26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 Kasım 1343 CUMHURİYET Boğazlar meselesinde dört görüş merika Dış İşleri Bakanı Mr Byrnes Boğazlar meselesi hakkında Amerikanın Türkiyeye verdiği nota Uzerine, gazeteciler toplantısmda yaptığı beyanatı «Türkiyöden gelen bir haberin hemen heınen baştan aşağı yanlış olması dolayısile tasrihe lüziım gördüğünü söylemiş; a î r " IU zamanda gazetecilere malumat verilmediği takdirde, bu gibi hallerin tekerrür edeceğini müdrik olduğunıı da> ilâve etTniştir. Mr. Byrnes'ün verdiği yeni izahattan nnlıyoruz ki Amerikanın 4 maddesinde üeri sürülen bazı değisiklikler, bu buGusta ilk verilen haberlerden daha ehemnıiyetlidir. Meselâ bunlardan birinci marlde aleyhirnize nlarak harb earrianında. Tiirkiyenin düşraanı olan devlete aid ticaret gemilerinin dahi Boğazlar,k:n serbestçe geçmesini tekliî etmek'edir. Buna mukabil ikincî madde lehimizedir ve Türkiye, tarafsız kaldığı bir harb csnasmda, kendisinin tshdid edi'diğine kanaat getirirse Montreurı: andlaşmasında olduğu gibi, Boğazları türün harb gemilcrine kapayabilecek•tir. Rusya Avrupada nereleri istiyor? Baştarafı I Incl sahiieAe sulh konferansı için henüz vakit geçmediğini, bundan evvel üç büyük devlet arasındaki ihtilâfların halledilmesi gerektiğinl bildirmiştir. Amerikan radyosunun neşriyatma göre, atom görüşmeleri Rus liderleri tarafmdan büyük bir ilgi ile takib edilmektedir. dünya milletlerinin menfaatlerinin korunmasını hedef tutan bir dış siyasettir, Bugün bana öyle geliyor ki. birinci plâna almması icab eden şey dünya medeniyetinin menfaatlerldir. Hürriyet ve demokrasimizin elimizden alınmasına müsaade etmemeliyiz. Herşeyden evvel, bütün milletlere bu güvenlik hissini verip veremiyeceğimizi anlamağa çalışmalıyız.> ve Amerika rejımı Sovyetlerin emelleri Baçfaraft I incl »ohifede Ikttfa edeceflne pek inanmamaktadırlar. Bazı kimseler Moskovanın Buriye ve Lübnanın bağımsızlıklarım tanımakta göstenniş olduğu sürati tebarüz «ttirmektedir. Arab Siyonlst lhtilâfmdakl Sovyet durumuna da Işaret edilmektedir. Filistinde Sovyet taraftarı en faal elemanlardan teşekkül eden bir komitenin başllca müfrit solcu Yahudl tahr&çil'îri tarafından idare olunduğu bilinmektedlr. Buna rağmen, bugün Pransaya lltica etmiş olan Kuiüs başmüftüsü Hacı Emin el Hüseyni'nin manevl müzaheretd altmda yenlden kurulan Arab partisi de, reîmen Rus yardımma güvendiğini ilân etmiştir. Bir çok tefsircilerin görüşünp nazaran, eğer Moskova bu gibi ümidlerl besllyecek vaidlerde bulunmamış olsaydı, Arab partisi de güveninl ilân edemezdi. İngiliz müşahidleri bu muhteUf ha,diselerl büyük bir teenni ile kaydetmektedir. Bu müşahidler, me\Tdl olaylar dışmda, Kremlinin Ortaşark hakkmdaki niyetlerlni bellrten lşaretlerl ufuklarda Hâdiselerflrdsındd Tiearet Odalarııun istekleri Müzakere edilecek meseleler NewYork 11 ı.a.a.1 Sunday Express!in muhabiri bildiriyor: Attlee, Truman ve Mackenzie King arasındaki komışmaların atom bombasına münhasır kalmıyacağı artık tamamen anlaşılmıştır. Amerikan gazeteleri en az on dört müzakere mevzuunu ihtiva eden listeler neşretmişlerdir. Söyl«ndiğine göre müzakere edilecek mevzular ehemmiyet sırası itibarile şunlardır: 1 Atom bombası: Mr. Tramafı imal sırrınm muhafazası için Aır.erikan, ingiliz ve Kanada murahhaslarmdan mürekkeb bir komisyonun kTirulmasını teklif edecektir. Daha sonra Birleşmiş Milîetler teşkilâtma rr.ensub diğer üyeler de bu komisyona iştirak etmeğe davet olunacaklardır. 2 Üç büyük devlet arasındaki münasebetler: Amerikalılar Mr. Truman ile Mr. Attlee'nin Altr.anya, Japonya. Akdeniz, Boğazlar ve Balkanl?r hakkır.da Rusya ile bir anlaşma plânı tanzim edeceklerini ümid ediyorlar. 3 Ingiltereye ikraz edilacek para. Bir üçlü konferans için Washingtorı 11 (a.a.) Burada teyid edildiğine göre, Mr. Attlee'nin WaBhington'u ziyaretinin başlıca gayesi, üç büyuk devlet arasında yeni bir konferansın toplanmasını sağlamaktır. Ingiltere ve Birleşik Amerika, atom bombası Birrını, sağlam olarak kurulmuş bir milletlerarası teşkilâta tevdi etmeğe hazır bulunuyorlarsa da, bir teftiş veya kontrol sistemi kurulmadan bu sırrı Rusyaya veya diğer bir devlete bi'.dirmeğe taraftar değillerdir. Başkan Truman'ın kâtibi, yaptığı bir demecde Truman, Attlee ve Mackenzie King arasındaki görüsmeler haricinda mütehassıslarm da toplanacağmı ,'öyl^mtştir. Bu mütehas?ısların varacakları neticeîer. Dış İş'leri Bakanı Bir. Byrnes vasıtasile üç şefe bildirilccektir. Reoler'in siya«î ımıharririnin 10 kasıvnda pazctelerimizde çıkan mütalealarım eör.den geciıcccğiz. İngiliz ajanîinın siyasî mnhahiri şöylc diyor: «Amerikan notası, Eoğazlar üzenr.deki Türk hükümranlığında da ehemrniyetli tahdidler teklif etmekte ise de bu hükümlerin, Sovyet isteklerini ne dereceye kadar tatmin etmekte olduğu maluTn doğiHir. «Bazı İngiliz siyasî çevreleri. harb zamanmda Boğ^lardan geçid hakkvna dair her tiirlü hal şeklinin zarurî olarak nazarî sahada kalması icab edeceği mnta'eö'ndsdırlar. «BelirtildiŞine göre, harb zamanır.da îu'.vvct mülâbazaları hrkim olaıak ve bu takdirde, esas mesclcyi, alâkah t>.ralların zorla girip çıkabilmeleri meselesi teşkil edcc;ktir.> İn<rilterenin Boğazlar meselesinde tıpkı Amerika sribi düşünrrediğini anlatcn bu yazının bi'im için rn chcmmiyetli no':ta=ı Amrrikaîiın «Boğazlar iizerind?ki Türk hükümrpnlıt'inda ehemmiyrtli tahdidlcr teklif efmoktc» olduğu fcısmıdır ki işte bıırmn için Amcrikan teklifinin ncşrini hükumctinıizden istiyoruz. Bu husıısta ancak böjie resmî bir yayın'inmadan sonra, mütalea beyan ctm?k doğnı olur. Fikrimizce Koğazlar meselesinde dörl görüş vardır: 1 Tiirkiyenin göriişii. 2 Sovyet Rusyanm görüşü. 3 Ingilterenin görüşü, 4 Amerikanın göriişüBunlardan Tiirkiyrnin göıüşünü tafsilâtile bilmiyorsak da ona prensiplerimiz şunlardır: a Tiirkiyenin hükümranlık haklarının, vatanın her tarafında oldıığu gıbi. Boğazlarda da tamamile mahfuz kalBITi; Kanada Başbakanı Moskovaya mı gidecek? Attavra 11 (a.a.) Mackenzie Kingin halen Washingtonda yapılmakta olan konferanstan sonra Moskovaya gidcfcileceği hakkmda bir söylenti dolaş.nağa başlamıştır. Görüşmeler bugün de devam ediyor Londra 11 (a.a.) Dün öğle yemeğirde Mr. Truman, Mr. Attlee ve Mr. King konieransm programını çizınişlerdir. Bu yemekte hazır bulunmuş olan yüksek bir memur görüşmeierm çok samimî bir hava içinde başladığım beyan etmiştir. Bugün, görüşmelere Potomac nehri üzerinde Cumhur Başkanlığı yatmda devam edilecektir. Âlimlerin Mr. Attlee'ye teşekkürü b Canf'amnrımız demek olan Boğazlarrîan geçiş hahsinds b:ış'.;a devletlerin haklanndan evvel, Tiirkiyenin emniyet ve selânıpfinin temin cdilmesi. Bu iki csas mahfuz kalmak şartil? Montveur andlaşmasında her türlü tadıller yapılmasmı peşin olarak kabul edebiliriz. Sovyet Rusyanm görüşü malumdur. O. Bnğa/ların miidafaasınn iştink etmek ve bunun için de Boğazlar bölgesinde fislor kurmak istiyor. Bııntı asla kabul edemeyiz. Biz kabul etmediğimiz gibi İngiltere de ve bütiin Akdeniz devletleri de kabul edemezler. Amerika da kabul etmiyor. İngilterenin görüşü heniiz meçhnldür. Fakat İnjilterenin Rus görüşüne mııaıız olduğu şüphesizdir. Çür.kü Rusların Boğazlara yerleşmesi, İngiliz imparatorlıik yolumın geçtiği Akdenize hâkim olmasına doğru ilk kuvvetli ve tehlikeli adınrlır. Onıın içindir ki Mr. Bevin in nııtkunda, «İngiliz milletlcri camiasınm bnğazını kesmek istiyen bir devlet» sözünü de bu maksndla söylcnmiş addetmekte hata yoktur. Amerikanın görüşü ise. hem Sovyet Rusyayı. hem Türkiyeyi tatmine çalışrnaktadır. Fakat Reuterin siyasî yazarınm söyled^iği gibi. Ameıikan teklifîerinin Sovy^tler Birliğini ne dereceye kaHar tatmin edeceği ır.alum dedğildir. Sovyet Rusya, Boğazların beynelmilelleştirilmesi fikrini de beğenmediğiıu geçenlerde Tass ajansmın bir tavzihile hayli açıkça anlatmıştır. Washington'da başlayan AngloAmerikan görüşmelerinde Boğazlar meselesi de mühim bir konu teşkil edccektir. Londra 11 (B.B.C.) Birleşik Amcrikada atom bombası fabrikalarımn bulunduğu New Mexica vilâyeünde bu işlerle meşgul bulunan Amerikan âlimlerinden beşi, dün Birleşik Amerikaya ^armış olan İngiliz Başbakanı Attlee'ye bir mesaj göndermişlerdlr. Âlimler bu mesajlarmda atom bomhası ve enerjisine dair Attlee tarafmdan gösterümiş Diinkii görüşmeler olan çok derin alâka ve bilgiden dolayı Washinçton 11 (a.a.) Başkan Tru kendisine tcşekkürlerinl sunmakta ve man ils İngiliz ve Kanada Başbakan atomun geniş istikbali hakkmdaki üları Attlee \e Mackenzde King ile resmî midlerini belırtmoktedirler. konuşmalara başlamak üzere bugün toplanmışlardır. Halen atom sırrma vâk:f bulunan üç milletin devlet adamlan arasmda mku bulan bu müza'rL?reler, büyük bir mahremiyet lçinde cereyan etmekte ve dün tesblt edildişi sanılan gündem hakkmda hiç bir resmi Baştaraft l inci sahilede maluınnt verilmemekteiir. etmişlerdir. Tebliğde i'âve edildiğine Yanlarmda en yakin iş arkadaşlan göre, tezahüratta bulunan silâhlı şahısolan BjTnes ve Halifaks bulunan üç lar, en başta, kamplardan geçenlerde devlet adamı, daha dört, beş gün süreserbest bırakılan faşist unsurlarm teşcek müzakerelerin esas hatlannı çizdikvik ettiği talebeîer, genel müesseselere ten sonra bugün geç vakit Beyaz Sarahücum etmişler, askerleri ve polisleri ya dönmüşlercir. öldürmüşler, kendi halinde olan vatanGeneral Elsenhowerin gelecek hafta daşlara kötü muameleîer yapmışlardır. gelmesi beklenmekte ve bu eeyahatin Memlekette bütün faşist.eri bir araya sebebi hâlâ bir muamma olarak kaltoplayan ve onlara ör.ayak o'lm, adı gemaktadır. Fakat generalin üçlü müz?keçen bu iki partinin hareketi önceden relere Almanyaya taalluk eden meselehazırlanmış olduğunu gözönünde tutan ler çerçevesi dahilinde iştirak etmesi ihtimali, bu müzakerslerin hakikl he Iç İşleri Bakanlığı, asayişi temin etmck definin bütün dünya meselelerini göz ve medenî hürriyetleri saŞlamak için geçmeden en şiddetli tedbirleri den geçirmek olduğu zehabım uyandır vakit alma1: karannı vermiştir. • maktadır. Rumanyada siyasî hava gergiıtleşli Truman ve Attlee'nin nutukları Washington 11 (a.a.) Dün Beyaz Sarayda verilen ziyafette BaşVian Truman söz alarak demiştir ki: < Birleşik Amerikanın takib ettiği hedefler, Dış İşleri Bakanımız tar.ıfmdan son nutkunda tasrih edilrv.iştir. Başkan Roosevelt tarafından başlanılan ve ilk safhası San Francisco konferansı ile bildirilmiş olan Wilson programmın gerekleştirilmesi işine devam ediyoruz.» İnglterenin bu dış siyasetindcki azmin: belirten Ba?kan Truman, buna rrisal olarak Potsdam konferanpır.ı h?.fırlatmış ve Churchill tarafından başîanmış clan bu konferar.sın in'îit?.ız Attlee tarafmdan sona erdirilmiş olduğunu belirtmiştir. Eaşkan sözlerine şöyle devam etmiştir: « İngilterenin her zaman bir t?k dış siyaseti olmuştur. Ümid ederirn ki. Birleşik Amerika da herhangi partinin değil, fakat milletin malı olacak bir siyaset sahibi olacaktır. Gene ümid ederim ki, bu kor.feransın neticesi olarak tatbik edilecek olan siyaset. Birleşmiş milletleri. yaşatması ve faal bir teşki.lât haline getirmesidir.» Bundan sonra söz alan Mr. Attlee de bilhassa şunlan söylemiştir: < Bizim için en lüzumlu şev büf :n Eşrefi mahlukat olmakla övünen benzerlerinin pek çoğu tıpkı benbn gibi mahlukiar. Yani benim gibi hareket eden, benim yaptıgım işieri yapan, benim fena dediğime fena diyen, iyi telâkki ettiğimi iyi sayan kimseler. Hattâ, bazı telâkkilerde, cemiyetin itibarını kazanmış oîanlarmm birçoğundan da ileri tarafıarım var. Onların mübah dediklerine günah, normal buldu'^larına ahlâksızhk, vicdan adı verdiklerine cîfe dediğim bile vardır. Onun içindir ki, sözîerimi haküate benzetmekte, kendimi haksız bulmuyarum. İddialarıma şahsımı misal gösterece*im. Her kaidenin istisnası vardır düsturu sözîerimi yalana çıkaramaz. Çünkü evvelâ, benim bir istisna olduğjmu ispat etmek lâzım. Ben bunun aksini iddia ediyorum. İstisna olmak şöyîe dursun. ıımumî kaidenin tâ kendisiyim. Kâinatta tek ana kuvvetin cinsiyet olduğuna inanıyorum. Kümesteki tavnktan, bahçedeki çiçeğe kadar, yaradılmış her varlık bu azamstli kuv\'etin esiri. Canı, ister damarında dolaşan kanda. ister dallarmda kaynaşan usared« olsun, yaşayan her nesne, tabiatm elile boynuna takı'.mış olan bu tasmanm çekip eötürdüğü bir köledir. Şuurun, iradenin bunda hiç bir tesiri yok. Bu korkunç kuvveti, cemiyet kanunlarile düzene koyduğunu zanneden beşeriyet, rüzgârm ör.üne katılıp toprağa dü çen tohumdan, güneşe dcğru yükselip bulutları şişiren buhardan, hiç d". farklı değil. Eşrefi mahlukat adını kendi kendine benimsediğine göre, insanın, bun Tefrika: 14 Nakleden: Hamdl Varonlu da sadece bir teselli aradığına şüphe yok. Şuurlu mahluk olmasına rağmen, bu en kuvvetli tabiat kapısına, en iradesiz nesnelerden farksız bir zilletle sırtını çevirmek mecburiyetini nefsine yediremediği için, yapmacık adlarla, yapmacık kaideler kurmuş. Iradeleri işlemediği bir anda. bu kaideleri hiçe sayacak kadar tabiate önem verenler, dünyayı parmağı ucunda çeviren şu biricik hakikati isbat eden canlı delillerdir. O biricik hakikat şu: Dişi Erkek. Kâinat bu iki meGmmun esjri, Fezalardan yerin dibine kadar, milyarlarda birin bilmem ne nisbetindeki her saha, mütemadt bir hayat yaratma faaliyetile dolu. İnsanı, bu faaliyetten istisna edebilir miyiz? Yeryüzünde mevcud sayısız insan camialarmm her birinin kendisine göre ahlâk telâkkileri, cemiyet kaideleri var. Şu cemiyette kızıl boşluk sayılan bir hareket, beriki diyarda bir meziyet, daha başka tarafta bir vazife, bir başka insan kalabalığı içinde de, taşa gömülme cezasma çarpılmağa lâyık bir şenaattir. Bu kadar dağınık kaideierin düzenlediği mvezu hep ayni mevzu: Dişi erkek. Cemiyet ksmın'arı dış hüviyetimizi yaldızlar. İç varlığımız, bü tılı bakışile, bir lâhzada, bambsşka bir Bura iş adamlarınm bilhassa Yakmşarka ilgi gösterenlerin işaret ettikleriBu esasın kabulü halinde Karadenize r.e göre, İngiliz Mısır ticarot odası bu sahil devlctlerin donanmaları, barışta, hususta pekâlâ bir örnek olabilir. insavaşta transit de olsa Boğazlardan giliz Mısır ticaret odası, kjruluşunserbest gcriş imkânma sahib olacaklar danberi geçen bir kaç sene zarfında, dır. Karadenize sahil devletlere tanına ihdası cidden lüzumlu bir müessose olcak böyle bir serbestinin. harb hali veya duğunu tamamen isbat etmiş bulunduharh tehlikesi ihtimalleri ortada ise, ğu gibi üyelerini ve faaliyetlerini de Türkiyenin emniyetile nasıl uzlaştnıla tedricen artırmağa devam etmektedir. bileceği ciddî olarak diişünülnıeğe dedir. Yanlış olmasmı temenni ettiğimiz ğer, hususî anlaşmalar veya Birieşmış bu kanaati dediğim şekilde tashih etınek Millotler emrindckiler hariç, KaradeFrankfurt 11 (a.a.) Almanyada hükumetin nüfuz ve başarısı bakunınnizde sahili olmıyan devletlerin harb bir tren çarpışması neticesinde 35 kişi dan pek lüzumludur. Bundan evvel bu Semilcrine Boğazların kapanmasında ise Londra 11 (B.B.C.) Belgraddan ölmüş, 117 kişi yaralanmıştır. sütunlarda mahiyetini izah ettiğimiz Türkiye için mahzurdan ziyade (ayda gelen haberler, bugün Yugoslavyada Kanlı olsylann doğurdağu netice «mcmur Tejimi. bizde mütehassıs meyapılan seçimlerin ilk neticelerinin aBükreş 11 (a.?. ) Afp muh? oirir.in görmckteyİ7. murların kanaatleri üzerinde ısrar etlırsdığını bildirmektedir. Bu neticelere bildirdiğine göre, Rumanyada umum: Görulüyor ki Amerikan teklifleri, melerine nıâni olacak derecede sıkışık göre, bazı yerlerde reylerin yüzde 80 secimin, Kralm y.'âönümü müna?ebe Karadenize salıil dcvlctler için bugün olduğu için bvınlardan: Viyans 11 fa.a.) 25 kasım Recim hattâ 98 ini Mareşal Tito'nun «MilÜ tile saray önünde vuku bu'.nn Jîpnlı mevcucl olmıyan arık ve ehemmiyotii Doğru yol bııdur efendim. Aksi z olaylar yüzünden geci'stirilmesi muhte avantajları ihtiva ctmcktcdir. Stratejik lerl yaklaşuğı sırada, Viyana sokakları cephe» si kazanmıştır. halde memleket için bunda zarar varnm duvarlannda ilânlar görülmeğe başDaha evvel seçimlere iştirak edecekmeldir. Siyasî partiler arasmda derin fcir üstünlük peşinde koşmayıp yalnız keııdi T1 eınniyeti kaygusunu güden bir Karade lamıştır. lerin sayısı 8 milyon 'olarak tesbit edil dır! diyecek olanlar şimdi bir anka ka.OMrMrn h3~ n l olm'i^tiTT. Brat?3.nu ve eski Paksnlardan 10 niz devlcti için Boğazlar statüsünde j Viyanslılar, bilhassa «Rus ordusu Vi mişti ve yalnız faşist temayüllü olarak dar enderdir. Bıınu diyecek olanlar zabundan daha müsaid şartlar tasavvuru ] yanayı atom bombasından kurtarmıştır» tanınmış 200 bin kişiye rey hakkı ve ten çoktanberi işlerine veda etmiştirler. kişi mvhakeme edilccek c ki i > yetki sahibleri olanlar olanlar bu bu tavsiye tavsiye t sahibleri na imknn yoktur.. Bu bakımdan Amcri ibaresini ihtiva eden ilânlarla karşılaş rilmemistir. rilmemiştir. Ancak bütün secicilerin seçicilerin rey Imd' Londra 11 (B.B.C.) Bükreşton biltıklanna hayret etmektedirler. verip vermedikıeri soruşturulmaktaciır. raparları e%velden hazırlanmış bır .1dirildigine jöre, Rumanya hükumoti, kan teklirlcri, bilhassa Sovyet Rusyanın Bir çok partiler seçimlere iştirak et kirle değil yeni bir ihtısas vesıkası ogeçenlerde yapılan bazı nümayiş ve a tasvibini kazannıa ümidilc bir iyi niyel ^, loraU larak nlmalı almalı ve eeer eger ihtısasa ıhüsasa hurmet görünüyor. am;^^A;r memişlerdir. yaklanma hareketlerinden dolayı bir mivarı olarak tasaılanmış ediliyorsa onlara kıymet verilmelidir. çok kişiyi muhakemeye karar vermiştir. Biitün nıeseie. Karaderizden gelmesi • Yoksa bütün bu kongreler, toplantılar, Rsuter'in Bükreş muhabiri, bunların a mııhtenıel bir tehükçye karşı TürkiyeVVashington 11 (a.a. ) Amerikanın danışmalar, konuşmalar boşuna emek rasmda liı>eral partisi lideri Bratiaır.ı nin emniyelini sağlayaeak tedbir ve {or Ortaşark memleketlerindeki temsihileri Londra 11 (B.B.C.) Mr. churchill edebılmc ve kırıunış ümidden başka bir netice ile eski bakanlardan on kişinin ve da mülleri hulup bunlarla telif halen Washington'da bulunmaktadırlar. bugün Parise gitmiş ve Paristoki İngiliz I evrmez. B. F E L L . Î N ha bir çok şahsiyetin bulundıığunu esasında toplamyor. Bu diplomatlar vazifeleri başına dön elçiliğine misafir olarak yemeği büyük r r bildirmektedir. Muhakemeye yakınds Cmunıî tahmiıı ve kanaatlere aykırı 1 meden e\ \ el, dün, Başkan Truman ta elçi Duff Cooper'le beraber yemiş'.ir. başlanaoaktır. Mr. ChurchiH'in bu seyahati tamamile olarak biz "ahsan İnrüierc hükume'inin | rafından kabul edilmişlerclir. Bunlar Bombay 11 (a.a.) Orta Hindistandc, Amırikan tekliflcrini aynen (ics'.ek arasmda, Birleşik Amerikanın Kahıre hususî mahiyettedir ve oradan da Belda Burganj'da oturan 127 yaşındaki liyercğine inanırıyoruz. Bu sebcblc bu ' eloisi Mr. Pinkneytuck, Suriye ve Lüb çikaya gideccktir. Hacı Gulam Muhammedin öldüğü bilLondra 11 (a.a.) Büyük bir bsşarı konu üzerinde İngilterenin ve bilin.^>a nan elçisi Mr. Wads'Worth, Suudî AraKayseri de su işi de ele ahndı dirilmektedir. Hacı Gulâmm. halen haKudüs kon=oile sona eren dünya gsnilik konferansı j Sovyet Rusyanm resmî göriişünü. açık bistan elçisi Mr. Eddy, T Kayserl CÖîel muhabirimlzden) Ş2İ1İT yatta, en büyüğü 85 ve en küçüğü de losu Mr. Pinkerton \ ardı. Bu dipiomatolarak öğrenmeyi merakla beklijoruz. ; bir «dimya deraokrat gsncli'ı: federasimarmın csarinı teşkil ed~n bazı zaruri ih 3 yaşında olmak üzere 32 çocuğu varyonu> kunılmasmı kararlaştırmıştır. , Bütün temennimİ7. Boğazlar mcselesinin. lara, Birleşik Amerika Dış işleri Ba tivaclar, Kayseride snn gün'.erde tahaltV:ıılc kanlığı Yakmşark işler dairesi şefi Mr. pürÜ7İü ve dostluk münascbetlerini kasafhasına glrmlş ve şehirde programh bir dır. Hacı on defa evlenmişti ve son kaİda/e merkezi Parists bulunacak olan faaliyet başlamıştır. Şeiırln su lîılyacı, rısı 32 yaşmdaydı. Bu adamın evinin yeni feaerasyona Fransız murahhas he rartıcı bir nıevzu olnıaktan çıkıp, bütün Henderson da refakat etmekte \d\. buniarın en başmda gelmektedir. BeUdiye bulunduğu sokakta, yaşları yüzü aşkın alâkalılarm ve dünya harışının isterleyeti oaşkam M. Guy de Boisson başKabulden sonra. Mr. Henderson, dipmi2 bu lşl de ele alrmştır. Iç işleri Bakan on kadar ihtiyar daha oturmakta ve kanlık edeo?ktir. Konferans dağılma rinc uygun kesin bir hal şekline ulaşma lomatların Mr. Attlee'j'i görmeyip ya! lığına bağlı lmar bürosu fen işleri mütebundan dolayı bu sokak «yüzlükler sosıdır. dan evvel bütün dünya gencliğine hinız Mr. Truman'la görüşmüş oldukiarı haEöislarınm Erclyeşte yaptıkları uzun lnkağı» ismile tanınmaktaydı. taben bir demeç yaymlamıştır. Prof Dr. Yavuz ABADAN nı, orada hazır bulunan gazeteeil<î:"C celDnıelerdîn, arr.ztnln .leo'.ojlk vsziyetl <iobi'.dirmiştir. Gazetecilerin, Füistin me layısil'î^ burrtaki suların şehre getirtilmesl Bunun üîerine in;an olmuştum. se'.esinin görüşülüp gorüşülmemiş jldu mücıkUn görülememlşttr çehre lâzjtn olan suyun ova üzerlnde aranÇocuk hislerimin, izlerini bugün içim ğunu sormaları üzerine, Mr. Henderson. ması zarureti fcasıl olrnuş va ıKarpuz atan) Err.eklt eczacı yarbay açığa vurmağa EUjTjnuıı şehre getirtümeîl muvafıl: görülde hâ!â buiduğum taze şiddeti'.e de;in görüşülen meseleleri ABMED BEDREDDİN İZGİ bir uçuruma yuvarlandıktan sonra, mozun bulunmadığı cevabını vermiştir. müştür. Bunun projesintn tanzltnl için ge kısa bir hastalık sonunda velat ern.tştir. rekll olan muamele bitmiş ve İş *!ÖOÛ 1! Cenazesi bugünkü pazartesi günü ı Samatkendime geldiğim zaman. Murdan'îa raya bir müteahhide lhale olunmuştur. j y a Marmara caadesi 13/15 numaralı evtnUzun uzun bakıştık. Müteahhid çalışmaga Te sondaja başiamış <jen kaîdırıiarak. öfleyi müteakıb SünbülRoma 11 (a.a.) Yetkili makamlann tır. Onümüzdeki rr.art ayı içinde bu iş ik efendi camiinde namazı kümdıktan sonra Gözlerimizde, bir peri âîeminin hârikalarla dolu ufkunu keşfetmiş gibi hay bildirdiğine göre, İtalyada işsizlerin sa mal edilecektir Mali imkânlar da temin Merkezefendide Allahm rahmett.ne tevdl edüdikt?n sonra sn işine başlanacaktır. talmacaktır ran bir ifade vardı. Ikimiz de hiç bir yısı iki milyonu geçmektedir. . şey söylemeden, bir müddet bu vaziyette tün atavik maraz'.arı gizli gizli beskaldık. Benliklerimizi birbirine karıştıleyen bir mayadır. Bu hakikate bu şeran sessiz kucaklaşma, dillerimizin söyTarihin en büyük hâdiselerinden biri Bağdadm Hülâ gu tarafmdan istüâsı Sinemanın en büyük harikası kilde ulaşınca, insan denilen mahlukta, leyebileceğinden çok daha belâğatli bir Amerikada Üniversal şirketinin kendileri ile if tihar ettiği ve beyaz perdenin üç sevimli artisti cinsiyetin, gem vuru'.muş bir azgın kuvlisanla konuşmuştu. vet olduğunu inkâra mecal kalır mı? Ben, belki bir lâhzacık, Helki de çok Umumî kaideleri didiklemeğe, istisna| lar aramağa ne lüzum. var? Her türlü uzun bir zaman içine daldığım baş dönâriyet fikirlerden, sonradan benimsen dürücü â'.emin, ilk defa tattığ'.m sonstız tarafından binlerce kişinin iştirakile çevrilen ve milyon larca dolar sarfile yapılan mevsimin en büyük fUmi miş kanaatlerden bir an için tecerrüd hazzüe dolu derir.liğinden sıyrıldığım, edip, kendi benliğile, kendi vicdanile Nurdan da göz yaşlarını dinlirip başını karşı karşıya gelmeğe, yabancı gözler kaldırdığı zaman, ortalığm kararmakts den uzakta başbaşa kalmağa yüreğinde olduğunu gördük. Kendi âlemimize dalıp gitmiş, akşam cesaret gören herkes, kammn küreyvelerindeki Adem Baba mirası ifriti sus o'duğunun farkma varmamıştık. Nurdan, ellerinin tersile gözlerini turmanın kendi elinde olduğunu, bu mirası örten cemiyet icablanndan yapılma ovuştıırdu, yaş'.arm bıraktısı nemi kuörtünün, sımsıkı bir mahfaza vazifesi ruttu. Sonra, birdenbire ayasa kaiktı. Eyvah, akşam olmuş, dedi. Çakruk görmeğe kâfi geldiğini iddia ederse tâbirimi mazur görün alnmı karışlarım. gidelim, azar işiteceğiz. Hakkı vardı. Hele amcam eve gelmişBu iddiayı güden, mutlaka yalan söyleTürkçe sözlü ve şarkıh kopyası se. azar işiteceğimiz muhakkaktı. miştir. Baştanbaşa renkli orijinal kopyası Evden çıktık. Hızh adım'arla yürüÇok uzaklara gitmeden eeri dönvyim Nurdan'ı o güne kadar kardeş gözile meğe başladık. O saate kadar koruda kaldığımız vâki gören ben, lıep ayni göze, ayni dimağa, ayni asabî denizlere ve ayni his kay olmadığı için, karşılaştığtmız manzara naklarma sahib olduğum halde, yumv. beni, olduğum yere adeta mır^adı. Kaşak bir saçın temasile, ıhk bir cildin ranlığm bu kadar muhteşem olabilece uzak hararetile, bir çift yaşlı gözün ışıl ğini hiç tahmin etmezdim. Başmakaleden devam ki görfişünü ayn olarak Türkiyeye ve ilgililere bildirmiş ve bu esasları, her türlü yanlış kanaat ve yorumları önlemek üzere hükumeünden cevabmı beklemeden açığa vurmuş bulunuyor. Dört maddede toplanan Amerikan görüşünün esası, Türkiyenin toprak bütünlüğüne, güvenlik ve hükümranlık haklarına dokunulmaksmn Montreux sözleşmesinde Karadenize sahil devletlerin lehine yeni durumun gerektirdiği değişiklikleri yapmakür. Amerikan hükumetince ileri sürülen esasları incelemeğe geçmeden şurasını kesin olarak belirtmek gerektir ki, Türkiye bakunından Montreus sözleşmesinde, dün olduğu gibi bugün de ciddî ve esaslı bir değişikliği lüzumlu gösterecek hiç bir sebeb yoktur. Montreux sözleşmesi, İkinci Cihan Harbi gibi çetin bir imtihandan sarsılmaksızın, sağlam ve kuvvetli bir şekilde çıkmıştır. Türkiye bütün buhran boyunca, sorumlu ve şerefli ödevini sadakatle başanmş, gerek sözleşme hükümlerini yerine getirmede gerek bölgenin barış ve güvenliğini dolayısile insanlığın hayır ve menfaatlerini korumada titiz bir itina gösternıiştir. Böylece Cumhur Başkanımızın 1 kasım nutkunda isabetle belirttiği gibi, «Boğazların emniyetli ellerde olduğu ve bütün milletlerin menfaatine serbest geçidin hiç bir engel karşısuıda buhınmadığı sabit olmuştur.» Bununla beraber, eğer gerekiyorsa Montreux hükümlerinde yeni şartların ' telkin ettiği düzeltmelerin yapılmasına, ' şekil eksikîerinin tamamlanmasına bir | diyeceğimiz yokrur. Her zaman olduğu gibi bugün de d okunulmasına asla ran olamayacağımız kudsal değer, millî güvenliinmizle öz topraklarımız üzerindekl tarihî haklarımızdır. Bunları her türlü tccavüz ve tchlikeye karşı korumaya ehil, her yeni anlaşma, sırf Montreux hükümlerinde şu veya bu değişikliği yapacağı için tarafımızdan red ile karşılanmıyacaktır. Cıımhuriyet hükumetinin de böyle düşündüğüne kaniiz. Ba sebeble yeni Amerikan leklifini de, milletlerarası işbirliğine yardım Vıedefini güden her teşebbüse karşı gösterdiği iyi niyet ve anlayış zihniyetile inceleyip cevablandıracağından eminiz. Ancak derhal ilâve edelim ki, Mr. Byrnes tarafından ileri sürülen cîort esasa göre Montreux sözleşmesinin baştanhaşa değiştiribnesi takdirinde Türkiyenin güvenliğini bilhassa harb zamanlarında koruyabibnek çok güç, hattâ imkânsız bir hal alacaktır. Boğazların her zaman ve bütün milletlerin ticaret gemilerine açık buulndurulması, harb halinde Türkiyeyi düşman gemilerine karşı tedbir alma imkânından mahrum etmesine rağmen ehemmiyetli bir değişiklik sayılamaz. Asıl tehlike bütün Karadeniz sahil devletlerinin harb gemilerine her zaman Boğazlardan transit olarak geçme hakkının verilmek istenmesindedir. İslanbul Radyoevinin dün temeli atıldı Bastarnfı J ivd sahUede ilk istasyonun îstanbulda inşasına girişildiğini bildiren umum müdür, radyonun dünya çapındaki önemini belirttikten sonra gösterdikleri kolaylıktan dolayı Bayındırlık Bakanlığı ve îstanbul Valisine teşekkürlerini bildirmiştir. Nedim Veysel İlkinden sonra Bayındırlık Bakanlığı 5rapı ve yollar dalresi reisl bir hitabede bulunmuştur. Buna göre keşif bedeli 1,771.000 lira olan bina bir semde tamamlanacaktır . Nutuklardan sonra temel yerine Inilmiş ve Vall Lutfi Kırdar ilk kazmayı vurmuştur. Bu arada kurbanlar kesilmiştir. Davetlüer Dağcılık kulübünde hazırlanan büfede izaz edilmişlerdir. Basm Kk Yaym Umum Müdürü Nedim Veysel İlkin, dün gece Porkotelde, İstanbul Radyoevini yapacak olan mimarlar şerefine, bir ziyafet vermiştir. Ziyafette Vali doktor Lutfi Kırdar da bulunmuştur. I aramaktadırlar. Belkl haklı, belkl hak' sız olarak bu hâdiselerin, Akdıenlzde İngiliz emperyalist durumunu kuşatmağı güden bir plân olmasındau korkuyorlar. Pilhakika, İrandaki üslerlle, Kızılordu, Irakın pek yakmlannda Londramn rasıra bizde kongreler, konfe<hayatl> olarak telâkki ettiği bölgeye ranslar, taruşma toplanüları kolayca sıçrıyafoilmek için bir atl?.ma olur. Mütehassıslar çağınlır tahtasına malik bulunmuş oluyor. Hulâsa olarak denebilir ki, Sovyetler bugün ve dinlenir. Raporlar, projeler, tasarılar Ortaşarkta mevcudiyetlerini hisssttir hazırlanır; alınır, verilir ve bütün merasimden sonra herkes ve her şey eski mektedirler. Sovyetlerin 12 adad?. üs istedikleri yerine çekilir ve konur.. Emekler ve I masraflar çoğu zaman heder olur. Çüntahakkuk etti k u ve raporların tavsiyeleNewYork 11 (a.a.ı Washingtonda | rinden yüzde onu ya tatbik edilir, ya ki siyasî mahfillerden ögT.enildiğine göedilmez. re, Sovyetler Birlişi, Londra konferanBize yüz binlerce liraya mal olmuş smda. öteki büyük devletlerin Yunanlsçoktur.. Metana vermek istediğl Oniki adada da böyle güdük teşebbüsler İ askeri üsler istemiştir. Bu hususta, Dış j selâ İstanlıulda bir serbest mıntaka teİşleri Bakanı Mr. James Bjrnes'ün 5 j sisi davası. Meselâ: Maruf maliye müekimde bu meseleye dair olarak radyo i tehassıslarının meşhur raporlan.. Meda yaptığı telmih hatırlatılmaktadır. selâ: Şimdi Amerikan ordusunun lcvaBirleşik Amerika Dış İşleri Bakanı bu zım reisi olan ve bir vakitler Türkiye demecinde, bir murahhasm bazı mese iktısadiyah hakkmda senelerce süren leler ileri sürdüğüne lşaret etmişti. Şim bir ihtısas hizmetinden sonra bize iki di, bahis mevzuu olan delegenin Sovyet cildlik bir rapor veren Amerikalmm o meşhur raporu.. (Bu raporun birkaç murahhası olduğu anlaşılıyor. nüshası Izmit fabrikasına tekrar eritilmek üzere göndcrilmiş olan süprüntü kâğıdlar içinde bulunmuş!.) Cava hJasında kanlı savaşlar oluyor! BaştaraU 1 inci schiicde • ğini ve tethişçiliğin nerede basladığını kestirmek kolay değildir. Bu arada. mutedüler, işlerin kontrolünü ellerinden kaçırmakta, çok nüfusu olan Cava adasının ekonomik mekanizması yavaşiamakta ve halen hüküm süren anarşinin arkasmda açlık ve hastahk hejoılâsı sırıtmaktadır. Holandalı kuvveticrin adaya çıkmasmm genel bir isyana sebebiyet vereceği, intizam ve asayişin ancak büyük ölçüde askerî harekât sayesinde iadesi mümkün olacağı aşik^rdır. Holandaiılar, böyle bir harokât için gerekli kuvvetlere bir seneden evvel malik olamazlar, hattâ o zaman bile İngiliz yardımma ihtiyaç duyacaklardır. Ben devlet mekanizmaslle yakından temasta olmadığım için ancak bir kaçını biliyorum. Kimbilir daha nekadar i mahpus ve nıevkuf raporlar ve projeler vardır. Bunlardan istifade etmeğe bir türlü yanaşmayız. Bu istiğna bana nefse itimaddan ?iyade kendimize itimadsızlık eseri gibi. Başkalarının reylerini kabul edersem. benim fikrim yok saııırlar.. Vahimesinin neticesi gibi gelir.. Ne olursa olsun bugünkü vakıa şudur ki; bizde bütün bu kongre kararları ve mütehassıs raporlarının büyük bir kısmı tatbik edilmez.. O halde neden bu külfetlere, zahmetlcre katlarurız? Neden o kararları ve raporlan verenleri de kırarız!. Çünkü bir adamın yaptığı tavsiyeyi kabul etmemek ona kıymet vermemek olur. Bu uzunca mukaddemeden sonra söylemek istediğim şeye başlıynrum. İzmirde Ticaret Odalan kongresi loplandı.. Memleketin üç büyük ticaret merkezinin; İstanbul, İzmir ve Ankaranın Ticaret Odalan murahhasları şahsan diğer Odalar da gönderdikleri rapor ve dileklerle buna iştirak ettiler. Netij cede bir takım kararlar verildi. Bu kararları gazetelerde okuduk. Kararların içinde, Odaların ötedenberi memleket iktısadiyatını normale doğru götürmck yolunda tavsiye ettikleri bir kısım tedbirlerden başka bir kısım da harb zamanlarınm doğurduğu müessese ve usullcrin kaldırılraası teklifi de var. Bu teklifler ne olursa olsun memleketin en salâhiyetli ticaret adamlarmın düşünceleridir. Gönül ister ki bu tekliflerî ya kabul edip tatbika girişmeli, yahud «şu, şu sebeblerle tatbikı mahzurludur» diye esaslı bir cevab vererck hükümden düşürmeli. Yoksa bunu da eski raporlar mahzenine atmak yazık olur, hattâ gayri ciddî olur. Esrarengîz Alman âlimleri Londra 11 (a.a.) «Daily MaiH esrarengiz bazı Alman âlimlerinin bir Arjantin gemisile Havr'a geldiklerini bildirmekte ve bu âlimlerin harb esiri olarak değil. sivil olarak seyahat ettiklerini ve seyahatlennin gayesinin, Washington'da Amerikan ilim adamlarile hususî bir görüşme yapmak olduğunu belirtmektedir. Türk İngiliz ticaretî Londra 11 (a.a.) Britanova'nın ticarî işler muharriri şunlan yazmaktadır: Bir İngiliz Türk ticaret odasının yokluğu ötedenberi duyulmaktad'.r. Öyle görüriüyor ki, yeni Türk büyük elçisimn gelişinden sonra, Türk In<»iîiz ticarî münasebetîerinin gelişmesine ve bu münasebetlerin sadmesiz bir şekilde devamını sağlayaeak bir sistemin kurulmasına şahid olacağız. Havr'dan gelen ve teyid edilmiyen haberlere göre. bu âlimlerden bir kısmı atom bombası ve Almanyamn evvelce üzerinde çalışmış olduğu gizli silâhlar hakkmdaki araştırmalara iştirak etmek üzere Amerikaya gidec=klerdir. Gazetenin bildirdiğine göre, bu âlimler, yalnız Washington'un en yüksek askerî makamlarile konuşmalarına müsaade edilebileceğini söyliyerek gaze tecilere beyanatta bulunmajT reddetmişîerdir. Frankfurttaki Amerikan geBizde bilhassa sesini yaydığımızı sannel karargâhı da sükutu muhafaza et dığimız halk arasında kanaat odur ki rr.ekte ve bu Almanların mülâkatta bu bugün ihtısasa lâyıkı kadar ehemmiyet lunamıyacaklarını söylemekle iktifa et v e r ilmemekte ve çoğu işlerimizin haremektedir. kat noktasını «politika» teşkil etmekte Almanyada bir tren kazası Yugoslavyadaki seçimlerin ilk neticesi Viyanada garib bir duvar ilânı Amerlkanın Ortaşarktald mümessilleri Washingtonda Mr. Churchill Parise gitti Hindistanda bir Zaro A | a Dünya genclik f;:derasyonu Ölüm Italyadaki işsizlik MARÎA MONTEZ JOHN HALL TURHAN BEY ÂLİ BÂBA ve K1İK HAEÂMİL (Ali Baba and the Forty Thkves) SÜMER Siıtemasmda TÂKSIM SintMaııtıda Bugün matinelerden itibaren Bayram şerefine Bu filmin türkçe kopyası Ankarada PARK ve SUS Sinemalarında Bugün matinelerden itibaren gösterilecektir. (.Arkası var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear