Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
11 Haziran 195) C17MHURİVET v 8İR OAKİKA Yunanistanda yeniden secim Libeıal Venizelos'un hükumetle işbirliği yapmaması bir buhrana sebebiyet verdi Atina 10 (a.a.) Basın çevrelerinde söylenildiğise göre, Venizelosun şimdiki hükumetle işbirliği yapmağı reddetmesi üzerine hükumetin içine girmiş bulunduğu çıkmaz hakkında siyasî mahfillerde görüşmeler yapılmıştır. Gazetelere göre, hükumetin üç lideri gayet yakın bir gelecekte müt tefiklerin de tasvib edecekleri yeni bir seçime başvuımayj bu çıkrnazdan kurtulmak için yegâne çare clarak telâkki etmektedirler. "C.H.P.,, de beliren yeni temayüller Parîiyi ıslaha uğraşmaktansa yeni bir teşekkül kurmak istiyetıler var Ankara 10 (Telefonla) Eski iktidann muhalefet vazifesini ne dereceye kadar başaracağı siyasî çevrelerde münakaşa mevzuudur. Bizzat Halkçılar arasında beliren bazı temayüller günün bu yeni meselesine iktidarın dikkatini de çekmiş bulunuyor. Sezilir hale gelen temayüller, her bakımdan yıpranmış olan bir müesseseyi ıslaha uğraşmaktansa yeni bir ruhla taze bir teşekkül vücude »etirmek istikametindedir. Bazı C.H.P. li unsurların bir köylü ve işçi partisi teşkili için aralannda fikir teatilerine geçmiş oldukları da söyleniyor. Bu teşebbüslerden olup olmadığı henüz bilinmemekle beraber eski Devlet Bakanı Cemal Barljs, Halk Partisinin bu hüviyeti alması lüzumunu geçenlerde bizlere açıklamıstı. Diğer taraftan C H P. ye iktidan kaybettirenlerin onu tekrar iktidara kavuşturup kavuşturamı••IIIIIIIIIIIMIII: Hükumel Basın Kanununu yeniden ele alacak (Baştarafı 1 inci sahifede) ••I malum olurî Cumhur Başkanı, misafir Fransız amiralını kabul efti Ankara, 10 (a.a.) Cumhur Baş kanı Celâl Bayar, bugün Çankayada Fransız Büyük Elçisi Ekselâns Jean Lescuyer refakatinde memleketimizde misafir olarak bulunan Tlransız Akdeniz filosu komutanı Vısamiral Lambertın'i kabul etmışlerdir. Bu kabulde Millî Savunma Bakanı Refik Şevket İnce de hazır bulunmuştur. Misafir Amiralın ziyaretleri Ankara 10 (a.a.) Dün akşam şehrimize gelmiş olan Fransız Vis Amirah Lambertin beraberinde deniz ve kara ataşelerile yaveri olduğu halde bu sabah saat 10 da Millî Savunma Bakanlığına gelerek deniz kuvvetleri komutanlığına vakâlet etmekte olan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Fıdvan Koralı makamında ziyaret etmiçtir. Fransız Vis Amirah saat 11 de Millî Savunma Bakanı Refik Şevket İnceyi, saat 11.30 da da Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamutu makamlarında ziyaret etrniştir. yacağı yolunda teşkilâtta yer yer mütereddid bir havanm estiği ileri sürülüyor. C.H.P. yüksek kademelerinin eski hesablar üzerinde mey dan okuyuşuna bu cereyanlan önlemek için lüzum gördüğü de söylenmektedir. Rivayetlerin kurultay arifesinde çıkarılan ve daha da artacağı anlaşılan söylentiler çeşidinden olması pek muhtemeldir. Fakat C.H.P. nin muhalefet mevkiine inti bakı icin onümüzdeki kurultayı ba şan ile atlatması her tarafta zarurî görülüyor. Temenni edilen cihet delegelerin teşkilâta hâkim olan havayı toplantıya intikal ettireoilmeleridir. C.H P. nin daha ziyade ifrat kanadmdan gelen endişe, eski usulün devamı ile etrafından bihaber bir «"nel morkez kuruldu^u takdirde Halk Partisinin muhalefetteki politikasının da iflâsla sona ereceği merkezindedir. IIMrniMnııııı • Diğer taraftan ceza kanununda ve diğer kanunlarda basına müteallik bütün maddeleri nefsinde topîayan müstakil bir basın kanunu yapılması fikrinde olan milletvekilleri de vardır. Cihad Baban ve Bahadır Dülger, | bu cereyanı destekliyenler meyanındadular. İstanbul Gazeteciler Cemiyeti idare heyeti de, halen milletvekili olan gazetecilerin ve gazete yazı ışleri müdürlerinin iştirakile bir toplantı yaprnış ve basın kanunu mevzuunda eski hükumetler nezdinde yaptığı teşebüsleri tekraı gözden geçirerçK, Demokrat Parti hükumetile bu mevzuu tekrar ve ehernmiyetle görüşmek üzere Erzurum milletvekili Bahadır Dülger, 1 Bursa milletvekili Se ™ Ragıb Etneç, Izmir milletvekili Cihad Baban ve Cemiyet ikinci reisi Enıs Tahsil Til, idare heyeti azası Hayri Alpardan müteşekkil bir heyeti An karaya ycllamağa karar verdiğini bildirmistir Demokrat Parti seçimleri kazanınca bize: u E... Haydi bakalım, dediler, şimdi ne yazacaksın?M « Durun, dedik, zamanla elbette görürsünüz.* Şimdi diyorlar ki: n Bu, sana yakışır mı? Cene Demokrat Parti hükumetine çatmışsın!» « Çatmak kelimesi lâfın gelişidir, diyoruz, fakat onu yapmazsak, başta Hükumet Reisi Adnan Menderes olmak üzere, herkes müteessir olur.M Yahud, daha doğrusu, biz Syle zannediyoruzl D. N. Katlro Başmakaleden devam Doğrusunu isterseniz, biz, son iktidar değişikliğinde, doğrudan doğruya Halk Partisinin mensubu bilinen, ona yürekten bağlandığını «andığımız bazı siyasî şahsiyetlerin memuriyetlerinden çekileceklerini unıuyorduk. Bunların bir kısmı meslekten değildi; gördiıkleri vazife kendilerine sırf Halk Partili oîdukları için Halk Partisi hükumetleri tarafından emanet edilmişti. Daha dünc kadar aleyhinde çahştıklan rakib bir parti iş başma geçtiği zaman derhal istifa etmek onlara yakısan en tabiî hareket değil miydi? Halbuki hayretler içinde kalarak gördük ki, bir kaçı müstesna, baylar yerlerinden kımıldamadılar bile. Sanki memuriyetlerinin bütün kademclerini adım adını asmışlar, politika ve parti işlerila hiç ağraşmamıslar gibi başların» kalHınp etraflarına bakmadılar. Hâlâ da «bana mısın?» demiyorlar. Hükumetin ne düşündüğünü bilmiyoruz ama, bu hareketi siyasî ahlâk kaidelerile bağdaştırmaıuD güçlüğü de meydandadır. Dediğimiz gibi devlet mekanizmasının kilid noktalarında yapılacak değişikliklerden başka, bu kabil siyasî akrabalıklarla ilgili memuriyetlerde de küçük bir tasfiyeyi yadırgamamak lâzımdır. Sonra unutmıyalım ki, memleketimiî şimdiye kadar tek parti hükuraeti ile idare edilmiş, idare kadromuz tek parti rejiminin ölçülerine göre yürütülmüştür. Davlet kadromuza yeni bir geleneğin yeni prensipleriııi iyice aşılamak lâzımdır. Bu da kollan bağlayıp oturmakia olmaz; gayret ister. Diinkü törenden bir intiba Üsküdar Kız Kolejinde Diploma Töreni Truman'ın Rusyaya hücumu Basrarafı I incı sdhifede devletleri, kendi öz müesseselerini ıslah ve müdafaa için daha büyük işbirliğine ve daha fazla gayretlere sevketmiştir. Bu gayretlerin tarihte eşi yoktur. Bundan 5 yıl evvel Avrupa kalkınma programı veya Atlantik Savunma programı gibi müşterek gayretlerin sulh devrinde sarfedilebi leceği imkânsız gibi görünmekteydi. Şimdi., hattâ daha geniş işbirliğinin temelleri atılmıştır.» Millctlerarası nizam Demecinin sonuna doğru Truman, şunlan beyan etmiştir : « Karşılaşmış bulunduğumuz ciddî tehükelere bîgâne kalamayız Buna mukabil kendimizi aşın korkulara da kaptırmamalıyız. Muhtemel olarak daha yıllarca sulh uğrunda esash gayretler sarfetmemiz icab edecektir. Fakat vaziyetimiz kuvvetli olup, kudretimiz gün geçtikçe artmaktadır. Soğukkanlı, azimli ve sebath ka'malıyız. Her şeyin fevkinde şunu belirtmek isterim ki, gayretlerimizin hedefi harb değil sulhtur. Herhangi bir millet veya devlet üzerinde . hâkimiyet kurmak peşinde değiliz. Sadece, bütün devletlere tatbik edilebilecek âdil bir milletlerarası nizam kurmağa çalışmaktayız.» İnfiratçılara hücum Sovyet yenilmezliği» efsanesi Heyet salı günü Ankaraya gidecek ve avrıca basınla ilgıli bütün tneseleleri de ele alacaktır. Gazeteciler Cemiyetinin. hükuMekki Said metle yapacağı temaslar alâkayla bcklenmektedır. Başbakanm basın kanununa dair demcci Ankara 10 (Telefonla) Başbakan, gazetecilerle yaptığı bir hasbıhalde antidemokratik kanunlarır* birer birer kaldınla^ağuıı, faşist biı ruh taşıyan basın kanununun tadili için de bugünlerde harekete geçileceğini, hayatı ucuzlarmak yolunda vadedilen ışlerin sağlanacağını belirtmiştir. Üsküdar Amerikan Kız Kolejinin diploma tevzi töreni dün öğleden sonra yapılmıştır. İstiklâl marşı ile başlanan törende Vali ve Belediye Başkanı Dr. Gokay da hazır bulunmuştur. Yeni mezunlara hitabeden Fahreddin Keıim Gökay şunlan söylemiştir: « Bir demet manolya gibi beyazlara bürünmüş genç kızlanmız, hepinize muvaffakıyetler temenni ederim. Beyaz masumiyetin timsalidir. Al ile birleşince de Türklüğun sembolü olur. Gençler hayat mücadelelerle doludur. Fakat bu sözlerim ümidlerinizi kırmasın, siz bu güzel bahçeden feyiz aldınız. Hayatm mücadalelerine göğüs gerebilirsiniz.» Ebeveyinlere de hitabeden Vali şunlan söylemiştir: « Başı ve sonu malum olan bu fena dünjada en büyük gaye hayırlı bir evlâd yetiştirmektir. Sizler bu gayeye erişmiş bulunuyorsunuz.» Müteakıben okul müdürü Woolworth mezunlara diplomalannı vermıştir. Amerikan buğday mahsulü fena bir durumda Washington 10 (A.P.) Dün, Amerikan hükumeti tarafından açıklanmış olduğuna göre, fena giden havalar, Amerikanın buğday mahsulünü yedi senedenberi görülmiyen bir derecede kötü bir duruma getirmiş bulunmaktadır. Bastnrafı 1 " t « sdhifede kıymet ifade etmediğini yazmaktadır. NewYork Times muharririnin belirttiğine göre, geçen senedenberi Akdeniz memleketleri kuvvet le cephe kurmağa başlamışlar ve kendilerine karşı olan itimadlan da artmıştır. Sovyet korkusu artık bu bölgelerde izale olmuştur. Aynca Rusya, Akdenizdeki bazı peyk lerine de yardım edemez bir hale gelmiştir. Artık Karadenizden Arnavudluktaki Enver Hoca hükume tine, Sovyet gemilerinin malzeme götürmez olduklan da kaydedilmektedir. NewYork Times, Akdeniz bölgesinde Türkiye ve Yunanistan gibi memleketlerin de askerî savunma sahasında gayet kıymetli te rakki kaydetmiş olduklarını ilâve etmektedir. Ankaranm yeni avukatı Cemil Said Barlasla mülâkat Battarah 1 ivti sahiipde nm arasına çok defa girmek imkârlarını bulmuş eski Devlet Bakanı Cemil Said Barlası herhalde unutmamışsmızdır! Bilmem kaç numaralı, kırmızı plâkalı arabasını terkedeli daha bir ay olmadığı halde troleybüse hemen ahşmış! Sabahleyin evinden çıkıyor, 17 kuruşu vererek troleybüse yerleşiyor ve bir arkadaşınm yazıhanesine giderek avukatlık yapmağa çahşıyordu. Koca Devlet Bakanı milletvekili dahi değildi! .. Zile dokundum. Kapıyı bizzat kendisi açtı. Her zamanki gibi neşeliydi. Hoş geldin. Buyur bakalım, dedi. İlk defa redingotsuz laf edecektik. Ne onda resmiyet vardı, ne de bende çekingenlik!. Bu sefer, dedim, ilk defa sizinle gayrisiyasî konuşacağız! Seneler senesi politikanın içinde yuğruîmuş, ilıklerine kadar politika işlemiş bir sıyaset adamile siyasetten gayn şeyler konuşmak o kadar da zordu ki... Fak.ıt naçar konuşturacaktık. Nasıl avukatlık yoruyor mu? dedim. Güldü: Tabiî yoruyor, dedi. Ticarei Vekili olunca adımı Barodan sildirmiştim. Şimdi tekrar kaydoldum Bir arkadaşla beraber çalışıyoruz. Başka bir iş yapmayı düşünmüyor musunuz? Arasıra da Son Telgrafa yazılar yazacağım. Bakanlıkta ummileşmiştim. Kıtab okuyarak şimdi onu telâfi ermeğe çalışıyorum. Ne gibi kitablar okuyorsuT1UZ? Zincirkıran heyeti hakkında ademi fakib kararı verildi Ankara, 10 (Telefonla) Fuad Zincirkıran heyeti hakkında Amerikadaki mubayaa işleri dolayısile bir müddettenberi yapılmakta olan tahkikat neticelenmişiir. Eski Devlet Demiryollan Umum Müdürü Fuad Zincirkıranla, Fahri Tanman, Mesud Togar ve Şefik Ogen haklarında ademi takib kararı verilmiştir. Ray nakliye mevzuunda memurı yet vazifelerini kötuye kullandıklan veya münakasaya fesad kanştırdıklan iddia edilen kimseleı hakkında kamu davası açılmışt. Lokomotiflerin mevzuunda ise, Fuad Zincirkıran hariç olmak üzere Devlet Demiryollan erkânından tesellümle alâkalı yüksek dereceli bazı memurlar hakkmda tahkikata devam olunmaktadır. Şikago'da 20 yanş atı yandı Şikago 10 (a.a.) Şikago banliyösünde Hinsdale yakınında meşhur Mide Jenemark ahırlarında cumayı cumartesiye bağhyan gece çıkan bir yangın neticesinde bir gece bekçisi ve 20 yanş atı yanmıştır. Yangın, bir yıldırımın ambarlarda bulunan 200 ton samana isabet etmesi yüzünden çıkmış ve tahta binalara sirayet etmiştir. Devamh sulhu gerçekleştirmek Ük tahminlere göre, zarar 700.000 için demokrasilerin müşterek gaydoları aşmaktadır. retlerini de belirten Truman «inSuriyede iki kabile arasın firatçılara» da hücum etmiş ve: «Dış siyasetimizin seyrini değiştirda çarpışmalar oluyor tnemizi istiyen infiratçılar yalnız Şam 10 (a.a.) Tay ve Şamar dünya sulhu davası için değil, faksbileleri arasında çıkan savaşı kat kendi öz millî güvenliğimiz idurdurmak üzere, Suriye çöl mu çin de tehlikelidirler» demiştir. hsfızlan bugün Kuzey Suriyede Schuman, teklifine temas eden Cezire'ye gönderilmişlerdir. Başkan, bunun Jıarb sonundanberi Çarpışmada şimdiye kadar 15 ki Avrupadaki en cesaret verici geşıi'in öluüğu ve 100 kişinin yaralan lişmelerden biri olduğunu söylemiş dığı bildirilmiştir. tir. Acheson da konuşacak El'an devam etmekte olan çarpışWashington, 10 (A.P.) Dean manm iki kabile arasmdaki düşmanlıktan doğduğu ve siyasî bir Acheson'un gelecek salı gecesi Tek mahiyeti olmadığı zannedilmekte sas'ın Dallas şehrinde «Amerikan dış siyasetinin bünyesi» hakkında dir. Şamar ve Tay, Kuzey Suriyedeki bir demec vereceği bugün Dış İşleri Bakanlığmdan bildirilmistir. Arab kabilelerindendir. Askerî tebdil ve tayinler Baştarafı 1 inci sahifeâe zılan yazılann bazı gazetelerde tah rik mahiyetini almakta olması dikkate şayandır. Bu suretle hareketin memleket yaranna olmadığı aşikârdır. Meselenin aslma gelince bu değişikliklerin kanunun hükumete verdiği salâhiyetin kullanılmasından ibaret bulunduğunu tavzihe lüzum görüyorum.» Dün yapılan atlı müsabakalar Dün yapılan atlı müsabakalarda kuçük Parkurda Yüzbaşı Cevdet Sümer «Alço», yüzbaşı Kemal Özçelık «Aral» isimli atlarile birinci, yüzbaşı Tevfik Yuce «Cesur» isimli atile üçüncü olmuştur. Orta parkurda binbaşı Eyüb Öncü «Leylâ» ismindeki atile birinci ve gene binbaşı Eyüb Öncü «Sinob» ismindeki atile ikinci olmuştur. Üçüncülüğü yüzbaşı Ekrem Birgören «Tunca» ismindeki atile almıştır. Türkiye birinciliği müsabakalan İzmir, 10 (Telefonla) Türkiye birinciliği müsabakalarına bugün devam edilmiştır. Beşiktaş, Kâğıdsporu 31, Göztepe, Genclerbirliğini 41 mağlub etmişlerdir. Maçlar yarm sona erecektir. Goztepenin şampiyonluğuna muhakkak nazari le bakılmaktadır. Sadlers Wells bâlesi geliyor Londra, 10 (Nafen) Ingiliz akşam gazetelerinin verdikleri haberlere göre, meşhur Sadlers Wells bâlesinin yakında Türkiyeyi ziyaret etmesi beklenmektedir. Henüz cübbeyi giyip mahkemeye çıkmamıştı! Amma Ankaranın şöhretli avukatlan arasında ismi duyulmağa başlamıştı. Kendisile bir konuşma rica ettiğim zaman yadırgamadı. Bundan evvel az mı beyanat vermişti?! Fakat bu sefer kendisile NADİR NADİ siyasî konuşmıyacaktık. Artık ikimiz arasmdaki söz mübadelesi, ne Marshall plânı, ne akreditif, ne Bayındırlık Bakanı devletçilik ve ne de altı ok olacakEskişehirde tı. Eskişehir 10 (a.a.) Bayındırhk Bu sefer ne ben politika muharBakanı Fahri Belen beraberinde riri, ne de o politikacı idi! İkimiz Efkişehir milletvekıllerinden Muh karşı karşıya iki arkadaş gibi otutar Başkurd olduğu halde kara yolu racak, fraksız ve smokinsiz laf ede ile bugün Eskişehire gelmiştir. cektik. Bakan, Vilâyeti, Demokrat ParKendisinden randevu rica ettiğim tiyi, Belediyeyi ve Seylâb âmirliğini zaman: Eve buyrun, dedi, rahat rahat ziyaret etmiş ve burada bayuıdırhk işleri hakkında verilen izahatı konuşuruz. * * * dinledikten sonra seylâbzedeler için yeniden inşa edilmekte olan mesŞoföre; nlnkılâb sokağı 4 numakenler mmtakasmda tetkiklerde ra» dedım. Gülümsedi. bulunmuştur. Bakana mı? diye sordu. Bakan bu akşam şehrimizde kala Hayır, avukat Cemil Said Barcak ve yarın Porsuk barajına gidelasa, diye cevab verdim. cektir. Otomobilimiz bır apartımanın Merinos fabrikasında bir önünde durmuştu. Kanıda üç tane zil vardı. kısım amele işbaşı yapmadı hangi katta oturuyor?» diye«Acaba isimBursa 10 (Telefonla) Merinos leri okurken, alt katı işaret eden fabrikası inşaatında çalışmakta olan zilin yanında, çok yakın bir zaişçilerin büyük bir kısmı bugün iş manda üstü kırmızı kalemle silınbaşı yapmadıklarından inşaat mü miş «Gazianteb Milletvekili» ve teahhidi açıktan işçi aramak zorun onun üstünde C. S. Barlas ismini da kalmıştır. Bu hareketin bir nevi gördüm. Bir an duraklar gibi olgrev olduğu belirtilmektedir. I dum. Tarihe ve ıktisada aid kitablar .. O halde politikayı bırakhnız? Bilâkis! Bütün bunlar politika hazırlığıdır. D P. liberalizme doğru gidiyor. Bu işi etüd ediyorum. Bilhassa devletçilik üzerinde duruyorum. Devletin yapmış olduğu fabrikpların hususî eşhasa devri meselesinde, dünyanm akışına aksı olan bir poütikanın ne gibi bir netice doğuracağını merak etmekteyim. Grev meselesi de beni alâkadar ediyor. Bakalım memurlara grev hakkı tanıyacaklar mı? Ameleye olduğu gibi memura da grev hakkı tanımak icab eder. Antidemokratik kanunlan kaldınrlarsa memlekrte hizmet etmiş olurlar... Kahvelerimiz gelmişti. Barlas, benim kahve içmemden istifade ederek mütemadiyen anlatıyordu. Guya siyasetten kcnuşmıyacaktık. Fakat konuşmalanmız tamamen siyasete dökülüyordu. Birden kendimi toparlayarak: İstanbula gidiş yok mu? dedim. Sevdiğinden aynlmış gibi yutkundu. Politika ona İstanbula gitmekten daha zevkli geliyordu. Evet gideceğim, diye cevab verdi. Gideceğim ve bir buçuk ay bahk tutacağım. İki üç senedir zev kini tadamadığım bir hayata kavuşacağım. Yeniköyde babamm eski bir evi var. Babam, kardeşlerim hep beraber oturacağız. Seneler var ki toplanıp beraber oturamadık. Çocuklannız mebus olamadığınıza üzüldüler mi? Vekil olmadan evvel de bu evde oturuyordum. Görüyorsunuz ya, üç oda bir holden ibaret bü yer. 10 yaşında bir kızım var. İstanbulda Hayskula gidiyor. O dedesinin yanındadır. Bundan başka birisi 8, birisi de 3,5 yaşında iki çocuğum daha var. Âsi Westerling'in eşi serbest bıralalmiyor "" Singapur 10 (A.P.) «Türk. lâkabı ile anılan Westerling'in avukatı dün, müekkilirun eşi ve çocuklarının, Endonezyadan ayrılmasına mahallî hükumet tarafından müsaade edilmemiş olduğunu bildirmiştir. İsminin açıklanmasını istemiyen diğer bir resmî şahsiyet de, Bayan Westerling'in Endonezyada, «tahaffuzî bir vesayet» altında bulunduruMuğunu söylemiştir. «CUMHURİYET» in EDEBÎ Kuzulukta bir su tesisi kurulacak İzmit 10 (Türk Ajansı) Kocaelinin Akyazı kazasına bağlı Kuzuluk köyünde çıkan ve günde ortalama bir hesabla 1415 ton su veren Kuzuluk maden suyuna Sağlık Bakanlığı tarafından imtiyaz verildiğinden, İstanbulun tanınmış bazı hekimleri tarafından kurulan bir su şirketi, su kaynağının bulunduğu Kuzuluk mevkünde büyük bir su tesisi kurmak üzere çalışmalara başlamıştır. TEFRİKASI: PROF. NIMBUS'ÜN MACEBALARI: T&TC? Çocuklarımı, seçimleri kaybetmem ihtimalini düşünerek vaziye te ahştırmıştım. «Bakanlık, babadan kalma değil» diye telkinler yap mıştım. Barlas, bunlan söylerken kendiaı toparladı: « Evet, diye ilâve etti, sad» Bakanlık değil, mebusluk da ba • badan kalma değildir» diyordum. Oğlum çok zeki. Seçimleri kay« bettiğim gün, kalemi almış, git« miş kapınm dışmdaki zilin yanında bulunan kartımdaki «Gazianteb milletvekili» kısrrunı karalamış!» Barlas, bundan sonra işi gene politıkaya döktü: « 1943 de politika hayatına atıldım. Fakat şimdi bakıyorum. 27 eenedenberi bu işin içmde olanlardan daha fazla ıtham altındayım. Fakat Allaha şükür, çocukların» babalarmın politik hayattaki hesablarını kendi nesillerine verecek kadar açık ve temiz iş görmekten mütevellid bir vicdan huzuru içindeyim! Bu memlekette kalifiye mebu3 çıkarmak lâzımdır. Mebus kalitesini yükseltmek içia liste usulünü bertaraf etmek lâzımdır. Nisbî temsilin aleyhindeyim. Seçmen, seçeceği adamı düşiiniip ona göre reyini kullanmahdır.» Barlası bıraksam, bana seçımler» de çektiği nutukları, Marshall plâmndaki ddvızlerin nerelere kullanıldığını, tıraj hakkımızın ne olduğunu, saatler saati anlatacak. Ben siyasetten kaçmak istedıkçe, o beni sıyasetin içine sokmağa çahşıyordu. Bırakahm bunlan. dedim Avukatlık karm doyuracak mı, ona bakalım. « Eh, dedi. Ne yaparsın? Çalışmıyana ekmek yok. Çalışıp ekmeğimizi kazanacagız. Seçimi kaybettikten sonra arkadaşlardan büyük bir alâka görd ın. Bü çok avukatlar yazu.aneletini açtılar. «Sıkıntm var mı?» dı.. e sordular. Bunlar bana çalışmak içuı yeni bir kuvvet verdi. Çalışacs;ız ve kazanacagız.» Ekmek parasını mı, iktidar1 mı Barlasın aklı fikri hâlâ iktidaıda idi ama, bu sefer boş bulun madı: « Ekmek parasını» diye cevab verdi. Faruk FENİK STA UVERCINI îazan: KERİME NADİR Tabiî Şahizer . Seni kırmamak ve dostluğunu kaybetmemek için canımı vermekten dahi çekinmem . Şu halde gene dostuz... Ve daima dost kalıyoruz... Kaldır başını da bana bir dost gibi bak bakrvım.' . Bpşımı kaldırdım. Ve ona bütün ruhumla baktım .. Bu anda gözlerinde de ruhunun en parlak aksi vardı... X Yılbaşı tâtili büyük bir kar fırtınasile başlamıştı. Tatilin ilk sabahı erkenden uyandım. Henüz gün doğmamıştı. Mektebteki muntazam hayata alışalıberi, artık hep erken uyanıyordum. Biraz ötede, eski pirinç karyolasında uyuyan haminnem hafif hafif horluyordu. Karyolanın başucundaki küçük masanın üzerinde yanan gece kandili tükenmek üzere idi. Ancak muhitini aydınlatabilen bu kandilin iltimâlarında çocukluğumun bütün rüyaları eanlanıyor gibiydi... Bu odayı bu yan karanlık odayı ne kadar ıyi tanıyor ve ne kadar çok seviyordum! Burası benim evimdi... Evet, kendi evimde, kendi yatağımda idim. Ve tam bir hafta burada kalacaktım... Şahizere verdiğim söze ve bu sözün beni sevkettiği islâhıhal gösterisine rağmen, bağrım hep acı ve ateşle doluydu. Bu durumda elbetoluşum Dışarıda kar fırtınasının hâlâ te ki evim başka; evde devam ettiği, evin her yanında ıs bambaşka idi... lıklar çalan şiddetli rüzgârdan Fırtınanın uğultusunu dinliyebelliydi. Pencereler kalın birer kar rek uyanık yatarken, zihnimi ıştabakasile örtülmüştü. Odanın so gal eden düşünceler beni geçmiş ğukluğu, yorgandan çıkTd''m vü günlere doğru götürdü. Bütün hâzümü iğnelcdiği halde, kendi yata dıseleri yeni baştan bir kere daha ğımda hulunmaktan sonsuz bir haz yaşudım... duydum. I Muhakkak ki Şahizeıe verdiğim sözü tutacaktım. Bu benim için hayatî önemde bir mes'eîe idi. Ve içimdeki derdi de mümkün mertebe yenmeğe çalışacaktım. Dakikalar akıp geçerken, bir aralık aşağı katta hafif bir ayak sesi belirdi. Birisi oturma odasmdaki sobayı yakıyordu. Biraz sonra çay sofrasının hazırlıklarma delâlet eder. tabak, çatal sesleri de duyunca, kalkma zamanı olduğunu anhyarak yataktan çıktım. Ve ilikleıime işleyen soğuktan kaçmak için hemen elbiselerimi koltuğumun alüna sıkıştırarak sıcak odaya koştum. İçeriye bir bora gibi girmiştim. Oda halvet gibiydi. Ve Şahizer orada idi. Beni karşılayan gülüşün de hafif bir hayretle: O! dedi. Bu ne gtliş! Niçin bu kadar erken kalktın? Sen daha erken kalkmışsm ya! dedim. Benim vazifalerim var ve tatilim yok... Yadigâr kalfa uyuyor mu? Bu vazifeler ona aid olmalı... Yadigâr kalfa romatimaları yüzünden pek erken davranamıyor... Ne tâlih! Şahizer: Ne hava! diye mukabele etti. Sorma! Burada giyinmeyi düşündüğü ne iyi etmişsin. Affedersüı... Eğer o acı dersi aldığım günden evvelki zamanlarda olsaydı, Şahizerin şimdi benim giyinmeme yardıma kalkacağı muhakkaktı. Ben o tarihe kadar yatılı mektebde dahi işlerimi iyi kötü yoluna koyabildiğim halde ondan himaye görebileceğim fırsatlan hiç kaçırmazdım. Bu yüzden o da beni evde hemen daima çekip çevirmek zorunda kalır ve bana bir küçük çocuk muamelesi yapardı. Şimdi ise, artık aramızda bir çekingenlik vardı. Geçen hâdiseler, bir ömre muadil sayılacak derecede mühimdi. Kendimi şimdi olgun bir adam gibi görüyor, daha bir kaç ay evvelki hatıralarımı yıllarca önceye, eski bir mâziye aid sanıyordum. Demek ki, geçen zamanı, gün ve aylarla değil, hayatın olaylarile ölçmek gerekti. Şahizerle aramda hasıl olan bu yeni vaziyet beni ayrıca üzerken, ancak onun affını kazanmış olabilmekle müteselli idim. Gün ağarırken, masanın üstünde ki lâmba hâlâ yanıyordu. Giyindikten sonra sofrarun başına geçtim. Şahizer caketini atmış, kısa kollu yün bluzile hizmete koyulmuştu. Lâmbanın ışığı, sıcaktan al al olan yüzünü ve güzel kollarını aydınlatıyordu. Onu seyre daldım... Garip değil mi?... Elinin deydiği şeyler hep bana başkalaşıyor gibi geliyordu. O kadar ki, tuttuğu bir tabağı, bir peçeteyi okşamak, koklamak ihtiyacı duyuyordum. Evet, onu seyre dalmıştun... Dik katle çaylan fincanlara boşaltışını, tereyağlı fırancaladan graviyar peynirine kadar sofranuı bütün nimetlerinden cömertçe önüme koyuşunu sandalyama yaslanmış olarak derin bir haz içinde tâkib ediyordum. Bu arada, birer elmas gibi parlayan gözlerinin tatlı bakışlarile sık sık okşanmak ayrı ve doyulmaz bir zevkti! Bu gözler en ufak bir sitem ve serzeniş bulutun dan dahi âri olarak bana daima gülümsüyor; aramızda hiç bir şey geçmemiş ve benim onların zaviyesinden durumum hiç değişmemiş gibi aynı berrak, emin ve müşfik ifadesini muhafaza ediyordu. Fakat benim için herşey ne kadar, ne kadar değişmiştü... Ama artık çektiğim bu ıztırabı seviyordum. Zira bağrımda durma dan yanan bir ateşle yaşamağa alışalıberi dünyayı bambaşka gözlerle görmeğe başlamıştım. Şimdi her güzellik beni daha derin surette mütehassis etmekte idi. Tatlı bir renk, hoş bir koku, tesirli bir nâme ruhumu şaşılacak derecede sarsıyordu. Velhasıl az zamanda çok, pek çok şey olmuştu... Nihayet Şahizer sükutu bozarak: Amcanın bu havada İstanbula ineceğini pek ummam! Belki bir kaç gün seninle beraber tâtil yapar, dedi. Sıcak odanın o samimî halveti içinde amcamm adı soğuk bir rüzgâr gibi esince kendime geldim Onun evde bulunduğunu hatırlamak ve hele Şahizerle başbaşa geçirmeyi tahayyül ettiğim tatilin bir kısmını benimle paylaşacağını duy mak yüreğimde tuhaf bir sıkıntı uyandırmıştı. Tatili başbaşa geçirmemizi isterdim Şahizer. dedim. O, bu sözümü duymamış gibi an latmağa devam etti: Bu tatil için bir program hazırlamayı düşünüyordum. Ama hava birdenbire bozunca plânlanm suya düştü. Hele Ecmelin anjini pek can sıkıcı doğrusu! İnşallah çabuk geçirir... Çay semaveri ıslıklar çalar, soba keyifli keyifli yanarken gün tamamen ağarmıştı. Fakat kar fırtınası hâlâ bütün şiddetile devam etmek te idi. Hakikaten amcam bu havada şehire inemez Şahizer, dedim. Eskiden böyle günlerde eczanede kahrdı... Şimdi de evde kalıyor; fena değil! diyerek Şahizer lâmbayı üfledi. Ve odaya birdenbire dolan gümüşî aydınlık içinde yüzü muammalı bir ifade aldı. Gelecek sene Yıldızdaki eve geçmemiz her halde uygun olacak Şahizer... Hattâ bu sene geçmediğimize hatâ ettik. Kış aylarını şehirde geçirmek bence şarttır. Orada daha başka türlü eğlenilebilir. Hayat daha tatlı geçer... Soçını.volctile ihmal edenler. Sonundo Çırçıplok boşio gez&Her) PANTHOL DAIREMIZ UitamUdi SAÇ LOSYONU l ERKEK EŞYA Hakikî Madagaskar PANAMA ŞAPKALARI Yalnız 10. T.L. ya takdim etmektedir. KARLMAN PASAJI Beyoğlu BÜYÜK UCUZLUK K E T E N I Her renkte R O B L U K halis Avrupa Toptan ve Perakende PERAKENDE METRESİ 400 KURUŞ Adres: EMEK Sultanhamam Aşirefendi Caddesi ^^^^m^m^^m Katırcıoğlu Han No. 77 ^BAYANLA^N NAZARI DIKKATINE^ • BEYAZ EŞYA DAIREMIZ I Işlemeli Patist Kadın Gecelikleri T.L. 650 I Işlemeli Şile Bezi Kadın Gecelikleri T.L 5 90 • ve bundan başka bir çok fırsat takdim eder. I KARLMAN PASAJI BEYOĞLU Arkast var