Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
İKJKT CUMHURtYET 4 Aralık 1964 Lttzuınvarıııı?! Güney Buromuz şefi özer Öztep, Adana'nın Karataş dalÇOCUKLARA yanından getirdiği pavuryalan Adana'nın midesine düşkünlüğü YİYECEK ile tanınmış gazetecisi Çoban Anadolu kulübünün oyun sa Yurtçu ile yiyordu. Çoban bir olonunda, Sağhk Bakanı Kemla turuşta 145 şiş ciğer kebabı yeDemir, Mardin Milletvekili Şev mekle şöhret kazanmıştı. Pavurki Aysan ve Kızılay Genel Sek ya partisinde Özer: « Hadi çocuklar.» dedikçe, Areteri Babür Ardahan önerali bir toplantının sonucunu bekli dananın tanınmış doktoru Abdurrahman Gülman'ın kardeşi yorlardı. Oyun seyretmgkle zamanın gazeteci Hakkı Gülman atıldı: « lyi bir şey olsa bnnlar, Çogeçm^diğini ileri süren Aysan, Demir ve Ardahana bezik oyna bandan bize kalır mıydı?» mağı teklif etti. FAZLA Demir hemen sordu: « Peki vidosu kactan.» MESAİ Bu teklife herkes şaşırdı. Çün Başkan Johnson'un yeni endüskü şimdiye kadar hiç kimse Ke tri programıyla ilgili olarak şu mal Demiri oyun oynarken gör hikâye Amerikalılann ağzında memişti. Babür Ardahan ise, dolaşıyor. Aynen naklediyoruz: malumdu. Hangi tel olursa onBir fabrikanm şefi iş isteyen dan çalardı. müracaatcı ile konuşuyordu. Aycan etrafı «cepte keklik» Sordu: gördüğü için: « Son işinizde ne kadar za« Beş liradan olsnn.» dedi. man çalıştınız?» Bu teklife önce Demir sonra « Elli beş yıl.» Ardahan itiraz ettiler. Nihayet < Kaç yaşındıunnu?» Babürün ara bulmasıyla bir li « Kırk yedi.» radan oynamağa karar verdiLer. « Kırk yedi yasınızda oldnKısa bir süre sonra oyun bit ğnnnz halde son işinizde nasıl miş ve Kemal Demir 64 lira ka olur da elli beş yıl çalışmış ozanmıştı. Aysan sonuca taham lursunuz?» mül edemiyor ve ikinci bir parti Müracaatcı göğsunü kabartadaha teklif ediyordu. Demir hiç rak cevap verdi: umurunu bozmadı ve: « Fazla mesai i l e . » Bir gerçek: «Bcş bakan ynrt dışında. DSrt Bakan da önümüzdeki çünlerde yurt dışına gideeekler.» Bir gazete haberi: «Inönü, 7 vekili değiştirecekj» Bir hüküm: «Lüznm var mı?» « Evde çocnkJar aç.» ledi. «Şimdi bu parayla biraz öte beri alayım da eve gideyim.» BİZE SlRA KALIR MlYDl? MADENCİLERİN KOR UYUCU MELEĞİ İZMİTLİ AZİZE BARBE BELÇİKADA TÜRK İSCİLERİSİ HERKESTEN DAHA FAZLA HİMAYE EDİYOR KARANLIKTAKI IŞIKLAR Belçikanuı maden şehri Liege Yazan: Yahya BENEKAY Isa'dan sonra 3 üncü yüzyılda, o zamanki adı Nicomedie, bugünkü Izmit şehrinde, Barbe adlı bir kız yaşıyordu. Babası Dioscore, o zamanlar Bythinie denilen Kocaeli ve iznik bölgelerindeki Roma lejyonlarınm kumandanı idi.. Barbe çok güzeldi. Bu yüzden v e gelecek her türlü kötülüklerden korumak çin babası Barbe'ın sarayından dı şarıya çıkmasına pek izin vertniyordu. Bir gün babası lejyonlarının basında sefere çıktı. Sarayını kızına emanet etti. Güzel bâkire, Barbe bir geceyarısı sarayın avlusundan gelen hafif bir inilti ile uyandı. Babasının tenbihlerine rağmen merakını yenemiyerek avluya ndi. Avluda biri ihtiyar, biri çok genç iki erkekle yere uzanmış yatan bir genç kız gördü. Ihtiyarın adı Theodor idi. Hepsi hıristiyandı. Yerde yatmakta olan kız, Theodor'un kızı Helen'di. ölmüştü. Yan larındaki de Helen'in nişanlısı Cyrille idi. Helen çok güzel bir kızmış. Roma prokonsül'ü sefih ve merhabetsiz Marcien, Helen'i görmüş, arzu etmiş ve sarayına aldırmış. Helen karşı koymuştu. Marcien de onu hapsetmişti. Işte o gece babası piskopos Theodor ile nişanlısı Cyrille Helen'i hapsedildiği | yerden kurtarmak istemişler. Temin olunan ve birbirjerine eklenen çarşaflarla yüksekteki hapis odasının penceresinden inerken, başaramamış .düsmüş ve Helen ölmüş. Onlar da Barbe'nin sarayına sığınmışlar. BURASI TÜRKtYE Tüm Tekirdağlılar çok üzgün. Ankara'da bir olaya adı karıyan valileri Kadir Demirel'in böyle bir harekette bulunacagın» ssla inanmıyorlar. «Olay bir tertiptir. Valimizın adını eski bir ihtilâf yüzünden Ankara'daki bir idare âmiri kötüye çıkarmak istiyor» diyorlar. Tekirdağ halkı Basbakan tstnet tnöntt, tçişleri Bakanı Orban öztrak ve diğer ilgili yerlere telgraflar çekiyorlar. Yakında bir heyet Ankara'ya giderek tsmet Inönü ile görüşecek ve valilerinin «temize çıkmasını» istiyecekler. VÂKKO'da, Yılbaşı için hazırlanan hususi ambalâjlarda şatışlar başladı. O devirler hıristiyanlığın resmen cor'un kızı Barbe da hazır bulutanınmadığı devirlerdi. Bu din giz nuyordu. Sıra ona geldi. Barbe bu li gizli yayılıyordu. Barbe da baputperest âdetini reddetti. Kan kâ(BEYOĞLU) bası gibi hıristiyanlığa düşman bir sesini almadı. Bu hareketi o dine Faal 11051/14784 putperestti. Fakat o gece avlula bir küfürdü. Prokonsül Marcien rına sığınmış olanların hikâyesini, hemen orada Barbe'ın öldürülmeacıklı hikâyesini dinledi ve içinde Kumandan Dioscor da, Barbe'ın bir başkalık hissetti. Kitaplar ya babası da boyun eğdi. Kendi kılızar ki o günden sonra Barbe hıris cıyla kızının boynunu vurdu. tiyan oldu. Îşte tam o anda Tanrı Mars'ın İşçileri, 7 Aralık 1964 pazartesi günü Greve başlıyacağînKumandan Dioscor seferden za koca heykeli gürültü ile devrildi. dan, gerek üyelerimizin ve gerekse sendika ile ilgili İşverenferle döndü. Prokonsül Marcien bu Prokonsül Marcien ve Barbe'ın balerin Grev Komitesi ile Sendikamız arasındaki irtibatı sağzaferi kutlamak üzere Izmit şeh bası Dioscor olmak üzere orada lamaya aynlan 49 59 35 sayılı telefonumuzu grev süresince rinde bir merasim yapılmasını em bulunan bir çok kişi heykelin almeşgul etmemelerini ve sadece 49 59 34 numaralı telefonuretti. Rumahların inancına göre tında kalarak öldüler. muzla görüsmelerini rica ederiz. Harb ve Zafer Tanrısı Mars'ın mâBaşka rivayetlere göre Barbe'ın bedinde kara bir boğayı kurban öldürülmesi sırasında Tanrı MarsTürkiye ettiler. Kanını kutsal bif kâseye ın hykeline bir yıldınm düşmüş, Petrol, Kimya ve Atom İşçileri koydular. Âdetleri gereğince önce heykeli o yıldınm devirmiş. Sendikası Genel Merkezi prokonsül o kâseyi dudaklarına Hıristiyanlık inancının kurbanı Ziya Hepbir götürdü ve kurban boğanın artık olan Barbe da hıristiyanlarca «şekutsallaşmış kanından yudumladı. hit» ve «azize» sayıldı. Başkan Sonra muzaffer Kumandan DiosCumhuriyet 14793^ yaptı. Törende Dios "bukko BEREÇ PİL BATARYA FABRİKASI İ konu veresim: Ayhan Başoglu PEÜVCANLI , ZEKİ v e KUVV^TLı OLDU3UNU NE VAff «i .SİZE P H Ö LÂZAAA İMSANGL ,C»HA SÂKIN VE SEUNCE..SÖNLÛMÜN SUUTANI OLMAK VETER CPSAKİ3SR| BİLE ^pâiNiz. TEKUFE liege kömür madenlerinde çalışan işeilerinden birkaçı lar Azize Barbe'ı kendilerinin ko düşüyor. Basacağım yeri görüyo mirci ücretlerını artırmadı. Kazanruyucusu sayarlar. 4 aralık günü rum. cını gerekli odun ihtiyacına yatırınün Sainte Barbe'a ayırmışlardır. Liege'de, VVerister maden ocakla yordu. Bir akşam üzeri dükkânıO gün bütün kömür ocakları pay rında, 650 metre derinlikteyim. nın eşiğinde oturup düşünüyordu. dos eder. Törenlerle Azize Barbe Türk işçilerinin çalıştığı kesime Birden orada beyazlar giyinmiş, ak bayramını kutlarlar. Ellerinde ko gidecek, onlarla biraz çalışacağım. sakallı bir ihtiyar belirdi. caman ve yayvan bardaklarla şaBir başka işçimiz daha. Adı ImYürüdüğumüz galeri 1933 te a Demirci! Neye üzülüyor ve rap içerler, işçiler birbirlerini tebTanrıya karşı öfkeleniyorsun! Şim dat Ankarah. O usta artık. 16 ayrik eder. Yayvan bard,akL*r, kö çılmış. Gece işçilerimizle konusur di «öyllyeceğimi diriîe ve hatırla; lık. Daha bajkaları. Ama hepsi biken, ocağa inecegimi töylemiştim mür işletmecüiğimn ilk devirlerindoğru ( ,Publemont'a git. Orada bir ribirinin aynı. Kapkara. Kömür toz de, içlerinden biri : de ocaklara 'Înd1rdi£l*ti kapları lan yüzlerinin her bir rengine sin Ağabey bizim kanaryaya inin, manastır var ve keşişler oturuyor. miş, karaya kesmiş. Zencilere belki temsil etmektedir. Varınca bir kara toprak daman 650 metrede, demişti. biribirlerine benzemez ama, kömür O aklıma geldi. Fransızlarm »ga göreceksin. Açıktadır. Çok parlak ocaklarında, vardiyasını doldurup ve yağhdır. Al o topraktan yak aleri'sini», «kanarya'ya» çevirmişçıkanlar biribirlerinin tıpkısı. teşini, biraz da su serp üstüne, deŞimdi Belçikada, Batı Almanya ler .Insanın güleceği tutuyor. Hele mirini eritmek için kâfi miktardaHer işin bir gereği vardır. Köda, kömür madenlerinde binlerce Sıvas'ın Imranh'sından Îsmail Ça ki sıcaklığı bulacaksın.. mür işi de böyle. Kime sorduysam» Türk işçisi de çalışmaktadır. Sainte hşkan'dan duyduğum. Îsmail Çalışİhtiyar bunlan dedi ve kaybol çahşıyoruz ağabey» dedi. Hangi iş zor değil ki? Burada Werister maBarbe gününü kutlayanlar daha bu kan haber vermeden çekmiş, Bel du. çikadan Türkiyeye, köyüne gitmiş. denleri ocaklarında Işçilerimiz, büyurttaşımız işçilerin Sainte BarDemirci atına bindi, Publemont'a yük umutlar içinde çalışmayı, kabe'ın memleketdaşları olduğunu Sonradan izin kâğıdı istemiş, göndermişler. Ama gününü geçirmiş. gitti. Tarif edilen topraktan aldı. zanmayı ve biriktirmeyi düşünüyor. pek farkında değiller. Evet, Sainte Işe almak istemiyor şirket (Sonra İki küfeye doldurup Liege'e, dükBarbe vaktinde bizim yurdumuzda, samimiyetine inandılar ve aldılar). kânına döndü. Denedi. Bu, kömür Başka husus vız geliyor. Anadolumuzda bütün imkânlariyle Liege'deki Türk işçileri temsilci dü. Bir daha ihtiyar hep o toprakBugün Fransada, Belçikada bü her türlü gidiş ve geliş kolayhk miz Macit Danis bey soruyor: «Bir tan yaktı. İki üç sene bu sırrını Ali Durukaya Giresunlu idi, bertün kömür madenlerinde çalışan lariyle Istanbula 90 kilometre bir defa izinsiz gitmişsin, nasıl olur sakladı. Sonra başkalan da öğren bermiş. Mehmet Kılıç (marangoz), uzaklıkta gitgide büyümekte olan bu, olur mu?» diler. Böylece bir yeni iş, bir yeni Sivash, Zekeriya Kılıç (çiftçi) Kars bugünkü Izmit şehrinde yaşadı. Omeslek doğmuş oldu. O toprağa h, Mehmet Tiflis (çiftçi) Nevşehir Îsmail Çalışkan'ın cevabı : rada iman değiştirdi. Orada «şehitdemircinin adını verdiler, li, Şükrü Yıldırım (fındıkçı) Tire Ağabey, gonca zamanı idi, val da. lik ve azizelik» mertebesine erişti, la söyleyecek bir kimse bulama «Houille», o toprağı, o madeni çı bolulu, Sabri Coşkun (çiftçi> Aydın mucizesini gösterdi. Bu ülkenin karma işinde uğraşanlara da «Hou lı, Nevzat Alemdağ (çiftçi) Trabzon dım. çocukları, Saint Barbe'ın hemşeriillere» dediler. Bugün de, Fransız lu, Hasan Özbey Kütahyalı, Mehleri O'na inananların, O'nu azize, cada kömüre «houille» denir. Ayrı met Türk (inşaat ustası) Bolulu idi pir, kendi deyimleriyle «patronne» ca «charbonne de terre» de derler. ler. Bu, bütün Anadolu demektir. edinenlerin arasında, kömür maÎsmail Çalışkan'ın «gonca zama Resmî dilde ise charbonne olarak Insanın gözleri yaşanyor. denlerinde çalışmaktadırlar. Belçi nı» dediği Fransızcada «conge» den geçer. Kömür madenciliğine de Bir geceyi birlikte geçirdik Weris kada kömür madenlerinde ilk geliyordu. O bölgede Fransızca ko charbonnage denmektedir. Kömür ter'de. Lojmanda idiler. Yemekleri Türk işçisi 1962 yılında çalışmaya nuşulur. «Conge», tatil anlamında cinslerini sayarken bizim kitapla ni bir İtalyan hazırlıyordu. lyi anbaşladı. Bugün 10 bin civanndalar. dır. Işçilerimiz de 'conge'yi», «gon rımız bir de «huy» kömürünü sa laşıyorlardı. Zaten Belçikayı Italyar. «Huy», Fransızcada «houille» yanlar kaplamış. Işlerini de öyle bir Sainte Barbe, öyle anlaşılıyor ki, ca'ya» tebdil etmişler. şimdi daha da dikkat kesilmiş. Yürüyorum. Şu hüzme, başım ın telâiuz edilişidir. Kömür de biliyorlar. Müslüman olduğumuz iTürklerin çahştığı kömür ocakla dan doğru, önüme .ilerime düşen mektir. Demek ki, bu bölgenin kö çin domuz eti sorusuz sualsiz harında, ne grizu patlaması, ne maşu meyilli ışık önceleri bayağı bir mürleri, «huy» kömürü dediğimiz ram. O yok. Avrupalı tavuğun başı nı, çogu eliyle kopanp, sığırı da ba den çökmesi olmuş. ışık idi. Şimdi gitgide yoğunlaşı cinsten. şına tokmak vurup, önce kamnı akıt Yurdumuzun mânevî gerçeklerin yor. İçinde aktanla dönderile bir Demirci Monsieur Hullos'a, doğden biri. Batı dilleriyle yazılı ki ak bulut kaynaşıyor. Bir mermer ruluğuna mükâfat olarak kömürü madan öldürür. Türkler buna razı taplar bunun böyle olduğunu ya sütununu önüme devirivermişler haber veren ermiş ihtiyar, belki değil. Kan akacak. Sonra bu bir zu lüm o hayvana. Böyle diye et yeme zıyor. gibi. Bunlar kömür tozları. Genzi de, madencilerin babası sayılan, SOLDAN SAGA: me yapışmıs o kara tozları, sonra kimliğini önceki yazıda anlattığı yenler çokmuş bizimkilerin içinde. Şimdi yavaş yavaş alışıyorlar. 1 cMuş Tatvan» yolunun açıüçdört günde temizliyemedim. mız ve 6 ncı yüzyılda yaşamış Ama ille o domuz korkusu. Bir do Iışında yenilip, lüks olup olmadığı Saint Leonard idi. Avrupada ilk keşfedilen ve işlehâlâ çekişilen hayvan. 2 cEdebimuz duvan Türkiye dışına çıkan Karanlık. Kara bir boşlukta imiş yatı Cedide» ozanlarımızdan biri gibiyim. önümde bir ışık sütunu. tilmeğe başlanılan kömür ocaklaı her müslümanm karşısına dikiliyor. nin adı (iki isim). 3 Tarlasını rı Liege'dedir. Tarih kitaplan böytırmıkla temizlemiyen. 4 «Yük Arkamda kapalı bir kapı varmış le yazar. Kilometrelerce uzayan galerinin O yüzden de çoğu aç ve gıdasız ka selme» hareketi (eski terim), avuç da, kapıdaki bir abak deliğinden bir yerinde işçilerimize rasladık. lıyor. ortası. 5 Dünyamızın peykinin bir ışık hüzmesi giriyormuş gibi. Galeriye akmış kömürleri vagonet j Böyle kantın usulünü işçi istemibayrağımızdaki şeklini belirten eslere dolduran işçilerden biri, bera i yor ama, aşikâr ki onların menfaat Liege'de, Meuse nehrinin bir ya ber indiğimiz işçi temsilcisi Mecit lerine. Gıda işi kendilerine kaldı ki bir söz, ççvrilince ilkel deniz Ayağımda ağır postalları sürüye taşıma vasıtalarından olur. 6 sürüye yürüyorum. Isık da benimle kasında Hullos de Plainvaux adlı Dâniş beyı tanıdı. Kapkara idi. Ağmı yemiyorlarmış. Para biriktireceKusur bağışlama hareketi, tersi birlikte sallanıyor. Kaynağı başım ihtiyar bir demirci vardı. 1198 yı zında n hava süzgecini çıkardL Ağzı ğiz diye evvelâ dişten artırmaya ça «köy zenginleri» demektir (çoğul). lında o bölgede büyük bir kıtlık nm, burnunun üstünde bembeyaz lışıyorlarmış. Böylesinde ise çaıış 7 Avrupanın akar sularından, daki madenci migferinin üstündeki oldu. Her şeyin fiyatı iki misline bir daire alan çıktı ortaya. Bıyıkla malarma göre kaloriler hesaplana«Tanzimat» devrini kuran eski ve lâmbada. Işık hüzmesi az ilerime çıktı. Fakat ihtiyar ve dürüst de n da varmış. Benim kün olduğumu ! rak yiyecekleri veriliyor. zirimiz. 8 Hayvan yavrusu, bunu yapan özür dilemelidir. 9 Ekzersis." YUKARIDAN ASAGlîA: 1 cKoItuklarını kabart!» anlamına iki sözlü bir emir. 2 «Zaman ölçen aracı kötü« mânasına iki söz. 3 «Titreme» nin kuvve 4 Aralık 1925 tarih li rnmhurivet'ten tı bu kelimenin tekrarı ile anlatılır, «Asuan> barajınm üzerine kurulduğu nehir. 4 İlk çağda 6789 Trakyadan Anadoluya geç miş olan Türk grupları (ço,Bazı kötü nıyetli kimselerin çıkardıkları ayialara gore Fatih ğul), bir takı. Camii duvarları ile Gülhane Parkı duvarlanna şapka aleyhinde 5 İki tarafh beyannameler yapıştırmışlardır. Bu hususta malumtına müraeaat büyük bıçaklar ettiğimiz Polis Müdürü Ekrem Bey şunlan söylemiştir: (çoğul). 6 « Filhakika böyle bir şayiayı ben de işittim. Fakat bunur Tersi, telefon kat'î olarak aslı esası yoktur. Kimse de bundan şikâyet etmeTiAnkfl tıııimıranı> parolasıdır, PohaJiedtlmls sekl» lonyalı. 7 1 miştir. Eğer halkın bu umumî arzusu karşısında farzı muhal böyşık haline gelen. 8 «Dünyamızın le küstahlar çıkarsa bunların kafalarmı ezmek bana düşen vazipeyki olan yere seyahat et!» karfedir.» sılığı iki sözlü bir emir. 9 «ArZiraat Vekili Rusyada kası sırlı cam araçların ticartini yapan» mânasına iki söz. Ziraat Vekili Sabri (Toprak) Bey Moskovaya gitmiş ve oraEkrem Bey da hararetle karşılanmıştır. Vekil Sovyet Rusyanın kooperatif (eşkilâtındaki inkişafı memnuniyetle görmüş ve Türk kooperatifSatılık kıymetli lerinin bunlarla münasebatmı takviyeye âmade bulunduğunu tn Psşanın mebusluktan ıstita edeceği haber alınmıştır. MAUN EŞYALAR söylemiştir. Edirneli fırıncılann sevinci tttihad Sigorta Ap. No. 4 Edime Belediye Reisine işten el çektirilmesi üzerine fırınSıraserviler Nurettin Paşa istifa ediyor Şapka aleyhindeki tahriki karşısında Bursa Mebustı Nuret cüar sevinçlerinden halka parasız olarak ekmek dağıtmışlardır. Cumhuriyat 14792 öğrendi. Türkçe konuştuk. Sonra, galeriye doğru meyilli olarak inen bir damara daldık. Hani ilkel timsah avcılan, nehirde, timsah ağzım açmif gelirken iki ucu sivri bir kazıgı onun ağzına dikleme daldırıverirler, timsak da ağzım kapamak ia ter, o kazıkla kazıklanıp açılı kalır ya, tıpkı öyle bu kömür damarlan. Altta üstte iki kaya blok. Az açılmıs bir timsah ağzı gibi. 7580 santim uzunluğunda odun kazıklar da sıralama dayalı içinde. O ne yük kimbilir? O ne sağlam kazıklar. Ya tıp sürüne sürüne on onbeş metreyi çok uzun bir zamanda alabildim. Ben öyle kaygan bir taban ve ta> van görmedim daha. Bütün cilâ ustalan uğraşsa öyle cilâ vuramazlar. Yanlarda sık sık dikili kazıklar olmasa o meyilli kaygan tabanı asma nm pek imkânı yok. Bir işçinin ym nma ulaşabi'.dim güç belâ. Türktü. Adı Ahmet Yılmazmış. Yatmıg yan lama, elinde bir havalı çekiç. Teti ğe bir basıyor, patırrrr ediyor bir. Zevkli de. Sinemacılık oynar gibi. Türkçe bağırşıyorlar, yanlarımızdakiler de Türkler. Ahmet Yılmaz ba na şaşıyor, «ne işin varmış» der gi bi kara kara bakıyor bana. Her jey kara. Sadece miğferlere ilişik lâmbaların hüzmeleri birer ışık degne ği olmuş, her bir hareketle £ara ka ranhğı rastgele kesiyorlar. ** Ahmet Yılmaz ağzmdaki hava süzgecini çı kardı. A karanlıkta ak ak güldü. Bir sevindim bu gülüşe. Öyle bir rahat, öyle bir emin ve korkusuz. Ahmet Yılmaz Zonguldakh imiş. 12 yıl Zon guldak kömür ocaklarında çalışmış,. Şimdi buraya gelmiş. Bir aylık. Ace mi işçi sayılıyormuş. Ücret de en azmdan ödeniyor. Ahmet Yılmaz bel ki de bir usta. Ama nasıl anlatsın? Belki de usta işçi istenmiyor? Bunu, Türkiyedeki bizim göndericilerimiz halledebilir. İşçilerimizin her bir dertlerine nasıl koştuklarmı gözlerimle gördüm, büyüklerimizin. Böy le basit konuları da haüederler. Ah met Yılmaz gibilerin seneleri değer lendirilmeli. Türk İşçileri Koruyucu Giresunlu Ali 1 23456789 Gonca zamanı Koranlıktaki ışıltılar Her şey kara Demirci 40 Polis Müdürünün dünhü beyanatı r