23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
İKI CUMHURIYET 1 Eylui 11)64 ııu=ıııuyıııiHimıııııntıııııifrnnıııııııııiHinıııııııııııııımıııııi!iıııııııiJiııııııııııııııııııııııııııııı=ıııı En tehlikeli adam! Nadir Nadi'nin «Perde Aralığından» yazılan 1945lere geldi. Gerçi yazılar zaman dizisi dışında bazsn ileri, bazan geri tarihIere sıçrıyarak devam ediyor. Ama bn sıradan kaçıs genel duzeni pek bozmuyor. Şimdi yirmi yıl Sneesine ve Türkiyede çok partili düzenın knrulusnna kadar vardık. Bn arada Celâl Bayar'la bir konuşmasını anlatıyor ki Nadir Nadi, benim bu yazımda üstunde durmak istediğim konndur. O günlerde «1945 yılının galıba Kasım sonlarına doğru ..» Nadir Nadi ile Celâl Bayar bir dost evinde buluşuyorlar. Bayar mılletvekilliğinden çekilmis, ama Halk Partisinden benüz çekilmemis. Kovulan arkadaşlariyle birlikte bir parti kuracağı soylentileri ortada dolasıyor. Nasıl bir yonü olacak bu partinin? Nadir Nadi bu konuyn knrcalıyor ama, Bajarın belirli bir diisiineesi yoktnr benüz .. Nadir Nadi diyor ki : « .. ayrılacağımız sırada, gıderayak Bayar'm damdan duşercesıne : lcabederse biz sosyahst olmasını da bılırızl Demesını bıraz hayretle karşıladım » Ve hayreiinin nedenlerini anlatıyor.. Bilindigi gibi Celâl Bayar C.HJ". nin sol kanadına karşı özel iektörü tutan takımın başındaydı. Ama : »Mantık orgusu ıçınde bu cumle çok daha başka bir eğılımi çırçıplak ortaya koyu>ordu. (lcabederse bız sosjalıst olmasını da bilırız) dıyen Ba\ ar, aslına bakarsanız (ıktıdara gelmek uğruna bız her şey oluruz) demıyor mu ıdı' O halde, ıktıdara gelmek uğruna her şey olabılen bır partı, ıktıdarda kalmak uğruna nelerı goze almazdı''» Nitekim daba sonraki olavlar, Bayar takımının iktidarda kalmak uğruna neleri goze aldığını açıklamıştır. Ancak Nadir Nadi'nin anlattıği yukandaki bikâye, bir devrin en gözde politikaeılarına hâkim olan eğilimi gostermektedir. Halk dilinde bunun karsılığı «Ekmek Partisinden yana olmak» tır. Celâl Bavarın yukandaki hikâyesini destekliyecek bir baska olay daba dillerde dolasmaktadır. Bir zamanların Ankara \alisi, lamanın solcnlarından birine : Bana bak, demiş, sen otur oturduğun yerde! Eğer bu memIekete bir gün sosyalizmi getirmek gerekirse onu da bız getiririz! Bıitün bu olaylar, memlekete hâkim bir oligarsınin hıçbir meslek \e mezhep tanımayan çıkarcı düşüncelerlni ortaya koyar. Memleket için asıl tehlikeli olanlar, iste bu «asırı ortacı» lardır. Geçenlerde bir bariciyeci ile konusuyordum. Türk dıs politikasının geçmişindeki bazı olayları tartışıyorduk : Efendim o zaman öyle icabetmiş, öyle yapmışız; simdi başka turlü davranmak gerekir, öyle yaparız dedi. Hiçbir sisteme, hiçbir prensipe \er vermiyen bu görüs tarzı, ancak çıkarcıların kafasında yer bulur. Ve ister otoriter rejimde olsun, ister demokraside olsun, bir memleketin çokusunu hazırlayan en biivuk nedenleri \aratir. Bu düsuncenin koku, daha çok Batının değil, Doğunun «Kitabına u>durmak» ve «hılei ser'ıye» geleneklerinden suzülmüştür. Şu buhranlı günlerimizde, maksadımız, artık iflâs etmis bir eski politikacıyı yermek değildir. Ancak fikirlere sahip olmıyan insanlann, iyi veya kbtü bir fikre sabip insanlardan çok daba zararlı olduklarını anlatmak istiyoruz. Basınımıza bakıyorum, girdiği her kabın biçimıni alan kalemlere meydan var. Bunlar da zamane rüzgârlarına göre, onun bunun yazdıklarını ele alıp sözüm ona jurnalcılık yapmak isterler. Şunu ijice aydınlatmak gerekir ki, eğer komünizmi lânetliyorsak bir komünist, eğer faşızmi lânetlnorsak bir faşist, hiçbir şeye inanraamış bir adamdan çok daha az dusmanımız olmalıdır. Çunkü o «aşırı ortacı», lcabederse memleketin bfltün deferlerini haraç mezat satmaya zaten basından pazarlığını kesmistir. | DÜŞÜNCELER | ııııİıııııııırıııııııııuıımııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııEıııı Şehrın kalabalık semtlenndekı voltaj duşukluklerını gıdermek amacıyle İ.ETT. Idaresı 13 tevzı merkezmi daha hizmete sokmu?tur. Tevzi merkezlerı ıçın 100 bın hra harcanmıştır. Öte yandan şehrın elektrik sebekesını de yenılemek ıçın çalışmalar yapılmakta, eskıyen yeraltı kabloları ile havaı hatlar yenılenmektedır. Sokaklardakı aydınlatma lambalarının bakımı da devamh sekılde yapılmaktadır. Yenı elektrık ı=teklennın karşılanması ve malzeme noksanının gıderılmesı ıçın 1 254 000 hra bedelle havaî hat malzemesı ve beton dırek alınacaktır Hüseyin Rahmi ile Ahmet Yeııi Elektrik fevzi ıııurkezleri Rasimi anma yılı üzerine hizmete ğirdi Tahir ALANGU Mılll Eğıtım Ba kanı Dr. tbrahim Öktem, ünlü ikı büyük yazanmız Huseyın Rahmı Ue Ahmet Rasım'ln yüzüncü doğum yıldonumleruu «anma ve kutlama» hazırlıklan üzerınde, bu ayın on yedısınde bır radyo konuşması yaptı. Bu ıld yazann nulll kultıirümuz Içın taşıdığı büyük değerleri belırten bu k o nuşmasmda, « Bakanhğımız, buyuk Turk yazarlarıru, doğumlarının 100, ya da olumlerinın 50. yüı dolayısıyle anmak, gemş halk kütlelerıne t^nıtmak, yetışkın kuşaklara ornek olarak gostermek, onlarn escrlerını ıncelemek, değerlendırmek kararındadır. Bu amaçla ünıversıtelenmızın temsılcılerınden ve yetkıh oğretmenlerımizden kurulu komısyonlar çalışmalarına başlamışlardır» demekteydi. tlgılı kormsyonlarda verılen Uk kararlar geregınce, bu yıl ilk olarak, es^rlen ve edebıyatı anlayışları ile bırbırlenne çok yakın duran ıkı onem h yazan, Hıiseyın Rahmı ile AJımet Rasımı «bır yü süre» ile anma çalışmalarına gınyorduk. Ibrahım Öktem'ın butun yayın organları ve kultur kurumlanna yaptığı çağırının bır yıl ıçinde ne gıbi sonuçlar vereceğını elbette gbreceğız Şımdılık tasarlanan prog rama gore, bu anma işinın yaygın bır kültür hareketi olarak ele alındığı, bır iki toplantı ile geçıştınlme yerıne, batıdakı benzerlerınde olduğu gıbı unıversıteler, her derecelı okullar, oğrencı ve kultur derneklerı, dergıler, gazeteler, yayınevlerını de ıçine alan, radyolar, tıyatrolara da uzanan bır çalışmaya gırlşılecektır. Bakanlıgm bu ışi hangı olçulerde tasarladığını gosteren aynntılı proğram henüz vayınlanmadı. Ama Bakanın radyo konuşmasından başka, butun ilgılılere de mek*up:a da çağnda bulunduğunu duyduk Butun resmi ve ozel kultur organlarına yapılan bu çağrının geniş yankılar uyandıracağını, yayın çalışmalannın hızlanacagını, bu anma yüının gıtglde hızlanıp guçlenerek butun yıl ıçinde verımlı bır tempo ile halka doğru genışleyeceğıni umuyoruz. Yazan: Karaburunda bahkçılar için barınak yapılacak koyu halkınm bahkçılıkla meşgul oluşu dıkkate alınarak, kov halkının emeklerını değerlendırmek ve balıkçılığın gehsmesını sağlamak ıçın burada bır barınak yapılmasına karar verılmıstır. Istanbul Valılığının myracaatı uzerıne, Marmara Lıman ve Denız tşlerı Mudurluğu tarafından etudlerı yapılan Karaburun koyu kovunun bırıncı sınıf bahkçı barınası olabıleceğı te«bıt edılmıstır. Gereklı tesıslerın ınsasına kı«a zamanda bashmcsk' r 12 yaşında bir yankesici kız suçüstü yakalandı Kasımpaşanın kuçuk yankesıcılerınden 12 yaşındakı Şengul Baldırgan, Arnavutkoy durağında dolmusa bınmekte olan bır şahsın cebınden 460 lıra^ını çalıp kaçarken vakalanmıştır. Azıh sabıkalılardan olan Sengul, polıse teslım edılmemesı ıçın kendısını yakalıjanlara gozja^ı dokerek >al\armış \e «Bır daha jankesıcılık yapmıyacağım'» demıştır Ancak, profesvonel yankesıcı olan Şengulun bu halıne aldırmıyan halk, kendısını polıse teslım etmıştır. Nezaret altına ahnan kuçuk yankesici ile ılgıh tahkıkat de\am etmekterlır Sayın doktor ve eczacılara lllil bıüil Otogarda kapalı durak yerleri yapıhyor Trak\a\a stfer \apan >uicu otobuslerı ıçın Topkapı dısında ınsa edılen otogarda kapalı durak yerleri yapılacaktır. Bu suretle yolcuların yağışlı havalarda korunabılmelen mumkun olacaktır. Öte yandan otogar'a gelen yolcularrn şehirle irtibatlarını sağhyacak dolmus ve taksıler ıçin de bır otopark tesıs edilecektır. «d4 LAURİÜN (ErythromycinPIERREL) KapsS 2 5 0 mg. erythromycin base'a tekabul eden propionyl erythromycin ester lauryl sulfate 12 kapsüllük şişelerde Batılı yazarlann kendl dü vo kultur çevrelerınden dünyaya doğru genışleyen buyuk yayüma alanlan gozonune ahnırsa, değerlerinl tanıtma ve yayma çabalarınm gereksızlıği belkı duşunulebılır. Kendı dıllerınden okuyarak olsun, çevınlerınden fajdalanarak olsun, insanhğa mal olmuş yazarlar ıçın yapılan jubıleler bırblrl peşınd^n geliyor, butün milletlere seslenılıyor Mılletlerın kulturlerı ve varhklan guçlendikçe bu yoldaki çabaları, emeklerl genişleyip yayılıyor olmah. Bızım henüz duzene gırmemış, gelenekleşmemiş kıpırdanışlarımız Ise henüz bu «sevıyeye ulaşmaktan çok uzaklarda. Bizım butün nıyetlerimiz, henuz ken dı değerlenmızı kendı halkımıza, okur yazarlanmıza ulaştırma'î, vavmak, tanıtmak, okutma sınır ları ıçınde kalıyor Ya?ı ve sanat alanında kısa aıalritterta nesıllerı eskıtiyor, unutuyor, kultur hayatında verimli ve sureklı bır bağlantıyı kuramıyoruz. Hıiseyın Rahmı ve Ahmet Rasım soyundan, anlatışlan, konulan, kışılerıyle halka ydnelmış yazarlanmızı bıle surekll olarak nesılden nesle aktarıp, okutamıyoruz. Bu yazarlar, daha dun derulebılecek bır çağda gemş okuyucu kutlelerıne ulaşmış, yazılan ile geçınebılen, başarılı kımselerdı Çeyrek yuzyılın onları okunmaz bır duruma getırışının sebeplerı nedır? Dıkkat edılırse en gozde, en başarılı yazarlarımız bıle gıtgıde daralan süreler ıçınde, hemen bir nesılhk bır zamanda parlayıp sonuyorlar, eserleri oasılmaz, adlan anılmaz bır duruma gelıvenyorlar Bu, onların eserlermde, degışmeje mahkum şartlara ve zamanın olumlu ozellıklerıne, bağlı geçıcı değerlere ";ereğınaen çok ıtıbar etmelerinın bT sonucu mudur' Turkıyenın sureklı bır devrım çalkantısı ıçınde bulunmasının bazı eserlen yıpratabıleceğı kabul edılebılır Ama yazarlann butun eserlerıyle bırhkte ortadan sıhnmelen kolay kolay açıklanamaz. Ama geçrek şu kı, Turkıye, yahıız maddı bınkmelenn ve zengınlıklerın bulunmayışının cnumuze getırdığı buyuk ekonomık çıkmazlann değil, mânevi degor bırıkmelerının olmayışmın orta,a çıkardığı buyuk sarsıntılaruı da karşısındadır. Bır devrı kucaklayan butun eserlerın, yazarların butun kıtaplarınm yeni nesıllere PSsıksız olarak mal edılmelen elbette soz konusu edüemez Ama asıl düşunulecek sorun, Turkıyede olup gıden butun değışıklıklerın, başki memleketlerdekı benzerlerınden tamamıyle ayrılarak, nesıllenn kulturleri arasında kesm bır tasfi'.e yapmakta oluşudur Ortada kala kala eserlerıyle jaşıyabılen bır kjç yazanmız var Okullarda adlan belletılen, eserlerınden yetersız bır ıkı parçası zorla okutulan, diğerleri üzennde basmakahp bır ıkl soz edılen yazarlar, değil halka, aydınlara bile tanıtılmış, mal edJmiş ohnuyor. Sürekh" orman kesımının erozyonu çoğalttığını, boyle gıderse Turkiyenın çok değerlı tarım topraklarının akıp gıderek, er geç bızi venmsız bır çolun orta sında bırakacağını hesaplayan uz manlar goruyoruz Ama bız çok dj ha çetın, tehlikeli bır kultur ve değerler erozyonunun ortasında ya şıyoruz Bu sorun tizerıne eğilen uzmanlaniv düşunCeierinı oğrenmenln zamanı gelmedl mi daha? Anma proğramlanna, Özel çahşmalara ve zorlamalara hacet kalmadan yaşayabılen yazarlar yok mu Türkiyede? Bir kaç nesle kendınl okutmuş bir kaç yazann adını sayabıhrız Ama bunların gençliğe, aydınlara, oradan halka dofru yayılışlarmın nertenleri yalnız kendı eserlerınm ıç deçer!'1 rınde mı aranmalıdır' Yahut on ların bu yayılma> a ulaşmalarında şartların, eğıtım çalışmalannın, y yın ışlerındekı uygun desteklemelenn hiç bır yardımı olmarmş mıdır? Bu sorunu biraz yakından kurcalayınca, onların sırasından daha bır çok yazann kolaylıkla aynı başanya ulasabüeceklerinı ıddıa edebüırız. Degen üzennde artık ne eskılerın, ne de yemlenn tartışmak ıstemedıklerı bır Sa:t Faık'ın okunmaz ve hatırlanmaz oluşunun nedenı, dıll ve anlatışında modadan duşecek kadar esKi mış olması elbette değıldır. Saıl Faık'ın toplu eserleri bır takım anlaşmazhklar yuzunden bir süredır basılamıyor. Bır çok yazarıarımızın eserleri bır çok sebepler den basılıp yaymlanmıyor artık. Memduh Şevket Esendal ölçuîun de bır hıkâyecı Türkıyeye cç yuzyılda bır gelir' Boyle olduğu halde terekesınden çıkan 4 cütlıiı hıkâye, 3 cıltlık roman, 3 cilt anı kıtab.1 10 cılt tutan toplu eser. len basılıp halka ulaştırılmadıktan sonra, nasıl olup da halk ve aydınlar arasında yaşama ve yayılma gücunü denemış ve anlamış olacağız? Buna benzer bir ç yazarımızın adlan sıralanabılü'dı. Batı memleketlerinde kıtaba yatınlan sermayenüî büyüklUğü buna karşüık halkm her basaraagından gelen buyuk okuyucu kıtlelennin tuketım gucü, onlan sü reklı olarak yenı degerler ve eserler aramaya zorladıgı halde uretım ve tuketutı ımkânlanr.ı bır turlu doyuramıyorlar Bu sefer eskı yazarlann eserlenni dur madan basıyorlar Bu da yetışmı yor, Irandan Koreye Kadar yaban cı eserlenn peşıne duşüyorlar. E ğer Turkçe Batı dıl aüelen dışıada, usta çevmcılen çok az olan bir dıl olmasaydı, yenı edebıyatv mızm bütun yazarlan çoktan B » tı dıllerıne takım takım cevnlmıs olı'rlardı. Bu durum, bızım, dunya ölçüsunde büyük bir kültür bırtknv sı hareketının dışında kaldığımı zı da gosterıyor. Içınde zaman z&man coşkun bır sanat ve kültur selının aktığı, şimdl gitgide trıruyan bır sel yatağının kenarın da, erozyonların sürüp götürdügi.1 kel sırtlara bakarak pınekliyor. sonra da rastgele çevlrl romanıa nnı, detektif hıkâyelerınl bol bol basarak halka vayıyoruz a». Faal: 7654 10245 Eskişehir Hava Satmalma Komisyon Başkanlığmdan: Hava İkmâl Merkeri 160x200 fitlık hangarın yağh boyası için aşağıda cınsi, miktan, yazıb malzemeler, kapalı zarf usulu ile satın ahnacakür. Keşif tutan 17034 liradır. İhalesl 1591964 salı günü saat 16.00 da Komisyonda yapılacaktır. Evsaf ve şartnamesi her jrün Komisyonda İstanbul ve Ankara Lv. Âmirlıkleri ilân kısmında gorulebilir. Teklif mektuplannın 1591964 salı gunü saat 15 00 e kadar Komsiyon Başkanlığına verilmesı. CİNSİ Zunpara Kâğıdı No. 2 Faber. Yağh boya yan sentetik Kurşun Sülyen MİKTARI GEÇİCİ TEMINAT1 1280. Adet 513. Kğ. 1278. Lira 1280. Kg. (1398 Basm 15780/10228) Bultulu ve rüzgârlı geçecek piyasaya arzedilmiştir. L PIERflEL «.p.» Milino fiıantı ile imal «dent O.EV.A. Sınayi v« Ticartt A.Ş. İSTANBUL Reklâmcılık 3065 10240 i 4 eylul 1964 tanhmden ıtıbaren 47 21 92 No lı Telefonumuzun No. ile tebdü edüeceğıru saym dost ve muştenlerimize bildıririz. LEDA TICARET T A O Rum Kilisesi soknk 8 Şişli/ISTANBUL TELEFON NUMARASI TEBDILI 47 89 00 îlâncıhk: 2055/10235 Doğu Karadeniz bölgesi ile iç Anadolunun Doğu kesimleri, Sinop ve tneboln çevreleri çok bulutlu ve yer yer safnak yağıslı, orta Anadolu ile Marmara bölge leri parçalı bulutlu, diğer bölgeler az bulutlu ve açık geçecektır. Hava sıcaklıklan Batı bölgelerimizde biraz artacak, Doğu bölgelerimizde düne nazaran önemli bir değisiklik olmayacaktır. Rüzgfirlar Kuzey ve Doğu yönlerden hafif yer yer orta kuvvette esecektir. Kuru Fasulye Satmalınacaktu* Ereğli Kömürleri İşletmesinden: 1 Şartnamesine gore kapalı zarf usulıi ile 260 ton kuru fasulye satınalınacaktır 2 Teklif zarfları 23 eylül 1964 çarşamba günü saat 14 de Ereğli Komürlen İşletmesi (EJC.İ.) Tıcaret Mudürlüğunde açılacaktır. 3 Teklif mektupları ve geçici teminatlar ayni gün saat 12 ye kadar EK.İ. Özel Büro Şefliğine verilmış olacaktır. 4 Şartnameler Zonguldakta E K İ. Tlcaret Mudurlüğünden, Ankarada Türkiye Kömür Işletmeleri Kunımu Genel Müdürluğünden, İstanbulda Beyoğlu İstiklâl Caddesi Piremeci sokak 1. Baro Han 2. katta TKİ Satmalma Müdürluğünden temın edılebılir. 5 50 tonluk kısml teklıfler de nazan ıtibare alınabılır. 6 Muessese eksiltmeyi yapıp yapmamakta veya düedığine yapmakta serbesttir (Basın Z. 292 16088/10227) CUMHURrVETtn refrikaaıj 34 Huseyın Rahmi ile Ahmet RÜsımı bır yıl içinde halka ulaştı; mada neler yapabıleceğımlzi g* receğız Ama asıl önemli olanı, bu fırsatla, gelın, bu surekli kultüı erozyonunun nedenleri toerine egilelim. Düleri, dUsünceİOTi, dllü . ya görüşlerı esklmış yazarlan, daha doğrusu ölulerı dıriltelim d9mıyoruz. Ama onar, yırmlser jr» arayla yazarlarımızın yıpranıp unutulmalanm da umursamazlıK la karşılamıyalım. Her vazar v» her eser, her nesıl ıcin yemden yargüanmalı, yenı açılardan 4> ğerlendırılmelıdırler Htt gü/ı dunyayı yeniden yeni nesü>f ıçın duzene koymak zorundayn Bu yıl ıçınde Ahmet Rasimle H'seym Rahmıyi okullardan rady> lara, tıyatrolardan yayın organla rına vanncaya kadar hajka dog ru genışletip yayamazsak pek y\ kında en yem yazarlan razın d? başlarına aynı akıbetın gelecegin de şuphe yoktur Ekonomiic çöküntü kaoar, va^ lığını haber verdığimız surekli «Kültür erozyonu» da bızrıe sonı nerelere varacağı dellı olmıydo buyuk sarsıntılann hdberdsl sa yümalıdır. Kitapçı vıtnnlerine kı tap ılânlarına bıraz goz gezdiz^ nız. Yabancı vazarlann, ttem de en değersızlerinin ne olçüde isu lâsı altında kaldığımızı göreoekdi nız Vıtnnleri dolduran ıtnal mal lan yanında bunların da fiyatle rına aldırmadan alıcısıyız. ESKI değerlenn direnıp ayakta durama dıkları bir ortamda /eni değerle 1 nn yetışebilecegini beklememe' Eskl değerleri ayakta tufap hal ka yaymayı, dillmizin gücü ve ge lecek nesıllenn kültür başarüan adına ıstemelıyiz. Bakırköy İcra Memurluğundan: MENKUL SATIŞ İLÂNI 564/247 T. Bır borçtan mahçuz bulunan 1 adet 200 lıra kıvmetlı ârızah Pıkap, 1 adet 175 lıra kıvmetlı Luks lâmbası. 1 adet 25 hra kıymetlı elektrik utusu, 1 adet 1000 lıra kıymetlı semaver, 1 adet cevız kasah duvar saatı ve 1 adet 8000 hra kıymetlı 25 ADın • 40 A. 880 V. Dırektor NİEDRSP OVE marka 16 beygırlık elektrik motorunun bulundukları Bakırköy Esenler köyü Çıfte Havuzlar Şahın yazlık sınemasında satılmasına karar venlmış olup, bırıncı açık artırması 10/9/964 gunü saat 13 • 13 30 arasında yapılacaktır. Bu artırmada artınlan bedel mahçuzun muhammen kıymetı yuzde yetmış beşını bulmazsa ıkıncı açık artırması 11/9/964 günü aynı yer ve saatlerde yapılarak en çok artırana katî ıhalesı yapılacaktır. Satıs peşın para ile olup damga resmı ve tellâlıjesı ahcıya aıttır Fazla malumat ıstıyenlerın Daıremızın 964/247 T. sayılı dosyasına muracaatlan ılân olunur. (Basm: 16310/10237) PERSONEL ARANIYOR tngılızcey'e tam tercüme yapan ve konuşabılen, is tecrübeli personel aranmaktadır : 1. Makine Mübendisi (Su pompaları sıstemı ve analiz tecrubesı) 3. tnşaat Mübendisi S. tkmal Lrmanı 3. Daktilo memurlan 7. Sekreter 4. Fotoğrafçı 8. Hukuk Müşaviri 5. Tercüman / Mütercimler Muracaatlann Ataturk Bulvarı No: 205 te, THE TÜMPANE COMPANT, INC, Personel Mudürlüğâne yapılması. Cumhuriyet 10230 Eylul 1 1 ~ V. Yatsı 1~ Rebiülâhır 24 3 a E. 1 8 25|13.14 s 19 42 1110° 41! 5 30 169.1155 12 00 21135118' 437 8.53 1 I S t â BAY OSCAR: Bir acı şarkı Yaıan: A. J. Cronin llllllllllllllllllllllll Çeviren: VaMct Gnhekin 104 BİR ACI ŞARKI BtR ACI ŞARKI 105 106 BtR ACI ŞARK1 PROF. NtMBÜSUN MACERALARI: r Daha sonraki yıllarda, babamın bu çılgınhkta ayak direyişi üzerinde ddşününce, neden ileri geldiğinı anlamakta zorluk çekmemişimdir. Babam çok seyler isteyen bir adamdı, bu uğurda kendını bo\una tehlıkelere atardı. Hastalıgını suruncemede bırakmanın tehlikesini bilıyordu ama, girıstigi is çok önemli bir noktaya gelmıstı, bu dönemeci basanyle atlatırsa, gerçekten yüksek bır duruma erısecekti. Bundan dolayı, hepimizin iyiliği için • onun sözleriyle söjleyim • «talihimizi denemeye» değerdi. Bır cesaret isivdi bu; evet ama, babamın bn gözüpek davranısının altında trlandalı yaradılışındaki iyimser eorüs de kendini belli ediyor, onu oynadığı kumarı kazanacagına inandırıyordn. Ama, bepsinin üstünde, onun bn davranısının neden ileri geldığini gerçeğe en yakın olarak ancak sövle açıklıyabilirız: Bu hastalığın özelliklerinden, acayıp belirtilerinden biridir; bunu, daha sonraki yıllarda öğrendim, «spes pbthisica» (verern umudu) derler: Hastalığın zebirleri sinir dfizenine isler, bastada yalancı, direnici bir nmut yaratır: Hasta en sonunda iyi olacağına inanır. Babamda bu, genis ölçfide vardı; bu inanç, daha az'ölçüde de olsa, gene de, annemle bana da geçiyordu elbette. Onun için, felâket başımıza gelince biz hiç de hazırlıklı değildik. *** Aylardan mart; yanlış hatırlamıyorsam, martın ikinci baftası. Gecenin ikisine doğru olaeak, nyandım. Uyku sersemligi içinde, annem bana sesleniyor gibi gelmişti ama, pek ihtimal vermedim. Tanıma dönfip yeniden uykuya dalmak fizereydim, annemin sesini bu sefer iyice isittıra. Yüksek sesle, korknnç bir telâşla haykınyordu: «Laurence! Laurence! Çabuk gel!» Hemen kalktım, yataktan fırladım. Benim oda karanhktı ama, kapıyı açınca taşlıgın aydınlığına çıktım. Babamın yatak odasının kapısı aralıktı, annem içeriden bana bir daha seslendi. Bir felâketle karsılasacağım korkusundan ayaklarım geri geri gidiyordu ama, kendımi zorladım, odadan içeri daldım. O anı hiç unutamam. Babam, yan yatmıştı, başı yatağın kenarından aşağı sarkıyordu. öksürüyor, öksfiıüyor, boğulacakmış gibi öksflrüyordn. Dndaklanndan da, köpüklü, kırmızı bir su boşanıyordu. Tüzü kül kesilmisti. Annem yatagın yanına diz çökmüstü. Bir eliyle babamın basını tutuyordu, öbür eliyle de büyük beyaz tası. Tas o kdpüklü, kırmızı suyla yan yarna dolmustu. Birden, anladım, öyle firktüm ki bayılacak gibi oldum: Kandı bu! Her yan kan içindeydi: Altı üstüne gelmiş yatafın çarşaflan, annemin gecelik entarisi, hattâ elleri, yüzü hep kan olmuştu. Annem, dönmeden, gözlerini babamdan ayırmadan, gene o gergin, flzgfin sesiyle bana : «Laurie!» dedi. «Koş Dr. Ewen'e. Çabuk! N'olur, kos, çabuk!» Döndüğüm gibi kapıya dofru fırladım. Czerime gömleğimle pantolonumn giyecek kadar dursam ya, toputopu yarım dakikamı alırdı, hayır, gecelik entarimle fırladım sokaga. Yalınavak gidiyordum. Kalbim göğsümden fırlıyacakmış gibi çarpıyordu. Karanlık olduğu için sanki bir insanın ko^amıyacağı kadar hızlı ko snjormnsum gibi geliyorda. Hiç böylesine hızlı koştugnmu bilmiyordum. Prince Albert Tolu'nnn sonuna gelince Colqnnhoun Meydanı'na saptım, sonra Victoria Caddesi'nden asağı inme>e başladım. Gezi'ye gelmeden, ileride, Dr. Ewen'in kapısındaki kırmızı lâmba göründü. Bn dört köse, rüslü lâmbanın üzerine sehrin arması kabartma olarak işlenmisti, çünkü Dr. Ewen eskiden ArdfiIIan Belediye Baskanıymış. Görünürde kimsecikler yoktu. O bomboş sessizliği yalnız benim soinfumun gürültüsü bozuyordu. En sonunda, doktorun evine giden araba yoluna geldim. Avaklarıma çarpan çakıltaslarına aldırmadan, gene kosuyordum. Basamaklardan yukarı çıktım. Gece ziline hızla, uzun uzun bastım. Zilin evin içinde çıngırçıngır öttüğünü duvuyordum. Bir ara biçbir kımıldama falan olmadı; ecel terleri dökerek bekliyordum. Bir daha bastım, üst katta ısık yandı. Sonra, kapının kilidi çevrilerek açıldı. Doktor gecelik hırkasiyle karsıma dikildi. Tedirgin edildiği ıçin kızacagını biliyordum, çünkü annemle babamın konnsmalanndan Sğrenmistim, pek ters bir adamdı. Sonra, babam onnnla kavga etmis, onunla ilgiyi kesmis, kendini ona gSstertnekten vazgeçmis deSil miydi? Bunu bildiğim için, daha onun ağzını açmasına kalmadan ben soluh soluğa atıldım : «N'olur, Dr. Ewen, Prince Albert Sokaği 7 numaraya gelin, çabuk! Babam mütbis kan kusuyor.» (Arbam var) o, 0 NAZtME NADİ * ECVET GÜREStN Yazı Genel Yayıo MüdürO MUen ıdara edeo Sonımlo MOdOrı SahibS CumhuriYel Sayısı 25 Kurus Un Kr Ura Ki. SeneUk 8 ayUk S «yllk ANKARA BCKOSO: AtatDrk Buivan Yem An. Telefonı U M 4 İ 19 tt tt U 06 80, I t n » * FatU) Pasa Mahallee) 9«ttmngecl<3) No 8 Dlyarbakıt OUGD t!XBRİ BÜBO80! relefocı lOO VECül KIZILDEMÎR Hartd 8000 «4.00 Gazetemlze jOnöerüen ymzıJaı ko> Üânlardaıı mesullyet kabul o!unmaı Abon* n tlân tsletl lçlD earbo OstOiM cAbona »ey« cöân Servlal> kaydırun komsan lAzundıt Baean vm Tayan CUMHURlYgT Matbaacılık n CazeteeUlk T A. 9. Caftalngio Balkevl Sokak No S941 * 4000 a 00 T5J» ISOM GÜNEY tLLERİ BÜRO8D: Kflçflksaai Uayüam Emm* Sam ADANA ivıeJonı <930 * Bu gazete. BASIN AHLAK YASASINA aymayı taahhüi «tmlçtll ••••••••Hfllfl
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear