Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ÎKÎ CUMHURÎYET 17 Eklm 1964 ıııı|ııııııııııiMiıııııııııııııııııııııııııııııııtıııııııııııııııııııiıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı§ıııı Hava, Deniz ve Demiryolları müşterek program hazırlıyacak 4 gündenberi Denizcilık Okulunda toplanan Ulaştırma Şurası so na ermiş ve mühim kararlar alınmıştır. Iç ve dış turizmin glismesi konu «unda söz alan üyeler, özel teseb büsün de iştirakiyle Deniz, Hava ve Demiryollan îşletnwlerinin müş terek bir program hazırlamasını ve kombine biletjerle seyahate müvazi olarak otel ve lokanta temini hususunda karara varmışlardır. Bu arada Demiryolu ve Denizcilik Bankasının memur zihniyetin den kurtarılması, ticarî bir hüviyete kavuşması için rezervasyon işlerinde reform yapması, tatil gün lerinde indirmeli tarife tatbiki ile nk sık değişeo program ve para tarifelerinin uzun süreli olması istenmiştir. Şura, Ulaştırma Bakam Ferit Alpiskenderin bir konuşmasiyle kapanmıştır. NAYLON lastik ipliği yalnız Goodyear tastiklerinde kullanıtır 3T N»ylon lastik Iplljl, lattikte uğlamtık.fazta kilomatr», hararste mukavemet, uamı tasarruf »ajlar.^ GOOD/YEAR Bina ve arazi vergileri kasım ayında ödenecek Bina ve arazi vergilerınin, 1964 yılı ikinci taksitlerinin kasım ayı sonuna kadar ödenmesi gerekmek tedir. Vergılerıni bu süre içinde İlâncıhk: 2638/12666 özel tdare Tahsil Şubelerine yatırmıyan mükellefler, cezah vergi ödemek zorunda kalacaklardır. özel tdare yetkilileri, vergilerin ödenmesinin kasım ayının son günlerine bırakılmasının dairelerde iz dihama sebep olduğunu ve mükelleflerin de sıkıntı çektiklerim belirterek, vergilerin kasım ayından önce de yatınlabileceğini ifade etmektedirler. TURKIYE CUMHURIYETI ZİRAAT BANKASI MERKEZ MÜDÜRLÜGÜNDEN Mudi ve müşterilemize kolaylık olmak ve son para yatırma tarihi 20 kasım 1964 olan 6 milyon liralık büyük ikramiye çeküişine iştiraklerini temin maksadile Tasarruf Servisi gişelerimizin bundan böyle saat 8.30 dan akşamlan 20 ve kadar fasılasız açık bulundurulacağını (Pazar günleri hariç ve Cumartesi saat 16 ya kadar) kıymetli mudi ve müşterilerünizin bilgilerine sunanz. Türk Edebiyatçılar Birliğinin Kültür Filimleri günü Türk Edebiyatçılar Birliğı, Sabahattin Eyüpoğlunun, Nemrut Tan rıları, Düğün Kitabı (Osmanlı min yatürleri) ni yaşatmak için «Roma Mozayikleri» adh filmi, 20 ekim Salı günü Güzel Sanatlar Akademi si salonunda gösterüecektir. İ Ekim 17 Cemazivelâhır 11 S V. 1 6.12)11.59 15.02ı 17.26 18.57 4,30 E. 112 44, 6.32 9.35 12.00' 131|11.03 (Basın 19388 A. 11894/12654) Lıae ve Kız Enstltusu mezınlarıua ogretıp İŞ BL'LDUKTAN SONRA ÜCRETt TAKStTLE ALAN, ORTA ve İLKOKL'L MEZUNLARIN1 BİLE GARANTÎLt BİR MESLEK SAHİBt EDEN TEK MÜESSESEDİR. 510 Hurda portatlf değıl tam 184 yepyenl standart maklne; > 7 sınıflı 3 müstakll şube: 1 2 Odalı bir ev katı > 1962 dlplomall ls Gahlbl; 3040 İşstz mezun > 340 satllk program tatbikatı; 10 15 Saatlll'. bilgl sadece 176 kuruş ücretl Te: Saatı 510 lira ders üeresl Turkiyenin en tecrübeli. en ciddl ve en genlş teşkuâtıdır. Bir bilene sormadan veya gelip görmeden karar vermeylniz. Adreste yanüıp aldajunayınız! Merkezl: Lalell, Kemalpaşa Mah. Ağayokuşu Cad. No. 14. Tei.82 2106 Beyoğlu Şubesi: tstiklâl Cad. Lâle Slneması karşısı 34/5. Tel:44 90 11 Kadıköy Şubesi: Altıvol, Kuşdlli Caddesl No 8. Kaf 4 Tel36 1150 (Cumhurıyet 12668) Başındaki Dünyaca tanınmış Mütehassıs kadrosu ile 5 10 Ekim arannda Kahire'de 47 devletin katılmasiyle toplanan Tarafsızlar Konferansı ile, Kıbns meselesinde yeni bir başarı«ızlığa daha uğradık. Konferansın »onunda yayınlanan bildıride Kıbrıs konusunda söylenenler. şimdiye kadar papaz Makavıos ve tayfasımn tnilletlerarası plânda yaptıkları propagandanın bir özeti olduğu kadar, bu propagandalann ne derece etkıli olduğunu da göstermistır. Konferansın 9 ekim günlü oturumunda papazın yaptığı konuşmada ilerı sürdüğü yalan ve riyakâr fikirlerle, Kıbn» konusunda alınan karann kap sadığı fikırler incelendiği zaaan, ikisi arasındaki paralelliği fark etmemek imkânsızdır. Bu da göstermektedir ki, papaz, tarafsız ülkelenn konferansa egemen kılmak istedikleri daha ziyade duygusal eğilimleri, yalan, riya ve ikiyüzlülük yolıyle de olsa, gayet güzel sömürmesini bilmiş ve Kıbrıs meselesinı de tartışacak olan Birleşmiş Milletler toplantıgının arifesinde gerçekten bir dip lomatik başarı kazanmıştır. Gerçek budur ve kaçamak yorumlarla bu gerçeğe gözümüzü kapamakta fayda yoktur. Kahire konferansı ile uğradığımız başansızhk, Türk dıs politikasmın ve özel ve önemü bir mesele olarak da Kıbrıs politikamızın idaresizliğinin altında yatan sebepleri bir kere daha açığa vurmuştur. Dış politikamızm idaresi, etki, rasyonellik ve dinamizmden yoksundur ve şartlann gerektirdiği çabukluk, dinamizm ve lleksibiliteye bir türlü kavugamamaktadır. Kahire konferansı ile karşılaştığımız durum, son aylarda Kıbrıs politikajnızın yürütülmesinde yaptığımız birtakım hatalan belirli olarak ortaya koy muştur. Bunların birincisi, bugünkü dünyamızda belirll hedeflere yürüyen bütün dış politikalann ayrılmaz ve en önemli unsunınu teşkil eden propaganda meselesinin, Türkiye tarafından bir türlü çözümlenemediei ve propaganda çalışmalanmızı iyi bir şekılde yürütemediğimizdir. Tarafsızlar konferansınm tamamen papazın görüşünü benimsiyen kararı ve konferansta bu karara karsı etkili bir muhalefetm ortaya çıkmaması, kendileriyle daha kolayca anlaşabileceğimiı Müslüman Asya ve Afrika memleketlerinde bile, Kıbns konugundaki propaganda faaliyetlerimiıin çok cıl« kaldığını gösteTmektedir. lkinci hatamıt, iyi niyet heyetlerinin bir an önce harekete geçirilememesidir. İyi niyet heyetlerinin gezileri ile propaganda arasında sıkı bir bağlantı bulunduğu halde, biz bu ikisini birbirinden avırarak, iyi niyet heyetlerini özellikle Birleşmis Milletlerle ilgili bir mesele olarak ele aldık ve bu heyetlerin gezisini, Kıbns meselesinin Birleşmiş Milletlerdeki müzakeresinin hemen arifesinde yüriıtmeye karar verdik. Böyle bir tutumun, ziyaret edilen memleketler çevrelerinde uyandıracağı tebessümü, kendimizi onlann yerine koyarak görmek için, çok akıllı olmaya ihtiyaç yoktur. Bu heyetler en geç ağustos ayında gezilerini tamamlamış olsalardı ve dâvamız bütün gerçekleri ile bu ülkelere daha önce anlatılmış olsaydı, ne bugünkü durumla karşılaşır ve ne de, her türlü ahlâk ilkesinden yoksun bir papazın diplomatik baçansmı itiraf etmek zorunda kalırdık. Lâtin Amerika istisna edilirse. iyi niyet heyetlerinin bundan sonra yapacakları gezilerin etki ihtimalleri bir hayli zayıflamıştır. Çünkü, Kahire'de Kıbns için alınan karar. konferans üyesi ülkeler için kesin bir angajman niteliğini taşımasa da, tarafsızlann bir blok olarak genel eğiliminin ana çizgilerini LEXPRESS Maonun bombası forofsızlar Konferansı ve Kıbrıs i Günün Konuları Yazan: Prof. Dr. Fahir H. Armaoğlu yansıtması bakımından, üyelerı moral bakımdan az veya çok bağlayıcı olacaktır. Şimdi bu ülkelerin Birleşmiş Milletlerrîîki hareket serbestilerı belırlı derecede sınırlanmış bulunmaktadır. Hatalarımızın üçüncüsü, Tarafsızlar Konferansı ile ilgili diplomatik faaliyetlere çok geç başlanmış olmasıdır. Bu konferans birdenbjre patlak vermediğine gore, konferans üyesı ülkeler nezdınde Kıbns polıtikamızı açıklamak için yapacağımız diplomatik faaliyetlere derhal girişmek gerekirdi. Halbukı olayların gösterdıği, bunun aksidır. Nihayet, sezınlediğimize göre, dış politikamızda bazı revizyonlar yapılması ve özellikle Asya ve Afrika ülkeleri ile olan munasebetlerimizde yeni bir faaliyet devresi açılması zorunluluğu Dışışleri Bakanhğımı^ca da kabul edildiği halde, bu işde de bir türlü harekete geçilememiş ve bu ülkelere bu yeni davranışm işaretleri verilememiş tir. öyle görünür ki, bu yeni zorunluluklar Dışişleri Bakanlığınca kabul edilmesine rağmen, Hükümetçe ele alınıp bir karara bağlanmamıştır. Dileğimiz, bu gecikmenin bizi daha pahah başarısızlıklara uğratmamasıdır. Tarafsızlar Konferansınm Kıbrı» için aldığı karann, bu devletlerle ilgili bir yönüne de işaret etmeden geçemiyeceğiz. Bu devletlerden bazılarının yalanlamasına rağmen, ortadaki görüntü, bunların, milletlerarası plânda ve milletlerarası meselelerde üçüncü bir blok halinde bulundukları veya bulunmaya çahştıklandır. Gerçekten, özellikle Birle»miş Milletlerde bir blok olarak ağırlıklannı da yavaş yavaş artırmaktadırlar. Bu çeşit hareketin kendilerince belirtilen amacı • da, milletlerarası • banşm konınmasını ve devammı sağlamaktır. Böyle bir amacın gerçekleştirrlmesinde en kuvvetli dayanak ise, milletlerarası münasebetlerde hukukun üstünlüğü ve egemenlığıdir. Milletlerarası hukukun en kuvvetli dayanağı da antlaşmalardır. Mılletlerarası düzenin altından antlaşmalar çekilecek olursa, ortaya çıkacak karışıklığı hangı soyut hukuk ilkesinin önliyebileceğini cidd! şekilde düşünmek gerekir. Halbuki üçüncü blokta gördüğümüz eğilim, milletlerarası hukukun temel unsur lanndan biri olao. antlaşmalarla kurulan bir barlş"düzeni yerino, özellikl* kendi görüşlerine ve hattâ bencil yararlanna uygun bir barışın ve milletlerarası düzenm kurulmasıdır. Böyle bir düzenin gerçekleşme şansını tartışmayı bir yana bıraksak bile, bu çeşıt bir tutumun üçüncü blokla diğer bloklar arasında bir menfaat çatışmasını şiddetlendireceğini kolaylıkla söyliyebiliriz. Milletlerarası banş düzeni, son derece kompleks sisteme sahip dünyamızda. çatışmalarla değil, bütün taraflan tatmin eden kompromilerle korunabilir. îstesek de, istemesek de, milletlerarası münasebetlerin gerçeği budur. Bu sebeple, tarafsız blokun barışa hizmetinde, antlaşraalara saygıyı geliştirmek, birinci derecede rol oynıyacak niteliktedir. Yoksa, antlaşmaları yazboz tahtası haline getirmek veya bu biçim davranışlara alet olmak, banşa hizmet olamaz. Aksi halde, çatışmalardan, antlaşmalara saygısızlıktsn ıstırap çekecek olanlar, kuvvetli ve gelişmişler değıl, hepimiz gibi zayıf ve gelişmemişler olacaktır. Tarafsızlar Konferansınm Kıbns karan ile önümüze serilen yeni durum, simsiyah kadar karanhk olmasa da, Türkiye bakımından, yeni tedbirleri ve bazı strateji ve taktik değişikliklerini ge Z «Gerekirse donsuz gezeceğız, ama büyük güçlüklerle karşılaşmıslarE boıöbanuz olacak». Bu kuvvetli sö dı. Öte yandan, sdylendiğine gor« E zü Çin Dışişleri Bakam Mareşal Amerikanın U.2 keşif uçakları, henuz yakın bir tarihte, SinkianJ rekli kılmakta z Chem^Yi söylemiştır. dır. Bilindiği gibi ; Geçtiğimiz ay sonunda da Ameri bölgesindeki plutonium imalâthaDışişleri Bakanlı = fea Dışişleri Bakam Dean Rusk, Çi nesini keşfetmışlerdir. Bu imalâtğımız, Birleşmiş Ş nln yakında ilk atom bombasını hane, reaktörleri elde edilen maMilletler müzake Z patlatması ihtimali olduğunu söyle deni. infilâk r.ıaksadiyle kullanı. relerine hazırlık E di. Çinlilerin asılsız olduğunu id labılir hale getirmeğe mahsustur. olmak üzere. çeşıtlı çalışma ko E dia etmelerine rağmen bu beyanat Çinliler, bu fennî ve teknoloji i l E Amerika istihbarat semslerinin, güçlükler serisini yenmeğe muvafsemslerinin miteleri teşkil etmış ve cesitü E Amerika istihbarat bir tecrubeye ginşe fak olduklanna göre, tatbikpt saıhtımallen gözönünde tutarak ha E Ş 7irhk çalışmalarına girişmisti Z [ durumda bulundugu yolunda hasında, bir askeri nükleer kuvvete sahip olmak için acaba ne ka. 47 devletin bu son kararı ile Dır E m e k t e y kanaate rardıklannı göster dar zamana muhtaçtırlar. d l lesm,s Mılletlerdekı tutuml.rı ol Ş o l a ö n e m l l d ı r . ç i n l ü e T t n ü k l e e r Amerıkalılar. Çinlilerin. zletleri dukça ayduılık bir ışık altma gır = k u v v e t e d o ğ r u yükselmenin ilk ni mınyaturize etmek, yani taşımıştır. Boyle olunca, bu dev:et ş m e r halesini aşmış olmaktadırlar. nabilir ölçülerd^ bir bomba halilerın hiç değilse bir kısmımn uy ~ Hakarte uğrıyan bu kararlı mem ne getirmek için, herhalde beş seneye ihtiyaçları olacağını söyle. larını, bugünkü yönünden çev.r = leket yarı yolda durmıyacaktır. mek önem kazanmaktadır. Buru S Çinin nu&leer programlan hak' mektedirler. Füzeler, tekniğine tayapabilmek ıçın de. Kahıre'de ;ı Z kında her şeyın bilindiğini söyle mamıyle sahip oluncıya kadar da lınan karar çerçevesi içinde bırZ meye elbette imkân yoktur. Hatta ayrıca beş seneye ihtiyaçları olöca yol izlenmesi gerekiyor. Biz bu E bazan, bitinen kadarı bile, doğrulu ğı hesaplanmaktadır. rada. Birleşmiş Milletlerdeki t.ı E & güç kontrol edüebilen tek kay Fakat bütün bunlar, iktisadî üsu tünlük meselesıdir. Silâhlanma uğarruz ve savunma strateji ve tak E naklardan alınmıştır. Fakat Mao tiğimizi bütün ayrıntıları ile ele E Ce * Tung tarafından girîşilen fen runda, her şeyi fedaya hazır bir alacak değiliz. Yalnız, bazı önem E ^ «raştırmalann genişUği hakkın mıilet, demır gibi sert bir rejira li bulduğumuz noktalara değin = &* f i k l r edinebilmek için bir hayli altında merhaleleri hızla aşabilir ve gelismesi için kullanabilceği mekle yetineceğiz. E malz<rne mevcuttur. maddî kuvvetleri ve insan güçle • Kahire kararı Kıbrısın bağımE 1 9 5 5 senesinde, 12 Sovyet teknis rini, bu hedefe yoneltebilir. y 11 d e fjulunduğu 200 sızlık ve toprak bütünlüğü üze = l^" rinde önemle durmaktadır, ve kış Ul k bir T^hlikenin çıfte yönü var. . „ , m n lı j banşçı gajelerde kullanıla<ıak bır Çınin tahminı mümkün bir gelepapazın da B.rleşm.ş Milletlerde = n u k l ^ r B k u v v e t i n g eii s t i r ümesi yol cekte, Amerikalılara yetişmesi s o ı konusu değildir. Ruslarla rekabet ba|.msızl.k konusunda ısrar ede ^ l a n n l v e ^ l e r i n i a r a ş t l r m a y 3 cegı açıktır. Şu halde, Turkıye = , a m l ş t ] ı 9 5 8 y , l m d a b u k o m i t e n i n etmesi d» oyle. Fakat, Asyanın güneyindeki ıçın esas hareket noktalarından = e m r i a l t m d a > beŞ binden fazla tek like yakmdır. memleketler için tch Meselâ, Çinl» bir sibiri bağımsızlık olmahdır. Bağım = njsyen çalışıyordu. 1960 da, ilk relâhh çatışmada boy ölçıışmüş olan sızhk konusunda da ıki çeşit yol E aktör hizmete girdi. Bu, aşağı yu Hindistan siyasetini tâdil duru izlenebilir. Birincisi, bağımsızlı z kan on bin kilovat kudretinde, a munda kalabilecektir. ğın esasen 1939 anlaşmaları ile E ğır su ile çahçan bir reaktördü. O Nehru zamanındakl t&rafsısslık siy»gerçekleşmış olduğunun, fakat ; zamandan bu zamana kadar, buna setl bugün tarlhe kanşmıştır. Onua bu bağımsızlığın bizzat papaz ta • benz^r uç reaktbr daha yapılmı?• halefi Şastri, Hınt denizinde nükleer rafından, daha ilk günden itiba E tır. Bunlardan her biri, senede ıkisilâhlann kaldınlmssı tekllflne katılren, bir Enosis'e çevrilmesi için = üç küo plutonium yapmaktadır. Bu mamıştır. tklslne de taraftar olmadığt çaba harcandığınm ve bugünkü ~ günkü fissil stokları aşağı yukan kl hal çaresinden birınl seçmek meo buhranın da bu çabadan doğdu E 25 kilo olarak tahmin edilmektedir. burlyetlnde kalacaktır. Ya stlâhlanma konusunda gltgide da funun deüllerle gösterilmesidir. E B u «iktar dört atom bombasma ha fazla para hareıyacak, böylece eka Bununla ilgili olarak, üzerinde z tekabül nomllı gellşmeyl daha fazla kısacak.yadurulacak bir başka nokta da, 2 * * * papazın ve Rum toplumunun on = ö n 1960 da vukua Çinde bozuşmadan hut lleride kendlsl korumalan İhtimali gelen kalifiye bir olan Birleşlk Amerika yahut Soryet c e > aydır Türk toplumuna karşı gi = Rusy» İle andlaşma lmzalıyacaktır. riştigi, her türlü .insan haklan= f 6 " t a n h Birligmde Mefer kl bugün mevcut lnkljaf daha n». aykın gerçek .genocide. ha= da artarak Hlndlstanın bu lkl devreketi , e Adan.n ikinci büyük f etin müşt«rek garsntlslnl s&glamau mümkün olsun. topluluğu ile .bans içmde bir a= d u d o n ü n c e , ç l n ı,VuŞlmdikl halde, Mao'nun bcmbası, rada yasamayı» fnlen imkânsız = tarafından idare edilen ekip :inln prestljinl Dogugüney Asyad» k l l m î = k s u r e t l y l e ; bağımsızlığın = ı e r e katıldılar. îçlerinde en meşhu artırsa bile, büyük devletlerle Çin ar*. temellennı torpılledıklerinin be = ru Wang ChangKan'dır. Çin Sovsmdakl gerçek nükleer dengenln de lirtilmesidir. Durum böyle olun E yet dostluğu devrinde, Dubna'daki vamı süresinee. Çlnln emnlyetlnln artca, tekrar bağımsızhğa dönmenin E Rus araştırrna enstitüsünde müdür ması çekllnde desil. azalması şekllnd» imkânsızlıklanna isaret edilmeli E yardımcüığı vazifesi görmekte idi.tefslr edlleblllr. Bu memleket, Rus lttlfakımn kendir. îkinci yol, tekrar bağımsız E R u s teknisyenleriyle Rus yardımı dlslne sağladığı muhtemel hlmayeden n l n b i r d e n b i r e eri hğa dönme tezini, Türk toplumu E S Çekilmesi üze artık faydalanmak çöyle dursun, Ru»için 1960 Anayasasındaki garanti S n n e ' „ P ^ Ş " " 1 ! 3 " " »Jerlemesi ü . Blrleşlk Amerika ve Avrupa aralerden daha etkili garantnerle o ] d u J a servisleri sındaki bir yaklaşma, Çinliler İçin, ist ihbarat dünyayı. kudretll Te tehllkell blr desteklemek ve savunmaktır. Bu E ~ nin «dindiği bilgilere göre, askerî düşman haline getlrebllecektlr. Bu da, çerçeve içinde federal idare ga = alanda nümüzdekl on senellk devrenln yeni !!rtlsl , „ „ . VSn*1* f.^ha,rahat v e ,da^f. k u vEtemini vücude getirmek bahsinde, OT!llllM „olerak s u i u l l m e K « ! a ı r . veııı oeıııierle savunulabılır. O •.ıllıııııııııııııııı ııııııııtııııııııılllııııııııııııııı 111111111111111111111 nemli olan, Türkiyenin Birleşmis Milletlerde bağımsızlık fikrine karsı bir tutum almamasıdır. ^^^^^^™^^"^^^MBBB^^""^^BBMB^B*^^""™"™!r!!*^B Herhalde genel savunmamızda. Düğme, Viin ve Fanted Birjeşnıis Milletler Genel t» lunun 15 inci toptantısında Asya.*ı.. Afrika memleketlerinin teşebbüOSMANBİt ŞUBESİ sü ile kabul edilen «Sömürgelere Hizmetinize açıldı. bagımsızhk verilmesi hakkında Halâskârgazi Cad. 273, deklârasyon. da söz konusu ediTel: 47 19 50 len ilkeleri mümkün olduğu kadar kullanmakta büyük faydalar olduğuna ınanıvoruz. Faal 9343/12638 f' ELİT J Cumtıuriyet'e nxeİEtupla.r ze baber verdi çimizden yarım çin müdahale etmediniz de osaat sonra geldiniz. (leldiği • na da İzmite çönderdiniz? nizde, hastamız sedye ile salonSağlık Merkezi, hastalannuzı da degil miydi? Sadece beyaz önlügünüzü giyip hastanın siz böyle mi şifaya kavnştaracak?. gelince kaldmldıfı odaya git Kendimi acındırmak ve haklı mediniz mi? tki dakika içinde göstennek için yazmıyorum. Dr nasıl olnp da muayeneyi bitirip beyin mesleğine de müdatam teshisi koyup, gereken ilâçlan nasıl yazdınız. Evet Robot hale etmiyornm, eğer edebil devrindeyiz, fakat insanlarımız seydim, sadece ona vazifeye çadaha Robot gibi çalışır hale ge ğırabilirdim. Sinemadan çıkar lemediler. tki dakika içinde mn tabilir, iki dakika içinde mna ayeneyı bitirip tekrar sinemaya gitmediniz mi? Şana da yaza vene etmesini önliyebilirdim. i Hakkınızda, Sağlık Bakan yım ki, bnnları benimle birlikte bastamızı getirdiğimiz taksinin lığına çekilen tellere ne diye soförfl ve onnn ailesi de görmüs ceksiniz? Bunlar da mı yalanlerdir, konuşulanlan duynraş • cı, bonlarda mı kendilerinj a lardır. oındırmak istiyorlar, doktor Hastanedeki hemşireden babbey... tnsat edelim, edelim, fasediyorsunuz. Bunn da anlıyamadık. Karamüısel Sağlık Mer kat kime? Gozlerimizio önfinrte kezinde iki müstabdem ve bir cereyan eden bn olaylara j i z ebeden «Çavnsçiftligi köyfl ebe mü yomalım, yoksa «Derdi vesi» başka kimse yoktn. ren Allah, şifasını da verir in Karamürsellilerin çilesi hali şallah» deyip boynumuzn bükene gelmiştir Sağlık Merkezi demiştim. Bn kon^ıdan da söz et lim mi? mek istiyorum. Bunlara ne diyeceksiniz doktor bey? 1 Bir öfretmen arkadaşın Geyikdere köyünde bnlunan kız kardeşi ağır hasta iken, istenen Yeni mezunlar yazıyor: hastane arabasını «Verenıem. Türkiyede mevcat 10 Eğitira bn araba ancak, doğumlar için knllanılır» demediniz mi? Do • Enstitüsünden eylül döneminde ğumla, ağır hasta arasında bir 500 küsur orta dereceli oknl ö|fark var mıdır? Sağlık Merke retmeni mezun olmuştur. Oğzinin görevi, bastalan şifaya retmen sıkıntısının hâd safhada kavuşturmak değil miydi. buna olduğu bir sırada böyle önemli miktarda ögretmenin Millî Eğiniçin el atılmadı? 2 Havjzdere köyünden Se tim hizmetinde vazife alması vim Aydofan ve annesi ürküş memnaniyet vericidir. Eratik, Çavnsçiftligi kSyünden Ancak; az rastlanan bir lâtutnlan bir taksi ile gece has kaydiyle, tâyin emirleri çıkanltanenize gelmediler mi? Bn ka mamış, cevaplı çekilen telgrafdının derdine niçin çare bula lar, edilen telefonlar maalesef, madınız da, gece yanları ona hiç bir işe yaramamıştır. izmite gönderdiniz. O bozak Her gün 3000 ders saati sırf vollarda kadının basına bir fe alâkasızhk yüzünden boş geç lâket gelseydi, bunun müsebbi mektedir. bi kim olacaktı? Bu hastayı niMeran oldaklan Eğitim Enstiçin Sağlık Merkezinin sadece tülerinde çaresizlik içinde kal • doğum için kullanılacağını be mış olan öğretmenler ne yapalirttiğiniz araba ile İzmite rön caklannı bilememekte ve ister dermediniz de çilesini kendi istemez, Millî Eğitim Bakanlıparası ile başbaşa bıraktınız? O ğının «Öğretmen yok!» feryalakir köy kadınının, o parayı dının soğuk bir şaka olduğunu nasıl biriktirdiğini dfişöndünüz düşünmektedirler, mii? Sağlık Merkezine kadar Netice olarak; «Memlekette getiren taksi, Sevim Aydoğanı yeteri kadar hoca yok» mazereorada bıraksaydı, sonaç ne o linin sebeplerinin en büyfiğfi lnrdo? nün, Bakanh&ın yürflyemiyecek 3 Karamürselden Mehmet veya isleri yürütemiyecek duCangilin ailesinin doğumnna ni rumda oîjuğunn söyliyebiliriz. 1 eylül 1964 tarihli Camhari yet gazetesinde yayınlanan bir şikâyet mektobamuza Karamürsel Sağlık Merkezi Baştabibi Dr. Bnrhanettin Kuzucu, 23 eylül 19*4 tarihli Camhariyette «Biraz insaf edelim» başlığı altında bir ccvap vererek yazdıklanmızın yalan oldoğnnn belirterek «Sağlık merkezine gelen bastalan en kısa zamsnda tedavi edip gıhhate kavuştnrmak çi• midir, demektedir. Kendisi • e ne bak vermek için insanın ne olması gerektiğini bilmiyonız? Karamürselin çilesi haline gelmiştir Sağlık Merkezi. Hastalanmıza şifâ verecek, dofum için boznk Izmit yollanndan kadınlarıtnızı knrtaracak bir doktorn şikâyet degii, öpüp de basımızda taşımak istiyoraı. Fakat doktor. Konova dönmek istiyorum. Doktor bey, yamlıyorsunoz. Evet hastamızı götürdüğümfizde sizin nerede oldnğunnzn bilen vokra. Mdstahdemlerin birisi deniz kıyısında dedi, diferi belki sinemadadır, dedi. Deniı kıyıgını müstahdemle birlikte aradık, bnlamayınca sinemaya çittik ve eradaydınız. Filmin S dakika arasında değildiniz. Si Biraz değil çok insaf edelim! Biracışarkı BÎR AC1 SARK1 Yatan: A. J. Cronin «yıren: Yahdet Cultekin 239 240 BtR AC1 SARR1 BtR AC1 SARKJ 241 Bunun üzerine adam, ağız arar gibi: «Belki..» dedi, «belki siz de bir şey çalarsınız.. ya da şarkı söylersiniz?» Annem: «Ben dinlerim daha iyi» deyince canıın sıküdı. Buna o kadar üzülmüştüm ki sıküganlığımı talan unuttum: «A, hayır, efendim, annem çok çüzel piyano çalar!» diye haykırdım. Adam bana 5yle bir sevinçle, aferin der gibi baktı ki, içimden ona karşı bir minDettarlık duyarak, tazardım. Annem de iızarmıştı. B. Sommen balaşlannı kibar bir tavırla annemden çekip bana çevirdi. «Bunu söylediğin iyi oldu, delikanh» dedi. «tkimiz bir olursak, şu topluluğumuza bir Iutufta bulunmaya annenizi kandırabiliriî belki. Şimdi, müsaadenizle, ben gideyim yıkanayun. Açık havada geçen bir günden sonra yıkanmak kadar hos bir şey yoktur. Şimdilik Allahaısmarladık.» Annem bana kızmıştı. Yukan çıkarken söylenlyordu: . Senin ;u İskoç kıyafetli ahbabm bize baj belâsı olmaz inşaallah. Çalgılı ak;am toplantılan diye tutturmus. Pek sümsük bir şey, değil mi?» Böyle diyordu araa, gözümden kaçmadı: Annem o akşam yemeğe inerken en güzel elbiselerini giymişti. Vakası dantele'i, kırmızı bir elbiseydi bu; Ardfillan'dan aynlmadan önce temizlemij, ütülemisti. Anneme de pek yakışırdı bu elbise. Gong vurunca aşaği indik. B. Sommen çoktan yemek odasuıdaydı. Elleri arkasuıda, gelenlere hoşgeldiniz demeye hazırlanmıs. gibi, biraz da dalgın bir tavula, ayakta duruyordu. Kar parçası gibi bembeyaz bU gömlek giymiş, sijah bir kelebek boyunbağ takmıştı. Ayağmda mum gibi ütülü bir pantolon, üzerinde satrang çizgili keten bbr eeket vardı. •Müthiş şık!. diyordom içfanden. Ötekiler de oou pek şık buluyorlardı. Ceket yeniydl besbcl U, herkes pek beyenmişti, aralannda alçak sesl» bana konusuyorlardı. B. Sommen, kadınlann hepsine ayrı a y n iskemlelerini çekip oturmalanna yardun ederken, alçak gönüllülük gösterdl, bu ceketi Ballater'de oyunlardan sonra aldığuu söyledi. Herkesin gösterdiği bu hayranlığa ichnizdeB yalnız biri aykın kalıyordu: Yemeğe nefis bir domates corbasıyla başladık; mercimekli domates çorbası ki, ben bayılırdun. Baillie Nicol, o çalı gibi kaşlannm altmdan Sommen'in yeni elbisesine birkaç kere şöyle alaylı alaylı baktıktan sonra, birden lâf açtı: « Bilirsiniz elbette, efendim, üzerinizdeki biçimde satranç çizgili kumaşlara Mackenzie derlet^ « Ya, öyle mi? İyi ki söylediniz.» • Omzunuza aldığınız o pelerine de Macgregor derler. Berenizdek] şerit Stnrat Hanedanı'nm serididir. Görünüşe bakılırsa Aşiretler Topluluğunun tek başına örneği olabilirsiniz.» Sommen yapmacık bir tavırla: E, ben toplnlukları pek severim» dedi. <Şn Yayla çocuklannm oyunlarmı gördükten sonra asirrtlert de »eviy»rnm.» « Evet ama, bakkmız olmayan bir fcumaştan elbise giymenm kannna aykın olduğunu bir yana bırakalun, maksadmız ne, efendi?» Sommen, hic bozulmamıştı, pek keyifll bir kahkaha attı. • Nereye gidersen oranm töresine gir. Bfe yere gittim mi ben hep bn söze ayanm, Geçen yax İsviçre'ye gittim, dağdan son mişhnde Guillaame Tell'den ayirdedefnezdinic beni. Güzel. detfl tni? Sordonuz, karsılıiuıı verdim!» Baillie denen adam lafm arkasını bırakm»dı. Pek merakiı bir hali vardı. Bn kadar çok dolasabildiğinize göre, İyi bir i$iniz olsa gerek.» Sommen başuıı e{di, bunun karşılığını birden bire ciddi bir tavır takınarak verdi: • Evet, efendim, bizhn aile Londra'am belki en eskl tfitün tüccarlandır. Cigara fabrikalarımız vardir, efendim. Malunuı gösterebilir miyim?> Maroken bir tabaka çıkardı, basıp açtı, bir sıra uzun. yassı, pek zârif cigaralar göründü. Tabaka elden ele dolagnken ben de gördüm: Cigara larm üzerinde maviyle «C. R. Sommen. Özel No. 1. yauyordn. « Bir tane bnyurmaz mısuuz. efendim?» Baillie: «Eksik olmayın, istemem» diye h o mnrdandı. Zenginliğm bu ellerutulur belirtisini göriince pek bozulmuştu. «Pipo içerim benjSigara fabrikatörünün pek açıkça üstün geldi ği bu çekişmeden sonra, yemek yenlden bir dost luk havası içinde devanı etti. Miss Kincaid resmen sofradan kalkma işaretini verdl, oturma odasma, Mis<î Ailie'nin «en güzel odamız» dediği yere geçtik. Akşam serinliği bastıjı için perdeler kapanmıştı, ocakta da güzel bir kesek ate^i ışüışıl yanıyor, çe\Tesine hof bir kır kokusu saeiyordu. Kahveyle gevrek dağibhrken, Sommen piyanoya doğrn gitti, ayakta, tek parmakla «Değnekier»! çaldı. « Konseri pek acemiee ben açryonun, fcusura bakmayın, bayanlar, baylar. Bagün çok tâühlijiı: Aramtzda gerçek bir mfikemmel piyanisi bulunoyoı. Müsaadc ederlenc kendllerini baiom<m »tm«ya dâvet edryonnn.» Öğretmen yokluğu!... P.T.T.' nin hall ne olacak Giresun'daa Nazım Işkın > azıyor : Yüksek tahsile devam eden ogium okuîuna dönerken harçlığını yankesicilerin çaldığını bildirmesi üzerine acele olarak eylülün 1 inde kendisine telgraf 8 havalesiyle para çıkarmıştım. Ayrıca mektupla da paranın telgrafla çıkanldığını bildirdim. AIdığım 28 eylül tarihli mektubunda, parayı gönderdiğimi bildirdiğim halde şimdiye kadar böyle bir para almadığım bildirmektedir. Meseleyi Telgraf ve Posta Müdürüne açıklamam üzerine keyfiyet tahkik edilmek üzere bir de benden 130 kuruş aldılar. Memur pek tabiî usulüne uygun olarak bu ücreti benden almıştır, ama hatâyı kendileri işledikleri halde bir de bunun ücretinin mağdura ylikletilmesi doğrusu hayret edilecek bir mesele o'sa gerektir.