25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
rua ROBŞRT JTABIAN 10NBRA GECELEİ $ e h i r = VtLDAN CUMH U KI ı E<x 28 Ekim 1954 I 1 ! I lYeni Otel cinayeti Bu. askeriye malı bir gazlı bezdl. ti. Kadın, odarun nihayetine doğru altı adım yürüyor, duruyor, hafiî parçası koparılmışn. Mikroskopla yapılan muayene bir şıkırtı işitiLyordu. Bu şıkırtının. eticesinde. banyo odasında bulu bir demiı kasa kilidi olrr.adığı besbelli anlaşılıyordu. Sonra, kadın, gazh bezle cinayet mahallinde kapıya doğru tekrar altı adım geli" bulunan gazlı bezin her ikisinin de, yordu. Jerry'nin kulağı keskindi. öteki ipliklerden daha kalın iki Plânını hazırladı. Mrs. Collinsıra iplığı bulunduğu görüldü. Heı son'u, yalnızken öldürecekti. Boiki bez parçası da birbirinin aynı ğazını kesecekti. Cinayete intihar idi. Dokulan birdi. Adeta iki 1 süsü verecekti. Paranm hepsini deparmak izini mukayese etmis gibi j ğil, bir kısmıru alacakb. Başka hiç bir durum vardı. bir şeye el sürmiyecekti. Işler iyi Fakat Gregson hiç bir şeyi tesa gitmediği için kadının kendini öldüfe bırakmak istemiyordu. Ordu dürdüğünü zannedeceklerdi. ya aid gazh bezîerden yüzlerce nüGece, karanlıkta, Jerry Howard mune toplattı, bunlan Manchester projesini zihninde evirip çevirirteknoloji kollejinde kule içinde ken, genc karısı, hiç bir şeyin farbulunan gazlı bezle mukayese et kında olmaksızın yanıbaşında uyutirdi. yordu. Ya Mrs. Collinson'un gırtlağını Her bez başka sekilde dokuntnuştu. Birbirine aynen uyan yal keserken üstü başı kan olursa? nız. kulede bulunan parça ile ban Jerry Howard, karanlıkta gülümsedi. Kana bulanmamanın çok koyo odasında bulunan parça idi. lay bir çaresi varöU. YağmurluğuEnspektör Floyd, Hogan'a: Şimdi de şu kunduralannızın nu giyecekti. Bir günger geçirdi miydi, hiç bir şey kalmazdı. Ya fkcelerine bakalım, dedl. Hogan'ın kundurasının iol teki başka taraflan kan olursa? Jerry Howard'ın, buna da cevabı çoktan nin ökçesi. genc kır eesedinin yahazırdı. nındaki gazete ustüne çıkan ixe 11 kasım 1927 cuma günu, tıraş tıpaüp uyuyordu. olurken yanağını kesti, yüz havlusu Hoğan'm suratj değiştl. GSzleri ile kanı bir kaç defa bastırdı. Kan yaşla doldu. Titrek bir sesle: lekelerinl böylece iıah edecekti. Size olup biteni anlatayım. deSabahleyin saat onu çeyrek geçe di... Ne olduğumu ben de bileme sulannda, otelden biraz ötede bulunan Clough fabrikası makine dadim... Liverpoo] cinayet mahkemesl, 17 iresindeki işçiler, onun otobiis dufubat 1941 tarihinde, Hogan'ın ka rağına doğru yürüdüğünü gördütil oldufuna karar verdi. Bir müd ler. Zaten hemen her zaman görüyorlardı. Fakat o cuma günü, gene det »onra da onu idara ettiler. gönnelerine bilhassa itina etti. Yeni Otel cinayeti Tam ı&at on buçukta, Jerry, diz Jerry Hayward, genc kansını çok •evdiği içln, Yeni Otel sahibesini çökmüş vaziyette, mutfağının ocaSldürdüğü zaman son derece ted ğıru temizlemekle meşgul Mrs. fcirli davrandı. İşleyeceği her hanei Collinson'un kafasına şiddetli bir bir hatanın. saadetlerinl mahvet sopa indirdi. Kadıncağız, kafasına inen bu şiddetli darbenin nereden mesini istemiyordu. geldiğini asla anlayamadı. Jerry Hayward, Hayfleld'deki Jerry Howard, saat on bire çeyTeni Otel sahibesi kadının, odasınrek kala, kılı bile kıpırdamami} da sakb elli lira parası buhındubir halde, yirmi beş şilin haftalığunu keşfettifi gün, onu öldürülğını almak üzere, New Mills'in tıknveğe lâyık bulmuştu. nefes otobüsüne bindi. Yağmurluğu Kendisine de tam elli lira lfizım nun cebinde kırk lira vardı. Mrs. dı. Bir sabun fabrikasmda çalışı Collinson da, mutfağında serili, öyordu. seyyar simsarlık ediyordu, o ü olarak yatıyordu. Mutfak bıçakişinden çıkanlmıştı. Karısı, onun, lanndan biri, boğazındaki yaraya fabrikaya yetmiş lira borclu oldu saplı, madenl bir pmlü saçıyordu. ğuru bilmivordu. Fakat orurdukSaat tam on birde, otobüs, mülan evin kirasmı henüz Bdememis tareke yıldönümünün bir dakikalık ©Iduklarını biliyordu. Bu ev, Glos sukutuna kaülmak üzere durdu. sop'dan elli kilometre uzakta, hem Jerry Howard gözlerini kapadı, aDeryshire vâdisine. hem d.s Kinder cayib düsüncelerine daldı. CinayeScout daeının muhteşem manzara ti ni işlediği yerden sekiz kilometre sına bakan beyaz boyah, küçük bir ötede, ktrlarm kasvetli kıs manzarası ortasmda, saniyeler birer birer bir^ iHi T.iksitle aldıklan mob'lyenm be geçiyordu. delini btnüz tamamile Sdememişlerdi. Jerry'nin, artık, yeeâne geljri Vor rn"^T "iin"ı New Mills'dekl lşsizlere 5'ar^im bîirostından aldıeı yirmi beş şlinden iharetti. Üstelik bu vazivet. devamh bir haysiyet kıni'i haldi. Halbuki. evlermden iekiz yflz metre ileride, vadide. her yere uzak o Yeni Otelde, bir kasa, kasanın içnde de. bekçisi bir kadından ibaret elli lira para vardı Yeni Otelde, en fazla kalabalık, akş ımlan bıılıinuvordu. Otel sahibi Arthur Collinson, gabahlan Glossp"a eider. bütün gün orada çahsır, öğle müşterilerine içki vermek işinı kansına bırakırdı. Jerry Howard, evin parasının np^H= duHu'nınu bilivordu. Barda b\r bardak bira içtüJi sırada, kulak kabartmış. Mrs. Collinson'un, kasaya bozuk para getirmek uzere birinci kattaki yatak odasına her çık:smda. ayak ieslerinl dinlemis =haberleri Bahkpazarı taeirlerinin diinkü toplantısı n u K IJ R t M E SE L E L E R ABAHTAN ABAHA... 21 kuruşa 5 sene 10 ay hapis? muml efkânmız, kanun maddelerindeki bau ceraten hafü, bazı cezalan da ağır bnluyor. Meselâ, tecavüzlere, orman yangınlarına. türlü ihtikâr suçlanna, tasmimli taammüdlü milyonluk suiistimallere verdiğimiz cezalara, hcp birden: tNe hafif!» diyoruı. Ve meselâ, Korkudeli kazasmm Belen köyü muhtan zimmetine 21 kuruş (Tekrarbyonım: Yirmi bir kuruş) geçirdiği için 5 sene 10 ay ağır ceza yemek durumundaymış. Ona da: «Ne ağır!» diyoruz. Bizzat hâkimler de. o maddevl talbikten kaçınmış olacaklar. Zira sanığa: «Zimmetinde olan 21 kuruşu öde!» demişler. Köv muhtarı pren<:ip meselesi mi yapmı$, nedir? «Zimmetime para geçirmiş değilim!» cevabım vermiş, diretmiş. Galiba, bu memlekette köylümüzün en cahilinden şehirlimizin en âlimine kadar ezici bir çoğunltık. «Çalınan paradaki miktan da hcsaba katarak ceza kesilmesi,» Uraftandır. Nitekim, asırlık müşahede v« hislerimize tercüman olan şu boytif lügatlerinin eskimesine ve nahvinin çapraşıklıbna rağmen çoğumuz ezber biKriz: Mtlyonla çalan Tneçnedl Inerte «eTefra» Blr kaç lrurui'J mürtekibin cayl kürektir Lâkin, öyle haller oluyor ki: 21 kuruşu irtikâb edene ceza hukuku nazariyelerimiz halkımızın vicdanını isvan ettire ettire 5 sene 10 ayı uysun buluyor. Sahiden de milyonlan deve yapanlar. kısa zarrnn sonra bayhay! çekip. Izzetü ikbal Ue kckâ .. Bunlar, «Ceza hnkuku nazariyelerimize dayanaraktan» olabiliyor. Hukuk nazariyeleri, esldden şeriatd. Scmalardan indi diye, kestiği hiç bir parmak acunazdı... Şimdiki hukuk nazariyelerinin i«e alâkası uîuhiyetle değil, beşeriyetIedir: Bun'an insanlar yaptı, a efendim, retuşe müsaiddirlcr. Hem de. hano insanlar yaptı bın ları? Biz insanlar mı? Hayır, İta!yah insanlar, İsviçreli insanlar, o maddeleri kendi şartlarına göre yapmışlardır. Bizim an'anemizin de. hayat şartlanmızuı da bu batılı kanunlarla tam uygun'uğu olamıyacağuıı hesaba katarak, kendimize göre bir jüri heyetinden bazı hükümleri geçiremez mi>iz di^e aklıma hep geliyor. İste o zaman bu beşerî. bu lâik kanunlann âr. cemiyetimizle daha sıkı ilgisi h'sıl olacaktır. Bu kanunlar, cTürk şartlarına uymağa doğru» bir adım atacaklardir.it .; , Batı usullerinde jürinin fikri h:ikiimden e\"vel sorulurken biz bupu sonraya alsak: Kanun bu 21 kuruşu rfmmerlne geçirene 5 sene 10 ay biçiyor. Hâkim, siz jiiriye, hunu şu nîsbet'e indirebiimek salâhiyetini vermiştir. \e dersiniı? Yahud: Otnmobilden e\li ksdını kacıran jandarmafara kanun şn kaHar eeza kesebiliyor... Hâkim. sü jüriye, bunu şu nishette artriTabilmek salâhiyetini vermisrir. > > dpr«irİT? • Kasdt orman yangınlannda da öyle .. Milll efkân haklı tehevviirVre sevkeden dlŞer vak'alarda da öyle... (Bunn siyasete âlet ermemek şatttrr). Galîba, bByleee «Türk usulü hukuka mflteveedh» blr tecrühede bnhııunaş olurnz H. hiç de fena etmeyfc. Âmnıe vicdanı makes bnlırr. Ve çok demokratik hir aıfaVt tfpl olan ittrl nsulünden hıknk mefhumnnn Indrmektirîn, FransadaH UubaHU|a düşmeksizinfaydalanabilrn... ... Dtye huknk diinyasma haricden gazel okuyorum. Toplantıda bulunan VaH. isrlmlâkler dolayısile kimsenin zarar görmiyeceğini söyledi Balıkpazan Toptancı Tüccarlar Cemiyeti dün Ticaret Odası konferans salonunda toplanaralt jeni idare kurulunu seçmiştir. Toplantıda İstanbul Vali ve Belediye Başkan vekili Fahreddin Karim Gökay da hazır bulunrauşıur. Tacirlerin istimlâkten doğan endişeleri üzerine söz alan Vaii, İstanbulun tarihl, coğrafl ve tabiî kıymetini tebarüz ettirdikten sonra sehirdeki ihmallere işaret etınis ve Balıkpazarınm çirkinliği üzerinde durmuştur. Vali bu münasebetle demiştir ki: « Balıkpazannda oturan •snafın elbette ki istimlâk yüzdnden mutazamr olmasını istemeyız. İstimlâk neticesinde künsenin tedirgin olmamasına gayret edeceğiz. Sahaflar çarşısı mün?sebe*îe yapılan, burada da yapılacak ve evvelce burada bulunan esnaf ve tüccar elbette tercih edilecektir. Ancak bunun için icab eden kanunl tedbirlerin alınması O a şarttır. Bu hususta Basbakanın nıü zahir olacağını söyıiyebillrim » Bundan sonra dilekler ;örOşulmüj ve toplantıya son verılmıstir VaH. Belediye R^lsliği ödeneğini yoksul vatandaşlara teberru eti Vilâyeüe Belediyenln ayrılmannı derplî eden kanun geretlnce Şehir G«nel Meclisl »pn topl'intısınd» Vali Prof Gökaya Beledive Reîa vekllUğl ödeneğl verilmesini kabul etmlîtl. Vali. bu Sdeneî! İle yakacak ihHyacı olan vatandaşlara 15 bin kilo kömürün kendl he^>bım ds'ıf.lmasını tktlsad Mudürlüfilne btldlmüştir. Batan DumlupınaT denizaltısmda şehid düşen erlerden birinin iki çocuğunun anası olan ve erle kan koca gibi birlikte yassdığmı iddia eden bir kadının Naboland şilepinin acentası aleyhine maddl ve manevl tazminat davası açtığmı herhalde okumuşsunuzdur. Mahkemenin da vayı esas itibarile kabul ederek kadının şehid er İle kan koca gibi birlikte yaşayıp yaşamadığını tahkike karar vermesi basmımızda akisler yaratü. Aile hukukunda yeni bir anlayıştan bahsedenler, bu kadar ileri gitmemekle beraber. işin millî cephesini gözden kaçırmamak lüzumunu hatırlatanlar oldu. Bu meselenin okuyuculanmızı ilgilendirdiğini aldığımız mektublardan anlıyonız. Bu sebeble bu hafta bu meseleyi ele alacağız: Adam öldürmekten dolayı verilen maddî ve manevî tazminat nedir? Kimlere verilir?. Haksız bir fiili Ue bir klmseye zarar veren kimsenin o raran ödemeğe mecbur turulması borçlar hukukunun kabul ettiği ana kaidelerden biridir. Borçlar Kanunu, zararm v« tazminaün nasıl tayin edileoeğini, icabmda tazminatın nasıl azaltılacağını umuml olarak gösterdikten sonra baza hususî halleri aynca nazara almıştır. Bunlar arasında blüm halinde Sdenecek maddî tazminat ile umumiyetle manevl tazminat da vardır. Birinrisi 45 inci, ikincisi 47 nci maddenm mevzuunu teşkil etmektedır. Gorülüyor ki ortada iki ayn mesele vardır. Birincisi maddî tazminata, ikincisi manevl tazminata taalluk etmektedir. Fakat her iki halde de, işin. bazı gazetelerin yazdıklan gibi, aile hukuku ile hiç bir alâkası yoktur. Sadece haksız fiilden klmlerin zarar gördüffünü, kimlerin tazminat istemek salâhiyeti olduğunu tayin meselesi vardır. *** ÖIÜTTI halinde maddl tazminsttan bahseden 45 nci maddede evvelâ Tazminat Nurullah Kunter ölümden doğan cenaze masraflan ve ölüm derhal vuku bulmamıs ise tedavi masrafları nazara almmaktadır. Bunlarda zaten tereddüde mahal yoktur. Fakat kanunda şdyle bir hüküm de vardır: tölüm netioesi olarak dığer kimseler müteveffanın yardımından mahrurr» kaldıklan takdirde, onlann bu zararını da tazmin etmek lâzım gelir.» Bundan anlaşılan şudur ki, ölen kimsenin yardımından mahrum kalanlann zararını da olüme sebeb oîan çahıs ödemekle mükelleftir. Doktrinde buna tyardımcının kaybı» denilmektedir. Yardımcı kimdir? Kiml.er yardımdan mah rum kaldık diye tazminat davası açabileceklerdır? Mahkemeler, uzun zamandanberi bu suallerle karsılaşmaktadırlar. Acaba tamamen bakmak, yedirirj, içirmek |*rt mıdır? Hayır. Kanun böyle bir serh koşmamıştır. Tazminat hududunu bu kadar dar bir çerçeveye sokmak, raten kanun koyucunun maksadın» da aj'kın düserdi, Bu hususta gerek nazariyatta< gerek tatbikatt» tereddüd edilmemektedir. Acaba sadece para gibi maddt bakımdan yardım kaybedenler ml dava açabileceklerdir? Buna da hayır diyeceğiz. Kanun böyle bir şart da kosmuf değildir. Ancak para yardımmı kaybedenlere tazminat vermek, diğer çeşid yardımlardan mahrum olanlara vermemek, kanun koyucunun gürrüM gayeye aykın olurdu. Nazariyatta ve doktrinde bu hususta da tereddüd edilmemektedir. Acaba tazminat davası sadece kanunen vardım •^* Yazan:Prof. Dr. Paidstanli Amîral, Taksîm âbidesine çelenk koydu EvvelM «abah Hmammıza gelen Pakiltsn fllosu kurrund'anı Amlral Choudri dün »aat W da Tsksim âbfderlne çelenk kcvTrmş, deftert mıhnnı 1mzalamı?t;r. Amtral Choudri, zlyaretlerde bulunmak üzere aksam Ankaraya hareket etmiştlr. ^ " « İstanbul Gazetecilerinin •""% Biiyiik Eşya Piyangosu I Yarın Çekiliyor Dün Hmanımizdan yapılan Ihracat O aksam, saat altıda, Yeni Otelin patronu, köhne motosikleti ile evine geldi. Otelin kapısında, bekleyen Amos Dawson ismili köylü ile karşılaştı. İçeri girmeğe imkân yok, Arthur .. Sabahtanberi böylt... Kann kapıyı bile açmadı. Rusyadan 3500 ton çiment* Mr Collinson buna pek şastı. EIthal edilecek ve girdi. Işıklar yanmıyordu. tçeIvvelce Huayaya Inrac edileceğlnl bilride ateş yoktu, pişmis çay koku dirdigimlz kasablık hayvanların bir kıssundan eser yoktu. Kansı, mutfa mımn öntimüzdeki ^ünlerde sevkfne başlanacaktır Bj^a ğın püskürme benekli kâğıd kaplı ilk parti olarak 3500 karşıltk Rusyadan ton çimer.to ithal duvan dıbinde. bir kan deryası edilecektir. içinde, ölü yaüyordu. Ocak ateşBalık ağlantıa takılmış biı siz. bomboştu. eesed bulundu Bölge polisi enspektörfl James Garrow, memurlan il« birlikte, D'Jn »abah Paşabahçede Burunbahçe mevkılnde balık aflarına takılmıj bir Derby arabasile geldl Bu bir tntihar değil, dedl. Bo erkek cesedl tulunmuştur. Cesedln tlzerfnde hüiiyetiıl tesblff yarar blr veğazuıı kestikten sonra bıçağı yara sika bulunam^m!ç*ır. Cesed, ölüm ıeb«nın içinde bırakamazdı. Parroak bini te«bit içln Morga ka'dırılmıstır. lann son raseleri bıçagı yaradan Sağlık jiplerl ayınrdı. Beledtye Sağik 1,1e: iıudürlOSO İçin (Arkası vnı) alınan 8 sa*hk jıpı. B?'»dıve Bsşheklraleri emrine tahsis ediımiş ve Jipler faalivtte geçmiştir. Son 24 nat zarfında llmanımızdan di| memleketleTe yapılan Ihracat yekünu 560 bin lirayı bulmustur. Bu arada Almanyaya koyun derlsl ve lç fmdık, Avusturyaya halı, Belçikaya fındık. Fransaya lületaşı. Hind'stana Slgala yağı, Holnndaya ve tsviçreye kayısı çeklrdegl, Macaristana kuzu derisl, Surlyeye mahleb, Yugoslavyaya joın v ı Yunanirtana balık »evkedllmlîtİT. " İSTANBUL BANKASI KURTULUŞ AJ A N S I I 5 SOKUYA 5 CEVAP KÜRK MANTO MAKıKI RÖNAR KAPLAR 8LO KOL SAATI Pı P L » N T A YÜZÜK ısnçnt SAATLARI Hr e 1SO LİRAYA bir Istirak numerosu borcu dolayısile yardım edenlerden mahrumiyet halinde mi açılabilecektir? Bu suale de hayır cevabım vereceğiz. Kanunl bir borcu olmadığı halde bir başka kimseye yardım eden ve ölmeseydi ileride de yardım edeceği kuvvetle muhtemel olan kimselerin kaybı halinde de kanunun bu maddesine istinad edilebilecektir. Küoük bir çocuk bile, ana babasının müstakbel yardımcısı sayılmıştır. Kera nişanlı erkek de. hattâ resmen nişanh olmasalar bile, ileride kansma bakacağını kabul etmek ve n şanlannm zaten bozulacağı isbat edilememek sartile, nişanhsmın müstakbel yardımcısı sayılmış ve yardımcı kaybı yüzünden nişanlı kaBilindifi gibi borçlar kanunudmın maddl tazminata hakkı olmuz, lsvıçre borçlar kanunundan duğu kabul olunmustur. alınmıştır. tsviçre borclar kanunuBu vaziyet karsısında flci çocu nun fransızca metninde aile denilğunun babasmı ve imam nikâhh diği halde almanca metninde yaveya imam nikâhsız beraber yaşa kınlar tablri vardır. Görülüyor ki dığı erkeği kaybeden kadın, yar fransızca veya tükçede aile dendidımcısını kaybetmiş sayılır mı me gi zaman yakınlan anlamak lâzım selesi tamamen maddl bir İsbat gelecektir. Zira ölümden hakikaten meselesi hallne gelmektedir. E^er elem duyacak olanlar, ancak ölübu kadın, mütev^ffanm yarAmın nün yakınlandır. Bu yakınhk ise dan mahrum kalmış ise yarrr mü kanunla değii; fi'll durumla belü teveffa ona yardım ediyor, bakıyor olur. Sadece akraba olmak manev! idiyse yardımcı kaybı yüzünden tazmin^t istemeğ^ hak verdirmez. kendisine maddt tazminat hükmc Hâkim, nikâhlı karının manevî tazlunabilecektir. Kanun, tazminnt minat talebini bile, meselâ ölen kohakkını kan veya kocaya tahsis cası ile arasının ölümden samimi etmediğine göre, yardımcıdan mah bir elem duymıyacak kadar kötü rum kalan ile ölen yardımcı ara olması sebebi ile, reddedebilir. Disında medenl nikâh rabıtasının ğer taraftan arada nikâh gibi bir rabulunup bulunmadıını aramağa bıtanın bu'.unmasını da kanun sart koşmamıştır. Kanun, manevl tazmahal yoktur. minatı kanya veya kocaya tahsis etmemiştir Aile tabiri ile miras ölüm halinde manevl tazminat veya nafaka yakınJığı da kasdedilmis değildir. Isviçrede mahkemeler ve doktrin, kanundaki aile tabirinin hukukî manada kullanılmadığını, ölen ile hayatta kalan arasında mevcud fi'll bagın kasdedildiğini söylemekte ittifak etmektedirler. Türk doktrini de bu görüşü benimsemiştir. Hattl Türk mahkeme lerinin de tatbikatı bu merkezdedir. Olenin buyük babasının, dayısının ve kardeşinin aile mefhumuna dahil layılmasına karsı yapılan bir itiran tetkik eden Temyiı mah kememizin dördüncü hukuk dairesi 26111937 tarıhli karannda tdavacılarla ö!ü .. arasında tazminat talebine hak verecek fi'l! ve hakikl bir rabıta mevcud olup olmadığının tahkik olunarak ona göre karar verilmesi> gerektiğoni belirtmistir. Görülüyor ki ölen ile kalan arannda tazminat talebine hak verdirecek fi'll ve hakikl bir rabıtarun mevcud olması lânmdır. Bunun içindir ki meselâ bir nişanlıya da manevl tazminat hükmolunabilir. Nitekim Isviçrede olunmustur. Bunun gibi bir kadının senelerdenbe7^.000 liralık ikramiyeyi kazana» rl birlikte kan koca gibi yaşadığı n« hergün ilâveten 1 0 0 lira ve iki çocuğunun babası olan erödeoiyor. Şube veya ajanslarımızkek ölünce, en az bir nişanh kada hesap actırmakla acele ediniz. dar ciddl elem v« ırtırab duyması Gişclerimizden izabat isteyiniz. mümkündür. Bu durum da bir kadının, gene en az bir nişanh kadar, ölünün yakını olduğunda tereddüd edilemez. Davaa kadın hakikaten bu durumda mıdır? Bu, mahkemenin halledecegd bir meseledir. Isin hukukl cephesini değil, fi'll cephesini alâkadar eder. işde emnlyet ve sür"al tan bahseden 4T TUA msddede. h8kimin, adam öldüğü takdiıde ölünün aüesıne manevî zarar namı ile adalete muvafık bir tazminat verümesine krrar verebileceği yazılıdır. Burada ölünün ailesi tâbiri lnjllanılmıştır. Acaba aileden ne kasdolunmuştur? Burada bir tefsir meselesi ile karşılaşmaktayız. Bumı halletmek için manevl tazminatın ne için verildiğini arastırmamız gerekraektedir. Ölüm halinde bundan çok ciddl surette elem duyacak kimseler vardır. Birisinin ölumüne sebeb olmak suretile bir diğerinin çok fazla elem duymasına da sebeb olan kimse, bu elemi bir dereceye kadar tahfıf etmek üzere bir tazminat Sdemeğe rcecbur tutu'rr.uştur. işte manevl t^zır.inat budur O halde manevi tazminat istiyebilecek olanlar, ölümden çok fazla elem ve ızürab duyan kimse^erdır. O halde aile'len maksad da bv derece elem ve ıztırab duyahilecek yakınlardır. I zarardasınız EMNIYET SANDIÛI Zenjjhi Ikramtyıitrt n BtttOn Kolaylıklarila Emrinlzdeıflr. HCR AT BİR ÇCKİLİ* HKR CCKİLİ9OS Bir müddefenberi mem'eketimlzde Standardizasyon Enstitüsunün kurulıışu hazırlıklannı yapan Isviçreli mutehas»ıs n.emleketine donmtiştur. Mütehassıs Bnumüzdeki Ilkhghardti Stockholmde topbnacnk MİHetler'rası Standardıza5yon Kongresinln umum! kâtlbi olarak hazırlıkları tertib edecektir EPCDI 28 SEFER 30 StandaTdizasyon Enstitüsü kurnhış hazırlıkkn TÜRK EKSPRES BANK A y d a 10 lira {aksitle I Evlik ARSA (96 Metre) 300 Liradır. Evlik A S RA Memleketlmlz İle BulgaıisUn aranndaM tlc«rî miinasebetlerln lnklsafı içln blr Bulgar heyetlnln yakında munlek»timize ge'.mesl beklenmektedir. Heyetle Ankarad» yapılacak mQ?ak«relerde lkl memleket arasınd» yürltrlllkte bulunan taka» «lsteml yerlne blr ticaret anlajmaıl akdl üzeıinde (Srüfülecektlr. Bulgarlstanla bir ticaret anlaşması yapılacak APARTMAN DAİRESİ TB PARA İKRAMİYELERİ I V. ~E] 6 26 11.5S | 1.14' 6 47; 14 51 17.lllB.44j 4 47 9.40 12.00 1J2İU.35 TÜRKİYE KREDİLİ İNSflAT MÜESSESESİ Müessisi: S E L Â H A D D İ N E A R A K A Ş L I Çarşıkapı. tramvay durağı 97/3, Eeyazıd Palas, kat: 3 Ko. 16 Telefon: 25630 Suzi de dalgın ve mağmum... Konuşmuyor. Onun da aklından kimbiİir ne ihtimaller eeciyor. Otomobil köşkün önünde, durunca, Suzi'ciğe yardım etmeği dahi unutarak yere atlar atlamaz, kapıva koştum. Arkadaşım. sağ bacaema hâlâ emniyetle basamıyordu. Buna rsŞmen beni takib etti. İkimiz de, kapalı demir kapının katı hakikatmi başımıza vurduk... Telefonunkine olduğu gibi kapının ziline de cevab vermiyorlar. Ve zaten durum aşikâr... Her zaman bu kanad bu saatte açık olur, kulübede kanıcı bulunur... Gitmişler .. Villâ boş... Bomboş, belli.. Pencerelerin demir kanadları kapanmış .. Mutfak bacası tütmüyor... Verandanın büviik tente?ini dürüp bükmüşler... Koltuklar, masalar ortada yok... Hani yat?... Yata ne olmuşî... Sesleniyoruz, Titina havlamıyor... Güvercinliği de boşaitmış • lar... Beyaz kanadlar çırpınmıyor... Havuzun fıskıyesi kısılmış... Gitmişler... Büyüleflmiş gibi, Suzi ile etrafa bakıyoruz. Inanamıyoruz... Ama hakikat ayan beyan: Gitmişler! Bcğazıma bir yumnı tıkandı. konuşamıyorum. Ağlayabilsem açılacaçım ama, erkeklik gururum mâni; ağlayamıyorum. Suzi yavaşca elimden çekti; annesine itaat eden bir çocuk e'hı peşinde sürüklendim. Yeniden taksiye girdik. Gitmiş... Nasıl gider?... Nasıl götürürler?... Ne şekilde görürmüs ler?... Nereve götürmüşler? Suzi, şoföre anlatmamak için rürkce konuşru: Paşa haber aldıysa gebeliğinı.. Skandala yol açmamak için başka bir şehre götürmüştür düşürtmeğe... Zira bu nruhitte tanınıyor... Peki villâyı terketmişler?... Demek ki bir daha dönmiyecekler?... Aslıhan bana neden haber vermedi? Suzi, elimi avuclarma aldı; en munis sesile: Kendin söylemiyor muydun, a çocuğum! dedi. «Mevsim sonu geldı, geçti Bizim de saadetimizin sonu geldi! Bu macera burada bitecek... Aslıhanı sürükliyemiyorun: peşim sıra!» demiyor muydun bunlan?... Anlaşılan: Bıçakla keser gibi ansızm bitirmek istedl... Katlan bu akıbete »en de... Kapat artık bu sahifeyil İsyanla başımı kaldırdnn: İmkânı yok, S\ızü... Sen de biliyorsun ki doktoru buhıp çocuğu aldırmamız için o ısrar etti... Ben yalvardım: «Hiç değilse bir hsfta daha bekle!» diye... Kabul etmedi... Bugün klinikteki randevuyu o tayin etti... Şunu anlamahsın: Kendi arzusile gitmedi Aslıhan buradan... Çocuğumla beraber onu Emir Talha götürdü... Nereye götürdü, yarabbi! Niçin götürdü? Hangi iblisçe intikam hırsile götürdü çocuğumu ve kaduıınu? Va asl mesele: Nereyt götürdüT Fasa mı götürdü? Parise mi götürdü? Suzi bilemez ki, ben biliyorum: Ben ona ne kadar düşkünsem, onun bana en aşağı aynı kuvvette bağh olduğunu ben biliyorum. Bu âni gidişi onun tradesi dıjındadır... Kahrolacağımı, türlü çılgmlıklar yapacağımı bilir, düşünür... Ayrılmak fikrine. o yalvancı, o kalbe akıcı sesile beni nasıl yavaş yavaş sindıre sindire alıştırmağa çabaiıyordu... Kuruce«ınedt Klrechan* lokağmda 14 numaralı evde oturan S«vlm lsmlnde bir ö£rencl kız. Rafet Sadıkoğlu lsmlnde blr gencln kendlslne »arkıntılık ettiğlnl İddia ermi?, «uçlu yakalanarak Adliveye veri'mlştir. Bir öğrend kna sarkıntılık edea genc yakakmdı «CUMHURİYET» to Tefrikası: 4 Q Sarıyerde SüngüsUdüynfc sokağında IÎ numarah evde oturan Fethl Saruhanın 16 ayhk o»lu Şukrü. pencere önünde oynsrken 6 rnetr* yüksekten »ok.iğa tfüşmüştür. Slsll Çocuk hartaneslne kaliırılan yavru çok geçmeden ölmüşttlr. HV dise etrafmda Müddeiumumilik tahkikat yapmaktadır. 16 aylık bir çocuk peneereden sokağa duşerek öldü 11 eylulde Viyanadan dönerken Cenovada blndiğim Tarsu* vapurunda meydana çıkan Hepatite ve jcter hastalığıra sebebüe avdetimde yatırıldığım Ist. Denıı Hst. d» tedavisîle tam şıfaya ka\mîturan hastanenin degerli dahılıye mütehassısı TEŞEKKÜK Dr. MEHMED OKYAR'a Yazan: (Vâ • Nu) Hırsla bana sokuluyordu. Atmı kamçılayan bir amnzona bcvıvordu. Hırs da değil bu çaliba, intikam hissi... Bir şeyden öc almak istivor. Neden? Dudakları bana, «neden» i, «niçir» i unutturdu. Kendimclen geçtim. kapınin arka^ında bir yu «Çocuğumu, çocuğumuzu olvarlanma oldu... Sevci'ım iıkildi. dürtmem... Bir çaresini bulalım. HoJnndalı ressamm atölve«inds ia Evlenelim!» demiştim. sıl bir hâdise cereyan ettiğini ikiİstemedi. miz birden anlamn?3 uğrgstık... Bu fikre isyan etmişti. Fakat battal kapı, esrannı ortayd Çocuğunu aldırtmazsa intihar ^coymadı. edeceğini söyleyip beni tehdid et... Sonradan Ziyaya da sordum: mişti. Sonra birderbire. cevabsız kalHolandah renm mem'rketindı'D İşte bütün bnkânları hazırladık... mış bütün suallerimin j^pynime hü hâlâ dönmemiş, atölyesi kapalıy Gelmedi. cumile doğruldum. mış. Ve haricden birinin girmesine Suzi. villâya telefon ediyor, ceO kadar şaşkmd'm ki. sesimi bul imkân yokmuş... vab alsmıyor Telefon merkezini m?kta zorluk ç^li'or'lum. Sevgili Buna rağmerj biri eirmişti işte... zorladık: min vüzüne iei' "~> " ' 'ati g.iz «Ihtimal puro icen bir peri Mevsim sonu şimdi... Çok lerınde okumnk ister gibi, bakifb dir!» diye şakaya vorduk, tatlıya kimse şehri terkediyor^.. Belki onnmı ona diktim bağladık. lar da gitmışlerdir... dediler. Aslıhan!... H>ni spn evliy*** 1 Bu muammayı halletmek için, dm" ... Emir Talha kocan değil mi? Bir çözülüş ve bir hoTtıluş şimdi biz de villâva UÇIULUZ.. dive sordum. Hiç bir haber almomnk, kötü biı O da, dimdik, gözlcrimin içint haber slmpktan dnha feci oldu... Sanki takside değiliz... Sanki İstanbul tramvaylarındnvız, sanki baktı: elip bizi otcirlp bul.ıraktı Anadolu kağnılarındayız, sanki Bu, bH sırdır... Sina bu sırı • k çorı""~ı»u dü.şiir kaplumbo'înyî bindık. övle ahesıe sövliyemem. Turhan! tpfpîttiîc . Doktorla randevumuz beste i*idıyoruz... Mosafeleri aşuma Acaba Emir tihpvdin h=m hah • a. Ailıhan. kendi ı^tedi bu ame manın sabırsızhğile bunalıyorum. ^r settiği aile sırrı Ue bunun müna iyatı... İçimde kötü bir his var; çok kö•ebetJ var unî Ben, diretmiştun; tü... Be^ktaş, Tuzbaba Selaltı sokagında 17 numara!ı evde hizmetçü'k yapan 18 yaşmda Nazirae Giilenç. gecirdiS' bir buhran netlcesl tenturdiyod içmek suretile lntihara tesebbüa etmijse de İlkyardım hastanesıne kaldınlarak tedavi tki gün evvel bfle, gene «tölyede altın* aiıımıstır. buluştuğumuz zaman: Kız Lisest inşaab Istsnbul Kız Lıses rc* ı tr,"i'rat «tlr tİnsan ümidle yaşar! diyorntle Tf.roıratn bi an du Sen ayrılmamızla bu macera evvelller'.emfkteıilr.gayret sarfedılnıektelkmall İçln burada Litecek mi sanıyorsun, Tur dir. han?... Asla!... Günün birindt hiç aynlmamak üzere tekrar buluşacaSEVİM ÜNAL ğııruza frn«Tiım var... Ve ben ancak bu imanla tenıiz yafamağa katlan*eağım... Elimde değil: Emir TalhaMETtN N. ESENTEPE ya ftnl ve öldürücü blr darbe indiErlendiler. remiyonıra... Çünkü onun İçin 81İstanbul 27.10.954 dürücü olacaktır birdenbire ter*otrnem... Aynlmak fikrine onu da yavaı yavas, dostça aliftıracağım... Başka turlusünü yapamam...» Genc bb kız Intihara teşebbüs etti Bajtablb Albay Ihsan Gurbuze, alâ>;al«rını esırgemıyen Dr. Kaya Ah, Kâmil Ku^çuoglu, eczacı Nusrete. Izmit Hst. BaştaLibl Albay Remzl Ülger ile dığer arkadaş ve meslekdaslarıma teşekkar ederım. K B B Müth. Dr. Nedret Tanfeı *** Hac farizasını edadan sonra Medine1 Munevverede Hakkın rahmetme kavuşan Karahan aı'.esın.n buyuğj, dın âlirai vefatı dolayısile telgraf, raektub ve telelonla acımızı paylaşan dosüırımıza ayn ayrı cevab vermeğe teessurumüz mâni olduğundan Cumhuriyet gazetesj vasıta^ile cümleye teîekkurlerünizl ar» zederiz. Aile adına oğlu Abiulk?dir Karaha* ZÜLFÎKAR KARAHAN'm ıı« l \ L Pavlyonda YARIN M A Tl N E Sıraselviler • GUMEURIYET :ı Nüshası 15 kuruştur Abone jeraiti Türkiye Harle Benellk AJtı a; lık Oç «Tlı)ı Bü aylık D t K auetemlu gflnâarileo r r n t »« tdllmeali) lad« ohTnm Sevgillm, ona tndiremediği anl ve hasin darbeyi bana mı indirdi? İmkân yok... Ne kadar uysallaşmıs. nasıl bana bağlanmışü. Bana tâbi bir kadın olmustu, {Arkası var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear