22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 BiıİDcikânun 1934 Içtimaî musahabe Mahatma Gandininmücadele tarzı garb telakkilerine göre tuhaf ve manasız görülür. Fakat Hindin muhit şartları tetkik edilirse onun «menfi itaatsizlik^ prensibi doğru bulunur.. Hindistanda inkılâbcı ve milli yetçi akınm başına geçerek senelerdenberi önderlik eden Gandi, Avrupahlar için anlaşılamaz bir muamma olarak kalmaktadır. Vakıâ Avrupa mütefekkirleri ve hatta Ingilizler bile onun yüksek ahlâkî kıymetlerıni hürmetle ve takdirle yad ederler. İngiliz hükurr.eti ise ister muhafazakâr, ister liberal olsun aleyhinde tedbirler almak mevkiinde kaldıkları zamanlar İngiliz ve dünya efkânnın bu takdiri önünde tereddüd etmek v : kendisine karşı miimkün olduğu kadar yumuşak davranmak mecburiyetinde kalıyor. O ise ne bu dünya takdirlerinden ve üç yüz elli milyonluk haikm kendisine bağlılığmdan ve ne de arada sırada atıldığı hapislerden zerre kadar müteessir olmuyor ve bir kere kabul etmiş olduğu yoldan ayrılmadığı gibK takınmış olduğu tavır ve tarzlara da devam edip gitmekte dir! Avrupa müfekkiresini de şaşırtan işte onun bu halidir. Gandi inkılâbcı mıdır? Evet! Çünkü ülküsü, sonda Hindistanı müstakil ve kendi kendini idare eden, îngilizlerin tasallutundan kurtulmuş olan bir memleket mevkiinde görmekten ibarettir. Fakat bu nasıl yapılacak? Nasıl elde edilecek? îşte Avrupalıları şaşırtan Gandinin bu suallere verdiği cevablardır. Gandi diyor ki: «Hindistan gayesine «kıyam etmeksizin» ve «kan dökmeksizın» «menfi mukavemet» resistance ve passive yolu ile varacaktır. Bu yol şundan ibarettir: ingiliz ticaretine, İngiliz adliyesine, İngiliz mektebine boykotaj! Ingilizler Hindulerin istediklsrini yapmadıkları zamanlar Hinduler bu yollara sapacaklardır. Yalnız Ingilizler bu yollan da cebir ve kuvvet kullanarak kapamak istedikleri zaman Hinduler de cebir ve kuvvet kul • lanabileceklerdir. Çünkü o zaman kendilerini korumak mevkiinde kalacaklardır. Bunun haricinde Gandi demir ve ateşle hak alınma8i taraftan değildir. İnkılâbları ateşle ve demirle yapmış ve hak için kuvvetten başka istinadgâh bulamıyan Avrupalıtar burada şaşmyorlar ve Gandiyi bir hayalperver, ütopist diye tarif e derler. Gandi hakikaten bir hulyaperver, bir ütopist midir? Yoksa Hind realitesinden doğma bir inkılâbcı enmuzeci midir? Bir milyoner Mecusi oğlu olan Gandi, vaktile İngiliz darülfünununun hukuk fakültesini takib ederken ve Londrada karıştığı yüksek mehafil hayatında gösterdiği «asrî» liği ve «şık» hğı ilc herkesin dikkatini celbederken kendisinin atide mistik bir inkılâbcı olarak «fenafillah» lar ve «fakirler» âleminin önderi olacağını asla fcellt etmiyordu. Meğer kı Hindli bu Londra »Dandi» si içinde ve özün'de Budanın nescini taşıyormuş. Avrupanın maddî havatı ve o hayatın gösterdiği maddî zevklerin cazibliği geçici imiş. İlk fırsatta ırkın «alt şuuru» uyanacak ve Gandiyi «fakir» ler an anesine sürükliyecekmiş. Bu ilk fırsat şık avukat Gandinin mektebden sonra Cenubî Afrikada Avrupa sanayicilerinin Çinden ve Hindden getirdikleri ameleye karşı reva gördükleri zalimane muamele oldu. Kölelik veryüzünden resmen kalkmıştı. Fa kat Avrupa sanayicıleri bu kere de zenci köleler yerine ((ihtiyar ve rıza» larile tutulmuç As3'alı amele kullanıyorlar, bunlara aynen köîe muamelesi yapıyorlardı. Hayatla bu ilk teması genc avukatın ruhunda saklanan isyan kaynağmı ilk defa harekete getiriyor, ameleyi müdafaaya koyuluyor, fakat istismarcılar kendisinin Afrikadan kovulmasmı temin edıyorlar. Hindistana geliyor ve artık uyanmış olan bu kalb o günden itibaren bir daha yatışmıyor. Burada, muhi», muhitin binlerce senedenberi taşıdığı an'ane genc avukatı garbden getirdiği maddî ve manevî setrelen soyunup atmağa sevkediyor. Onun ilk işi «fakir» lerin «kanaatine» sından kalma milyonlan kurduğu teşkilâta vakfederek kendi nefsi için ayda ancak elli frank kadar (bizim para iki lira) bir irad bırakmak oldu. Sonra şapkayı, ceketi, pantalonu atıyor, yalnayak, başı açık ve üzernde yalnız kaba bezden yapılrmş bir aba taşıyarak gezmeğe başhyor. Ayni zamanda da bütün yiyeceğini keçi sütüne hasrediyor ve bunun için de sakladığı keçiyi daima kendisile beraber gezdirıyor. Son defa Londrada kurulan Yuvarlak Masa konferansında İngiliz Başvekilinin vanıbaşında yer tutan ve Londraya girdiği gün muazzam tezahürat'a karşılanan Gandinin bu keçisi Londra «lâydi»leri!e «centilmenlerinin» yük sek salonlarda aradıklan en değerli bir «Curiausite» idi. Avrupahlar için çok garib ve anlaşılmaz görünen bu adam az bir zaman içinde üç yüz milyonluk bir kütleyi kendi arkdsında toplanmış buldu ve bu kütle tarafından «Mahatma Mukaddes» diye yad edilmeğe başladı. Birçok İngiiizler bile onun ahlâkî yüksekliğinin meftunu olmaktan kendilerini alamadılar. Takib ettiği eiyasî usule gelince; bu usulün d< tamamen muhitin hususiyetlerinden doğmuş olduğunda şüphe cdilemez. «Nirvana» ve «fakirliği» ülkü kıîan bu muhitte manevî küskünlüğün majdî keskinlikten kıymetli sayıldığı tabiidir. Ne gaıibdir: Tolstoy da Rusyada Çarizrne karşı gidilecek yolu hemen hemen ayni tarzda ifade ederdi. Onun da ileri siırdüğü fikir: ne protivlenie zlu yani fenalığa karşı durmamaktı. Tolstoya göre fenalıklar özü itibarile kendi içinde kendi inhilâl tohumlarını taşır. Binaenaleyh fenalık yapanlan kendi başlanna bırakmahdır ki fenahk azamî derecesini bulsun ki biran evvel kendi kendine patlasın. Şarkın ezelî hulyası! Mesih bekleme fikri de bu hulyanın doğumu değil midir? Garbe ve garb zihniyetine hiç te uygun gelmiyen bu ruhî halet şarkta nice büyük değişiklikler yapmıştır. Bugün dahi Hindistanda gözüken değişiklikler Gandinin garblilere çok garib gözüken fikirlerinin eseridir. Boykot ve boykotajla Hindistanın elde etmiş olduğu neticeler bugün hiç te az gorülecek bir yekun değildir. İngil'zler sair do minyonlara ezcümle meselâ !<anadaya, Avustralyaya, Cenubi Afrikaya verilmiş olan tam muhtariyet hakkının Hindistana da verilmesini esas itibarile kabul etmişlerdir. Şimdiden bile Hindistanda dahilî muhtariyet usulünün tatbikına doğru yürülmektedir. Umumî ve bütün Hindistanı şamil bir meclisin kurulması şimdiden elde edilmiştir. Köyler ve şehirler oldukça geniş bir belediye serbestisine maliktirler. Matbuat ve efkân umumiye hiçbir kayid altına ahnmamıştır. Fakat bütün bunlara rağmen ne Gandi ve ne de Hind mılliyetperverleri henüz tatmin edilmiş değildirler. Mücadele devam edivor ve gaye Hindistanm istik'âlidir. Mücadelede Avrupa usullerin* tatbik etmeğe mail olan genc Hindular Gandiden tabiatile memnun değildirler. Haibuki bunlar birçok dahüî müşkülleri nazarı dikkate almamaktadırlar. Bu müşküller arasında başta islâm ve mecusi münasebetleri geliyor. Gandi bu ıki unsurun behemehal birlikte hareket etmeleri ve binaenaleyh evvelâ anlaşmalan ve barışTiaları taraftandır. Haibuki işte bunu temin etmek pek güçtür. Arada bir çok dinî aynlıklar, siyasî menfaat tezailan vardır. Birçok yerli islâm hükümdarlan kendi mevküerini ancak İngilizlere dayanarak muhafaza edebileceklerine kanidirler. Müstakil ve yüzde yetmişi mecusi olan Hindistanm kendilerini ve îslânıiyeti yaşatmıyacağını belki haklı olarak muhakkak gibi telâkki ediyorlar. O takdirde mücadele isyan ve kıyam şeklini alırsa acaba dahilî bir anarşi, bir hercümerciye çevrilmez mi? Gandi elbette ki burasını düşünmek mecburiyetindedir v e binaenaleyh demir ve ateşe yalnız Cumhuriyet Ş inkılâpçısı örneği Yersiz bir telâs! İngîltereye 3rumurta ihracatımız yoktur Dün bazı gazeteler, İn«ii'.z A vam Kamarasında düşes Athullun beyanatmdan mülhem olarak olacak, îngilterede Türk yumurtalarına karşı büyük müşkülât çıkarıldığmdan bahsederek bu hus ista meçhul bir yumurta tacirınin beyanatmı da neşrediyorlardı. Bu vazılar alâkadar mehafilde, yunıurtacılar birliği, Türkofis ve Tıcaret Odasında büyük bir hayret uyandırmıştır. Çünkü simdiye kadar yapılan tecrübeler de göstrmiştir ki İngiltere bizim yumurta'arınıız için bir mahrec olmaktan çok uzaktır ve uzun müddettenLerı oraya hiç yumurta ihrac edilm?ıni?tir. Vakıâ Londra dünyanm en çok yumurta istihlâk eden şehridir ve bu raya yumurta ihrac edebilsek Türkiye için büyük bir kazanc olur ama buna şu sebeblerden imkân görülmemektedir: 1 İnçiltere kendisine dıha yakın olan Holanda ve civarı nihayet Lehistan yumurtalarını tcrcih etmektedir. Tabiî îngiliz vun urta ithalâtçılan 1520 günlük Türkiyeden yumurta getirtme^e te şebbüs bile etmemektedirler. 2 Bir takım döviz vezîyetleri birkaç teşebbüsden sonra bizim tacirleri de bu işten vaz geçirmiştir. 3 Bilhassa yazın tngiltereye yumurta sevketmemize mesafenin uzakhğı imkân vermez. 4 Masraf oraya yapılacak ihracatı korumamaktadır. 5 Nihayet esmer yu.nurtayi tercih eden Ingilizler Türk yumurtalanna pek te rağbet etmemektedirîer. İşte bu sebebler dolayisile İngiltere bizim için bir yumurta ihrac yeri olamamaktadır. Kaldı k? ingiliz hükun,etinin bu yo'da bir müşkülât çîkardiğmdan alâkadarlann da haberi yoktur. Meclis işini bitirdi Büyük Millet Meclisi dün yirmiden fazla kanun kabul ederek dağıldı [Baş tarah bırinci sahtfedei Istanbul ve Galata tarafinda rıhtım'ar la«malarm tasdiklerine aid kanun lâ yapmak, iki köprii arasmda gene rıh yi^alart vardır. tım'ar yapmak, antrepolar yapmak, nhtim işlerine aid icab eden teshilâtı Bugünkü toplanbda Devlet Surassnda açık bulunan azalıklarin da secimi yaoı da temin etmekti. Haibuki bu şirketin d'rubde ettiği larak Dev'et Şuraîi utnumi kâtibliğine i«'er yapilmamiştir. Ya'nız Istanbul Gümrük Umum Müdü'"H Cemü, aGiîata tarafinda bir kisım rıhtim vaoi!zalıklara da valüerden Mustafa Amiş, antrepolan yapilamamştir. Bilhasrif ve Muammer secilmislerdif. sa iki könrii arasmda birşev yapila Akay idaresinin Kadıköy ve Haymamiştır. Ve bunu sivasî tesirlerle, o darpa^a yoîculari icin köpcrüve vaDzamanm siyasetine göre tehir ettir • tiracağı bitişik iskele'ef yapi'a mt'Ierdir. » cak masrafların yarısına tstanbul Bayındırlık Bakanı izahatini şöy< Beledivesinin istirakine müsaade le bitirmiştir: veren kani'n da bugün kurultayca « Satm almakta en mühim naonaylanan kanunlardan bVi olmuşzarı dikkatinize arzedebileceğimiz tur. Bu kanunun maddelerine RÖre mesele şudur: tmtiyazı satın alnuk Belediyenin bu masraf a istiraki 125 için son beş senenin hasılâtı gav • bin lirayı geçmiyecek ve iskeleler risafiyesinin yüzde seksenini diğer üzerine yapılacak k!ra yerlerinin imtiyaz senelerine vermek yani 85 bakımı Akaya, geliri de Belediyesenenin «45 senesi geçmistir.» Diye aid olacaktır. ğer 40 senesi için yüzde 80 vermek Kanunların onaylanmasından suretile 270 280 bin lira kac^r sonra kurultayın bu toplantı seneverilmesi lâzım gelen para tutu si içinde gelen isler bitirileceğin • yor. Böyle bir vaziyette pazarlıpa den intibabatın yenilenmesi de ku oturulmuş ve neticelenmiştir. Yani rultayca onaylanmıs bulunmasına buna yüzde 80 faizi ve emlâki hugcıre bu devrenin 1 mart 935 e kasusiye parası da zammedilirse se • dar tatiline karar verilmesi dileğinnede be» yüz bin lira ödemek mecde bulunan C. Uybadın (Tekir buriyetinde kalacaktık. Mukave • dağ) takriri okunmus ve bütün lenin mühim noktası budur ve mem üyelerin onay seslerile ve alkıslar leket için bu meselenin hallediltnis la karsılanmıstır. olmasıdır. Bunun üzerine Baskan K«zım Müzakere oldukça mühim saf özalp su söyleviyle kurultayı ka halar geçirdi. Ve neticede satın alpamıştır: mak meselesi tamamen halledil • di. Mukaveleye Saraçoğlu Şükrü. arkadasımız kabinece memur edil«Sayın arkadaslar, msitir. Müzakeratın safahat ve neDöcdüncü Büyük Millet Meclisi ticelerini kendileri izah edeceklcr4 mayıs 1931 de toplanmıştlr. Tes dir. Nafıa Vekâleti cebhesinden i • kilâtı esasiye kanunumuza göre 1 zah edsceğim noktalar bunlardır. tesrinisani 1931 e kadar geçen günSon içtimaınızda bu meseleyi hal ler fevkalâde içtima sayılmıştır. letmek suretile karsınıza gelmekte Seçimin yenilenmesi için "erdiğibir hazzı manevî duymaktayım. niz karara göre birincikânunun beMutlu olsun (Alkıslar). sinci günündenberi bütün ülkede seçim anıklığına girilmistir. Meclis bu verdiği karardan sonra da buAli Çetinkayadan sonra söz a!an güne değin çahstı. Gerekmezse be • Adliye Bakanı Saraçoğlu da şunlan sinci Büyük Millet Meclisi işe bas söylemiştir: layıncaya kadar toplanmıyacaktır. < Bugün satın aldığımız îtntiDördüncü Büyük Millet Meclisi yazlar 1890 1306 tarihinde ve 287 toplantı yaparak 801 kanun, ve 85 sene müddetle verilmistir. An33 tefsir çıkarmıs ve ayrıca 207 katrepo imtiyazı sahası Tekirdağına rar vermiştir. Bu verimli çalısma • kadar imtidad eder. ların çok yüksek olan değcrini kı • O tarihte sirkete sermaye olarak vançla anarım. Türkiyenin bütün konmuş olan 23 milyon frankm tam alanlarda erklenmesi ve yükselnesi yaruını tngiliz Devlet Bankası veriçin verdiğimiz emekler hep yurd • miş, diğer yarısını da Osmanlı Banseverlik duygularile olmustur. Bukası tenjin ettnistir. Şirketin bu • nu Türk tarihi öğüncle yazacaktır. günkü sermaye ve mevcudunun saBütün acunda alkislanan bu ünlü hibleri çok az farkla asağı yukarı ilerlemeler sizin ve sizden önceki gene aynidir. meclislerin yöndemli ^alısmalak'inImtiyazın onuncu senesinde sirdan doğmustur.» ketle hükumet arasında çıkmı? o Kâzım özalp Dördüncü Büyük lan ihtilâflar had bir devreye gir Millet Meclisinin yaptığı büyük dikten sonra imtiyazm 41 milyon hiztnetleri saydıktan sonra değerli franga istirdad edilmesi tesbit e söylevini söyle bitirmiştir: dilmis ve sayet mubayaa meselesi « Baylar, basariçilığimizın kay bir sene zarfında iktnal olunmazsa nağı Atatürktür. (Şiddetli alkıslar) hükumetin 25 bin lira tazminat verOnun açtığı verimli yollar üstünde yümesi kararlaştırılmıs, bu uzlasma rümekledir ki ülkeye yararh olduğu • nın tatbikından çıkan ihtilâflar si muzu söyliyebüir ve banunla pek ye yasî ihtilâtat tevlid ederek Mtdilli rinde olarak, övünebiliriz. (Alkıslar) adasının Fransa donanması tara Türklüğe yaptığı sayisiz iyiliklerle hefından işgal edilmesi gibi eltm ve acı bir hatıra yaratmıstır ki fikrimpimizin yüreklerinde tükenmez günenç ce bu şirketin bu tarihten sonra ki yaşatan Uluğumuz Atatürke bağlılı • zamanlardaki muvaffakiyetsizli • ğimı ve sonsuz saygüarımı bir daha suğinin en büyük sebebi bu hatıra olnarım. Hepinize esenler ve ulusal is • muştur.» lerde öktükr dilerim. (Sürekli al • kişlar). » Adliye Bakanı şirketin muhielif tarihlerdeki vaziyetini anlattık • tan ve yapılan mukavelenin ana Ankara 23 (Hususî) tstanbul hatlannı söyledikten sonra sözleri rıhtim, dok ve antrepo sirketinin sane şöyle devam etmiştir: Un alinmasina dair kanunun, Kurul « Bu neticeye varmak için yatayin bugünkü celsesinde görifoülmesi pılan müzakere uzun sürmekle besırasında Bayındırlık Bakanı Ali Çetinraber çok samimî ve dostane bir hakaya fle, Adliye Bakanı Saraçoğlu, şirva içinde cereyan etmiş olduğunu ketin kurulusundan bugüne kadar ge söylemeği vazife bilirim. Mukave çirdiği safhalan anlatmişlardir. lenin ana hatları arzettiğim nok r Ali demistir ki: talardır. »örülüyorki Büyük « tstanbul rıhtim şirketinîn satm Mecisin amme hizmeterinin almması m<°selesî nihayet buldu. Onun devletleştirmek hususundaki <^emukavclesini bir kanunla meclisinize ğişmez prensibini bütün hızile yü sunuyoruz. Bunun mazisi ve hali hakrütmeğe çaltsıyoruz. Eminimki yakinda ufak bir hulâsa yapmak istiyo • km bir atide devletleştirme politimm. kamlzin faidelerini burada görrceğiz Bu rıhtim urketi imtiyazı 13061890 ve bugünkü geri vaziyetten rıhtımsenesinde 8085 sene müddetle verillar müterakkî ve fennî bir teçhizata ma« mistir. tmtiyazin mahiyet ve vecaibi de, lik ohnakta gecfltmiyecektir. (Alkıslar )• \I9ndinin çok karekteriatik bir resmi manda da siyasî bir hesabla da müracaat etmek istemiyor. Sonra, mecusilerin kendi aralarında elli milyonluk bir dln Tou chable» ((Dokunulmaz» lar vardır. Brahma dini dört içtinıaî kast tanır: 1 muharibleı, 2 ruhaniler, 3 Esnaf, 4 köylü Bu kastlar kapalıdırlar ve birisine mensub oîanlar ötekilerine geçemezler Bunlar tamamen ayn ayrı vaşarlar. Gandi Oksford Darülfünununda edindiği bütün hukuki zihnlyete rağmen bu kastların muhafazası taraftarıdır. Bu noktada en müfrit inkılâbcılar da onunla müttefiktirler. Çünkü diyorlar, Hindistanı ve Hind rrılletini binlerce «enelerin getirdikleri tahriblere, sürükledikleri islilâlara, kurduklan ecnebi tasallutlanna karşı muhafaza eden bu kast usulüdür. Binaenaleyh adeta kan kaynağı olan bu usul behemehal sakianmahdır. Hind inkılâbcılarının bu kast usulünü millî vahdet ve rr.illî hakimiyet müesseseleri ile na3il telif e decekleri çok su götürür bir meseledir. Fakat şimdiye kadaı inkılâb ve millî cereyana karşı bu kastlardan engel çıktığı görl'lmemiştir ve tersine olan birçok vak'alar kaydedilmiştir. Fakat Gandiyi düşündursn «Dokunulmaz» lar meselesidir. Paria denilen bu zavalhlar kastlardan kovulmuş olanUrdır. Bunlar hiç bir kasta mensub değildirler.' Binaenaleyh ne bir din ve ı.e de bir hak sahibidirler. Şshirlere giremezler. Diğer kastlara mensub adamlara on beş adımdan fazla yakla şamazlar. Çünkü nefeslci bu kadar mesafeden bile ötekileri telvis eder. Pernot Hindistana yaptığı seyahat hakkında yazdığı eserinde şu müthiş vak'ayı zikredıyor: <( Gözümün önünde bir Brahmen (en yüksek kasta mensub) la 1 bir «Dokunulmaz ) kcirşılaştılar. Zavallı «Dokunulmaz» ne yapacağını şaşırdı ve kendinı derin bir uçuruma doğru yuvarladı!» Şimdi Gandinin inkılâbcılık vaptığı memlekette bu gibi zavallılardan mürekkeb lli milyonluk bir kalabalık vardır. İngılizier bunlara mevki vermek >çin çalıştılar, fakat muvaffak olamadılar. Gandi payet haklı ve tabiî olarak mülettaşlanndan, bunlann kendılerinden ol duklarını ve kendilerile ınüsavi olduklanm kabul etmeleıini trleb ediyor. Fakat bu tdlebi henüz kabul edilmiş değildir ve Gandi mücadele halindedir. Böyle dahilen e'îi mib'onluk vatandaşlara en iptidaî bir varhk bile kabul ettirmekte güçlük çeken birisinin millî kurtuluş yolunda ateş ve demir tavsiye etmesı makul olurmu? Kurtarmak istediği vatan ve millet kendilen bıie bu ateş ve demire tutulmazlar mı? Kâzım uzalpın söylevi Adliye Bakanının söylevi Rusyada rejimi değiştirmek istiven bir şebeke (Baş taraft birinci tahifede) has bomânist firkası azasmdan o'makla b'raber yo'larmı fafirmt? ve Zinov ref, Kamanef ve Troçkinin fikirjeri • ne tâbi bir takım insanlardir. 3 Bu adamlarm gayesi, tthiş • çilik tariküe rejimi değiftinnek ve ev • velâ Leningradm idaresini eie gerir • mekti. Maksadlari kapitalist rejimin yrniden hâkim olmasuıı temin eyle • mekti. 4 Zinovyefin akidelermi k«ınüni«t firkasile komünist gençliğinden kabul edenlerin miktarı pek azdir. 5 Komploya iştirak eden e? hasm bütün memleketi bir » c g a zefte sürüklemek kabiliyetinde ol • mamalarır^ binaen bunlar, fırkamn adeta kalbi mesabesinde olan ve Stalmin büyük dostlarmdan biri bulunan zatı öldürmek suretile mak • sadlarını elde etmek tarikini ihtiyar eylemiflerdir. 6 FeMufalann teşebbüsleri pefinen akamete mahkumdu. Çünkü Stalmin riyasetindeki fırka daima komplolan ve her şekildeki entri kalan daha ortaya çıkarmadan akamete uğratmanin yolunu bulmuştur. Bu konnplolar ve entrikalar, ister hariçten gelstn, i»ter dahilde tertib edflmif olsun, Stalinin riyaseti altmdaki fırka, gerek iktısadî ve sınaî ve gerek diplomasi sahasında kayde çayau muvaffakiyetler elde etmiftir. Bunun bir eseri de Fransız Sovyet mukarenetidu. 7 Gazeteler memleketin mukabil ihtilâlcilerden kurtarılmasını ve fırkanm tasfiye edilmesini taleb etmektedirler. Maamafih Gandi bu kere bü Pravda gazetesi, ilk defa olarak tün bu meselelerı kali olarak vamukabil ihtilâlcilerin îsimleri ya ninda Zinovyefin, Kamenefın isim • zetti. Hindistanda kurulmak üzere lerini zikrretmektedir. Bu gazete, olan millî kongreye ıştirr.k edebilcinayetin muharriklerinin bu tarafmesi için şu şartları k o y l u : «Müslümanlarla anlaşmak», «Do ta aranılmasını yazmaktadır. Ayni gazete, şeflerin ve bilbassa büyük kunulmazlar» ı müsavı oiarak tasevilnus ve yegâne «ef Stalinin et nımak, katil, suikasd ve saire gibi rafında saflann daha ziyade sikla*cinayetlere tevessül etmemek ve trrılmasını tavsiye etmektedir. eskisi gibi «menfı mukavemet usulüne» devam etrnck. Bu şartlar kabul olunmadığı takdirde Gandi Atina 23 (Hususî) Çaldaris siyasî hayattan çekilecekmiş. Bakabinesinde tadilât yapıiacağı çokkalım yerine kim gciecck? tanberi söylenmekte ıdi. Dün AdAĞAOĞLU AHMED liye Bakanı ile Girid uroum valisi istifa etmişlerdir. Kabinede daha bazı değişiklikler olacağı söylen mektedir. Ankara 23 (A.A.) Memleketi mizden ayrdmakta olan Japon büyük elçisi bugün Anadolu Kulübünde bir veda ziyafeti vermiştir. Sarrebrack 23 (A.A.) Sar reyiYemekte, Başbakan Ismet Inona üe âmina iştirak etmek üzere Cenubî A Diş, lç ve Ekonomi işleri, Gümriik In • merikadan gelmiş olan 352 Alman buraya varmis v« kalabalık bir halk ta> htsarlar Bakanları, ve fehrimizde bu • rahndan vatar f»<Wılarile karşilanmıslunan büyük elçi ve maslahatgüzarlar Bayındırlık Bakanının izahati Kambiyo Borsası Acentalar Birliği kongresi Yunan Adliye Nazırı istifa etti Japon büyük elçisinin ziyafeti Amerikadan Sara gelen Almaniar d£am.ekti ye bynun icja de . İnsanî bjrçndi*e Üc de|Ü; ayai z* bulunmujtur Kambiyo Borsası Acentalar Birliği çevirme kurumu feçimi yapılmış ve genel yazganlığa Nedim Akcer, başkanhğa Ali Fuad Celtik, akçetutanlığa J. B. Ventura, üyeliklere Arif Etem Korle ve E. Jamagoçyan seçilmişlerdir. ; \ ) J
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear