28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DÖRT ^'IIIIIMIIIIIIIIIIinilllllllllllllllllllllMlllllllllltllllllllllllılluılıllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllinillllllllM CÜMHURÎTET 29 Temmuz 1964 8ULMACA U«K RssssSssssssssssJSsi^^ 1 23456789 NADİR NADİ tartışırdık. Alman orduları Sovyet Rusyaya yuklendiği sıralarda bütün gazeteler, savaş durumunu teknilc ytinden okurlarına açıklamak üzere bırer emeklı general edınmişlerdi. Cumhuriyet Türkiyede Sosyai Uyamş Temizlik böyle mi?... Saym Adnan Oztrak'dan bir dilek Bütün gönlümüz ve aklımızla özledi|imiz yeni radyo rejiroinin kurucusu olmak şerefine erisebilmeniz için araştırma dev resinin henüz sona ermedigint üzülerek görüyoruz. tnsallab bu beklemedaha nzn nsürmeı. Fakat sabrımız o kadar tükendi ki. acaba bu arada radyolarımız büsbütün tatil edilse. millet çoh mu zarar ederdiye düsünüyoruz bile. Sözü ile, sazı ile, müzigi ile. piyesi ile. skecl ile, reklâmı ile kısaca hemen hemen her seyi ile milletin zevkini. kafasını rnhu nu, ahlâkını bozan. snlandıran bu «zararlı» dan knrtulaca^imız eiinleri iple cekivoruz. Fakat arada lâtfedin de bari. alaturkanın ve alafraneanın o asadlık. o kerih. o sakil ve havvanca meybane ve bar agızlarından radyolarımızı derhal temizleyiniz. Çünkü siz de teslim buynrursonuz ki. bövle bu kadar bava£ı hir miizik ffitimi ile milIrtlerin kalkındıgı görülmemistir. u rIa rd an • Sık sık gittiğim Ankarada hemen lemine dalmış bir sevdalıya ben: her akşam Nurullah Ataçia bu zıyordu. Sahiden birine tutkun : luşuyordum. Âdeta tiryaklsi ol mu idı? Sevgisinin insan kılığın• muştum Ataç'ın. Onunla ne za da bır hedefi var mı İdi? Yoksa : man, nerede ve nasıl tanıştığımı bu daha zıyade soyut güzeüik öz: şimdi hatırlamıyorum. Bildiğim, lemıne bağlı bir ruh hali mi sa• kendine özgü bir kişiliği olan bu yılmalı idı? Birbirimizın gerçek • adaını daha ilk göruşte Uginç duygulannı merak edebılecek bır I bulduğum, ona karşı bir yakınlık durumda değildik o sıra. Ataç, : duyduğumdur. Bır kaç gün içın on dokuzuncu yüzyü Fransız o| de senli benli oluverrniştik. Ta zanlanndan şiirler okurdu; ben | nımadan önce ukalâ, hırçın, kim de tatlı tatlı dinlerdim. Gecelerl : seyi beğenmez, daha doğrusu alı Ankaranın tenha sokaklannda bır şılmış değerleri yerip çoğunluğun sure dolaştığımız olurdu. Ertesi azımsadığı genç edebiyatçılan ö günü Ataç gelır: ven acayip bir «münekkid» oldu Sabaka kadar kapısmın eşigunu kulaktan dolma bellediğim ğine yüzümü sürdüm, ağladım! Ataç'ta bizinj fikir ve sanat çev Derdi Kimdi bu? Sormazdım. relerinde az rastlanır bir takım Ulusta çıkan yazılarında ilkın erdemler buluyordum. 1Yazılann Ayşe, sonralan Keziban diye adda gerçeği anyan sürek' bir gay landırdığı kadınlar, asüna bakarret seziliyordu Gerçeğe varmak sanız. bırer tip olmaktar ziyade için akıl yolundan şaşmamanın gerektiğine inanmıştı bu adam Oysa, edebiyat ve sanat hayatın da matematik kurallan, fizik ka nuıüan gibi değişmez gerçekler pek yoktu. Fert de, toplum da zaman ve «mekân» şartlanna u yarak sonu gelmez bir oluş ha linde yaşadıklanna göre kendi gerçeğimızi bulmak uğruna, gerektığinde dun doğru bildiğimız ve savunduğumıız düşüncelerden aynlmaya bugün seve seve katla nabilmeli idik. Akıl yolu dediği miz olumlu metodun bir güç yanı da aldanmak ihtimali idi. Ger çekler değişmedigi halde biz yanılmış, ters yargüara varmış bu lunabüirdik. Ataç, yanıldıgımızı anladığımız zaman bunu açıkça belirtmek cesaretini göstermemi ri de istiyordu. Duşüncede içten liği (samimiliği) bir türlü benimsemiyen, benimsemek çıkarlanna uymıvan gerici çevreler bu yüzden ömrünün sonuna değüı ona saldırmaktan bıkmadılar. O nu döneklikle, kendi kendıni bi tevlye inkâr etmekle suçluyorlar dı. Oysa, bütün değismeleri içinde Ataç kadar kendi kalan, toplum gerçeklerimize yaklaşan, yannımızı sezen, sezebildigi içın de yeni değerler kesfeden ikincl Nurullah Ataç bir fikir adamımıza onun yaşadığı yıllarda rastlamak güçtür birer düşüncedirler. Kimi zaman Kekemeliğine ragmen sohbeti Ataç'la beraber olur, kimı zaman tatlı ve çekid idi. Kimllerl A ona karşı direnirler. Her halde taç'ın sinirlihğinden, tartışmalan daima onun gerçek bıldigini bikavgaya çevıren inatçıhğından ze ispatlamasına yardımcıdırlar söz ederler bu yüzden bozuştuAnkarayı çok severdi Ataç. Baş ?u, yıllarca yüz yüze gelmediği kentin havasır devlet merkezi odostlan olduğunu ileri sürerler. luşundan ötürü değil, kendini oBu hal, belki de ondakJ içtenli rada mutlu bulduğu için benim *in dışa vuran ve yanlış anlaşı semişti. Taşı ile, toprağı ile, in !an bir özelliği idi. nogru bildiŞİ sanlan ile Ankara onu çekiyordu bir yargıyı Ataç canla başla sa Ataç geleceğe özlem duyan bir a vunur, kimseye, ama kimseye, damdı Belkl de bütün yarınlan hattâ kendine bile tâviz vermez mızın sembolU saydığı için Andi. Zaman zaman en çeklştiği, en karaya böylesıne sıcak bır sevgi kızdığı yazar yine kendisi olmuş ile baglanmıştı. Yahya Kemale tur, diyebilirim. Böyle bir insa sormuşlar: ran karşısındakilerle sırf içgüdü Ankaranın nereslni seversin? lerl zoru altında inatlaşabileceği Trenle İstanbula hareket eni, değer yargılarını Ukel bir böbürlenme zevkine feda edebile derken Ankaranın garun pek seceğini nasıl düşünebiliriz Sayı veriın! sız buluşmalarımızda tartıştığıDemiş. Çoğu aydınlann tersine, mız çok oldu. Ataç'ta yukarıld Başkentte canı sıkılmıyan Ataç iddiaya hak verdirecek bir dav İstanbula az gelir, burada az karanışa hiç bir zaman rastlama lırdı. Hemen her seferinde de dığımı söyliyebilirim. Cumhuriyet'e uğramayı ihmal etmezdi. Kimi zaman bemm odamda, kimi zaman da Yazuşleri MüSavaş ateşinin dünyayı gittikçe dürlüğünde oturur, çeşitli konusardığı o günlerde Ataç, kendi a lar üzerinde saatlerce konuşur, liiir. lu'iııliııi bile taviz verınezdi Bir olay 1 Bunların ıçmde olayları gerçekten objektif bir gozle ızlıyebılenler sayıca pek azdı. Çoğu Alman taraflısı olan generaller, sık sık Doğu cephesinde Almanlann falan kenti ele geçirmeleri bir gun meselesi olduğunu yazar, tahmınler yanlış çıkınca da durumun neden öyle değıl de boyle geliştigını anlatmaya çalışırlardı. «Cumhuriyette» (Savaş durumu) sütununu yoneten emekli general Huseyın Hüsnü Emir Erkılet bunlardan bın idi ve Babıâlinin sivıl amıral dedığı ustadımız A bidin Daver, ona kıyasla askeri hareketleri çok daha realıst bır goruşle izliyebıliyordu. Bır gun bir kaç arkadas, matbaada oturmuş, aramızda Emeklı General ve Ataç da bulunduğu halde gevezehk edivorduk. Soz dönmüş dolaşmış edebiyata gelmiştı. Bir ara Ataç: Ben milliyetçi degilim! Gıbılerden bır cumle kullandı. Emekli General hiç sesini çıkarmadı. Ataç'ın ne demek istedığini her halde anlamış olmalı idı O, edebiyatta mılliyetçiliğin dar sınırlan içıne gomülmeye karşı idı. Montaıgne'in denemelerıni yıllarca başucundan ayırmıyan, humanıst külture hayran bır adam başka turlu duşunebilir mi idı? Mılli edebiyat dendiği zaman elbette konudan ve amaçtan önce dıle ve soyleyış tarzına bakmak gerekirdi Çelik Ribi koUu, tunçtan ayaklı Türk hiç yüar mı, Türk hiç yılar mı? Bu mısralar ılhamını şuphesiz mıllî duygulardan alıyordu Pakat miili edebiyat bu mu idi? Daha güzel, çok daha guzel de soylense, edebiyatın amacı miK5 duygulan dile getirmekten mı ibaret kalmalı idı? Milletim nev'i beşer, vatanım ruyi zemin Dedi diye Tevfik Pikreti vatan haini mi ilân edecektik? Alman lardan nefret »ttiğıni yazılarında açıkça belirten Nietzsche'yi Alman mılli edebiyatınm dışına atmaya imkân var mı idı? «Milliyetçi degilim!» sözü ile Ataç sadece bu düşunceyi dile getırmek istiyordu. Yoksa «bu vatanı, bu topraklarda yaşıyan insanlan sevmiyorum. onlarla ilişiğim yok!» gfbi bir anlam çıkarılamazdı o sözden. Nitekim Emekli General Hüseyin Hüsnü Emır Erkilet de o gün hiç bir şey demedi. hattâ lâfa büe kanşmadı. Aradan bir kac gün geçmışti kı Ataç çıkageldı Uzgundu. Elıme uzattığı gazetede emeklı genera lin uzun bır yazısı. Adını verma = mekle beraber general Atacı ıy = ma edıyor, onu vatan ve millet duşmanı, tehlikeli bir yazar ola rak okurlarına tanıtıyor Komu nist demeye getirdıği bu gıbı A damlara karşı tedbır alması ıçın hükumetı uyarıyordu. (Arkası var) Temel Kılıç yazıyor: «Hükümetimizin tutumu devletçilik olmakla beraber her devrede öze) sektöre külliyetli miktarda yardıra yapmaktadır. SOLDAN • 1 Mllllvetçl Çln hükümetinln Bu yatırımlar fa>dalı olmuyor I üzerinde bulunduğu adanın halkındenmeı, sade devlet sektöru ve ; dan 2 «Çlft eayıda sanat hevesli ; ve meraklısı» anlamına lkl soz. 3 özel sektörle bugün girisilen genel kalkınmanın bir semere verBuyük otellerln gazlno hallnde kulmiyeceğl aşikârdır Kanunla emlanılan taraçalan (çogul). bir edatın niyet altına alınmış işçi hakkısaltılmış ve kalmlaştmlmışı. 4 Gozlerl boş bakışlaria hulvalı z.ımanları saglanamamıstır. Dı\eceksı: lar geçlren yahut bir suyun derlnllniz işçi hakları biraz olsun sağ; ğıne doğru gltme hareketl yapan. lanmıştır. Fakat aile reisleri kut5 Eskl blr Türk Imparatorlugu. lesinin dörtte iıçü işçi kütlesidir. yükselme hareketl (Osmanlıca). 8 Anneler (çogul). 7 Terel müziğe Bu kütlenin hak ve menfaatujTilarak oynanılan ayak veya hoplerini korumakla görevlendirillama zıplama oyunlarıdır, anlam miş işçi kolları \e sosyal cemi8 Nota, çevrlllnce «çlroz» un baçyetler bu kütle.M idarecilerin ka blr adl bellrlr 9 Kendini kokendi etnelleri uğruna telâfi truma hareketl yapan dilemiyecek uçuruma sürükleYtKARIDAN AŞAG1YA: mişlerdir. 1 ıŞehname» yazarı eskl Iranın büyük şalrı 2 «Yayla kullanılan Esasen bu sebepledır ki isçı silâhı fırlatan» karşılıgı lkl söz. 3 temsilcileri isçinin aleyhinde da«Afıikada Faj çevresindekl blr çolün hi olsa isverenle anlasma yoluhalkından olan erkek dadı» mânasına lkl 9oz 4 Duvarcının en fazla nu seçmislerdir. Bu hareket isçi kullandığı araçlardsn. tersl lkı dağ kütlelerini isverene direnme yoarasında sıkışıp kalmış dar geçlttlr lnna sevketmis, direnme gelise5 ÇevHUno elektrlk kudretl verek yüksek tabakadaki idareci1 2 3 4 ) 6 7 8 9 r e n ara«lardan lere darbe olmuştur. «l^uLZLaJLLS^K olur 6 Bir Bn hareket telâfi edilmis sa \*\VMtiiJ&l£JOia^m çeşij oyun vasıtası, blr duruvılmaz. Çünkü cemiyetlerin en mu sağlama habüyük hakkı olan muhtariyetle eketi 7 Beyve beynelmilel cemiyetlerle ilgigır, «hortumlu ler kurarak daha kuvvetli olma hayvanı bulmatJD M R ra yolunu tutmuşlar ve bir çok niya çalıç!» karTT. J?Â* Ü H •ılığı lkl fbz. zamlar ortaya koymuşlardır. Dunkp hıılmacaniD 8 Blr toprak Bu hercümerci taniraet bilen halledilmls şekli clnsl. Sovyet bilhassa devlet Rusyanın kurucusu sayılan klşl. 9 lşletmeciler müesseselerinde kendilerine al«Uzakta bulunan âlet» mânasına lki soz. dikları ücretin üstiinde bir kadro bnlamadıkları için kendilerinin çok yüksek yevmiyelerle görevlerinin başında kalmalarını sağlamışlardır. Devlet bizdrn fedakârlıklar beklivor Hattâ o kadar çok kemerleri sıkmaya varan hüsnüniyet karsısında yük• İTFAİ1E: Beyoğlu: 41 40 44 sek yevmiyeli isletmeciler azınIstanbul 21 42 22 Kadıköy 36 08 72 Üskudar 36 09 45 lıgına bn asırı salâhiyeti verenBakırköy: 71 64 66 Adalar ler isçi • isveren arasındaki an51 60 81 tstınye: 63 60 20 laşmazlıkları yaratmıslardır.» • TELEFON : Santral • 22 42 10 • POLİS IMDAT: tstanbul 27 45 00 Bevoğlu: 27 45 01 Anadolu Yakası 27 45 02 Sıhhi tmdat: Beyoğlu: 44 4198 Fatıh 21 15 95 Üskudar 36 05 38 • L'ÇAK: T H Y (Termınal). 44 02 96 Hava Alanı • 73 82 40 • TREN: Demırjollan 36 04 75 «Bir bu eksik» baslıklı yazı il(Haydarpaşa) 22 30 79 ( S ı r gililer tarafından incelenmistir. kecı ) • HAVAGAZ1: Istanbul: 22 45 80 •Ekmeği muşterije satan bak(Günduz) 21 44 26 (Gece) Ka kalın ekmek aldığı fırın tesbit dıkov 36 46 20 ve mahallen tetkik edilmiş, te• VAPUR: üenızyolları 49 18 90 mizlik ve sağlık esaslarına riaNöbetçı M 44 02 07 Şehır yet etmediği sabit oldagundan Hatlan: 44 42 33 44 43 59 fırın sahibi hakkında 200 lira Üskudar 36 03 12 Yeşılkoy para ve bir gün kapama cezası 73 84 25 Boğazıçı • 63 56 35 nvçulanmıstır.» Buvukada 51 61 28 •• BELEDİYE: Zabıta 22 42 79 * tslerı 22 (18 35 r Burası Kızılırmak vâdisinde kurulmuş bir ka/a merkezi (İınranlı) İşlâmiyetin temel şartlarından birisi ve eu mühim olanı temİ7İiktir. Her türlü temizliğin yapılabilmesi de su ile kabildir. Biz kaza halkı: yukanda belirttiğimİ7 çibi; aslında SU>TI bol; fakat bundan faydalanılmıyan b;r kazanm fertleri olarak boşa akan sulara bakıp; bu vahim durumdan duyduğunıuz üzüntüyiı saklıyamıyornz. Gecenlerde; ihtiyaç icabı kazanın umumi helâîarmdan birine gitmistim. Ne eribi bir hal ile karşılaşsam beğenirsiniz. Benim gibi vatandaşın birisi de ihtiyacını gidermek için adı geçen yere gitmek mecburiyetinde kalmış. Helâlann birisinden çıkarken beniıole karşılaştı. Ben; içeride teneke (su alıp temizlenmek için) var mı diye sordum. adamcağız yüzünü ekşiterek; ne gezer be hemşehrim; dedi. Ellerini yikamak için de çeşmeye indiği zaman su bulamayınca kendi kendine bir şeyler söylenerek gözden kayboldu, O vatandaşın nasıl temizlendiğini artık siz Hüşünün, Bütün kaza halkı ve kazamıza dışandan gelen misafirler de aynı çiıçlüklerle karşı karşıyadırlar. Hele su almak için sabahları mahalle çeşmelerinde kuyruk olan kadınların durumu. yürekler acısı. Zaten giinde bir saat akan sudan; bir mahallenin halkı faydalanmak mecburiyetindedir Yetişenler suyunn alıyor; ama yetişemiyenler de ellerinde kovalan ile bedbin olmuş bir halde evlerine donüyorlar. Bu şartlar altında araba saym Belediye Reisi miz ne düşünüyor... Yoksa durumdan haberdar değil mi? Haberdar değilse, durumu kendisine hatırlatıyoruz. Bundan sonra herhalde ilfcili mercilerle temas edip; bn işe bir hal çaresi bulduğu gibi bizi de bu üzüntüden kurtarır. Saygılanmla. 20/7/964 Lüzumlu Telefonlar Bekârlara ayrı yer olmaz mı? «tstanbul Beledıyesının Flor Her gece saat 24.00 ten sonra ya'da Sosyal ve Kültürel Tesis yaptıklan rürültü de hiç tahamler Müdürlüfü vasıtasiyle idare mül edilecek bir hal degildir. Bn gibi şahısların böyle yeretti|i, yaz aylarına ait motel ve lerden istifade etmeleri elbette kamping tesisleri vardır. Bnnlar çadırlar, ahsap stant zaruridir. Yalnız bekâr vatandaslara miktan kâfi absap ve odalar ve beton stand odaiar obeton oda temin ederek, bunları larak, kısim kısımdır. Çadırlar bir arada toplamak uygun ve için bir diyecegimiz yoktnr. Yal kolay bir tedbir yoludur.» nız beton ve ahsap odaların evli ailelere ve bekârlara da verilmıs olması kevfiyetidir. Bekâr adamların evli aile arasında olması her bakımdan mahzurlu olan bir husustur. Bunlar aile «Levent, Nıspetıve caddesınln içine snrdan burdan kadın getir darlığı» baslıklı yazı ilgililer tadikleri ribi, sagdan soldan kü rafından incelenmistir. çük kız ve erkek çocnklarına da Nispetiye caddesinin genişliği musallat oldnkları da vakıadır. etüd edilmiş ve tasdikli plân bu Bu sekilde bir tecavüz olayı Flor esas dahilinde hazırlatımıstır. ya Emniyet Âmirligine intikal Dr. Nailbey sokagının Nispetietmiştir. ye caddasiae batlanmssı 14/2/ Kendileri gayrimnntazam bir 19«4 Uribinde Yekâletçe tasdikli hayat yasadıkları için, bunlar imar plânının tatbikı ile imkân aynı verde oturan evli ve çocuk dahilindedir.» lu aileleri rahatsız etmektedir. BiUinizi rica ederim. Millî Eği timde israf Bursa'da bır Hamzabey İlk» kulu vardır. Yıllardan beri y»fmur bornları bozuktnr. Sular beton damı delip geçmekte, lkl katlı kocaman binanın duvarlarından akmaktadır Bahçe kapı sı yoktur, duvarlar slçaktır Çocuklar top oynar, cam kırarlar Okulu Koruma Cemiyeti cam psrası ddemekten bsfka yardıma imkân bulamaz. SD tesismtı, lâvabolar bozuktur. Mutfagı yoktur. Binden fazla ögrenci sfîtten mahrumdnr Krsif yapılır «Para yok. denilir. Oiger taraftan okulunun on sene daha okullnk yapacatına dair rapor varken Pınarlı kövüne yeniden okul yapılır. Bir tarafta oknlsuz köyler. mıl yonluk binalar kaderine terk edilir. dieer tarafta sağlaın binalar terk edilerek yenisi vapıhr Guym tasarmf ympıyoruz Bo durum Haraı»hey «akinlerint çok iizüyor Duvurması bizden Takibi hemsehrimiı Millî E«i tim Bnkanınrtan.. 200 lira para cezası kesümiş! Belediyenin cevabı • Türk Ocakları Merkez : Hevetinden: Turk Ocakları mutâd Kurultayı 2.Ağustos 19C4 pazar günü saat 10 da Fatıh'te Horhor caddesinde 150 No. lu binada ıçtima edeceği ilân olunur. Cumhuriyet 8692 Georges Ohnpt'in romanından lktlbas edilmlstlr İNSAN HAYATTA IKİOEFA YAŞAJt Yazan. lan Flemıng Çevıren. Nlhal VtÛLNUBALJ Kara kedi PARİSİN KlRALI 3 Bana yardım edecekoin değil mı?» «Sormağa hacet var mı, Yabancı?» «öyleyse gel, bu»un denıze çıkmıyalım. Benı şato/a gjrebıltceğımız yüksek bır yere gutur Sonra rahat rahat konusalım » Kısı oğle yemeğmı her zamankı gıbı sepete koydu Kahvetngı kimonosunu ve ıp taııanh sandallarını gıjdi. Beraberce şohrın dı^ına çıkiıiar ve kara kayalar arasından kıvrıhp bukulerek tepeyo d 'îru tırrraı.an bır patıkiva s.ı ıtıl ır Kumarbazlar, mösyS de Rascol'un tekliflerini kabnl ettiler, buruşnk esvaplannı düzelterek, paralarını ceplerine yerleştirerek çıktılar. Melanie onları kapıya kadar götürdfl. Juliette, Rascol'le yalnız kalınca : < Nedir bn hal, Rascol?» dedi. «Bu münasebetsiz adamlara bos görünmek için su yakısıklı genci tedirgin mi edeceksiniz? Birer kadeh içki içerek güzel güzel konusalım . » Besbelli, genç adam hoşuna gidiyordn. Doğrusu da çok güzel, çok gençti. Dndaklarını incecik bıyıklar süslüyor, fakat çelik bakıslı mavi gözleri, yüzüne garip bir enerji ifadesi veriyordu. Rascol cevap vermedi. O sırada Melanie içeri girmişti. Rascol'le Melanie mânah şekilde bakıstılar ve kumarhane sahibi kadın, Jnliette'i kolundan tutnp sürükledi. « Haydi, gel gü. zelim. Bn baylan bırakalım, kendi aralarında konuşsnnlarj» O âna kadar dnrnma hâkim olan sogukkanlı, enerjik adam bir iskemle çekti, otardu, karşısındakine de oturmasını isaret etti: « Delikanh,» dedi, «kfiğıt çaldığınız inkâr kabnl etmeı bir gerçek. Bütün kâgıtlsr cebimde. Sayarsak mesele meydana çıkar. Bnnn zevk için yaptığınızı sanmıyorum. Makssdınız nedir? Daba evvel şnnu söyleyin: Adınız nedir?» sanıyorsunuz? Size bir isim versem, sahte isim olac3ktır.» « Saçmalamayın. Kim olduğnnaza bilmeyi aklıma koyarsam elimden kartolacağınızı mı zannediyorsunuz?». « Peki, ya siz kimsiniz?». « Sizin hiç de fenalığınızı istemiyen bir adam; hakkından geldiginiz o beş enayiye zerre kadar önem vermeyrn, eğer maksadımı anlamamakta ısrar ederseniz, ancak o zaman sizi ele verecek olan bir adam Sunu da ilâve edeyim ki, eğer samimi davranırsaııız sizi sıkıntıdan kurtamnafa haıırım.j». « Bunda ne gibi bir menfaatiniz var?». < Hah, iste asıl mesele bnrada. Menfaat! Gerçekten de sizi bu çıkGenç adamın dudakları acı acı kıvrıldı. mazdan kurtarmakta menfaatim \ar!» (Arkası var) < Kim oldufumu size açıklıyacak mıyım 40 29 Temmuz 1925 tarihli Cumhuriyet'ten ınatçılık etme! Zaten sen gldıpt< lerınde fdkurdayan bir csvap ve ber istırldye avlıyacaksın » Kamık yığını... «Belkı bir süre ıçın, Kısı. Ama gerı gelınceye kadar benim ıçını Ker.dısının de hemen bu gece bu fazla kalamam Gene tngıltereye rahat mı edecek sanıyursun? Uyku bile uyuyamıyacağım Sana hiç olyüksek duvarı aşıp ou Üıum Bah donmem gerek.» çesıne gırmesı gerekıyorciu. Gne Genç kız sakın bır 7,ülüşle ba mazsa bırazcık vardımım dokunsun Bu tesellıden benı yoksun bıctj,ı ozel kıyafet onu zehırlı tıtki şını yandan yana salladı. ve boceklerden haydı korudu dı\e «Hayır Sen onları öldürüp dö rakma Yalvannm sana. evet de » lım... ya şu bekçılerın elıne geç neceksin ve Kuro'da uzun zaman James Bond onu kollan arasına aldı ve dudaklannı o parlak kara kalacaksın Belkı de (emelh.» mekten nasıl kaçınabilecekü? saçlara gömerek. «Nerden biliyorsun?» «Sana hayir. demenın imkâm «Tapınağa gıdıp adak adadım da ondan Şımdıye kadar tanrılardan var mı Kısı?» diye mmldandı James Bond hafıi(,e urpermekBu sefer onun kollan arasından ten kendini alamadı Geidı, Kiai' fazla bir şey dilemedım ben On yavaşça sıyrılan kızın bendısı oldu ların verdığine razı olup sukür etnın yanına, kayalığın dıbındeıu cıtim. ömrümde ilk defa olarak boy «Havrtı oylev«e dnnelım artık » lız otların uzerıne uturdu. «Benı ıyı dınle, Kısı 3u gece yü le büyük bir şey ıstıyorum Dua zerek şatoya gıtmem ve surlardan mı kabul edeceklerinden ve niye Kobkoca bıı ay goktekı u^ak, tu\ tırmanıp ıçerı gırmem gerekıyor.» timın yerıne eeleceğinden emıtüy bulutların arasında vüzüyor Tejıcnın en yuksejt yenndP bır Genç kız, «Bıhyorum,» dıyerek nım » du. James Bond ile Kısı sahıle ın kay= kumelığı vardı. James Eond başını salladı «Şatoya gırıp şeyta f diler Gerçı Ölum Satosuvla aralw Kısiye bu kayaMrın dibıne sinip nı ve karısını oldürecpksın.» dturmasını söyledi. Kendisi ayhğa «Nerden biliyorsun?» James Bond ne cevap vereceğı1 , n n d a y a r , l m , .. , külkt: ve boğazın otjdr yanında «O şeytan gelıp bızım sevgili a ni bılemeden susuyordu Kısı'nın k a r a surların golgesı daha «ım lı d e n yuksclen şatoya baktı: Yer yer al dacığımızın karsısında bu cehen bır şıır gıbı tabıilıgı ve candanl.ğ. "»rlenne çokmuşçesıne. usuı tn ybldızh simsiyah bir kâbus ya nem bahçesinı kurdu kuralı köyde ona her tamankınden çeklcl gelı u s u l konuşuyorlardı 'i ki ıhtiyarlar böyle kehanette bu yordu şu anda Ama bu kı» ı . v K l s l ^ahverengı kımonosunu çı Sntcnun bahçesınde dolaşan mu lunuyorlar.» mek. ve onun kend.nı sevmes.ne "arıp ıtınayla katladı ve sandal.r hafızlar seçilebılıyordu. IJu Frıf.m «Nasıl kehanet?» ızın vermek . olacak ış degıldı bu' j «f«nebıraktı Nfinn vucudu ay .«, ların sırtında, köylüîerin giydıği «Günlerden birgün taa uzaklar Kisi onun herhangı bır cevap tnee bır şerıtle belıne bağlanmi' cınsten mavi bez cei:et •> pan'a daki bir diyardan uzun boyiu bir vermesıne fırsat bırakmadan, / • . lon'ar. ayaklannda dıze kadar ge yabancı gelecek ve DU çeytanı ol «Bu gece ben de şatoya kadar se olan avuç ıçı kadar. uç koselı M len çızmeler ve gözlariııın altında durecek, diyorlar. Ama niçin sen? nınle beraber yüzeceğım,» dedi ı vah bır bez parçası genç kızın tek kan maskeler vardı. Bu ısı bır Japon yapsa daha ıyıy «Kısi... Kısı.. eksık olma! Çok gıvım eşyasıvdı Ay ısıSında bu ın Ellerindeki uzun değneklerle ça dı bence.» ıyısın, çok comertsın ama ımkâ ce şent erkeğe goz kırpar ve l;l'k!drı. funda diplerım ve batak «Ama görmüyor musun, KisıT O nı...» «Benı çöz' »diye kıskırtır gıbn hklardaki ot kümelerini durtüştürü şeytan da ejnebi, ben de ejnebi Genç kız elının ufacık bır hare dı yorlördı yım. Bu ışın ikı ejnebtnin arasın ketıvle onu susturdu (Ama) denılen ıstırıdye avcı« Joir.es Bond onların heı'hdlde sa da olup bıtmesı daha temiz olur «Boğazın sularını su avucumun, kızların taktığı bu üç koşelı nv. t;> patkında sabah teftis:ne çıknıış Sızın hukumetın başı belâya gır içı gıbı bılırım ben Bır çıftçı ıçın n l k s ı y a h ortulerın nıçın «Kar, olduklarmı düsündü. Geceleyin mez hiç olmazsa » tarlalarının toprağı ne demekse, Kedl» diye ısımlendırıldığını Ja gı?lice arazıj'e girmıs ulnn kur «Senın de başın Delâya gırmı>e bızım ıçın de Kuro'nun cıvarındalme» Bonri sımdı anlivordıı' baniarı anyorlardı besbelh Kor cek, sevgih yabancı! OnUrı öldü kı sular o demektır, yabancı Ben clmıj veya cinnet getırmış bır rup doneceksın ve gene benim ı sana yol gösterırım ve şatoya ça YAR1N: YAVAS YAVAS SLRLARA YAKLASIVIIK bpobdht veya kaynıyan kııkurt göl çın kurek çekecek, benimle bera bucak ulaşmanı sağlarım Ne olur 17 Bu gece yüzerek Şato'ya gitmen lâzım Beklediğimiz Sabah teftişi Tolun ayın ışığında Inatçılık etme Kudüsü Şerifteki Mescidi Aksâ; dünyanm en tarthî binalarından biridır. Son senelerde yıkılma tehhkesi gösteren bu güzel ve tarihî bina; Mimar Kemalettin Beyin riyasetindeki bir Turk mimarî heyeti tarafından onarılmıştır. Bizden ayrılan ve İngiliz idaresi altında bulunan bir memlekette bulunan böyle muhteşem bir tarihî âbidenin tâmlri için Türk mimarlanna müracaat edilmesi bizim için hakikaten övünülecek bir olaydır. Mimar Kemalettin Bsy, bu konuda sunları söylemiştir: « Mescidi Aksâ'dan ziyade Haremi Şerifi Kudüs denilmesi daha uygun olan binanm yıkılma tehlikesi arzetmesi üzerine oraya gittik Burayı Türk mimarları, Türk kalfalan; battâ Türk işçileri ile tamir ettik. Kudüs'te bu işte çalışacak amele bile bulamadık. Geceli gündüzlü çalıştık. Yıkılmaya yüz tutan kubbeleri tâmir ettik; eskisinden daha sağlam bir hale getırdık.» Mescidi Aksâ'yı Türk mimarları tamir ettileı RAOYO• R A 0 W 9 0 ( 0 • RADYO • RADYG'MDYO RADYO•RADYO 7 30 Açılış Kısa haberler Ş<u | kılar 7 45 Haflf müzlk 8 00 I: Haberler 815 Salon orkestra; lan 8.45 Çesltll müzlk 9 00 • Şarkılar 9 30 Kuçük konser 10 00 Kısa haberler Kapanış 12 00 Açılıs Kısa haberler Salon orkestralarından 12.30 Şarkılar 12.50 Hafıf müzlk 13 00 Haberler 13 15 Plâk dolabından 13.30 Şarkılar 13.50 ÇeşltU müzlk 1415 Türküler 14 30 Küçük konser 15 00 Kısa haberler Kapanış. 17 00 Açıhş Kısa haberler 17.05 Istanbul Beledlyesl Halk Muzigl topluluğu > 17 30 Tasıl toplulugu 17 57 Kısa llânlar 18 00 Kemal Güleşoğlu orkestrası 18 15 Darvaştan kemaula haflf melodıler 18 30 Şarkılar 18 57 ISTANBUL Mescidi Aks? Süleyman Numan Paşa vefat etti Turkıye Tıp Encümeni Reisi; Tıp Fakültesi müdernsi (profesörü) ve Galata Hastanesi Bashekimi Süleyman Numan Paşa dun akşam saat 8 de vefat etmiştir. İstanbulda tevkıf olunan sabık Kuvvayi Milhye Kumandanlarmdan İsmai! Hakkı Beyin üzerinde önemli vesikalar ele gcçırilmiştir. Bu konudaki tahkikat derinleştirilmektedır. ,1 Ele geçirilen vesikalar Kısa llânlar 19.00 Reklâmlar geçldl 20 00 Baberler Günlük olaylar 20.30 Şarkılar 20 45 Kamplan geziyoruz 21 00 Dlskotekten seçmeler 21 20 Günlerln getlrdlğl 21.30 Klâslk koro 22.00 Reklâmlar geçidl 22 30 Radyo promenad orkestrası 22.45 Haberler 22 55 Ara melodlleri 23 00 Beyaz perdeden mikrofona 23 30 Dans müzlğl 24.00 Kısa haberler Kapanış tSTANBÜL tL RADTOSD 17.53 Açılış 18 00 Dans müzlfl 1830 Caz plâklan 19 00 Salon orkestralan İle otuz daklka 19.30 Akşam müzlğl 20 00 Operet melodlleri 20.30 Plâklar arasmda 21.00 Gece konserl 23 00 Çeşltll müzlk 24.00 Kapanış. 6 27 Açılıç 6 30 Günajdın sa ANKARA ym dlnleylclleı 7.30 Sabah mıızigl 7 45 Bu sabahın sollstl 8.00 Haberler 8.10 Ha\a durumu 8.15 Slzln İçin çalıyoruz 8 30 Kadınlann dünyası 9 00 Kapanış. 11 57 Açılıs 12 00 Kısa haberler 12.02 Öğle tatlli ıçln 12 25 KüçUk llânlar 12 30 tkl «ollst so>luyor 13.00 Haberler 13 ır Hava durumu 1315 öğle konserl 13.40 Şarkılar 14 00 Çocuklann ülkeşlnde 14 .30 Türküler 14.45 Şarkılar 15 00 Kapanış. 16 57 Açılış 17.00 Kısa haberler 17 02 Yeni plâklar. yeni melodller 17.30 Incesazdan Uşsak faslı 18 00 Reklâm programları 18.30 Küçük llânlar 18 35 Yaz akşaml 19 00 Yurttan sesler 19 25 Johanssnn allesl Türkıvedp 1»4D ^arkıUı iouı riuu«ı»"i | 20 25 Hava durumu 20 30 Şar { kılar 20 50 Uykudan once • 20 55 Küçuk tlânlar 21 00 Kısa haberler 2! 02 Kıbrıs tc;in! 21 10 Küçük kıınseı 21 35 Snnay) sayımı 22 00 TtlrKul«r 2215 Caz sevenler Içın 22 45 H^n«rler 23 40 Gece yarısına dnğru 2"i 58 Günün onemli haberler 24 0C Kapunıt:. ANKARA İL RADVOSU 16 57 Açılış 17 00 Dans müzigi 18 00 »pnfonlk konser 18.3C Çesitll haflf mUzlk 14 00 Btr <tr fon) 19 30 tnglllzce melodlleı 19 45 Radyo ile tnglllzcf 20 O T Helmut Zachanaf ve slhl'11 kemanlan 20 30 Ods müzlğl 21 !C Lâtin Amerlkadan müzlk 211*0 Oç vavındb blr npera 22 3C Ceşltll «ollstler, d 2.! 00 Kapanı» iBMlltMlt'HUİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear