14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 Ekrm 1954 cüMHURtyırr BE9 DIPLOMAT IAZAN: SAKCP KADRİ KARAOSMANOĞLO 13 Yeni Kesif ve tcadlar hk Tiranda ilk günler ve Kralın kabulünü bekleyiş Eliml, otomobilin penceresinden u latıp her yani okşayasım geliyordu Hele, bazı köylerin yak'.n ndan geçerken bıze gülumsiyerek bakan beyaz donlu çocuklarm yuvarlak, kumral kafaian; pos bıyıkh mtiyar çobanlarin keçi süruleri arasından seğirtip yol kenarında selâma duruşlan. beni, busbütün içlendiriyordu. Ne kadar da temiz, düzgün ve «mıllî» idi bunların üstü başı.. Bır tane yalınayaklısına, yakısı paçası vırtığına rastgelmedikti tâ T:rana vanncavadek Tıran, modemıze olmağa çabalayân bır Batı Anadolu kasabası Fakat. bizım elçılik binası bunun bas. ucunda bır Venedık sarayının «nıaketıs gibi duruyor Çoktandır bu kadar genış ve rahat bir konakta oturmaTiıştım. Ankarada bıraktığım dort beş odalık derme çatma kıra evmden sonra burası bana. bır çatodan farksız gorünmüştu. Hele benden evvelkı Elcı Ruşen Eşref Beyin, ir.ce bir artıst zevkile doşetıp dayattığı salonlarm yemek, ya21 ve yatak odalarınm perdeler.ne, koltuklarına. kanapeterine, masalarına btkmakla dovum olmuyordu. Bu odaların biıinden çıkıp öbürune gıriyor. bu eşyanın birinden kalkio öbürüne oturuyorduk. Kanmla benim, sankı, yeni evlenmiş gibi bir halımiz vardı. î!eden olmasın? Buranin bır düğün evinden hiç farkı yoktu ki.. Her<eîin dıkkati, saygısı, alâka ve ıhtimamı hep ıkımız üstunde toplanmıştı Resimlenmız ahnıyor, intıbalarımız soruluyor: bizi karşılamağa gelenler hangı şarab mameninden çıktığını bilmediğım şampanya kadehlermi <Şerefinize Iloş şeldiniz.» dıyerek havaya kaldırıyor. Genc bir uşak, önümüzde ;er lere kadar ığıhvor ve Atinadan t e raberimizde geHrdığimiz bir Viyanalı tFemme de chambre» etrafımızda «Exzellenz, Exiellenz...» diye fırıl fınl dönüyor. Meğer, elcılığin «afası, «atafatı yalnız bundan ibaret değilmi? Meğer, ben, gerçek ikbale asıl, «itimad name» mı hukümdara takdımden sonra erecekmısim. Bu da o kadar ko'av olmadı Zira. Saray Kral Zogonun annesı oldü diye uzun bir yas devresine girmişti. Kırk ^ün surmesi lâzım gelen bu vas müddetı. Kral tarafından sözde Türk Elçısmin haiırı içln yanya indirilm.ş olmasına ve benim bir Venedik sarayında oturmama rağmen o yirmı günluk bekleme devri de bana. epeyce uzun ve cansıkıcı geldiydi. Protokol kaıdeleri şunu icab ettiriyormuş ki, ben. bu devr* esnasında kimseve temasa gelemezmişim. Resmî vazifelerime el »üremezmışım ve memleketimi, ben, elçi hazretleri değil, fakat: maslahatgüzar sıfatmı taşımakta devam eden kâtibimiz temsil edermiş. Bunun içindir ki. çekirdekten yetişme Harıciyeh Tevfik Bey. bana, henüz ne evrakı, ne kasa anahtararını gerçi içinde hıç bir şey yoktu ya teslime liizum görmüş, ne de herhangi bir işe karışmama meydan veriyordu Bu, tam manasile Ârafta gibi bir durumdu. Daha doğrusu, elçilik denilen bu konakta bır nevi içgüveysi havatı sürüyordum. Âlâ yemekler önüme konuyor, en itinalı yataklar altıma seriüvor. araba, kapıda emrıme âmade duruyordu. Fakat. ben, bunlsnn hiç birinin sahibi değıldim Böylece, kanmla beraber, >irmi gün bu kocaman evin içinde, bır otelde ıkı turist gıbı yaşadıktı. Her sabah, öğleve doğru. yan ucunda kuçücuk bır Turk bayrağı çırp.ran yeDveni, pırıl pınl bir Buıck otomobıline atlayarak dere tepe, uzun gezintilere çıkıvorduk. YOIUTMZ üstunde rastgeldiğimiz ve ne kimın olduğunu, ne de adlartnı bılmedığımiz bazı mandıralara, izbelere. kövlere ueruvor: hoşumuza gıden bazı kır kahvelermin çardrğı •ltmda oturuyor: bize yanafan yerlilerle sohbet etmeğe çalışıyorduk. Bunlar arasmda tek tuk *ürkçe konuşanlar vardı. Fdkat. hemen hepsi, yedİFinden yetmışine kadar hemen heps; bıze karsı öj le bir yakmlık ve samımihk göstermkte idiler ki, bunlarla türkçe konusmaksızm dahi arV^nnk. ahpablık etmek mümkündü. Çok dsfa, aramızda, gözyB=artıeı dostluk sahneleri bile oluvordu. Bir gün Elb^an cıvarmda ihthar koylulerden biri Iğır ajhr arabamıza yanasmış ve •yyıldızlı kırmzı havrağı «Osmanlı, Osmanlı» devip plnına. vüzüne, gözlerine sürerek dnmutü. Başka bır gün. gene yaslı bir çoban, bizi, uzun uzun, tatlı, tatlı adeta hasretl^ sevrettik'°n sonra soförumüze donüo: «Bu. İstanbuldan Tirar.a yeni gelen Pasa mı?» diye sormuştu Övle fukara çocuklara rastlıyorduk ki. bıze demet demet kır çicekleri hedıye edivorlar ve kendılerine para vermek istedıgimiz zaman mahcub mahcub reddederek oekılıvorlardı. siri yapmif ve Mabeyncinin, bekledığım »alonun kapı eşiğinden <le Roi» diye »eslenmesi üzerin* yerimden fırlayıp takma bir «vakar» ile Zogo'nun bulunduğu odaya doğru ilerleyışım bana, bu operette «bizzat» rol almış olmak hissini vermişse de o odadaki ratın beni; ayakta, en halia bir İstanbul türkçesile:» «Buyrun, Yakub Kadri Be yefendi.» diye karşılayışı her şeyi gerçeğe döndünnüştü. Meğer, Kral Hazretleri, benim okurlarımdan imiş. Bunu, bana, sonradan, maiyetındekiler »öylediler. «Hele Nur Baba'nıza bayılır.» dedıler. Ne kadar olsa, serde sanatkâr «nahveti» var. Ahmed Zogoyu, ilk temasımdanberi pek şırin buluşumun sebebinl de, belki, bunda aramak lâzım gelecektir. İtalyan istılâsı felâketine uğradığı vakit, gene belkı bundan dolayı içim sızNe ıyı oldu da, Kral Zogonun j lamıştı, şimdı, hâlâ, uzaktan uzağa huzuruna çıkmazdan ve hükumetı onun başma gelenleri vurekten bir erkânile temasa gelmezden once ılgıyle takıb eder dururura. Gerçi, bunlan tanımak ve sevmek fırsa Zogo'nun, bütün Doğulu hükümtını buldum. Yok^a, Amavudluk darlar gibi bir çok kusurlan vardı. hakkuıdaki duygularun, oldukça Devlet başına, çapraşık ve belki d« ters bir yana doğru yönelecektı. kanb bir yoldan geldiğine r e yeBuna rağmen, hemen söylemek is rinde tutunabilmek için, hemen heterim ki. Tıranda sekiz yıla va men Abdülhamidvari bir muhafaza ran elçilığim esnasında, kraldan sistemi kurduğuna hükmedilebilirbaşlayarak bütün hukumet adam di. Mala, paraya çok düçkun olları ve tanımak fırsatını bulduğum duğu da »üphesizdi. Fakat, Zogo, Beyzadeler tarafından yalnız neza her şeye rağmen, memleketinin ölket ve ikram görmüşumdür. Hele, çülerine gör» bir tnizam» adamı istıbdad devrının son Sadrıazamı, idi. Amavudluğun istiklâlindenbeAvlonyalı Ferid Paşa aılesı. gerek ri surüp gıden anarşi devrini kakardeşı Sureyya Beyle eski âşına patmış; medenî devletler örneğine lığım, gerekse küçük oğlu zavallı gore bır hukumet kurmuş: bunu, Rıyazla (1) bu sıkı arkadaşlık müna az çok hukukf r« mesruti temeUer sebetlerim yüzünden bana Turki üstune oturtmuş; mektebler açmı» yedeki herhangi bir dost ocağı ka ve bunlaruı hepsinden daha zorlu olan bır işi başarmıstı: Asayif. dar sıcak gelmeğe bas,lamjştı. binde kurulan bu genc krallık, iç idareyi keyfıliğe, zorbalığa, dıj politikayı ecnebı kolehğıne bağlayan bır hukumet sistemini, Yıldız Sarayı üe Babıâlıden başka nereden bulup çıkarabihrdı? Üstunde hukum sürdüğü halkuı fukara çocukları kendilerine can ve gdnülden yapılmak istenen ıhsanı ellerınin tersı!e iterken bu devlet, bir avcunu Doğu komşusuna, öbur avcunu Batı komşusuna açarak durmadan para dilenmek zilletini kimden ögrenmışti? Evet. milletın tortusu bir vakitler bizde olduğu gibi, burada da suyun yüzüne çıkmış bulunuyordu. Asıl cevher, yurdun halıs evlâdlan, o, yürekleri beyaz mıntanlan kadar lekesiz köylüler; o. ellen yüzleri tertemiz altın başlı çocukiar, gene bj vakitler bızde olduğu gibi, bu bulanık köpüğün altında gorulmez hale gırmıştı. Robot dedektif Inanılması gîç ama olmustur ve cuk ağzının lstedigi şeyler ayartma olmaktadadır. Kalpazanlar, çocuk vasıtalarıdır. Misaller daha da uayarncaları, dolandına, yankesid zatılabılır Fakat hepsinde gayriler ve nihayet banka »oygunculan mesruluk olduğuna göre esas bıryakm istikbalde elektrikli takib dir. Yasağa karşı koymak, cemıyeçilerinin kucağına düşecek, e tın kabul etmediğini kabullenmek.. v e t «Elektnkli bir Şarlok Hol O halde «elektronlu beyin» burames» iş başına geçmektedir. da ne is görecek? Bır kelime ile Şaşırtıa. heyecan uyandına bir cezayı müstelzim her fı'li yennde elektronlu beyin yani «ırn'i bir ve anmda olduğu gibi tesbit edebeyon yukanda ismi geçenlere mu eek, ipuçlan verecek'. sallat edıhnektedir. Milyonluk şehırlerde vukuu muh tnsandan daha becerikli olan bu temel bu nev.den her turlü hâdise yeni dedektif gayet basıt bir pren için sun'i beyne kartlar yerleşürili•ipe dayanıyor. Kötü huyluların yor. Kart, adeta robotun not defniyetini adeta »ezmekte, yasak o teridir. Defterde cezaî ahval bülan bir fi'li makbul olandan^ ayır tün teferruatıle rcbot diline çevrilmiştir. Yani noktalar ve çızgimaktadır. ler, vak'arun tasvircileri oluyor. Nasıl yapıyort Bilindiği üzere bu gibl kim?ele | Yeri, lamanı, cereyan tarzı, nev'i, rin çalısma tarzlan o işuı ıcablanna j hulâsa cinayetın veya soygunculuuygun fekilde haıırlanmıştır. Me ğun hususiyetleri orada vardır. «elâ bir kasa hırstn. iş görürken Los Anjelos'ta yapılan tecrübesi hep muayyen metodla çalışır. O bir cmayeti bütün açıklığıle ortaya metoddan aynlmasuıa da zaten koymustur. En iyi başansı geçenfiliyat müsaade etmez. Ya merdi lerde muhim bir banka suyguncuvenle binaya tırmanıp girecektir luğunu meydana çıkarması olmuşveya kapıyı usulca açmak ustalı tur. ğına sahibdir. ' Buna gör» bir soyguncular çetesi Çocuk kaçırmağı tasarbjan ayar bir bankaya giıiyor, kasayı açarak ücı da ya parkları seçecek veya 200,000 dolan iç ediyor. Fakat orçocuklann oyun yerlennde dolaşa tada ne ayak izi ve ne de parmak caktır. Küçiîkleri aldatmak kolay izleri vardır. Göz sahidi de namevdır. Bonbon veya çikolata gibi ço cuddur. Rriminalistler, hâdiseye dair lpucundan külliyen mahrumdur. Muamma çözülemediği halde taraçaaında, ajçak bir müteşebbisler 45 dakikada yakayı parmakbğın koruduğu küçük bir ele veriyor. Ne sayede?. Ve nasıl?. portakallık Tardı. Ağac dallanndaBanka soyulduktan hemen sonki yemifleri, insan boyundan daha ra tabiî hâdise pol.se intikal etasağı, «okağa «arkraakta idi. Gelip miştir. Alâkalılar telefona yapışıgeçenlerden, büyuk veya çocuk hıç yor. Görünüşe göre vak'ayı anlatıklmsenin bunlardan bır tane kopar yorlar Mevcud emareler toplanıp mak istediğıni görmedık. Kanmla birer birer naklediliyor. ben bu hale hayran kalmaktan Bu arada memurlardan birinin kendimizi alamıyorduk. Günün öirinde, ne oldu bilmiyorum dallar aklına vak'a yerinde duran celeküstündeki yemisler biz« eksilmiş trikli beyin» gelmiştir. Düğme'.efigibi geldiydi. Aramızda: «Çalmmış ne basıyor. Cıhaz vızıltılı seslerle galiba, bir iki tane...» diye konuş çalışmağa ve bir takım kontakt işa tuğumuı ıırada odaya uşağımız retleri vermeâe başlamıştır. Aradan Süleyman girdi ldl. Bu «çabnış, iki üç saniye geciyor. Delikten kart Aletin çalınmış» sözfinü duyar duymaz lann düştüğü görülüyor benzi atmış ve zaten yarunyamalak içindekı «araşt'.rma merkezi» evbildiği türkçesini busbütün şası velâ hâdisenın nev'mı ayırd etaaışnp ve «nefiy edatını kullanmağı tlr. Kasa hırsızlığı hanesinde işaunutarak: «Vallahi, ben çaldım retler var îyı ama. asıl mesele vak Bülâhi ben çaldım.» diy» ağlamaklı anın faıllerini bulmakta... olmuştu. O iriyan Arnavud deliBunun lçn de bir kaç daklkalık kanlısının, kendisinden «üphe edi zaman kâfidir. Cihazda geri kalan yoruı zannile düştüğu bu içli ve kartlar onu da bildirecektir. Niteahngan çocuk telâşı, düru^tluğüıı kım kaspnm ne ile açıldığını yazan en halis belgesı değil midır? bir kart düşüyor \^unda muteşebbislerin ate«ten ist fade ettıkleri (ArKası »ari yazıhdır. Kilid hararetle yumuşatılarak açılmıştır. Dığer taraftan binaya iki kapıdan girilmistır. Kaçış yollan da aynı kapılardır Krimvnal'Stler için bu kadarı kâfı' Çunku bir kaç sabıkah var ki hep bu sekılde hareket eder Metodlan malumdur. Bır takımı tse başka usuller kullanır. Bunlar pencereye merdiven dayamak suretile girerler ve gene iz bırakmadan geldikieri yerden çıkarlar. tşte bu vak'arun faili olarak dört sabıkah şimdı polisin karşısmda «sun'i dedektıfins yazdıklaruıı itirafla meşguldür. Filhakika soygunculuk onlar tarafından yapılmış ve çaldıklan paralar da »ıcağı sıca&ına musadere edılmıştır. Yalnız «sun'i beyrun» bir eksiğı var. Sabıkası olmıyanlara yani işe yeni başlıyanlara bir defalık suç hakkı veriyor. Soygun usulleri henüz billnmediği için.. Ama ikıncisinde yakayı ele vermemesı mumkün de ğil. Hele giriş ve suç yerlenne yeni cihaz konduktan sonra hıç değıl T. A. 11 yaşmda bir çocuk cami kuhbesindeki kurşun(an çalarken yakalandı Ösküdarda Toptaşmda oturan Cemal Oluksar ismınde 11 yaşmda b!r çocuk, dün sâbah erken «aatlerd"e Rumelımehpasa Camıınin kubbalndekı kurşunları çalarken suçustü yakalanmı;tıx. Kuçük hırsız adlıveye verılmijtir. 16 yaşmda bvr kız kaçınldı Topkapıda Gumuşsuyu caddeslnde oturan 16 yajır.da Yurdagul. aym semtte oturan Receb Tarı i'nunde b'r genc tarafından kaçırıinııştır. Jar.aaıma Euçljyu aramsktad:r. Bir sarkınhlık hâdisesl Kurtuluj caddeslnde 104 numarah evde oturan Ayse! Omç Ismlnde bir kız. Beyoğlunda IstiklSl catfdesinden geçerken, Mustafa isminde bır genc kendısıne el'e sarkınlılıkta bulunmastur. Avse'ın polıse îhbarı tızerıre Mustala >akalanarak adliyeye verilmiştb. Dünya Hâdiselera I i Bir talebenin mekteb müdiresi akyhine açtığı dava bütün İngiltereyi aîâkalaıtdırdı îngilterede mekteb müdürleri ve öğretmenlçri geçen hafta korkulu 1 dakikalar yaşarrışlard:r Buna se! beb, 10 yaşmda bir talebenin, öğI retmeni tarafından kendisine (bü| vük aptal'ı denilrlığini. bunun ha| karer olduğunu iled sürerek dava j açmış olmasıdır. Bırm ngham'da Camden Street'de ki mektebde ders ve.en ihtıyar bir oğretnsen, bir kaç dakıka için sınıftan ayrılmak luzumunu hissetmişti. Gerı döndüğünde ne görsun? Talebeler sınıfı tam manasile bir kızıl derili kampma çevırmışler, sıraları çember hallnde dizmişler, dışarıdan getirmiş oldukları tahta parçalarmı da bu "kızıl derili kampm ortasında yakmışlaıdı! Kanı başma fırbyan öğTetmen, derhfl mtkteb müdıresine koşmuş, > sınıfın şu halıni gelın de gorun, • ben otuz senelik hocaük hayatımda böyle şeye rastlamadım!» demijDava açan talebe Edvard Landon ti. « Otur yerine, büjuk aptal; de Fakat müdire ile öğretmen sınıfa avdet ettıklcrınde sıraları ye diğim doğrudur, *ağ yanağına da rinde, talebeleri çalışırken, uslu bir tokat indirdığimi inkâr etmibulmuşlardı' Sanki bır şey olmamıştı. vorum. Fakat tamamile haklr. dım. Havada bır duman sezilmiyor deBatı Akdeniz hattında kıj ğildı. Talebeler pencereleri açmış»eferlerine 29 ekiınde lar, fakat bunu tamamile dağıtamamışlardı. Denizyolları Içletme Müdür'.uŞüniin Mudire bunun pek farkına var 19M 55 yılUrı dıs hatlar progratnını mamış ve izahat istemek Içln çaş hnzırlamıı oldugunu yaanıştık. Bu takına dönmüş olan iht var öğrt rıfeye gore Batı Akdenlı hattmd» ki! sefer'.en 29 ekim 1354 gur.u başlıyacak mene dönerken talebelerden biri ve ilk postayı tAdana» vacum yapanin sıranın uıerine hrladıtmı gör eıktır. >Ankara> vapuru. bunu mü:emüştü Yan yanmış bh kürüğü ka »kıb üç sefer yaptıktan conra dort fasına fırlatan diğer bır talebenin aylık bir revizyona tâbı tutulacaktr Bu bu darbesinden kendıni korumağa müddet zarfında bu ha'ta «Tarsus. ve ıSamsun» vapurları Uhsis edilecektır fslışıyordu! Bu gatniler Marsılya 11* istanbul araMüdire fena halde sinirlenm ; j, sı »ında 13 mayısa kadar lefer yapacak ve ıAnkara> nıf:n en şişman talebesi olan ve Banelona nın revlzyondan çıkmasile hatiı da afilacaktır ıranın üzer'nden güçlükle inen Cenub hattınd» 1« yeru raevs m tarlEdward Landon'a yaklaşarak: (O tesuun latbıkını bajlanmıstır Bu postur yerine, büyük apUl) demiş ve talara da «Samsun^, clskenderun •. «Ishemen arkasından da sağ yanağına tanbuN, «Adina» vapurları tah^'s edilecektir. Llmanımızdin kilkdcak olan bir tokat indirmişti. gemıler Izm r, Ee>nit îskcnden'e. NaBelki hâdise buyümiyecek, oldu poH. Cenova Mar; Ija, Bırseieu ya ğu yerde kalacaktı, Fakat sınıfta ugrıyacak ddntift? de ıtnı •s'jele prugramı uzere buraja gelecektir küer, taleb* Landon'a, mudire taÇivi fiatlan 90 kıınıştan rafından söylenen sozler üzerinde 2 Hraja çıktı :iddiyetle duinuşlar ve bir heyet halinde, ders arasında, ona giderek Plyasada evvelce 90 k'ruja kadar verilen çlvı bugun lkl llraya satılşöyle demişlerdr maktadır « Mud renin hakkı yok değıl... Soylendığın» gdre har'cVcn geien ve Şişmansm, irisın ve belkı de biraz çivi imalıne >asyan filcnaçm dahı 1İ8 :a aptalsın Bundan boyle sınıf kurustan satılmaktadır. Bu iptldal maddeyi geWren!#r çlvl ta senın adm (Buyuk aptal) olaimal etmefctense olduğu gıbl ve buvuk cak: bir kârla devri tercih etmektedirler. İnhi&arlar heyeti Hindis<andan döndü Bundan ^onndır ki, (Büyük apBtr mtiddvt onc*. ç«y müb»y»««ı tal) lâkabı eklenen talebe Landon lç:n Hmcfistana pıtnıs olai Inhısarlar mektebrien aynlmış, babasının da heyeti. evvelkl gun şthıımze donmuşyardımı :Ie mudire alevhınde Bir tür. H«y«ün temisları sonunda. alıçvemingham mahkemesinde dava aç rişln kredl İU yapılması terrın edıimış ve komlayon mıktarı bır mıktar Ipd'mıştı. rılmıştlr. Boylec* Inhıorlar Urrutı Davava baslsndığı lamsn, tale Mudürlügü bütçeslnde kulUyetH br tabfnın babası hâkime şöyle demış «arnıl «ağlanacajı bildırıLmekted.r tir: Güzel Sanatlar Akademisi *• Hâkim efendi, çocuğum o bahçesine Atatürkün hejkeli akşam rrektebden na^ıl döndü, tadikilecek ^ sa\i,ur edemezsiniz, ne kadar bitGürel Sanatlar Akadenriai Talebe Cekin ve cesareti kınlmış haldeydi. mıyeti. okul bahçesınln mijnasıb g^ruSağ kulag'nı iurmai^n uğuyordu. lecek bir yerine .Atatürk He>kelı» diKızarmı^tı' Daha feci olan. kalbi kllmeti içln ftahyete geçml«tlr. Heykel İçln açılacak müsabaka hanin tehlıkelı şekılde yaralanmı» olkurulunun kasım masıydı. Çocuğum daha 10 yaşın jusları. öjretmenler bir toplantıd» te«ayı lçtndt yapacagı da. Böyle bir darbe onun bütün bıt edilecektir. haystırı mahvedebilir, t?hsile, ilÖgrendlğimın gore. M. T T BirHSi nne olan şevkini kırar.» tarafından Unlversıt» bahçesme diktırılecek olan Atatürk heykelının kaıdesl T?l?be=i tarafından mahkeme 8 yapılmakUdır. Heykellrj Atatürkün niıne getirilmiş olan müdire, inkâr olüm yılddnumund* açılrr.as.r.a çalışılssDTnmış ve demişti ki: maktaalr. \ Kızıl derili kampı sahnesipl I ıçınde biı daha tekrar!amga k=>Ikışanlr olursa, bırıncı defadan daha sert hareket edeceğlm de şımdiden söyli\ebihrım Alvsı hald» mekteb ıçinde dirip'ir.in muhafa« zfsı imkânsız bir hale geliı » Kar»rın veıileceği gün sokcğındaV mekteb tam»r"ile boşF.lmıştı M'idireye vekâ'et eöen öğretmenin bütün jayretıne rağ» men ta'ebelerin hemen hemen her«i de ksçmışlfr ve mahkemeve giti. Hâkinfiin ka'şnnı ya'm» d'jil, fakst İ>gilteredekl bütün mekteb müdürleri ve öğretmenleri de heyecanla bekJıyoilar» dı ; Birmingham mahkemes nin hâ» kimı tar=ıfından verılen karar gayet kısa olmuş ve müdirenın hakb bulun^uğunu açık bır surette ilaa etrç ıştir. İngilız gazeteleri bunu şu şekild» biıdirmişlerdir: « Öğretmenin sağ yanağına vnrurta, sol yanağına derhal uzat!» Hâmi S. Ecnebl yayınevleri TürkJyey» kitab ve mecmua göndermlyorlar Bir «eneve yakın tımandanbfrl ee» nebı memleketlere dovu tr»njferi y»pılamaması yuzunden Amerıka. Ingiltere Fransa. Almanya ve İsvıÇTedeld bir çok yayınevleri ve müeıseseler ey» lul ve ekım »yları içinde Turklyey» mecmua, kıtab re gazeta levkiyatınt durdurmuşlaraır. Bu paraların karsılık« ları Merkez B'.rıkasına yatırıldığı halde, dövlz sıkıntı» yuzunden trar.sfer *" leri vapılamamıı ve müeıaeselerln Turkıyedeki alacakları buyuk bir mıktar bulmuşrur Ecnebl yayınevierl, bura» daki temsllcılerıne. borclar bdenmeder Türkiyey» hiçblr vayınUrını jrtnderml yecek'ernı kat'i surette bıldırmıjlerdlr. Bu dururn karşuında son haftalard. pijasada er. aranan mecmua kıtab v< gazetpîer 5at'?3 arzed.lmemıştır Hükıirretın bugünlerde gereklı ddvlz tahsl* • sınde bjlunma» beklennektP'lir Üniversi<eleTarası kurul buîriia Ankarada toplanıyor " Ankaruda bugiın tnpianacak olsr Ün!vers.tel<T»'ası kurula l^tlrak ioin, sehr mız Un versıte Rektor ve dekanlrrl dun akşam Ankarayı hareket e mij. lerdir Bıl'ndlJI gibi, kunıid» edrü^ıi«r»k ea •r.uhim merle. ITSC olaunluk i^Mnisında hır derster kalanlirın 1Un\er«it»'ere kabu! ecflmesi volun' Ms^r^ \'"\ İı tarafıi'lan yapilan teV ",r Atlı arabnlann kaldınlnır^ı işi öiiml Konusvon aun. tııo^1!' vaçıt» •atın alnaları içln arabacı: r» >ııba5ina kar=ır verılen muhletin jzsTı'nan L^.nı goru?mu=nır Varılan kaı »ra rore» '•ılbTŞincian ı'ı'ıîren arab c 1 r'r JTÎO»»rlil vasıta «tın alma'arı If B»!»dıv»ce ımv^nlar s^ iqTi»cak ve «ı k ı a zamanda atlı arabtların taı.!'«•,lınas» tem'n edilecektir Şile sahiUcrinde bir fnyfnjım cesedt bulundu 3Ueye ba£h Kı/ılca kdju der*sî agtında kövlıüer dalgaların s.^.;, a tt,Jı 3035 >a§lar'rcra tahmır, e'Ien ; ır «.kek cesedl göreek kevfi»eıtefi rı>> !t jandarrnayı haberdar etnılşlerdi' Cdedın uzerinde huviyeunl tesb'te • • ı r « aa bir vesika bulunamımıştır. Ctjedın. eeçon erde KarsdpnlrdeKİ fırtına sırasınds ba'an mMör mürettebstın>*Hn birina aid olduju tahmln edılmekudir. Yangından kurtnimak içhı k«». disinl sokağa atan adam öldü Ev\elkl Bun Nuruosmanıye caddesmde 96 nunuralı Halk apartımanında «ıkaa >angın sırasında kendisinl peneorecen aUrak kurtulmak istı;. en ve yaralandıjı içln Cerrahpaşa hastaneslnde tedavl altma alınan Cemal blmüjtür. **• Kral Zogo, beni, herhangi bir türedi hükümdar sarayına mahsus ozentili gösterişlerden pek uzak bir sadelikle kabul etti. Gerçi, bana selâm duran bir bolük, mavi kos(1) Hiyaz, Arnavudlukta ilk komünistlik hareketlerı sıralarında kurşuna dizilmek suretile öldurulmüştur tümlü beyaz tozluklu erlerıle benim üstiımde bır operet sahnesı te Kral Zogo, idare dizginlerinl •line aldığındanberi burada, arbk, ne kan kavgalanndan, ne dağ eşkiyalığından, ne lokak kabadayıhğından eser kalnuştı. Hatti, ufak tefek zabıta vakalarının, ufak tefek hırsızlıklann bile önü ahnmıştı. Ben, tabancamı çooktan, yazı masamm çekmesinde bırakmıştım ve butün memleketi, elimi kolumu sallayarak tıpkı İsviçrede olduğu g.bi serbest ve rahat dolasmaga başlamıştım. Bahçemizın cadde ta Vücudlerine dövme yaptıran insanlar gittikçe artıyor riyesindı» «ubay olarak vazife gBrürken, vücudüne döğme yapUrmıştır. «Deniz benim hayatımdır» diven kral bütün denizcilerin tajıdığı işareti teşımakla iftihar eder. Geni$ göğsünde kahramanlık allmeti sayılan efsanevî Çin ejderh»suıın büj.Ok btr resrni, kollannfia gene bir çok ejderha döğmeleri, sol bileğinde uçan Wr kuş döğmesı vardır. Göğsundeki döğme bundan bet altı sene evvel Londranm en meşhur döğmecilerinden biri tarafından yapılmıştır. Döğmeci. gazetecilerle yaptığı bir konuşmada bu modeli, kralın kendisinin bulup getirdiğini söylemiştir. Dövmecilerin elinde, müşterılerine gösterip beğendirmek için, içinde bir çok desen bulunan bır kıtab vardır. Belki de krah taklid edenlerin çok olması vüzünden olacak döğmeciliğin Avrupada en yaygın olduğu yer Danimarkadır. Danimarkada en meşhurlanndan en basit köylüsüne kadar, bilhassa erkeklerde doğme işaretlenne tesadüf edilir. Tarihı oldukça eski olan döğmenin, Habili ölduren Kabıhn alnına kızgın demirle \urulan korkunc cani damgasmdanberi dunj aya yayıldığı rivayet edilmektedir. MiLyoNurı Ökuyaeağr KÎTAP/ Ctltt EŞSiZ ATATÜRKİINİLKDEFA BİR ARAYA GETİRİLEN NEŞREDlLMEMİŞ 200 DEN FAZLA FIKRA ve NüKTElERi Kraünın vücudündeki drivmeler Vücude doğme yaptırmak çok şihsınden gelen mektublan veya eskidenben muhtelif memleketlerde kendisi için vazılmış şiirleri taşı | moda olmuş bir âdettir. Insanoğlu yan pek çok Japon kadını vardır. ümıdsızlık bir zamanlar sadece hırsızlar. ka Kahramanlık. cesaret, tıller ve haydudlara, omuılerı bo ve aşk ifade eden efsanevî alâmetyunca yaptık'ıarı fenalığın damga ler de rağbet edılen desenler arasını taşıyan ve bir daha boyle bır sında sayıhr. şeye cesaret edemesın diye doğme Bilhassa desenin güçlüğü veya işaretler koyardı. Meselâ Fransada ba=;ithği o şahs'n zenginlik derecekrallık zamanında «V» harfi, hır ^ini gbsterdığınden, zamanla zen«ızların vueudüne dağlanırdı. Ma ginleşen şahıslar, başka resimler lumdur ki bu harf fransızcada hır ılâvesde vücudlerındekı doğme sız manasına gelen «Voleur» kelı kompozisv onunu ağır bir desen Bu, güzel bır meml:ket ve bu. mesınin baş harfini teşkil eder. naiıne getınrler. asil bir mıll^tti Acaba, bize, uzak j Daha sonraları bu âdet halk araDovmecılik o kadar kolay h\T tan niçm o ka^ar kotu sorunmüs ] sında yavılmış ve bir moda halını meslek değildır Uzun bir çalı.^ma leıdi? Ve hâlâ butun dunvaya oyle I almıştır. Bılhassa denızciler ara ve sabır istiyen bir ıştir. İyi bu yok gıgörünüyoılardı' Resmî Arnavudlu sında doğmesi olmıvan dövmenin en asağı bir buçuk sene bidir. ğu ve bunun dayandısı (yüksek surmesi lâzım gelir. Dövmecıkr sınıf) ı tanıdığım vakit bu sualleBazı memleketler doğmeciliğı vapacakları deseni evvelâ sırta çirin cevabını verebilecektim. Zira, sanat halıne şetırmi'ViJır Bunla zeıler, sonra elektrikle çalışan bır hemen Korecektiın ki, resmî Arna rın başında Japonya, Çin. Dani ığne ile cıldi ufak ufak delerler ve vudluğun butun kadrosunu Yıldız marka ve dığer şimal memîeketleri boyarlar. Bu adeta iğne ile yapılan Saavının «sılâhsoıları» veyahud gelmektedir Japonyada dünyanuı bir ressamlıktır. on.ara benzer kımseler teskil et en meşhur doğme mütehass'slaıt Uzakşarkm ve dünvamn bütün mckte, vukbck sınıfın başlıca un vardır Hayatlarmı sadece döğme lımanlarında bır kaç dövmecı bucilıkle k.nzanırlar. Zira döğme Ja lunur. Bunların müşteriıerinin eksurlan da Boğazıçı valılarında ha.vuıup harman savuıan Rumeli nonlara göre bır zeneinlık alâmetı sensını denizcıler teşkil eder. Bir eşrafı dedığımiz aıleler ıçınden çı dır. Bunun için zengin Japonlar çok siyaset adamlan ve meşhurlakıp gelmektedir. Bunlara, bu de, sırtlanna, bacak ve kollarına ?n rm vücudlerınde eskiden kalma eski Babıfili memuflannı katarsa ağır modelleri, bazan en meşhur dögme işaretlerinin bulunması banıı 'tam bir Osmanlı devleünin bü tablolann kopvalarını yaptınrlar sına sık sık mevzu teskil etmiştlr tiin o köhne ve çirkin mimarisi ye Bu resimler bazan da, büyük aşk Meselâ Danimarka krah Fredîrık lann üzüntülerinı ıfade eder. Sevtıiden meydana çıkmış olur. IX, bunların başında gelir. VeliÖjrte y, Avrupuun bumu £ giliden birf«y»«r tatv. Sırtında »er ahdlığı lamanında Danimarka bah Danimarka ATATÜRK 20O den feala Pıkradan •dsml* *f* Kliffl'i bt* Ofitmın* optt* HER TÜRK EVİNDEBULUN* MASI MİLLÎ BİR* FARZ OLAN KİTAP H? küduyp sırtını acvme
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear