27 Haziran 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
C L IVltl cn.ı ı £ •1 5 Ekim 194? Âvukatların sayısı elli oldu Konyada bulunan avukatlar, mevkufların tekrar tahîiyesini istediler, fakat taleb reddedildi Ba$tan.f\ 1 tnei »ahijede •avcısı Nusret Tunçeri odas'nda aradjn. Duruşma salonunda tamırat işlenle meşgul olduğunu sdylediler. 92 sanıklı, 100 den fazla şahidli ve 51 avukatı bulunan Aslankby davası için Konya hukumet bınasının altındakı dar salonlirdan biri ayrılmış. Bu salonda, eskıden Konya İstiklâl mahkemesı uzun muddet vazife gormuş. Aslankoy hâdısesi gibi sanığı şahidi ve avukatı çok bır da\anın gorulmesıne hiç de elvenşli olmadığı ılk bakışta goze çarpau bu salonda, gerçi sanıklar, avukatlar ve gazeteciler içın yerler ayrılmıştır; fakat, meraklı dınleyicılerın bu arada hesaba katılmadığı anlaşılıyor. Adalet Bakanlığı bu dava içın Halkevı sinema salonundan faydalanılraası hakkındaki talebi uygun bulmamıştır. Konya Ağırceza Mahkemesi Başkanı hakkındaki iddialar ve hakikat Konya Ağırceza Mahkemesı Başkanı Şemseddin Kıcıman uç aydanberı tedavıde bulunduğu Istanbuldan eylulun 23 ünde Konyaya gelerek vazıfesıne başlamıştır. Avukat Kenan Öner tarafından, Aslankoy davasmm Konyaya naklı sıraBJiıda Sıvastakı vazıfesmden almarak, bır kasdı mahsusla buraya gonderıldığı Iddia olunan ŞerrBeddın Kıcıman, bunöan üç ay evvel Konya Ağtrceza Başkanbğına tayin edılerek buraya gelmiş bir muddet vatıfe gordükten sonra rahatsızlanmış ve tedavı için Istanbuia gıtroişür. Aslanköy hâdısesı sanıklarınm müdafaasmı uzerlerıne alan Konya avuk<ıtları, Ağırceza Başkanı hakkında çok »nusbet bır kanaate sahıb bulunmakta Ve Kenan Onerın, izhar ettiğı şupheieri •sla varid gormıyerck şoyle demektedırler: « Biz, Türk hâkimlerini, çu veya bu tesırden kat'ıyyen tenzıh ederız» Sanıkların tahliyesi talebi tekrar reddedildi İçlerinde, Halk Partisı mensubu bır fcaç a\ukatın da bulundugu 11 Konja avukatı, muşterek ımzah bır dılekçe Je Konya Ağırceza mahkemesıne muracaat ederek .Aslankoylu sanıkların tahlıyesınl ıstemişlerdır. Avukatlar, bu tahliye taleblerınl şu esaslara lstlnad ettirmışlerdır: <Mersin sorgu hâkıminin, suç unsurunu bu şekllde tavsif etmesi hatalıdır. Dosyamn tetkiıü halmae, bu hata açıkça meydana çıkacaktır Bundan başka hukuku amme davası, mecburl tevkıfı icab ettırm^yen ta\sıflerle açılmıştır. Bu ıübarla Ceza Muhakemeleri UBUİu kanununun 200 uncu maddesıne gore mecburl tevkif hukmu, asla tatbık edilemez. Bu sebeble Aslankoylu mevkuflarin tahlıyeleri lâzamdır > Fakat bu istıda duruşma>a henuz başlanmadığı ıçın mahkemece reddedılmıştir. Durusma günü vapılacak işler Aslankoyluierin davalarını kabul eden bir kısım Mersin avukatlarından buradakı meslektaşlarına gelen bır habere gore Konya Ağırceza mahkemesi tarafından, orada bulunan gayrimevkuf 45 sanığa gonderılen sorgu tahmatları ve adedi yuzu geçen şahıdlere aıd ıstmabe varakaları, Mersin adhyesine gelmıştir Fakat Mersın Ağırceza mahkemesi, bu sanık ve şahıdlerin sorgularmı yapmak için duruşma günü olarak 4 ve 7 ekım günlerini seçtnışür ki, bu vazıyet kar•ısında talimat ve istinabe varakalari, ancak duruşma gunu olarak tayın edılen B ekim çarşamba guniınden bır muddet 6onra Konya Ağırceza mahkemesine ulaşmış olacaktır. Şu hale nazaran 8 ekim çarşamba günku duruşmada, ancak 47 Aslankoylu sanığın huvıyetleri tesbıt Vapura giriyorum. Ben girerken klmseyl ltmemeve dıkkat ederirn. Çıinkü başkalannm benı itme sıne tahammül edemem. İlle kadmlar. Sankl pek muhlm bir ıse gidiyorlarmıs gibi ellniıı tersile ınsanı iter Boyle hallerde derhal yol veririm. Geçsin gitsın. Sel gider, kum kalır. Kadın kısmının hayattakl rolü de çofu boyledlr. Dıkkat ederim ama insan bazan kümenin ortasına duşüjor. Ağır gitse itlyorlar, hızlı gdtse İÜyot. îîulâsa bir itişmedir gldlyor. Pek fazla duşununce meyus olujorum, Ayol bâlâ vapura girip çıkmasını bir türlu oğrenemedık, dıyonun, Kımse aldîiış evmıyor Levha gibi kendi kendime kalıyorum. O gun de dikkatli yıirüyordum. Bır kere kunduralanmı yeru boyatm.ştım. Parasında değılım. Ajna gıbı parlıyan kunduraya bır sa lapati herif gelır basar. Bastıktan sonra da donup sırıtarak: Pardon affedersin der veya demez. Geçer gıser. Âdet olsa da ınsan her bastığı kundurayı terrnzlemeye mecbur edilse veya buna mukabü (bedeli naKdi) alınsa bakmız o zaman kimse kimkımsenm ayağına basar mı? Yeni boyattığım kunduralara basmasınlar dıye dıkkttle yurürken arkamdan da bırisl muttasıl itıyor. Hem de öküz guder gıbi itiyor. İçımden lâhavle çeklyorum Önaekıler de yavaş gıdıyorlar. Ben de onlara uyuyorum. O, habıre itıyor. Yolumu değıştırmek istedım. Mümkun değıl. Bır ara, galıba müteharrık iskeleye basmak içın durakladım. Bu sefer belımin ortasından ojle bir itü kı: Yeter yahu, yeter. Hayvan güder gibi ttiyorsun! Acelen ne? Hep dıye donduğum zaman altin dişlermı göstererek gulen Zesâiyi gormıyeyim rrü' Bümem tanır mı&nız? Eskıden guzel delikanlıydı. Seyrisefair.de çalıştıgı ıçın 2^kâi Kaptan derler. Ama bahrıjelı degildir. Deniaden anlar. Benaenızien anlar. tyl çocukttır. Meğer bana azızLk olsun dije o lmiş iten. edilecek ve sorguları yapılabilecektir. Bu arada mudafüerin, Konya Ağırceza mahkemesinde yeni bir tahliye talebinde bulunmaları ve cürmun vasfı üzerınde yeni bazı iddia ve tezler ortaya atmaları tabıî gbrulmektedır. Samsun, Trabzon vesaire gibi uzak şe'hırlerde bulunan bazı avukatlar da sanık'arın müdafaalaruıı fahriyen ü zerlerıne almak ıstediklerini bıldırmışlerdir Bu suretle kendılenne vekâletname verilen âvukatların adedı 49 u bulmuşrur. Dun de Istanbul mılletvekili Salamon Adato muracaat etmi$, onun da vekâletnamesi hazırlanmıştır. Cezaevinde mevkuflarla bir gorüşme Oğleden sonra Cezaevıne giderek kadınh crkeklı Aslankoylu mevkuflarla bır goruşme yaptım. 47 mevkufa yapılaa yardımlar, hergun bir parça daha artan bır hızla devam etmektedir, Geçenlerde Istanbuldan bır Demakrat Parti ocağı, mevkuflara 100 lira para yardı mında bulunmuş, dığer bır mue&sese de emziklı kadınlar ıçın bır sandık şeker yollamıştır. Aslankoylu sanıklar, bu yardımları yapanlara minnet ve şukranlanru bıldıriyorlar. Mevkuflara bakım ve anadan dofma kör çocuk Konya savcıhğı, emzıkli kadmlarla bebckkrının sıhhî dummlarıle çok yakmdan alâksdar olmaktadır. Bu kadınlardan bır kısnu iyı bakım gormek ıçın yavrulanle bırhkte hususî bır kovuşa nakiedılmışlerdir. Bura hastanesınde yapüan bır amelıyat netıcesmde, mevkuf kadınlardan birinin, anadan doğma kor olan çocuğuna amelıyat yapılmış ve yavTunun ıkı gozü de açılmıştır. Evlâdının gorme saadetıne kavuşmasından sonsuz bır sevinç duyan mevkuf anne, bana şunları söyledı: < Bu işlerde bir uğur var. Başıma bu hal gelmeseydı evlâdım doktor yüzu nereden gorecek ve dunyayı nasıl gorecekb? Yavrum, dunyasma kavuştu. Inşallah biz de beTaet ederiz.> Aslankoylu mevkuf erkekler de müsteııh gorunuyor ve şoyle dıyorlar« B.z, Turk adaletınden, Turk hâkimlermden eminiz.> Mevkufların duruşmaları sırasmds cezaevınden adlıye bmasına nakdkri için Bakanlıkça Konya Cezaevine hususî bir otobus yollanm:ştır. haberleri Yeni bir et Roosevelt'je Stalin buhramnadoğrn arasındaki kavga Belediye, hayvan ihracına izin verilirse narkı kaldınnayı düşünüyor Ticaret Bakanınm başkanlıgında toplanan et komısyonuna iştarak eden İs« tanbul Beledıyesi İktıs&d mudür vekîli Emın Erer ıie Mezbaha mudürü Servet şehrimjze donmuşlerdlr. Kasablık hayvan ihracı etrafındaki haberler şımdıden pıyasaya tesir ettnege ve etin kiiosu narktan yırml kuruş fazlasına satılmağa başlanrrnştır. Kasablık hayvan ihracına musaade karan tahakkuk ettiğı takdırde bu dunım ytrmi gun sonraki Kurban bayrammda da fcoyun fiatlan üzerinde tesir yapacaktır. Alâkadar Belediye erkânı böyle bir karar verilirse, et narkını tutmak imkânı hasıl olamıyacagradan narkın büsbütıin kaldırılmak zanıreti ils karşılaşılacağı kanaatındedırler. Bu takdirde oelebler ve kasablar eU istedlkleri Hattan sataeaklardır. Roosevclt, sağ olsaydı bugün Rusyaya karşı nasıl hareket ed«rdı? Bazılan, onunla Stalin arasmda gen« eski dostluğun devam edeceğini soyluyorlar; bir çokları ıse Roosevelt'ın de, Truman gibi, Rusyaya karşı «dish» davranacağma emındırler. Bugun ortaya konulan yeni vesikalardan Roosevelt'le Stalin arasında, Başkanın olumünden iki ay evvel ciddi bır anlaşmazlık çıkt:ğıru öğrenıyoruz. Bu vesjkalara dair ınalumat veren resmî bir şahsıyete gore, ıkı devlet adamı, telgrafla yaptıkları muhaberede, tbirbırlerıni tahkır edecek> sozler sarfetmışlerdır. Roosevelt, Stalin'le ara sındaki gerginlığin duzeldığini gormeğ« muvaffak olamadan oldü ve, Rus yaya karşı besledıği itimad yuzunden Bukutu hayale uğramış olarak hayata gozlerını kapadı. Bagun, Roosevelt'in mahrem «vrakı arasmda bulunan bu telgraflar ve dığer vesıkalar neşredılmemıştır ve efkârı umumıye bakımından buna ihtıyac hâsıl olmadıkça da gizlı kalacaktır. Fakat, Roosevelfle Stalin arasındaka dostluğun bozulduğunu yakından büen bir çok yuksek mevkı sahıbi askerî ve sıyasi zevat vardır. Bunlardan bazılan kendılerini halen, harb zamanmdakı askerî «sır saklama> mecbunyetınde gorerek, mesele hakkmda malumat vermekten çekınmektedırler. Fakat General Eısenhow«r'in bahriye müsaviri Harry C. Butdrer ile Moskovadaki Amerıkan askerî heyeti başkanı General John R Deane, hâdise hakkında bazı izahat vermışleTdir. Çunkü, onlara göre, Roosevelt'le Stalin'in daıma dost kaldıklarında ve Başkan sağ olsaydı bu, gun de iki memleket arasmda dostlui bukum sureceğıne dair Henry Wallace ile Ellıott, Roosevelt'ın yarattıkları ro%salı zıhınlerden söküp atmak ve hakikati herkese duyurmak lâznndır. Bu iki zatın verdikleTİ malumata gore, Roosevelt'le Stalin arasındaki kavga hâdısesi, bir tek vak'adan ibaret değıldir; anlaşmazlık ve bozuşmayı gös teren en aşağı altı, yedı vak'a olmuştur. «Stalin bu telgraüarda, Amerikanın tekbaşına sulh yapacağmdan şuphelendığmı açıkça bıldırmıştır Roosevelt de, verdıği cevabda, Amerika hakkında boyle bir şuphe beslcnmesınden teessür Rooseveit, bu teklifi müsaid karsılı duyduğunu belırtmiş ve: «Siz bizi nasıl yor. Zira, Amerıkan kuvvetlerinin Ital bır muttefik zannediyorsunuz?> demiştir., yadaki hareketleri gayet yavaş ve yıpratıcı olarak devam etmektedir ve RooBu hâdıse, Amerika ile Rusya arasevelt, kendijir» pek hasta hıssettığı sındaki munasebetin donum noktası olo gunlerde, olmeden ev\'el harbın sona muş ve ondan sonra Roosevelt, ölumüne erdığını gormek arzusundadır. Alman kadar geçen bu kaç hafta içmde Ruslann boylc bir teklifi ise, Alman harb yanın, dostluğa sığmıyacak daha birçok nıakınesmın bozulmaya başladığmı gos hareketleri goruimuştür: Bu arada, doğu A%Tupa memleketlerinin Almanlarteren ılk muhım delıldır. Bunun uzerıne Mareşal Alexander'e dan temizlenmesı esnasında kurtulan muvafık cevab verıhyor ve usulden ol esır Amenkan askerlerının Ruslar taduğu üzere, Moskova da bundan haber rafından fena muameley* tâbi tutulmadar edıliyor. Işte, ıhblâf da o zaman lan Amerikada buvük bir infial uyanbaşlıyor: Molotof derhal verdığı ce dırmış ve meseleyi bizzat Roosevelt, vabda, Almanlarla yapılacak bu mü Stahn'e gonderdığı bir telgrafla proteszakerelerde bir çok Rus subavlarının da to etmişür. bulunması lâzım gtldığıni baldınro^ Gene o sıralarda, Rusyanm, Lehlstantir. da ve Balkanlarda, kendi nüfuzu altmHk bakışta, Tahran Konieransında da hükumetler kurmağa çalıştığı görülRoosevelt, Churchill ve Stalin arasmda mus ve Roosevelt bu hâdiseler karsısınkararlaştırılan esaslara uygun gorulen da da buyuk bir teessür duymuştur. bu taleb, Washıngton'dakı muşterek Başkan, 12 nısan 1945 te, Hot Springs'de kurmay tarafından, mahzurlu gorül hayata gdzlerinl yumarken, sulhu gömüştür. Bu ilk temaslarda Ruslann remediğıne müteessir olduğu gıbi, istik. bulunmasından Kesselnng'ın urkmesi ve bal için ufkun kararmakta olduğunu da muzakerelerrn akim kalması ihümalı farkedıyordu. vardır. Esasen, Berne'de yapılacak goBunun için, Roosevelt'in s.ağ olsaydi ruşmeler ihzarî mahıyette olacak, asıl Rusya Ue gene dostane bir siyaset takib mütarekeyi bizzat Mareşal Alexander edeceği iddia olunamaz, zira Başkan, imzalıyacakür. Rusyanm mümessılleri olumünden evvel Stalin'le bozuşmus ve harbde ortakça hareket eden bu dostude o zaman çağınlabilir. nun, zafer yaklasırken takmdığı aykırı Bu husus, Moskovaya bildiriliyor. Fatavra sert bir cevabla mukabelede bukat Molotov'un bu seferki cevabı daha lunmağa başlamıştı. Sağ olsaydı aynı serttir: Sovyetler Bırhği iştırak etmeşekilde harekete devam edeceği muhakdıkçe hiç bir konferans yapılamaz! kakü. Boylece Rusya ıle Amerika arasında (Loofc'tan) ılk gergınlık başlamıştır. Rusya Amerikadan çuphe etüğını açıkça anlatmıs, Amerika da dostunun böyle bir zıhniyete sahıb oluşunu gormekten muteessır olmuştur. Molotov'un cevabmdan sonra Roosevelt'e bizzat Stahn'den bir telgraf geliyor Stalin bu telgrafmda, Almanya İle yapılacak goruşmelere, daha evvelki kararlara rağmen, Sovjetlerın «kabul edılmemesini> protesto eder mahiyette sozler sarfetmektedır. Roosevelt buna verdıği cevabda, Rusyanın Amerıkadan şuphelenmesı ıçın hiç bir sebeb bulunmadığını, Amerıkanın tekbaşma bir sulh yapmak arzusunda olmadığını bıldırıyor ve bu hususta kendisme itimad edılmesini rstiyor. Stalin buna da cevab veriyor: Roose"eh'ın verd ği temjıatı kabul etmemekte ve esasen Alman k.talarının buîundukları yerler hakkmda Amerıkalıların Rusıara yanlış malumat verdıklerinı ıleri surmektedir, Roosevelt buna verdıği cevabda, nıha. yet daha sert bir lısan kullanıyor: Amerıkanın, duşman tarafından nerede teslım bayrağı çekılırse orada mütareke için goruşmelere başlamağa hakkı olduğunu kat'î bir ıfade ile belırüyor ve bunları dostane olmaktan uzak, soğuk ve haşin bir ifade ile soyluyor. General Dean'e gore Başkan RooseBu fiıtılâflardan başlıcası 1945 martında, yanı Roosevelt in olumünden bu ay evvel ortaya çıkmıştır: 11 mart .g^ınu Roosevelt, çalısma odasına geldığı zaman, masasmın u zerınde, Italyadaki Muttenk kuvvetler başkomutanı Mareşal Alexander'dpn Washtngton'daki muşterek kurmaya gelen telgrafm bır kopyasını buluyor. Mareşalın bu telgrafla haber verdığine gore, Italyadaki Alrnan komutanı Kesselrmg, Muttefıklerle Berne şehrine mumessiller gondererek, Italyada bulur nan Alman ku^ v•etlerının teslimı ıçın müzakerelere girışmeye hazır olduğunu bildırmektedİT. velfle Stalin arasında alınıp verilen bu telgıaüar «çok şıddetlı bır dille yazılmıştır. Bu suretle, Roosevelt, olumünden evvelki gunlerde, Rusya hakkında besledıgı umıdlenn ve iyı nıyetlerin suya duştuğunü gormuş ve Sovyetler Bırlığine karşı dostane bır siyaset takıb etmekle hata edıp etmedığını düşüntreğe başlamıştı > Harry Butcher ise, verdıği malumat arasında şunları işaret etmektedir: Şehir İKTİBASLAR İHEM NÂLINA i MIHINA Istanbul vapuru Çapa Kız Öğretmen Okulunun «nstltü halıne konulması uzerıne, bu blnanın yakınında bulunan ortaokul talebelcrınm açıkta kaldıklarmı yazraıştık. MilU Eiıtlm Mudurü Murad Uraz, dun, bır arkadaşımıza vazlyeü ajağıdakı şekılde izah etmıjtir . Eğıtım Enstıtusunun Yıldızdakl btnasından, Çapa Kız Öğretmen Okuluna naklinden sonra, buna mulhak, llk ve orta kısımları iht.va eden uygulama okulu İçin de Öğretmen Okulunun janında bulunan 31 lnci llkokul duşunulmuş ve Bakanlığın emir ve musaadelen uzerine gene o cıvarda bulunan Çapa Kız Orta Okulu 31 incl llkokula nakledılerek, uygulama okulu kurulmuştur Bu nakıl yersızlıkten değıl, her lkl kısmı ihtıva eden bir ujgulama okulu kuımak luzumundan 1leri gelmlştir Çapa Kız Ortanın Aksarayda ohıran 15 cğrencısi. o semtte ve Horhor caddestnde bulunan Cıbah Kız Orta Okuluna. gehremınınde oturan 13 bğrencı muhtelıt hallne getinlen Şehreminl Orta Okuluna, Beyazıd ve Dıvanyolunda oturanlardan uç Bğrenci de Cağaloğlu Kız Ortaya verılmek suretıle bu oğrencıler, semtlerıne >akın okullara yerleştırılmıştir Gen kalan oğrencılerle, uç sınıf'ı bir orta mgulama kısmı ve 31 incı okulun beş smıflı llkckul oğrencılenle de bırlık uvgulama kısmı teşkıl edılmıs ve bu kı = ımlar dersîerme başlamışlardır » Millî Eğitim Müdürü Çapadaki hâdiseyi anlalıyor Okul Aile Birliği toplantılan başladı Err.inönü altıncı okulda Okul Alle BlrIfğı toplantısı dun yapılmıştır Geçen yılki ^o^etım kuruluna ald rapor okunmuş, bundan sonra yonetım kurulu başkan ve uyeleri seçıml >apılmış %e yeni yıl çahşmalan hakkında goruşuhr.ı =t ır Şuraji Devlet Malıye ve Nafıa daîreleri reıslıgdnden emekll Asım Yeğenın şehrımlzde tedavı edılmekte bulunduğu sırada vefat ett ğ nı teessurle haber aldık. Kederli aılesıne trzoetlerımızi «unarız Öğle ve Akşam Ycmeklerinizi Türkiyenin en iyi çocuk dergisi SARIYERDE Müessif bir ziya Haftalık 15 Kuruş oldu. Umuml Dağttma YeriR E M Z İ B I L G İ L İ Ankara Cad No 42/1 ve Olursıınuz. Saraçhane başında Kemeraltı caddesınde 134 numarall evde oturan Mehmedın 4 ya••••••MiH şındak: kızı Hatun, caddede oynarken, oradan geçrnekte olan şofor Fsıkın ldaresindekı 3907 plâkalı karpyonun altında kalmış ve vucjtiunün muhtelıf j erlerınden »ğır 1875 seneslnde teessüs eden, <ATJsurette >aralanmıştır Yaralı çocuk. kaldıDEMARS PIGUET et Co. S. A> hususî rıldığı Haseki hastanesınde blmuştur Kamyon altında kalan bir çocuk oldu CANLI BALIK'ta • Y ı*y ı* n ı z. Daha Neşeli ve Sıhhatli Saafçilik Âleminde Lodan tip su geçmez Avrupa paltoluklan, AvTupa erkek kumaşlan, Avustralya merinosundan imal edilmiş paltoluk, ceketlik ve pardcsülükler, ucuz ve yuksek kaliteli kadın mantoluk ve ropluklan Bahçekapıdaki biıvük Kumaş Mağazamızda satılnıaktadır. evlet Denizyollan Idaresi, hâlâ, beni Istanbul vapurunu gezip gormeğe davet etmedi. Beğenmediğüniz veya lâyıkile basaramadıgı işlerı, aksaUıklan yuzunden her gun hırpalayıp durduğumuz bu idare, kendi faaliyeti ve memleket menfaatı bakımından luzumlu olan propaganda işlerinde, son derece beceriksiıdir. Istanbul, yeni geldiği zaman gazetecilere uzaktan gosterildi. Ben, bir gemiyi uzaktan limanda her zaman gorebileceğim için, iki vapur dolusu isükbalcinin arasına da karışmadıra. Sen denizciük meraklısısın. Ileri, geri, doğru, yanlıs her gun bir şejler yazıp durujorsun. Gel, su vapuru yakından gor. Beğenirsen beğendiğini. be. ğenmezsen de beğenmediğini yaz! derler diye boşuna befcleyip durdtun. Gemiyi davetsiz de gezebilirdim. Fakat Idare istemedikten, duşunmedikten sonra ne dije gidip goreyim, dedim. Istanbul, son seferuıde yakınlaruru gctirdiği halde, gene vapura gitmedim. Onlara, sadece soz arasında gemi hakkındaki fikirlerini sordum. Bana sojlediklerl, Keceb Pekerin gaıeteci arkadaşUra soylediklerine, Turk Te ecnebi yolcuların şahadetlerine tamamile nyuyordn. Diğer taraftan Denizyollerile S«IU bazı kimselerin dahi gemi hakkında tenkidler ve menfi propaganda yaptıklan knlağa «aundı. Onun için bugun gemiye dair dnyduklarımı yazmaya karar verdim. 1933 te Mexico adıle servise giren Istanbul vapuru Veracruz Havana NewYork hattında yani orta Atlantik ile Meksika korfezinde çalışıyormus. Bu denizlerde muthis sıklonlar olurmuş. Nıtekım geçenlerde gelen haberler, Mıatnı'nın boyle korkunç bir siklonla altust olduğunu büdıriyordu. Bu sebeble gemi gayet sağlam ve denizci olarak ınşa edılrrustır. Istanbul, bu defa Marsilyadan Cenovaya gelırken, butun cenub Fransa sahıllerınde buyuk hasarlara sebeb olan Cumhuriyet bu haberı 28 eylul sayısında vermıştı muthış bır fırtınaya yakalanmıştır. 9 kuvvetmde, yani azamiden bir derece eksık olarak esen bu kıble kesışleme fırtınasında, bordadan gemıye çullanan dağ gıbı dalgalara rağmen, Istanbul rotasına devam etmişür. vapur, eşya ambarları boş denılecek kadar az yuklu olduğu halde, o fırtınada azamî 20 derece yalpa yapmıstır. Kaptanlar, gemiyi en kuvvetlı ruzgârların dahi 3 4 dereceden fazla yatıramadığını ve Amerikadan gelırken hiç safra almamış olmasına rağmen, mükemmel bır denizcilik kabıliyetı gdsterdiğini yoleulara sdylemişlerdır. Tecrubelerinde azamî 19 mil gitmis olan gemi, iktısadl süratle 16 mil uzerine seyretmekte ve saatte 1800 kilo mazot yakmaktadır. Icab ettiğı zaman 18 mil dahi gitmektedir. Bır defada aldığı tam mazot ve su ile Istanbuldan NewYorka gıdıp gelebılir. Denizcıler, tstanbulun bu esas mezıyetlerinın kıymetini pek iyi takdır ederler. Süvarisi Şefik Gogen kaptana gelince, o, her bakımdan mukemenel bir denızcidır. Çok nazık, terbiyeli, mütevazj v» yolcuların istırahatıle gayet yakmdan alâkadar olan bir süvarıdır. Marsüya se. ferlenr.de her gece bir eğlence tertıb ederek yolcuları memnun etmektedır. Butun oteki gemi zabıtleri, kamarotlar, aşçılar ve murettebat da, suvarilerının ruhundadrr. Yemeklerin bolluğu ve nefasetı, Frarısada açhktan sıkıntı çeken Şarab. «lık Kongresı azası tarafından sıtayışle gazetecı arkadaslara soylenmişür. Onlar da Receb Peker gıbi, bu Turk vapuruna her bakımdan beğenmisler ve takdırlerıni gemının hatıra defterme yazmışlardır. Batı Akdenizde Turk bayrağuıı şerefle dalgalandnan Istanbul vapurunun suvari sini ve diğer gemi zabitanile murettebatını millî bir iftihar vesilesi olduklan için, tebrik ederim. Denı?\ olları fdaresı, îzmıre sefer >apan vaaurların hareket saaflennde değış.kl kler Japmış ve hazırlanan tarıfe durden ıtıbaren tolbık edılmeye başlanmıştır Buna gore vapurlar Istanbuldan saat 11 de hareket edectktır Izmir vapurlannın tarifesi değişti YIRMINCI ÂSIR I Kasııtı 947 de Çıkıyor. Eamlde Küçukkoy mahallesınde bulunan kum ocaklarında çalışan Mustala Eren. kıım ocağmdan araba ıle kum taşırken. bayuk bır kum yığmı ansızın çokmuj ve ikı çocuk babasl olan Mustafa uzerıne çoken 6 metrehk kum >ığını altında ezllerek blaıjştıır. Bir amele kum yığını altında kalarak bldü bır itma ıle yapılan «Geneve> kalitesı saatlermden başka hiç bır cıns saat imal etmemıstır Bugün denılebıiır kı bu fırnıaca istihsal olunan saatler dunyanm en zarif ve en büyük ıtina ile imal edılen yuksek presizyonlu saatierdır. <AUDEMARS PIGUET> fırması, mamulâtından olan bir kaç saatler ve bu meyanda «Cumhurıyet» gazetesinın 5278 sayı ve 21/1'39 tarihli nüshasında bahıs mevzuu saati Ebedî Şef Atatürke teslıra etmi? olmakla muftehırdir. (2375) KUMAŞ ve STHALÂT T. A. Ş. Bahçekapı 28 32 34 Prot Dr.TEVFIK SAĞLAM 6 ekimden itfbaren evinde hastalarıru kabul edecektir. artıc ış kat'ıleşti. Evet! Taahhüd isi bitmek üzere. Ben de ortak oluyorum. Pazartes.ye note e gideceğız Bana bır sened verecek.er.. Dur sana çocuğu gostereyim.. Arkasına döndü... Etrafma baktı. Uzakta bir delıkanlıya seslendi. Mesud, Mesud.. oğlum Mesud!. Çocuk duymadı bıle.. çekti gitti... Ve giderken arkasına dönüp baktı.. Zekâı işaret etti.. Gel, bak seni Felek Beye prezante edeceğim Anlatnadı.. gülümsedi ve gitti. Ben çocuğu gdrdum. Tanıdığım çehre.. lâkin nerede gdrduğumü bir türlü hatırlıyamıyorum. EKiğün ne zaman?. Efendim, duğünü yapacaktık. L8kin Maksud Beyın bir isi çikmış, birdenbıre Urfaya gıtti. Şimdi onun avdetinl bekliyoruz.. Ayrüdık.. Hay Allah oezasını versin ben bu çocuğu nerede gördümdu. Yarabbi sen bilirsin? Bir kere aklım blr yere takıldı mı başKa seye bakamam Hattâ uykum kaçar.. Duşündüm, düşundüm.. bulamadım.. ı Ertesi günü gazetede otururken arkadaşlardan Hüsnü geldi... Oğlanın yuzünde dehşetli bb telâş.. Merhaba! Seninle biraz husus! görüşmek istiyorum. Hayrola! Bizim kahrolası birader, gene bir haltetmiş.. Birader Hm? Mesud. Hangi Mesud?. Canım haniya sahte diploma meselesinden... Haaa! Ehır, dur... Ay o muydu o? Ayol o bizim Zekâinın.. Rica ederim, vakit kaybetme! Belki adamcağızı yakacaktır.> Ayol o ona damad oluyordu? Hangı damad... Parasmı sızduacak... Bugun ne?. Cumartesı.. Daha vakit var öyle ise. dur bakayım.. ayol onun babası dıye bir herıf var. Allah belâsmı versin Maksud değil mi? Onlar hep bır kumpsnya!" Ben ışı sezdun. Sana geldım. Allahaşkına Hay Ailah! Sen miydın1' Ben de klm bu münasebetsiz herıf arkamda... dlyordam, Agzım top'.a! Münasebetsiz senstn! Iterim ya yürüsene . Ve bu minval üzere vapura glrdik O zorladı ama ben enailer mevkiine gitmedim. Orayı bir bakıma sevıjorum. Şık şık hanımlar gelıyor Gelın gıbl oturujorlar. Bir bakıma da sevmiyorum Oraya gtrenler de: Yağ bulaımyonız da, iyı Urfa yagı Bakın! Biz sizınle oturmağa tenez Maksud Bey atıldı. ztil etmiyoruz. Ayn oturuyoruz! der gibi Ben size verırlm I^âkln birae bekbir eda seziyorum. Onun İçin lcerl giri Hyeceksınız. Buradan almayın Hepsi jorum da, salonda lçeriyi lyice goren kanşıkt.r. bir yakın yere oturuyorum. Gen« oyle Teşekkilr ederim. Zekfti lAfı aMı: yaptık. Efendim Maksud Beyle beraber o Bir kahve içer mlsin? turuyorua. Dell mlsln ayol! Vapurda kahve Yaaa! Sen evl kir&ya mı verdtnT ıçillr ml ? Hayır, Maksud benım dünUrüm Neden? Pek ml ayıb olurî ohryor. Hayır ama yani. Lüzumsuz şey Yaaa.! Hayırhsı. Ne münasebetle? de. Ben lstemem. Sen Istersen lçl Bizim (Veylâ,) yı, Maksud Beyln Yok.. ben de lstemem jıereye? ogluna veriyoruz. Şaşkınbakkal taraflarında bir dos Oh, oh... Allah mübarek etsln. Artuma davetliyım! tık zerde pilâv yiyeceglz demekl Mak Hayreeet! Sen böyle yerlere glder sud Bey atıldı. mlsln? Ne demek eferrcim! Bir hafta düJün edeceğiz Allah lsterse. Gıdiyorum Gülüştüfc. Bu Zek&l de nereden böyle Öyle ise bana neye gelmlyorsunî kalantor herineri bulur dlye içimden Çagırdm mı? Işte çagırıyorum.. resmen. ne » konuştum İskeleye geldlk. Zekâi usrar man geleceksln? tstersen (tam bu « ettl.. rada uzaktan birlne seslendi) Maksud Ne zaman 'geleceksln söylel 3ey. Maksud Bey. Uzunca boylu, boyalı Ne bıîeyim? Diyıklı bir adam bizl gördü. Yanımıza TTzatma bu pazar beklerlm. Yegeldl. tneğe gel. Olur; ama yemeje. pek bilmem. Buyurun Maksud Bey Slze arka Zevzeklik etme, beklerim. Aynldık. dasım Pelelc Beyi takdim ederım. Çok esKidenberl tanışırız. Kendlaı gazetecidir. O pazar yemefcten sonra glttlm. ZeMaksud Bey, bana bir dikkatîice bak j kâi gayet gonlü ganı çocuktur. Beni yetıktan sonra cenub vilâyetleri şıvesile: mege beklemls. HattA yemekteki şeyler Teşekkür iderem, çok istıfade e den bana saklamış Bir çay hazarladı deriz. Beyefendı dıye de ılüfatta Pevnırli plde yaptırmış, ondan yedtk bulundu. Yanımızda yer verdlk Zekâı Hoş beş . Ben sordum: sordu Senin dünür yok mu? Buada. Şımdi gelır tskeleye ka Bir kahve içer miyız!. Vallah fena olmaz. Bugün çok yc dar şojle blr dolaşayun dedi. rulmııçum Mallar vardı Urfa' a gide Kuzum nedlr bu iş? Nereden bulcek Oradan da mallar gelmış Canım dun bu herıfı? çıktı. Kısmet kardeşım; ben bulnı a .a Ben sordumÇocuklar birbırlerini bulmuşlar Bak Bsyefendırun Urfa ile munasebetı nasıl oldu' Bilmem nerede bir toplantı olmuş Bızlm (Veylâ) yı da çağınnışlar mi var' Zekâi cevab \erdl: Urfalıdır. Oranın manıt tüccarla Kolej mezunu arkadaşlarile birlıkte. Orada Mesud) adında bır gene muhenrından neye sor'dun? K I S M E T ! jım.. Gıtti, bir muddet sonra Zekâinln k ı a Veylâ ıle beraber alınmis bır kuçuk resım getirdi.. baktım.^ Bu çocuğun siması bana yabancı değil... ama... Herhalde görmüşündür, çok terbiyeli bir çocuk... Biz böyle görüsürken Maksud Bey «eldi... Ooo! Begefemdl hos germişsinlz.. na»ılsınız bakalım.. efendim, bır nargile içtim.. yapamıyorlar efendim. Eiski kahvacılar kaknadu Oturdu. Hoşsohbet de bir adam.. Şarktaki köylülerin hayatlarına dair hikâyeler anlatfa. Gülüstuk.. benim yağ bahsini açtun.. Gonderelim.. Can bas ürerine! Ne kader? iki teneke İ5terim. Olur. Bizdm H a a Mahmuda gelmiş. İyi yağ. Çiçek yağı.. bes buçuk diyor ama biz bes yirmi beşe ahnz>. Aman parasuıı vereyim... Yok begım, teklif mi var. Ben Zekâi Beyden alam.. Siz ona verirsiz. Bri parti tavla oynadık. Herif beni bidlsle tanışmış. Bix mttdıdet sonra biade rer liradan iki lira da yuttu. Kalktım, bir toplantı oldu. Çocuğu da çağırdılar. geldim.. Hoşuma gitti. Bu anlattıklarım, yaz Aradan bir hafta kadar geçti.. bir gün başında oldu. Bir kaç gun sonra çocu gen» Kadıköy vapurundan çıkıyorken, ğun babası işte bu Maksud Bey gel arkamdan birinin ıttiğıni hissettım.. di Kıza lstedl Aynı zamanda.. bu d Ayol yavaş, dıye dönünce bizirn varda bir ev aradığını da söyledı. Eh! Zekâiyi gdrdüm. Guleret. Bihyorsun, ben yaln^ım, adama buyur Hâlâ anlıyamadın mı, bu münaseettık Bu yaa bizde geçırdi. Tabll biraz betsizlıği benden başkasmın yapmıyamasraflı oldu ama ben de sıkılmadım. cağını., İyi vakıt geçti Çocuk arada blr geliyor Hakkm var. Sen emsalsiz biı müŞımdi bir btlyUk taahhüde glrlslyor nasebetsızsmdır Nereye?.. Babası sermaye verdi Bızim kız da be Mesudla beraber kuyumcuya ginm gırmemi lstiyor. Boş duruyonım diyoruz. E, ben işten çakarım blraz Mesud kim? Yazan: Burhan Fetek barı takıbatta bulunmasmlar. Anasının yureğine ınecek Hay Allah cezasmı versın itın! Ben de bu çocuğu nerede gorduğümdu dıyordum Oyle ya! Seninle beraber gor muştum.. Sen işi uzatma da. ju arkadaşına haber ver., İş işten geçmeden barı şey edelim.» Telefonu da yok. Nasıl etsek'.. Telgraf çekelım.. gecıkmıyelim kardeşim.. kâfir oğlan mutlaka çarpar.. Şu telgrafı çektim: Bay Zekâi Tanır Bostancı Damadla işbirliği yapma. hemen beni gör. Felek Ertesi gün Zekâi bana geldiği zaman gazetelerde şu havadısı okuduk; «Zabıta bir muddeltir peşinde bulunduğu bir dolandırıcı kutnpanyasımn elebaşılarını yakalamıştır. Bırisi sahtekârlık mahkumu Mesud isminde bir gencle Maksud isminde muhtelıf rüşvet ve zimmete mal geçırmek cürmile mahkum olmuş bir sabıkahdan ibaret olan mevkuflar muhtelıf ailelere damadlık ; çin intısab vadederek paralarını almaita ve evlenme vadile uzun zaman kendüerini besletmekte imişler Sanıklar savcılığa teslim edılmiştir. Bu suretle dolandırılmı^ muhtelif aıle kızları bulunduğundan korkulmaktedır. Kumpanyanın dığer efradj sıkı bır surette takıb edılmektedir.» Okudum, dedi Allah belâlarmı versin. Senden de Allah razı olsun Iyı kı haber verdın birader Yarın parayı veriyorum. Ne kadardı? N 15 bin lira.. Geçmiş olsun Herif kendini sans. bir mevsim besletti ya' Sen ona bak/ Haber veriyorum ki gidip mahkemede suratma tukurey m . Yapma! Yere tükurmek yasaktır, ceza verırsin.. sen övle vapacaSma kıanın kulağına çek de rasgele delikanlılarla flort etmesın! B. FELEHt Çocuk neıede? Canım, bızım damad olacak ço Veylâ ıle beraber çıktfar Tenise cuk.. gidecekler... Dur sana rearrunı gooteıe liaal U.iUtıuprunı ben de. Demek
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear