23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 Haziran 1950 CUMHUKIYI 1 f i Kırkpınar Ciünlormdo... J | Dünyada neler oluyor? | « Başlangıçta maneviyatımız Sıcak veya mulıtedil memleketlerde yaşamaya ahşık olan insan pek kuvvetli idi. Fakat daha ilk lar kutub bölgelerine giderlerse ne günün sonunda hayalî bir düşmaolur? Eskiden bu sual pek az akla na karşı harbden hakiki bir düşgelir ve ancak kutub bölgelerinde mana, yani soğuğa karşı harbe geçetkikler yapmaya çıkacak ılmî he miş bulunuyorduk. Manevra plâyetleri alâkadar ederdi. Şimdi ise mna göre, bir tepeyi müdafaa edebu mesele bir çok memleketlerin, cektik. Fakat bu müdafaa esnasınbilhassa batı devletlerinin hüku da, nefeslerinden çıkan buharm met adamlanru ciddî bir şekilde donmasile hasıl olan buzdan çenemesgul ediyor, çünkü üçüncü dün leri battaniyelerine yapışmış askerya harbinde, Şimal Kutbunun artık ler gördüm. Bunlar, sadece açık yalnız ilmî heyetlere cieğil, muha havada yatmaya mecbur oldukları rib devletlerin ordularına bir ka İçin bütün mücadele kuvvetini kaybetmiş bulunuyorlardı.» rargâh ve üs vazifesi göreceği mu' ^ hakkalc olarak kabul cdilmektedir. Sıfırdan aşağı derecelerdeki soBu mevzu üzerindeki çalışmalar Soğuk araştırmalan» a*' veriîe ğuklarda karşılaşılan en büyük bilecek yeni bir ilim şubesinin doğ tehlikelerden biri kendini taj'jaremasına sebeb olmuştur, divebiîii'7. lerin kanadlarında göstermektedir Bugün Amerikan ordusunun «iklim Şimal kutbunda son iki kış zarfmhangarlan» denilen araştırma te da vuku bulan altı tayyare kazaislerinde muhtelif derecede sıca'c Gindan en aşağı üçü bu yüzden olve soSuklara karşı insanların gös muştur. terdikleri aksülâmeller üzerinde Rusların her şeyi ve bilhassa asdenemeler yapılmaktadır. Bu han kerî hazırlıkları çibi kutub bolge;arlarda bazan ısı (sühunet) dere lerindeki faaliyetleri hakkuıda bilcesinin sıfırdan aşağı 40 dercceye gi edinmek kabil değildir. Fakat indirildiği oluyor ve bu derece so elde edilen bazı malumata göre ğukta, meselâ Flondalılar gibi, ol Ruslar da kutub manevralarına dukça sıcak iklime ahşık kimselo başlamışlardır ve bu arada bilhassa, rin ne gibi aksülâmelleı gösterdik yuzen buz satıhları uzerine paraleri tesbit edilerek ilmî ve sıhhî şütle asker indirme denemeleri tedbirlere başvuruluyor. yapmaktadırlar. | dük. Tenzilâtlı kTavatlarımızın kaYağmurlu bir sabah! 560 bin nü ka!» dedi. Ve ilâve ettı: Fakat, denemelerin sadece birer Gene gizli şekilde temin edilen « Efendim geldiğiniz yol 20 ki | litesi 50 kuruş daha ucuz olduğun«lâboratuar tecrübesi» mahiyetinde malumata göre Rusya Şimal Kutbu fuslu Stockholm'un 20 bine yakm kalması, şüphesiz, pek eksık bir bölgesinde on dört, on beş tane ka taksisini çağırmak için kurulmuş lometredır; üçüncü arkadaşınız 10 dan fazla aldjğımız parayı pul hatedbir olurdu. Bunun için, Ameri dar büyük askerî üsler kurmuştur. santrala teleton ediyorum. İki da uncu kilometrede indi. Ondan son inde yollarken tekrar affımızı rica kanın, Şimal Kutbuna en yakm Buna mukabil Amerika da Alaska kika geçmeden kapıya gelen bü ra iki kişi kaldınız. Tarife, onuncv ederiz.» noktalarında da talim ve tecrübe da her cihetçe mükemmel ve tam yük ve temiz bir Isveç arabasma kilometreye kadar iki misli, ondan binerken, şoför oturduğu yerden ponra bır misli olduğuna göre 5 İşte bu ve bunun gibi misallerle istasyonları kuruldu. Bu arada Ş: üsler kurmağa başlamıştır. kapıyı açıyor. Hava meydanına kron eder; buyurun uç kronunuzu sveçin bir hakkına razı, kanuna malî Manitoba'da kurulan üs bir Diğer taraftan, Kanada da kutub geri! ..» körükörüne itaat eden insanlar çok denemelere sahne oldu. Mese hazırlıklarında Amerikaya büyük «Bromma» ya gideceğimi söylüyoKırkpınar çayırımla birbirile nıcrdce çarpışan yiğitler, güreşe başlamadau evvel :!::!: * rum. Yarım saatlik bir yolculuktan memleketi olduğunu anladım. lâ, Florida'dan alınan otuz iki asker yardımda dokunabilccek bir memKahve içmek ıçm girdiğim biı Şimalde isterseniz milyarder olun Millî terbiyemiz bakımından ne ludur ki, Lepant'da mahvolan Türk hatıralarını ve eserlerini ana ana,doğrudan doğruya oraya gönderil lekettir. Amerikanın Alaskadaki sonra nihayet meydana geliyoruz. rergin bir kpynaktır şu Kırkpı donanmasının öcünü Venedik bal Filibe fatihi Sahabeddin Pş. nın yap di. Oldukca sıcak bir iklimden bir üslerinden mürekkeb zincir uzaü Taksimetre 4.75 kron yazdığındar çay salonundan çıkarken vestiyere herkese vızgelir! Zira kimse sizden 5 kron, 25 kuruş bahşiş verip in 25 kuruş uzattım. Adam yüzümt hakkmdan fazla beklemez ve çok nar... Romahlar kıtaları kapladık yosundan evvelâ sözle çıkardıktan tırdığı Saraçhane köprüsüne • arılmek istiyorum. Şoför arkasına do baktı ve 15 kuruş iade etti. defa verseniz de almaz. Çünkü oları sıralarda «Her yol Romaya çı sonra iki yüz elli parça gemiyi yüz dığı zaman, Sahabeddin Paşanm nüyor, «Bir dakıka» dedıkten son« Kalsın!» diyecek oldum. Ha rada herkes »efendu dir. kar» derlermiş. Şarkî Romanm yol yirmi günde denize indirtmiştir. Ve manevî huzurunda pek ihtiyar bir ra: karete uğramış gibi bayağı sertleşt; imaU duraklanır Arabacı atlarm başmı Mukadderat cilveci olarak vazi» larım aldığımız, mevcudıyeti üs nedik Balyosu Sokulluya imalı kanuştuğu zaman, Sokullu, çeker. Köprüyü muhkemce tamır « Hayır, diyor, ben size 25 ku ve: esi icabı ya kapı açar veya direktüne bağdaş kurduğumuz zamanruş değil, 125 kuruş iade edece« Mösyö, tarifenin haricinde iyon kullanır; bunlann milyarlarda bile «Her yol Kırkpınardan Türk azminin kırılamıyacağını Bal ettiren Üçüncü Mustafanın devleti idare edenler hakkında yazdığı yosa şu cümlelerle anlatmıştır: ğim!» para almağa ne vicdanımın, ne de derden farklan işte yalnız bu ka» geçer. sözünü sarfermemişiz. «Uğradığımız mağlubiyetten do kıt'ayı bilenler de vardır: Hayretimi anlıyarak izah ediyor: kanunun müsaid olmadığını size dardır. Kırkpınar. yalnız Edirne Saray « Yanlış yoldan geldiğimin saygılarımla bildiririm.» dedi. içindeki bir er meydanı değildir. ayı azmimizin kırıldığını sanırsı «Yıkılupdur bu cihan sanma ki bizde düzele» sonradan farkına vardım. BınaenHava meydanmda bavullarımı taNiğHoluda, Mohaçda, Kosovada, Tu iız. Bilmiş ol ki, donanmamızı mağ sDevleti çarhı denî verdi gamu aleyh iki kilometre farkını cebim sıyan hamala henüz kıymetini bilna boylarında, Macar ovalarında, ub etmekle sakalımızı tıraş ettimüptezele den ödiyeceğim, zira o benim ka rnediğım İsveç parası uzattım. İkiEstergonda, Viyana önlerinde nice liz. Bir sakal tıraş oluncek daha ;ür gelir. Fakat Kıbrısı alan bizler «Şimdi ebvabı saadette gezen hep bahatim.» miz de müşterek lisan bilmedıği Kırkpmarlarımız varmış . Kırkpıhazele «Ziyanı yok» diye kendisini te mizden cebinden tarifesini çıkartıp, nar, atakrımızm fütuhat molalann izin kolunuzu kırdık sayılır. Ke6elliye kalkınca: gösterdikten sonra avucuma bir da cenk eğlencelerini tertib ettik ilen kol ise bir daha yerine gel «Işimiz kaldı hemân merhameti mez.» Lemyezele» leri, panayırlar kurdukları mey« Bahşiş almayı kanun bana hayli bozukluk iade etti. Bir kaçı. Sokullu, Mimar Sinanı ve daVn İşte babacığım Kırkoınar yol denbire kutub soğuklarına atılan larak Kanadanm da kutub bolge men etmiştir. Unutmaym ki hatam nı daha vermek isteyince istemem danların muştereK ismidir. bu otuz iki kişi, çadırlarda hemen lerinde üsler kurulmaktadır. Tarihimizin Kırkpınarlarmı bi un bir Turk kıvmetinin isimlorini, culuğu böyle bir yolculuktur. ile size beş dakika da zaman kay mânasmda sert bir selâm çakıp u hemen tamamile birbirine benzer lenler, bugünkü Kırkpmara kara Bu arada, son zamanlara kadar beltirdım. Rica ederim. Zamanın zaklaştı. Doğu Güney Akdcııiz sefcieri aksülâmeller göstermeye başlıdılar. Teknik Üniversite talebcsinin yollarından giderler. * * * ısrar ücra bir avcı uğrağı olan Ford para olduğunu biliyorum, rağbct görüyor dilekleri Bunlan tetkik ve icabına göre ted Churchill bugün sade bir ordu ka etmeyiniz!» diyor. Bir mağazadan alışveriş ederDaha İstanbuldan çıkarken FatiTeknik t>ruversıte talebelerl dun bir Denizyolıaı.nın Doğu Gtne. AYie bir almaya hazır beklcvcn doktor rargâhı desjıl. aynı zamanda mühim Yanlış bir hareket yapmamış ol ken tezgâhtarla konuşmuş ve Türk h ; n aştığ' surlara hâkim çayırlıkbe>aıınarre neşretmışlerdır. Bu beyan nız sefcrlerl bvı yıl buyuk b'r ra^be lar derhal faaliyete geçtiler. bir hava üssü haline getirilmiştir. mak için parayı istemiye istemiye olduğumu söylemiştım. Lâf aralarda. muhasara günlerinin zah namede. tedns usuilerı hakkında te gurmuştur. riu atada IskendsrJjı. Na Kutub harbi bahsinde tetkiklerde sında nerede kaldığımı da sormuşKutub bolgeierindeki çarpışma alıyorum. mctlerim, yorgunluklarım avutmak mennileri ihtıva eden bir broşurun çı polı arasındakı seferlere aıd bıletlerüen İkinci hikâyem geceye aiddir. Is tu. Akşam otelime gidince kapıda üzere tertib edilen güreşlerin Kırk karılacağı bıld.rıldıkten sonra şoyle hanzan, temmuz ve ağustus aylarına bulunan bir dohtorun belirttiğı gi ve hattâ sadece yaşama şartlarını a,d nlanlar tanı<di.ıle Fatılmıştır. bi, askerlerin çarpı;ma kabiliyetleri tetkik eden Amerikan mühendls vcçte geceyarısından sonra taksiyo «bay Türk» adma gelmiş bir mekpmar olmuş meydancıkları farke den'lmektedır: «Haklkî bir üniversiter düşunüşle İsveçin nıenıleketimizden ithalât üzerinde sıcaktan ziyade soğuğun lerinden biri şöyle demektedir: iki kişi bmerseniz usule göre tak tubu verdiler. Merakla açtım. Mek derpiniz. Surlar, arkada tamamen Isveç hukıımeti, bundan 11,5 ay ev tesiri vardır. Orta sıcaklıkta yaşa«Sıcak veya mutedil bölgelerde 6İmetrenin yazdığını; üç kişi ise tubda bana bu sabah mağazasınkaybolunca, Silivri koyunu kapa hazırlamacak pedagojik esaslara uygun vel kendi ithalâtçı tacırlerine Turki maya ahşmış bir asker çöllerin bu yaşamağa ahşık olan insanlar geniz iki mislini ödersiniz. Güreşçile dan ahşveriş ettiğimi hatırlattıkyan burunlar birbiri peşine açıl bir tal matname ve tatbikatına, kıtab yeden emtia ithal etmeleri ıçın bı s zlık ve her şeyi derste okutraak gaynaltıcı güneşi altmda gene a7, çok rek giyecek ve yiyeceklerini, ge rimizin kaldıkları Kristeneböri o tan sonra 50 kuruşluk bir de posta mağa başlar. O Silivri koyu ki, za rctinın dogurduğu bugunku ezıci prog n.:ktar tahsisat ayırmıştır. Barsak Içın çarpışabilmektedir. Fakat kutub rekse bünyelerinin hususiyetlerini telinden bir gece bire doğru üç pulunu yollamıştı. manın Bizans imparatorunun en ramların verlmsizliğine tercıh edilmesl 258 bin, uzume 1.363 000, incıre 1 500 000, eevıze 667 bın, iç fındığa 2103 000, bölgesindeki soğukta eli ayağı tut muavven bir şekilde ayarlamışlar arkadaş taksiye binerek aynldık. güzel, en nazlı kızı Teodorayı, ihti bir zaruret halini abnıştır Ümid etmek Mektub şu satırlarla sona eriyoram'sona 9 bın, maz bir hale gelmektedir. dır. Kutub bölgelerinin müthiş so Arkadaşın birini yolda bıraktıktan du: yarlamış Orhan Gazinin Bursa sa steriz kı bundan sonra da üç senedlr şaraba 6.250bın. meyankokune 113 dı 000, kuspelere 2 237 000, Kutub bölgcleri kadar bile soğuk ğukları arasmda yaşamağa karar sonra otelimize geldik. Taksimetre rayma götürmek emrini almış Türk Bırlık olarak gayretlerlnılzin hiç tesir âer yıyecek nıaddelerine 7 b n Isvec «Sizden tekrar tekrar affımızı donanmasını günlerce barındırmış, edemediğı klâsik vâsl mekteb zıhnıye kronu tahsıs edılmlştır. İrveç tacirUr olmıyan Alaskadaki manevralardan verdikleıi zaman bunları birer bir 4 yazdığmJan ve taksiye de üç ki dileriz. Aldığmız kravat numaraladönüşünde, AmTİkan kara ordusu rer gözden geçirip değiştirmek zo şi bindığimizi hesabhyarak 8 krotir.de ısrar edılmez, ve tezelden ahna bu tahsıslere gore, akredıtıf açtırlevendlerle, yeniçerilerin tertib etrını sonradan kontrol ettiğimizde cak tedblrlerle arzj ettiğimiz hamle.iln mışlar ve memleketımızden 'Ihalata komutanlarından General Jacob runda kalacaldardır.« nu şoföre uzattım. Şoför inmemizi bir tanesinin tenzilâtlı mallaruruz tıkleri gelin alayı güreşlerinin Kırk icrasına çalışılır.» Devers şöyle demiştir: başlamışlardır (Everybod's'den) önlemek istiyerek gene «bır daKi arasından karışmış olduğunu görpmarı olmuştur. Colorado Universitesini pek iji Silivriden sonra, gazilerin zorlu Y"ıllardanberi ilkbanar gormıyen derece ile bitiren Safa Ardıç vab verdi: «Hava çok sıcak da onbir hücumla zaptettikleri Çorluda, insanlar birdenbire bunaltıcı dan..» gözü okla çıkmış mağlub kuman sıcakların gelip çattığını hissedinSafa Ardıç adında bir Türk gen» *jî îfi Vfi danın Birinci Muradm huzuruna ce, adeta neye uğradıklannı bilcinin Amerikada Colorado UniverBir çamın altma uzanmış, tabia sitesini pek iyi derece ile bitirdiğigetirildiği bir başka Kırkpınar miyecek bir halde koşa koşa kentin bize sunduğu bıtmemış hikâ ni bir kaç gün evvel yazmıştık. meydanının önünden geçerken, şe dilerini vapurîara atarlar. Vapuryeleri düşünüyordum. Vapurdaki hidlerin ruhuna bir fatiha okursu daki insanların halleri çok hoştur. 15 inci kolordu yüksek mimarjnsanları tahlıl etmeğe çahşıyor larından Ismet Ardıcın oğlu olan = nuz. Pek fazla koştuklan için yerlerine işlerini çok iyi bilirler; uyur gibi lının söylediklerini daha büyük bir Ne olur bir tane de ben içeyim,' lıkla köşedeki delıkanlılara gülüm dum. Fakat, bu mevzu üzerinde Safa Ardıç bundan 12 sene evvel Rumeli kıt'asmm her isti oturdukları zaman hemen rahat yaparlar, ikide birde yangözle bir alâka ile dinlemesi icab ediyordu. başım kazan gibi oldu», deyince; sedi ve dızi üzerinde duran siga kendimi daha fazla yormamak için de gazetemiz sütunlarında adı gekametinden Edirneye gelenler yo edemezler. Biraz terlerini sofuttuk fotograf objektifi gibi herşeyi zap Hattâ, adamm ağzından çıkan bazı delikanlı seçtiği cigarayı almadan rasız parmaklarile anlaşıhnası güç kitabımı açarak okumağa başla çen bir gencdir. Bunun çok şayanl boyunca rastladıklan Kırkpınarla tan sonra sağa sola bakınıp derin tederler. Gazete okur gibi bir hal tatlı, romantik ve manah cümleie paketi kadından tarafa uzattı. Kabir işaret verdi. Dehkanlılar, bu dım. Hava gayet sıcaktı, çam dal dikkat olan hikâyesi şudur: O rm ve tarih duraklanmn bugünkü nefes almağa başlarlar. alırlar, gözlüklerinin ucundan kim ri içten gelen bir tebessümle kar dm da paketten cigarayı alırken işaret üzerine gene birbirlerine bak lan arada sırada biraz kıpırdanır tarihte Sinobda Nafıa müdürü kadar kasılmış hududlanmızın içiVapurun şurasında burasmda seye çaktırmadan güzel kadınların şılaması makul görülebilirdi. Bir bir yumuşağım aradı ve nihayet tılar ve derin bir konuşmaya dal gibi oluyorsa da gene eski vazi bulunan Ismet Ardıç 12 evlâd ne nasıl sığdığına şaşarlar. yetlerine dönmekte gecikmiyorlar babası bulunuyordu. Çocuğa karşt yer alan hulyalı deîikanlıların da bacaklarını gözeileyip hayallerini muharririn tahlillerinde böyle bir bir cigarada karar verince bunu dılar. Eski İstanbul şosesi üzerindeki lisan kullanması hiç de hoşa gi dudağmm kenarına yapıştırdı. AYanımdaki ihtiyarlar artık ka dı. Çamlar kıpırdamadığı zamanlar derin bir sevgisi bulunan SinoO ;özlerine güzel bir kız kestirmeğe genişletirler. Kırkgözler köprüsünü geçenler, decek bir şey değildir. Bunun mo dam yaktığı kibriti nezaketle ka dınla ve sevgililerile alâkadar ol da yamaçta büyük bir sükünet hü Valisi bir gün babalarile çocuklançahştıkları görülür. İşin garibine dası çoktan geçmiştir. Fakat seven dının köprünün kitabesinde, atalarımıcigarasma yaklaştırırken, muyorlardı. Genclik günlerine aid küm sürüyor ve muhtelif istika nı Sinob abidesi önünde toplayabakın ki, bunlar ekseriya kaşla Ada vapuru tıklım tıklım doîbir adamın sevgilisine hislcrini bil ynnımda oturan yaşlılardan biri ha tatlı hıkâyoler naklederek fayzın merdlik ve doğruluk hakkında rak bir resim çektirir ve üstadmuz gözle veya okuduklan gazetenin muştu. Çok erken gelmek sureti dirmek için kullanabiieceği en mafif tertib avcunun iç tarafını dudabize bıraktıkları öğüdü okurlar: Yunus Nadi merhuma yollar. üzerinden ter silmek bahanesile le veya bir tâlih eseri olarak yer kul ve akla yatan konuşma tarzı ğına yaklaştırarak ancak pek ya tonda giden bir kadına, arabacıya •Keçme namerd köprusünden ko, Gazetemizin kurucusu, «Cumelerindeki mendili evire çevire bulup yerleşenler, vapurda pek çok budur ve içten geldiği için modası kında bulunan bır kimsenin işite farkettirmeden nasıl mektub versu aparsın senl dıklerinden ve kafeslerin arkasınyer olduğunu zannederek bütün huriyet» te bu resmi neşrehiç bir zaman geçmiyecektir. Adam bileceğı bir taızda fısıldayarak: da kendilerini bekliyen sevgilile«Yatma tilki gölgesinde ko, yesin hızlarile seğirtenleri gözetleyerek der. Rahmetli Atatürk resım "özlerini sevgilisinin gözlerine di «Herif farkmda değil, karı, köşede aslan seni» rine nasıl işaret ettiklerinden bahdüpedüz işin alaymda idiler. Bir yazı ile alâkadar olarak çokerek tatlı bir tonla ve kesik keiki delikanlı ile dalga ge sediyorlardı. sırada beş kişi oturuyorduk. Bir cukları görmek ister ve yanına çaŞimdiki Avrupa asfaltının geçesik: «Sevgilim» divordu; «Sen kar oturan görüyor musun?.» dedi. yanımda iki yaşlı ve öbür taraVapur, yavaş yavaş Büyükadağırtır. 12 sile de yakından alîkadar Çiyor ceği Kırklareli civarındaki Köprüşımda bulunduğum zaman gözle Yanındaki arkadaşı gevrek gevrek fımda da bir gene erkekle sevgilisi ya yaklaşıyordu. Oturacak yer olan Atatürk muhtelif suallerle kübaşı mevkiipde, Kırklareli fatihi rinin güzel rengine bir türlü dogülerek tasdik makammda bir kaç bulamıyanlar vapurun bir an evvel yer almıştı. Sevgilisi diyorum, çünçüklerin zekâlannı yoklar. O zaman M:halzade Cafer Beyin ruhuna dua yamıyorum. Sanki.. evet sanki ödefa başını salladıktan sonra: «E iskeleye yanaşmasını kü, neredeyse birbirlerinin ağızlahenüz ilk mektebi bitirmiş olan sabırsızlıkla ediiir. nümde uçsuz bucaksız bir deniz gö vet farkındayım, hem de çoktan.. bekliyorlardı. Dayanacak bir yer rına girecek vaziyjtte idiler ve parSafa Ardıca sorduğu suallerden bırüyor gibi oluyorum ve bütün varKeşan taraftndan gelenler, şos maklarında herhangi bir bağlılığı hiç kaçar mı azizim» diye cevab bulanlar, durmadan ayak değiştiri de şudur: hğımla oraya dalmak istiyorum. üstündeki Paşayiğit köyüne uğrarbelirtecek bir halka göze çarpmı Rusyayı kim idare eder? Fakat sen kcrşımda olmadığm za verdi. Bu sefer arkadaşı da tıs üs rerek terlerini siliyorlardı. Diğerlar. Yıldınm Bayezidin Niğbolu yordu. Safa Ardıç cevab verir: man herşey değişiyor, kendimi ü gülerek konuştu: «Bâri bir mal ol leri de vapurun içinde dolaşarak serdarlarmdan jlan Paşayiğitin Eza cefa ile olsa dahi muhakkak midsizlik içinde bocalar buluyo sa içim yanmaz, şıllığın biri, ah vakit geçirmeğe çalışıyorlardı. Bolşevikler. mezarı. ismile anılan köydedir. surette Ada çamları altında uzan rum. Konuştuğun vakit sesin, sa nerede o dalyan gibi kadınlar, val Kadm, oturduğu yerden Adayı Bolşevikler kimlerdir? Kırklarehnden Edirneye hareket mayı akıllarına koyanlardan, «ah baha karşı uyanmağa başlayan bir lahi lxjylelerine yan gözle bile bak görünce, derhal çantasmı açarak Bolşevikler Rusyada bütün inedilmeden evvel Varna kahramanı oflar» çekerek bir yer bulabilmek denizin sahile gönderdiği ilk dal mazdık.. Benden tarafta oturan ih dudaklarını boyamağa başladı. Fasanlarm birbirine eş olduğunu sövli Koca Caferın mezarı da ziyaret eiçin beyhude yere gemiyi kulaçla gacıkların fışırtısını andıracak ka tiyar da başını sallıyor ve tatlı tatlı kat bu vaziyette bile köşede duran yenlerdir. Hiç böyle şey olur mu? dilir. Varna muharebçsinde Vadis gülüyordu. dıktan sonra bir kenarda dikilme dar berrak ve tatlı.» Yüz tane insanın fotoğrafını alsak ve biraz mütereddid görünen deliLs'm kellesini mızrağına takıp ye Kadın yanan sigarasmı, erkek kanhları tecessüsle tetkik etmekğe razı olanların saytları gitgide şu duvara koysak, hiç birbirlerine niçerilere gösterdikten sonra, narb Kadın, bütün bu söylenenlere lerde görülen bir halle iki parma ten geri kalmıyordu. Yanındaki deçogalınca, yanımdaki çift daha rabenzerler mi? Bunlann kaleblerıni talihini bizim tarjfa çeviren Koca hat konuşmağa başladı. Bu hercü tam mana'Jİle lâkayd kalıyordu veya ğının arasına almış, ayaklarmı duı likanlı bir aralık başını kadırun de çıkarıp ayn ayn baksak. onlar da Caferin, diğer bir çok yiğitleri merc arasında kenc'ilerini yalnız bazan sükutun artık gayet mana madan sallıyor ve alt dudağını ka baktığı tarafa çevirdi, bir müddet metlerden akseden şen, şuh kahka birbirine benzemez. Kimısi geac, miz gibi, er mevdanlarında güreş hissetmcğe başhmşlardı. Lâkin, sız olacağını takdir edince; «Oyle bartarak köşede oturan iki delı iki genci süzer gibi oldu, fakat bi halar işitiliyordu. kimisi ihtiyardır. Bolşeviklerin deler attığı söylenır. erkek boyuna konuşuyordu, kadm, mi?..> deyip kuru ve yalancı bir kanlıyı müstehzî bir şekilde süz raz ötede duran bir adamın. yaHava kararmağa yüz tutmuştu diği nasıl olur?» 6adece dinlemekle iktifa ediyordu. kahkaha atmakla iktifa ediyordu. mekte devam ediyordu. Gencler nındaki kadmın baldırlarını gö tskeleye geldiğim vakit burasmuı Edirnede, Türk mimarisi ve kül Rahmetli Atatürkün pek hoşuna Kadmın güzel, fakat yıpranmış bir türünun cn yüksek ötneklerindeıı Kadın, adamla hiç bir suretle a den biri sarışın; kısa boylu ve zetlediğini farkedince, başını adam hmcahmç dolu olduğunu gördüm. giden bu cevab Safa Ardıcın yaptıklan işaretlerin kimseler tara yüzü vardı. Bacak bacak üzerine lâkadar olmuyordu. Fakat, gene İkinci Selim camiinde, güreşlerin kamburca bir şeydi; çok telâşlı gö dan tarafa çevirdi ve dik dik bak Artık herkes iyiden iyiye serinle tahsil ve terbiyesi için ışıklı bir yol bajlr.yacağı gün kıhnrn namazdan fından görülmediğini zannederler atmış, kahvede fasıl heyetinin kon adam, ona ısrarla bir şeyler söyle rünüyordu. Dığeri ise, arkadaşına tıktan sonra kadtnm kulağma bir mişti. Üç saat durmadan «samba çizer. ve bu gibi cazib muhaberatı takib serini dinlerken emsklilerin, bir ta yip cevab istiyordu. Gözlerinde en sonra, pehlivanlar helâllaşırlar. dansı ettiklerini haykıra haykıra nazaran daha uzun boylu ve es şeyler fısıldadı ve kalktılar. Atatürk, Safa Ardıcı bizzat BurSelimiye camii ki, donanmamızm eden insanların eksik olmadığım raftan sigaralarını tüttürüp diğer küçük bir mana sezilmiyen kadın, merdi. O da kendinden geçmiş bir Kadm, delikanlmın yanında sal etraflarına ilân edenler de dahi sa lisesine gönderir. 7 erkek karLepant'daki mağlübijeti sıraların hiç de akıllarından geçirmezler. taraftan tempo tuttukları şekilde adamın işi bu şekle dbkmesinden vaziyette durmadan kadının yanın lana sallana yürümeğe başlaymca, olmak üzere herkes hayatından deşinin sünnet düğün'erini • ^Dtiîir da dahi inşaatı gsciktirilmemiş, ge Halbuki genclik devrelerini aşırı ayaklarmı sallıyordu. Kadmın vü kat'iyyen memnun değikli ve bu daki delikanlıyı tetkik ediyordu. biraz önce gözlerini kadının bal rnemnun görünüyordu. Hızlarıru ve onlara da Safa gibi zekâlannı miler bir yandan donanmaya erza! çapkınhkla geçiren, fakat şimdi sa cudü yüzünden çok daha güzeldi. müşkül durumdan kendisini kur Kadına işaret etmiyorlardı, fakat dırlarından ayırmıyan adam bu tam mânasjle alamıyan bazı sevgi ışletmeleri temennisinde bulunur. trjirken, diğer taraftan da camiı dece lâfile geçinen bazı yaşlıların En çirkin tarafı burnu ve en ma tarabilmek için adeta bir çare arı gözlerini kadınm yanındaki deli 6efer kadmın umumî görünüşü hak liler hâlâ birbirlerine bir şeyler Safa Ardıç, babası memuriyet msrmer taşımışlardır. Hattat Kara bir köşeden diğer köşeye atılan ma nasız tarafı da gözleri idi. İnsan yordu. Adamın durmadan ısrar et kanlıdan ayırmadan vilâyete birbirlerine kında tam bir fikir edinebilmek mınldanıyor, tatlı tatlı şakalaşarak degıştirdikçe, vilâye**"n hisarî Ahmedin, çırağı Molla Hasa' nalı bakışları tesbit etmek için va kadının gözlerini alâka ile incele tiğini görünce, bir arahk; «şimdi bir şeyler anlatmağa çalışıyorlardı. için biraz doğruldu, fakat bir an iskele kapısuıın açılmasmı bekli gıderek hem yurdu do^asır. hem de nın nefis hatlarile rezyin edılmi purlara binip, delikanlıhk günle diği takdirde bir hercailik havasın hiç bir şey söyliyemem, beyhude Kadm, gerek sigarayı içiş ve ge içinde gene eski vaziyetini alarak yorlardı. Vapura geçid verılince. tahsiline devam eder. Nihayet 1915 Selimiye camiinin serin, ruhanî fe rini biraz olsun hatırlamağa çalış dan başka hiç bir şey müşahede e yere ısrar etme» dedi, Delikanlmın te Adana lisesinden pek iyi derece rekse bol yırtmaçh eteğinden sırı karşısmdaki bol pudralı Yahudi herkes koşuşmağa başladı. rehlığı içinde kalanlaı, yıkanmı: mak âdetinde olduklarını bilenler demezdi. Bu kadınla alâkadar oîan bu sözleri işitir işitmez Tiüthiş bir Ben üst güvertede yerleşirken, ile mezun olur ve o tarihte açılan tan güzel baldırlarını göstermeğe kızına gözlerini dikti. ruhlarile Sarayiçi çayırma tertemi: pek azdır. Uzaktan uzağa birbirle erkek daha ziyade bacakkrı hedef surette irkildiği ve bu sorularına çalışmasmdan akh başmda bir Yanımda oturan yaşlı adamlar birdenbire arkamda bir kuru kah Millî Eğitim Bakanhğı Avrupa imgirerler. rine işaret edenlerden ziyade onla tutması lâzım gelirken tam tersine cevab istemekte haklı olduğunu erkeğe iyi bir intıba verecek bir dan biri gene gevrek gevrek gü kaha işittim ve başımı (çevirince, tihanmı kazanarak Amerikaya gi Edirnede Sokullunun henüz ta rın bu hallerini gözetlemekten hoş olarak o manasız lâciverd gözlere anlatamadığından dolayı çok bü durumda değildi. Bir arahk uzakta lerek «herifler, kadmın peşinden vapurdaki kadınm köşede oturan der. işte 5 senelik bir tahsilden mir edilememış, şimdi harab hal lanan yaşlıların halleri garibdir dalmak ister gibi bakıp duruyordu. yük bir üzüntü içinde kıvrandığı süzülen bir kotrayı yanuıdaki de gidiyoflar,» dedi. Öteki yavaşçacık iki delikanlıya: «Aptalı çamlarda sonra Safa Ardıç Colorado Univerdeki hamammda bir vakitler baş Etraflarında olan bitenleri o kadar Buna mukabil kadmın gözleri ta bâriz bir şekilde göze çarptı. Bir başını çevirerek cevab verdi: «Ta atlattım, koşa koşa geldim. Bakm sitesini pek iyi derece ile bitirmişlikanlıya göstererek: pehlivanlar da yıkanırlarmış. sinsilikle ve kimseye çaktırmadan vanda uçan bir arıyı kovalar gibi arahk derin bir düşünceye daldıkbiî gidecekler.. Söyledik ya .. Ka çorabım da kaçtı» diyerek bacak tir. Bu suretle Amerikan üniversi« Bak ne güzel, dedi, kotraya O Sokullu ki, devşırn'i'<le ka gözetlerler ki. bir an için onların mütemadiyen yer değiştiriyor ve tan sonra, cebinden cigara paketi bayılırım, içinde olsaydık.» tesinin şeref levhasmda adı geçen dm şıllık.. İyi bir mal olsaydı, öyle larını gösterdiğıni gördüm. hiç bır noktada duraklamıyordu. ni çıkardı ve titriyen parmaklarile tıldığı Türk camiasının en özlü oldukları yeırie uyuklayıp dünya Kadının. kendisinden nisbeten daVapura gircnlere birer birer bak gene maden müh""isimize bunDelikanlı. kotrayı gözden geçir baldırlannı göbeğine kadar açhaysiyetli evlâdlarından olarak ta dan haberleri olmad1kİ£rına huk ha gene ve yakışıklı olan delikan yumuşak bir cigara araştnmağa mek üzeıe başını denizden tarafa maz(Ji.» Arkadaşı evvelâ gözlüğünü tım; çamlarda kalan delikanhyı gö dan sonraki vazifelerinde de m a koyuldu. Kadın baygın bir sesle: vaffakiyet dileriz. rihte nam bırakmışür ve o Sokul1 m e denler bile bulunur. Lâkin onlar çevirince, kadın büyük bir usta düzeltti, sonra ayağa kalkarak ce remedim. Kırkpmar yolculuğu Yazan: Eşref Şefik Kutublarda harb ve hayat tecrübeleri Fütuhat tarihimizin engin yollarım aşarak Edirneye gidiyoruz • ^ Hakkına razı olan insanlar memleketi Yazan: Haluk Durukal Atatürkii haklı çıkaran Türk genci = KUçük Hikâye Vapurdahi insanlar Yazan: Cevad ıevfik Enson t
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear