümre, küçük veya büyük, tasarının umu mi prensiplerinde ve tatbiki hiikümlerinde muvafık gözükmeierine rağmen bazı kimselerin bu tasanya nıuanz ecnebi sermayenin memleketi istilâ edeceği konusunda çok hassasiyet göstermektedirler. Biz ecnebi sermayenin ne raddeye kadar madencilik sahasında memlekete girmesi hususunu burada kendi mevzuumuz haricinde görüyonız. Ancak, bu hassasiyeti de sebepsiz bulmuyoruz. Meselâ yabancı sermayenin memlekete monopolist zihniyetle girebileceği pek âlâ varittir. tşin garibi şudur ki, inhisarcılık zihniveti yabancı ve hatta ?erli sermaye sahiplerince. borasit, zımTürkiye'nin parsellenmesi ve para taşı. lületaşı ve hatta manruhsatname teminine esas teşki) vezit madenleri üzerinde bugün eden hudutlann peşinen ve aleni dahi faaliyet halindedir. Bütün olarak herkesçe bilinmesi, arama güçlük ve mesele ecnebi sermaye ruhsatnamesi iktisabına bazı hal nin meşru kâr gayelerini millî lerde ve şartlarda lüzum görül menfaatlerimizle telif ettirebilme meyişi, ruhsatname hakkının tem vi becermektedir. Buna madencididi ve kademeli harçlandırılma likte zaruret de görüyonız. Zirs sı ve azami dört sene ömürlü o madenciliğin modern teknifi ve Ubilmesi, imtiyaz alrriaya ehil ol hamleciliği. ruhsatlı veya (tasarımayan bir kimse tarafından ma nın bahşettiği gibi) ruhs^isız geden keşfedilmesi ve hakkını ehi) niş sahalarda arama yapılmasını, bir talibe devretmemesi halinde jeolo.jik ve diğer etüdlere girişilMaden Dairesinin bu sahayı elden mesini şart görmektedir. Madençıkarması ve ilk ruhsatname sahi ciliğimiz yalnız bir kövlünün fibine Devlet hissesinin yansı ka lânca yerde bir cevher tezahüratı dar bulundurabileceği ruhsatna eörmesine veya bulmasına bırakıme veya imtiyaz adedinüı 5 den lamaz. Ancak bu hamleyi memlefazla olmaması, Devlet müesse kette kim vapacak? Bazı tenkidseleri ve eşhas arasında saha ik ciler M.T.A.'nın bir Devlet Teşektisabı bakımından fark gözetil külü olmasının hudutlan içinde memesi, v.s. Maden Yardım Komisyonunun Cari Maden Kanununun yarat ise, selâhiyet ve statüsü değişmetığı itiyat ve tatbikatını yakından dikçe, bugünkü mahdut imkânbilenler için bu hükümlerin kon larla bu gayeye tam manasiyle masında isabet ve fayda olduğu hizmet edemiyecekleri kanaatinkabul edilmektedir. Zira, cari Ma dedirler. Yeni bakır madenleribulunması den Kanununun, maksadı itiba nin memleketimizde dahilindedir. riyle değilse de. tatbikatı ile kü pek âlâ ihtimal çük ve imkânsız madencijl daima Hangi madenci veya yerli scrnuküçük bıratalmaya göz Tumduğu ve memleketimizdeki bakır zuhubÜTÜk madenciyi ise kuvvetinden ratını ilmi bir şekilde tam etüde fazlaca istifade ettirmek gibi bir tâbi tutabilmiştir? Bugün işletilneticeye sürüklediği farkedilir ha mekte olan çinko • kurşun komle gelmiştir. Bu ifademizde im pleksi ile civa madenlerinin açılkânlann berkese müsavi taksimi masına rehber olan umumiyetle gibi bir tezin müdafaası yoktur. Osmanlı devrinin iptida) çalışmaMaksadımız şudur: Madencilik *a landır. Bunların memlekette vehasmda büyük ve küçük maden nileri yok mudur? Kromculuk ciye aynı şiddette ihtiyaç vardır. bellenmiş bir madencilik olmasılâkin büyük veya küçük herkes na rağmen memleketimizde krom yerini süratle bulabilmelidir. keşiflerinin de çoğu tabiatm cöMemleketimizdeki umumi tatbi mertliği veya tesadüf eseridir. kata göre madeni ilk gören veya bulan ve en yakınındaki şehirde Mr. Ely'nin hazırladığı tasarısermaye sahibi dediğimiz sahsın nın umumi hatları. veya aynı ruh nazarı dikkatine çeken küçük ma ile hazırlanacak cari kanunun dencidir. Bu ekseriya bir köylü muaddel şekli reni bir maden ka vatandaştır. Lâkin, bu buluculuk nunu doğurursa madencilik sahavasfı ve hakkını bir ruhsatname sında pek zaruri bir ihtiyaç gideye bağlamak suretiyle. ortaya çı rilmis olacaktır. Sermaye piyasakan bir madencinin memlekete sı mevcut olmayan ve teknik bilver altı servetlerini sürat ve ran eiye itibar az olan bir memleketdıman ve isabetle inkişaf ettire te yeni bir maden kanununun her cck ve isletecek kabiliyet ve im isf halledeceğini sanmak pek safkânlarına sahip oldugunu da kim lık olur. Fakat bu istikamette ase huzur De iddia edemez. Zannı tılacak olan ilk ve en müspet amızca, tasarıdaki yeni denilen hii tlım veni hir Maden Kanununa sa kümler madenciliğin bu zayıf ta hip olmaktır. Uzun bir tamanın rafını, örtmeyi, küçüğe fakir diye aradan geçmesine rağmen bu nebüyüğe de zengin veya kuvvetli ticeye ulasılmaması kalkınmadan diye meydanı boş bırakmaksızın bahseden bir memleket için zor hi'frili ve kahilivetli tesebbüse Yük. Maden Gerek maden hakkının doğuşunda ve gerekse bu hakkın memlekete en faydalı bir şekilde devam ettirilmesi için sürat ve emniyeti teminde küayetsiz görünen maden kanunun verine yeni bir kanun tasarısının getirilmesi teşebbüsü iki üç sene evvel başlamıştır. Bu maksatla Amerikalı mütehassıs Mr. Ely memleketimize dâvet edilerek yeni bir Maden Kanunu tasarısının hazırlanması ile vazifelendirilmiştir. Üç kere yazıüp nihai safhasına ulaşmış olan bu tasan bir komisyon marifeti ile tetkike alınmıştır ve bu tetkik elân devam etmektedir. Bazı hukukçularımız Mr. Ely'mn getirdiği tasarı içinde Türkiye'nin idarî bünyesine re hukuk mevzuatına bilhassa usul bakımından uymayan bazı fikir ve teklifler bulunduğunu ıfade etmektedirler. Kanaatimizce. bunlar bir hukukçu gözü ile tetkik edilip ana kanunlarımıza göre tasarının umumi maksadını hırpalamadan tadil edilebilir. Mühim olan nokta, Mr. Ely tasarısının esas prensipler bakımıııdan mevcut Maden Kanunu ile imtizaç halinde bulunmasıdır. Filhakika, bu tasan maden miilkiyetinin Devlete aidiyetini ve ma den hakkı sabibinin faaliyetlerinde Devletin sıkı murakabesi altında tutulmasını kabul etmiş bu lunmaktadır. Tasanda yeni olarak getirildiği söz konusu edilen bususlar umumiyetle tatbikata ait olup memlekette maden endüstrisinin süratli ve emniyetli bir şekilde faaliyette bulunmasını ve hususî teşebbüsün daha verim İi bir şekilde teşvik edilmesi vc çalışmasının teminine matuf hükümlerdir. Bu yeni hükümler ara sında şunları zikredebiliriz: IIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIII Yazan : H. Ferid KROMER Prof. Dr. Ahmet Kılıçbay tutarda olacağı tahmin edilmektedir. Bunun ekonomimiz için büyük bir yük olacağına şüphe yoktur. Öte yanda, dış ticaret alanında ihtisaslaşmış özel sermaye ve personel yeni iş sahalan buluncaya kadar âtıl kalacaktır. Bu da millî ekonomi için bir kayıptır. İkinci ana dâva, devletçilik sisteminin işleyişi ile ilgilidir. Dış ticaret üretimden ziyade bir «pazarlama» meselesidir. Başka bir deyimle malların üretimi değil, »lım satımı söz konusudur. tktisadi devlet teşekküllerinin mal üretimi alanında başarılı olduklan dalların bulunduğu fakat pazarlama bahsinde yetersiz kaldıklan bilinen bir gerçektir. Çok daha geniş bilgi ve tecrübeyi gerektiren dış ticaret bahsinde ehliyetli elemanların yetiştirilmesi zaman meselesidir. Dış ticaretin devlet eli ile yapılmasına bağlı diğer önemli bir mesele de ihraç edilecek malların iç piyasadan satın alınması, depolanması ve dışanya sevkedilmesidir. Burada, devlet bürokrasisinin yavaş işliyen mekanizması, beklenen çabukluğu sağlamaktan uzaktır. Devlet eli ile yapılan mübayaalarda siyasî âmillerin rol oynaması da (buğday ve pancar fiyatlannda olduğu gibi) muhtemeldir. îhraç mallanmızın esasen yüksek olan fiyatlarınm bu yoldan biraz daha yükselmesi dış pazarlarda rakip ülkeler karşısmdaki durumumuzu güçleştirebilir. te yanda, dış ticaret çabuk karar verme ve uygulamayı ve değişen dış piyasa şartlarına hızla intibak etmeyi gerektirmektedir. Devlet elinde bu hızın sağlan ması çok güçtür. Yavaşlılık başlıea iki sebebe bağlanabilir: i Devlet işletmeciliğinin özüne hâs yavaşlık, ii Cesametin büyüklüğü. Bunlardan birincisi bilinen bir husustur. İkinciye gelince, bu biraz açıklamaya muhtaçtır. Türkiyenin bütün ihracatı ile ihracatını içine alan teşekkül muazzam bir idare mekanizmasına ihtiyaç gösterecektir. Böyle bir teşekkül içinde bir kişinin karar verip onu yönetmesi imkânsızdır. Bu sebeple yetkilerin ikinci dereceli karar sahibi kimselere dagıtıtaıası gerekir. Devlet bürokrasisi içinde ikinci derecede yetki sahiplerinin tam bir isabetle ve süratle karar vermeleri güçtür. ^ Devletleştirme haiinde itUal edilecek mallann cins ve miktarlannm tâyini bü>ük güçlüklere yol açabilir. özel teşebbüs ithal mallarımn cins ve miktarını tâyin ederken onlann fiyatlarına bakar İ 0 G Yağmur ve kar 1OO S E N E L İ K Bir mazide [ kazandığı gUvenle, Ustün kalite Gzm*. çikolata. her Çeşit lokumları ve kanşık bayram şekerlerini aziz müşterilerinin emrine a.rzoöar. Devlet Meteoroloji tşleri Genel Müdürlüğünden bildirildiğine gö re, bugün ynrdurauzda hava: Doğn Karadeniz bölgesi parçaIı bulutln, jrünün erken saatlerin de yer yer sisli, diğer bölgeler çok bulutlu, Marmara, Ege, Akdeniz, Batı Karadeniz ve Güney Dogn Anadoln bölçreleri yer yer bafif yağmurlu, Doğu Anadola bölgesi kar ve yer yer karla kanşık yağmurlu, iç Anadolu bölgesi önceleri sisli ve öğleden son ra mevziî bafif yafmurln, feçecek, hava sıcaklıkları, Dngu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğn Anadolu bölgelcrinde biraz arta • eak, diger bölgelerde değişmiyecek, rüzgârlar değişik vünlerden hafif esecektir. Resimli Bilgi • Bugün 57. sayısı • Eski sayıları azalmakta oldugundan cksiklerinizi süratle tamamlayınız. ISTEME YERİ Balej Bayıl k Tejk.latı Cağaloglu • l i t a n b u l . (Reklâmcılık: 216) 1069 İKTİSAT ve MALİYE Dergisi yayunlanndan Bütün değişikliklerile yürürlükteki GELIR ve KURUMLAR VERGILERİ KANUNLARI ile VERGİ USUL KANUNU ve 1965 yılında verilecek 1964 yılı gelir beyannamelerile 1965 yılı gelirlerine uygulanacak OÇAK 25 KAMAZAN 22 MUSTAFA KURTKAYA ve fiatı yüksel mekte bulunanları ithal eder. Bu mekanizma^ yani «fiat mekanizması» devletleştirme halinde iyi çalışmaz. Bun dan başka ithal mallannın piyasaya intikali iç satış fiyatlarımn tâyini ayn bir mesele. başanlması güç bir dâvadır. Devletleştirme halinde malların, en yüksek fiyat sağlıyan dış pazarlara sürülmesi ve ithal malla nnın ucuz fiyatla satın alınması bil gili, tecrübeli, yırtıcı elemanlara ihtiyaç gösterir. Böyle bir eleman kadrosuna sahip ohnak için çok beklemek ve büyük masraflar yap mak gereklidir. Devletleştirmenin fayda ve mah zurlannı böylece belirttikten son ra ne yapılması gerektiği hakkında şunlar söylenebilir: zel sektör elinde bulunan ve ithal, ihraç hizmetlerine yöne len sermaye ve personelin âtıl bırakılarak ona eşit yeni yatırımların yapılması ve büyük personel masraflarınm karşılanması millî ekonomimiz bakımından bir kayıptır. Bu sebeple sermayesi kıt bir ülke olarak Türkiye için ekonomik olan yol mevcut ithal ve ihraç gücünden faydalanmaktır. Bugün bildiklerimizden tamamen farkh kuvvetli bir kontrol mekanizması dış ticaretin şik&yet edilen kusurlarının büyük bir kıs mını düzeltebilir. Bu suretle hem devlet bürokrasisinin ağır dönen çarkından uzak kalınmış, gerekli büyük masraflardan tasarruf edil miş ve hem de bu alanda yatınlmış millî sermayenin atıl bırakılması önlenmiş olur. Kontrol mekanizması. ciddî bir araştırmadan sonra kurulmalıdır. Bu arada gözönünde tutulması ar zulanan hususlar şunlar olabilir: i İthalât ve ihraeatta bulunacak olan firmaların sayısım tâyin etmek ve bunlara asgari bir cesamet sınırı çizmek, ii Aynı mallan ihraç ve ithal eden firmalann alım satımda dış alıcılar ve satıcılar karşısmda müşterek hare ket etmelerini mecburl kılmak. Başka bir deyimle ithalâtçı ve ihracatçılan mal çeşitlerine göre gruplayıp aralarında mecburl birlik kurmalannı sağlamak. ukarıdaki iki husus tahaklmk ettigi takdirde firmalan kontrol etmek kolaylaştığı gibi it hal ve ihracatçılann yabancı tekel ci firmalar karşısmdaki pazarlık gücü artmış olur. Nihayet küçük, verimsiz ve millî ekonomi için israftan başka bir şey olmıyan ufak cesametli ithalatçı ve ihracatçılar da elenmiş olnr. Kontrol mekanizmasınm ikinci önemli unsuru dışarıdaki fiyatların kontrolu ile ilgüidir. Yerli firmalann ithal ve ihraç ettikleri mallann carl dış piyasa rayiçlerine uyup uymadığının kontrolu ve bunun titizlikle tatbiki çok önemlidir. Böyle bir fiyat kontrolunun başarılmasmda yeniden teşkilâtlan dırılması gereken «ticaret ataseliklerinin» büyük rolü olabilir. Ticaret ataşeliklerinin bugünkü organizasyon, kadro, bilgi ve zihniyetle kendilerinden beklenen kontrolu yapması imkânsızdır. Fa turalann ve vesikaların dış ülkelerdeki fiyat listelerine göre yapılması yetersizdir. Zira fiill fiyatlar liste fiyatlanndan çok farklı bulunabilir. Bu sebeple bulunduğu ülkedeki fiyat indekslerini ve cari fiyatları takip edip ithal ve ihraç mallannın fiyatlarını sıhhatle tesbit edecek bir kadroya ihtiyaç vardır. Bu vasıflara sahip bulunan ticaret ataşeleri döviz kaçakçılığını önledikleri gibi ithal ve ih raç mallanna milll iktisadî menfaatlerimize uyan bir yön vermeleri de kabil olabilir. O Y Vergi C e t v e l l e r i G Ö Nefis bir baskı, karton ciltli olarak çıktı. Fiatı 15 Lira Bahçekapı Vakıf İş Hanı Kat 3 No. 19 dan ve başlıea kitabevleıinden arayınız. Tel: 22 74 02 27 49 48 Cumhuriyet 1087 MÜESSESESİNDEN 26.1.1965 tarihinden itibaren yeni Santral Numaramızın V. J 7.16jl2.2615.01[17.17|18.52[ 5.30 E. 1 2.00 7.111 9.45! 12.001 1.35 12.14 2T 9O OO olacağı alâkalılara duyurulur. Cumhuriyet 1091 CUMHltHtYKT'in refrikası : 42 Cumhuriyet'e I /Almanyada bulunan İKarasulu işçilere Isesleniyorum I I | | I Okulumuzda teknik araçlarmın yetersizliği, bizi ders aracı temini ne sevk etti. Birraüddetönce Almanyada calışan Karasuln işçilerinden, adreslerini temin edebildiklerime noksan ders araçlanmızın listesini ekliyerek birer mektupla ders aracı yardımına çağırmıştım. Mektubumu alan bazı anlayışlı işcilerimizden çok iyi alâka gördüm. Kısa zamanda Münihte çalı san Şükrü Çehreli, kan deveranını gösteren pille çalışır bir robot insan. mektupla bilgi istiyen İhsan Çoban da 28 Mark'a aldığı bir Ampermetreyi bizzat okula getirerek teslim etmislerdir. Kendilerine teşekkür eder, diğer hemşeh rimiz olan isçilerimiein de aynı kampanyaya katılmalarını öğrcncilerim adına rica ederim. Sakarya Karasu Ortaokul Miidürü Yaşar Eroğlu. mektuplar Radyodan şikâyet... Kadıköyden Cevdet Kayalar yazıyor : Radyolardaki reklâmlar gittikçe çoğalmaktadır. Banka reklâmlan gına getirecek bale gelmiştir, Bizim için radyonun her dakikası pek kıymetlidir ve titizlikle değerlendirilmelidir. Reklâm ücretlerini ayarlamak snretiyle bn miktar azaltılamaz mı? Artacak zamanda röportajlar ve herkesi ilgilendirecek cinsten ilmî konuşmalar çok daha faideli olacaktır. Ayrıca radyo bültenlerinde sık sık mSna ve okuma hatalan yapılmaktadır. Sayın Senatörlerin dikkatine \ B O Z K I R D A K I Ç E K I R D E K / Yzn : K M L T H aa E A AR İ 130 Bozkırdaki Çekirdek Borkırdaki Çekirdek 131 132 Bozkırdaki Çekirdek Geri kalanların beşi Çorum İskilibüıden. üçü Kastamonu Tosyasındandı. Eksiğimiz gediğimiz yok ya? Hızır Molla. tnüjde veriyormuş gibi sırıttı: Var! Bizim köyden Esef Çakır... Ugszlıydı. Kamyonu kaçırdı, allalem! Kaçırdığı ne belli! Bekir kıs kıs güldü: «Kamyonda sailanaraktan üç saatte varacağıma, keseden yanm saatte esdüdüyü tutayım da Müdür Bey den aferin alayım» dediyse? Çorumlulardan Ali Can alayı anlamazdan gelip sordu: Kaçarı bu kadar zorlu mudur bu Kastamonu uşağının, Ağa? Kaçan zorlu değildir bu hemşerilerunin, efendi, bunlann soluğu zorludur. Anlamadım. Sepetçioğlu havalan var ya bunların... Bunlann Sepetçioğlu, say ki. bizim Köroğlumuz... Eee? E'si.. Ermişin eşkiyası da, eşkiyanuı ermişi... Kastamonunun eşkiyası zorludur, bir de ermiş olursa büsbütün zorludur. Benim bildiğim, Kastamonu yatırlarının topu, eşkiyalıktan azma oldugundan... Ona bakarsan Çakıllı, bütün yatırlar, az biraz eşkiyalık etmiştir. Sen l . i nereye getireceksin, o~f nu anlıyahm! AdiJ Ali mi senin, yiğit, adını bağışla? Ali Can gerçekten şaştı, köylüleri Dedo Sarpla Cimşit Tok'a «Fısladılar mı?» diye şüpbeli şüpheli baktı: Nerden bUdin adımın Ali oldugunu. Çanlanlı? Hemi Çorumlu olup... Hemi de dünyanın evliyasını eşkiya yapınca, adın Ebubekir olacak değildir. Burnuma alevi kokusu geldi, «Alidir bu yiğidin adı, günahı boynuna...» dedim. Çankırının adamına «Fetvaz» derlerdi ama... Sendeki fetvazlık yamanmış, yiğit! Benden pes! Lâfın sonu gelsin!... Lâfın sonu.. Bunların Sepetçioğlu, yolunu yitirip bir balkana düştü de, iyicene saşırttı mı, ossaat tesbihe çöker, «Yassıl dağlar yassıl» havasım tutturur, Âşık Kerem hesabı, bir zaman ağlarmış... Allahtır, Sepetçioğlu Kulunu yeterince ağlatır, sonuııda. koca dağları, bizim Çankırımızın bozkırı gibi dümdüz edermiş... «Kastamonunun Esefi de, kamyonda ırgalanmamak için, böyle etmesin» dedim . Günahı boynuna... Biri saati sordu, Yıldız Llaktan. Başkasında saat yoktu. Enstitüye gidenler de, askere gidenler gibi giyimlerinin en eskilerini giyinmişler yanlarına değerli hiç bir şey almamışlardı. Yıldız Ulak, saatin dokuz oldugunu söyleyince Camiliden Cengiz Uslu kaç saatlik yol kaldığını merak etti. Çankırılılarla Çorumlulardan hiç biri, enstitünün kurulduğu y»ri bilmiyordu. Tosyanın Yusuflusundan Hıdır Molla Dumanlı Boğazı anlatmaya basladı: Dumanlı Boğazın ağzında bu bizim esdüdü... Keşiş Düzünde... Keşiş ne demek? Papas... Gâvurun cami hocası... Attın ki Hıdır ağa, büsbütün... Gâvurun cami hocasiyle ne ilintisi olabilir bizim esdüdünün? Keşiş, eskinin işi... Vakttn birinde. Kılıçlı keşiş eğleşirmiş orada... Anlamadım. Ceneviz zamanı desene şuna BUmem. Şirinin yaşhlan anlatır, Kılıçlı Keşişi... Yakındır Şirin Keşis Düzüne... Yakın dedimse iki üç cıgara tçimi... Irraak bcyundadır bu şirin... Kızılırmagın dirseğinde... Celtikçidir Şirinli... Pelvan kömüş beslenir ki bu Şirinde, fil gibi... Neden Şirin demişler acaba? Avratlan boyalı şeker gibi tatlı oldugundan mı? Bunu Virankaleden Musa Korkut sormuştu. Kasketini sağ kaşına yıkmasmdan. konuşurken de sık sık perçemlerini sıvazlamasından hovardalığa merakü olduğu anlaşıhyordu. Avratlan boyalı şeker gibi tatlı köylere, sizde Şirin köy mü derler? Kendi köylüleri demeseler de, konışulan der. Ne kadar iyi... Şirin köye «Şirin» denmesi... Vaktin birinde, ünlü bir beyin topraklarıymış oraları... Bu beyin, Şirin adında bir kızı varmış... Allah AUah kendi ağzıyla tutulmadı mı, bu Hıdır ağa şimdicik?.. Beyin kızı, ballıymış ki, adına Şirin denilmiş... Şunu aklına yaz, Hıdır Ağa, bir yerin avratlan ballı olmayınca, oranın köyüne Şirin adı verilemez. Virankalenin bovarda kopuğu Musa Korkut dudaklarını yalayıp, şeker emer gibi yutkundu: Yüreğim sevdi esdüdünün Şirin köye yakınlığını.. Sevdi ki ne kadar.. Benim bildiğim Şirinli, kızını karısını güder kl, gözünÜD bebeğinden ayırmaz. Muss Korkut, güvenle kasılıp yiğitlenerek yaman bir pöh çekti: Kan milleti tavuk gibidir, ardı güdülmez, Hıdır Ağa, siitüne bırakacaksın. Şirinlide slzdeki akıl yok besbelli... Şirinli, adamı tepeler H, Eğri Boğazın meşesini, pelitini sırtında paralamacasına ' Bırak herif şu lâfı... Şirin kıza bakalım... Şirin kızm, Ferhat adında bir pelvan sevdalanmış... Bekir Ozan r&ldü: (Arham var) I P.T.T. y e bir mektup var! Fethiyeden M. A. Narinbaş yazıyor : Zaman zaman tstanbulnn ranhtelif müesseselerinden posta vasıtasiyle celbettiğim kitap ve mecmua cilt kapaklan ile yabancı ülkelerdeki dostlarımdan namıma gelen güzel, renkli manzara kartlan ; her defasında oldnğu gibi kenarlan tamamen kırık, hnr dahsş bir halde gelmektedir. dahaş bir halde gelmektedir. DETAYLI PROGRAM 1STIY0R IKn Batı mflziilne meraklıyım; fakat plâk ve teyp alacak maddi olanaklara sablp bnlnnmadıgundan mfrakımı ancak radyo dlnllyerek ffidereblllyornm. Ne »ar kl gazetelerde cıkan radyo programlannda calmacak eserlerin ne oldntn bclirtilmlyor, tabi) özelltkle llfl dnyduğum bazı eserlerl çojö zaman kaçınyonım. Acaba radyo Idaresi benim gibi merakhlar Içln detüylı program Tayınlıjamaz mır Sakl Kadlroglu Askerlikte geçen müddetlerin | emeklilikte, fiilî hizmetlerine ı sayılacağı hakkındaki kannn ) teklifinin görüşülraesi sırasında I dikkat nazarlarınızı bir noktaya ' çekmek istiyornm. I Yüksek raektep mezuno olup ) 3656 sayılı kanunnn 19 nncn i maddesine göre çalışmaktayım. I Yedek subaylıkta kıtada geçen I bir senelik müddet intibakımız / da nazan itibare alındıgı hal I de Yedek Subay Okulnnda ge i çen altı aylık müddet sayılma I dı. Halbuki barcmli olarak aynı J vazifeye giren arkadaşların bu I altı aylık müddetleri intibakla i rına eklendi. Aynı durumda | binlerce raemur vatandaş oldn f ğu muhakkaktır. ' Bu açık haksr/.lığın kanun tek I lifi Senato gündeminde ıKen belirtilmesini ve münıkünse bir I madde ile giderılmesni saygıla ' rımla rica ederim. I Nezib Gürpınar ' Cankurtaran meydanı No. 4 i j I , . .. . sakl Kadlroğln ödenmiyen ders ücrctleri BİT Malımatpasa Ortaokulunda gö i revll 11 oğretmen kasira 1964 ayına i ait ders ücretlerlmtzi ve pktm ka 'J sım aralık aylanna ait cornk ram I lanmızı hâlâ alamadık. Bir an önce ödenmesi İçin sorum i lulann dikkatine snnanz. \ J
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear