Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
17 Temmıu 1955 C'UMHllltlEET BEŞ €S/MLI Hauptmann sanık iken şahid mevküne geçiyor Yazan: Tevfik Sadullah Müdafaa vekıllerinden Pope, Koehler'ı uzun uzadıya mukabil sor gulamaya çekti. Mevzua büyuk bır nüfuz ve incelikle idare edilen bu mukabıi sorguiamada Pope, tahminm üstünde bir maharetle en ince teferruata tenıas ederek Koehler !n ifadelerıni çürütebılmek ımkânıat'.nı araştırdı Fakat hıç bir suretle Koehler'in ıhtıasa dayanan kat'î fadelerıne en ufak bir şüphe uasuru eklıyemedi Başsavcı Wil!entz yerinde bir takt kle Koehler'ı yenıden torgulamağa çekti ve ifadesinın en can ahcı noktalarını bir kere dah;hulâsaten behrttikten sonra iidia »ını ispat etmiş ve merdivenı «ceılâdın ilmığı gıbi Hauptmann ı?. bov Hauptmann, kendi ifadesine göre. nuna dolamak» vaadini yerine senr mı; olduğuna emin, âmme dava5.ni 1924 ten itıbaren hiç bir zaman ışsiz kaimamış, kazancı haftada 20 dolar | kapadı. ile 50 dolar arasında değışmiş. bazan Şımdı mejdan müdafaanmdı Hauptmann'ın vekılleri ilk iş olarak fazla mesai yapmak suretile. daha malıkemenin salâhıyetsizlığını ıddia da çok kaz3nmak imkânmı bulmuş ettiler. Müdafaa vekillerine göre tu Karısı da hiç işsiz kalnıamıj ve iddıa makamı ölümün Hunterdon ücreti ile bahşişlerin toplamı jlaıak kazasınrta vuku bulduğunu ıspata muntazaman haftaaa 30S5 flolar mu\affak olamamıştı. Bilindiği üze kazanmıştı. Muktesid olduk!ar> ve re çocuğun cesedi bu kaza hudud azla kanaat etmesıni bildik'eri ıç n larının bııaz ötesınde, yanı kom^u para biriktirmişler ve 1929 senesinMercer kazasında bulunmu^lu de 3750 dolara motekli olarak bir ayrıca Dankaya Bundan. ölumün de orada vuku bul ev satın almısl muş olduğjnu ıstidlâl etmek pekâlâ 700800 dolar vatırmaK imKânını mümkündu. Bu takdirde ıse Hun bulmuşlardı. Bunlara ilâveon. gene terdon mahkemesinin, baıka îir ka Hauptmann'm ı.adesine % >re. evde zada vuku buîan bir blüm hâdisesı »aklamakta olduklarl 4000 do'ar k«nın muhak»mesini yapmak «alâhıye dar da nak:dleri mevracdu Hauptti olamazdı Hâkim, her iki taraîm mann 1929 da bor>a oyunlanna bajda iddia ve itarazlarını dinleaıkten lamıştı. Resmî kavıdların aksini ij»onra eldeki delillçrin öiümuîı pat etmesine rağmen, tendısı bu Lindbe'fch ıerın evı duvarına çaıp spekülâsyonlardan epey oaıa kamak suıetıle »e anide vuku ouı zanmıs olduğunda musırdı. 2 nisan : mu$ olduğnnu ispata kâfı geleceiji 1932 deki malî durumuna ge' rce. mülâhaıasile müdafaa vekillerinın vvrarner Brothers şirketinın a.°lâde eshamından 50 adedıne sahibdi (bu bu talebinı reddettı. e.shamin o sıradaki muamele fıatı BunHan sonra. sanık vekillerıncen 200 dolardı). bankadaki tasarruf he bir dığeri: Fischer, müdafaanın e sabında 202.26 doları, evde sandılaslarını .z?h etti Müdafaa vekiîle gında da 4000 dolar nakdj vardı: ri müekkillerinin vakt gecesı Lmrl 3750 dolar ıpotekli bir evi 700 dobergh.'lerin malikânesine veya ci lara satın almış olduğu 1935 modeli vanna gitmediğini ispat edecekleretı. Dodee rrıarka bir otomobile Müvekilleri tevkıf edilıp d« yüzHauptmann, tarihini günü gününe leştirme yapılıncaya kariar Dr. Condon'u ne gdrmüs. ne He tanımı; hatırlıvamamakla beraber, 1932 yıtı. Doktor Condon'un «John» ismi lınin mart veya nisan ayında İsidor ni verdiği bir meçhul kişiye 50 bin Fisch ismindr birisile tanışmıştı. dolar verdiğini iddia ettığı 2 nisan Fisch kürkçülük yapmakta idi. İki yeni dost kısa bır zaman ıçinde bırfecesi ise müvekkıl'eri kendi evinbirlerile iyice kaynaşmışlar ve bilde ntu'makta ve dostlarile bsrlıkte gi, sermaye ve kabiliyetlerini birleş tertiblemi; olduju «müzik gecej» tirmeğe. ortak olmağa karar vermiş n» iştirak etmokte idi. Müdafaanm lerdi Boylece. her ikisi de müsavı bu ifldıalarlnı ispat ioın ılk olarak biyzat Haupfmann «şahid» sandal miktarda sermaye koyacaklar ve bu sermaveyi bir taraftan Fisch kürk yesini >şgal edecek kend sine yapılan bütün ısnadları tabıatıie redde alım satımında. diğer taraftan da Hauptmann borsa spekülâsyonunda derek bunlann aksinı ısbat ede" kullanacak ve bu iki taraflı isin kâr cekti. ve zararîarını müte«aviyen bölüşeBoylece, ilk olarak Bruno Richard ceklerdi. Bu anlaşmaya rağmen Haputmann «şehadete» çağırıldı. kürk işi. ıesmen Fısch'in üzerinde »orgu masasının aevam ettığı on kaiacak. esham spekülâsyonu da tek yedı saat bojunca unıfoımalı bır başına Hauptmann'ın işi olarak gos«şerıf» ş.alvd veya sanıgın arka ter leckti. Hauptmann'ın ifadesine tında nbbet tuttu göre bu ortaklığın kürkçülük şubeKendi vekılleri tarafmdan yapı sı esaslı kâr getirrrış, sık sık bölulan doerudan doğruva soıaulanma şulen kârcan Hauptmann'ın hissesisı esnasında Haupımann. Fteıltv'nın ne hazan bın dolardan fazla mıksorgulamay: harıkulâde mahıraric tarların duştüğü olmuştu. Fisch idaıe etmesi ?ayesmrie. ha\ıet ve eene Hauptmann'ın ifade.ıne îjore ricı hir nefs itimadı kazandı. Ma avrıca esham alınmak üzere dc ja.ı sum'uğuna \üzde } uz ına:ıan. fcu vermişti Muhtehf tarihlerde ver.ıen ırtînc'.nı jüriye de koiaviık'a l'nbtJ bu paraların vekunu 23077 io.ar ettirebileceğine vüzde yüz eu'.enen tutmakta idi Hauptmann JU para { pervasız kaygusuz bir adaın edasi'e lardan 65008000 dolar kaJsrını hikâyesinı anlattr Sakson.'nda Hog muhtel f bora komısyonculan I M muş. sekiz senelık resmi ahsiV«n dindeki hesablarına yatırmış, parasonra sanat okuluna «irıniş ve ma ların bir kısmını da kürk aimasi icin tekrar Fısch'e vermışti. Fisch'e ransozluk ve teeviyecilık iğr'n",ı: ıade edılen paranın miktarı belli ti. Henüz on yedı buçuk ,as • •a •d . I deeildi. Bu arada Haputmann nısan iken arkere alınmış ve ıki »?Hf,Jfn I 1932 den sonra. kürk işnden kazankıss 'ıır müddet "Vatanî vazıî^> ıirı cına evde sakladığı paradan eklıifa atmisti. Kendi ifsdeskıe göre yerek 3750 dolarlık borcunu ödemiş Bııncı Cihan Harb nı takıb eden ve evini ıpotekten çıkarmıştı. mütarekeden sonra iş oulanıarmş, rrali muzavakaya duşmüş basına Fısch. 1933 yılı aralık ayında Albir «•derd» gelmiş ve «basıt bır manvaya donmuştu. Hauptmann'ın hata» dan dolayı hapse mah ifadesine gore, bu ayrılıştan bıraz kum olmuştu. 1923 yılı martında e< vel ıki ortak hesablasmışlardl: ek hapisten çıkmıs vehe Neticede Fisch 5500 dolar borcluymen akabinde Bırleşik V.ne İS.HVJ geçmeğe çalışmıştı Bu te^ebbÜ5İ<nde peşı peşine ikj defa .nuv.'flak olamadıktan sonra. üçüncü »efenn,de, eylul 1923 te, gayrikanuoi o'arak New York lımanında Amerıkaya gırebiimenin yoiunu bulmuştu. Bundan sonra muhtelif ışlerde çahjmış, bir lokantada bulaşık yıkamak. daha sonra bir elbUe temızleme ve bovama müeasesesinde evvelâ boyacıhk, sonra makinıstlk, en nihavet marangozluk yapmak sur«ti'e ^ecımini temın etmı^ti 192ö vıhnda gar5onluk yapan Anna Schoef fer ile tanışmı? ve evlenmişlerdiEvlenmeierini müteakıb her ikisi de 1932 nisanına kadar muntazarran çalışmağa devam etmişlerdi. du Hauptmann ortağına veniden ve nakden 2000 dolar vermiş, boylece Fisch'ın borcu 7500 dolara yukselmişti. Buna karşıhk ortaklığın 400 kadar en iyi cinsten lutr kürkü vardı ki Hauptmann, tabiatile, bunlann yarısına sahibdi. Almanyaya hareketinden bir akşam evvel Fiach tekrar Hauptmann'a ğelmiş ve ortağına emaneten iki valızle takriben bir ayakkabı kutusu bovunda ve ayakkabı kutusuna benzer mukavva bir kutu bırakmıştı. Hauptmann m ifadesine göre Fisch hassaten bu kutu üzerinde durmuş ve arkadaîin dan bu emaneti iyi muhnfaza eiTesini ve «kuru bir yerde •utma'inı» istemişti. Içinde ne olduğu sualine cevaben de: «Kâğıd» demişti. Asrın En Büyük Cmaveti I ^ m : Türbinli otomobiller daha ucuz, motörleri daha küçük, daha seri, daha »arsıntuız, kullanılması daha kolay olacak Yarının Kutsal balıklar ve otomobili ceylanlar şehri: Urfa ••••••••••••••••»•••••.••.••••••••»••••••••^•••••••••••••«•••••••«••••••••"'••••ıı i kulianılması kuvvetle muhtemeldir. Fiatların inmesi, igtikbalin türbinli motörleri için çok muhım bır meseledir. Tecrübe için yapılan bir gas türbini 60.000 T. L. na mal olRÖPORTAJI YAPAN: YAŞAR KEMAL muştur. Eğer, bu masraf, en ajağı bu günku otomobil motrirlennm mâliyeti seviyesine inmiyecek olursa, müşteri için tercıh edilecek bir matah olmıyacaktır. Mühendisler, masrafın 4 300 T. L. na kadar İstikbalin otomobilinin şekli de bu ineceğını beyan etmışlerdır. Şirket günkünden farklıdır. OtomoSi..n ise, daha da indirilmesı 75 T L. yeni motörüne «Cas Türbıni» den olmas, taraftarıdır. 4500 lira ile yamektedir. Bu, jet kudretnın ıtomo pılan bir işin. 75 lıraya nasıl yapıbil kudretine çevrilmesınden larKB lacağı hakıkaten düşunulecek mebir şey değıldir. Böyle bir nıomcDil 1 seledir. Turbootoda seyahat, diğer ı*omotorü yapmak için senelerdenberı milyonlar sarfeden, Amerikanın mobıllerdekinden pek farklı olmıMühendıslere bakılırsa, dört büyük otomobil fabrıkasından yacaktır. Kendi söylediğine göre Haupt bıri olan Plymouth şirketi. nıhayet üstelik sar;intısı kalkacaktır. Bır ekle motor mann bu kutuyu süpürge ve •rm bu arzusunda muvaffak oıı.uışıur ! anahtan çevırmekle motor ıan:ket t: sali ev e5y?. ının muhafaza «diİTİsi Türbinli otomobillerin 10 >ens son edecektır. Sadece. motorün =esı bu günkülerden biraz daha yuksektir. kücuk bir eömme dolabın üst rafı ra bütün Amerikayı capuyarjğ1 Motorün ıçındeki b.rçok şe^ ^ıena koymuş ve mevcudiyetinı dahi zannedılmektedir. Turbin kudretile unutmuştu. Ancak 1934 yılının a haıeket eden bir otomobilin sağladı necekir. Meselâ, soğııtucuya, hiç luzum yoktur Kaıburatoı kalka ğu=tos ortalarında bır gün sııpürge ğı faydalar şunlardır: cak fakat yerini yanma odası alaalmak için dolabı açmış ve kazaen Motörün küçülmesi netıcîsınde kutunun yere düşmesine sebeb ol hem ağırlığı azalacak, hem da yol caktır. Servis ıstasyonları da yakamuştu. O zaman kutunun kapağı da cular ve yük için daha fazla yer cak maddelerinı değiştirmek zorunda kalacaklardır. Çünkü, turbin açılmış Haputmann da içinın para kalacaktır. motörunun içinde hidrokarbonık ile dolu olduğunu o suretle öğrenTurbin daha az benzın jarfedrce mayi bulunan benzine ihtiyacı mişti. Kâğıd para. gomme dolaba tavandan sızan yağmur suyundan ğı için yakacak masrafı azalacak yoktur. tır. hayli ıslanmış vaziyette idi. Standard bir araba bir galon btn Arabada sarsıntl diye bir şey zinle 50 kilometre yapacaktır. Mü(Arkası var) olmıyacaktır hendıslerin belirttiklerine göre; btn Otomobil kullanma çok daha zin masrafı düşecektir. çünkü, iaha ucuz benzın de aynl işi görebJir. kolaylaşacaktır. Türbin, basit bir makine oldu Maamafih, bu durumda benzin mas rafının daha fazla olacağı : an l l 'yor. ğu için ömrü uzun olacaxtırl'rfanın uzaktan gorünüşü ı Ekzostan çıkan gaz epey azalacak Ancak, yeni bir buluş bu ırasıafı indirebilir. Ne kadar gun ışığl varsa hepbinı leri... Orta yerde Urfa Dört bir ya Beyazıddaki havuıun yedi sekiz bü tır. Ya, istikbalin otomobıllerinın mo bır araya toplamışlar, getirıp Urfa nı kel, kıraç, bozarrmş tepeler. Gü yısını onannışlar. Bu yüzden gol Otomobilin gücü artacakt.r nın ustune aktarmışlar. Otobus ta j neşten yanmış, benek benek olmuş, büyucek bır ha\Tiz gıbi duruyor Motorün, ayrıca soğutacak ter dellerı nasıl olacaktır? Bu huous baka tabaka toz altında kalmıştı. el değınce un ufak olacakmıs gıbi yukluğunde bır havuz. Bu havuzın tıbata luzum yoktur. Yanı, moto ta henüz kafi bir karar verı'nı.ş de Yol boyunca toz dırekleri salınıp duran kayalar. Tepelerin çukurunda gozu nereden kaynıyor? Belli değil. ğ.ldır. fakat eski ufak otom'>bıhere rün soğukta donması ve radyatorbir dönüş olacağı zannedılıy<ı Ma duruyordu Altına bulaşmış bır toz Urfa. Başucunda kalesi öylece salı Her kune sordurasa, doğru dürüst lerin fazla ısınma derdı bertaraf bır şey soylemedi. Gölün kıyılan amafih. çoluk çocuk kalabalık s: e bulutunu esen yalım gıbı yel ora nıp duruyor. edilecektır. Orta yerde, bavulum elimde öyle asırlık, ulu ağadarla çevrili. DalUıi Ierin büyük otomobıllere muhtac dan oraya savuruyordu. Motörün küçülmeıi, ağırhğın oldukları aşikârdır. Urfaya gird'ğımizde hiç birımude bunaldım kaldım. Susumdan da di sarknuş. Koca ağaclann aluna :eazalması yüzünden otomobiller çok Her ne olursa olsun, ıstikbalin konuşacsk hal kalmamıştı. Butün o üm damağlm kurumuş. Duyardım. mizoe bir lokanta yapmışiar. Gazidaha ucuza ma! olacak ve dolayısıle türbinotoları o kadar cazıb avan tobus sızmıştı. Bir toz kasırgasm Urfadaki Halilrahman gölünü duy nosu da var. Sonra parktan bır par de ucuz satllacaktır. tajlara sahibdir ki, kısa bır zaman dan sonra Urfa açıldı. Evleri oıtaya mayan yok Anzelhayı duymayan ça yer ayırıp, iki ucuna şöyle yaBütün bu faydalar kolay kolay da çok tutulacağma muhakkak gö çıktı. Yorgun argın, bitmis, «alla yok. Geldığimız yerde. kalenin di zılar yaznuşlar: «Ailesi olmıyan buvazgeçılemiyecek cinstendir. Böyle zü ile bakabıliriz. narak otobusten, şehrin dışındakı bıne doğru kuytu, ıslak, karanlık radan geçemez.» Efendım, işte bu bir otomobilin hemen piyasaya sügarajda indik. Yaprak kımıldamı I bır yesıllık tütuyor. Göke kadar u ıki yazı arasında kalan yere yaj rülmesi işten bile değıldir. Fakat, gıbı geliyor insana. İlk ba nında karısı olmıyan vatandaş gıyordu. Arada, inceden bir yalım Plymouth otomobil endüstrısi mü Hacca gideceklere pasaportlan jeli esiyor, sonra hiç esmemıs <ıbı rerâiyor. Kayiericle de boyle bir şey nın verilmesine başlandı hendislerinden biri, henüz acele Yanundan geçen delıkanlıya: tutulur. taş le karşılaştun. Şehir Kulubünün Hacca gıtnıck için passpoıl alnıa va kesilıveriyordu. Elle etmeyip bir müddet bekliyeceklen , s , f U n m h , l z 1 M h a c , n , m z e d i Ciiın gibi ağır. kıpkırmızı, bir sıcak çok «Anzelh» nujt dıye inde bir yere oturmuştum. ni ve ortaya her türlü ihtiyaca ce , den Itıbsrtn pasaportlannı Bas «Odur,» dedi. t müştu Ne kadar gün lşığı varsa... iecikler Ş^öktu orada. ArkaŞaşvab verecek bır eser çıkartacakları , lamıstır Anzelhaya yoneldim. Tüten j »n ları bekliyordum. Garson geldi. İçeYalan değıl. nı söylemektedir. ı ^" Jn Emııiyet 4 uncu Sub« MudurltıTRUMAN'I TANIDINIZ MJ? ğune Oajvuran 130 hacı nannedınden Alt vanı Haran ovası, Surıye ço lik, koyu, karanlık, durgun göl. cek bir şey istedim. Getıremi> eceğiBununla beraber, şırketin kısa 2G kışı pasaportlarını almıştıı Hacca lü, Ceylânpınar, Mardin çölünün Urfalılarm parkı . Sekız saatinc, ni sövledi. Şaşırdım. «ırası aile Bııleşık Amerıkanın eski Curanur bır zamanda turbootoları pıyasa gıdeceV 130 namzedden 41 i kaaın. 89 u serabları . Üst yanı Suruç ovası toz duman, sıcak. koku, ter ıçi.ıue yerı, karşıya geç de ne ıstersen geerkektır Kcidınlardan en yaşEı hacı Ba fes, k /Chıcago'da S^ Trumana bu ştk ya çıkracağ: sanılmaktadır Beş se namzedi 71. erkeklerden is« 77 yajın nın düzlüğu... Antebin kırmızı top yolculuktan sonra. bu çolde, boylesi tiririm,» dedi. Eh canım bu kadar« a n l H a ^y Masonların ne içerısinde turbin motorlermin sinde giydırilmiştir. raklı, yangın yerine dönmüş tepe bır inanılmaz yeşıllik. Anteb L\ta lık da olmasın nu arük? Demokdadir. sskeri vasıtlar ve traktörlerde arasını giden bılır Yol da bır /ol rasi icabı. ki . Bu yoldan sonra .. böyle b r Duymuştum duymuştum ama, bu cennet köşesi . Urfada taş topr«, kadan da aklımdan hayalimden geç ağac bulut, kale, mağara, her ^ey mezdı Goltm içi'bahkla döşeli Babır efsaneye girmiş. Urfa mucizeler lıklar =uvun yüzunde üstuste Tjm. şehri. Herkesin dilinde Urfadan bir bel tembel yatıyoHar K'r'Mamıefsane. Şu dere diyor^un, o, dıvor yorlar. Durgun, ölü. Ama, göle bir lar, Hacca gıtmek isterken, Urfada yaprak. bir parc3 »km"k duU}m. konaklıyan. o gece gelip Urfayı la ölü balıklar cenlanıyor, y;l n san, evler alıp götüren sele karşı, hac parasını bu derenin açılmas; rek, düşen parçayı kapmafa koşuiçin harcayıp, evine gen dönen bır yorlar. hatunun eseridir. Ünlü Türkmen Bir gun sabahtan öğle> e kadar bu boyu Karakoyunlu beyınin kızkar balıklarla uğra tıır.. Yandaki ıatı5 deşi olan hatunun .. Şu ağac .. O çelerden kucak kuoak dut dalı nun da var. Urfayı gormıyen, Ur lattım, balıklara attım. Kocaman fada Halilrahman golünu gormıyen bir dalı suya atıyorum Dal ıuya buranın taşı toprağı neden efsane değer değmez balıklarda bır ka. ., ye kesmiş bilmez. On beş dakika ma... Dala her biri her yerden ^^^içinde Halilrahman golü kıyısında, dırdı. Göz açıp kapayıncaya kadar, dışarıyı, tozu dumanı, taş gibi ağır dalda bir tek yaprak kalmadı. Çınlsıcağı, yalım gibi esen yeli unut çıplak suyun yüzünde yuzdu • urtum. Ku$ gibi hafifledirn. Anadan du. Ne kadar dal abyorsam nepsi yeni doğmuş gibi Hurur Allah öyle oldu. Balık yaprak yer mi dı• kahretsin şu huzur sözünü de duy yeceksiniz. Ne bileyim ben, yer rnl | dum. Huzur diye anlatmak iste yemez mi gidip Halilrahnan göiundıklerile hiç karşıiaşmamıştım. Sa dp TOrün. nırsam o dedikleri şey burada, HaYanımdaki Cumhuriyet muhaıiiri lilrahman gölünun kıyıcığında, taş Naci İpeğe sordum: gibi, öldürücü bir sıcaktan sonra, «Sahiden hiç k'mse ou ba'ıkAnzelhanın yeşilliğinde. lara dokunamaz mı?» Detroit, otomobil endüstrısi merkezidir. Şimdı Detroitli muhendislerın üzerınd* durdukları başlıca mesele, istikbalin otomob llerıdır istikbalin otomobili, nakil vasltalarında bir ihtilâl yaratacak kadar orijinaldır. Jet kudretinden istifade etmek suretile yapılan jenı otomobiller, eskisinden daha hafif ve kullanışlı, üstelik çok da ucuz olacaktır. İhtiyar: «Yağma mı var, oğul dedi. Bu göldeki balıklara kotülükle bakanların gözleri kör olur. Tutup yiyenler mutlak ölörler» Bir mhhendis dizel ve turbin nıotörlü iki otobusu mukaje&e edi>or: Türbııı motorlu araba diğerinden 750 kilojrram hafif olduğn halde, nıot örii diğerinin iki misli kndrettedir. mesi ihtımalmi hıç bir zaman hatınndan geçirmemışti. Başka hiç bir akşam duymadığı bu şupheyı, o akşam duyması için hiç bir aebeb yoktu. Yatak odası, dehlizin tâ ote ba şında idi. Maurıce, iki kanaJlı büyuk kapıya. bakıraan kapı toKmağına baktı. Gevşektı, \araoiiijtsn gevşek adamdı. henuz gobek salı vermemış olmasma rağmen, tab atı rehavetli idi. kujuıuu t>uıman luç bu nukum çl Charlotte: taramadı. Karısını artık sevmez olDiye seslenmekle iktifa etti. Tki muş, arzulamaz olmuştu. Onu, çok saniye sonra, daha yüksek îesle fantezıli ve, kötu şekılde olmakla be tekrar: raber ne de olsa, evinı :dare eden, Charlotte! diye çağırdı. hayatına neşe katan bir arkadaş teCevab çıkmadı. Yalnız, meUıalde âkki edıyordu Bu neşenın yanısıra arkada bır kapı açıldı, aşçı Kaaın, üzüntüler, münasebetsizhkler de çok şişman vücudü ile, mavı önluğ'i vardı. Fakat yalnız kalmaktansa. ! ile. taraz taıaz saçlaıile gözüktü. yahud nıce nice mevcudları gibi si Duzenbazlığını örten safdil eaasını lik. kasvetli, mânasız bir kadınla ya takınarak: şamaktansa, ne olursa olsun razı i Zannaderım, nıadam %i'.dı, dı. Charlotte, bazı zamanlar, bir ne mösyo, dedi. vi kasırga oluyoıdu. Evet, bılıyorum. Maurıce, eldıvenleti geııe komoAşçı kadın mutfağa döndü, Maudun ustune bııakmıjtl. Çantaya rice de yatak odasma doğru yurübaktı. Cilâlı derisıne elini sürdü. du, içeri gııdı O zaman, karısı, gaÇantayı açmak, biran bile aklından liba geldiğı andanberi oturup kaldıgeçmedi. Zarif, bıraz gösterişçi, sağ ğı kırmızı kadife kaplı küçük ko!lam prensıplere sahibdi. Kibar Ur tuktan kalktı, odadan çıktı, banyo erkeğin, bır kadının çantasını aç odasına geçti. mağa hakkı olmadığınl bılıyurdu Maurice Gontraın, ayakta kalmışSonra da, esasen Charlotte'dan ya j tı. Bır iki ^anıye tereddud etti, sonna. aklına bir şey getirdiğı y'jktu ra, seslendi: Ona itimadı vardı, sonsuz bir ıtımaa Charlotte? değıl. fakat hantpl, sağır, kör, ölü Karısı, boğuk bır sesie mukabebir itimad. Karısından Jıanet gör le etti: Ne var? Bu cevabı verdıkten sonra sümcürdü. Maurice: Hasta değılsüı ya? diye sordu. Hasta mı? Nıçin hasta olacakmışım?? Niçin gizlenıyorsun? Ben mı? Gızlenıyor muyum? Charlotte, banyo odasının kapısında gozuktu. Gontr=n hayretle' Nen var? dedi Ağladın mı? Charlotte gulmeğe başladı: Ben mi? Ağladım mı? Sen deli misin: Gözlerin kıpkırmızı. Uşumüşümdür. gaîiba nezleye yakalandım . Bu aksam, yemeğe Raoulx'lardayız, değıl mi? Evet. Saat de sekizı beş geçiyor. Charlotte, omuz silkti, sıcaktan fazla rahatsız olmuş gibi içini çekti Adam sen de. beklesınler, dedi. Pek iç açıcı insanlardır da, Raoulx'!ar: Odaya gırmış, şapka denilecek hali kalmıyan şapkasını. bıraktıiı iskemlenın üstünden almjş, tuvaiet masasının üstüne koymuştu. İşe nereden başlıyacağını bilemiyormuş gıbi, odad , bır asa£> bir yukarı dolaşıvordu. Kocasına' Sen hazır mısın9 dıye sordu Evet Gece tuvaletı giymek ; stemıyorsan . Charlotte gene, diş gıcırdatır gibi. hain hain .hafifçe güldü. Gece tuvaleti mi? Baksana bana kuzum: Sen benimle alay mı ediyorsun? Kim içdn giyeoeğım gece tuvaletini? Baoubc'nun karm ıçın mi, çitlerin tepesinden bakan teke kafalı o karı için mi? O kendıni beğenmiş Raoulx için mi? Mavi tayyörumu gıyeceğım . Hoşlarına gitmezse kendıleri bilırler .. Bovle dedikten sonra tekrar ban yo odasına geçti. Maurice Gontrain. yiızü banyo odasına donuk, basını sallaya sallaya bir müddet daha odanın ortasında durdu. Komik şekilde buruşturduğu yüzunün ifadesinde şu mana okunuyordu: «Dur bakalım! Kuçuk hanımın keyfi gene pek yerinde değil! Lâtif bir akşam geçireceğız galıba.» Yavaş, yavaş, başınm sallanması durdu, suratım buruşturması bıtti, yuzu ufacık burnunun müsaadesi nısbetuıde ciddileşti. Ne oluısa oisun, biraz gayret et de, dokuz buçukta gitmıyelım barı. Zaten yanık yemek yedirmek için bahane anyorlar. Charlotte, soğuk soğuk cevab verdi: On dakikalık ışım var. Sen odadan çık. Orada öyle durma, beni sinırlendıriyorsun. Gontıaın omuz sılktı, odadan çıkıı. Salondan geçerken, bir masa ,ın ustunde, içi sıgara dolu bir kupa sordu. Bır sıgara aldı. yaktı Kaıısı aklından çıkmıştj bile, yalnız, gene onun yüzünden geç ka Urfalıların Halilrahman diye ad" landırdıkları bu gol iki parça. ötekine de Anzelha diyorlar. ' ' kı Ötedeki ak sakallı yaşh adam atUdı: Arfcast Sa. 7, Sü lde «CO1HIRİYET» in Tefrikasr. 1 mı\ u lu^ıuıume. ou dıi, ı,ı.Kinesını J M=ur CF Gontrain. vazı nın gozunü duzeltiyor. kurşun kalemlerıle yazı kalemlerinı yerıestirıyoıdu. Sokak kapısına bir anahtar sokulduğunu, kapının açılıo kapandığını duydu. Hemen arkasıa dan bır ayak sesi. karısınııı teıaşl' ayak sesı. methalden geçti. yatak odaına gıden dehlizin derınlık.arıııde kavboldu. Maurıce Gontrain. ıki şeye $aştı Evvelâ. karısımn eve bu cadar gec gpiı^ıne; v»zı masasının astuııdekı kücuk saat sekm posterıyor 'u Sonra da. hemen her zarran vaptıgı gıbı. sslons airıp mantosu ile )»P k»s nı ç:karacağı yerde. ona, Mauricc'e b'r bonsuvar dıyeceği »'«r<ie oosdojru vatak odasına ?iriş ne. Ba:ını kaldırdı, kulak kabarttı. Dehlızde hi'.ı serıli olma^ına rağmen karmmn avik sesleri takırtılı çıkıyo'du. Ama. bunda bir fevkaltdelik voktu Charlotte'un vürüyüşü. kad,ndan zıyade. bir delıkanlı yürü yfişune benzerdı Maurıce Gontraır duzeltme ijine devama hazlrlandı. Zaten bu pembe ve genç yüzlü. ufacık burnunun biçimi yüzüne daimi bır hayret ifadesi ve ren, aksaçlı adam kuş beyinli idi. hiç bir şeye devamlı olarak bağlanmazdı. Fakat, dehlizin üte başındaki yatak oda?ının kapısı hızla ka panınca. irkildi. Masanın gözünü itti, kalktı, çalışma odasınüan çıktı, saloncian geçtı. Dehlızdekı komu dıuı üstunde, karısımn kahverengi guderı eldivenleıini, gumuşten C.G. markaü, parlak. sivah deri çantasını ttördü. Eldivenler, Charlotte'un ellerinin biçimini almıştı. Katmerh » n parşömen abajurlu büyük elek trik l&tnbasının ışığı, bunları ay dınlatıyor. bu eldivenlerle bu çanta. hir kücük faciayı tenuil îdıyor, ya hud hatırlatıvormuş gibi. garib bıı ehemmıyet alıvordu. Maurice Gontrain. ıhtiyarsızca, e divenleri burnuna götürdü. Char lotte'un her zaman kullandığl, De ourtois'dan alınmış «Outrage>ı ko lacaklannı, özür dilemek icab ede fszla diline dolayordu. Mutad olaceğini düşünüyor. canı sıkılıyordu. rak iki üç saat süren bir yemek müddetince onunla beraber bulunn Charlotte Gontrain otuz iki, belki mak, pek de hoş bir şey değildi. de kendi dediği gıbi otuz üç ya Beş sene evveline gelınceye kadar, şmda idi ama. fazla yoktu. Kocası karısı kantarm topunu kaçırdığı kırk ıki yaşında vardı; yalnız, saç zaman, Raoulx onu guzelce bır hş lan beyaz olduğu için daha yas.li; lar, evm en aşağılık ışlerıle mejgul pembe, mesud, yaradılıştan müte olmağa davet ederdi Şırndi ıse hiç bessım, inanclı ve iyimser yuzile sesini çıkarmıyor, loıç bır tepki gostermiyordu. daha şenc gözuküyordu. DensLzler. her zaman bır sıraRaoulx elli dordünde idi. Raoulx, kırk yaşla ellı yaş ara sını getırıp jısandan oç alabılıyorsında, haftada ıki uç defa aşağılık lsr, bezduıp yıfld'iTnak sııreü/^ kadınlarla buluşarak, onlarla gonul j adanıın hakkından geliyorlar. Hoş, eğlendirerek kendi kendini, hâlâ j aslında biraz mutekid bır adam gene olduğuna inandırmaktan baş olan Raoulx, oldukça fazla sayıda günahın vicdan azabmı taşıdığı ka zevk tanımamıştı. Elli yaşına gırince bu hayattan İÇKI, belki de, boyle hareket et" vazgeçmiş. o zamana kadar hor mekle bu gunahların kefaretini gördüğü karısma donmuştu. Ho odedığıne inanıyordu. vardalıkları devam ettiği müddetçe, bu kadın, muthış surette sınırıne dokunmuştu. Çunku geveze ıdı, tanınmış tiyatrocular. edebıyatçılar hakkında mütemadiyen, çocukça dedıkodular yapar, ileri geri sözler söyler, uzun burnundan tâ omuzlarına kadar inen uzun kupelerini sallayarak, mutecaviz ve nahos sözlerle herkesin canım sıkardı. Raoulx'nun. evlilik hayatmın faziletlerıne ve disiplinine avJet etmesi karısımn boş kafaldığını ve can sıkıcılığını azaltacağı yerde çoğaltmıştı. Şimdi eskisinden daha fazla çene çalıyor. Sacha Guitry'yı, Maurice Rostand'ı eskisinden daha Bununla beraber, karısının soh" bsti ve birer tıapez gibi sallanan firuzeli altıv kupelerı, nazaıında her şeyın yerini tutamadığı içın, Raou!x kaduılaıdan elını eteğıni çektıkten sonra, bır takım zararsız meraklar peyda ermıştı. Once, n>?ş hur adamiarın el yazılarını birıktirmişti. Sonra, hıristiyanhk çağının ilk üç asrında basılan eski Roma sjkkelerini toplamıştı. fimdi de, tmparatorluk ve restorasyon devirlerinde moda olan, oyma veya rçsımle süslü, yassı ve tekerlek enfıye kutulannın kok'.si" yonunu yapıyordu. (Arkası var)