23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
lo Kasun Gerçek Batı! AMERİKA MEKTUPLARI Beş gfînden beri yazdıklanmız bizi «Doğuda Batıhlasmak» lstiyen toplumların çok kesinlikle cevap istiyen sornnlarına getirdi. Tfirklye, ytizde doksan dokuzu Müslüman bir ülkedir. Ülkemlzde en guclü sosyal gerçeklerden biri tslâm gerçeğidir. Çok partili düzeni kabnl ettiğimiz günden bn yana dinin siyasete, daba açıkcası toplum yönetimine alet edilmesi tslâmiyetle BatıIılasma arasındaki iliskileri daha da günün meselesi haline getirmistir. Müslüman din adamlan, çok çesitli sebeplerle, müspet bilimin gelismesi karsısında Batıda gördüğümüz esnekliği benimsememislerdir. Medresenin kalıplasnııs düzeni, zamana nyamamış, ve yasama yeieneğini kaybedince yıkılmıstır. Doğunnn geri kalışında en önemli nedenlerden biridir bu. Ne var ki, bu yüzden geçmişteki din adamlarımızı da kınayamayız. Eğer din hükütnleri, müspet bilim gerçekleriyle çatısıyorsa, yürekten inanmıs olanların bilime karsı durmaları samimiyetleri gereği değil midir? Hıristiyanlıkta reforrn Lüter'le basladı. Ve kilise, kendi kendisini değisime zorlıvarak canlılığım sürdürme çabalarını bugüne dek ulastırdı. Kilise bugün, Batı toplumunun Yirminci Yüzyıl vasayısına işlcmiş örgütler kurmuştur. Din adamlan yönetiminde meslek okulları, kolejler, üniversiteler harıl harıl çalısmaktadır. Bununla da vetinmemistir Hıristivanlık; az gelismis ülkelere de kollannı atmıstır. Misyonerleriyle \e kültür knrumlariyle geri Doğu ulkelerini mânevi baskısı altına almak için elinden gelen gayreti göstennektedir. Geri toplumlann karşısına Batı nygarlığının temsilcisi eibi çıkmaktadır. Az gelismis ülkelerin aydınları kendilerini saran bn mânevi ortamdan kolay kolay sıynlamamaktadırlar. Kilısenin reformist davranısları, müspet bilim karsısındaki tavızci tutumn geri ülkelerin okumuslarını değer jargılarında vanlıs yollara sürüklemektedir. Kilise musikisinin zenginliji, tncil'deki efsanelere deginen resimlerin güzelliği, güzel sanatlann tümündeki sasfrtıcı etki, yanıltnalarda önemli roller ovnamaktadır. Böylece bir kültür sömürgeciliğinin nygnn zemini daha eğitim süresinde bazırlanmaktadır. EKONOMİK KONULAR Son gunlerde ta Yazan: nınmış bazı ış adamlarırnızın, «öİtfaiye Teşkılâtını daha tesirzel sektörü öğüli bir hale getırmek ıçın çalışcü», «iktisadî devMalıye Basmüfettlşl maıar yapılmaktadır. Bu cumletçiliği yerici» ve leden olarak Buyukdere İtfai ekonoml alanından uzaklaştırıcı fun çoğalması ıçın, uygun ortam ye Grupu ıçın ınsasına başlaeğılımlerinın basmımızdakı yan ve organizasyonun bulunması şart nan fakat yarım kalan bınanın kılan ve tartışmalan surup gı koşulmuş; ıyı bır organizasyonun, ikmalı 161 bin lıraya ıhale edıl derken; bir de, bunlara, «enflâs tasarruf toplamını gıttıkçe yuk mıstır. Kurulmasına karar veyon geliyor mu gelmiyor mu?» selteceğı ve bırıken fonların en rılen Zeytınbumu mufrezesı sorunu eklenmış bulunmaktadır. iyi şekılde yatırılmasını da kolayiçın de arsa temın olunmuş ve Devletçıliğe yoneltılen bu kotu 'aştıracağı ongorulmüştur. insaat hazırlıkları hızlandırılleme; bır taraftan, «Kalkınma «Cebri bir tasarruf vasıtası omıştır. Erenkoy İtfaiye Teşkılâ.an enflâsyondan» kaçmma keyPlânı amaçlarının» lâyıkıyla kavtı da yenı bır bınada duzenleranmamasından; yahut, ılke ve fıyetı; 27 Mayıs Inkılâbmdan sonnecektir. kurallarımn gozden uzak tutulma ra, kati surette benımsenmış ve ıçin, sından; öte yandan, «Devletin E bu çıkmaza gıldılmemesi Beşıktaştaki eski tramvay dekonomi Politikasının» hafıfe alın prensip kararları almmıştır. posunun bır kısraımn da itfaiÇunkı, enflâsyon yoluyla zoramasından ılen gelmektedır. ye garajı olarak kullanılması kı tasarruf, sosyal adalet ılkele Çağımızın, «sosyal ve ekonomik duşunulmektedır. rıne aykın sonuçlar doğurmakta; devlet» ozlemi, 1961 Anayasamızın Bu arada yangın sırasında israfına (41.) maddesınde bellrtılerek; ık ekonomıde, kaynaklann zaman zaman başgosteren su ve ıstıkrarsızlığa da sebep ol tisadl ve sosyal hayatın, adalete, sıkıntısını önlemek gayesiyle maktadır. tam çalışma esasına ve herkes şehrin muhtelıf yerlerınde ye«Kâğıt para ^asmak suretıyle içın insanlık haysıyetine yaraşır nıden 20 yangın musluğu tesıs bır yaşayıs sağlanması amacına harcamalar yapmak yüzunden uedılmistır. fflumi fiyat seviyesinde meydana Bir de tslâm kurnmlarının yüzlerce vıldan beri bilim karşıgore düzenleneceğı hukme bağlan gelen devamlı ve hızlı artışları nndaki tavizsiz tutumu vardır ki, sasırtıcı tablonnn Doğnsnnu mıştır. veya kalkınma gayesıne bağlı oltamamlamaktadır. Zaten «Islâmivette reform» sözü ülkemizde İktısadl ve sosyal, kultürel kal mayan ödeme dengesi açıklan ya2 çocuk vitrini taşla kırarak öteden beri büyük tepkiler yaratan bir iddiadır. Ama Islâmiyet kınmayı demokratık yollarla ger ratılmasını» daha açık bır deyımkitap çaldı koşullarında hiç mi değisim yapılmamıştır? Bu soruya «evet» çekleştirme; bu maksadla, «millî Kartal, Maltepe Istasyon Cadde tasarrufu» artırma, «yatırımları», le, (enflâsyon hâlini) engellemedemek zordur. Daha Tanzimat devrinde çıkarılan kannnlarla tsye azımll bır hükumetı; buna goz sinde Saıt Aylar'a aıt kıtapçının lâm düsüncesi üstünde değistirmeler basladı. Daha sonrakl bütoplum yarannın gerektırdıği on yummakla suçlamakta, lsabet govıtrın çamı, dun gece kırılarak, tün ıslahat hareketleri ve devrimler toplamını bnna katarsanrz, celıklere yöneltme ve (Kalkınma rulememektedır. çinde bulunan kıtaplar çalınmışPlânlarını) yapma hususları ıse, din adamlanmızın anlayıslarının önemli reformlara tâbi tutulSon gunlerde, tedavuldeki kâ;ır. Yapılan soruşturmada, vıtrının «Devletin ödevleri arasına» soduğn açıkça belli olur. Bngun hiçbir Müslüman din adamı tıpta ğıt para miktannın (6.7) milyan 12 yaşlannda Bulent Akm ve Kekulmuştur. otopsiyi yasaklıyan vakti zamanın Seyhülislâmı gibi düşünemez. aştığı, bır yıl içinde °o20 den fazmal Sungurtekın adlı ıkı çocuk taAçıkcası çesitli kannnlarla «Seriat» rafa kaldırılmıştır. Bir Aşağıda, Devletin, «mılll tasar la bir artış kaydedıldığıni ıleri rafından kırıldığı anlaşılmıştır. tek örnek verelim : Buçün aile hnknkn, tslâm esaslarına göre ruf ve yatırım politikasının» ve sürerek; bunu enflâsyona yorKitap meraklısı olduklarını söyli hazırlanan «kalkınma plânlannın» değil, tsviçre Medenî Kannnn esaslarına göre duzenlenmistir. mak ve telâşa kapılmak yersiz yen sanık çocuklar geç vakıt yakaMntaassıp vatandaslar bu düzenlemeyi devlet zorivle kabnl etana çızgılerini gosterir açıklama ve mevsimsızdır. anmıştır. mişlerdir. lar; bu oğme, yerme ve kbtüleZlra, Merkez Bankası bultenleme yonündekl goruşler lle, enflâsöte yandan dun sehrin muhteDemek kl, Hıristiyanlıkta ve tslâmda değişim ayn rasıtalarrine göre; para hacmindeki yükyon geliyor.. iddıasının yersızlıği lif semtlennde 4 hırsızlık vakası la meydana gelmistir. Müslümanlıktaki değisim, içeriden ve din ve lsabetsizliğıni meydana çıkar sekliğe rağmen, halkın nakdi edaha olmuş ve bunlardan ancak adamlan eliyle değil; dısarıdan ve devlet adamlan eliyle yapılmakta ve gozler dnune sermek lmde tutma, veya, yastık altında ırının faıh yakalanabılmıştır. mıştır. Bn fark iki gerçeği ifade eder : saklama eğılımı de artmış; boytedir. lece, paranın «tedavül hızı» 1963 Birincisi : tslâmda din adamı bn değişikliği bir «emri vakl» I yılı aralık ayına nazaran bıraz lle kabnl etmistir. Mületçe özlenen kalkınma, anyavaşlamıstır. tkincisi : Demek ki, tslâmda din Srgütfi içinden camana nycak, bUtün fertlerin bazı fedakârraak yolunda bir gayret gelmemiş veys gelse bile basan kazanaMerkez Bankasınca, bzel sektölıklara katlanmasını da peşınden re açılan krediler limitinde yapımamıştır. stirüklemekte; venmhlığl artıran lan kısıntılar, «satın alma gücüentansıf tarım, sanayıleşme, insan Bizde din adamlan müspet bilim ve Batılılasma fikirlerini nü» azaltmış; dolayısıyla toptan gucunun değerlendırılmesi gibi Ineelemek zahmetine bile katlanmamıslardır. Oysa bn çalışmayı eşya fıyatlannda, ocak 1964 ayınhususların hepsi yatınmla gerçekgöze alabilseler, durum baska türlü olabilirdi. «Türk oknmnşn» Yer yer yağış dan itibaren, «düşmeler» gorulleşmekte; bu da, buyuk olçude, da Batılılasmanın en gerçekte müspet bilimcilik oldnğunn ve Onümuzdeki 24 saat içinde ynr «TAS4RRUFA» ihtiyaç göstermekmuş; istanbul Ticaret Odası tamüspet bilimciliğin de hele toplnm bilimlerde kilise hnrafesidnmuzda hava: Marmara, Kararafından yayınlanan endeksler de tedır. ni mânevi değerlerivle birlikte vıkmaktan ötede bir anlamı budeniz \e Doğn Anadoln Bölgelebu hususu doğrulamıştır. Tasarrufu artırmak amacıyla, lnnmadığını gözden ırak tntmnstnr. Aydınlanmız daha çok Bari parçalı bnlutlu ve yer yer ha(Kamu Tasarrufunu) artırma ihalkın büyuk çoğunluğunun getılılasmanın tslâmiyetle çatısmalanna dikkatlerini çevirmiş, kifif yağıslı, diğer bölgeler parçalı çın basvurulacak en önemli kayçım sevıyesıni, bugunkü yasama lisenin müspet bilimle çatısması ön plâna çıkamadığından Doğuaz bnlntln geçecek, rüzgârlar nağın «vergileme yoln» olduğu standardının altına düşürmemeda Batıhlasmak fikri Hıristiyanlık dünyası değer yargilannm doğu ve knzey ydnlerden hafif ye çalışılmakta; ancak, onu bılınmekte; sosyal adalet, vergitslâm ülkelerine yürüvüsü gibi görünmüstür. Oysa vicdan özgurve arasıra orta knvvette esecek, nin müterekkı bır nitelık taşımamüzdekı bırkaç yılda, mıllî gelılüğü, düsünce özgürlüğü, kadın haklan, aile, mülkiyet, ve tühava sıcaklıkları düne göre biraz rımızdeki artışlarm buyuk kısmı smı gerektırmektedır müyle bir dünya görüsü bakımından örnek alacağımız Batı, en azalacaktır. Gehr Vergısı, bırçok az gelışnm yatırımlara ayrılması; ulaşılçetin savaslannı kiliseye karsı vermistir ve \ermektedir. Volmış memlekette olduğu gıbı, bızması ıstenen gayenın kaçınılmaz taire'in Hıristiyan toplnmnna karsı Müslümanlıîı ele alarak hüde de muterakkılıgi, ozlenen ve ıs bır şartı olarak duşunulmektecnma geçmesi sebepsiz defildir. < Bu stbep • iyi KASTM 16 RECEP 11 tenılen derecede sağlamaktan udır «Gerçek Batı» nın ne olduğn ortava çıkacaktır. zakta kalmakta; bu sebeple, geTasarruflar artırılırken, zarurl İhtiyaç maddeleri tüketımının, lır verglsı boşluklarınL gıdermek amacıyla, diğer vergilcrin ıslâhı nüfus artışma paralel gıtmesı; çalışmalan, aralıksız yurutülmektasarruf artışmın, gelir dağılıtedır 1159ıl434 1650,1825 5 01 mındakı farklan azaltıcı yonde bulunması, esasları gozonünde tu Muterakkl vergı yanında, «ikti1 57 7 081 9 43 12 00 135 12 11 tulmaktadır. sadi devlet teşebbüsleri de» onem Gereklı tasarrufu sağlamak 1 lı bır (tasarruf kaynağı) clarak ele alınmış; bunların, sermaye çin, hem «ozel tasarruf» teşvık edilmekte; hem de, «kamu tasar bırikımıne yardım etmelerı ve daTepebaşmda Mensubumuz sanayicilerin, 80 sıra numarasında kayıth ha fazla yatınm kaynağı yaratruflarmın» azamı sevıyeye çıkaKiralık Bürolar olup AİD kaynaklarmdan ithal edılecek plâstık ham madmalan amacıyla, (440) Sayıh Kanlması yollarına başvurulmakta2 « 9 oaalı BUBOLAB nun hazırlanmış ve yayınlanmışMuraCBat. 44 61 7b ,dır. deleri ıçin 20.11.1964 tarihine kadar Sanayı Şubemıze mutır. Plân hedefleri arasında; halkın racaatlan rıca olunur. (Basm 21409/14039) Reklâmcılık 4239/14025 gonulld olarak yapacagı tasarruHer türlU Sosyal Sigortalar da, memleketin önemli tasarrul imkanlan olarak duşünülmekte ve sosyal sıgorta fonlannın rasyonel bir şekılde kullanılmasına gayret edılmektedır. II Devletin «YATIRIM POLITİKASI»; ekonomımn butünunü goz önunde tutarak; «kamu yatınmlannın düzenlenmesi» ve (dzel sektor yatırımlanna da) yon verılmesı, esaslarına dayanmaktadır. Kıt ve yetersız sermaye kayLise ve Kız Enstitüsü mezunlarına Oğretip IŞ BÜLDUKTAN SONRA ÜCRETİ TAKSİTLE ALAN naklannın en iyi şekılde kullaOrta ve ilkokul mezunlarıni bile garantili bir MESLEK SAHİBİ EOEN nılabilmesi için; yatınmlann, «genel, nzak görüşlü» olçülere gotek müessesedir. SÂATİ 176 KURUŞLA memleketin en ucuz kursudur. re yapılması lazım gelmektedır. D o C i n H o l / î DÜnyaca taninmiş l Merkezl: LSIell Kemalpaşa Mah. Ağayokuşu Cad. No. U Tel. : 22 2106 Yurdumuzun kalkınması; dar D d O İ I I U d M MÜtehasSIS kadroSU ile I Bayoğ'u Şubasl; Istıklâl Cad. Lâla Sıneması karşısı 34/6 Tel. 44 90 11 Imkânların, uzun bır süre içinde, 1954 \ TOrkijenln en tecrübefl. en eiddi, en geniş teşkılâtı.l K a d l k ö y Şubesl; Altıyol, Kuşdlll Cad. No. 8 Kat 4 Tel; 36 11 60 ençok verımli alanlara yatınlma1954 Yılında kurulmuş olan Şampiyon Daktilo sekreter kursları'nın Aksaraydaki Ototürk Şoför Kursuna bağlı daktllo smı zorunlu kılmaktadır. Türldye gibi, mıllî gehrınin ya•^^BMM^^^^MM^^HMWİIIMB k r u İB hç i afk s y ku . ^ ^ ^ H ^ M ^ B ^ H H I us İ i br li a ı o t r nya yakın kısmı tanmdan gelen ve nufusunun dortte Uçü koylerİlâncüık: 3489/14014 Yeni itfaiye müfrezeleri kuruluyor Kalkınma Plânı ve Devleiçilik Muammer Yahya Islâmcıoğlu de yaşavan bır ulkede,, (tarım) ıle (sanayı) ara sırda, yatırımlar bakımından ya pılacak tercıhın marjınal ayarlamalara bağlanması ıcab etmektedır. Devlet eliyle yapılacak yatırımlarda esas kural a Uzun süreli gelisme ıçın gerekli olanlar; b Stratejik nıtelıkte bulunanlar, c Özel teşebbus tarafından gerçekleştirilemiyenlerin Plâna a lmmasıdır. Memleketımızde kalkınma hızı, sermaye bırıkımı ıle kayıtlı bulunduğundan; «üretim ve ihraç mallan» endüstrılerı yatınmlanna oncelik verılecektir. Yatırımların, «coğrafî dağüışında», bölgeler arası dengenm saglanması da, (Devletin görevi) icabıdır. III Türk toplumunun seçtıği yasayış şekll olan demokrasi düzeni içinde, en yuksek kalkınma hızını sağlayacak, devam ettirecek ve sosyal adaleti gerçekleştirecek bır «KALKINMA PLÂNI» yapümış; 19631967 donemlne ait 5 yıllık esaslar, kamu oyuna sunul muştur. Bu planla kabul edilen, «Devlet ve özel teşebbus sektörlerinin yan yana bulunduğu bir karma ekonotni» sıstemidir. Hükumet .plânlama bakımından, karma ekonominln sağladığı lmkânlardan, en çok faydalanma yollan üzerinde durmak ve bu sistemin kurallanna uymak zorundadır. Gorülüyorld, «Plânh ve Karma Ekonomi» donemıne gıren bir toplulukta, Devleti, iktisadî alanlardan uzaklaştırma arzu ve egilımi, beyhude bir çaba ve gayrettır. Çağımızda, (Laissez Palre, Lalssez Passer) düsturu, liberal lktlsat nazanyesı olarak, çoktan kitapların kuflu sahıfeleri arasında sıkışıp kalmı&tır. «Yalnız özel sektör» yatınmlarıyla memleketımızı kalkındırma ; yı duşünmek; ham hayâl Ue ugraşmak demektır. ROCHE MÜSTAHZARLARI Sanayı Limited Şirketi PoâU «d Imnbul • Ş.5» P l 572 T«le(on «"9050 • «79051 Telo Roch« («tanb SAYIN DOKTOR ve ECZACILARA Piyasada damla ve draje şekıllerinde mevcut "ROMİLAR" (Dekstrometorfan) isımlı mustahzarımıza ilâveten, ekspektoran tesirlı öksurük ılâcı "ROMİLAR Ekspektorans" ROCHE Şurup 100 sm 3 adlı yem mustahzarımızı memleketımızde Imal ederek depo ve eczanelere tevzı ettığımızı saygılarımızla bıldırırız. Reklâmcılık 4291'1402T ATLAS Bugun Suareden İtıbaren Dunyanın 1 No. lu Şarkıcısı ELVİS PRESLEY'in yarattığı muzikal bir gangster filmi İngılizce GANGSTERLEKİN PENÇESİNDE (KING CREOLE) Seanslar: 12.00 1415 16 30 18 30 21.15 nâncılık: 3561/1402S Sayın Doktor ve Eczacılara C.H. Boehringer Sohn Firmasının patenti altında fabrikamızda imâl ettiğimiz her nevi romatızmal gikâyetlere karsı termo irritasyon terapisinde kullanılan FINALGON LINIMENT Cumhuriyet 14045 lsimli müstahzarın piyasaya arzedıldığini saygılarımızla bıldırirız. SAYIN DOKTORLARA Uzun müddetten beri mevcudu bulıınmavan PRELUDIN ısımli müstahzarın piyasaja yenıdcn aız edıldıgım saygüarımızla bıldırırız. TEK İLÂÇ SANAYİİ LİMİTED ŞİRKETİ ••..* Cumhurıyet 14046 1 YAPI 1 B ve İstanbul Ticaret Odasından: • VAN Şubemiz bugün hizmete girdi 16 Kasun 1964 Reklâmcılık 4274/1402S L IKREDİ 1 ^ t • BANKASI i M * M Cumhuriyet'e ıııektııplaır Bu ne biçim fiat tarifesi? İzmit'ten B. Niyazi yazıyor : 13 seneden beri devamlı Cum hurivet oknvncnsuyum. Ve kah vecilikle meseulüm. Benıro dıleğim ;u: Korfez vapurlarının tarıfesı bir seneden ben düzelme mistir. tzmır • Kavaklı 15 dakı ka 100 kurus. Kavaklı Gölcük 5 dakıka 100 kurus. Gölcuk • De rınce 15 dakıka 100 kurus. Değirmendere Hılıdere 10 dakika 100 kurus. Bütün bunlann yanında Izmıt • Karamürsei iki saatlık yol 100 kurus. Simdi <o srarım sızlere; bütün bn tarife lerde adalet var mı? Ve bunlaı hangı esasa gore hazırlanmıstır Sonra, Körfe7 vapurları zarar edivor dive çazetelerde oUuvoruz Tabiî Ö\IP olacak. Bombo. jnrtıp efli\or da ontlan Yolru lar hasUa vp dah^ aouz vasıta lan tPrr'h prtı» orlar.. bn böyle.. llgıliler sayet biraz zahmet edip bnralara nğrarlarsa o feci manzarayı gözleriyle görebilirler. Darulâcezenin ön kapısında sırmalı üniformalar giymis azametlı hademeler vardır ama, mutfakların arkasını bir görsenız!. Bütün yemek artıkları ve diğer pislikler orava atılır. Bunlar avlarca sonra çüriiyüp nihayet gübre haline gelir.. Fakat, kemikler iskeletler daha da uzun müddet ortalarda süriiniir.. Bnlasık suları sızarak bostanlara doğru akar. flkokulnn çocuklan çamnrlu papuçlarını bu mikroplu sularla silerler.. Iste böyledir bizim semtin acıklı durumn.. BeledİTp BaskanIığı gazeteje tekzip gondereceği verde, lutfen çelse de su fecı sahnevi bir çörse olmaz mı? CUMHURtYürto refrikan: 94 Biracı şarkı Yaran: A. J. Cronin ıııııııınııııııııııııı BtR AC1 ŞARKI 329 Çeviraı: Vahdet Cültekin 330 BİR AC1 ŞARKJ BtR ACI ŞARKI 331 İ «Çok düşflnüyorsun sen. Kusurun bur'da. Neyse, kavga edecek halim yok, karnım çok acıktı, ikiıniz de biraz bir şey yemeliyizj» Yardım için can atarak: «Pişirilecek bir şey yarsa... diye kekeledim. «Fınnı yakabilirim.. » «Beni daha iyi tanıyınca tanırsın umanm göreceksin ya, yemek prşirmesini de ben hiç sevmem . Sandviç yemesini sevmediğim gibi. Hoş, bu teknede kutu sardalyasıyla küfld bayat peksimetten başka yiyecek yoktur ya.» «Olsun» diyecektim, baktım aşağı iniyor. «Ben çabucacık hazırlanırım» diyordu. «Sonra sana söylerim ne yapacağımızı.» Çok geçmeden geldi. Sonra, kayığa bindik, Nora'mn gösterdiği yöne doğru kürek çekmeye başladım. Yarım mil kadar gittik, başka bir koya girdik. Orada, kıyı boyu giden yolnn üzerinde, bir han vardı: «tncnumurren ham. Sahibi: John Rennie» diye yazıyordu, ufak bir tahta iskeleden karaya çıktık. Ben bir dnraladım. tşin doğrusunu söylemeliydim. «Nora » dedim. «Param yok benim.» Yalancıktan, pek şaşırmış gibi yaptı. «Ne!» diye haykırdı. «Bir mandagözün blle yok mu? Yandık öyleysr!» Kıpkmnra kesilmiştim. p i r kahkaha koj Terdi: «Üzfllme, Laurence'ciğim. Bu ziyafet benden.» Nora oranm eski müşterilerinden besbelli, çünkü tezgâhtaki adam onu hemen tanıdı, el sıktı. «Bay Donohue yok mu bngün, küçük hanun?» diye sordu, sonra beni uzun uzun bir süıüp, beğenmemiş gibi, başını öbür yana çevirdL «Tavuk var. külbastı var, ya da onun yerine koyun haşlaması, arkadan da elmalı pasta, ya da kaymaklı süt tatlısı. Yuva boş, bir size kalıyor.» Sonra, aklına geüniş gibi: «Hanım üzülecek sizi göremediğine» dedi. «Şehre gitti, bizim kıza.» «Yuva» denılen yer pek de öyle güzel bir oda değildi: Izerine muşamba yayılmış bir masa, yer kum döşeli. Ocağın üzerindeki tablada, camdan bir kap içinde, dondurulmuş bir turna balığı yüzüyordu. Ama, yemekler gelince gördük ki bir kır lokantasında yenebılecek jemeklerın en iyısi. Biftek vedik: Ortası pembe, nçları kömür gibi yanmış, kalın kalın dilimler, yanında da dolgun dolgnn patatesler, yeşillik. Nora bir bardak da bira getirtti, ben gazoz içtim. Sonra, ev isi elma tatbsı geldi, üzerinde parça parça, kalın, taze kaymak. Ben bir tane daha yedim. En sonnnda, yuvarlak sapsarı Dunlop peyniri geldi sofraya. Bizim amca kızı, arkasına yaslanmıs, bir dilim peynirden azar azar ısırarak birasını bitirirken, benim çok daha büyük bir parça peyniri hapnrhapur yeyisimi hafifçe gülümsiyerek seyrediyordn. «Gene yaparız böyle bir gezinti, değil mi, canım?» «An, Nora.. yapabilsek .. Bn öyle .. Syle bnlnnmaz bir şey ki.» «Şimdi bnnun üzerine bir sey ister... Iklmlz de çocnkken sana bir yndnm porto şarabı içirmistım, batırlar mısın? tşte şimdi ondan gene birer yndnm fçeceğiz.» Kalkti, odadan çıktı şarap almaya. Neden sonra geldi; iki elinde birer bardak şarap vardı. «Rennie Ififa tuttu» diyordn. «Martin ona hep atlar üzerine bilgi verir d e j «Martin» adını isitince o tatlıcacık sarap acımtırak bir tat alıverdi. öyleyken, gene de bana bir atılganlık gelmisti. «Nora » dedim, «sık sık gelir misiniz bura\a Martin'len?» «E, arasıra geliriz» dedi. «Miss Donohne ile de geliriz.» Bn acı konnyn knrcalamak geliyordn içimden. «Bana kalırsa » dedim, «Martin'den hoşlanmanda yadırganacak bir sey yok.» «Kimi vakit çok hoslanıyorum» dedi. «Kimi vakit de tiksiniyornm. Şimdilik ondan soğnmus dnramdayım.» «Umanm ki hep böyle kalırsın.» «Neden?» Sarabın faydası dokunmustu bana. «Kızmazsan söylevim» dedim. «Ben seni çok seviyornm da ondan.» «Niye kızavım?» Yüziitnü eksiterek, kekeledim : «E, yanl . ben pek bir şey değilim ki, Nora.» Yerinde bir doğruldn. «Ne demek, yahn! Ne zaman vazgeçeceksin sen kendini asagı görmekten? Kendini pek tanımıyorsun »en. Bak sana söyleyim: Seninle bir arada bnlnnmak öyle hosnma gidiyor ki, hiç böylesi aklıma gelmezdi. Isitiyor musnn? Snrada bnlnnmamızdan ben de senin kadar sevinç duyuyonım. Yalan sdylemi>orum, bak gdreceksin. Gel gene gidelim yüzereve.» (Arkası var) Okmeydanından ismi bizde mahfnz oknyncnlarımız yazıjor : Bizim semte modern ve sıra sıra blok apartmanlar yapıldı. Bnnların yanında vıne >eni \apılmıs modern bir ilkokul var. Okulun bır tarafı Darülâceze, diğer tarafları ise yesıl, yemyesil bostan ve bahçeler Değil sadere bu semtin çok genis bir bölgenin sebze ihtiyacı bn bostanlardan temin ediliyor. Ama biliyor musunuz ki yediğimiz bu sebzeler Darulâcezenin bnlasık u çamasır suları ile beslenmektedir? Evet, maalesef Darülacezenîn bulaşık sularıyla beslenen bostanlar!.. Tehlikeli bir durum îsmi bizde mahfuz bir okuyucumuz yazıyor : tçinde yüzlerce çocuğun okudnğu nç katlı ve ahsap olan Heybeliada tlkoknlunda yangın merdiveni yoktur. Kısın soba yakılan bn binada çıkacak yangın esnasında, merdivenin olmaması yüzunden yavrnlar canlı canlı yanmava mahkum bnlnnmaktadırlar. Bn hususta İtfaiye ve Maarif Müdürlüfeüne telefonla yaptığım mütaaddit müracaatlar netice vermediği gibi, 15/9/1964 te Maarif Müdürüne yaptığım miiracaatta da; «tnsallah yanmaz» gibi acayip ve alatnrka bir cevap aldım. îleride çıkması muhtemel olan müessif bâdiseden sonra dövünüp müsebbip arıyacağımıza, bu halı ile tedrisata can emni^etı bakımından müsait olmıyan okulun kapatılmasını veya yanSin merdiveninin yaptırılmasını alâkalılara \arsa duynrnrnm. Okuyucularssn.zdan ehemmiyeilî bir rica... Okuyuculanmi7dan her gün yüzlerce mektup almaktayız. Bunların okunması, isteklerinin tetkik edilmesi büyük bir zamana sahip olmayı icap ettirtnektedir Avrıca. sık satırlar halinde iki sayfa üç say<a mektup gönderen hattâ okunaksız yazılarla dertlerini dile eetirmeye calışan OKuyuculanmız da vardır Bütün bunlar. mektupların yayınlanmasını geciktirmekte ve uzunluklan sebebiyle yeniden yazılması icap ettirmektedir. Okuyucularımızdan mektuplarını: mümkünse tnakine ile ve geniş aralıklı, yanm daktilo sayfasını geçmemek üzere yazmalarını, el ile yazılanların ise en fazla, aralıklı, okunaklı bir sayfa olmasını kâğıtların arkasına vazı yazılmamasuıı bilhassa rica ederiz. Saygılarımızla.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear