02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Sehir İKTİSADÎ BAHİSLER G. Saray Fenerbahçe dün ÖO berabere kalclı tiaberleri Iktisad tarihlmiziıı çeşi Yazan: Esref Şefik Dün Fenerbahçe Galatasaraya karşı bir çoklarının umduğu kadar gol a+amadığı gibi, ekserimi'in beklediği oyunu da çıkaramadı. Bilâkis en zayıf haftalarmı geçirmekte olduğunu zannettiğimiz Galatasarayl'iar ilk <îevT»nın başmdan sonuna ka3ar kendi oyunlarını rakiblerine kabul ettirecek şekilds çaIfctılar. Maçın tafsilâü: Hakem Feridun Kılıcın idaresinde iM teraf şu tcrtiblerde dizildiler: Fenerbahce: Cihad Murad, Ahmed, Salâhadîin, Halil, Ergun Erol, Tiici, Melih, İbrabim Halid. Galatasaray: Osman Faruk. Adnr.n Namık, Arif, Turgan Ne:mi, Eeha, Ş^hab, Muzaffer, Mehmed Ali. Baştan aşağı dolrnuş tribün'erden yüksclen teşvik avazeleri içinde ovun seri ve enerük başladı. Rakib kaleye dayanan ilk akını Galatasarayhlar yaptılar. Şandallenen tooa Galatasarayh Muzaîfer]e beraber çıkan Fener kalecisi topu düşerek kurtardı. Bir dakika sonra da Fenerli Nacinin uzaktan çektiği şüt Galatasaray kalechinin elinie sektikten sonra tekrar sahanuı ortasma iade edıldi. Besinci dakikadan itibaren, Galatasaraylıiar ferdî . gayretleri sayesinie, topu yakmdan takîb ederek çalışmağa başladılar. Galatasaray müdafaası, Fenerbahçe hücumlarım on sekiz pas çizgisine yaklaşmadan kesmek veya bozmakta kusursuz oynuyorlardl. Mukabil Galatasaray hücumlarının açılışmda Galatasaray soliçi Muzaffer mükpmmel yer tutarak çahşıyordu. Bütün Gîllatasaray hücura hattı, topu hiç bekletmeden oyr.adığı için Fenerliler.mutad tempolarım bulamadılar. On beşinci daiukadan sonra, SarıKırmızılılar hücum tazelemek ve paylaşmik bakımmdan rakiblerinden daha tesirli göründüler. Galatasaray muipcimlerinin bu ateşli oyımlarına karşı Fener muavin hattı pek kifayetsiz bir durumda idi. Hücum hittı ise Melihin fazla incelemek, teknik bir tevzıcı gibi oynamak hcvesi yüzündca derinlemesine süratini tamamen kaybetmş bir halde idi. Yolnız Erol aklığı toplarla çabuk rakib sahayı asmak için gayıet sı.ı'ed.yordu. Erolun iniş aüratir e üç orta ve sol açık uyamadıkbrı için hüoum hattmm rakib sahaya yayılışı dairaa aksıyordu. Miçın umıırai manzarası böylece devam edcrken hakem ilk dcvrenın sonunu çaldı. İki takım da hakikî gol pozisyonuna giremeden, seyircilere hcyecanlı anlar geçirtemeden isürahate çckikliler. îkinci devrede Galatasaray taraftarları baklı olarak takırr.larmı teşvik ederken, Fenerliler umduklarının dcrtte birini görememekten mütevellid bir hıızursuzluk içinde susuyorlardı. Ikinci devrenin on beşinci dakik*«ına kadar birinci devredekine benzer bir şekilde çalışan iki tarafm oyunu hizırıı kaybetti. Maamafıh Gajatasarayîı Muzaffer top nerede ise orada hâzır ve nâzır olarak birinci nevi bir oyun cıkarmakta devam ediyordu. Yirminci dıkikadan sonra Galatasaray beraberliğe razı olmuş gibi hücumdan zlyade müdaf?aya ehemmiyet vererek maça devam etti. Muzafferin uzaktan eektiBi şütlerle sol tehlikelerini ufak farklarla atlatan Fenerliler mukabil hücumlara ba?lndı1ar. Fakat hüeumlr.rm sürati ve paslirm fcaheti Galatasaray müdafaasıra bozacak dereceyi bulamıyordu. Maç bu suretle iki tarafm sıfır sıfıra be~aberlieile r.et'celenmiş oldu. Nasıl oynadılar? Galatasiray. Erdoğan, Orhan ve Sa!im gibi kıymetli elemanlarının eksiklişine rağmen maçta baskı altında kalmadı. Muavin hattı, birinci devrede, top havadan oynandığı vakitler müdafaa vazifesinl yaptı. Fakat hücumlarda müessir olamadı. Hüeum hattı enerjik, topu takib hususunda çuurlu. fakat birbirlerile anlaşma itibarile zayıftı. Müdafaa kusursuz çalıştı. Kaleci epey zaman takımda yer almadığı halde muvaffak oldu. Fencrbahçeye gelînce; mfldafaa mutereddid ve her topu rakibin kolay kapacağı şekilde uzaklaştıran bir tarzd3 o>nadı. Cihad slelusul iyi ve saŞlsmdı. Muav'n hattı, vazifesini hiç ml hiç yapamadı. Hücum hattı Ise, eeç ve E;ÜC bir şekilde çalışarak, boşuna didindi, durtdu. Sarıyer de 0 0 berabere kalmışlardır. Vefa startı Vefa 2 Beyoğluspor 0 İki t:k:rı arasındaki oyun baştan sona ::a?.r.r s'.kı bir nnicâdele tifi geçmlşttir. Vefalılar, süratîi oyunları raoyesinde i ilk devrede yaptıiları bir gole, ikinci devrede bir sayı daha ilâve etmişlerdir. İkinci devrenin ortalanndan itibaren Beyoğluspor bir iki îlrsat kaçırmış ve maç 2 0 Vefanın lerıinöe bitmiştir. Vefa stadında yapılan diğer maçlarda, Halic 3 1 Alemdarı. Defterdar 10 Da'vudpaşayı mağlub etmişler, An3dolu, Rami de 1 1 berabere kalmişlardır. Fcnerbaht.» stadı Büyük maçtan evvel yapılan karşılaşnnlarda Taşkızak 1 6 Demirsporu, EevTerfceyl 4 2 Denizgücilnü, Doğu da 21 Ortaköyü yenmişlerdir. B.irutgiicü sahası Eyub 2 1 İstiklâli, Barutgücü de 20 Sdmersporu mağlub etmişlerdir. rz Kasım 1945 MHHHMMMB1HMİ O Î 7 M NALINA l i l l l I MIHINA İstanbulun hakları Kuyu başında görü'en kan izleri Adliye ve polis, bir cinayetin esrarım çözmek isterken kokmuş torik baîıklarile karşılaştı! Dün akşama doğru; Fatih camii arkasına rasthyan arsada gezinen biri, oradaki metruk bir kuyunun yamna gelince, kuyu bileziŞinde kan lekeleri görmüştür. Ayni zamanda, içeriden ağır bir kokunun yayıldığmı da farkedip karakola koşmuştur. Vaziyetı «galiba birismi kesip kuyuya atrruşlar» diye^'tçlâşla haber vermiştir. Bu yoldaki ihbar karşısında; tabiî memur'ar slâkalsnmışlardır. Kuyu baş:na gidilmış, görünüz, ihbara uygun çıkınca, iş nöbetçi savcıya ve adalet hekimiııe bildirilmiştir. Hemen topluca araş*ırma ve soıuşturmaya başlanmibtır. Bu sırada, kuyuya adam indirilmiştir. Fakat, kuyunun içerisinden kanlı bir cesed çıkoulması beklenirken, bir yığın torik balığı kafssının ele geçtiği görülmüştür. Neticede; bir kaç gün evvel kııyu başınds bıçakla balık ayıklhynn birisirin, bılezik taşını kana buladğı ve kesüği bciları kuyuya attığı; ağ:r ağır kokaran balık başları olduğu anlaşılmutır. Ve bu suretle; kanunî *ak.b mevzuu olscak b'r vak'a mevcud olmtdığı teliıtl'erek, dönülmüştür. Üçler basketbol turnuvası Sporııf oyunlar ajanlığı tarafmdan tertib edilen üçler turnuvasına dünden itibaren başlanmıştır. Bu maçlara 14 takım Iştirak etmiştlr. Ankarada dün yapılan at yarışları Ankara sonbahar at yarışlarmm sekizinci haftası dün şehir hlpodromundp yapıldı. Koşular evvelki haftalara nazaran sönük geçmiştir. Buna sebeb, cördüncü koşudan maada dijer koşulara çok az sayıda atın kayıdlı bulunrr.asıdır. Çifte bahsin 455 kuraş vermesine mukabil ayr.i ayar üzerinde bulunan lkili bahis 2330 kuruş gibi oldukça yüksek bir para verdi. (Yılmaznışen) in ikinciliği bir sürpriz sayılamıyacağma göre cirte bahlsle ikill bahls arasındaki bu fark bizce anormaldir. Konîlarm teknik neücelerl: Birinci koşıt: Hiç koşu kazanmamış uç yaşındaki safkan Arab taylarına mahsus olan bu koşuya (Bakır) lştirak etmediğinden F. Berkkanın Hurrem'i birinci addolıi"mu=tur. İkinci koşu: (Centilmen koşusu Handikap) Uç ve daha yttkarı yaştaki her ırka mensub at ve kısraklar. Mesafesi: 2400 metre. Fehmi Simsaroğlunun DestegüVü birinci, Orhan Sunay'm Diyana'sı ikinci, Orhan Sunay'm Kiban Uçüncü. Müddet: 2,44 dakika. Bitirişteki fark: Üç boy, bir boy. Bahsi m ü ş ^ T k ganyar.a: 140, plâscler: 370 135 kuıuş verdi. Üçüncü koşu: iki yaîinda ve hiç koşu kazanmamış safkan Ingiliz tayları. Mesafesi 1200 metre. W. Jiro'nun Roket'i birinci, Fikret Yüzatlı'nın Yoncası ikinci. Müddet: 1,16 dakika. Bitirişteki fark: Bir boy. Bahsi müşterek ganyana: 175 kuruş verdi. Bu koşuya kayıdlı bulunan Levend koşrurulmadı. Dördüncü koşu: CHandikap) Dort ve caha yukan yaştaki safkan Arablar. Mesafesl 2200 metre. Kâzam Atlmm Maşallahı birincl, Şadl Eüyeşilin Yümazruşenl ikinci, M. Muradlının Milıracesl üçüncü. Müddet: 2.36 dakika. Bitirişteki fark: Uzak, iki boy. Bahsi müşterek ganyana: 390, plaseler: 180 180 370 kuruş verdi. Bu koşuya kayıdlı bulunan Donjuan. Canan koşturulrnadı. Beşincl koça: Dört ve daha yukan yaşta ve sene içinde ioşu kazanmamış safkan Avablar. Mesafesi 2000 metre. P. Özbekln Donjuanı birinci, K. Melek'in Cananı ikinci. Müddet: 2.19 dakika. Bitirişteki fark: Uzak. Bahsi müşterek ganyana: 115 kuruş verdi. Bu koşuya kayıdlı bulunan Ankara kosturulmadı. Haftanm ikinci ve dördüncü koşulari arasındaki çifte bahiste (Destegül Maşallah) kombinezonu 455 kunış. dördüncü koşu tizerindekl iklll bahlst,» (Maşallah Yılmazmşen) komblnezonu da 2330 kuruş verdi. Tlcaret Bakanlığı pamuklu \e yünlü kumaş lthalatını bir nevl kontenjana tâbl tutmuş ve memlelîetlralze gırebilecek pamuklu ve yünlü kumaşların clas ve Tasıflarını tayln ederek Ithalâtçı ve Dıraoatçı blrllklerlne blldirmlştlr. Ekonoml Bakanlığı ile müştereken hazırlanmış olan bu llstenin bilhassa yerll fabrlkalanmızda gerek devl«t Eanayll gerekse husust fabrlkalarda lmal edilen yunlü ve pamuklu kumaşların clnslerl r.e bunların lmal m'.ktarlan gözonünde tutu'.arak hazırlandığı anlaî'.lmal:tadır. Ay başıncl.iuberl şehrimizde S l'.tas vo 9 tlfo tak'ası gorUImüştOr. Fevkalâde mücadela tedblri olarak teşekkül eden eklpler faallyetlerlne devam etmektedlr, Ithslâtçı ve lluacatçı blrltkler^ şlmdlye kadar fiatı vsrilen ve o gun Eatıja crzolunacak mallar da olduğu g:bl vlzelerl verllmlş olan siparlşlerl de llân etmejl m;ınasl'o görrr.üştur. Fakatf Ithalâtçı taclrler buna çlüdetle ltıraz ederek, yapılan Eiparlşlerln ticart bir s:r oldujunu, bu sırrı da açıja vurmaga blrl'.klerln hakkı bu'.ımmadıgını Herl sürmüşlerdlr. Ithalâtçı Blrltk. lerl İse aksl kanaatte bulunraakta ve vlzesl veri'mış slparişlerln artık bir sır olamıyacağı mütaleasında bulunır.a:<tad:r Bu meselede Tlcaret Btkanlığınm hakem olaCRÎI zariEedr.mektedir. Pamuklu ve yünlü kumaş ithali kontenjana tâbi Şehrimizde tifo ve tifüs vak'alan Ticarî sır! Son zamanl^rda piyaaya çuruk bir takım köreleleıin bazı derl ve kflsele fabrlkalajı tarafmdan süruldüğü anlaşürmş, tahklkata başlanmıçtır. Bu köseleier kolaylıkla kağıd gibi yırtılmakta Te üzerir.e iki kat olarak ajır bir clslm'.e vuruZöuîu zaman lklye bolüıımektedlr. Bunlardan plyasadan bir çok nümuneler almmıs ve satanlardan aldıklan yerler tahklk edürrJştir. Şehrlralzde yapılan talıkikat taınamlanrciş ve keyflyet bir raporla Ekoncrr.l Bakanlı£,ı Sanayl tetklk heyetl reisllğine bildlrilmlşt!r. NunıunelcrfieAnkaraya gönderUmlstır. yapılan tshklkata gore, bu derller yanıktır Elr kısmı ise havuzlarda bekletilaıeden hemen plyasaya çıkarılmıştır. Görünıişlerl gayet sağlam olan derl'.er ayakkabıcılar tarafmdan çok mlktarda kullamlmıştır. Bunlardan yapılan ayakkabıların kııru ha\alarda bir ay blle dayanm'^acağı, yagmurlu havalarda derhal parça parça 0lacağı tnlaşilmıştır, Son zamanlarda Iftanljülrla yap'.lin bir taıcım keser, kazmaı çekiç gibi mamull;rln, birüz öi fiatlarmın ucuz oluşu köylünür. bunlara lazla miktarda rajbttlnl ĞelbetırJş ve bunlardan çok m":tarda satılarak me:nleketln her yanına da^ıtılmıştır. Fakat yapılan şH.âyetierden bunların demirdcn dcgllf dokme olarak yapıldığı anlaçılnıı^tır. Bu aletler ki'llanılmaga başliyınca hem?n parçp.lanmaktadır, Bu Eahtekârlığa el konulmuş nümuneler alır.mıştır. Bunları satanlar vasıtasile lmal eden dokmeciler araştırılmaktadır. Bu arada eskt saçlardan yapılmış ko\aiarm üzerine beyaz yaldız sürerek galvar.ize saçtan yapılmış gibi köylülere satan bir çebekenin mevcudiyetl ds öğreniimlş( bu kovalardan da ele goç.rilmiştlr. Tahkikata devam olunmaktadır. Piyasaya sürülen çürük köseîeler Hilekârlık nerelere sirayet etti? Cumhuriyet devrini diğer devirlerden ayıran vasıflardan birisi de, yüksek idare makamlarına geçen bazı şahsiyetlerin bu rr.akâm.arı işgal eden meselelerin «ilm» i ile yakmdan alâkalı olmalarıdır. Meselâ başta Tarım Bakanımız Prof Dr. Hatiboğlu olduğu halde bazı Bakanlarımız eser veya etüd sahibidirler, uğraştıkları memleket i$inin nazarî bilgisine de vakıftırlar. Avrupada pek sık görülen bu halin bizde de taammüm etmesi, hayata yönelen ilim itibarile temenniye şayandır. Bir senedenberi Maliye Bakanhğl işlerini tedvir eden Nurullah Esad, bu sene başında neşrettiği «Muasır iktısad Nizarr.ı» isimli eserile bu çeşid Bakanlar zümresine giriyor. Saym Bakanın kendi ihtisasına aid başka eser ve etüdleri bulunup bulunmadığmı bilmiyoruz. Bu son eser, matbuatta uyandırdığı yankılarla gür.ün kitabı haiine geldi, Içindeki mevzuların ehemmlyetli olması bunun başlıca sebebleri arasındadır. Bu hafta içinde «Muasır İktısad Nizamı> nı ciddî bir tenkid eleğinden geçiren bir etüdle karşılaşfroruz. Etüdün sahibi olan S. Ağaoğlu, müellifin bazı düşüncelerini ele almaktadır. Bunlardan birincisi Türk tarihi hakkmdnki bir tefsir ile ilgili bulunu3or: •»Bizatihî devletin cengâverlik ve akıncıhk vasıfiarın:n bir ifadesi olan imparatorluk; sosyal ve politik bünyesinde ne kökleri, ne kanları, ne de dilleri, dinleri, mefkureleri ve kültürleri bakımmdan kaynaşımamış bir takım gayri mütecanis unsurların mozayık bir halitası idi. Galiba eser sahibi N. E. Namık Kemalin bazı kimselerce yanhş tefsir edilen meşhur beytine bağlanmış fakat Osmanlı Imparatorluğu, acaba sadece böyle bir akmcıhğın mahsulü müdür? Değerli münekkid Samet Ağaoğlu şöyle düşünüyor: «Fakat tarihte sırf cengâverlik ve akıncılık vasıflarile Osmanlı Imparatorluğu gibi asırlar içinde kurulmuş ve devam etmiş başka bir devkt var mıdır? Bu vasıflarla kurulmuş imparatcrluklarm ömürlori en çok bir cratın yani bu vasıfları muvaffakıvetle kııüanan bir şefin hayatmca devam eder. Attilâ"nın, Cengiz'in ve Timur'un imparatorlııkları gibi. Fakat asırlar içinde yavaş yavaş kurulan bir imparatorluk cengâverlik ve akıncıhk vasıflarile izah edüemez. Osmanlı Imparatoriu^nnun kuruluş tarihini hattâ umumî hatları içinde bile gözden geçirdiğimiz zaman, dikkat nazanmıza çarpan bu kuruluşun, kuran milletin siyasî. iktısadî zaruretlerine göre teıtiplenmiş bir plân mucibince vâki olduğudur. Bu kuruluşta cengâverlik ve akıncılık his ve temayülleri en sebebsiz gözüken seferlerde bile yoktur. Köprülüzade Mehmed Fuad, Ömer Lu'.fi gibi eski ve yeni Türk âhmerir.in tetkikleri yanmda Hammer ve Yorjja gibi ecnebl âlimlerinin tetkikleri de bunu teyid etmektedirler. İmparatoruktan çok daha evvel Anado'uya yerleşerek devletler kurmuş ve parçalanmış ulan Türk milleti, Osmanlı Devletini Orta Asyodan kendisine iltihık eden yeni ve canlı kuvvetlerle kurar kurmaz. sıklet merkezi Anado'tı olacak bir devlctin zarurî hududlarma varması için lâzım gelen tedbirleri aîmış. siyasî olduğu kadar iktısadî bir yayılma poIitikasi takıb etmeğe başlamıştır (1)». O halde sırf «Akıncıhk» ile iurulmuş basit bir imparatorluk yerine, sosyal müesseselerini tâ Orta Asya Türküğünden, büyük Seiçuk Imparatorluğundan relrne unsurlarla zenğimeştirmiş muğlak bir imparatorluk düşünmeliyiz. Nurullrh Esad'm fikirleri arasmda bir kincisi de ayni şekilde tenkide muhtacdır. Osmsnlı İnıparatorluğu, mulvtelif ırk, dil, kültüılerden muteşekkil olduğu için garb milletlerinin «millî ekonomi» ye girdi''leri zamandn millileşemedi. Fakat bu hal, yani bir imparatorluğun bir çok ırklardan, dilîerden, kültürlerden teşekkül etmesi onun sırası gelince miliîleşmesine engel midir? Ağaoğluna gdre hayır: cBir devletin imparatorluk halinde bir çok ırk ve miüetleri bir araya toplamış bulunrr.ası onun milIîleşTiîesins mâııi teşkil etrnez. Zaten millîleşmek ekonomik zaruretlerden ziyade sosyal zaruretlerle meydana gelmiştir. IngıHz Iırparatorluğu bir çok ırkları ve milletlori ihtiva ettiği halde tam bir millî devlete sahibdir.» Iktisad tarihimiz üzerirule mü'alea yürüten bszı müe"lifler garbda görjkn feodrtlitenin bizde de mevcudiyçtini ileri sürerler. Saym TvÎEİiye Bakînıımz da bunlara uyuyor .Fakat feda'iıe ve derebeyliği nasıl bir iktısad nizamıdır? Bu niznmın acaba nevileri yok mudur? Varsa bunlar arasında ne gibi rad'kal farklar vardır? Hor şeyden önce Türk iktısad tarilii. garbdakhıe benzer bir (e meseleleri ve bazı tenki Y^ 3 Z â l l ' ^0^>*0^0^0^0^0^0&g AHMED HALİL odaliteye yer verir mi? Müel.ifi dinle3'iniz: cGarbda modern ekonominin tekevvün etrr.Eğe başladığı tarihî devir, ajiıi zamanda, Osmanlı İmparatorlu5unun da kuruluş devridir. Bu devirde Anadoluda ekonomik hayat zatî mikyasa göre ayarlanmış olan dercbeyliği ve esnaf ekonomisi tarzlannm tahditçı nizamma tâbi idi.» S. A?aoğlu, ince görüşlü bir iktısad tarihçisi sıfatile bu hükmü de tenkid ediyor: .Hemen hemen "bütün şarkta olduğu gibi Anadoluda da hukukî bir nizam şeklinde derebeylik yani feodalizm v» binnetice iktısadî münasebetleri de hiç bir zaman olmamıştır ve bu da artık i?ıat edilmiştir. Anadolunun, devletler yıkılarak anarşi hüküm sürdügü zamanlarda gösterdiği siyasî parçalsnmayı feodal bir nizam gibi görenler olmuştur. Fakat içtimaî nizamm teessüs ettiği zamanlardaki manzara «feodal nizam» dan tamamen başkadır. kbabanın son sayısmda çıban bir şaka, bana bu konuyu ilham etti. İstanbul Belediyesi, şehirde yapmakla mikeUef olduğu birnci derecede ehemmiyeîü işler için muhtac olduğu büyük paraları bulmak mahsacîile Devlet Denizyclları Şehir natlannın Belediyeye vcrümesini istemiş Akbaba da giındeuk gazetelerde çıkan bu habari vesi'e ederek beninıedilmis vazifeleri var le ve Dr. Lutfi Rırdarla şakalaşıyor. dır. Bu mukave İstanbul Beledi7esinln, şelıir deniz Uehrin haklarimn ş=hre verilaiesi lâzım ^. yazmıştım. İstanbul fetbinin 500 üncü yıldönümüne kadar şehrin iıınıı ve o yıHönümünde yapılscak her türlü işler için n 120 nıüyon liraya ihtiyac bulcndus . Ankarada Milli Eğitim Bakanııiın başkanlığı altında yapıln toplantıda tcsbit edilmi'jti. tstiııbulun suyn, tramvay, otnbüs, tünel gibi kara nakil vasıtalan yolları, havagazi tesisieri, ilk oknl binaları, hastaneleri, talcbe yuriları ve Belediye saravları, tiyatrolan, ot^Ilcri ve kapalı spor salonlırı i!â ve i'â I"ep büyük milyonlar isteyen işİErdir ki bunların yalnız sa' ılı bir kı^mı o 120 milyon liranm içindedir. İstanbıılun bıısünkü 25 milyon liraiık geliri ?.n milyona da çıks.i gene Belediye ve İl bütçelprüe bn nıuazzam islcrl fethin 500 üncü dejil, 600 üncü yıldönümünc ksdar dahi başarmak miimkün olrıaz. İstanbnla yeni gelirler btılmak lâzımdır. Bütür bu gelirleri de Belediye vergl ve resIrr.İErini art'rmak surrtilc elde e'.neje çalışrmk İstanhul hnlkına yıkını olur. Gerri Vali ve Bf'cdiye Reislnin seneİTce evvel yaptırdıŞı bir tetkike gjre, İstaııljnl hMkı, Balkan başkentlerindet.ı tlaha az Belediye verşri ve resmi veri'Pkfî i=e de, hayat uouzlamaflıkça. İstanbnl dsha fazla refah ve servpte kavn'ruadıkça, Belediye verrllerinl bütün ibtiyaclnrını karşılıyaMlecek derereye çıkarmak asla mümkün deŞildir. Eir kaç reiTron lira daha fazla gelir temin edecek küçük artırmalar ise büyük işle" hissriırŞrı imkân vermez. Saltanat devirlerinde oldngn jrlbl, vatanın öfeki parçalan »ararına Istanlıula dpvl»4in Timiîmî bütçeslnden mtlyonl^r da YPril<>mez. Uznn vadelt borc para bulmak yolu da, b!zi istcdiŞimiz hedefe çötüremeı. Çnnkü bu kadar büvük paralan, mlll! bankalarırrrzdan deîil: yabaneı bankaInrflnn bile b«İTmavi7. O halde geliri artırmak lcln ne yapmalı? Bruhterpm Maliye Bakanımızm ve diÇcr nri'i'erin hoşıma pitmez amma, İstınbnlun haklarını lstanbula vermektcn baska çare yoktnr. Bu haklar arasınîa şehi detıiz hatian, banliyö trenleri, liman ve antrepoların lşlefmesi te İstanbal biıtcesine aid iken muhtellf zntmrslard devlet bütçesine nakledilen gelirler vardır. Bunnnla vapurlan, trenlerl, llman T6 antrepnlan Beîedive i^letsin demek lstpmivorum. Bunlan millî şlrkctier de işletebilir?" de şimdilik en dofru buldujum şpkil, Devlet Denizyolları ve Llmanlın llp Devlet Demiryolları fdnreIeri. t<tanbıılda yaptıklan umumî hl«metl?rle tcmin ettiklcrf kazanclann yarısmı şehr? vermelidirler. Eskiden Darülâcpzcye aid Iken sonradan büyü1 bir nisbctte artınlarak devlet hnzhıesine alınan ve ancak küçük hir yÜ7<îe>:| Darülâeezeye bırakılan t u biyat r^smi gibi. di|er ba ZI vergilerln de. şirnrîilifc hepsi deSihe bile büyük blr nfsbetl, grne şehre tahsls edilmelldir. Bütün bu gelirler şehrin hakkıdır; çünkii Istanbulnn lçlnde alınmakta re İstanbnl halkınm kesesinden çıkmaktadır. Bütün medenî dünyada da şehh? omnmî hizmetlerinin gfellrleri şehrin kasasına girer. Elektrik, su, tramvay, otobüs ne lse yukanda saydığımı Tapnrlar. trenler, liman ve antrepolar d» aynıdır. t«tanbul, bir kısmı kendisine verilen haklanrjn ötekl kısmını da Cumhuriyet hiikumptlndcn bekllynr. Se IS1 Filhakika, Seiçuk Devletinde ve Osmanlılarda mevcud hukukî nizam feodal nizamın esası olan kontra'ituel münasobetlere benzemez. Feodal nizam, kısaca, me'vzuu bir toprak olan bir mukaveledir ki. bir tarafında senyör ve diğer tarafında serf vardır. S^rf yani köylü topraŞa bağhdır. Ondan hiç bir zaraa'n aynlamaz ve onunla beraber sahib yani senyör değiştirir ve bir yahibe karşı yazılı kanunlar, Sdet ve an'anelerce teferruatma kadar t«sbit edil(1) S. Ağaofkı: Muasır Iktı^ad Nimiş vazifeleri vardır. Buna mukabil zamı münasebetile, Iş Mecmuası, 1945, senyörün de gene ayni şekilde tesbit Sayı: 49. keb üiger ıkı sosyal taazzuv feodal nizsmı tamamlar. Halbuki gerek Seiçuk Devletinde ve ge ek Osmanlılarda top/ak bir mülkiyet mevzuu olmamış ve köylü toprağa hukukan bağlı bir vaziyet almamıştır. E:aîen islâmiyet islâm olanlar için fsrdî hürriyeti bir temel prensip oîarak kabul etmiş bulunduğundan Seiçuk ve Osmanh Devletlerinin dinî •elâkkileıi de feodal bir nizama müsaid değildi. Bütün bu sebebler dolayısiîedir ki, feodal niznmı Cerrren hukukımun R3ra hukukuna galebe çalmasmdan mütevellid münhasıran garblı ve Cermen bir nizam olarak tanıyan müellifler hakbdırlar.» «!\Iuasır Iktısad Nizaniı*. dünün iktısad hâdiseleri üzerindeki hükümlerinin arkasısıra bugünün ekonomi vâkıalarını gözden geçiriyor. Bu balıiste mürekkid. eser sahibinin bir çok noktalardaki nâfiz görüşünü takdirle kabul etmekte, • eserin Türk fikir âleminde büyük bir bosluŞu doldurduğunu» beyan eylem'.ktedir. Gerek «Muasır İktısad N;z5mı». gerek onun hakkmda yazılan tenkid iktısadcı'anmızı, ikt:sad tarihi mensııblarını düşür.dürtecek mesele'erle doludur. Bugünün hâdİ5€İerini dünün realitesile ilgili gören fikir adam'arı bazı ekonomik ve sosyal problemlerin ip uclarım bu iki kaynakta fazlasile buiacaklardır. Günün Siyasî Hareketleri ansız Yazan: Nureddin Ardıçoğlu Dördüncü cumlıuriyctin esas teşkilâtmı hazırlayacak olan Fransız mües.=esan meclisi bu ayın 6 smda ilk toplantısını yapmıştır. Müessesan meclisi için 21 ekimde yapılan seçİTrJerde, Fransanın yeni siyasi cereyanları kendini meydana koymuş ve bu memleketin belki yeriden doğduğu şu devrede, onun mukadrîeratına hükmcdecek o]?.n partiler kendini göstermiştir. Biz bu yazımızda yeni Fransanın siyasî partilerinin teşekkülleri, programları ve seçimler sonunda müessesan mecli=inde nasıl temsil edildikîerini tetkik edeceğiz. Bunun için üç büyük solcu par'iien başlavarak, müessesan meclisinde temsil edilen tütün «ivasî gruplar hakkında izahat vereceğiz. Sosyalist partisi: Fransız sosyalist partisi yeni bir parti doğildir. Harbden önce de Fransanın parlamento hayatmmühim rol nyrpmışhr. O zr.m.m partinin bir adı da «Section française de Pinternationale ouvri&re> idi. Halen partiyi idare edenler de, ekseriyeti itibarile gene eski şeflerdir. Bunlar arasmda L£on Bhım'ü, Daniel Mayer'i (um'imî kâtib"», Robert Verdier'yi (r.mumî kâtib vekili) ve V. Auriol, J. Moch ve A. PhiHp'i sayabil'riz. Partinin organı Le Populaire gazetesicîir. Fransız sosyalist partlsinîn bugün müdafaa ett'ği pro^ıamın ana hatları şunlardır; Sosyalisthr haricî siyasette emniyet için mıntakavi birlikler teşkiline taraftardırlar. Ancak bunun tam manasile «blok» olmsmasmı ve bölge andlaşmalarının B:rlejmiş milletler teşkilât'nm umumî çercevesi dahiline girmesini de şart koşmaktadırlar. Bu resmî ifaielcrine rağmen, Fransız sosyalistlerinin «bstı blokus fikrini tervic ettikleri muhnüaktır. Dahilî siyasete gelince, sosyalistler. siyasî deT.okrasi yanmda, son yıl'.arm çok kuüanılsn tabirile bir de «ktisadî demokrasi» yi müdafaa etmektedirler. taraftardırlar. Ancak bunun tam bir hürriyet dahilinde yarılmasmı istemekte ve devlet kapital'zmini reddetmektecürler. Millileşfirmenin müstahsil ve müstehliklerin tsşkiâtlpndırılmış grur'irı ara11'".^^ tph^kkuk ettirilmesini muvafık bu'makt?dır!ar. Diğer taraftan sosvaüst partisi, 1875 anaypsasmın tadilini ve Senat ile Chambre des deautees yerine yalnız bir tek tesriî meclisin bulunmasmı istemektedir. Son seçimlerde sosyalist partisi, diğer ki büvük solcu partiden sonra üçüncü derecede rey alnvştır. (4.761.578). Haien müessesan meclisinde 527 azalıktan 139 unu elde etmiş bulunrmktadır. M. R. P.: Bu parti, yani «Mouvenent Republcain Populaire» ekseriya «solkatolikler> adı altında da anılmaktadır. M. R. P. tam manasile yeni Fransanın, mukavemet unsurlarının partisidir ve başında General De Gaulle bulunmaktadır. Diğer idarecileri Maurice Schumann (parti reisi), Andre Colin, M. Bidault (dış işleri bakanı) ve Maurice Gu^rin'dir. Partinin naşiri efkân L'aube'dir. M. R. P. dış siyasette hemen sosy.ıl'stlerle beraber ayni hedefleri nazarı itibara almaktadır. Milletlerarası sulh teşkilâtma uygun olmak şartile, mahallî andlaşmalarla Fransanın emniyetinin korunacağma kanidirler. Almanyada blr merkezî devlet kurulmasma şi<Hetle muarızdırlar ve Rhenanya ile Ruhr bölgelerinin bf yn^lmilelleştir!lme5İni istemektedirler. Fı.^n^a'la, batı bloVu tPjcaftarlarmın en müfritleri M. R. P Reşad KURAN Bursa CMuhablrlnılzaen) Tenl Bursa Valisl Hpşlm Işçanın İIS eserl, örtülü çarşı yolunu betor. yaptırmak olmuştur. Bu yol DUn diğer sahalarda da lik maçlanna geosll gündüz^ti çaüşılmak suretlle 20 gün levam edilmiştir. Bu maçlarda alınan içinde bltlrilmlşttr. Şlmdl^ Altıparmak ıeticel°r şunlardır: Zafer ır.eyd&nı arasındaSl' parke bulvar, sanüSviç beton olarak yaptınlacaktır. Ha. Şeref stadı zırlılclar bitmiştir, Beşikfaş 5 Sülcymanîye 1 Yabancı dil kurslan Lik liderl Bsşiktaş rakib takımlarile Emlnonü Halkevlnden; süratle aşacak derecede ilerl bir oyun TürEçe (A). (B) kurslan, lnglllzce, franyaparak, dün de Süleymaniyeyi 5 1 s.zca, almanca ve Lâtln, Yunan; Fransız yenı.ıeğe muvaffak olmuştur. Beşiktaş edebiyatı dersierlne 2011045 salı günü takunında Hakkı ve Şeref oynamamış, başlanacaktır. Devam etmek lstîyenler 2 takı mllk d,evrede yaptığı üç gol lle dev fotojrafla ev bürosuna müracaat etmellreyi 3 1 bitirmiştlr. İkinci devrede bî dl'.er raz isteks:3 oynıyan Beşiktaşlılar maçı S 1 kazanmışlardır. ENİSE ÖRÜCÜ L. Bu sahadi yapılan diğer maçlarda Topkapı, Unkapanmı 3 0 . Hilâl, Boile ğPTJr\i 2 1 , Anadoluhisan da, KaKEMALEDDİN KORAL sımpas^yı 1 0 mağlub etmişlerdir. Nişanlandılar. Galatasaray stadı 11/11/945 Beykoz 1 İstanbulspor 0 IM takım arasındaki oyun büyük bir mücadele ile geçmiştir. Beykoz 15 inci dakikada yaptığı sayıdan sonra devre SÜHEYL ÖZMAN | \ 1 0 bitmiştir. İstanbul>porlular ikinci ile devred.9 çok hâkim oynamışlarsa da maç TALÂT ATAMAN Bevkozun 1 0 galibiyetile sona erNişanlandılar. rcistir. Bu sahada, Taksim, l o Hasköyü 10/11/945 yenmiş, Emniyet. Galata 2 2 , Elektrik, Eşref Şefik Diğer maçlar 20 günde yapılan yol Esnaf ^e kuçuk sanatkârlar ı^tılılâk kooperatifl bundan sonra lmalcl vaz'yttuıce olan esnafaı znuhtac oklukları ma;dolerl lmkân nisbrtinde ayiık olarak ve munt?.ramao dağıtmaya karar vermiştir Bunun lcln bu gıbl lmalcller ve sanatkârlar eylıi. lhtıyaclarmı daha evvel kooperatlle blldidlr. Kooperatif; terzlt hazır elbisereceklerdlr, oıaloüere a&tarlık, koi astarlığiı saci ve lmal ten) düğme vesalre verecektlr. Gömlek 'imal edenlere gSmleklik patlst ve pijama lnıalcllerlne de pljamalık pazea vermeğe ba>Iarnıştır. Taz:r.a lmal edeniere her ay muntazam blr şekllde ham maddeyl teşkll eden bez verllpcektlr AyakkabıoıJara lezar derls^ mantar, zımpara kâğıdı, marangozlara gnlr.ıalak ve metal lle zırnık da kooperatil taraîmdan verllm^ktsalr. Esnaf ve küçük sanatkârîara veriîecek ham maddsler I Üskudaja bağlı ümrauıye koyu civarındakl fundalıklar arasmda bulunan başı parçalanmıç cesed Işinln soruşturmasma, devam edilmektedir. Oldukça genc blr adam olduğu anlaşılan maktu'.un cesedi, bir hayll değişlklife uğradığından, teşhis güçleşmlştir, Cesed^ şimdi Morgdadır. Otopsl yapılıp rapor hazırlanacaktır, Huviyetlnin öğrenilmesl fall veya faii:erln ele geçlrllmesi İçin •ulraşılmaktadır. Dün stbah saat < J da Hahcden Kopıuye çıkmakta olan Mavnacılar cemlyetine ald Mahmud Akyol ldaresindekl Atbaş motöru blr balıkçı kayığına çarpmıştır. Sand3lda bulunan balıklarla balıkçılar denize yuvarlanmışlardır, Insanca zayiat yoktur. Eminönü Halkevl dil, edebıyat şubel tarafmdan her pazar saat 1012 ara«ında üüzenlenen kültür günlerinin dordünoüsu dun kalabalık blr genclik kütlesinln huzurile yapılmıştır. Şevket Evltyagll> Halkevl haberlerlnl vermiş ve kültür günlerinin gSrdüğü rağbetl anlatmıştır. Bilâhare karikaturist Cemal Nadlr Güler fÇ'.zgi lle slnema) mevziıunda faydalı bir konıışma yapmıştır. Sözlerden Bonra konferansla 11gill Hllmler^ en son dUnya haterleri ve kültür flllnüerl gösterümlstir Fundalıklar arasmda bulunan cesed Morga kaldırıldı Denize dökülen balık ve balıkçılar MONTE Av, deniz, balık, binicilik, otomobil ve bahçe ziraati merakhları Eminönü Halkevinde kültür günft AV ve DENİZ'in 2 nci sayısı Nefîs bir baskı ve zengin bir muhteviyatla çıkb mensubları arasmda bulunmak+adır. Bunun'.a beraber Rusya ile mevsimsız bir zamanda ittifak mua'hedesinin akdedilmesinde amil olanlar da gene M R. P. zimamdarlarıdır. Dahilî siyaset sahasmda, M. B. P. iktisadî ve sosyal demokrasi taraftarıdır. Büyük iktısadî teşebbüslerin, bilhassa, bankalarm, sigorta şirketlerinin, ağır endüstrinin millileştirilmesini istemtktedir. M. R. P. nin, Fransanın müstakbel anayasası hakkmdaki fikirleri de tek meclis sisteminde hulâsa olunabilir. M. R. P. yeni bir parti oldııfu halde son seçimlerde, müessesan meclisinin üc büyük partisinden birisi olmuştur. Halen mecliste 140 mebusluk elde etmiş bulunmaktadır. Fransız komünist partisl: Eskiden, Kominterne bağlı bulunmakla iftihar eden ve bu sebeble «Section Française de l'internatior.ale Communiste» admı taşıyan Fransız komünist partisi, şimdi bir millî parti olduğunda ısrar etmektedir. Bugün partinin başlıca idarecilleri Maurice Thorez (umumî kâtib), Jacques Duclos (umumî kâtib vekili), Marcel Cachin ve Andre Marty'dir. Parti gazetesi L'humanite'dir. Fransız komünist partisinin programı, diğer memleketlerdeki komünist partilerinin programmdsn tabiatile farklı değildir. Ancak kcndilerinin zaman zaman ilân ettiklerine bakılırsa. Bursada yeni bir hayır müesseses! haricî siyasette Kırım deklerasyonunda Bursa fMuhablrimizden) Çocuk Eslrilân edildiği şekilde üç büyük deviet | gerne kuru:ı:u şehrimizde yeni bir hayu : tarafmdan, dünyanm idaresine ve b .'kreşe lıâve edflerek kurulan bu mOeEsese hassa Rusyanm bu üçlü «concert» de süt damlasıdır, Analan babalan olrmyan, ı büyük rol aLmasma taraftardırlar. yahud anr.elerl fabrtkalarda çalışmak K>Dahilî siyasette ise, devlet kapitaliz runda btılunan yavrular buraya alınmakmi ve tek meclis (yani bir nevi Sov tadır, Süt damlasmın açılma Wrenlnd» yet) istediklerine işaret etmek kâtidir. Vail Haşim Işran, Kor komutani] Parti T« Beledlya reislert de bulunmuşlaıdır Fransız komünist partisi son seçimîerde ümid edilenin fevkinde büyük bir «Cenevre protokoluînun ananevl siyamuvaffakıyet kazanmıştır. Hakikaien setir.e sadıktırîar. bu muvaffâkıyet o kadar ümidin fevDahilî sahada bazı devlet inhisarlankındadır ki, bizzat komünistler bile bu na taraftar olrnakla beraber, sistematik hal karşısında şaşırmışlardır. Halbukl bir millileştirma hareketine muarızdırseçimlerden evvel, kp.zanamıyacaklarmı lar. Diğer taraftan yeniden gözden gehesablayan Fransız komünistleri, sosyaçirilmek şartile, 1S75 anayasasuıa, yani list partisile birleşmek, onunla miişteSenat ve Chambre des deputes'nin reken progrum ve namzed listasi hamevcudiyetine sadakat gösterirler. zırlamak istemişlerdi. Fakat bu istekHarbden evvel Fransız meclisinde 109 leri sosyalist kongresi tarafmdan kuvmebusu bulunan radikaller, bu seçimde vetle reddedilmişti. Komünist partisi 21 ekim seçimlerîn ancak 19 mebus çıkarabilmişlerdur. Fere'ration Republicaine: de 5.004121 rey aldıkian ve müessesan Federation Republicaine, sağcı partimeclisinde 151 mebusluk elde ettikten sonra ise, bugün sesini çok yükselt lerin halen tamamen yıkılmış olduğu mektedir. Meselâ, seçimlerin neticesi Fransada, en kuvvetli sağcı grupu teşilân olunduktan sonra J. Duclos föyle kil etmektedir. Bu partinin başlıca zimamdarları, Louis Marin, Fabien Soldemişti; t Komünist partisinin iştiraki ol lar ve Massİ3ni'dir. Parti gazetesi La Nation'dur. madan Fransada hiç bir şey yapılamaz. F. R. milliyetçidir. Dış siyasette, ATFransız halkı seçimlerde, millî kalkınma için komünistleri en lüzumlu unsur manyanm ilhaka taraftar olmamakla lardan biri telâkki ettığini göstermiş beraber tamsmen parçalanmasmı ve Rhin'in Fransaya bırakılmasım istetir!» mekte ve Fransanın emniyetinin ancak Fransanın vaktiîe, Radikal partisi: harbden evvel en kuvvetli siyasî te iki taraflı muahedelerle sağlanacağma şekkülü olan ve hattâ hükumet partisi kani bulunmaktadır. F. R. bütün milüleştirme hareketleritelâkki edilen radikaller, bugün tamamen çökmüş bir vaziyettedirler. Halpn ne muhalif+ir ve klasik liberal iktisadm partinin idarecileri, harbden evvelki müdafiidir. 1875 anayasasını ve bilhas=a Fransanın mukadderatını idare edenler Senat'm mevcudiyetini müdafaa etmekve solcularm tabirile «Münih siyase tedir. F. R.. 21 ekim seçimlerinde. dieer ti» ni güdenlerdir. Bunlar arasmda saŞcı gruplarla beraber 40 kadar mebEdcuard Herriot'jiı, Daladier'yi ve usluk temin etmiştir. Demokrat sosyalist mukavemet bîrPaul Reynaud'yu sayabiliriz. Bir moskova gazetesinin dediği gibi, artık birer liği: «siyasî fosıl» olan bu şeflerin hemen Bu grup esas itibarile sosyalist akiekserisi, Hcrriot haric son seçimler deleri taşımakla beraber, sosyalist pv» rakibleri karşısmda mağlub olmuş tisinden mii'takil bulunduğunu iddia lardır. etT.ektedir. Bilh?ss^ mukavemet unRadikallerin organı halen La d^pöcfco •aırlarmı icirde totîTa'npkt^dir. Ssçimlerde 10 ? Paris'dir. Nureddin Ardıçoğlu Radikaller haricî siyasette hâlâ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear