28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
tKt CÜMHURtYET 5 Ekim 1964 ıııı=ııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımııııııııııııııııııııııiMiıııııııııııııııııııııııııııııııı|ıııı Gece ve gündüz 24 saat. Son yıllarda bizlere bana ve çevreme • bir hal oldu. Nerede olnrsa olsun, dilimize gelen, konusmaya ve tartışmaya yol açan bazı belirli konnlar var... Handiyse yolda bir arkadaşla, bir tanıdıkla karşılaşsak : Ne var ne yok, çoluk çocuk nasıl? diye sormıyacağız. îstirahatte, tatilde, çalışmada, gezmede, eğlenmede, yemek sofrasında, içki masasında, meyhanede, parkta, sokakta, davette, misafirlikte, ziyafette, gazinoda, arabada, yerde, nerede olnrsak olaIım, birtakım konnlar var ki peşimizi bırakmıyor. Belki de onlar bizim peşimizi bıraksalar bile biz onların pesini bırakmıyoruz. Ve onlar, rüyalarımıza girip uykularımızda bizimle arkadaşlık ediyorlar. Bn konnlar nelerdir? Memleket meselelerinin tömü : Toprak reformnndan tutun, eğitim dâvalarına, siyasi çıkmazımıza, kalkınma metotlarına, sosya] adalet ülküsüne, dış ve iç bagımsızlık problemine ve başkalarına kadar... Kendimi bir yana bırakayım, ama çok arkadaşım var ki, iyice tutnldular bn işe... Gün yinni dört saat az geliyor. Arada sırada : Eh, diyornz, simdi şöyle dostlar toplandık, biraz bırakalım şu ağır konuları da havadan sndan hosbeş edelim... Ve derken bakıyorsunuz beş dakika sonra lâf dönmüş dolaşmış gelmiş gene ciğerinııze işlesen o konnlara .. Nurullata Ataç'ın bir yazısını okadnm geçenlerde, diyor ki : Edebiyatı sanatı kendime dert edinmiş adamım. Gece gündüz edebiyat düşünürüm, şiir düşünürüm Sevdığim bir şiiri tanıdıklanma okumadığım, yahut bir edebiyat sorusu üzerine tartışmaya girişmediğim günler, yaşadım sayraam kendimi. cBüğün Türkelinde en tam edebiyat adamı kımdir?» diye sorarlarsa, beni gösterebilirsiniz. övünmek için söylemiyorum bunu, yazdıklarım iyidir. kötüdür, o başka, iyiyse de. kötüyse de inanarak yazarım, övmem de, yermem de bir çıkar kaygısıyla, dostluk, arkadaşlık düşüncesiyle değildir.» Nurullab Ataç gerçekten bir edebiyat adamı idi. Ancak bugün Türkiyede edebiyatın dışında gecesini gündüzünü toplnm meselelerine vermiş sayısı az olmıyan kisiler tanıyorum. Üstelik Ataç devrinin namlı edebiyatçılarmdan çoğu edebiyatı bir yana itelemiş, simdi bn konularla uğrasıyorlar. l mut verici eelişmedir bn Öyle arkadaslar tanıyorum ki, ülkemizin hangi dâvasını konu olarak ortaya atsanız, soyliyecek gerçekten önemli fikirleri vardır, dopdoludurlar. Bn nitelikte kişiler arttıkça Türkiyenin yarınlarına daba da amntla bakmak mümkündür. Ve toplnm için, toplnmnn iyiliği için mücadeleyi meslek edinmis, yasamasının nedeni gibi ele almıs olanlar çoğaldıkça meselelerimiz çözfimlenecektir. Çünkfl bir meseienin çözümünü bir kisinin bilmesi yetmez. O çözüm yoln sayısı çok kisinin kafasında belirlenmedikçe yok gibidir. Bnnnn için hatır sorar gibi, sigara paketi açar gibl toplnm meselelerini konusmak tiryakilijini önemle karşılıyornm. Bn akı mın da gittikçe yayıldıgını görüyorum. tnsan toplnm dâvalarına akıl crdirdi mi, kendi kişiliginin meselelerine de akıl erdirmlş olnr. Yasamanın ve yasamasının anlamını kavrar. Gerçek bir zevktir bn... Insanın gözlerine durmadan yeni nfnklar açan bir zevk... | EKONOM1K KONULAR § ııııİıııııııııııııııııııııııııııiHiııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııEıııı Su dâvasının halli için yapılan çalışmalar îstanbul'un su dâvasını halletmek için çalışmalar yapılmaktadır. Mevcut tesislerle halen şehre günde 218.436 metrekiip su verilmekte, fakat bu ihtiyaca kâfi gelmemektedir. Verilen su miktarını artırmak için Kâğıthane • Terkos 3. isale hattı, Alibey Deresi, Baraj ve isale hattı, ömerli Barajı ve isale hattı ile Boğaz su altı geçici tesislerinin yapılabilmesi için Devlet Su Işleri Genel Müdürlüğünce hazırlanan kanun tasarısı, Bakanlar Kuruluna sevk edilmiştir. Yapılması gerekli tesisler için 540 milyon liraya ihtiyaç vardır. Yeni tesisler hizmete konulduktan sonra şehre günde verilen su miktan 218.436 metreküpten 989.000 metreküpe çıkacaktır. İhracalın yeniden organizasyonu Son basın toplantısında Ticaret Bakanı çeşitli ekonomik meseleler üzerinde durmuş, bu arada dış ticaretimizin durumuna bübassa önem vermistir. Bülndiği gibi Türkiyenin ödemeler bilânçosu yülardanberi açık vermekte ve bu açık devamlı olarak büyüme temayülüne sahip bulunmaktadır. Memleketimizin ödemeler bilânçosunun açığı daha ziyade dış ticaretlmizln durumuna bağlıdır. Dışandan satın aldığımız mallann bedellerinin tutan dışarıva sattıgımus mallann bedellerlnl aşması açıklara sebep olan âmillerin başında gelmektedlr. Bu açığı turizm ve benzeri gelirlerle kapamak henüz kabil olamamaktadır. Bu şartlar altında açıkları kapamak için ithalâtı kısmak veya ihracatı arttırmak gibi tedbirler düşünülebilir. Dışandan makine, teçhizat ve ham madde gibi mallan almak zonında bulunan bir ülkenin kalkınma hızını yavaş latmadan ithalâtı kısması hemen hemen imkânsızdır. Bu hal, İhracatı arttıran tedbirler üzerine dikkatin yönelmesine yol açabüir. Yazan: Prof. Dr. Ahmet Kılıçbay yanda pazarlama organizasyonunun yetersizliği yüzünden ihraç mallannın lâyık olduğu fiyatları bulmadığı; bazı hallerde ise, kasten düşük fiyatla satıhyor gösterilerek döviz kaçırma vasıtası olarak kullamldığı da bir gerçektir. Her iki halde de milli ihracat lâyık olduğu dövizi sağhyamamak tadır. Kalkınma için yabancı yatırım mallanna muhtaç olduğumuz inkar edilemiyecek bir gerçektir. Ya bancı kaynakh mallann bedellerini ödemek için gerekli dövizin en önemli kaynağı ihracattır. Plân lı kalkınma devresinde bu kadar önemli kaynağın israf edilmesi ekonominüz için büyük bir kayıptır. Bu sebeple milll istihsalden ihracata ayrılan kısmın en çok dövizi sağlıyacak bir sistemin bulunması zaruridir. Bu arada ihracatın bütün ihracatçılann katıldığı bir kooperatif vasıtasiyle yapıl ması düşünülebilir. Böyle bir koo peratifin kurulmasmda çeşitli faydalar vardır. thracatın milli iktisadl hedeflerimize uymadığı, bu sebeple devletleştirilmesi gerektiği ileri sürül müştür. Bu görüşte haklı taraflar vardır. Fakat daha önce meseleyi bir kooperatif çerçevesinde denemekte fayda vardır. Faaliyetleri dikkatle kontrol edilmesi gereken böyle bir kooperatif iyi çahştığı takdirde devlet bürokrasisinin yavaşlatıcı tesirleri de bertaraf edümiş olur. Öte yanda ihraç kooperatifleri mallann dış pıyaslarda tanıtılması, sürümünün sağlanması, yeni pazarlann bulunması yolunda yapılacak ma&raflan geniş ölçüde düşürebilir. îhraç kredilerinin yine kooperatif vasıtasiyle kefaleti ile temini çok daha kolay olacaSına şünhe yoktur. ıiıııiiıımnuiımciıııumiı ; £ Ihracatçıiığımız da mallann pazarlanması yetersiz metodlarla ve elverişsiz şartlar altında yapıimak tadır. Bugün bir bilim dah haline gelen «pazarlama» nın bütün inceliklerine vakıf bir büronun ihracatımızm dışanya akış kanallannı tâyin etmesi zaruridir. Bütün ihracatçılan içine alan ve mecburî bir özellik taşıyacak olan ihraç kooperatifinin hlç bir bedel ödemeden hükümet persııneli ile işbirliğl yapmalan d.i mümkündür. Maaşlan devlet bütçesinden ödenen ve sayısı bir hav li yüksek bulunan ticaret ataşelfri vardır. Ticaret ataşeleri iktiso dî elçilerdir. Yabancı ülkelerle n lan iktisadl münasebetlerin millî menfaatimize en uygun olanını tâyin için gerekli bilgiyi vermeleri umulan ataşelikler çeşitli sebeplerle iyi çaiışamamaktadır. Bunun sebeplerini iktisat ilpıini yeterli derecede bilmemelerinde, yabancı dillere vukıtfsuzlukta anyabiliriz. Kooperatif faaliyeti ile koordine edilmek üzere «Ticaret Ataşeliği» müessesesi yeniden organize edilip bilgili elemanlarla teçhiz edi* lebilir. l>i çalıştıklan takdird«! ticaret ataşeleri mallann en elverişli şartlarda ve en iyi fiyatla satılmasmda olumlu bir rol oynıyabilirler. Kooperatifin sağlıyacagı en önemli imkân ihracatı? sağlanan döviz hasılâtının en emin bir şekilde kontrolu olacaktır. Böylece milll istihsal gücünün yarattığı ihraç mallannın iyi niyet sahlbi olmıyan ihracatçılan haksız servete kavuşturmasının önlendiğine şüphe yoktur. ASTRA AMPULLERİ DAYANIR KENT OYUNCULARI I g Bu gece 21,15 den itibaren B. Brecht'in Dört iskeleye vapur uğramıyacak Denizcilik Bankası yaptığı istatistiklere göre. yolcu sayısı günden üne düşmekte olan Tarabya ve Kireçburnu iskelelerinden sonra Moda ve Kalamış iskelelerine bu yıl kış aylannda vapur uğratmama5a karar vermistir. Önemli bir değişiklik olmıyacak Marmara ve batı Karadeniz bölgeleri parçalı bulntln ve arasıra mevzii sağnak yağtşlı, doğu Karadeniz bölgesi gündüz parçalı bnlntl'a, akşam saatlerinden iti • baren çok bulntln ve mevzii sagnak yağışlı, iç Anadoln bölgesi • nin knzey kesimleri ilk saatlerde açık ve az bnlntln, öğleden sonra parçalı bnlntl'a, diger bölgeler açık ve az bolutlu geçecek, hava sıcaklıklarında önemli bir degisiklik olmıvacaktır. Türkiyenin Ihracatını arttırmanın çok güç olduğunu kabul eden bazı görüşler vardır. Bu görüşlerde hakikat payı bulunduğunu kabul etmekle beraber ihracatı arttırmanın tamamen imkansız bulun duğuna inanmak aşm karamsarlık olur. Bazı ihraç mallannın lstihsalinl arttırmak çok güçtür. Bazılannda lse, iç talep fazlalığı yüzünden lhraca elverlşli fazlayı sağlamakta sıkıntı çekilmektedir. Bütün bunlara rağmen, iç istihsal gücümüzü dikVate alarak ihracatı arttırmak ve belli hacımda ihracat sonucunda sağlanacak döviz miktarını çoğaltmak kabildlr. thracatla ilgüi meseleler farklı Iki yönü ile dikkati çekmektedir. thracatçılar, uzun zamandanberi Ihracata kolaylık sağlıyacak imkânlann kendilerine temin edilmed'*ini iddia etmektedirler. Öte ! Üç Kurusluk Opera r r j | F : ' MüzikU Oyun 3 Bölüm Müzik: Kurt Weül S. Koyan: T. Çavdar Jynıyanlar: Y I L D I Z K E N T E R M Ü Ş F İ K K E N T E R Ş Ü K RAN G Ü N G Ö R B Ü L E N T KORAL SEMA ÖZCAN EROL G Ü N A Y D I N GÜLER KIPÇAK CAHİT IRGAT G Ö K S E L K O R T A Y ve misafir sanatçı A Y L Â A L G A N . G i ş e açıktır R e k l â m c ü ı k 3632/11942 Resimii Bilgi Türkiyenin en güzel ve eşsiz Ansiklopedik Dergisi 41 inci Sayısı Çıktı Bates Reklâm No: SATILIK YAT TEKNE TRİYANDİL tipinde içten gömme iki yaşında 25 HP kuvvetinde Dizel Motörlü 10 metre boyunda armalı tenezzüh teknesi hasarlı vaziyetinde satılıktır. Kanlıcada görülebilir. Taliplerin en geç 10J.0.1964 cumartesi günü saat 12 ye kadar yazıh tekliflerini Genel Sigorta Hasar Servisine vermeleri lâzımdır. Şirket satışı yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. İlâncuık: 2787/11925 Pek yakında tekrar Türkiyede Dünyada 1 ci Türkiyede 1 ci Ekim 5 Cemaziyelevvel 29 a ı B V. E. I 5 58il2.02[15.18|17.4719.17| 4.16 112 09 6.141 9 29 12 00 1.30:10.28 I I I ı ı ı İlâncıhk 2758 1192» \\\\S Sinemasmda Bugün Matinelerden İtibaren Muhteşem bir tarihi fUm Renkli İngilizce Cinemascope **V* o»"' ' Hesap açiırmakta acele ediniz!... AKBANK'm yıl sonıı büyük çekilişinde 3166 kişiye kazauma şansı 4 kişiye Yeşilyurt'ta. 1 kişiye Nişantaşı'nda apartman daireleri E S T E R ve K R A L j (Esther And The King) JOAN COLL1NS RİCHABD EGAN Seanslar: 12.00 14.15 16.30 18.45 21.15 İlânrılık: 2791/11924 JKMIIIIIHIIII TERCÜMELER YAPILIR HİUIlUllillh . İngilizce Türkçe, Türkçeİngilizce edebî ve ticarî, Fransızca ticarî tercümeler evde yapılır. Mür. P.K. 124 Beşiktaş. j| w Cumhuriyet 11980 AKBANK Reklâmcılık (3598) 1198S 56 Makine MUhendisi Aranıyor Fabrikamıza askerlığını yapmış genç bir Maklna Yüksek Mühendisi veya Makina Mühendisi alınacaktır. Almanca bilenler tercih edilir. İsteklilerin talep edecekleri ücreti de beürterek tercümei halleriyle birlikte Fabrika Müdürlüğüne müracaatları. j İ İ î • • Tamkpnforlu, 5 er odalı, kaloriferli, parkeli, gömme banyolu daireler • Yeşilyurt, Klüp Mini karşısı CliMHllRİVETTD refrtkaaD ESKİŞEHİR ÇİMENTO FABRİKASl T.A.Ş. j BAV OSCAR: r acı şarkı Yaun: A. J. Cronin ııınıııııınnıııııtııu BtR ACI ŞARRI 203 204 BtR ACI ŞARKJ BtR ACI ŞARKI ben ağır agır bizim bölüğe geçer, masanın üzerinde annemin kurşnnkalemle yazdığı bir pnsnla bnlurdum : Maltızın üzerinde kâsede çorba var, kendın ısıtıver, yavrum Dolapta da bıraz sütlaç var «Ne oluyor şn Miss GrevUIe'ye?» diye kendi kendime boyuna sorar dururdum. Anneme karşı da, bana karşı da eskisinden daha büyük bir yakınlık, daba içten gelme bir sevgi gösteriyordn. Ama, onnn bn aşırı gösterislerinde annem sıkıcı bir şey sezer gibiydi. Başlangıçta, Miss Greville'nin o çaylı toplantılarına kendisini de çağırması annemin hoşnna çitmis, orada seve seve piyano çalıp şarkı bile söylemisti. Ama, simdi, akşamları Winton'dan yorgnn argın. nesesiz döndüğü için, bn gibi eglencelere katılacak dnrnmda dejildi elbette. Son altı ay içinde ancak bir kere, Miss Greville'nin Saint Anne'deki arkadaşlarını çağırdıgi bir eğlentiye katılmıstı, o da, istemiye istemiye. Bu toplantıda piyano çalmayı, daha dogrnsn, Miss Greville çello çalarken ona eslik etmeyi kendine bir fidev bümişti de ondan. Dönnp geldiğinde pek dnrgnndn, ondan sonra bir daha bn gibi eğlentilere gitmemeyi aklına koydngn da belliydi. Elimde degildi, hep şn sonnca varıyordnm: Miss Greville ne kadar yakınlık gösterdiyse annero de o kadar kendini gerı cekmisti; nobranlıkla de^il, büyük bir incelikle. Bn yakınlıgi Slçüsünde hırakmak için büyük bir titizlik gSsterir gibiydi. Annemin bn nzak dnroşn Szelllkie pazar gflnleri gSzfime çarpıyordn. Pazar günleri Miss Greville kiliseye gitmek üzere pek şatafatü giyiniyordn. Arkasında yüksek belli krem rengi bir kostüm, başında topuzunun üzerine kondurulmuş kocaman taşkın bir şapka, elinde beyaz eldivenler, bir de şemsiye, hafif bir menekşe kokusu yaya yaya bize gelir, beğenildiğini kulağıyla işitmek isterdi: «Bu kıyafet gidiyor mu bana? Puntunda nuyım. Grace? Göze çarpar tnıyun?» Annem bu pek yüklü, özenebezene kalıba çekilmiş şekli şöyle bir süzer, kendini tutmaya çauşarak: «Elbette göze çarparsm» derdi. Miss Greville :«Bence de öyle» der, kendine pek güveniyormuş gibi gülümserdi. «Niye göze çarpmıyayım, öyle değil mi, Grace'ciğim?» Miss Greville ötedenberi, hiç kaçırmaz, kiUseye hep giderdi: göze çarpmaya da pek meraklıydı; hunları biliyordum ama, bu aşın şatafatlı pazar süslenmelerinin bir anlamı olsa gerekti. Yalıuz, bunu o güne kadar bir türlü kavrıyam mıştun. Bununla birlikte, ben, annemin tersine, Miss Greville'nin bize karşı yakınlığını gösteren her işareti, belirtiyi jıe biçim ortaya vurulmuş olursa olsun, sevinçle karşıhyordum. Ona derin bir hayranlık duyuyordum; gözümde göklere yükseltiyordum desem belki daha doğru olur .Bana ne büyük iyilikler etmiş olduğunu d£ çok iyi biliyordum. Daha da iyilik edeceğini ummaktan da çekinmiyordum. Gerçekten de, en çok istediğim şeyi bana ancak onun bana karşı gösterdiği ilgi kazandıracaktı, öyle görünüyordu. Bir ma.'t günü, gene bunlan düşüne düşüne, Sğleyin eve gittim. Miss GrevUle'yi arasıra evde buİGUğnm oluyordu, olmnyor değil; o gün de evdeydi. Sofra hazırlanıyordu. «Neyse kJ bugün ÇeYiren: Vahdet Güttekin 205 PKOF NIMBUSUN MACERALAR1: soğuk bir sntlftca kalmıyscağım» diye içlmden sevine sevine, elimi, yüzümü yıkadun, saçımı taradım; yemek odasın» girmeden hep öyle yapardım. Miss Greville beni pek parlak gülümseyişle, alaylı alaylı süzerek karşıladı. Evin bizden yana olan kesünini bir durgunluk, bir üzüntü kaplamışsa bile, besbelliydi ki burada tam tersi vardı. Bizinı için çok kötü geçen şu son aylarda Miss GrevUIe'ye günden güne daha büyük bir canlılık gelmişti. Sandalyesini çekip onun otunnasına yardun ederken, beni pek beğenmiş gibi bir tavırla: «Pek şıksın, Carroll» dedi. «Gerçekten, pek şıksın. Bambaşka biri oldun. Ner'de o, bnraya ük geldiğin zamanki pasaklı çocuk... Nekadar oldu?» «Dört yıl, Miss Greville.» Bu nmut verici başlangıçtan sonra konuşmamız nasıl bir yola döküldü. hatırUyanuyorum. Yalnız, pek ilgi çekici şeyier feonuşmns olsak gerek, çünkü bu benzeri az bulunur kadında olağanüstü bir özellik vardı: tnsanı konusmaya sürükliyen, çogu vakit de acayip konular açardı; ayrıca, kibar bir tavnla, zeki bir görünüşle karşılık vermeyi de öğretmişti bana. O gün başlangıçta nefis bir külbastıya öylesine dalmıştım ki bütün dikkatUni ona veremiyordum. Yalnız, o 5ğle yemeğinin sonunu çok iyi hatırhyorum, anılanm unutulamıyacak kadar kesin. O hiç değişmez ahşkanlığı gereğince gene kahve fincanı elinde, pencereye doğru eitmişti. Orada her eünkünden biraz daha uzun kaldıktan sonra döndü gene masaya geldi. Bir şey açacak gibi bir hali vardı. Yanılmamışım. (Arka.«> var) NAZtME NAOt ECVET GÜREStN Yazı tsl«nnl Bllen ıdaı> eden Gena Yayın MUdUrO Sahlbl CumhuriYet Sayıa 25 &uru$ f9 0B 40A) a.Ot âNHAK/t RfKOSU: AUtOrd bul*an V o » A O YKMSEHİF I) K H 11 W M 19 * « n t» tt tzmlı Bürosu: EROL DALLJ S.,rıımlr VHlrtDı Sen«U 6 ftyuk J «yltk bD mesuUyei K^bul olunv^ ufin ı?ı^*ri tç\ı> u r « fatlb P a 8 . MahallHS) TtfftsUgecK» Sofe»tı No I DlTartlm IVI^fntl tOffi • «iflNfY ll.t.KKl KPKOitU. c •D n V«y KOcO*ai U n d ı n ı Edlm* tn 1 1 A V CUUHUKlVbi MttMaeuık »• * >ı»f..n «»V t K 9 Celo«]o • B o u t Soka» N o t0 «1 t * ' * ' HASIN AtUAK VA8ASINA u t ı n « t«^hrıQ1 «tnıişOt IMJM 90OG 44.0C Urm Ki Bazıci (Jra Ki aoı*mr «o « r«ı t ı s * * U*t(ilı lia.KKl HtlKUSU:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear