Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
DÖRT Resimli Roman • 256 BAŞKASININ G Ü N A H I CUMHÜRtYET Çizen : FVES SAYOL Çeviren : Mazhat KUN'l 18 Aralık 1960 OKUYUCULARLA Bizde görülen tuhaflıklar Uluborlu'dan Halil tstaoğlu yazıyor. Dert eski, Cu.Tihunyetin dert edindiği bir dert. Ancak öğretim problemlerinin dile dolandığı bu günlerde bir daha hatırlanmasında fayda umdum. Gazi Eğitim Enstitüsü ve Orta Öğretmen okulu. yüksek öğretim veren bir kurumdur. Ama. mezun ları lise müdiirü olurlar da «lİ5 öğrencisi» olamaz'ar Liseyi biti renlerin hakları yoktur onlarda Ösretmen okulları lise muadili dir. Buralan bitirenler bir za manlar Üniversiteye devam edebiürlerdi Bir zamanlar da (nıese lâ 1942 yıllarında) Üniversitenin branşlariyle ilgili fakültelerine devam edebiürlerd: Zaman zaman veriîip , sonra seri alınan bu hak ların eâitimsel veya öjretimsel bir zaruret değil, birer idare tasarrufu olduklan kanaatindeyim Ovsa, yüksek öğretim yapmış, li serîe imtihanını verecegi bir kaç dersin öğretmenliğini yapan bir kişinin [;=e dip!oma?i almak için o drsierin İTitihanını da vermesi gerekiyor. Ben yabancı devlet imtihanını vermiş bir yabancı dil hora«ıyım I,ise imtihanı için lise Fransızca müfredatından imtihan vermem gerekivor Bu tuhaflıfia ancak Doguda rastlanır Memur ların öğretim müesseselerine devamlarına izin veren kanundan sonra. veni rejimin öğretmene en büvük hediyesi bu olacaktır Bunun için bütçeye ödenek koyma ya. knnlsvonlar kurmaga lüzum 3rok nca sınıf okutması da lâzımdır. Ama, bir ilçenin eğitim işlerinin altından kalkmak kolay değildir. Onun için kendisine sınıf verilmez. bu da normaldir. Ama, bu Milli Eğitim memuru, işlerinin çokluğunu ileri sürerek kendisine bir kâtip verilmesi gerektiğini söy ler?e ne yapılır? 20 lira aslî maaşlı, orta okul mezunu bir kâtip tayin etmek. evrak işlerini ona bı rakmak doüru olmaz mı? Burada böyle yapılmadı. Milli Eğitim memuru değiştirildi (bu bizi ügilendirmez). Başka bir okulun başngretmeni Milli ESitinn memurluğuna getirildi Güzel. buna da bir diyeceğimi? yok Ama şimdi köy. lere yedek öğretmenler gönderiliyor ya. elde fazla öŞretmen var. Milli Eğitim memuruna bir de yardımcı verildi Hem de, tecrübeli. 70 lira asli maaşlı bir öğretmen. Şimdi o da sınıf okutmuyor. Bununla da kaltnmarh Başögretmen olan MiUi Ecitim memuruna, bir de başoSretmen vardımci'i tayin edildi. Bu da eski, tecrüheli bir ogretmen. . Boylece, yaşlı başlı. tam verimü. çalışması gerPken 60 70 lira asli maaşlı üç tane öğretmen karşılıklı masalara oturup, bütün gün birbirlerine fıkra!ar anlatıyorlar. . «Tam maaşla emekli o!duk* dive de kıs kıs güiüyorlar. Kövlerde ne oluyor? diye sormavın! 120 öğrencili, 5 sınıflı okulları bir yedek öğretmen okutuyor. Nasıl okutuyor, orası belli degil. CEVABIMIZ: Okurumuz tamamiyle değiise hile bazı alanlarda haklıdır. öğretmenin asıl görevi, sınıf okutmaktır. öğretmeni büro işlerinde çalıştırmak, enerjisini rastgele, herkesin yapabileceği bir işte 7İyan etmek demektir. Ancak, bu işlerin kadrosuzluk yüzünden olduğunu tahmin ediyoruz Okurumuzun da, işaret ettiği gibi, «bir ilçenin eğitim işlerinin altından kalkmak kolay olmadıgma göre» kendisine bir yardımcı verilmesi kadar tabii bir şey olamaz!. Kadroda yeri yoksa, o zaman, bu yardımcının bir öğretmen, hem de tercihen yorulmuş, belki de hastalıklı, yaşlı bir öğretmen olması da pek tabii bir şeydir. Copynglıi opero mundi Rouff Hâkim: «Sıze hizmet etmek için yalnız basırııza harekete geçmemenize muvafakat etmek isterdim ama bu ış çok mühim bir şekil aldı, dedı. Kont da şu ricada bulundu: Bana sekiz gün müsaade ediniz. Muvaffak olamazsam o vaKit adalet işe el koyar.» Bunun üzerine hâkim: «Pekâlâ, dedi, dedığıniz gibi olsun.» Kont: «Sizden bır ricam daha var, dedi. Mouriüon'a bir mektup göndermek istiyorum. Pekı yazıp bana verinız.. Buyurun kâğıt burada.» Kont liaston kâgıdı kalemi aldı ve şu kelim°leri yazdı: «Hiç merak etmeyinız, işi ben takip edivorum» ve Fiorentin Broussel dıye de imza attı. Kont kâğıdı uzattı. Hâkim burıu a!dı fak»t altındakı imzayı okuduğu zaman hayrette kaldı. Kont ızah etti: «Mouriilon benim Kont de Soieure olduğumu bilmiyor. Beni Broussel olarak tanıyor.» Sorgu hâkimı kâğıdı katiadı, zarfa koydu ve: «Mektubunuz Mourillon'a verilecektir» dedi. İkı saat Kadar geçmijtı kı Mouriilon hücresinın kapısının açıldığını gordu. İçeri giren gardıyan. bu sefer ihtirarr.kâr bir edâ ıle: «Sorgu hâkımı size şJ mektubu gönderdi. dedi. Ve Kon de Soleure'un yazmıj olduğu mektubu Mourillon'a uzattı. (Arkası var) ı R A S ¥ O ! BUGÛNKÜ PROGRAM ~ ı Kahvede herkes gazetelerin tistüne abanmıslardı. Tara o sırada Rahmi gcldi... Acele ace le. Merhaba yabu! Recep bana bir sıcak çay yap.. Ahmet ağabeğim yok mu?. Yahu! Gör diinüz mü neler olnyor.. Recep sordu: Ne olmuj?. Heyyy kuzam hey.. Sen de koyduğum yerde otluyorsun! Beykozda deniz yanıyor, deniz... Nnri güldü.. Hay yasayasnn!. Neden! Denizi de yaktın Rehmi efendi. Kıymadın mı ona?. Yanıyor be!.. Git de bak.. Ben Boğazdan geliyorum.. öyle mi?. Çanakkale boğazından mı? Maytabı bırak yahu? Yanıyor be yanıyor... Anladık oğlum.. Hs bu ka zetalar da yaziyyy.. Cordik o ni! Yogslav gemigi yaniyyv. . Ne gemi yanıyor be!. Tamam dört tane gemi yandı, battı, patladı, çatladı.. Sonra de niz tutuştu.. Meyzin AIi lâfa karıstı.. tyice yanıyor mu Rahmi Bey.. Alevalev yanıyr yahu!. Öyleyse balıkları pişmiş satarlar ba?.. Gülmeler. gülmeler.. Rahmi cok içerledi.. Siz ne biçim adamgınıt be!. Ben gözümlen jordüm. Deniz yanıyor, deniz.. Beykoıda evleri bosalttılar.. O sırada Eczacı Bey geldl.. Merhaab çocuklar Recep bir az sekerli kahve yap.. Otur Ecıacı Bey... Hepsi blraz toparlandılar.. Eczacı Bey oturdu.. Ne baber çocnklar . Nnri fülerek: Haher Retımide Eczaci Bey.. Deyi ki: Boğazda deniz yaniyyymis. Ha bu Ali de devi ki.. bnndan sonra balıkları ~kızarmış tutacaklar.. Ne dersin Beyrfendi. Bizde akıllı insan çok.. Eczacı Bey sülümsedl, cevap vermedi.. Rahmi bekledi ama ses çıkmadı. ötekiler de sustular.. Eczacı Beyi hepsi çok «ayardı. Gene herkes gazetelere abandı. O esnada Y3tandaş Ahmet Efendi içeri srirdi.. .Merhaba!. Sabah şerifler hayır olsun Ahmet Bey oğlumuz.. Sahah şerifler havır olsun Bevefendi.. Kahmi: Hoş geldin agabey.. Hoş bulduk Rahmi Bey. • Ben Bey miyiın ağabey.. Ya nesin?. Ben Kahmivim.. Peki riyle olsun.. Ahmedin keyfi yerinde deçildi.. Rahmi: Ahmet aftabey nasıtsın?. lyiyim.. tyisin ya! Yaniya aslında nasılsın? Ne biçim lâf o?. ISTANBUL 7,26 Açılış, dilek ve program 7.30 tkı marş 7.35 Pazar sabahı plâkları 8.00 Haberier 8.15 Saz e.serleri 8,30 Plâk dolabından 8.45 Akordeonla melodıler 9,00 Ünlü »olistler (Haendel «Sonat». Bazzini «La Ronde Des Lutins», Chopin '2. Etud>) 9,30 Turk muzığinden istekler 10,00 Dinleyicinın seçtiği 10,30 Bir türkü öğreniyoruz 10.50 Kıtap saati 11,00 îstanbul Belediyesı Konservatuvarı kon«erinin naklen yayını 13,00 Pıyano iîe hafif melodiler 13,15 Haberler 13,30 Şarkılar 'Ahmet Çağan) 14,00 Milli lig maçınm naklen yayır.ı 15,45 Çeşitü stüdyolardan 16,15 Hafif müzik 16,30 John Smithson'la onbeş dakıka 16,45 Gıtar kuarteti 17,00 Çocukların ko>esı 17,30 Fasıl heyeti 18.00 Mikrofon kuliste 18.10 Turhan Eteke Kuarteti 18,30 Saz eserlen 18.45 Haberler 19.00 Çeşitli stüdyolardan 19,30 Haftanın dıs politika konuşması 19,45 Türküler (Neriman Tüfekçi) 20,00 Yassıada saati 20,30 Hafif melodiler 20,45 Kahramanlar saati 21,00 Şarkılar (Mefharet Yıldınm) 21.30 Spor haberleri 21.45 Piyano soloları 22.00 Çeşitli stüdyolardan 22,30 Müzik mecmuası 23,00 Haberier 23,15 Tatil sona ererken 23,55 Program 24,00 Kapanış. Aharyahıl! Yazan: Burhan Felek Ben anlarım agabey.. G5züniin kenarları kızarmış. Gene sancılandın mı ne? Yok.. ama uynmadım.. Hırsız falan mı girdi eve.. Yok be yaha! Sabah erken Beykoza gittim.. Amma yaptın.. Neye o? Hasta falan mı? Değil kuzum bizim teyzezadenin evi orada... Şu Yugoslav çemİM de Beykoza yakın geldi Yanıp dnruyor. Rahmi: Hah! Hay göziinü seveyim a$abey.. Deniz yanıyor mu. de niz?. Yanıyor. ötekilere dönerek,. tşittiniz mi?. tşte Ahmet a ğabeyim de söyledi.. Meyzin Ali: O seninlen alay etti yahat! Sn yanar mı?. Ahmet ya'n gözle baktı.. Merhaba Ali.. Merhaba Ahmet Bey. . Ali sen de mi Kaptan Paşa oldnn? Neden olayim Kaptan Pa »a? Ne bileylm ben.. Sn yanar mı diyorsnn da? Sn yanar mı aîabey.. Deniz yanıyor.. Sn da yanar. . Yok ajabev.. n kadar da cahil defiliz. Sn atesi söndiiriir.. Sen Syie hll.. Glt de Bo|axda deniz nasıl yanıyor gör.. Orada mıydın ajabey. Şlmdi oradan geliyorum.. Etrafına toplandılar.. Rahmi de . Ben de karsıdan »evrettim.. Bak trazetelerde resimler var Ağabey nasıl patlıyor.. Allah göstermesin.. Dehset bir şey yahn!. EIli tane topu birden ateşlersek ne olnr.. Onun sribi bir şev.. Agahey sen topçn mnvdun? Havır piyade idim. Neden sordun! Yok, bir şey degil.. Elli ta ne top dedin de Yahn! Söz temsili.. H.ani o kadar patlıyor.. Ne patlıyor.. Petrol.. Petrol nedir ağabey.. Nuri lâfa kanştı. Kaz yagı.. Yok hindi yağı.. Kaıın ne yaçı olacak ki.. Sen benimlen maytap edece jine kendi dilini düzelt. . Kıztna Nuri ağabey.. Kaz defil. gaı .. Riz ona kaz diriz.. dillmi re ovle kolay geliyor. Peki i i ya kaza ne derslniz?. tsi bilir.. Anlamadım.. Ona da bir isim takarız... Ahmet dik dik baktı.. Dotru konnşnn.. dinliyecek misiniz? Dinliyoruz ağabey.. Karşıdan gelmiş Yunan çemlsi.. ama bos.. Boğazdan da Yueoslav eemisi eeliyor . O da dolu.. Büvük mü gemiler. . Çok büvük. . Otuz bin tonIuk.. Yani bizim Ankaradan büyük mü? Ankaradan çok büvük.. Oilum Ankara posta vapnrn. volcu tasır. Bnnlar petrol tasır.. ».âf karıstı afabey.. Petrol nedir?. Petrol yaha! Gazyağı, benzin, mazot.. Senin anlıracagın akaryakıt.. Akaryakıt mı?. Ahmet Bey yoksa yakarakıt mı?, O ds olnr Eezacı Bey.. Ba na forarsanıı yanarakıt.. Beykozdan geliyorum. Dört defa patladı gemi.. Dumanlar Stileymaniye camisi gibi çıkıyor vallahi! Havada saç parçaları, demirler uçuşuvr.. Sonra denize düsüyor deniz de başlıyor çıra gibi yanmaya.. Deniz nasıl yanıyor, onn anlatssn a agsbey! Yahn! Denizİnfiıtünegaı yagı akıyor.. Nereden akıyor? Geminin •arnıçlanndan. Hangi geminin? Yngoslav gemisinln.. Kapasınlar.. Aman Ali.. Renitn ienlnIen ntraşacak halim yok.. Gazeteleri okumnyor mnsnn.. tki gemi çarpıştı.. Haa! öyle söylesen e ağabev . Demek birisi delinmiş.. Gazlar sıziyor. Ha şunn biie Idin.. Is yok o eemide aŞabey.. Neden bildin? Gazyağı akar, yerine sn dolar.. DoUa ivi ama dolamıyor.. Dolar ağabey.. Ondan «onra da gemi kaynar.. Kaynıyor zaten Fıkır fıkır ateş ksynıyor etrafında. Sıcak mı ağabey.. Ne söylüyorsun yahn! Beykozda abali.. oskummları peneereden gösterip kızartıyorlar. Ağabey, sen benimlen alay ediyorinn?. L'lan Ali, kim kimlen alav edlyor.. Benim canım burnumdan geliyor. Gece sabaha kadar nynyamadım.. Geçmiş olsun.. Neden uyumadın afabey. Rahmi lâfa kanstı.. Yahu' deniz yanıyor dedik ya!. Teyzesi Beykozda o turuvormuş.. Evi var, evi... Karadaki eve ne, vapur yanıvorsa. . Oğlum. sular, ateşi kenara vuruyor.. rüzgâr var.. parçalar uçuşuyor.. patlamalar oluyor. ttfaiye yok mu?. ttfaiye ne yapar cehenneme.. Su sıkar... Suyu nereden alır? Denizden. Bre deniz yanıyor dedik sana. . Petrol ateşine su kâı etmez Vay anaaam.. ne yaparlaı öyle ise... Bırakırlar yanar . Allab saklasin da rüzgâr çıkmasın. Hep sustular Eczacı Bey. Bir madde vardır köpük gibi bir şev.. tstüne dökülürse sönermiş.. Ama bizde bnlnnmaz tabi.. Rahmi birdenbire: Bu petrolü kim yapar ağabey. . Kuyudan çıkar. Hangi kuyudan. . Toprağa kuyu kazarlar... Petrol çıkar... Benzin?. O da kuyudan çıkar.. Hey Allahım ne olur bizim bahçede bir benıin kuyu su çıksa da: Ne yapardın Rahmi?. Dört tane taksi alırdım. Bedavaya gelirdi. . değil mi Ahmet afabey.. Ahmet başını salladı.. Benzin kuyudan çıkmaz.. Al bnndan bes paralık.. Ahmet bn lftfı söyliyen Nnrlye baktı . Çıkmaz.. Benzin fabrika dan çıkar... Kuyudan ham petrol çıkar.. Ham petrol temizlenir.. Benzin olnr, »onra gazyagı olnr, sonra mazot olnr, sonra.. Fasnlye piyazı olnr, diyen Meyzin Ali Ahmedin fırlattığı iskemleden kendini sıyırdı. Ve hemen tflydü.. Ahmet de arka sından Gidi hımbıl.. VIan zaten kızıyorum kaç gündür.. Benimlen alay ediyor. Kopuk herif.. Rabmi: Ağabey, bana da çatıvor ama aldırmıyornm. Hani vereceğira dersini ama imam kızar diye ses çıkarmıyorum.. Bırak aptalı.. sen.. Derken uzaktan gök gürnltüsüne benzer hir patlama işitildi.. Hep birden kalktılar.. Ahmet Ben Beykoza gidiyorum. diye çiktı. Rahmi de arkasından. Ağabey.. ben de geliyo rum Benim babara Akgaray tulumba Derken.. uzaklaştı lar Eczacı Bey.. Recebe: Bana bir nargile doldnr Recep efendi, dedi.. Sonra gazetelere abandı... Recep çayı deraledi... Şoförlerden bunu beklemezdik tstanbul'dan Fatma Göksu yaııyor. Yeni vapılan Edirnekapı yoîıında park eden dolmuşlar. uygun bir yer seçmemişlerdir Bunlar cadde üzerinde sıraya girmekte ve buradan dolmuş yapmaktadır lar. Bunun çeşitli mahzurlan vardır: 1) Yolu daraltmaktadırlar. 2) Burası yaya geçit yeridir. kazalara sebep olmaktadırlar. 3) En büvük şikâyetimiz, burada toplu bir halde bulunan çoförlerin bize bayanlara karşı davranışlardır. Buraîi semtimiz olduSu halde artık yol değiştirmeğe başlariık Zira fazlasiyle rahatsız edilmekteyiz!. Şirrıdi trafik müdürlüğün den ricamız. dolmuçların daha elverişli bir vere kaldırılrrrasıdır. CEVABIMIZ: Bu şikâyetin şoförlerle ilgili b(i lümü gerçektenrtebizi çok üzdü Şoförler. mesleKİeri gereftinee toplumun en az nazik, en terbiyeli insanları olmak zorundariırlar. Ar tık kaçgöç olmıyan zamanımızda, kadmlara başka gözle bakmak, onlara lâf atmak, eski devirlerin kötü bir ahşkanlığıdır. Küçük bir gayretle bu alışkanhktan pekâlâ vazgeçilebilir. Bu lâf atılan kadınlar arasında, annemizin, eşimizin, kız kardeşimizin, kızırmzın da bu Iıır.ahilerpîini hiç unurmıyalım ADALE AÖRILARINI tstanbul Belediyesi SEHİR TİYATKOLARI TEPEBAŞI TİYATROSU Saat 18 de Ç A T K A PI Saat 21 de BİR TAKIM tNSANLAR Temsil günleri: Pazartesi, Salu Çat^amba. Cuma, P«zar. (OPERA) Saat 21 de MADAM BUTTERFLY G. Puccini Temsil günleri: Perşembe v« Cumarttıi Tel: 44 Zl 5 T !• teskin etmek bakımından faydalıdır ı s o ğ u k algınlığından Imütevellit bütün adale ve sinir ağrılannı ve sızılannı derhal teskin eder. ıbaş, diş. nezle, romaItizma, siyatik ve lumbago ağrılanna karşı faydalıdır OPO1M FAAL O • b. Öğretim işlerimiz nasıl gidiyor? Turhal'lı hir okunımuz yazıyor Bütün iiçelerde olduğu gibi Turhal'da da efiitim işlerini bir Milli Eğitim memuru idare eder. Yine her yerde olduğu gibi bu Milli Eâitim memuru başögretmendir. Ay YENİ TtYATRO Saat 18 de DOMtNO Salı fünleri temsil yolrhır Tel: 44 04 09 B EY B A BA Saat 21 de KADIKÖY TİYATROSU Saat 18 de MUTLU GÜNLER LSİGORTALARINIZyi İYAPTIRMADANjt rfff EVVEL t Perşembe günleri temçil yoktur. Telefon: 36 06 82 BÜYÜK Ssat 21 d» ÇINAR Komedi 3 perde Saat 21 de Cunıa. Cumarteşi. Pazar matfpe 17 de. T P I : 44 02 7fi t«tanbul Tiystrosıı Pazartesi, Salı. Çarşamba, Perşembe Bulunmaz Pansiyon Cuma, Cumartesi. Pazar SAKALL1 GELtN Her ak«anı 21 de Çarfamba tenrliStlı matine, cumartesi pazar 16.30 da Tel: 44 22 3fi BUI.VAR TtYATROSU SEVGtLt GÖLGE Suare 21.13 Çarşâmba, cumarte«i. pazar matine 16.15 Tel: 21 48 92 KÜÇÜK SAHNE İKİNCİ BASKI OPON günde 6 tablete kadar alınabilir SEMIH TUĞLU >»11111111"11 HIIIIIIIIIIIIIIIIIII mı 11111 j 1111111 f 111111 f 11111111 T 1111111111 11111 ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ıııııııııı ııııııııııııııııııııııımııİT İstanbul Belediyesi i Şehir Tiyatroları { Tepebaşı Tiyatrosunda i 20 Aralık Salı aksamından itibaren J İstanbul Türk İngiliz Kültür Demeği İngilizce Akşam Kurslan İstanbul Turk • îngiliz Kültür Derneğinin Atatürk Erkek Lisesinde açılan İngilizce Akşam Kursları ikinci devre için kayıtlar 19 Aralık Pazartesi, 20 Aralık Sa!ı ve 22 Aralık Perşembe günleri saat 15.30 19.00 ara sı İngiliz Kültür Heyetinde yapılacaktır. (Kamarot Sokak, Reş at Bey Apt., 1/2, Ayazpaşa. Tel : 47 43 30). KIRALIK DEPO A It A \ I V O It Tercihan Eminönü Unkapanı. Galata ve buna mümasil birinci derecedc piyasa merkezlerinde olmak üzere günün her saatinde kolaylıkla kamyon girmesine ve tahmil, tahliyeye miisait bir durum arzeden 300 ilâ 400 metre kare mesahalı (2 kat olabilir) bir depo aranmaktadır Bu vasıfta yeri bulunanların her akşam saat 19 ilâ 22 arasında 47 71 44 telefondan Bay İlhan'a müracaatleri rica olunur. ^»^*^*.*.%. hatırlayınız • *D*C» TİT ATBO KAR.ACA TtYATRO CtBALt KARAK'H.U Her akşam 21 :> te " Çarşamba, Cuın^rte?i. Pazar Matine lfi da Tel: 44 fifi fifi Piyes: 2 Bölüm Yazan: Türkçesi: Johannes Alario Simmel Seniha Bedri Göknil Sahneye Kjyan: Müfit Kiper Dekor: Turgut Atalay •llllllllllllllllllll MEKTEP ARKADAŞI ••%.' Saat 18 de RAY ÜSCAİL P A T T I 115 PROF. NİMBÜS'ün MACERALARI: