26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 Temmuz 1955 CUMHURtYET fSRARU MESHUR DAVALAR Bir merdivende kullamlan kereste cinsi, bir katili meydana çıkarıyor Yazan: Tevfik Sadullah si Meselâ New York ismi, gerek fıd\ eı necat pusulalarında ge rek diğer kâğıdlarda yanuş olarak arada tıre ıle \e NewYoık şeklinde yazılmıştı. Her ikı çeşid jazıda da, ıngıhzce kelimelerde sık sık rastlanılan «ght» ıiarfi terkibıni, bu yazıların yazarımn bir türlu doğru durust sırahyamad'ğ. *şikâr oiaıak goze çarpmaKta id' Bu teıkib bazan "gth» baza.ı da uhgt» şeklirü aimpkta idi. Polısın Haıptmann'a yazdırmış olduğu .câğ dıaıda ise «sayın bay», «•delik», «para». «imza» gibi fidyei necat pusulaıaım da sık sık tekerrür eden keümeierın bulundurulmasına hassaten dikkat edıim.şti. Buniarda da «para» <pare» şeklinde, "imza» da "imzma» olarak yazıldığı gibi, kehmeler vazı fekli bakımından da tamamile bir birinin aynı idi. Ayrıca hususiyet arzeden harf'.er geçiimış, gerek fidyeı necat pusuıalarından, geıekse Hauptmann'ın yaz dığı bılınen kâğıdlardan bu hartlerın aynı ebadda büyütülmüj jiaras çekilen fotoğraflan yanyana veya altalta projeksiyonla gösterılmek su retile jüri heyetine iki yazı rasnıdaki benzerlıkler izah edildi. Fidyei necat pusulalarında görülen ıakamlar birden sekize kadar ile diğer yazılardaki rakamlar dahı hayrete şayan bir benzerlikte ıdi. Böylece, uzun süren sorgulaman'.n sonunda, âmme namına celbedılmi* olan sekiz mütehassısm tekizı d« fidyei necat pusulalarının Hauptmann tarafından yazılmi} olduğu kw naatini kat'i bir jekilde ifadt ettiler. Fidyei necat pujulalarlnın Hauptmann tarafından yazılmıı olduğu ne dereceye kadar kat'iyetle ifade, hatta ispat edilmis olursa olsun, gene de Hauptmann'ın kellesmi kurtarması mümkündü Reilly gibi kurnaz bir avukat. çaresiz kalınca, fidyei necat pusulalarını müekküinin yazmış oiduğunu fakat bunu bir b*çkası adına yapmış oiduğunu idöia edebilirdi. AngloSakson hukuk anlayışına gore, sanık sandalyasına oturan kımse masum addedildiğine gore, onun suçlu oiduğunu ?n MUk bir şüpheye mahal bırakmıyacak bir gekılde ispat etmek iddia makamının vazifesı îıi. Bu zorlu VMİfcnjn ifasını da, başsavcı Wılentt, tabıatıle, en sona bırakmıştı. Wilemz'in elindeki en mühim delıl merdivendi. Davasını hulâsa ederken le soyıemiş olduğu gibi gayesi bu merar'eni «cellâdm ılmığı gibi» Hauptmann ın boynuna dolamaktı. Bıınui ıçin de bu merdıvenin kı»mtn Hauptmann'ın satın almış oldusj'J > • re.u ı ile, kısmen ae evınin tavan araS' dö şemesınden sokup kesmış oiduğu tahtalarla ve Hauptmann m iletlerıle yapılmış olduğunu ispat ecmfkti. B r adamın kerestesi ;alınmi'î olabilırdi. belki tavan arası.ıdan haberi olmadan döşerre tahtası sökuimüş olabilirdi, hattâ marangjz âıotleri de farkında olmadan ir n^Kası tarafından kullanılmış olaoıiir'i. t"a kat her birının vukuu esa^n JZH'K bir ıhtimale bağlı olan bu üç hâdi senin aynı adamm başınj s;e'ı.'MM kabul edilebilecek bir ıh:ım.d değildi. Şu hale gore eğer m°.cher> tahtalannın Hauptmann aı^ünuan Eatın alınmış olan kereste i'e «• ne Hauptmann'ın evinden, avan aasından sokülme tahtalardan ılıa.ei oldusu ve bu tahtaların Ha utmarn jn âletlerile işlenmiş olduğu tepat ed lebihrse, merdivenin <\e Kaupımann tarafınoan yapıldığı >oıt edilmış olacaktı. Bu durunn £Öre Hauptmann için tek bir müdafaa çaresi kalacaktı: Tıpkı fidyei necat pusulalarını olduğu gibi. meıdıvenı de bir başka^ına yapmıs olduğunu iddia etmek. Bu takdirde ise bu «başkası» nin kim olduğu tabiatile kendisınden sorulacaktı. Hauptmann bu suaii cevablandırabihrse kelle?ini kurtarabilecekti Aksi iıalde. merdiven, gerçekten "cellâdın ilmıği gıbi» bovnuna dolanmış oWcaktı. le bir acayib mahluk yoktur!» di/« bağırarak Koehler'in «mütehass'S» lığına itiraz etti. Başsavcı bu 'tiraza hiç cevab vermeden şahidi sorgulamağa devam etti. Hüviyet tesbiti mahiyetinde olan bu suailere verilen cevablar. Pope'nin itirazını da cevablandırmış oldu: Koehler. Michıgan üniversitesi orman fakü!tesinı ikmal etmiş, bundan sonra da Wisconsin üniversitesine geçerek aynı sahada ihtisas derecesi almıştıOn beş senedenberi devlet hizm«>tinde idi. Bu müddet zarfında elinden senede 2000 ilâ 3000 odun çeşidi geçmekte o da bu nümunelerin ağaç cinsini. yaşını, yetişme hu susiyetlerini, dayanıkhlığını, diğer evsafını ve muayyen işlere elverişh olup olmadığını tesbit etmekte idiGerek tahsili, gerekse vazifesi icabı olarak orman bölgeleri hakkında, ke reste imâli, testere, plânya makıneleri hakkında geniş bilgi edinmişti. Ormancılık, odun ve kereste nevıleri ve ilgili konular üzerine yazılmış elliden fazla kitab ve broşürü vardı. Kısacası «mütehasiislar âleminde» odun ve kereste mütehassası denebilecek birisi varsa o da muhakkak ki Arthur Koehler'di. Evvelâ merdiven ele alındı. Bu, her biri takriben 1.80 uzunluğunda, birbirine zivana çivisi ile eğlenebilen üç parçadan müteşekkildi. Koehler'in ifadesine göre, bu üç parça içiçe geçirildiği takdirde kolaylıkla Hauptmann'ın otomobiline sığabilirdi. Bu takdirde. merdivenin bir ucu arka kanapenin arkalığı üzerine konulur, diğer ucu da on kanapenin »rkalığı üzerinden ileriye doğru uzatllabilirdi: Otomobilin ve merdivenin ölçülerine göre, bu variyette, merdiven ucu ile ön cam arasında gene de 1215 santirr, mesafe kalmak gerekmekte idi. Merdivenin Hauptmann'ın otomobilinde rahat rahat taşınabileceği ispat edildikten sonra, başsavcı merdivenin kırılan üst kısmının yan tahtan ile Hauptmann'ın evinden, tavan arasından söküidüğü tesbit edilmiş olan iki uzun tahta parçasını alarak şahide gösterdi. Koehleı m ifadesine göre, bu iki keıeste parçasının biri diğjrıncien kesilme idi. Aslında bu ıkı paıra. birleşi kolarak tek bir kereste hal : n de Hauptmann'ın evinde. Uvan < • rasında döşeme tahtası vazı(e?i gor mekte idi. Tavan arası döşemesı ba; tanbaşa kaplanmnrrnş olduğu >çin kereste kolaylıkla mertekten sökülmüş ve hemen oracık*a testere ile ke.ilmişti. Koehler bu ne'ıceye nasıl ulaşmış olduğunu söyie jnlattı: Merdivenin yan tahtası tavan arasında mertek üzerine yerleştirildiği zaman, uhta üzerindekı çivi delikleri, aynen meıtek üzerindekı çivi deliklerine tekabül etmekte idi. İkinci olarak. tavan arasından sonradan sökülmüş olan tahta ile merdivenin yan tahtası uç uca getirildiği vakit ağacın özü ve damarıarı mükemmel bir şekilde birbirini takib etmekte idi. Üçüncü olarak her iki parçanın da yaş halkalarl aynı idi. Dördüncü olarak. döşeme tahtasının testere ile kesılmiş olduğu yerin hemen altında. alt katın tavanının üst kısmında testere talaşı bulunmuştu. Beşinci olarak bu talaşın kahnlığı bir pusun binde otuz beşi ile binde otuz yedisı arasında ıdi ki Hauptmann'ın marangoz takımları arasında bulunan iki testere aynen bu kalınlıklarda talaş vermekte idi. Gene Koehler'in ifade=ine göre merdivenin yan tahtasının kenarları bir el rendesile rendelenmişti. Rendenin tahta üzerinde blrakmış olduğu izden anlaşıldığına göre ren de bıçağının çentiklenmiş olması gerekmekte idi. Bir başka tahta par çasının Hauptmann'ın marangoz takımları arasında bulunan el rendesile rendelenmesi de o tahta parçası üzerinde aynı ceşid izler bırakmıştı. Koehler, hâkimin müsaadesile aynı denemeyi mahkemede. jürinin de huzurunda yaptı: H5kimin kürsüsü kenarına bir mengene vidaladı ve alelâde bir tahta parçasını, Hauptmann'ın kendisine a:d olduğunu kabul ettişti rende ile ren deledi. Pertevsizle yapılan tetkikler, merdivenin yan tahtasındakı rende izlerile, oracıkta herkesin gdzleri önünde yapılan rende'.emede ?ıde edilen izlerin tamamile birbirinin aynı olduğunu ortaya koydu. Bundan sonra Koehler Jikkıti b3samak tahtalannın birleştirilmesi içın yan tahtalarda açılan yuvalara çekti. Bu yuvalardaki keski izleri, şikâr olarak üç çeyrek pusluk bir marangoz keskisinin izleri idi. Nitekim Hauptmann'ın marangoz âletleri arasında üç buçuk puslus bir keski de vardı. Buna karşıhk â.et sandığında çeyrek pusluk k :ıye ayrılan yer boştu. Vak'a gecesi, çocuğun yatak odasının penceresı dibinde, çamur içinde çeyrek p'i^ıuk bir marangoz keskisi bulunmuştu. Eu ke=ki ile Hauptmann'ın âlet =.an dığındaki diğer ke=kiler aynı narkayı taşımakta idi. Asrın En Büvük Cînayeti Fransada yapılan şenliklerde 50 kişi öldii! Vukua gelen kazalarda bir kinıseler de yaralandı çok Paris 15 (a.a.) 14 temmuzda Fransada ve kuzey Afrikaöa yapı lan şenliklerde kazalar olmuş., 50 kişı ölmüş, bir çok kimse de yara lanmıştır. Büyük şehirlerden sayfiyelere ve plâjlara akın esnasmda yol kazalarında 22 kişi ölmüş, Alplerde, Fransa turuna katılan bisikletçiler Briançon'dan geçtikten son ra yerlerine dör.en jandarmalarla dolu bir kamyon sokakta dansedenlerin arasına girerek bir kişinin ölmesine, on :ki kişinin de yaralan masına sebebiyet vermiştir. ower | | İ 1956 seçimi kazanabilecek mi? jııınHiııııııııııııııııiiHiııııııııııııııııiMiıııııııııııııınııiıııııııımııııııınHHMiınnnııııııııııııııııiMiHiııiııııımnmHiıııııiHnınnııııııııımıiMn™ Bu mühim tetkik yazısını Ameri kanm bir numaralı siyasi yazan Samuel Lubell yazmıştır. Muhakkak ki, Eisenhower Amerikanın en popüler Reisicumhurlarmdan birisidir. Fakat bu sevgi, onun seçimi kaybetmesine mâni değildir. 1952 Başkan seçimlerinde, kırkdokuz devletten on ddrdü oylannın Diğer taraftan kasırga ve yıldı yüzde altmışı Eisenhower lehine rımlar mühim hasar yapmış, nshır kullanılmıştı. Geçen sene yapılsn oy suları yükselmis. ve Paris yakının seçimlerde ise, yüzde altmış da devrüen ağaçlardan biri, bir yol nispetine ancak ddrt devlette rast derecede kılı kırk yaran, işinin ehü cu otobüsünün üzerine düşmüştür. lanmıştı. En aşağı on bir senatör bir adamın ifadesi idi. Bununla beyüzde 1 eksik oy almışlardı. Bu, Yolculara bir şey olmamıştır. raber Koehlpr daha işini bitirmebüyük bir ekserivetle iktidarı kami^ti. Onca '«plânyaların kereste üzanan ana partinin biı havli sarsıl zerinde bıraktığı izler parmak izdığuıın delilidir Halk niçin her leri gibi» idi. «Yeryüzünde biri dıiki partinin müsavi kudree sahib ğerinin tıpatıp aynı iz bırakan iki olmasını istemişti? plânya mevcud değil» di. Bu fiBu sualin cevabmı 1952 ve 1954 rizgâhla. 1932 mayısında daha poseçimlerinden çıkartabiliriz O sıra lisin katili aramakta olduğu sıraLong Beach, Kalifomiya, 15 (A. larda ben şehir şehir dolaşıyor ve larda tahkıkata yardıma çağrılmış P.) Dünya güzellık müsabaka her sınıfa mensup halkla konuşuolan Koehler merdivenin diğer sına istirak edecek güzeller dün. bir yordum. Bence her seçım, o devri tahtalannın nerede kesilmiş. nerede *«r>. bir güzellik çığı gibi Long aksettirir. Oy verme, ekonomik va biçilip nerede plânyalanmış ve en Beach'i istilâ etmişlerdir Dört mera ziyetin yanılmaz bir aynasıdır. 1952 nihayet nerede satılmış olduğunu leketin güzeli eksiktir. İdaho ve yılındanberi ekonomik vaziyet epenasıl Lspat edebildiğini uzun uzun i Hong Kong güzelleri, hıç bir haber | yi değişmiştir. O zamandan beri bir anlattı. Teferrüatını daha evvel yaz vermediklermden disıkalifiye edil çok kimse işsiz kaldığı gibi, arazi fiatlarında yüzde 10 nisbetinde bir nnış olduğumuz bu araştırmaların mişlerdir. neticesinde, merdivenin imâlnce Türkiye güzeli hastalığı dolayısile düşme olmuştur. Bu, muhakkak ki, yeni seçimler de kendisini gösterekullanıian çeşid tahtaların Great 1 gelemiyeceğini bildirmiştir. Hollancek bir husustu ve gösterdi de. National Millwork and Lumber ı da güzeli de Avrupada seyahate 1932 senesindenberi Demokratla Company tarafından satılmış oldu çıkacağım söyliyerek müsabakayı rın zaferinin başlıca sebebi, 1930 ik ğu, 1933 yıh eylul ayında yani . terketmistir. Hollanda müsabaka tisadî buhranıydı. Hauptmann'ın tevkifinden bir sene sını tertib etmiş olanlar «Bu müEisenhovver'in iktidarı kazanıevvel tesbit edilmiştisabakanın kızımız için faydalı o!a şının asıl sebebi gene ekonomik Bu hayretler verici detektif hı cağın zannetmiyoruz» demişlerdır. tir. Bâzı kimse'er Ben İke'i seviyokâyesinin dinlenilmesinden sonra ruml derken. ekonomik vaziyetin şehadet sandalyasını işgal eden tesiri altında olduklarını söylemek Atlantik paktı memleketleri »sürpriz şahidi» nin ifadesi Hauptten cekinmiyordu. Lüzumsuz Kore parlâınentolar konferansı mann'a son darbeyi indirmiş oldu. Harbi, Eisehovver'in başarısında en Sözü geçen kereste satış, deposunda AUantik paktına dahıl milleUer par ı büyük âmil olmuştu. çalışan bu şahd 19311932 kışında lamentoları araıında yarın ParUte bir Halkın düşüncelerinin nasıl deHauptmann'ın bir kaç ay müddet'e konferam aktedileeektir. Bu toplantıya B. M. M «dınâ Bılı ğiştiğini bir Detroit'li bayanın söz depoda çalışmış olduğunu ve 29 lerinden kolayca çıkartabilırsiniz. kesir mebunı arahk 1931 günü 931 dolaı değe mebusu Seyfi Eaıd Budakoglu, Ankara 1952 seçimlerinden sonra bu kadm Kurlbek. Erzurum merinde kereste satın almış oiduğunu. busu Rıfkı Salim Burçak. IsUnbuI bana Eisenhower lehine oy vermeşirketin resmî kayıdlarını ıstişhad n.bu.u Firuzan TtkU. Çonım mebu,u den once kocasile bir haylı duşiınSedad Bâran iştırak edeceklerdir. . ederek söyledi. Heyet yarın uçaklm P.rİM hareket I düklerini soylemiştı. Oâlu hava kuv (Arkası var) I vetlerınde çalışıyoıdu ve onun mem edecektir. Aşağıda okuyacağınız şayanı dikkat yazıyı Amerikanın 1 numaralı siyasî yazan Samuel Lubell yazmıştır Türk güzeli Kaliforniyaya gifmiyor! ^ıırnıiMMiuıııiiTmıuıııiTTitı tıııuTirtdiııttıiMiııiMTtnııııtınutııiM nnıırıtııırrıııııııiMrnıııııınıııııiıııifiınııııttıııiHiJinıııııııı tMiııııtiiFftıtrifinimımniTiifiııuıtiTiiiıııııiLur anne Koreden sağ salim dönen oğlunun hayatını Eisenhower'e borçlu olduğunu, gelecek seçimde gen« ona rey vereceğini söyledi. Bâzı kimseler de, Eisenhoiver'e birşeyler yapması için zaman vermek taraftarıdırlar. Amerikalılann büyük bir ekseriyeti de reylerini iki partiden birinin çok kuvvetlenmesini önlemek uzere kullanmaktadır. Bütün bu sözlerden halkın harb, ve iktisadi buhrandan kaçındığını anladım. Eldeki iki kuvvetli partıyi destekliyen Amerikahlar, bu iki tehlikeden de kurtulmak için reyle rmi Demokratlara veya Cumhuriyetçilere veriyor. Bence bu durumda her ikl parti de halkın gözünden düşmemek için Sovyetlerin açtığı soğuk harb de lüzumlu askeri ve ekonomik ted birleri almaktan çekineceklerdir. Bu tereddüdün doğuracağı tehlike, bi zim için çok mühim olabilir. Bâzı demokratlara gelecek seçimlerde Cumhuriyetçilerin en bü yük rakibinin kim olacağını sorduğum zaman «Cumhuriyetçı çiftçilerdir» cevabmı aldım. Çünkü, bu gün toprağın getirdiği kazanç halkı doyurmamaktadır. Gündüz tarlada çalışarak ekip biçen çiftçilerin çoğu, geceleri de fabrikada iş görmektedir. Eskisinin şikiyeti şudur: «Bu fıatlarla evvelce bir inek ten kazandığımızı şimdi üç inekten kazanıyoruz. Yumurtaların getirdi ği para ile tavuk bile beslenmez») Eisenhovver, oğlu ve torıınu Bu durumda Eisenhower'in çıfv ekete dönmesini istiyorlardı. Fakat | vaziyet tamamen Demokratlann le çileri kaybedeceği anlaşılıyor Fakat iktisadî buhranm ne demek olduğıı onlar da Cumhuriyetçilerin zaferi hine değildir. Milyonlarca insan nin yeni bir buhran yaratacağından fıkirdedır: »Eisenho\ver'e oy verır nu bilmiyen gençler, hâlâ Eisenhoikorkuyorlardı. Kocası, 930 yıllann ken bu asker adarrun bizi bir harbe wer içın deli oluyorlar. Hele dar ^s korkuyorduk. lirliler vaziyetlerinden pek m e n i da kapı kapı is aradığını unutma sürükliyeceğinden Şimdi gene on« oyumuzu vereceğu. nunlar. Tekaüd bir adam, hayatıp mıştı. > Geçen sene bu kadınla karjılaş Çünkü, bizi harbden kurtaracağını ucuzladığından bahisle, Eisenhowe9 e dua etmektedir ') anladık» ım. Oyunu kime vereceğine sorduEısenhovver zenciler arasında d^t Gene birçok kimse jöyle diyor: ğum zaman «Demokratlaran cevabı nı verdi. Oğlu geri dünmüs, fakat <1952 yılında iktisedî buhrandan o süksesini kaybetmiş bulunuyor. Ge/şsiz kalmıstı «Eisenhovver fevkslâ kadar çok bahsediliyordu ki, bu a çen sene Demokratlara rey vere^ı de bir adam. Fakat oğlum ijsiz. Ye ra Eisenhower'e oy vermemeği dahi lerin çoğunu bu sınıf teskil ediyory ( ğenim işsiz. Demokratlar iktidarda düşündük. Fakat şiındi durumu an du. İf ve ekmek dâvasımn mühır iken issizlik bu kadar fazla değıl ladık» Eisenhovver'e oy verenlerin bayın rol oynadığı Amerikan Başkan s diı dedi. Her ne kadar Kore harbi ekmek i da harbin nihayete ermesinden mem çimlerini bakalım hangi parti kaz ve ış meselesi hâline gelmişse de ; nun olanlar geliyor. Meselâ, .bir MERAKLI ŞEYLEtt Fransada tatil devresi baslamıstır ve DITÇOK K.mseur joııara dökül müşlerdir. Yaya gidenler (otost op) yaparak. dinlenme yerlerine hem bedava ve hem de rahat gitmenin vollarını araştırmaktadırlar. Karıkoca seyahat etmekte olanların bu yıl mühim bir kejif yaptıkları görüi müştür. Kocalar çalılıklar arasına saklanmakta, kadınlar valnız baslarma isaret vermekte ve ge len arabanın şoförünü kandırdıktan sonra kocalarını da birden ortava çıkarıp arabava binmek tedirler. Yukarıdaki resim iste boyle bir sahneyi tesbit etmektedir. Erkekler (bulus bizimdir) di yorlar. kadınlar ise bu bulusu kendilerine mal etmektedirler Bu bulus kimin c Başka Memiehetterde Parisiıt merkezi neresi? törlü vesaite bu da kâfi gelmemektedir. Paris içindeki motörlü vesaite dair şu malumat verilmektedir: « Halen şehir dahilinde 8İJ.000 motörlü vesait mevcuddur. Bu ınik tara her sene 120.000 otomobıl. Kam yon ve kamyonet; 150.000 de ki tekerlekli (motosiklet, motorlu ıcüçük bisiklet) vesait ilâve olmaktaBir asır önce Paris için hazıria ı nan plânı tâdil için o zamandan bu zamana genis çapta hiç bir şey vapılmamıştır. Şimdi Paris ıçin Bernard Lafay yeni bir plân hazırlamıştır. Önumuzdeki gunlerde Paıis Belediye Reisi M. Dubois bu p'tânı Belediye Meclısı huzuruna çıkatak müdafaa edecek ve gereken tahsisatı koparmağa çalışacaktır. Bu plân tatbik mevkiine konduğu takdirde seyrüsefenn en kalabalık olduğu yerlerde (yeraltı geçidleri) açılacaktır. Ancak Paris toprağının altında yeni yollar yapıldığı takdirde şehri boğulmaktan kurtarmanın mümkün olacağı pren sip itibarile kabul edilmiştir. Fakat Paris Belediye Reisine bakılacak olursa, dava bununla da halledılmış olmıyacaktlr. Bilhassa (park meselesi) son derece ciddî bir safhaya girmiştir. Bir çok dükkân sahibleri şikâyet üzerine şikâyet yapmakta ve şöyle demektedirler: « Kimse bizden mal almağa gelmiyor, miişteriler kacıyor çünku r.tomobiller nı yerleştırecek yer bu lamıyorlar!» Buna Paıis Belediye Reisinin verdiği cevab şur'tur: * Bir çok dükkânlara uğradık. şikâyet sahiblerinın otomobilleri dükkânlarınm önünü doldurmuş, park yerini kapatmıştı! Bizden ne iftiyorlar?» *** Pariste ne olacağı bilinmiyen bir yer varsa o da Haldir! Senelerdenberi Paris halinin şehir dışına atılacağına dair söylentıler doıışıp aurur. Bu sebeble de halde bına sahibi bulunan ParisHler. yangın çıktıkça veya hasar oldukça k.ıt'.yen tamir yoluna gitmemektedir.>>r Masıl olsa hal nakledilecek. o zaman para sarfederız, ne diye ^imdi buraya paramızı bağlıyalım ctıvorlar! Paris halinin gun geçtik^e '=rab bir manzara aızetmesi, îOıîakıaru da daralmasına yol açmıf.ı. ^ımd Paris Belediye Resi ikıde bir kun iara teminat vermekte. halin kat iyen nakledilmiyeceğıni söynyip durmaktaoır. Gene de ona maaan oimamakta «mahsus öyle konuşu" yor» demektedirler. Paris Belediye Reisi, son zamanlarda sinirlenen polislerın coğaldığı hakkında şikâyetler almış .'? gazetecilerle yaptığı bir konuşmafl3. bu poüsleri müdafaa ederek lemiştir ki: « Pariste seyriiseferi ıdai3 e*mek muhakkak ki kolay 3İr is değildir ve ınsanda â;ab aamlna rir çey bırakmamaktadır. Böyie olmak la beraber polislere her zaman (gül meleri) hususunda talimat venlmistir. Bunu da temin edeceğiz.» Paris gazeteleri. Belediye Reısinden ümidlidirler. Şehri ^ürültüaen kurtaran bu ıdarpcinin imdi de Parİ5İ boğulmaktan kurtaracağn: sövlcmekte ve onu desteklemc'.tedirler. Hâıni S. Merrlıvenlc alâkall oiarak çaârılan ilk şahidler bir takım tefeı1ruatın tesbıtine yarıyan k'm$eıerdi. Bunların delâletile. mahkemeje geti>Milmış olan merriivenin 1 inrîbsrgh'lerin malikânesinde vak'a s/ecesi bulunan merdiven olduğu. tpşhiı edilen marangoz âletlennin H;'U[jtmann'ın olduğu ve tahta parçalarnın da Haııtpmann'ın ev nde ta\an aıaaınv'an numune olarak .öivülenlerle garajında bir kova ;<;.nde bulunan tahta parçalar olduşu tesbit 'dildı. Delillerin mahijeti boylece meydana konulduktan sonra, ilk araştırmalar esnasinda polise gerüş mıkyasta yar'lım etmış olan Arthur Koehleı şahidlık zandalyatını i^gal etti. W sconsin evaletinın Madison şeh rinde Bırleşik Amerika Orman Mahsulleri lâboratuarları kısım |ef leıimlen olan Koehler. başsavcı tarafın lan «odun ve kereste mııtehasşısı» olarak tanıtıldıjı zaman. müdafaa vekııierınden Pope yerınMütehassıslar âleminin bu «acaden fırladı ve: yib mahluk» unun ifadesi. testere "Alüteha^sıslar âleminde böy talaşımn kalınlığını ölçmeğe varan Parisın merkezi nerede? Bu sual cevablandmlamıyor. Bu şehrin Belediye Reisi geçenlerde yaptığı bir basm konferansında şöy le diyordu: « Ben Parise geldiğim lampn bu şehrin merkezi Opera meydanı idi. Bir müddet sonra merkez batıya kaydı ve Madeleine ve daha sonra da daha batıda Concorae oldu! Şimdi ise Parisin merkezj Etoile mej'danıdır.n Parisin merkezi neden böyle du T madan batıya doğru kayıyor? Veri'en izahata bakılacak olursa bu şehir devamll surette batıya '.rğr\i genislemektedir. Yapılan tahmlnlere göre. elli sene sonra Paris şehrinin merkezi şimdiki şehir dududlarının da dışmda bulunacaktır! Şehrin durmadan batıya doğru kayması, merkez değiştirnıpsi (sey rüsefer plânlarmı) da aksatmaktadır diyorlar! Parislilerin ehemmiyetle üzerinde durdukları meselelerden biri de budur. Çünkü anlaşılmıştır ki süratle tedbir •shnmadığı takdirde Paris boğulacaktır. Şimdi herkes gözlerini Paris Belediye Reisine çevirmiş bulunmaktadır. *** Paris Belediye Reisi, Parishleri gürültüden kurtaran adam oiarak tanmmıştlr. Şımdi aynı idareci, Parislileri motörlü vesait tarafından boğulmaktan da kurtarabilecek mi? Şimdiki Paris şehıinin plânları 1852 yıhnda hazırlanmıştır ve ouna (Hau=man plânı) denilmektedır. Bu plân 1880 yılma doğru tamamianab',1 miştir. Her ne kadar Haussman yoiları geniş tutmuşsa da, şimd.ki mo Almanyada şimdi bir fılm çe\Tİliyor. Mevzuunu tarihten alan diğer filmler gibi bunda da amatllmağa değer taraflar yok. Avusturya, Avrupanm göbeğinde büyük bir imparatorluk ıken sarayda g°çmiş bir vak'ayı canlandırıyor. Ta} ve taht kavgasına biraz da aşk xarıştıraıak hâdıseyi olduğundan daha cjzib kll mağa çahşıyor. Gerek hlmie ve gerekse tiyatroda zaten ha>alî olmıyan hâdiseler idealıze edıar. seyircinin isteklerıne uygun duşen vak'alar intihab edilerek esas ınotıf ışlenir. «iki kalb ve bir taht» ülminde de böyle olmujtur. Ancak oyunda velıahd prensin seçtiği prensese giy direceği taç ortaya bir meseıe çıkarmıştır. Eski Avusturya Macanstan imparatorluğunun mrşhur tacını yerinden oynatmaıc puhasına giriş.len teşebbüs, Viyananın Hofburg müzesi bekçilerini galeyana getirdiğınden akamele tğramış, ve fakat hakıkisı yerine kullanıian sahtesi de muvaftakıyttsiz bir kopya diye hoş karşılanmanustır. Son harb başladığındanberi başmdan türlü hâdiseler geçen kıymetlı eşyanın muhafazası, şirrdi her zamankinden fazla tıtizlik istemektedir. Müze adamiarı, onu oraya koyduruncaya kadar akla karayı seçtiklerinden camekâniın çıkarmamağa karar vermişlerdir. Çün kü haıbde Almanlardan sonra Rusların elıne geçen tac, Avusturyanın Lstıklâle kavuşmaüle yerine konabılmiştir. Ohj.nal bir defa d«ha elden çıkarsa kaviblara karışabilir veya kop Imparatorluklar Avrupasınm meşhur taçları ne oldu? Avusturya tacının kopyası bir nokta da şudur ki, Avustuıya İmparatoru Birınci Franz Josef ile Alman İmparatoru İkinci Wilhehn ve Rus Çarı Nikola n. bir arada görülmekte, devirlerinde tantana ve şa'şaanın timsali olarak imparatorluklar Avrupasını canlandırmaktadırlar. "Eski güzel günler» diye yâd edilen bir de\Tin acaba diğer sembolleri nerededir? Bugün o taç ve tahtlar bırer müze eşyası olduğuna göre Hofburg'taki tac gibi el değiştirip asıl sahiblerini bulmuş mudur? Bu üç tactan bir tanesinin raacerasını öğrendikten sonra diğer ikisinin yerini açıklamak faydalı olur. Sırası gelmişken söyliyelim: Bir defa Rus tacı Kremlin müzesindedir. Harb senelerinde Sovyetler tarafından kaçırılmış, harbin hitamında yerine iade edilmiştır. Romanovv hanedanının bir sembo lü olarak Sovyetler nazarında bile tarihî kıymetinden bir şey kaybetmemiş, maddi kıymeti kadar itibardan düşürülmemiştir. Palmiye ve defne dallarile süslü, yüzlerce elmas ve pırlantanın, bir o kadar da zümrüd ve yakutun zenginleştırdiği Rus tacı, halen Sovyet başsehrinde görülmeee değer müze eşva'arındandır. El değmemiş gibi âurmakta, muhafazasında hassasiyet gösterilmektedir. İkinci Katerina'nın meşhur yağ boya portresinde görülen tac bu de+ ğıldir. Resim, yapıldıktan bir müdjdet sonra tac büyük Fridrik'e he» diye edilmlş ve Alman muzesinde saklanmıştır. J ikinci Wilhelır.'üı tacına gelincâ, bu isimde imparatorluk tacı yoktur. Yahud da Alman İmparatorn^ tarafından kuljarulamamıçtır. Çunikü asıl Alman İmparatorluğunu serş bolize eden tac, bundan çok daha eskidir Dürer'in Büyük Karl (Şarlken) namile maruf tablosundi . görülmektedir. j Mukaddes Roma İmparatorluğunun yıkılısından sonra Viyanada kalmış ve bir daha hanedana intjJkal edemeden yerini muhafaza et* miş. ancak Alrran işgali ile neiticelenen son harb orada başsız bir tac bulmuştur. ' Muvakkat fcir zaman için Alman yaya götürülen imparatorluk taci, işgali müteakıb gene AvusHıryîy» gelmiş ve şimdi durduğu Hofburg müzes'ndeki yerini almıştır. / Netice olarak imparatorluklar A^ rupasınm taclarmdan ikisi Avus'v turyada, biri de Kremlinde hulun'maktadır. Bunlardsn gayri bir cok taclar vardır ama burada bahsedilenler maziye karışmış impaı^ f jrlukların armasl, sembolüdur1'T. A. tkinci Katerina, Rus tacı ile yası ile iktifa etmek icab eder. Zira bu üçüncüsü olacaktır. İste bu korku, Tuna İmparatorluğunun kıymetli yadigârını Hofburg'un sağlam duvarları arasına sokmuş ve hiç bir zaman çıkmamak üzere kilid altına aldırmıştır. Sonra bu filmde diğer enteresan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear