Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
17 Şubat 1963 CUMHURtYET BEŞ 4 4 4 4 Göçler yüzünden ülkelerin dinî özellikleri değişiyor 1945 yılında Federal Almanyada halkın yüzde 6O'ı Katolik iken, bugün nisbet yüzde 50'ye düştü, Dünyanın en büyük Musevi şehri ise, 400 bin nüfuslu Telaviv veya Kudüs değil, N ewYork'dur. Zira NewYork'da Israel nüfusuna eşit sayıda musevi oturmaktadır Yirminci Yüzyıhn önemli ve çeşitli göçleri bazı memleketlerin dinî örgütlerinin değişmesine sebep olmuştur. Almanyanın Federal Cumhuriyetle idare edilen kısmında 1945 yıhnda °»60 tan fazla Katolik vardı. 1948 e doğru bu memlekette siyasi ve parlâmanter hayat hareketlenince Alman Hıristiyan Demokrat Partisi en kuvvetli parti olarak ortaya çıktı. Bugün, Doğudan gelen 12 milyon mülteci sayesinde, ki bunların dörte üçü Protestandır, Federal Alman Cumhurıyetınde Katoliklerle Protestanlar aşağı yukarı eşit bir duruma geldiler. Şımdi Alman Katolik Partisinin içinde bile yüzde 25 ile 30 arasında Katolik olmıyan üyeler bulunmaktadır. Holânda'da ıse yukarıdakinin tersi bir olay cereyan etti. 1947 yılında Holândada co45,2 Pro0 testan, %38.5 Katolik, bl3,l dinsiz, °o3,2 başka dinlere bağlı kişiler vardı. Endonezya, Cava, Borneo ve başkalan gibi sömürgelerinin kaybı üzerine, buralardan ana vatana göç eden yüzbinlerce mülteci ve bazı özel sebepler dolayısiyle Katoliklerin daha çok üremeleri yüzünden, bugün Holânda'da Oo40,4 Katolik, buna karşı da sadece "i>38 Protestan, Ool8,4 de dinsiz vardır. Katoliklerin bu beklenmiyen çoğunluğu, Oranj Hanedanının Protestan olmasına ve memleketin de kendisini Protestan saymasına göre, güzel bir tezat teskıl etmektedir. 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 » 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 Prenses Süreyya romanslardan ise dönmüs görünüyor. Düsseldorfta çıkan bir gazeteye küçük bir ilân vererek bir sosyete röportajcısı olmak istcdifini ve iş aradığını yayınladı. • Yirminci yüzyıl, çelikten sert, alıminyumdan hafif bir cama kavuştu. Yeni icadın sahibi Sovyet bilginleri, içinde doğduğu yüzyıla pek yaraşan bu harikulâde cama «Sitall» adını koydular. Sitall metre kare başına 16.000 kilo ağırhğa dayanabiliyor. Radyoteknikte, hekimlikte. taşıma endüstrisinde ve madencilikte kullanılacaktır. • Amerikalı üç bügin, Goldberg, Rablnonitz, Reich, kanserli hücreIerin artmasını önleyebilen bir antibiyotik kesfettiler. «Actinimucine» adı verilen yeni antibiyotik kanserle aşılanan hayvanlarda çok lyi tonnçlar verdi. llâcın insanlars tatbikının Kecikmiyecefi haber veriliyor. Japon saatçiliği, HongKong'u atlama tahtası yaparak Güney Doguyu ele geçirmek üzere. Gözü Isviçrenin elinden bu endüstriyi almakta. Japon saatçiliğinin ucuzluğu düşünülünce tsviçre saat sanayiini tehlikede görmemek mümkün değil. • Amerikalı bilginler, dünyadan 20 kilometre yukanya çıkmış bir balonun filtresinde portakal renğinde mikroplar buldular. Anlaşılıyor ki bu mikroplar sıfırın altında 00 dercce soğuea dayanabiliyorlar ve fczada hiç bir zarar görmeden, rahatça dolasabiliyorlar. Bu mikro orîanizmaların Mars ve Venüste de yaşadıklarına inanılıyor. Zıd Kardeşler Nerede çokluk... Her ne kadar zahmetse... Bir hazin maceradır Bir cennetin foyası Zıd kardeşler hiikümetlerin za rurî olan Batı drmokrasilerinde, bu hiiküKoalisvon tcrtibimeydana getiren, Uurulmasıaramftler, kendisini partiler ekseriya, 25 lik de meşgnl kalıyor. Eh, dunımun vaziyeti böyle olnnca, ginirlerine hâkim olamıyanlar da, elbette, bir yandan ter ter tepiniyor, bir yandan da telefonu ynmrukluyorlar. tşin tuhafı, verilen habrre göre, şimdi, İdare «yumru|a dayanıklı» makineler getirtecekmiş. İmkânı yok. Getirtetnez. Çünkü bu ynmruklara, makine değil, dünya ağır siklet boks şampiyonu olsa. dayanamaz. tyisi mi. sğer kabilse, dogru dürüst hatlar1» Uonuşulacak, makineler getirtmeüsındaki fikir anlaşmazlıkları yüzünden çökerlcr. Zamana ve hâdiselere göre verilen kararlarda, ergeç, bir takıın prensip »ykırılıkları ortaya çıkar ve hükümrtlrr istifa zorunda ka lırlar. Allah gecinden vcrsin, fikir ve prensip baUımınc'an pek şinanay olduğumuzdan, bizimkinin haşında, çok şükür, böyle bir trhlike yok. Fakat, arada bir. tuhaf tuhaf sallaııfı ihtimalleri görünüyor. Bu da Bakanların birbirlerine karşı zıdlaşmalarından. Hem de ne entipüftcn sebeplerle! Mesclâ bir Bakan çıkıyor (Sanavi. Fetlıi Çrlikbaç.) yaz saati çok faydalı oldu. diyor. Bir başka Bakan (galiba Adal't Bakanıydı.) yaz saatinin faydadan çok zararı olmuştur, Ciyor. Derken. bir Bakan daha çıkıyor (Iskâıt. F. K.G.) tstanbul Bogazına köprü şarttıt ve mutlaka yapılacaktır, diyor. Ve hemrn hir başka Bakan (Bayındırlık. llyas Scçkin.) Boğaza köprü yapmanın imkânı yoktur, diyor. Ve hep bu kabil şeyler. Yani. tartışmaların, ne parti programları, ne de şahısların (eğer varsa) siyasi kanaatleri ve prensipleriyle alâkası yok. O halcîe, gazete sütunlarına aksettirmcktense, bunları. oturup karşı karşıya konussalar olmaz mı, dive düşünüyor insan. Düsıınüyor da cevabını bulam:\or. ^ ısksa üstatlar hirbirlerine darçın mı? * V* Bir hazin maceradır bir vatandas, buııdan 5 sene kadar evvel, karısıııa sarkıntılık eden bir adamı, tabancasiyle öldürnıü*. Ve 34 sene hapis cezasına hüküm giymiş. Şimdi hapishanede yatıyor. Gelgelelim dışarıda kalan kadın, rahat durmuyor, onunla bununla düşüyor kalkıyor, asna fişne ediyormuş. Bunu haber alan Nccip Dören, ugrunda «namusuııu temizlemek için» kaatil oldugu karısı aleyhine, ikinci defa, vc yine «namusunu temizlemek için» boşanma dâvası açmış. Kadını üç defa mahkemeye çağırmışlar, fakat, üç defasında da gelmediği için, hâkim, nihayet, geçen gün bosanmalarına karar vermiş. Betbaht Nccip Dören, duruşmadan çıkarken, kelepçcli ellcriyle başıhı ynmruklamış, ve •ah... kafa. ah...» diye söylenmiş. Meşhur Italyan cdibi Gıovanni Tapini, «Goç» isimli çüzel eserinc tımarhanedc bulunan bir dostunn ziyaretle başlar. Bu adam, sinemada görüp â.şık oldugu, vc bir türlü buluşamadıfı, bir kadın yüzünden oraya düşmüş tür. Bir de rahmetli Reşat Nuri'nin, bir roraanının. kahramanı agzmdan söylenmiş. şu son cümlesini hatırlıyorum: «Hayatımı bir vehime knrban etmişim.» Insanlar, hele biz yaştakiler, aşklarıııın hep birer hayal oldngunu pekâlâ, bilirler. Bılirler ama, ne yaparsınız? Üstat Yahya Kemal'in dediji gibi, sahiden de, insan hayal ettifri müddetçe yaşıyor, galiba. *** Şu vaka, pek bir, hüznüme gitti: Izmirde, Necip Dören isimli • 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 4 t Holânda'da durum Kaftjliklık. Amerika Birle şik Devletlerinde gözle görülür bir şekilde gelişirken, Af rikanın siyahjleri arasında protestanlık son çeyrek asırda 6 nemli kazançlar sağlamıştır. Fransa'nın nüfusunun dinı bakımdan mukayesesini goste ren istatistikler mevcut olms makla beraber, bu memleket te Katoliklerle Protestanlanr orantısı dikkat nazarı ^ekecek kadar değışmemiştir. Sadece Merkezî Avrupadan ve Ortadoğudan gelen göçmenlerle Kuzey Afrikadan gelen işçiler ve Israelli mülteciler, Fransadaki Hıristiyan olmıyan nüfusun artmasına sebep olmuştur. Orantılı bir mukayese yapılırsa Monako'da Fransadakinden iki misli Protestan vardır Bu gün, Fransa'da bir milyon civarında Müslüman, beş yüz bin Musevi ve yüzbinlerce Ortodoks ile Budist veya Afrika, Asya'daki mahalli dinlere mensup insan vardır. Fransa'da Protestan'ların toplamı genel nüfusun Yüzde beşini teşkil ederken, Monako Prensliğinde bu rakam yüzde 10 un üstüne çıkar. Bunun sebebi de, bu memleket Fransada 1 milyon Müslüman Son yıllarda en fazla muhacerete bir muhacir kafilesi t e yerleşmiş olan Anglo Sakson, Alman ve Skandinavya'lılaıın çokluğudur Her hangı bir muhacir ve mülteci akır.ına mâruz kalmamış olan, Pirene'lerdeki küçücük Andoffa'da | ise Katoliklerin genel nüfusa karşı orantısı yüzde doksan dokuz hattâ yüzde yüzdür. Dünyadaki en büyük Katolik şehri hangisidir? Buna cevap olarak nüfusu beş milyonu aşan Paris'i, sâkinlerinin 3 te 2 si Katolik olduğu için; Ya Dünyadaki en büyük Mıısevi şehri: Nev York sahne ulaıı İsrael'de, yeni ; d c a köye sevkedilirken hut Buenos Aires'i, 4 milyonluk nüfusunun sadece °o 1 0 ilâ 15 ı Katolik olmadığı için sayabilirız. Bunların hemen ar kasmdan da Rio dö Janeiro. Mor.treal, Roma ve New York şehirleri gelmektedir. Dünyanın en büyük Protestan şehri, tereddütsüz olarak Londca'dır. fakat Dünyanın en büyük Musevi şehri, nüfusu 400 bin olan TelAviv yahut Kudüs degildir; Belki şaşacaksınız amma Musevi nüfu su aşağı yukarı bütün tsrael devletinin nüfusuna eşit olan Ne\v York şehridir. ŞEKER . HASTALARINA? İdrarınızdaki Şeker MikUnm Tajfin Edamntz Sıhhatinm Kazmmtnu uslrrM Tefernıat hsr gOn 1620 arası 441828 de 30 tahlıllik ambalaj 8 Lira ( . ı u<.l..ııi.rı ..rayıııı." Nerede çokluk... Görgün. giderayak, hafif V KâmuranSayıdan değil de, mcmurlara tertip söylemışti. ödeazifesindcn çekilen Bclediye Heisi savın ( Reklâmcılık: 627/2110) Prestcold BUZDOLAPLARINI TANIR BÜTÜN DÜNYA nen, aylık lutarının kocamaııUğından Lah setmişti. Geçcnlerde, tstanbulda üc dort gün geçiren, tçişlerı Bakanı sayın Hıfzı Ofuz Bekats, derdc. daha da açık dokundu: Istanbul Hrledi>esinden aylık alan 7.500 tane »maaşlı işsiz» var. Ve bunların Belediycye yükledi^i kiilfet yılda 50 milyon lira tutuyor. Gördünüz mü işi? Zaten rti ne, butu ne, bu zavallı Belediyenin? Hele. hem dc İ1K <"lde, yapılması zaruri olan işleri, şöylc bir, gözöniine »etirseniz, bütçe bahsinde, ettcn buttan dcçil, kemikten kılçıktan bilc lâf rdilemez. Hal böyle iken 7,500 «maa»lı issiz» (bu tâbir leişleri Bakanınındır) ve »enede 50 milyon lira. Bir kere, nasıl doldurulmuşsa doldurul muş. şimdi at atamazsın, *at satamazsın, tut tutamazsın. Ama, durun. Iş Belediye ile kalsa. hadi, onun bir çaresini buluruz diye, ümitlenelim. Fakat ya. Devlet Baba? Ya. onun işletmeleri? Denizyollarından, Demiryollarından, fabrikalara, madenlere kadar, ya onlar? Bilmem ama, Türkiyemizin kalkınmasına, bence, her şeyden evvel. bu acayip pirincin ta^larını ayıklamakla başlamalı galiba. :;< i?. * Bir cennetin foyası Size bir özetliycyim: Kusyanın bilmem neresinde, dalâvere yapan, bir lokantacı yakalamıslar. Adam müşterisine, şiş kebabını 50 gram yerine, 25 gram olarak veriyormns. Muhakemesi sonunda 12 sene hapse mahkum edilmif. Buraya kadar, lokantacının (yakalanıp mah küm olmasından degil!) dalâvere yapmasından yana, bizler için, hiçbir fevkalidelik yok. Yalnız, verilen malümata göre, bu lakantarı. senclcrdir yürüttüğü sahtekârlık sayesinde (lutfen sıkı dnrnn!) üç tane ev, ve birkar araba sahibi olmuş. Ayrıca, kansına bir sürii elmas ve mücevher satın almış. Daha ayrıca da, birikmiş 60 bin rublesi varmış. Hımmmmm..., Peki, ne oldu bu komünizm crnnetine? thtilâldenbcri 45 sene mi ne geçti. Hani, çocuğon doğumumr, sonra bakımını, sonra tahsilini. sonra iş bulmasını. sonra hastalıgını, tedavisini, tekaütlilifjnü. ve nlhayei biümünü ve gömülmesini devlet garanti etmişti de. çahşanlar hakları olan parayı bol bol alacaklar, ve bununla, hiçbir şey düşünmedcn. hallerinden ve istikballerinden emin, rahat rahat yaşayıp gideceklerdl? Demek yine, bir blçimine getiren «ber koyun kendi bacağından asılır» sözünü unntmayıp, başının çaresine bakmanın yollanm aramakta. Bu büyük dalaverenin yanında, Ros lokanUrısının şiş kebabı dalâveresi, ne kadar tnasnm kalıvor. gazetelerde çıktı. Haber Grçcnlerde baska bakımdan, hayli ilgi küçük ama, bir çekici. Her ne kadar zahmetse... Genel teiefonlarla konuşmak isterken Telefon îdaresinin derdi büyük:sabırsızlınan lar, yumruklıya yumrnklıya, makineleri boıuyorlarmış. Ve bu yüzden, ayda 4 bin liradan fazla bir zarar oluyormuş. Şimdi, insafla düftünelim, bu yumruklıyanIar haksız mıdırlar? Her gün hepimizin başından geçiyor: Genel telcfonu açıp 25 ligi atıyorsunuz. Çevir sesi ötüyor. Çeviriyorsunuz. öteden haber yok. Hani, ne bir ses, ne bir nefes. tstcr istemez kapatıyorsunuz. Fakat, ekseriya, 25 likten de ses çıkmıyor. Hadi bir tane daha. Yine çevir sesi. F.mir bu ya. yine çcviriyorsunuz. Allo, allo, allo Bu sofer de yanlış numara düşmüş. Yine kapatıyorsunuz. 25 likten, tabii, haber yok. Bir tecrübe daha. Meşgul. Bu arada, yine VE TERCİH fOTOGRAF: Vıclor Hopkin» . . Prestcold ÇÜHÂ/1 Bu dev fabrikalarda imal edilir .. Bütün dünyadaki Prestco bu muazzam fabrikaların MET SANAYİ Istikiâf ead. ve TİCARET N» 103 TeHfon: 45 55 61 LTD. ŞTİ. ISTAHBUl Bfyvğhı, Fransanın Lion «ehrinde büyük afallamıstı. Her gün kendisine hay ufacık. damları yarı yıkılmış, anheyecanlar yaratan bir olay geçti: ran kızlardan yüzlerce tnektup ge nesi güçlü kuvvetli, 67 yaşında hâBir dâhi keşfedildi. liyordu. Bir düzineden fazla, ateşli lâ evin bütün sorumluluğunu taşıAskere alınan gençler altı saat I evlenme teklifleri almıştı. Gazej yor. İnsamn 'içine işliyen bakışları var. Zaten bütün ailede bu aca«üren bir imtihana tâbi tutulmuşj teciler «yüzyüın dehası» nın y lardı. Zekâ dereceleri ölçülecekti. kasını rahat bırakmıyorlardı. O yip pınltılı bakışlar... Ccvapları elcktronik makineler sı nun sâkin, sade halini bir türlü Söz hakkı annede: «Ben bu denıfhyorlardı. Üç gün sonra, sonuç j kabul edemiyorlardı. Gerçekten ha hikâycsine inanmıyorum doğlar Lion'daki «Ordu Psikoteknik] de Jean, duyulmamış zekisının or. rusu, diyor, Jean dört yaşında idi, Merkezi» komutanının masasında i taya çıkıvermiş olmasından bir evdeki biricik saati param parca toplanmış bulunuyordu. Komutan, l hayli sersemlemiîe benziyordu. Ba etmişti bir sün. Parçaları yerlere onları incelerken birdenbire müt sit bir çocuk değildi. Dışarıdan serilmis eörünce bayılacaktım az hiş bir şaşkınlığa düştü. Erlerden böyle dümdüz çörünen kisiliğinin kaldı. Savaş vardı. saatj bir riaha birisi albayın bütün ömründe rast anahtarını entellektüel ortamdan tamir ettirmek nerede? «Kızma an lamadığı bir puan sayısma ulasmış çok uzakta, kendi zihin kabiliye ne takarım ycrlerine». dedi. ve tı, Komutan, Jean Frene adındaki tinden tamamiyle habersiz yaşamış oturup taktı da. Saat hâlâ işliyor. Tabii takacaktı, yoksa bir güzel bu erin dosyasını getirtti. On do olmaîinda aramak gerekiyordu. kuz yaşında, ancsk ortaokul dipKendisi: «Hic de gerçek çevre dayak yiveceSini biliyorrlu. Bcn loması olan, kalabahk bir köylü sinden uzak düşmüş, kaybolmuşı buna dehâ riemem. itaatli çocuk ailenin çocuğu idi bu. bir insan gibi duymuyorum ken böyle olur.» «Mutlaka, sınıflamada bir yan diml» diyor. Bayan Frene çok otoriter kadınlışlık olmalı» dedi albay. Ordu Öğretmen okulunda çalışkan birjmış. elinrien deânepı düşmezmiş. psikiyatn da aynı fikirde idi. Bu öğrencinin dört beş yılda yapacağı Bütün çocııklar 12 . 13 aylıkken vfl nun için, Jean'ın yeniden imtihan tahsili o altı ayda bitirdi. Üstelik rümüşler. 15 aylı'î konuşmuslsr. edilmesine karar verildi. Arkadaş bu da yetişmiyormuş gibi Lion «Hattâ galiba Jean hira/ Haha ları delikanlıyı alaya aldılar: nükleer araştırmalar ^profesörleri gccikmisti. divor. okulda öyle hi« Öyle notlar almıçsın ki ma ile her eün altı saat çahşıyordu. rinci filân rieğildi.» kineler bile o kadar asağı inemej Bunlardan biri: Evde çocuklar nırbirlrrinp oknl mişler de kınlmışlar.» «Jean, hayatımda rastladığım en öcievlerinrle yardım eriprlermıs. Bu seferki imtihan daha zordu. I büyük hârikalardan biri. demekte Bir fceresinde karrteslerinden bin Jean'dan çok daha kültürlüler ijdir. Bir doruktan öbürüne atlıyor. > eve bir matematik prohlemi çetir. çin yapılmıştı. Cevapların tutarı I Biz daha düşüncemizi doruklardan | miş. Evcek toplan:p çözmeye ça20 üzerinden hesaplanıyordu. Nor. birinden vâdiye indirlp öbürüne! lışmışlar, yapamamışlar. Herkes mal olarak 11, 12 puan ahnabiliyor tırmanmaya çalışırken bir de ba yatmaya cekilmiş, yalnız Jean hâdu. Jean birinci denemede 17. ikin kıyoruz, o çoktan oraya varmış, lâ uğraşiynrmıış. hiraz sonra prohcide 19 aldı. tşte o vakit, üstleri bizi bekliyor.» lemin yanlış olduğunu bulup çtbir hârika çocukla karşı karsıyaj Ama Jean yeni hayatından pek karmıç. olduklannı anladılar. Hemen o memnun gorunmuyor: | Evlilik sözü olunca annesini riert gün delikanhnın ordu hizmetinden Askerlikteki imtihanlardan alıyor: alınarak devlet hesabına okutul beri herkes, şehirde doğup da kül«Köyde kimse ogluma kız ması için gereken şey yapıldı. Je türle daha erkenden temasa gele mez artık. bütün kabahat kitaplar an öğretmen okuluna gitmek emj meyişime yanıyor. Ben bu düçünce da, kitap bizim evin hastalıSı. di. rini aldı. Arada gidip tarlasmda | de defiilim. însan kırlarda belki sı! ye sızlanıyor. En yakın kitaphk çahşacağma seviniyordu. > kılır, daha ağır ağır yetişir ama ! hize on kilometreden daha uzak. Babası fakir oldugu için Jean ruhunu anlamak için daha cok va Fakat sık sık gitmerıin yolunu bul daha on dördünde iken okulu bı kit bulur.> Jean'a göre hâdisenin riuk biz. Gazeteciler lıcp Jean'ın rakmak zorunda kalmıştı. Aile 4 icyüzü bu. Küçükken okul arkajhüyük zekâsının mevdana çıkışınyüz yıldır çiftçi idi. Geçim sıkın daşları kendisini çok severlermiş. dan mesut olduğtımu söylüynrlar. tısı çekiyorlardı. On bir çocuktan Kardeşlerine de çok düşkünmüş.' vallahi gurur duyııyorum ama m» yedisi evlenmişti ama geride ka «Aile her şey» onca. Hele annesine ; RUt değilim. Dünya Jean'ı alıp bizlanlara bakmak çetindi. Jean okul karşı derin bir hsyranhğı var: «Bü ' den uzaklara götürecek. Bızden udan aynlalıberi tarlada sapan sür tün ömrünce ç»!ıştı annem. diyor. zaklarda bir hayat kuracak Jean, müş. patates toplamıç, babasına o çalısmalar ırasında çocukları yüzümüze bakmaz olacak. Bir pro. yardım etmişti. nın problemlerine eğilmeyi de bil fesör kazanırl;en bir oğul kayba. Fransada «yeni bir kur'» crinin di.» diyorum.» fszla zeki oldugu için askerliks Jean Frenc'nin köyünde iki sı. Jean da kaygılı. Onunkı baska yapmıyacagı, özel şekilde yetişti nıflı küçük bir okul, bir postaha bir endişe. KcnrliMn'İpn beklenenrileceği haberi bülün gazetelerde ne, fırın. kahve ve bir kaç evden leri verememektpn korkuyor. büyuk puntolarla yaymlandı. Ga başka hiç bjr şey yok. Ne doktor, «Kimbilir, diyor. belki de iştatiszcteciler çiitüğı istıj» ettjler. Jetn ne «c£»hıne, n* de kitaphk. Evleri tik kaprislerinin kurbanıyım ben.» Fransanın Lion şehrinde bîr dahi çocuk keşfedildi