Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
GUZEL BEYAZ ŞLERE ııııııııııııınııııııııııııııııı llllEllllllltlllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllltllllllllllllllllllllllllllUtllliilllllllllllllllEİ» 1 î Gümrük Muhafaza 23 milyon liralık kacakcılığa el koydu DÜŞÜNCELER | GUNUN KONULARI ğfolynos lllirtllllllMIIIIIIIMIIIIMIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIllllllllllllilUllllllllMlllllllEllll Madalyonun öbür tarafı Eylulun jırmi yedıncı gunu yıne bu sutunlarda ya yınlanmış olan «Hakıme hurmet» başlıklı jazımızın adlıyecıler arasında onemlı bir etkı bıraktıgmı, aldığımız telefon ve mektuplardan anlamakta>ız Bu arada, hâkıme hurmetın luzumlu olduguna ınanan ve fakat hâkımın «hurmet» ı hak etmesı ve muhatabına telkın eylemesı lâzım geldığını ılerı suren ıkazlara da rastlanmaktadır Memleketımın ta nınmış doktorlarından, eski ve candan bır arkadaşımız, bu hususta bıze yazdığı bır mektupta dıyor kı « Hâkıme hurmet hakkındakı makalem okudum Çok guzel, çok kıymetli Yalnız ışı, tek cepheden almışsm. Elbette hakime hurmet şarttır Bu ışı gerek devlet, gerek mıllet yenne getırmelıdır Ancak bu hususta hâkımın bızzat hıç bır rolu yok mudur? Yanı bu hurmetı telkın hususunda hâkımın de biraz mesai sarfetmesı ıcabetmez mı? Hâkım kemalı ıle, fazlı ıle bu cıhetin husulUne âmıl olmamalı mıdır' Bak, sana bır mısal Bır tarıhte, bır mahkemede büyUk ablamla beraber şahıtlik yapmamız icabettı Hâkimın ablama hıtabı avnen şoyle oldu «Hanım hanım, bıraz gerı gıtsene, ne burnuma gırıyorsun Ya sende verem mikrobu varsa » Işte hürmete mecbur olduğumuz hâkim, benden buyuk yaştakı ablama boy le hıtap etmış ve mankeme nedır bılmıyen kadıncağızı, saatlerce ağ latmıştı» Arkadaşımız, mektubunda haklıdır. Hâkım, hurmet gorebılmesi ıçin, her şeyden önce, muhatabına hurmet telkın edebilecek kabıliyette olmalıdır *** Hakim, hüküm veren kimsedır. Hüküm, Arapça bir kelime o lup lugat mânası, bır şeyi menetmek demektir Haksızı, haksızlık yapmaktan menettığı ıçin, hukum veren kımseye, hâkim denilmıştir Hakımlığın tahsil derecelerı, dıploma, staj gıbi şartlardan başka bir takım mânevi şartlan vardır ki, bunlara riayet edılmedıkçe hâkimın, agzıyla kuş tutmuş olsa danı, halk nazarmda, hürmete şayan bir kımse addedılmesıne imkân yoktur Hâkım, her şeyden önce tarafsız ve taraf tutmaz olacaktır. Tarafsız ıle taraf tutmaz olmayı DTbirıyle karıştırmamak lâzımdır. Taraf tutmaz olmak, (Neutralite) dâvanın taraflarmdan veya bu taraflara yakm kımselerden bırısini tutmamak veyahut bu şupheyı uyandırmamak demektir HalbUKİ Damga Vergisi Kanunuyla yapılan degişiklikler Yazan: Fehamettin %ergı Reformu kanunları olarak adlandırılan seri kanunlardan Damga Resmıne muteallık mükellefi\etlerı köklü bır şekılde degiştiren 17.1964 tarih ve 488 savılı kanun, 11 Temmuz vayıniaumış ve 32 nci maddesi gereğınce jayımını takip eden aybaşından itibaren 3 av sonra, yani, 1 Kasım 1964 tarıhınden itibaren yururluğe gıreceği açıklanmıştır. Bilindiği gibi, Damga Resmi olarak tanınan mükellefiyet, oldukça eskidir. Esası 1938 yüında 1324 sayılı kanuna dayanan bu resimde muhtelıf tâdil \e ılâ\eler yapıldığı gıbı gumruklerde kullanılan bazı kâğıtlara yapıştırılan mudafaa pulları, tayyare resmi dlye maruf munzam mukellefiyetler de hep aym kanuna atıfla yapılnuştır. Bu suretle çeşitli değışıkbkler, ilâveler ve tatbikatı adetâ ihtioas Işi haline gelmiş bulunmakta ve fakat genel olarak resmî. yarıresmî teşekkuller ve ciddî teşebbusler dışında pek de riavet olunmayan bir mecburıvel şeklını aimıştır. Mahlreti itibariyle iktisadî hayattan ve ticari muamelâtla hulnıki munasebetlerin tumunıi içine alacak geniglikte her nevi akit ve muameleleri konusuna almak tsteyen bu mükellefiyet, maktu ve nisbl resimler «ekliyle yaygın bir tarifenin ortaya çıkmasına vcsile olmakta, bu arada muamele \e akit nevılerinin tiyin ve tefsıri katlanılacak kulfeti tesbit yunünden önrm kazanmaktadır. Şüphesız böyle bir makalenin imkanları içinde açıklanan firift vergi Urifesinin incelikJerl ve teferruatı ele alınamayacağı cihetle bu yazımnda biz, sadece yeni kanunla retirilen yeniUkleri ve yapılan degifiklikleri ana hatlan ve sivri noktalariyle belirtmekle yetinecegiz. 1 Yeni kanunla, Damga Resmi olarak tanınan mükellefiyet, bir VERGI haline getirılmistir. Mallye litaratüründe «resim» ve «vergi» terimlerinin anlamı karşısında yapüan bu değişiklik münakaşa edilebilir. 2 Yeni kanun zecrî bir deCişiklik getirdiği ve mfilga kanunu, ek ve tldillerini, zamlarını yürürlükten kaldırdığı halde gerek kendi bünyesinde (1234 sayılı kanunun ilânlara müteallik hükümlerini) gerek<e diğer bir kımm kanunlarda damga resmine ilişkin mflkellefiyetlerl aynen muhafaza etmekle (185 sayıh kanun, 6124, 8168, 222 ve 335 sayılı kanunlar hükomleri ilh..) Utblkat zorluğu yaratmıştır. Bahsi geçen mukellefiyetleri de kendi bunyesi içine alan veya geçici maddeler halinde alarak yeniden tum redaksiyonn yapılsa idi, (193 ve 213 sayıü kanunlarda olduğu gibi) tatblkata buyük bir kolaylık sag. lanırdı kanaatındayu. 3 Kanun tedvin tekniği bakımından yenl kanun yeni bir tarzda ele alınmış ve eski metnin, Maktu ve Nısbi resme tâbi oluş esasına göre tâdât, tesbit edici, muamele ve akıtleri teferruatlı tarifelere bağlayıcı dağınık ve deUylı hukumlerine karşılık, yeni metinde; muamele ve akitler «vergive tâbi» olup olmama yönünden iki tablo haline getiıilerek kanuna eklenmiş, mükellefiyet sahasına giren kâğıtlar da: A Akitlerle ilgili kâğıtlar, B Kararlar ve mazbatalar, C Ticarî Işlemlerde kullanılan kâğıtlar. D Makbuzlar \e dığer kâfıtlar gibi yeni bir dörtlii tasnif altında vergileri maktu veya nisbî şekılde tarıfendırilmıştir. 4 Eski kanunun merijetı suresince muhtelıf kanunlarla llllllllllllllllllllllllllllllll Baha Arıkan taraf sızlık (Impartıalıte) taraf tutmaz olmaktan büsbutun başka bir mâna taşımaktadır. Tarafsızlık, şahsı menfaatten tecerrut etmek, doğruyu, ıyıyı, hak veya haksızlığı bulmak gıbı, tamamıyle ıç âlemımızde cereyan eden bır faalıyettır. Vicdan denılen, el ıle tutulup gozle görülmıyen benlığımizde herhangı bır hukum ve kıymetin doğru olduguna ınanmak ve ınandığını olduğu gıbı, hıç bır tesıre kapümadan harıcl âleme aksettırmek kabüıyetıne, tarafsız lık denılmektedır Hâkımın taraf tutmazlık gostermesı, (neutre) olması, yanı taraflardan veya yakm larından bırısını tutmaması, harici alemın de gozle gorebıleceği bır husus olduğu ıçin, nısbeten kolaydır. Fakat tarafsız (Impartlale) kalabılmek, tamamıyle iç aleme taalluk ettiğı, dıştan görülmesine imkan olmadığı içın çok guç, belkı de hâkımlık mesleğınm en karışık en ıçınden çıkılması muşkul bır yonüdur Hâkim, iç âlemıy le bu mücadeleyi yapabüdiği nısbette, ıyi veya kotü bır hâkım olacaktır îstanbul Gümruk Muhafaza Teşkılâtı, 2 3 milyon lırayı aşan bır kaçakçılık olayına el koymuştur Yunan uyruklu Mışel Pavlovıç, 450 ton tutarındaki cyer karosu» nu gumruğe 450 kılo olarak gostermış ve topu topu 13 hra gıbı gümrük resmı odıyerek depolardan çekmıştır. Aynı şahıs yıne 80 ton çınko ve 125 ton çlvl ıle küUıyetlı mıktar da zunpara kâğıdmı aynı şartlarla kansı Marı Pavlovıç adına tanzım ettiğı makbuzlarla yurda sokmuştur îstanbul Gumruk Muhafaza Teşkılâtının sıvıl memurları tarafından takıp edıldlğını anlıyan Mışel Pavlovıç'ın eşi Mari de hadlseden hemen sonra Atınaya kaçarak kocasının yamna gıtmıstır Yunan uyruklu Pavlovıç aüesının şımdıye kadar 9 • 10 milyon hra para kazandığı ve paraları da türlü şekillerle Yunanistana transfer ettiğı oğ renılmıştir Yenl bUyUk tüplerde yasaya Çıkardığımız Kolynos Süper VVhite ÇOK ZARİF İŞLEMELİ Hava sıcaklıgı son günlerde 18 derecenın altına duştuğünden merkezî teshın sısteml ile ısıtılan binalarda kalonferlerın yakılması gerekmektedır Beledıye zabıtası yonetmelığıne göre de kalorıferlerın yakılması mecburldır. Aksıne hareket edenler hakkında yönetmelikte gösterılen para cezalan uygulanacaktır «Et ve yavru etlerl» nln uretım ve tüketlmi konusunda 2 gun devam edecek olan bir semlner dıizen lenmıştir BugUn ve yarın Beledıye Sarayı Meclls toplantı salonunda yapüacak semınere Türkıye Odalar Birliğınden başka, Tıcaret Borsası, Türkıye Çıftçi Teşekküllerı Federasyonu, TUrk Standardlar Enstıtusü, Ve teriner Hekimler Derneğı de bırer teblığ sunacaklardır Kaloriferlerin yakılması için emir verildi Et konusunda seminer Ilâncüık 3228 13405 Özel İstanbul IKTISÂDI ve TİCARI BİLIMLER Yüksek Okulu Birfaıd, İkinci ve Üçiincu Sınıflann» KAYITLAR DEVAM EDİYOR Sultanahmet, Yeni Adli.ve Sarayı Karsısı, Işık Sok. 1216 Telefon: 27 40 54 Cumhunyet 13396 Kasım 3 Cemazivelâhır 28 6 31 11 57 14 44ı 17 03 18 35 4 48 1 27 6 531 9 40 12 00 1 33 1144 \ Amerıka ve Avrupada 15 fabrikada imâl edilmekte ve 58 memlekette en çok satılmaktadır 50 yıllık tecrübe sayesinde Amerıkan teknığinin bötun yeniliklerıni haiıdir Aynı zamanda, her ev hanımının iftihar edeceği zarıf, cazıp moble. Türkiye tfistrlbUtörO: Aıuitlü Ktntaan IAŞ, Aşirefendi C. 1103, Piyasa Hanı İstanbul. Tel: 22 23 86 İstanbul Genel Satıcısı: L. Fiıtzi, N. Palti ve Ort. Bankalar C. No. 90, Galata İstanbul. Tel: 44 75 77 Ilcncılık 3227 13404 Hâkımın, içınde yaşadıgı cemiyetm «ayıp» telâkki ettiğı hususlardan kendinı koruması lâzım gelır. Bu hususlan, hâkımin içınde yaşadıgı cemiyetın orf ve âdetleri tâyın edeceği ıçin, hangi «ayıp» lardan kendısini çekmesi lâzım geldığıni hâkimın bizzat kendısinin takdir etmesi gerekmekt«dır. Etmedıği takdirde bunu kendısine cemiyet, acı bir surette hatırlatacaktır Her meslekte olduğu gibi, hâkimlik mesleğınde de zekâ, hıç olmaısa cemıyetl teşkil eden fertlerdeki zek&nın vasatl sevıyesi; esaslı bır şart bulunmaktadır. Ahmak bir kimsenın hâkımlık görevini yapmasına ımkân yoktur Ali Haydar Efendi merhum, Mecelle şerhinde, herhangi bir işin sonunu dlişünmeden acele, anl olarak karar verme keyfıyetlni, ahmaklığa alâmet saymaktadır. Yine aym yazar aynı eserinde, hastalara şl fa vermekle şohreti olan Hazretı Isa'nın ahmaklıgı bır hastalık olarak telâkki etmekte olduğunu ve «anadan doğma körlere, cüzam lılara şıfa temm edebıldım, fakat ahmak bır kımseyı tedaviye ım kân bulamadım» sozlerım sarfpt tığıni nakletmektedır (Cılt 4 S 666) Hâkımın herhangi bır meseleve çabuk bır şeldlde intikal edebılmesi, eskı usluba göre ıntikali sen olması lâzımdır. Hâkım, hâdıselere çatKflt**îrtr şekılde intikal edeme\ıp tarafların ve ilgilılenn sozlerinı anlamakta güçluk çektiği takdirde, kendisıne arzedilen dâvanın ıncehklerını kavramaktan âcız kalacak, sonuç olarak, ne kadar ıyi niyet sahıbi olursa olsun, koruyucusu bulunduğu «hak» kın, kaybolmasına sebebıyet verecektır *** Yer>uzunde mevcut mesleklerın hıçbırısı, hâkımlık kadar nefs» hakımıyetı ıstılzam etmemek. tedır. Sabır, hakımlığın en bu juk vasıflarından bınsıdır. Bunun netıcesı olarak, ıyi bır hukme varabılmek ıçin, hâkımın, hıddet etmek, kızmak, bağırıp çağırmak, karşısındakını azarla mak, hâşm bır lurette muhata. bı rencıde etmek gıbı huylardan tamamıyle \azgeçmış olması lâzımdır Çunku bu gıbı hareketler evvelemırde, hâkımın vakar, havsıyet ve şerefını kıracak, ıkıncı olarak, ısgal ettiğı makamdan almış olduğu otorıtevı kotu. ye kullandığı ıçm, halk naza rında kendısini kuçuk dusurecek tır. Bundan baska, bu gıbı hıddet buhranlarına kendmı kaptıran hâkımde, gorduğu dava>ı selâmetle hukum altına almağa ımkân kalmıjacak, ıstemedıgı halde, davaya, dâvanın konusu dışında aksı ıstıkametler verecektır. Osmanh împaratorluğu . nun sonuna kadar medeni kanun vazıfesını gormuş olan Mecelle nm 1812 ncı mad desı hakımı sıd d»tlı elem, »çlık susuzluk, u\ kusuzluk gıbı hal lerle, hıddetlı bulunduğu \e \ahut ıçının «ıkıntılı olduğu zamanlarda hukum vermekten mînetmekte, bu lıal • lerın dogru bır sekılde dusunme kabılıjetını zedelıyeceğını, mu. cıp s"bep olarak ılerı surmektedır Bırıncı Umumı Harpte Usku dar Hukuk hakımı Emın Bey merhum, • kı bu zat, Cumhunyet devrınde Yargıtay Bırıncı Hukuk Daıresi Baskanhğı gore> \ını ıfa etmıştır . harb sebebıvle vesıka ıle verılen mahlut gıda maddelerıyle beslenememesı, aılesının maışetını temın edememesı gıbı haller dolayısıyle du« şunme hassasının, hukum vere cek dereoede olmadığım ılerı su. rfrek kendisını hukum vermekten menetmiî ve mahkemevı sure«i7. bır şekılde kapamiftır Duruşma esnasında hâkım, orf ve âdetın luzumlu kıldığı muaşeret kaıd'lerının, hıç olmazsa ortamına u\mak mecburıjetındedır Taraf lara şahıtlere, dava ıle ilgılı kımselere «kalk, otur, sen sus», gıbı «n az muaşeret ka. ıdelerının kabul etmedıği suretierle hıtaplarda bulunmak, bırskınız mahkemenın mehabetını, ha kımlık vakar v» şerefını de kıracak faktorlerın en açıklanndandır Hâkımın kendısini evınde zı 3aret eden mısafırlerıne nasıl kı, bu kabıl hitaplarda bulunmasına ımkân yoksa, adaletın evın« bır vazıfe gormek ıçin felmıç bulu • nan «Hak kapısı» zıvaretçılerıne de bu suretle muamel»ye hakkı >oktur Kaldıkı, bu kımselerın ıçerısınde, omrunde ılk defa mah kemey» gelmış ve esasen «mahkeme» mefhumundan urkmus olanlar da vardır Hâkim, mahkemenin mehabetinı, kendısının ne zaketı ıl» bırleştırerek goster. mek mecbunyetındedir. Çünku, adalet, kadıfe eldıven geçırilmıs, demırden bır ^Idir. Hem vurur, hem okşar Vuracak olan kuvvet, kanunun bizzat kendui, okşıya cak olan ise, hâkimin rahim, şefkat ve ınsanhk duygusudur ERVARDAR \ Serbest Hesap üzmam MUterclm \ILDIZ BAŞVR llf Dz Tzb ERDEM Nlşanlandılar BİVNAZ TUNCER KOBA.VER og\Ul»n MEHMBT CKM'In doğumumı mOJdelcrler Eres KlLDlğl 31 Eklm M D O Ğ U M • Cumhurlytt 13413 TEŞEKKÜR Kıymetli alle büyüğümüı ebedlyete lntlkall dolayulyle blz 5 zat gelen, mektup. telgraı, tele I fonla başsağlığı dlleyen ve «cı » larımızı paviaçan akr»b» va | dostlarımıza teşektürlerlmlzl su İ n»rız • MLRADOĞLU AİLESI • Mehmet Muradoğlu'nun i Sekreter Aranıyor i Çok ıjı ıngıhzce ve turkçe i okuyup yazmak ve frcume ^ >apmak şarttır. Ücret doUun t dur îi j e n Anadolu >akası. t dır i Muracaat EAS Ebonıt ve f Akumulâtor SanaMi A Ş f Yakacık Kartal f Reklamcıhk 4H<)n41ri tanınan muafiyet ve Istisnaivetler yeni kanunda, eklı ikinci liste halinde ve «Vergıden istısna edılen kâğıtlar» olarak toplanmıştır. Yeniden getirilen ıstısnalar içinde en bilınen ve popiıler olanı dilekçelere yapıştırılan 16 kuruşluk pulun kaldırılmasıdır. 5 Yapılmış bu indirlme kar sılık yeni kanunla oldukça geniş ve mali portesi büyflk zam ve ilâveler de yapılnuştır. Bunlardan başlıcalan: A Ticari senetlere yapıstınlan pul o o3 den o o4 e çıkanlmıştır. Gerek senet meblâğlan* nın buyukluğu, gerekse bugunkfl piyasa şartlan içinde hemen hemen butun ticarî alım satunlann \eresiye ve senetli hale gelmesi nazara alınınca yapılan bu zammın önemi anlaşılır. B Fatura pulları maktu fakat miiterekkî bir resme bağlanmıştır. Şotle ki; faturanın ıhtiva ettıği meblâğ mıktan 1100, 1001000 \e 1000 den \TIkarı olmak uzere uç branşa avrılmts ve mutenazıran pulları 25, 50 ve 100 kuruşa çıkanlmıştır. Meri halinde müt«saviyen ve 6 kuruş olan ibraz pulu bu suretle onemlı zam görmüş oluyor. C Makbuz pullan da yukanda açıkladığımız şekllde ve aynı müterakki tarife esasına bağlanmıştır. Şimdiye kadar 15 krş. luk pulla tanziml ve akıde edilmesi gereken makbuzlar bundan böyle ihtiva ettif) meblâğa göre 25 ilâ 100 kuruşluk pulla muamele görecek, meblâğı ihtiva etmeyen makbuzlar da 25 kurusla iptal edilecektir. Faturalann akide edilmesi, piyasa tabiriyle kapatılması da bir nevi makbuz mahiyetinde oldufuna göre parası tahsil olunan faturalar bir kerre de makbuz mütereki Urifesiyle pullanması gerekecektir. D Bunlardan maada, biltnçolarda, resepise, varant, iyda ve tasıma senetlerinde, konsımentolarda, işletme hesap hüUsalarında; beyannamelerde, mani festo suretleri, resmi dairelere ibraz edilecek suretlerde ve ozetlerde ve diğer birçok kiğıtlarda nısbi veya maktu değişik nisbette zamlar yapılmıştır. 8 Mülr,e kanunla orijinal nushaları esas damga resmi odeyen diğer nushaları ayrı Urifeye tâbi tutulan kâğıtlar yeni kanunla her nüshası ayn ayrı te fakat AYM MİKTAR ve NİSBETTE damga vergisine tâbi tutulmuytur. Mukavele, siforta pollçeal jclbl asıcari 2 nüsha dfizenlenen ve herbırı tarafları bağlayıcı kâğıtlarda avnı verginın mukerreren alınması gerekeceği kanaatmdayız. Zira, kanunun 5 incl maddesi bu kaideden sadece polıçe ve emre yazılı senetlerin tedaviıle çıkanlan nushaları verglye tâbi tutulur httkmünü vazederek mefhumu muhalifiyetle diğer kâğıtlan mukellefiyete almıştır. 7 Getirilen diğer hükumler meyanında resmi daire memurları ile noterlere kendilerine ibraz edilecek vergiye tâbi kâğıtlann pul durumunu inceleme, tamamlatma ve tutanaklı cezalı durumIarı tesbit etme veya ettirilmelc uzere ilgili daıreve sevk etme gibi kontrol ve takip mecburiyetieri verilmiş, hattâ bu kâğıtların terk edilmesi halinde dahi verginin tahakkuk ve tahsiline daır hükumler konulmuştur. Kısa ve mıicmel şekilde açıklanmaya çalışılan yeni Damga Kanunu mukellefiyetlerinin gerek tathikata geçilişinde yaratacağı tereddiıtler \e intibak zorluklarının, çerekse getirdiği munzam kiılfetlerin uzun müddet vadırganacağı, bazı tepkılere vol açacağı kanaatındayız Cumhu r iy et'e Emeklilerde ffaksittetı istifade edemez mi? CUMHimlYCTto m.eİKtupla.r muracaat ettığımde; emekll oldugunuz içın sız bundan tstUade edemıyorsunuz denıldi. Memurların maaşlarının tam olarak verildigi emeklılenn ise az para aidığı malumdur Bu fibl Uksıtlerden emeklilerinde favdaUnması daha cok yerinde olmaıı lizım gelmez mi? ••• Yasar Olçer yazıyorOkullar açılalı epeyce olduğu balde 2 Mimar Kemal IJkokuluna oğretmen bulunamadı Bu yuzden lk.1 ozel sınlfta tedrlsat yapılamamakta çocuklanmı? başıboş kalmattadır Bıına en kısa bir zamanda çare bııluriina«ını rlca edPrlz Bir acı şarkı Yazan: A. J. Cronin 290 BÎR ACI ŞARKI Vahrfet Gühekin oıren: Kırklarelınden Mehmet Befit bıldiriyor Radyoda yapılan llânlardâ, Sıimerbank mbesseselerınin memurlara takntle kumaş veuure verildiğim Ilan etmesi uzerıne KırkUrell Sumerbank Muessescsı Mudurlurüne Ankarada öğretmensiz bir ilkokul BtK ACI ŞARKI 291 292 BÎR ACI ŞARKI Issız a\lulardan geçerken, okuma odalarının fizerındekı adlara goz atardım. Fn sonunda bır de bakardım gene Dirimbilim Bolumu'nun onune gelmış,im. Orada, kapalı kapının onünde uzun uzun durur, garibaldi kokusunu. pelesenk koknsunu denn derin ıçime çekerdira. Sonra, şehre donmek uzere yeniden yola koyulurken ıçimde gene bir acı duvardım: Gerçekten pek kotü bir duruma duşmüştuın, hayatun durgun, verimsiz bir çığır içine gömülmustu. XXIV Bir gun öğleden sonra, gene Leo Amcamın gönderdıği bir ışten dönerken, Birlik Caddesi'nden yukarı doğnı ağır ağır çıkıyordu, baktım başı açık, pek şık giyinmış çenç bir adam, yanında, gene şık ama, biraz aşın şatafatü giyinmiş, ondan bıraz daha yaşlıca bir kaduıla, Criterion Oteli'nden çıkıyor. Görür gormez tanıdım. O da beni gormuştu, goz göze gelip de beni tanıdığuu bakışından anlayınca, kendimi tutamadım «Terence!» dıye kaykırdım. Işitmemezlikten geldi. Başını çevirdi, yanındaki kadınla pek heyecanh heyecanlı bir şeyler konuşmaya başladı, sankı ben yokmuşum gibi geçip gitti. Pek ağınma gıtmişti bu. Elimayağım kesflmis, orada oyle kalakalmıştım Aptal aptal arka•ından baktım durdum.. Bıriki adım ileride, otelin lokantasımn kapısı bnünde, içi kırmızı kapb, üstu açık krrmızı bir Argyle marka bir otomobil dunıyordu, şoförfl de yanında bekliyordu. Terence kadın arkadaşını bu lüks arabaya doğru götürdd, binbir nezaket içinde, onu oturttu, neşeli, sevgi dolu bir uğurlamadan sonra, arkasmdan uzun uzun baktı. Geri donunce. ben hemen toparlandım, kaçmaya baktım. Bırdenbire, gozumun onunde sekız yıl oncekı bır olay gelmışti: Bır gun, Terry'nın yanında gidıyordum. Maggıe'yı gormuştum de gormemezlıkten gelmiştim. Işte şimdi Maggıe de benden oç almıştı. Tam o sırada keskin bir ıslık, arabacı çağırır gibi bir ıslık duydum, elimde olmıyarak donup baktım. Terence, ağır ağır, bana doğru geliyordu. Eskisinden daha yakışıklı, daha cana jakın bır halı vardı. Saçının bir teli bile havaya kalkmamıştı; ayağında çubuklu pantolun, uzerinde koyu renk bir ceket; ikidirhem, birçekirdek gıyinmişti. Beni yukandan aşağı şöyle bir suzerken urperir gıbi oldum. Boylesine şık, zarif bir kimse karşısında ne kadar kılıksız kaldığımı düşiinerek kızarmamak elimde miydi! Ağır ağır konuşarak: «Vay, vay, vay! Ne olmuş sana boyle'» dedi. «Sen ne anyorsun burada, yahu?» Annemle Lochbridge arasmda artık bütün bağlar kopmuş olduğu için, şimdiki durumumuzdan hiç haberi olmamıştı. Anlattım. Gene bir ıslık çaldı ama, bu »eferki alçak perdeden, duşunceli bir ıslıktı. «Demek o cimri herifin yanında çahşıyorsun ha? Sokakta gorsem yüzüne tukureceğim gelir benim o adamın. Niye bana gelmedin, yahu? Anneni öteden beri pek severim ben. 1yi bir hatuncağızdır. Ikinizin de durumnnu duzeltirdim ossaat. Ossaat.» «Şey.. sen ne Iştesin, Terry?» «Otel Işlerinde. tşln iç rüzflnü ögreniyorum. Şimdi bur'da, Cri'de felenlerl karfüıyo rum » Pek hosuma gitmişti, gözlerimi Terry'den çevirdun, o mermer direkli kapıya, geniş camlı kapüardan içerı, pahalı halılarla, yaldızlı koltuklarla doşeli bekleme salonuna baktım. Criterion yeni bir oteldi; tam bir Avrupa havası vardı burada; buyük değıldi ama, sayılı kimseler gelırdı. H'inton gıbı bır yerde boyle bir otel ihtişamın en yuksek orneği demek oluyordu. Terence, birden, bana yan yan, alaylı alaylı bakarak: «Leo seni ıvi yedınp içiriyor sanırun» dedı. «Yoksa, bırıki lokma bir şev yivebilir misin?» Benim bır şey söylememe kalmadı. «Oyleyse arkaya gel, seni öbür kapıdan içerl alayım » Arka kapı>ı kolayca buldum Terence kapıja gelmiş bekliyordu, beni aldı uzun bir aralıktan geçirdi, otelin mutfağına girdik. Geniş, guzel bir >erdi burası; pırıl pırıl bejaz çıni kaplamalar, parıl parıl yanan kablar insanm gozıinu ahyordu. Bejaz bniuklu, pufla başlıklı genç bir adam gazete okuyordu Terence: Bak, Tonv» dedi, •açlıktan olmek uzere olan bir akrabamı buldum. Kendisine biraz bir şey uydurabilir misin?» Tony gazetesini yuzunden çekti. Pek hoglanmı»a benzemiyordu. Saat uç. Burada benden başka da kimse yok.» Iste biz de bunun için geldtk ya » Terence gulumsedi ml karşısında kimse dayanamazdı. Tony gazetesini bıraktı, ayağa kalktı. Ne ister?» • tçinde sığır bulunan bir şey. Hem dc çok çok.» (Arkan var) • •• Ankaradan Mııhlttln Ttner yaıı>or Guzel lıunımıı nc hal* getirilivor Bu soruTiı kendi kendıne »orup cevabını veremıyenlerin adedi her halde gün rectıkçe artmaktadır Çağatayca mı nedir. sımdl Dılciler boruna kelımeler uydurup uydurup pnasaya suruyorlar ama bunların tahınacaklarını sanan var mı acaba" Hele dıhmızde de çok kullanılan bazı vabancı kehmelerin ne kadar grulunç bır hale sokuldugunu bllmem fark eden olmuyor mu kı gazetelerde hoyuna tekrarlanıp durnyor. Bu arada oyle hatalar yapılmaktadır kı, artık bunlara haU değıl. gulünç demek doğru. Artık gazetelerde sık «ık (porte) yenne (portre) okumağa alışır gıbi olduk BelkJ «portre. yi yadırgamıyanlar da vardır. Biz artık bu nydunna Hsana aIışmağa başladık ama aniamağa değil Onun ıçin yazılarınıza bırer de sozluk ilâve edlverteniz ne olur.. Meselâ •ertelemek» a* demektir ve nereden (elmi«tlr bu kelıme Bir de her yerde ve her$eyde aolumlu» «olumsııı» dıve bir kelime kullanılıp durmaktadır. Galiba bu kelime bulondutn cümleye gore IstendtgJ rlbl bir mânâ tfade etmektedlr: mOsbet, mnvafık, kabıl İlh.. O canım eski »Edehiyat»ımız da na oluyor bllmem. Her derdlmiz bltti de simdl yetıl bir dil mi icadedlllror aeaba.. Bu da bir göriiş Bir öğretmenin dileği Ögretmen Vuran Alpaslan vazı1%4 Vazında açık kalan Çubuk Bucagı Okul Mııdurlugune naklen tayınimin yapılması içın muracaat etmıştım Bır ay sonra bu bucaga naklım oğretmen olarak yapıldı Okul Mudurlüğunun Bucak ogretmenlcri arasından seçıleceğı Mılli Egitlm Mndürlflğunfin resmî bir >azisı tle ıian edıldi Dılekçemde arzu ettiğım nakıl vapılamadığına göre keyfi olarak beni yerimden almış maddl ve manevl zararıma sebep olmaslardır Kendi arzumla ve hiçbir scbebe ıstınat etmeyen bır nakıl içın 10 11 1934 tarıhli »e 6245 « y ı l ı lıarcırah kanununa gore verilmesi lâzım gelen harcirahımı dahi vermemijlerdir Ilk Ötrettm MıidNrunıın bütün ışlerinl bırakıp kayırdıfı bir sahsı dıaarıdan okul mudürd olarak U%ın ettırmeii de ilân edılen karara tamamen aykırıdır. Okul Mudüru olan arkadas da tlköğretlm MüdOrunun (idareyi maslahatından) faydalanarak bu(Tftne kadar ciddi olarak vazifesi basına gelmemiştır Araba 4357 »aTIII kannnun 8 maddesi kimlere karsı nygnlanıyor" Yolların tıkanmasına çare bulunmalıdır îstanbulda Sışlıde oturuyorum Benim şıkâyetım trafık sıkışıklığı Malum, gun geçtıkçe gıtgıde yollar tıkanırken alâkalılar aksıne saçma fıkırlerle volları butun butun daraltıyorlar Trafık kaıdelerını hıçe sayan şoforler içın cad deleri ortadan ıkıye ayıran alçak duvarlar iyi bır şey, fakat bazan, o kadar saçma duşunulup yapılıyor kı Bunun en son mısali Harbıye Arabalara bırbırıni tâkip ettırebılmek içın yolları daralta daralta ancak tek vasıtanın geçebıleceğı kadar bır yer kalıyor Dolayısıyle eskıden tıkanıklık 1520 dakikada halledıhrken şımdı bır, bırbuçuk satte ancak açılabıl yor. IIgılıler Avrupaya gıdıp oralardan trafık sıkışıklığını hal içın çareler ve fikirler ıthal edebılseler de bızi bu keşmekeşten kurtarsalar olmaz mı'