22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İKt 13 Eylul 1964 Miııııııııııııııııııııııınıııı Yeşil ayna Dün Erenköy Suadiye taraflarma doğnı şöyle bir uzandım. Ük yağmurlar geçtikten sonra başlıyaıı Sonbahar, lstanbulun en güzel mevsimidir. Bunu bilenler Anadolu jakasına yazlığa geçmişlerse Ekim ortalarına kadar şehre göçmezler. Ancak, son yıllarda, İstanbulun eski yazlıkları da şehre katıldığından, Erenköy, Suadiye, Bostancı dolaylannı sayfiyeden saymanın anlamı kalmâdı. Amavutköyden, Bebekten farkj yok bu yerlerin. Asfalt caddenin iki yanında yükselen apartmanlar Bu apartmanların altını süsleyen pastahane, Iokanta ve mağazalar .. kaldmmların yanısıra uzanan son model otomobiller . Trafik tıkanmaları .. Şehirleşmiş y»zlığuı yeni çehresi, görünüşte mükemmeldir. Buralarda oturanlar denizin, güneşin, eğlencenln yudum yudum tadını çıkaranlardır. Sabahın denizi, öğlenin uykusu, akşam üstünün piyasası, gecenin pavyonu .. Bir Yaz aksamı, güneş batmış ve faenüz gün kararmamışken Suadiye asfaltında gezintiye çıkmanız, ne mene bir hayat yaşandığını anlatmaya yeter. Renk renk gençlik gruplan, kol kol spor arabalar, asfalt caddede bir aşağı bir yukan volta atarlar. GfizeUik, sıhhat, neş'e, zenginlik, hayat, adım basına verir iasretlerini... Paristen aldığı Uhamla renis kaldınmlara uzanmış pastahanelerde yaşı küçüklerin dondurma, yaşı büyüklerin akşam çayı faslı .. tstü açık otomobillere dolusmnş kızlı oğlanlı gençlerin kahkahalan radyolann sesine kanşır. Ansıra geçen tenteli bir at arabası, eskUerin Erenköyünü temsil etmeğe çalışan mahzun arabacısıyla şaşkın ve korkak kaybolur gider. Ortaük iyice karardıktan sonra yıldızlı bir gece başlar. Sabahın deniz partileri, yerini gece partilerine bırakır. Adım başına bir gece kulübunden yayılan müziği dinlersiniz. GazinoUrda daas yanşmalan yapılır. Gecenin alkolü, sigarası, »şkı, genç vücntlsrda ertesi günfln güneşinde eritilmek pahasına bol bol kullamlır. Anadolu gençliginin özlemine esas sayılan bütün «Gâvurinklar» her yaz Bostancıdan baslıyarak Suadiye, Erenköy, Kalamtf, Moda'ya kadar uzanır. Güzel şey insanlann eğlenmesi Bir hayli memleket geıdim ben . Benden daha çok dolaşmış, Avrupanın yazlık eğlence merkezlerinde cirit atmıs birçok arkadaşım da var. Onlann dtistineeierini de kendiminkine katarak söyiüvorum ki, böyle bir ya*. Batının en sayılır ülkelerinde bile lükstür. Fransa'nın masal gibl anlatılan Akdeniz kıyılan da, eh bizitn Anadolu Yakası yazından bir parmak aşağı veya yukan. Bütün bir Anadolunnn hayattan ne kadar yoksun olduğunu bildiğimiz için, bu yoksnnluğun Anadolnyn Avrupaya bağlıyan kıyısında bir çılgınlık gibi uç vermesi de bu düzen içinde tabiîdir. tste dün sonbahann bile bosaltamadığı Bağdat Caddesinde dolaşırken bütün bunlan düsünüyordum. Bu hayatın sadece bir azınlığa «münhasır» kalmasındaki iktisadi ve sosyal sebepleri hiç kanştırmıyacağım. Sadece yüzeyde görünenleri oldufn gibi hikâye ediyorum. Hava dün günlük güneslikti. Tam dfişüncelerimin orta yerinde bir lüks apartmanın ayakyoln çukuruna hortumnno uzatmış, pislikleri emen bir kamyon gördüm. Bilivorsunuz bunun adı vidanjör... O şahane apartmanın ayakyoln meselesi böyle hallediliyordu. Türüdüm. yürüdüm .. Burnumn tırmalayan ve midemi "bulandıran bir lâğım kokusu nzaktan uzağa duyulmağa baslamıştı. Kurbağalıdere yakınlarına varmıştım. Snyun rengi, kanalizasyonsuz bir lüksün gülünç suratına yeşil aynannı tutnyordu. Çok iyi biliyorum ki, bu civara yaklaşan son model arabalar kokuyn çabuk geçiştirmek için gaıa basarlar. Aylardan beri yıkanmamış bir güzel kadının en pahalı pudralan, kokuları Rürünmesindeki gayretle güzelleşmeğe çalışıyor lstanbulun Anadolu Yakası .. Tarihte oturaklann sokaklara döküldüğfi devirler de vardır. Fransa'da, içinde aptesane bulunmıyan lüks saraylan turistlere gezdirirler. Bir devrin hikâyesidir bu . kaç yüzyıllık bir devrin .. O anlavısın lüksünde, tabiatın en güzel yazını geçiren kalabalık şimdi tstanbulumuzda yaşıyor. Aşkolsun bizlere .. | D Ü Ş Ü N C E L E R I Günün Konuları tlllEllllllllllllllllllllllllllllltlllllllllllMIIMIIIIIIIIIIUIIIIIIIIIIIIIIIIIUIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIllllllllllllllIllEllll Sehir Hatları İşletmesi 15 ekimden itibaren kış programını tatbik etmeye başlayacaktır. Bu seneki kış programmda geniş değişiklikler yapılacak büyük zarara sebep olan Haiiç ve Boğaz seferleri yeni baştanl düzenlenecektir. Almacak tasarnıf tedbirlerine göre Boğazın Rumeli yakasındaki seferlerin hemen hemen yüzde ellisi kaldınlacaktır. Haliç hattında ise sefer miktarı imkân nisbetinde azalülacaktır. Diğer taraftan işletme araba vapuru seferlerini fazlalaştırmak kararındadır. Haliç tersanesinde yeni bir araba vapuru kızağa konmus, Sirkeci araba vapuru da hizmete girmiştir. kış progranıı liii/ırliiııılı SL'lıir liiilliirı Dış politika ile oynanmaz Kıbrıs olaylan yeni bir konu or taya çıkardı. 3u, Turkıyenin dış politikasıdır. Şim di bu konu üze rinde enlne boyuna konuşulmakta, çeşitli alternativler üzerinde durulmaktadır. Hemen ittifaka ya kın bir çogunluk (akh ersin ennesin) Türkiyenin bağımsız bir dış politika takip etmesini istemektedir. Bu bağımsız dış politika konusunda da göniş ayrüıklan vardır. Bazılan tam mânasiyle tarafsız bir dış politika istemektedirler. Türkiye, Nâsır gibi, Tito gibi tarafsızlık politikası gütmelidir. Ba züarına göre ise; Türkiye NATO çerçevesi ve antlaşmalar içinde daha hareketli bir politika takip etmelidir. Sovyetler BirUğl ile münasebetlerimiz ise daha dostane olarak ayarlanmalıdır. Türkiyenin bugüne kadar takip ettigi dış politikanın dogru olduğuna inananlann sayısı parmakla göstertlecek kadar azalmıştır. Dış politikanın herkesi bu kadar ilgilendirdiği ve her kafadan bir ses çıktıgı memleket pek azdır. Türkiyede dış politikaya karşı gelişen bu yakın ilgi ve hükümetin bugünkü tutumuna olan tepki lerin sebebi Üzerinde fazla dunna ya lUzum yoktur. Bu, daha çok Kıbrıs konusunda mUttefiklerimizin yeter derecede ilgi göstermemesinden doğmaktadır. Kabul etmek gerekir ki Kıbnsta Makarios'un meydana getirdiği durum ve her türlü insanllk kaidelerine aykın olarak yapılan mucadele, Türk efkannda haklı bir kızgınlık yaratmıstır. Türkiye devlet radyosunun yayınlan, baza gazetelerin neşriyatı umumi efkarın lüzumundan fazla heyecana gelmeslne sebep olmuştur. Memleket sekız aydan fazla bir zamandanberi bir harb psikozu içinde yaşamaktadır. Işte geniş kitlelerin dış politika üzerinde lüzumund&n fazla ilgi göstermeleri ve tartışmalan bundan doğ maktadır. Dış politika üzerinde yapılan tartışmaların ve vanlan spekülâtif sonuçlann Türkiyenin yararma olup olmadığı yönünden konuyu ele almak istiyoruz. tleri sürülen tez şudur: Türkiye, Birleşik Amerikamn müttefikidir. NATO'ya dahildir. Koreye asker göndermis, şehltler vermiştir. Birleşik Amerika devletleri Türkiyenin bu fedakârlıgı karşısında gereken •nlayısı gostermemekte ve Kıbrıs konusunda kayıtsız kalmaktadır. Bu bakımdan onunla olan antlaşmalara son vermelidir. NATO devletlerinin hareketsizligi karsısında da icap ederse NATO'daa bil« oekUinmelidir. Hlç olmazsa NATO içinde daha bagımsız bir politika gütma lidir. Kanaatimizce bu görüste olanlar hem Türkiyenin geopolitik durumunu unutmakta ve hem de onun tek dâvasının Kıbns meselesi oldugunu sanmaktadırlar. Bundan başka umuml efkâr Koreye yapılan asker! yardım devrt İle bugünkü durum arasındaki farkı gözden kaçırmamaktadırlar. Ancak Türkiyenin davası yalnız Kıbns değildir ve geopolitik bakımdan da «ay» da yaşamamaktadır. Hukuk Devleti Yazan: Dr. Nurettin TARAKÇlOĞLU Cumhuro et Gazetesının 18 8 1964 tarihli sayısında (Hu. kukun Önceliği) ba^lığı altında Baha Ankan imzalı bir yazı nkııduk. Konunun önemi tınkı. mıııdan ve Sayın Yazarın olastıfı sonucu hukuk anlayışımıza uvfjn bulmadığımızdan. \azı üstünde durma.M faydalı bulduk. Grrçekten, Hukuk Devleti, devletin hukuk kaidelerine bağlılığı olup (Hukuk önceliği) nin bir sonucadur. Bu sonucun yarattıgı devlet düıeninin kurulması daima büyük mücadelelerin eseri olmuştur. Nitekim, Türk Milletinin sorumsuı bir iktidara karşı kul. landığı (dırenme hakkı) da II. ci Cumhuriyet Anayasamızın temeli olmuştur. Imdı, Sayın Baha Ankan Anayasamızın Irarduğu (Hukuk Devleti) düzeninin, son günlerin olaylan arasında (ünemli bir ceza hukuku koııuBU sükut ve nisyana bürünerek unutulraaya yüz tutmuş bu lunmakUdır.) diyerek ihlâl edildiğine kani bnlunmaktadır. Bu konu (Büyük Millet Mec lisinin idam hükümlerini infaz edilmemesıne karar verdiği tak tirde vaziyetin nasıl hukuki bir şekil alacağı keyfiyetidir.) Bahis komısu yazıda ifade e. dildlği gibi II. ci Meşrutiyet ve I. ei Cumhuriyet Anayasalarının bu durumda açıklığına rağmen II. ci Cumhuriyet Anayasamız 64. cü maddesinde (... mahkemelerce verilip kesinleşen öliim cezalarının yeri ne getirilmesine karar verme, T.B.M.M. nin yetkilerindendir.) demek luretile ölüm cezasının yerine getirilmemesine karar >erildiği ahvalde durum muallâkta kalmış gibi görünmektedir. Biz, razıdaki iddianın akslne meselenin alacağı şeklin (bü. tün önemile açıkta kalmıs) bulunacağı kanaatinde değiliz. Zira, Hukuk yalnız yetkili organ lann usulüne uygun elarak ısdar ettigi kamınlardaa ibaret olmayıp, (örf ve Adet) denilen yazılı olmayan kaideler ve bunun yanında mahke. me içtihatlan ve doktrinden ibarettir. Esasen, kanunla hukuku ayıran husns da tabiatile budur. Demek istiyoruz ki. Anayasa tatbikatında T^.M.M. nin ölüm cezasının yerine getirilmemesine karar verdiği ah valde pra»kle oldugu gibi mah kuma (Müebbet Ağır Hapis Cezası) ayriınlanmasında (Haknkun önceliği • Primajte du Droit) prensibini ihlâl eden bir husus yoktur. Hâdisemizde yazan hatalı netıceye götüren nokta hukukun y**»&HfamtS»a kaynaklarından olan ve Medent Kanunun 1. ci maddesinde önemi belirtilen örf ve âdetin Anayasa Hukiknndaki yerinin nazara alınma mış olmasıdır. Şöyle ki; I örf ve âdet, fngilterede. ki kadar olmasa dahi bütün memleketlerde Anayasa Hukuknnda yerini muhafaza etmektedir. Nitekim, örf ve âdet Anayasadaki bir boşluğn doldurduğu gibi mevcut bir bükmü ilga edebilir. (I) örneğin, Fran sa'da III. cü Cumhjriy ette 25/ 2/1875 Anayasasının :î. cü mad. desindeki (Cnmhurbaskanı kanunların tatbikini temiıı eder.) seklindekı hükümden Cumburbaskanına tüzük yapmak yetki si örf ve âdet icabı tanınmıstır. Yine Cumhurbaskanının. ayni kanunun 6. cı maddesine göre Vataıı hainliğinden başka bir suçla mes'ul tntjlamıyaca*ı hükmünden Meclis müzakerelerine iştirak edemiyeceği teamülü doğmustar. Anayasayı tadil eden teamüle örnek olarak yine Fransa'da me,zkur Kanunun S.ci madde. sindeki Cumhurbaskanının Meb 'usan Meclisini fesib yetkisini 1877 den beri kullanmamıs olması, keza kanunları veto etmemesi gösterilmektedir. Bizde de 1924 tarihli Anayasaraızdan örnekler verilebilir. 44. cii maddesindeki Devlet Bakanı »e Başbakan yardımcısı tayi. ninin Basbakanın göreceği lüram ve ihtiyaca göre değişmesi, geçmise şamil kanunlar yapılamaması, Bakanlar kurulunun tatbik bakımından kannn dan farksız kararnâmeler ısdar etmesi gıbı, Anayasayı ladıl edici mahiyetteki teamüle örnek olarak 1934 tarihli Anayasamızın 36. cı maddesindeki Cumhurbaskanının yıllık nuU kunu kenaiiimn ve>a Başb*kAiıın okuyabileceği kaidesinden Atatürk'ün habtalıgı sırasıııda bir def'a Celâl Bayar taralından uKanau nutuk hanç münhasıran Cumhurbaşkanı t > a rafından okunmustur. Veni ol. CnakU beraber 1»61 Anayasa. mızın 102 ci maddesindeki (Baa bakan, Cumhurbaşkanınca, T.B. MJM. üyeleri arasmdan atanır.) hükmünü Parlamentod» ekseriyet partisi liderine Başbakanlığın teklifile uluslararası bir teamül tamamlamaktadır. Z Bir de Anayasanın istikrarlı olması yani sık ve kolay deği^meknesi lâzıındı?. Kir» anayasaıar memleketin en us>. tün kanunları olup ancak prtnsipler vazederler. lalnız II. ci Cumhuriyet Anayasamız, gecmis ıktidarın hatalarının tekrarını önlemek bakımından reaksiyoner karakterde otap b<tzı nuküralerınde teterruatlıdır. örneğin, 82. ci maddesindeki Millet Vekilleri ödenekleri 84. cü maddesindeki Meclis Ba». kanhkları için srijasi partılerin aday gösteremeyecckleri, i)i. ci maddesindeki Cumhurbaş kanının yüksek öğrenim yapmış olması ve seçildikten sonra partisi ile ilişifinin kesilmesi, IU6 cı maddesindeki bosalaıı Bakanlığa en geç onbeş gun içinde atanma yapılacağı gibi hükümler zikredilebilir. 3 İdam mahkumuna, infaz kararı alınamadığı ahvalde (Mü ebbet ağır hapis cezası tatbı. kınde yazıda iddia edildiği gibi Ceza Kanununnn 1. ci maddesindeki (Kanunda yazılı cezalardan baska bir ceza ile kimse cezalandırılamaz.) hükmüne bir aykırılık yoktur. Zıra aynı Kanunun II. ci mad. desi cezalan tartat etmiş olup buna göre idamdan sonra ge. len ceza Ağır hapis cezası ve onjn da ağır şekli 13. cü maddeye göre Müebbettir. Demekki, (Aksi takdirde bir gün dahi ceza çekmesine, Ceza HuKu ku muvacti.'sınde, imkân yok tur.) gibi bir iddia varit olmamak lâzım gelir. 4 Ortada kararın tavzihi. ni Esas Mahkemesinden talep edecek bir durum da yoktnr. Örneğin, 12 6 1%« tarihli Geçici ihtilâl Anayasasının 6. cı maddesi (Yüksek Adalet Di vanının kararları kesindir; ancak idam kararlarının ınfazı, kararın Milli Birlik Komltesince tastikine bağlıdır.) hükmünıi ««rAeteliş ikeo 16/9/1961 UrihU Yüksek Adalet Divanmca verilen Mftm rezalan hakkında Milli Birlik Komitesi. kararında Xüksek Adalet Divanmca ittifakla ölüm cezasına çarptırılan 4 kişiden 3 ünün ölüm cezalannı tastik etmiş ve ancak bunlardan Celâl Bayarın 65 yaşını bitirmis olması do. layisile ölüm cezasını müebbet ağır hapis cezasına tahvil etmiştir. Keza, diğer ekseriyetle ölüm cezasına çarptınlan 11 kişinin cezalannı da raüebbet ağır hapis cezasına çevirmiştir. S Hâl böyle otanca Ceza Kamınunun 13 cü maddesindeki infaz usnlünün tatbikinde de bir şüphe yoktur. Sonuç olarak diyebilirizki, örf ve âdeti nazara alzaadan Sayın îazarın (Hukuk Devleti) prensibini zedelemekten* se, ne kadar ağır olursa olsun her hangi bir mücrimin ceza. sız kalması şüpheslzki, tercihe şayan bir keyfiyettir.) neticesine ulaşması (Bir masumu mahkum etmektense bin mücrimin serbest bırakılması evlâdır.) kaıdesinin suçlulnğıı sabit olmuş idam mahkümları için tatbikı tamamen tehlikeli sonuçlar yaratır ve âmme vicdanını rahatsız eder. Zira suçlu ile masum kanştınlmış olur. Böyle bir muameleye tevessül eden savcı kanun nazannda nıes'uldür. Yukandan beri izah etmiü olduğamuz gibi bu bakımdan Anayasanın tadiline de kat'i bir zaruret yoktur. I) Prof. Dr H. Naıli Kubalı Esas Teş Hukuku Ders. tst. 1959 S. 3741 IIUIIIUIIIMIIIIIIIIIIIIMIIII Yazan: Cemil Sait Barlas de, Arap memleketlerinde takip ettigi politika, bugün için Rusyaya emniyet etmenüı kolay olmadı ğını gostermektedır. DUnya, buhann keşfinde oldugu gibi atomun keşfiyle de yeni bir teknik ihtilâl geçirmektedir. Atom silâhlannın harb tekniğinde ön plâna geçmesi, fakir devletlerin tek başlanna kendilerini savunamıyacağını ortaya koymuştur. Tür kiyenin, hattâ NATO içinde bağımsız bir politika takibl mümkün değildir. Fransa bunun canlı bir misalidir. Ekonomik kapasitesi çok yüksek olan Fransada De Gaulle'ün, NATO içinde bağımsız bir politika takibi yolunda nükleer silâh yapma teşebbüsünde bulunmaktadır. Bunun malî portesi bu zengin memleketin bile takatının üstüne çıkmaktadır. Türkiyenin bugünkü iktisadi gü cü, konvansiyonel silâhlarla bile tek başına kalarak savunmaya yet mez. (Tarafsız politika gudebümek için İsveç gibi olmak gerektir.) Gerçek anlamiyle tarafsız olan 7 milyon nüfuslu İsveç, bu politikasını güdebilmek içm millî savunmasına 7 milyar kron, yani 15 milyon TL. sından fazla bir para ayırabilmektedir. Ses duvarmı aşan uçaklannı kendisi yapmaktadır. Bazılan Tito gibi tarafsız bir politika takip edildiği zaman da hi, Amerikanın tehlike anmda Tür kiyeye yardım edeceginden bahsedenler vardır. Bu bir kumar olur. Halbuki Türkiye bugünkü savunma kapasitesini Amerikadan gördüğü askeri ve ekonomik yar dım kadar daiml surette personel eğitimi konusundaki kolaylıklar da elde etmiştir ve etmelidir. He le Nâsır*m içinde bulundugu ekonomik ve politik güçlükleri bümi yenlerin ve Mısırlı fellâhlann Nâ sınn kaprisi uğruna Yemen çol lerinde eridlginden haberi ohnıyan lann, sözde tarafsızlık politikası na imrenişlerine şaşmaktayız. Nâ sır bugün tam mânasiyle Sovyet ler Birliğinin avucuna düşmüştür. Dış politikada devletlerin tutumunu bagımsızlıklannın teminatı tftyin eder. Bugün için hemen hiç bir memleket başlıbaşına savunma gUeüne sahip değildir. O ka dar ki dünyanm iki liderl olan Birleşik Amerika ile So\yetler Bir ligi de kendi savunmalan için müttefikler aramaktadırlar. İktisat Fakültesi Mezunlan Cemiyetinin lokali yann açılıyor îstanbul Üniversitesi iktisat Fakültesi Mezunları Cemiyetinin lokali, yarın 18.00 de verilecek bir kokteyl parti ile Yükjsekkaldınmdaki dairesinde açılacaktır. Lokal, tktisatlıların boş vakitlerini değerlendirme ve kültür hareketleri için kullanılaeak, burada kon feranslar ve açık oturumlar düzenlenecektir. Devrilen traktör bir kişinin ezilerek ölümüne sebep oldu Silivrl, Kumsalla köyü civannda devrilen bir traktör bir kişinin ölümüne 4 kişinin de ağır surette yaralanmasma sebep olmuştur. Şoför Mehmet Uysal idaresinde, Küçük Kıhçh köyünden, Kumsalla köyüne gitmekte olan traktör fazla sür'at yüzünden devrilmiş, kaza sonunda 27 yaşında tsmet Aydın feci şekilde ezüe'ek ölmüştür. Şoför dahil 4 kişi de muhtelif yerlerin den ağır surette yaralanmıştır. öte yandan, dün şehnn jnuhteliî semtlerinde vukubulan 9 trafik kaza«='nda da 12 kişi yaralanmıştır. ısteriz: Dış polıtıkanın değişmesı ve Rusya ile anlasma isteklerı karşısında Sovyetler Birliğınm gosterdiği tek hareket, konsoloslukların vitrinine «Sovyetler Birliginde softaların rahat yaşadıkla rı. yolundaki propaganda fotoârafları olmuştur. Dış politika millî menfaatlerin sağlanma ve korun ması yoludur. Hiç hisse kapılmaya gelmez. Bunun bir iki canlı ör neğini hatırlatalım. Süveyş buhranında Birleşik Amerika, Fransa ve îngiltereyi kolayca toplayabile cekleri zafer mevvasından alakoydu. Prestijlerini kırdı. Ne Ingiltere, ne Fransa NATO'dan ve Ameri ka ile ittifaktan vaz geçtiler. Bin Bella Evian antlaşmasını yıktı. Fransız mallarına el koydu. Fakat Fransa Hükümeti milli menfaati Bin Bella ile anlaşmakta gördüğü için münasebetlerini kesmedi. Bazılan Kıbnsa asker çıkarmamajı tenkid etmekte ve kimsenin müdahale etmiyeceğini söylemektedirler. Dış politikada yanlış tah minler de pahalıya mal olur. Birinci Dünya Harbinde Avusturya, Rusyanm harbe girmiyeceğini san dı. Almanya, lngilterenin tarafsız kalacağını tahrnin ediyordu. Yanlış tahminler iki imparatorlugu çö kertti. Dış politika spekülâtif oyunlara gelmez. Bu oyunlar milletlerin ha yatına mal olur. Tıirkiye dış poiitikası, onun milli hudutlarım sağlıyan ittifaklar çerçevesine dayanmalıdır. Faraziyeler ve tahminlerle bu emniyeti bozucu atılacak adım lar, düzletilmesi mümkün olmayan felâketlere yol açar. Bu bakımdan çok dikkatli olmak ve bir soy lemeden bin dü;ünmek gerektir. ,J Avrupaya otobüs seferleri kışın da devam edecek Türkiye ile Avrupa arasında muntazam otobus seferleri yapma müsaadesini haiz BOSFOR Turizm Şirketi selâhiyetlileri tarafından ifade edildiğıne göre Bulgaristan Yugoslavya Avusturya üzerinden yapılmakta olan îstanbul Münih muntazam otobüs seferleri yoldaki arızalı bölgelerin ilgili memleketler ı tarafmdan tamamen onarılmalan dolayısıyla kışın da devam ettirilecektir. Istanbul'u Münih'e bağlıyan Avrupa ana yolu ekim ayı sonunda tamamen beton asfalt haline gelmiş olacaktır. Şirket itgilileri kı^ıft trtl tervisde yatar koltuklu, tuvaietli ve üç değişik kalorifer cihazına sahip olan vasıtaların çalışacağını açıklamışlardır. Cumhuriyet 10772 Toptan eşya fiyatlannda gerileme oldu Türkiyenin Amerika ile dostlugu plâtonik bir durumun tesbiti değildir. Karşılıklı menfaatlere Tetefon numaralanmızın 1 4 . 9 . 1 9 6 4 unhınden dayanmaktadır. NATO <Hv^«tleri ttıbaren aşağıdaki şekilde dcgişmıs oldugunu d« böyle savunini gayesi U ku% rulmos bir topluluktur. *«*.savın muştenlenmıze ve alâkalılara duyururuz. Otuz milyon Türkün v» bunların milll misakla tesbit edilen hu dudu içindeki 760.000 km. karelik memleketin emniyet ve selâmeti için girişeceği yeni anlaçmalar ona hiç olmazsa bugünkü kadar teminat olmalıdır. Bizim kanaatimize görc Türkiye için bugünkü anlaşmalar dışında daha sağlam bir teminat yoktur. Kıbns içinde Birleşik Amerikanın hemen bir karara varmamasında Cumhurıyet Caddesi No. 8Elmadağ biraz anlayış göstermemİ2 gerekmektedir. Amerika seçim arifesin Bu satırlan yazan tarafından dedir. Nixon geçen aeçimleri yalKısmet 80/107891 hiç bir zaman desteklenmiyen Ko nır 100.000 oy farkla kaybetmişti. Az bulutlu ve yer yer re yardımı, Birleşmis Milletler a Önümüzdeki seçimlerde Birleşik nayasasma dayanarak yapılmıştır. Amerikada oy sahibi yanm milyon açık geçecek Türkiye o vakit NATO'ya dahil de Yunanlı vardır. Bunlar seçimde Doğu Karadeniz bölgest parçalı ğildı. Binaenaleyh o vakitkl şart müessir olacaktır. Cumhurbaşkayapamadığı bulutlu ve tnevzii sağanak jağışlı, lar ile bugünkü şartlar bir değil nının her istediğini diğer bolgeler az bulutlu ve yer dir. TUrkiye bugün kuzeyde, ayn da, kanuna rağmen zenci dâvasını bir ideolojiye inanan, ayn blr dün hâlâ çözememesi ile ortadadır. yer açık geçecek. ha\a sıcaklıklaM/S FETHİYE Batı Almanyanın NATO ittifakı n Doğu Karadeniz, Doğu ve Gü ya görüşü olan devletlerle smırlan 25 9/1964 ilâ 15.10.1964 tarihlen arasında neydoğu Anadolu bölgelerinde mıştır. Guneyde Arap memleket için de Türkiyeyi tuttuğu da bir ROTTERDAM HAMBURG BREMEN LONDRA vt değişmeyecek, diğer bölgelerde leri politik bir çok etkiler netice iddiadan ibarettir. Batı Almanya ANVERS LİMANXABINDAN Türkiyeye yük alacaktır biraz artacak, rüzgârlar Kuzey ve si Türkiyeye hiç de dost degildir kaderini Birleşik Amerikaya bağla Doğu yönlerden hafif yer yer orta ler. Bu memleket on yüdan faz mıştır: Bunu hiç bir suretle, bırak SuRIT ladır bir ihtüâl psikozu içinde ya mak niyetinde değildir. Kaldı ki, kuvvette esecektir. şamaktadır. Böyle bir müttefiki iktisadi yardım konusunda Batı EMNİOT savunmamızın da ne kadar fay Almanyanın tutumu bize dostluk Eyjuljl3 Cemariyelevvel 7 dalı olacağı ortadadır. ta pek de cesaret verici değildir. Milll Mücadcle devrinin tersine Bağlı bulundugumuz anlaşmalan olarak Sovyetler Birliği ile müna bıraktıgımız takdirde tek kalmasebetlerimiz fazla dostane sayıla ya mahkumuz. Bugünkü iktisadi BANKALAR CADDESİ, BOZKURTHAN KAT 5 GALATA maz. Her ne kadar Sovyetler Bir gücümüzle de tek başımıza modern EFON 4 * 76 63 49 5 6 7 0 TEtGKAF. KOÇTUĞ ISTANBUl V. 1 6 36|13 10 16 42 19.22 20 35' 4 52 I liği 1946 yılındaki Boğazlar ve silâhlarla savunma ünkânımızı sağ Kars ve Ardahan üstündeki arzu layamayıı. E. 111.121 5.461 9.18 12.00, î.32, 9 28 Bir noktayı daha işaret etmek sundan vazgeçtiginl soylemekte sie Reklâmcüık 3203/10775 AYGAZ A.ş.o.n 471130 471131 471132 Temmuz ayı Îstanbul toptan eşya fiatlan endeksuıe gore bir ay öncesine nazaran bir miktar gerileme olmuştur. 1953 yılı ortalaması 100 olarak kabul edllen toptan eşya fiatlan 1964 temmuzunda 273.5 dlr. Fiat gerilemeleri daha ziyade gida nmddeleri, mensucat, insaat malzemesi ve kimyevl maddelerde olmuştur. Buna karşüık ham maddeler, madenler, yakacak ve enerji maddelerinde artış kaydedilmiştir. 1964 yılı başında ortalama endeks sayısının İse 2825 oldugu bıldlrilmekte ve temmuz ayında flatlarda yüzde 3 civannda bir gerileme olduğu ifade edilmektedir. Ekim Mevsimine Hazırlık DENİZCİLİK İŞLETMESİ CUMHURtYETta retrUuoL 46 Bir acı şarkı Yatan: A. J. Cronin IIIUIIIIIUIIllllllHIH Çtviren: Vahdet Gültekin 3 Ekim tarihıne kadar tasarruflanmz TOrkiye İŞ Bankasına yatınm/ 10 Apartman Dtiresi ile çeşitli ve zengın para ikramiyelrn TÜRKİYE $ BANKASI Sayın Dokior ve Eczacılara İdeal antasit DANK pastil'in tevz^p hazır oldugunu arzederiz. Cumhuriyet 10773 İLSA 140 BtK ACI BtR ACI ŞARKI 141 142 BtR ACI ŞARKI Tezgâhm üzerinde nfak bir çini fıçı vardı, üzerinde Yakut Porto Şarabı yazıyordu. Nora •gır agır oraya dofru gitti, fıçının küçücük nikel muslugunn pek ustaca çevirdi, iki bardağı agzına kadar doldurdu. «Al sunu dikiven. dedi. «Içini ısıtırj» Artık onun elinde lüleci çamuruydum, beni istedifi biçime sokup çıkanyordu. O sarabını yudum yudum içerken ben kendi payımı, onun dediji gibi, diktim. Sonra, gene onun arkasına takıldım, arka merdivenden yukan, oturtna odasına çıktık. Büyflk bir odaydı buran. içinde çok iyi esya vardı ama, hepsi kınk • dökük, yırtık pırtıktı. Bu odada da avln gibi kendine göre bir karısıklık vardı. Ocağın önüne kurusun diye havlular asılmıştı, ocağın üstünde de duvara Papa x n i . Leo'nun bfiyük bir renkli fotoğrafı asılıydı; tepesine san palmiye kabuklan sokulmuştu, altında da pembe k&ğith bir Ayr Haziran Kosulan ilânı vardı. Odanın öbür ucunda tnsları kınk bir pedallı harmonvum duruyordu, yanındaki köşeye biriki eski paboç, yırtık bir köpek bisküviti torbası. cıllığı çıkmıs dna kitaplan, bir de eski bir çizçili askı atılmıştı. tnsanın aklı almıyordu Benıard Amcamın babama bu bakımdan bic benzemeyisini. Babam derbederligi hiç sevmezdi; hattâ asın «ayılacak kadar titizdi. tçimde bir ferahlık, ayaklanmın ucunda near gibi odadan Içeri glrdigimde annem Bernard Amcamın kansına yardım ediyor, Ikfgi blrilkte o nzun mafun masanın fizerine çay sofrasını kunıyorlardı. Bemard Amcamın kannna artık Terese Yenge diyordum. Annemin eanhbğı, şen gdrfinmekte ayak direr gibi davramşt beni şasırtmıgtı. Evet, çok daha zayıflamıştı, orası öyle ama, ben Port Cregan'dan geldiğimde onn avunmak bilmeı bir özgünlük içinde bitmiş, yere serilmiş bnlacagımı sanmıstım. Düşünememiştim ki, gelecekte ne gibi bir tepki gösterecekti bilinemezdı ama, annem şimdilik üıüntüye kapılacak halde degildi. Aylardan beri hastaya bakmıs, hem de bn hastanın Sleceglni bile bile bakmış, öyle bitkin düşmüstfi kl, şimdi ancak ba çektikleri sona erdi diye rahatlamaktan başka bir şey dnydngn yoktu. Beni Sperken: «Ağzın ne güzel keknyor, yavrum» dedi. Geldiğimden beri sık sık öpüyordn beni. «Şeker mi yedln?» Ben pek uslu bir çocuk tavriyle: «Hayır, anne» dedim. Ba sırada lceri Teresa Yenge girdi, elinde büyük bir tabak, tabagın içinde de kocaman, kıpkırmızı bir haşlanmış sosia vardı. Bana gülümseyip başını iallarken: «Araba sesi isittim ben galiba, öyle mi?» diyordn. « ö y leyse, sofrayı hazırlıyabiliriz.» Nora'nın annesi çok tatlı, ufacık bir kadıncagızdı; ayakta sallanır gibi blr hall vardı. sanki hep dalçın dalgın dolaşırdı. Pek süslü siyab bir saten gSmlegin içinde gögüsleıi öylesine belli olnyordn ki, neden btlmem yoksa şaraptan mı • ya rahatlamak İçin sütyenini çıkarmıs, ya da takmayı unutmus gibi geldt bana. Yfizfl aslında renksizdl ama, gimdl maltızdan bira* kızsrmifiı. Bakışlannda da dfl? gSrfir gibi blr içe çekiliş vardı: Sanki sa yalond» yıkılacak B|ursuz evde reçirdiği yıllar. oradaki şu derbederlik en sonunda kadıncagızı öyle tabiatüstü bir düzeye çıkarmıstı ki, şimdi o orada, tek başına, temize çıkmı? bir durumd», hazar içinde sfizülüp duruyordu. Nora annesinln dedigini dotruladı : «Evet, geliyerlar. Merdivendeler.» O daha buna söylerken, kapı açıldı, iki ameam da Içeri girdi. Bernard Amcam öndeydî. Hayli «işman, omuzlan yuvarlacık, lek gibi bir vücut, darı dazlak bir" kafa, sarkık, ablak bir yfiz. Göilerinin altından da öyle katmer katmer et sarkıyordn ki, daha kırkbesinde anca' varken, çok daha yaşlı gSrfinfiyordn. Onun dnygalanna gem vuramıyacak kadar coşkun yaradılışlı bir adam olduguna daha Bnceden anladıgım için, iimdl siyah kenarlı mendillnl hâla elinde tattuğunn görfinee hlç saşmadım. Anneme yaklastı, ona avutmak îster gîbi kolunn boynana doladı. «Kızcajhzım, bader'in eti flzerimize lndl. Ama, metin ol. Artık ne söylesek boş. O tfmdi topragın altında, hısım • akrabasiyle blr arada. Tann'nın buyraga karşısında boynn eğmekten baska ne çelir ki bizim ellmizden! Tann'nın bayrnga yerine geldi. Ama, bak iana söyleyim. toprağa indirirlerken yuregim paralandı... öz kardeslm Conor, ba genç yaşında, çok iyi bir dnrumdayken, daha Snünde çok yasanacak, daha çok güzel gfinler varken. Senl bırskıp, o*luna bırskıp gitrin... (Arkası Faal 8081/10763 PKOP. NtMBUS'UN MACERALARl: I Sahlb) NAZİME NADt * ECVET GÜRESLN * Genal Vayıa MUdürıl Cumhuriyet Savısj Z& Kuru$ Lin K» AtatOnı tsulv.n Y AMKAKA Ae. tzmlı BOrusD: Oum Bulran Ro tS Td: S123O • 13 «S «4. U « M 13 « 86 I1S) » Yazı tslertm ttlleo ulaı* ed«B Sorumlu Müdür: HaJlci Lirs KI 130.O» UtK«t»U. g No t Dt.Tarbalat F tOd VECUİ KlZlLDEMtR gönaertlen auisun, konalmaaıa Uda aıttlıiMS. OanlardsD mcsuilyet fcatral olnotna* ADOD* TC uân (sieH tçtD ıar* ho Ostün» (Abones reya tîlftn Servtsl» kayöıniD konman lâarodıt. S «JU* Srorllk • «yük ÎSOO 40 00 UOB UflNK* ABAJKA Bo gazvta BtılnM IVIefrio «9S« * BASiN AHLAK YA. CTTMHUKlYbi Mütbaacıltk GazetHCUU T A 9 Baaao «* Salkcvı Sokalı Na »B4J S A S I N A uymay» taahhOt etmistU
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear