25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Yazan ROBERT rABIAN LOIRA GECELEffl 5 e h i r = £ JT ^Çeylren: HATtCT VtLDAN CUMHUKIYET 25HdmIM4 kaallamlan usuller hırsızhğında =haberleri Dünkü C.H.P. kongresinde tenkidler Parti İl Başkanı, Türk Alman ticaret görüşmeleri hakkında yayınlanan tebliğin vazih olmadığinı, miiphemli^in piyasada endişe yarallığını söyledi C.H.P. Malatya Ocağı dün Beyazıdda Yolgeçen hanmda kongresini yapmıştır. Yüzlerce vatandaş tarahndan takib edilen kongrecle, İnününün başarı dileyen mesajı okunmuş, müteakıben Beyazıd ilçe başkaru bir konuşma yapmıştır. Daha sonra söz alan tl Başkanı avu^at Taceddin Ozgüder, Başvekilin Almanya seyahatine temasla demiştir ki: € Heyetimiıin Almanyadan avdetinden sonra bu seyahatin neticeleri muhteiif tefsirlere uğradı. tnanılır dahilî kajnaklar, bu seyahatin matlub neticeyi vermediğini iddia ederken hariç basın da Türk Alman görüşmelerini bir muvaifakıyetsizlik olarak tavsif etület. Memleket ticaret erbabuun tek ümid bağladığı bu me^elenin müphemiyeti ekonomimiz için ciddî endışeler yaratmak istidaduu gös termekötedir. Neşredilen müşterek tebliğ, bu endişeleri bertarai etmekten zıyade daha da antırmaktadır. Bılhassa tebliğde, 26 mayıs 1954 tenhli anlaşmanın gerçekleştirilmesine ve hızlandırılmasına ka rar verildiğine dair fıkra, herkesin tereddüdünü mucib bir vasıf taşımaktadır. Gene tebliğde bahsedilen bir Alman Türk komisyonu nun kurulmasınm faydalı olacağı mütaleasının mânasını anlamakta müşkülât çekmekteyiz. Biı, parti olarak bütün bu müphem meselelerin salâhiyetli kimseler taraiından mukni delillerüe birlikte izah edilmesini, memleketteki ağır havanın daşılması bakımından zarurl örüyoruz » j GÜNÜN ME V Z U L A RI a ABAHTAN ABAMA... Yalsıdan sonra nara! Green biraz şismanlamıştı, benzı z;man, bu memur, arasıra bunlardt bıraz dsha solgundu, bir de üan bazılarının seyir defterini kay etkisi eibi iroiıı'in rion! ı Jki bctrr.iş eibi yapıyordu. Carlino çekötü sene geçirmişti. Bazı bu İ3 tesi de. her çalınan defter için yirisıf ne derlerse dcîinler, fıapu mı lira veriyordu. hane havat'^'i ^'" ''« ho"= *ar a t; Yanlarmda destelerle otomooU yoktur. Sabıkah şerirler, orada da arahtarlan bulunan bir tafcım syanılır bir havst vaşıv bilirler. Fa damlar, İngilterenın cenubuna gikat Ernest Green gibi insanlâr d.vorlar, evsafı, ceblerinde 'jerpıiu: jçin. hapishane bir cehennemdir. gö«ürdükleri seyir defterinde ysTahliye edilen mahpuslara yar zıl' evsafa uyan otomobilleri çtüJ: dım cem yeti, Green'e üç lira para ycrlardı Polis plâkasıra de^iştiriverdi ve iş bulma servisi de ken yorlar, defterdeki nurnarayı it'na di?ine imkân rrsbetinde yardım ili tabrif ediyorlar, sonra arabayı etti. Lâkin. iki sene hapiste yat s?tıyorl=rdı. ır.ış bir öcretmeni kim ister? EsCarlino çetesi, bu dalavere »skiden çalıştığı yer. onun adını bile yesmde haftada takriben bej y'u : işitmek istetniyordu. ! ra para yapıyordu. Derken, yftHapishsneden çıktıSından iki gün nün birinde, Londradan elli «ilogonra kendisini gördüm. Tazj ya nıttre <i'!ikt?H Reading Boro tan rıslnda idi. Sarhoştu, yanında da koniserliği mürettebatmdan, oo1 s kötü arkadaşlar vardı. Esef edile memuru Charles Viveash Caf6 cek haldi, fakat mukadder bir şey Terminus'deki otomobil parkında di Hap:sten çıkan bir insan iki şöyle bir dolaştı. Park tenhaca idi. kadeh içse sarhoş olur. Ssbık bir Viveash, arabalarrn arasından geç mahpusun da, kendısi gibi sabık tı Jıer araba cammm üstüne yamahkuınlar dışında pek az dostu pışık ehliyetnamelere bir göz attıbulunabilir. Üç aylık müddetın nihayeti idL Bel Merhaba, Ernest, dedim. Gan ki de bu araba sahiblerinin içinde, yan mı oynarhnız? ruhsatiye resminl vennemia olan• Bana fena fena baktı: lar bulunurdu. Reading de zabıta vukuatının pek az olması, po'is Sizin üstünüze vazife mi? Yoo, hayır, diye cevab ver memuru Viveash'i en küçiik cüdtm. Sizi tebrike gelmiştim. Ma rüm izlerini yorulmak bibnez bir mâni olamıeallah oğlunuz pek şirin çocuk. gayretle aramasına yordu. Nurtopu gibi bir evlâd. Muayene ettiği arabalardan biri, Ümid ettigim gibi, Ernest'in yürunün güldüğünü görünce ilâve et motörü on iki beygirlik, mavi bir tim: Morristi. Ön camın kenarına ya Yann sirinle Iki satır lâf et pıştınlnuş olan pul, on liralık harmeğe gelebilir miyim? Bir İş var, cın 1947 senesi sonuna kadar ödeneizi ı.jılendirebilir, zannediyorum. miş olduğunu gösteriyordu. Hayhay, Mr. Fabian... TeBunda ne fenahk vardı? lekkür ederim. Vardı... Bu fenalığı da polia meErtesi gün, beni görmeğe o gel muru Viveash, binde bir insana nadi. Kendisine bulduğumuz îşi an^ sib olan sezif kabiliyetile gördü. O lattım. Bir kaç yanş simsan, Er endan itibaren Carüno çetesinin nest icn, yarış yerinde vazife bulgünleri sayıb hale geldi. muşîardı. İşin püf noktası furada idi. On Sizln matematik hocaaı oldulira harç, sekiz beygirlik motörlü ğunuzu öarenmişler, dedim, her arabalara mahsustu, halbuki bu halde hesabda kuvvetli olmanız icab Morris araba on iki beygirlikti. ett'ğ'ni düsünmüşler. İsimlerlni ve Polis memuru, arabanm numararecoğim kim=elerle, yann gidip görüşün, memurları size yermizi sıru zapetti ve hâdiseyi âmirlerine gösterecek, çalışma§a başhyacak bildirdi. srnız Şaved i!k hafta işler iyi gitMerkez memuru. maiyetindekilsKifse, çaresine onlar bakacaklar. rın teşebbüs kabıl.y?tini arttırmakErrost Gr°en'in solnın yÜ7Ü kı tan hoşlanan bir adamdı. rısfı A*hva"'k rannettim. Fakat Pek filâ. Viveash, dedi. Araşbiraz sonra bir k?hkaha attı. Ben tırın bakalım ne bulacaksınız. de "iı! üm. Viveash, ehliyetname lşlerile Bııgün Ernp.st Green, yarış. yer meşgul daireye gitti. Zapettiği.nu*1e"rînrfe haystmı d'urüst şekiıde \a zanan bir varış muhasebecisldir marada kayıdlı araba, on iki beyYETIŞ verinde hie kımse. onun 'ıa girlik mavi bir Morris araba değjlpi«i°n cıtrris olmrtVrrt 'aiâıftrHYttr djL Sekiz beygirlik siyah bir AusOr^nn "beklenen sey. polis de t}At\\] tta idi. orsva bir d?ha cirmeme^idir. Demek ki, huzur ve sukus dolu Girmeğe de hiç niyeti yok! Reading şehrinin duvarlan arasmPolıs. memuru bir şey ^örm'îşlu da. rahat rahat, kanuna aykın ijler C"lino çete=i na7amda, ara*>a görülebiliyordu. hırsızhih zentrin olmak içm ko ay Viveash, siyah Austin arabanm bi' vasıta idi. dosjasını aradı Bu iş epeyce uzıın Cdrlino. vakıt servisi memur'n sürdü. Arabayı satın Alan Mr. m dan birini rüşvetle kjmımağ& Jason isimlı birisiydi. Fakat adam, muvaffak olmuştu. Muhteiif marverdiği adreste bulunamadı. ka otomnbil sahibleri, benzln arı(Arkası var) sis1 içın dilekçelerini yollodit.'srı Bugün büyük Türk düşünürü Ziya GoKalpın otuzuncu ölüm yıldönümüdür. Türk cemiyetine fikırlerile onun kadar tesir etmiş bir ikinci insan buimak güçtür. Maddî ve manevî kıyroetlerimizi sistemli bir düşünce içinde ele alan Ziya Gokalp, hâlâ kendisınden önceki ve kendisinden sonraki nesillerin zirvesinde bir ışık gibi yapyalnız duruyor. Düşünce sahasında. onu eskiten başka bir fikir kuvveti henüz doğmamıştır. Yannın düşünürleri, »on elli yıllık siyasî ve içtimai inkılâblanmızı incelerken Ziya Gökalpın fikirleri üzerinde ısrarla durmak zorunda kalacaklardır. Ziya Gökalpı fikrin rehber kuvveti yapan sır, ondakı şu üç hasette toplanır. Bunlar da bilgi kuvveti. ahlâk kuvveti, iman ku\^Tetidir. Ziya Gökalp CAHİD Yazan: • * ^ ^ » ^ * * \ TASYOL Ziya Gökalpa gelinceye kadar, bızde düşünce bir takım fikir kırıntılanndan ibaretü. Yalnız duşünce değıl, içtimaî ve siyasî sahada girişmiş olduğumuz ıslahat hareketleri de öyle idi; ve her neviden ıslahat hareketleri gedikkri yamamak şeklınde düşünülüyor.îu: batı kültürünün temelıni teşkil eden sistemli düşünce doğu dünyasmın meçhulü idi Ziya Gukalp, kendisine intikal eden bütün fikirleri ve hareketleri tahlile muhtac bir malzemeymiş gibi önüne koydu; ve ize Türk cemiyetıni bütünile düşünmesini öğretti. Bir cemiyete yeni bir istikamet verilirken yapılacak ilk iş, onun ne olduğunu sormaktır. Gökalp bütün hayatı boyunca bu suali sordu ve cevablandırdı. Onun en çok ve severek sorduğu sual: «Türk nedir?» sözü idi. Dilimiz, dinimiz. tarihimiz bu soruyla aydmlandı. Onda yeni bir tarih, yeni bir medeniyet şuuru, yeni bir dil ve din şuuru vardı. Gerçi Gokalptan önce de bu konular hayaümıza girmişti. Devletimizin Osmanh değil Türk devleti olduğu, Müteakıben sözu seçimlere geti dilimizin yabancı kelimelerden aren hatıb şövle demiştir: nnması, batı kültürüne yönelme* Mahallî seçimlerin 27 hazira miz gerektiği söylenmiş ve vazılna bırakılması sebebleri tatminkâr değüdir. Seçim zamanınm iktıdar için malum, fakat. muhalefet için gayrimuayyen h^le eelmesi vatandaşın siyasî hakkına açık tecavüzdür Secimlfrin tehirinde, dort senelik devresi muvaffakıyetsizlikle geçen lstanbul Belediyesi ve onun siriri reisinin telkinin de âmil ojduğu anlaşilmaktadır. Fakat şunu sövüyelım ki, çıkardığı i=tikraz tahvilleri f50) milvon değll, '(500) mily'on d» olsa, nâehil ellerde hebı olup eidecek ve sayın Gökayın da Belediye Reisl ei hayatını tam bir muaffakryetsizlikle kapıyacak tır> mışb. Fakat bunlar temellendiril gorebıliyorsak bunda Ziya Gökalpın miş ve tahlil edilmiş değildî. Ziya polıtikaya seyirci kalmamasının da Gökalp, milliyetimizin temelini teş çok büyük rolü olmuştur. Gökalp, kil eden bu ana ünsurlar üzerinde bütün hayatı boyunca polıtikayı düşündü. Yalnız düşünmedi araş şahsî menfaati için bir kazanc tırmalar yaptı. Yalnız bil bilgin kavnağı olarak düşünmemiş. tam gıbi araştırmalar yapmakla da kal tersine, onun her kahrına içtimal tnadı. Onlan. gerçeklesmesi gerekli menfaat namma seve seve katlanmefkureler haline getirdi. rruştır. Bu bakımdan o, telkin etZiya Gökalp, Türk cemiyetinin tiği idealler kadar şahsiyeti ile de kalkınmasını ilmî düşüncenin hâ ideal ve örnek bir insan vasfına kimiyetinde görüyordu. Bu onu ü hak kazanmıştır. Ziya Gökalpın yeniversitenin ıslahına götürdü. Fat ni nesillere bavrak gibi gösterilekat aynı zamanda henüz kökleşme cek ölmez tarafı, bu üstün ve kumiş olan ilmî düşünceye sağlam sursuz ahlâkî şahsiyetidir. Ziva Gökalp. Türkçülük ve milbir destek buimak, milliyetçilik idealini kökleştirmek ve onu bir iman liyetçilik idealini gadece ilmin sahalinde getirmek lâzımdı. Bu yeni ha'inHa, s?dpoe mlitikanm kaHerı cemiyetin bir takım ideallere de içinde hapsetmek istemedi. Onu, ihtiyacı vardı. Bu ideallerin ol ilkokullarda mini mini çocukların ması da yetmezdı, onlan gerçekleş şuuruna da yerlestirmek istıyordu. tirmek imkânlannı da aramak ge Bu maksadla, bütün dü«'inrpl.°'ini rekiyordu. Ümmet idealinin ye cYeni Hayat» adile yayıhladıgı rine müliyet idealini. doğu mede manzumelerde hulâsa etti. Böyleniyeti yerine batı medeniyetini ce, Türk ictimaî hayatını her cepruhlarda tutuşturmak için Türk heden fikirlerinin ı?ı&ı altında tutcemiyetine bütün müessese ile ye mağa muvaffak oldu. ni bir istikamet verılmesini düşüSon otuz yıl içinde Ziya Gökalpa nüyordu. Kendisini böyle bir mis bazı hücumlar yspıbnıstır. Burlayonla dünyaya gelmiş hissediyordu. nn çoğu haksızdır. Her büvük Bu yüzden bir ayağı Darülfünunun, adam gibi Ziva Gökalp da, fikirdiğer ayağı «Merkezi umumtı nin leri tek taraflı alınaraV. bi> takım kapısma koydu. Çünkü, teklif et ifratlann kurbanı olmustur. Memtiği ideallerin gerçeklesmesi, ancak leketimizd.9 ırkçı temayüllü olanlar fikir kuvvetile siyas! kuvvetin el«le onu kendi saflannda görmek iste vermesile mümkündü. Bunda mu mişlerdir. Halbuki o ırkcılı^a ilnıl vaffak da oldu. Şunu da söylemek şekilde en büyük darbevi Indiren lâzım: Ziya Gökalpta siyas! bir ih adamdı. Bir çok yazılannda «Miltıras mevcud değildi. Onun poll liyette şecere aranmaz. Yalnız tertıka hayatına girmeslı kurmak ve biyenin ve mefkurenln millt olmayaratmak Istediği ldealizmin tabit sı aranır. Şecereyi atlarda aramak bir neticesi idi. Kafalannda, cemi lâzımdırt çünkü bütün meziyetleri yete yeni ıstikanvet vermek düşün sevkitabiîve müstenid ve Irsf olan cesi yer eden bir çok filozoflar, po hayvanlarda ırkm büyük ehemmllitikaya girmek lüzumunu hisset yeti vardır. İnsanlarda ise ırkın mişlerdır. Bu uğurda" Eflâtun, ide içtimat hasletlere hiç bir teslrl olal devleti kurmak için, eslr pazar madığı için. şecere aramak doğru lanna kadar düşmüş ve neticede değildir,» der. mağlub ve meyus olmuştur. Aynı Bazan Ziya Gökalpm birbirinl tecrübeyi Sokrat da yapmış; politıkaya söz dinletemiyeceğini anla tamamlayan kanaatleri sonraki neyınca onun dışında kalmak lüzu siller tarafından ifrata jçötürülerek munu hissetmiştir. Yeni çağ İngıliz birbirine düşman haline sokulmu?filozoflarmdan birçoğunu politika tur. Bunu bilhassa dil konusu üsahnesinin ortasında görmekteyiz 7erindeki tartısmalarda * RÖrürüz. Fakat, hiç bir cemiyet filozofu Ziya Ziya Gökalp. dilde tasfiveciligin aGökalp kadar siyasî otoriteye nü leyhinde idi «Türkçülüğün esasfuz etmek kudretini gösterememiş lan» kitabmda şöyle der: «Tasfiyetir. Ona göre politika, düşünce ve cilik, lisanınaızda Arab^Acera cezirideallerinin gerçeklesmesi icin biı lerinden gelmiş bütün foelhneleri Türk imkân sahası idi. Ziya Gökalpt çıkararak, bunlann yerine böyle bir iman kudretine sahib ol cezrinden doğmuş eski kelimeleri. masaydı, Türk cemiyetinin her ta yahud Türk cezrinden yeni edatrafına saçmak istediği milliyet to larla yapılacak yeni Türk kelimehumlan geli?ebilir miydi? Bugün lerini ikame etmekten ibaretti. Bu sancağı bayrakta, ümmeti millette nazariyenin fi'lî tatbikatını göstermek üzere neşrolunan bazı maka aktini geçirmiş haberler hakkında kullanılır bir tabirdir, malum: «Yatsıdan sonra nâra Safa geldia Bayram ağa!» derler. Bizim istaristiklerin de o kabil olduğu anla«:thyor. Hepsi mürtlikleler ve mektublar zevk »ahlbi olan | miş... Miadlan dolduktan sonra okuyucuları tiksindirmeye başladı. hârora kabilinden neşrediliyortarHalk lisanına geçmiş Arabî ve Fa mış. , \ risl kelimeleri. türkçeden çıkarmak, TeveHcell değil: bu lisanı canlı kelimelerden mahMnhalifler, resml rakamlara darum edecektL Türk cezrinden ye yanarak bir iddiada bulunnrlar ve ni yapılan kelimeler «ari kaidele artık zafer kazandıklarını samrlar. rini hercümerc edeceğinden baş Halbuki devlet adamı. kürsüye ka, halk için ecnebi kelimelerden çıkıp onlan hapteder: daha yabana ve daha meçhuldü. O rakamlar öyle değil, baylar, Binaenaleyh bu hareket lisanımızı şöjiedir .. sadeliğe, vuzuha götürecek yerde Ve elindeki kâğida bakaraktan zulnvete doğru götürüyordu. Bun sıralar: Tamamile aksine bir tab'o dan başka tabi! kelimeleri atarak canlandığTndan muhalefet de sa<;ıonlann yerine sun'! kelimeler ika nr kalır: Acaba devlet Hilteni mi mesine çalıştığı için. hakikî bir li yanlış yazmıs, devlet adamı mı san yerine sun'I bir Türk Esperanto olmaz ü! yalan mı sovlıivor? vücude g«tiriyordu... İşte bu sebeb Neşrettiğiniz bültenlere mi den ikdamdaki tasfiyecilik cereya inanalım. a&ızdan buyurduk'armua nmdan fayda yerine mazarrat hu mı? deTİer... sule geldi.* Me?er mesele gayet bas^m's BuBugün, Ziya Gökalpın bu fikir nn. Fnrum mecmuası gayet hoş anlerini terimler sahasına da teşmil latıyor: etmek isteyen bir zümre var. Halfktisadf istaHstikler arasır.da habuki o «Küçük Mecmua» da: «... Türk milletintn Avrupa mede zilan vsrdır ki bunlar «mnmî ikliniyetine girıp girmediği yalnız bir sadî ffidişin en güvenîlir mü^'irlori Avrupa, tek miyarla tahakkuk eder. Bu mahiyetindedirler.' Batı miyar lisanımızın Avrupa lisanlan İngiltere ve Amerika gibi tnemlpna intıbakıdır. Bu Intıbak ne su ketlerde btı gene} iktisadî miis'i'lpr, retle husule gelebilir? Avrupa li kı^a fasılalarla ve ekseriva »viık osanlaruıda mevfcud her mefhum Iarak tnuntazaman nesredi'irler. ... Bu nesriyat, büyük ve komiçin lisanınuzda husus! bir kelime vücude getirmekle. Asrl mefhum pleks ikti^adî mekan'7manın faaülan ve yeni duygulan ve âletleri yetini. trpkı bir fabrika ve sana^ ifade eden ne kadar Avrupal keli tesisindeki bassa^ saatler ve tnü'meler varsa hepsinin karsılıklannı irler pibl devlet adamlanna. îş meydana getirmek de lSzımdır.» adamlarına. basına ve baTk efkâDemek suretile terinüeri üretmenin nna bildirirler. Herhangi bir sabada endiseyi mucib bir pelişme mfyzaruretine işaret etmektedir. Ve dana gelmlşse, devlet iş adamlan bunlara, kendi yaptıklannı misal ve halk efkânnuı di?er iîeiM liimveriyor. Fakat Ziya Gökalpın te rcleri hnndan dernal haberdar olur. rimler sahasında caiz ve lüzumlu Durum münakaşa edilir ve tedbirgördüğü üretmeleri canh dil saha ler gecikmeden derhal alınır. sındaki yabana kelimelere teşmil ... Memleketimizde iktisadî hayaeden bir zümre ile, canlı dil sahatımızın umumt ıridişl hakkında bisındaki sözlerini İfrata götüren bir ze manidar bilgileri mnntazamsn zümre dile zarar vermekte devam vermesi gereken baslıca üç dc^i ediyor. Fakat sağduyusu kuvvetli vardır. (1) Ekimin ortasına eeldiolan genij bir ayduılar kütlesi her ğimiz halde, Ticaret Vekâ1eti"re iki ifrattan da uzak, yıllardır Gö nesredilen Konjonktür Büiteninin kalpın bu fikirlerini her vesile ile mart 1954 sayısı ppçenlerde cıktnsmüdafaa etmekte ısrar ediyor. trr. (2) İstatistik Genel Mi:diirlii5iiZiya Gökalpın fikirleri etrahnda nün bir kac ay evvel cıkan mt açılacak canlı tarbşmalar Byle sa 1954 bültenindpn «onraki «!a^T:i h*nıyoruz ki, birçok şöven fikirlerin nriz neşredilm«mi?rir. (3) Merkfi gülünçlüğünü ve mantıksızlığını or Bankımmn «ylık eıkması ve en içee bir ay evvelk! bflrîierl v r m e taya koyacaktır. si jfereken buitenleTİnin en «m «iyısı hariran ayma alddir. Fıı nrvn ftecîkmelere raihnen fhtiva ettik'"H malumat, fl/erlerinde buhınoi ••»'sh lerden ntr kaç tıy da çerîve «nrmeVtedlr. Binaenaievn, tktfeadumzm stratefik meseleleTine dab A»iUt/Jf<i ancak ft ay, 9 ay ıribi geriljmelerle SSreneMHvonıs. Bn vçziretje. /« hnnlar «Terinde yürfittile'ek m"Iâha7alann prarik bfr favdım V»lmamakta. anrak tarlhî bir degcri bnlıtomaktadiT. tçte bn s«m noktada Fonım tnecmtıa«mın hatası v a r Üniversite açılış töreninde Taze istatNtikleri defterl<>riTie vaöğrencilcre de süz hakkı lanlar, neşTedilralş bayat UtatUtiklere davananlan bn «ekild» «us verilmesi muhtemel pns edebiliyorlar .. Binaen:>>°<h, İıtanbul Üniver»itesLnın yerJ der» yılı 1 kaıımda başlıyacaktır. O gon pratik fayda da nekâit mevcud! Kumkapıda otııran Şefık Alı;ık adlı S5 yaşında bir lht!>ar dun saat 13 te aldığı çok miktarda uvku llâcının tesirt lle zehirlenmij, tedavi edlJmek üzere Cerrahpasa hastanesine kaldırılmıssa da ölmüşür. Bir ihtiyar fazla nyku ilâcı içtiğinden öldü biııalardan k ö v l e n l c k i en mütevazi evlere kadar her yer bol eleklrik ışığına kavuştu. GOKLERE TIRMANAN bugün de 1 1 0 0 İki öğrenciye sarkıntıhk bir adam yakalandı eden A5 KASIMdm DEMIRBANK Galata Merkez Şubesinin Hususî büyük ikramiye keşidesi . •••••••• Fevıl Akpjn adlı bir sahıs dun sabah Köprilden gecmekte olan lkl öğrenclve Mrkıntılık ettiği sırada yakalanmıj ve hakkında takibata baç'anmıştır. yapılacak âçılı? töreninde talebeye de iöz hakkı verllnıesi kuvvetlt muhlemtldlr. Bu lureü» tkl ayrı açılış törenl yapılmannın öounc (eçilmif olacak.ır. Üniverslt* Rekt6runun bu tezl mudafaa etmesıne mukabll baıı profesorlerln tbrene talebenin katılmasın» muhallı oldtıgu sdylenmektedlr. **• 5aka Wr tarafa: Radar devrmde, djordamile eeml kııtlaT,ıvoru7. Hlc «»«•:H'SP iV»î Bir otomobi) çahndı Fatlhte Etnel apartımanında oturan Faruk Çitalin 8612 plâkalı husus! otomoblll dün Sğle vaktl e\inin önünden çalınmjtır Polis meçhul otomobil hırsızını aramaktadır. zarardasınız 7^000 liralık ikramiyeyi kazanaDa hergün ilâveten 1 0 0 lira ödeniyor. Şube veva ajan«larımızda hesap artırmatta acele ediniz. Gişelerimizden ızahal isteyiniz. Elektrlkten bahsedildiğk z » man akla ilk gelen lıim General Electrie'tlr. B«şiktaş yangını hangi dükkândan çıkmış? Kemal Gür»yın umıımt vekill »Tukat Edib Bilener lmrasile aldığımız mektubda, fon Beşıktaj yangının müvekkilinc ald 42 numaralı dukkandan çıkmadığı blldirümektfdir. Kum yiiklii bir motör. vapurnn dalgalanndan battı Kum lskelesine baglı, Mahir Güvene afd kum yukhi II tonluk bir motör, Karadeniz seferinden donmekte olan Trabzon vapurunun husule getirdiği dalgılarla batmıştır. İnsanca kayıb yoktur. Tahkıkat» baflaruıııjtır. sad müş'lrler! mnhalefetin. mathuatm, bankalarıu, iş adam'TiniTi vcsarr alâkaiılarrn «nrinde tnevrai de&ildlr .. Mustağni, pnpayelken gidiyornz... Gene de mi batmıyomz? Maşallah mı? Bahnıyorsnk askolstm bize. İki manada pardon! Taknik Üniversite Talebe Birliği heyeti Ankaradan döndü TBnetmelik mevzuund» Maarlf Veklli lle Röruçmek üzerı Ankaraya giden Türklye M1U1 T»leb« Federasyonu genel başkanı Mesud Ülkü, Teknik Üniversite Tslebe Blrllgl Ba;kanı Hikmet Karabay Tt Taleb* Birllgl iözcrüsü Turhan Tokçadan müteşekkil Teknik Üniverslte Talebe Birllgl heyeü dün Ankaradan dönmüîtür. Bütün ajanslafımızda ftu. sufee tçin hesap açtırabilırsiniz . r 150 liraya bir iştirâk hakkı Son para yatırma günü 1O KASIMDIR f EKIM 25 SAFER 27 § V. | 6.23 Hi8jl4.54[17.15|18.48[ 4.44 Şft ELECTRIC TEB işde emnlyet ve sür'at EFSER TEPER ile BURHAN ŞAKAR Nişanlandılar. 24.10.954 l\ TÜRK EKSPRES BANK Koridorda ayak sesleri .. Kadın adımlan... Kapunda haiif bir tıkırtı... Yüreğim çarparak: Kim o? dedim. O değil... Suzi cevab verdi: Gırevim mi. Turhan? Kapımı kilidlemediğimi hitırlaJım. Gaflet! Su'i. tokm=ı§ı döndürdü: Mer&k ettim .. G^ne başma bir iş açıîmasın diye... E, nasılsın bakalım?... Suaüne başka bir sualle mukabele ettim: Gıtti mi Emir Zübeyd? Odasına çekıldi. Hszırlanıyoı galiba .. Otomobili evin önüne gslıi'in dive şoföre emretti. ZıhnimJen geçen asıl sormak LStediğim suali okudu: Seninkisi hâlâ asafıda. verandada .. Kuzum bir hâdise mi seçtaranızda? .. Fena bir şey mi söyledin? Pek deıdli görünüyor. Cümlesini ancak bitirmi=ti. Kıılak kabarttı. Ve sesini vavaşattı: Ne oluyor kuzum? Ben de dirseğime dayanarak. yatakta doğruldum. Bir hışırtı vaı Yaprak hışırtısı... Balkonun altından geliyor. Sarmaşıklarda bir hışırtı... Balkonun altmdan geliyür Sarmaşıklarda bir hışırtı SanKı biri sarmnşıkların arasma saklaruyor. Küçük bir hayvan. bir kuş bu kadar ses çıkartabilir mi? .. Daha iri bir cisim olacak... İki avakhya benzer... Derken bir sürtünüs yuldu. Sanki sarmaşıklara tutunarak, biri yukan tırmanıyor. Suzi'nin grimsi mavi gözleri testekerlek açılmıştı. Büyülenmişçesisine, açık penceneye bakıyordu. Beni müdafaa hissi mi onu sevketti, yoksa merak mı? Bir »çravışta pencereye atıldl... Tıpkı benim dün yaptığım gibi bir hareket yaptı. Tıpkı Emir Talhanın yaptığı gibi... Zaten insan bünyesi balkonu aşmak için, buna mecbur: Kenar pervazlara tutundu. Başı henüz arkada, sağ bacağını aşırdı dışarıya... Ve ne olduğunu ka\Tiyamadığım bir Ejümbürtü işittim... Bir giyotin indi. Ve Suzi'nin korkunc feryadı, kulaklarımı tırmaladı. Giyotin pen cere, balkona aşmak için uzattığı sağ bacağına inivermişti gene kızın... Kollarile, odanın içinde çırpmıyor, kurtulmak lstiyordu. Ve hâlâ feci şekilde bağınyordu. Yataktan fırladım. Ona doğru atıldım. Pencereyi k»ld:rm?Sa çabalıyorum. Suzi hâlâ feryad ferynda... Evin içinden krmcTnalar duyuluyor. Evet bu çığhğın yattan bile işitildiğine eminim. Sessüt gecede bir faciayı «çıklayarak öyle çmladı. Bütün kuvvetiml seferber edlp, pencereyi güçlükle yukan doğru oynatabildim... İğildım, alt kısmına omzumu verdım, öyle kaldırdım .. Suzi, haykırışlarla bacağını çekebildi ve yer» yığıldı, austu. Bayıbnıa olacak... Oda kapısuıda, gaga burun Fransız kâhva peyda oldu. Mon Dieu! Mon Dieu! diye yardımıma koştu. Bütün »ogukkanlıhğmı kaybetmişti. Derken Ashhanı gSrdüm. Yüzünde dehşet ifadesile içeri dalmıştı. Suzi'ye yaklajb. Yer», ytnına çöktü. Kâhya, yayı bozulmuf pencereyi benimle beraber, yerine takmağa uğraşjrken, mütemadiyen tekrarlıyordu: Kuılmış olacak matmazelln bacağl .. Kırılnua olacak... Aslıhan. Suzi'nin başını kucaklamıştı. Kapıda biriken kölelere »mirler yağdırmaktaydı. Derhal, cankurtarana v« hastantya telefon edilmesi için koftular. tşte o sırada, Emir Zübeydin der gövdesi kapınm çerçevesmd» gSrüldü. Şaşkın ve korkak bir hali vardı. Sualler yağdınyor; cevab veren yok... Aslıhanın yardımfle, SuzJ'yi kncakladım. Yatağızna yaürdım... Gözleri kaymıa, gögsü takallu* «tmişçesine kabarmif, Mnkl nef*« almıyor... Alnuıı, bileklerini kolon ! ya ile ovuyomm, yüzün» tokat ' çıklar vuruyorum... Şaskınım, d»liyim... E. ] 1.071 6.43| 9 39 12 001 131 1128 Vazan: (Vâ • Nu) Emir Zübeyd arkasındaki kölenin tasidığı tepsı ıle verandaya döndü Tecsıde dört kırlph ve bir şise var'. $ise kapah. Önümiirdeki mîS3'a bıraktı sısevi... İvice gördum: JT'ihıırlu . Tirbıı^omı aHı Armadsn evvel. şiseyi bana U7attı: Bakin a?izim... Ispirtolu içkiler sanaviiiin şaheseridir nazarımda bu .. Büvük Britanya rr.edeniy»tirJn son m°rha!esi... Dün ?ecek' hilesini sezdijrimi ona anlatacsk şekilde t'pa rnührunü Tamnnı... deHim İçebiliri? öylevse . Buvrun açın! Köleve açtırdı Hareketleri takib ettım. Tep^i'lekı dort kristal kadehi Emir Zübevd doî 'ur'ii İçinden rastaele birini sectim. Ötel"! r r de aıriılar Avaea kalkmif^m S'hW"ıne karlehı dııd^klhnma trötürtlıim HaHI'aten han'l ••'"'r hjr ıçki Cf«i""l:. bir hafiflfme. ci^ıl»rimde bir ferahlama duydum... Biı an evvel yerimden kplktığım laman, ayakta duramıvacak kadaı bitkındim. Koltuğun arkasına tuHınmustum. İcki mideme indiği an'da zindelpç+im. Mü=aarle istiyerek ıkınci kadehi tpndim şiseden doldurdum Onu da damla damla tadarak ıçtim. Sevei'ime sit^Tili bu bakış gönderdikten sonra. iyi geceler temennisile yanlarından ayrıldım. Odama çıktı&ım zaman. vücudümü gene bir kesiklık kaplayıvermısti A=lıhrm r'ü.i;""ri a!lıma aelen bütün lânetleri vpedırarak soviındum vataŞıma eirdim... Balkona açılan pencereve bakıyorum . Ve baktıkea öfkemden knpürüvorum... Aramızdaki su Dir e=iklik maniayı nasıl îsamam? Emir Tnlha sitti Emir Zübevd de çirmek ıızere .. Ve biz binanın OJ •"nhp«ipHe Aslıhanla valnız kaln•asız Ben onu kollanmda sıkn»k ar7iısile Heliye döneceğim, kıv ranacağun, odasına giremiyeceğim... Küstahlıkmış .. Neden? O kadar sinirlivim ki, delıce fikirlerin tesirinde kalıyorum .. Odasında bulunmıyacakmış... Nef3de vatacak bu?... Koskün altını üstüne eetırmelivim. onu bulmalivım .. Bu gece de, bovle bir gece de, benden kaçarsa bu kadın, bl* daha nerede, hangi şartlar altında onu ele gecirebileceğim? Yataâımda alev alev yanıyorum, kahroluvorum. Ancak asabiyetim savi inde uykuva mukavemete ealışmpktavım... Bir an kendimi tabıî hahrne bırak=Rn. k'hu^lara dalıp gideceğim... Hercümerc içindeyim... Bakıslanm hep mahud pencerede... Kulaklarım kiriste... Ve yüreğimde bir ümid kırıntısı... tBelki aenp povrrz'îan lodoss geçmiştir.. Belki cıkar odasına.. Belki balkona geçer... Belki lıcnim acık penceremdpi '"«'i <:üzülür. O gece Pariste otel odama süzül ile uçunuz! Son aîstem, »ür'atli ve her türlü modern konforu haiz DC6 uçaklan.. bol ve nefîs yemekler... nadide iç» kiler... vc yuvaoızdaki samimiyetu aratmıyan dosthık ve misafirperliğia ftbikaıı! İçin aeyahst s«en* tonlze veya SAS bOrolannB mOr«c«at edlnlz İSTANBUL: Taksla. Cumhorlyet Cad. Altnbakkal. T * SSTf AMKARA t âtattrt ButMfi, Bfiyük S M M . TH: » 8 » dügü gibi... V« bu seier?...»
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear