26 Haziran 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

7 6 TEMMUZ 2020 BOLSONARO YÖNETİMİNDEKİ BREZILYA’DA SAĞLIK KRIZI VE DEMOKRATIK EROZYON Rejimin otoriter geçit resmi Bolsonaro, üniformalı süvarilerin gölgesinde ilerleyerek, çok arzuladığı otoriter devlete yaklaşıyor. Eğer azledilirse, muhalefet ordunun tekrar iktidara geri dönmesi olanağından dolayı telaşa kapılıyor. Bu zaman esnasında nüfusun bir bölümünde korku ve öfke, birlikçi cephe ümitleri ve demokrasi lehinde gösteriler doğuruyor. ANDRÉ SINGER* 31 Mayıs 2020’de, on dokuz ay önce Brezilya’nın başına seçilmiş olan eski paraşütçü yüzbaşı Jair Bolsonaro (1), Kongre ile ülkenin en yüksek mahkemesi Federal Yüksek Mahkeme’yi (STF) yola getirmek için askerlerin müdahale etmesini isteyen bir kalabalığa katılmak üzere Başkanlık Sarayı’ndan ayrılıyor. Bolsonaro’nun çalışmalarını eleştirdiği Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 11 Mart 2020’de küresel salgın Covid19 patlamasını duyurduğundan beri bu, dördüncü kez oluyor. Kuşkusuz, sahnenin belleklere kazınmasını temenni eden Bolsonara, Brezilya’da Üç Yetki Meydanı’nda bir askeri polis atının üzerinde gözükmeye karar veriyor. Seçimini, Benito Mussolini’nin at üzerindeki fotoğraflarının özelliği olan askeri nişan ve madalyalar olmadan, basit, mavi bir gömlekten yana kullanmış olsa bile, görüntü İtalyan condottiere’sini anımsatmaktan geri kalmıyordu. Bir rastlantı söz konusu değildi: Başkan daha sonra Facebook’ta Duce’nin bir sözünü yayımlıyordu: “Bir tek gün bir aslan gibi yaşamak, yüz yıl bir koyun gibi yaşamaktan iyidir.” Demokrasinin aşınması... Brezilya küresel salgının ilk üç ayını işte bu iklim içinde geçirdi. O zamana değin ülke, siyaset bilim uzmanı Adam Przeworki’nin “gizli otoriterlik” diye adlandırdığı şeyi biliyor gibi görünüyordu (2). Bu kavram, demokrasinin yavaş bir biçimde aşınmasını dile getiriyor. Bu aşınmanın özelliği, birincisi giderek artması, ikincisi hukuk devletine şeklen saygı göstermesi ve üçüncüsü de siyasal sistemin dışındaki güçler tarafından değil de seçilmiş yöneticiler tarafından uygulanmasıdır. Sokaklarda tank olmadığından iktidarı ele geçiren askeri cunta da yok. Bununla birlikte Bolsonaro, demokrasinin erozyonunu hızlandırmak için sağlığın acil durumundan yararlanmaya karar verdi. Diktatörlük heveslisi öteki yöneticiler güçlerini yayacak şekilde izolasyon önlemleri dayatırken Brezilya Başkanı bilimsel tavsiyelere karşı mücadeleyi otoriterliğin bu tırmanışını haklı gösteren bir savaş gibi sunuyor. ABD Başkanı Donald Trump örneğinden esinlenen Bolsonaro, Federal Yüksek Mahkeme ve Kongre tarafından desteklenen birçok eyaletin valileri halkı evlerinde kalmaya davet ederken çalışmaya devam etme bireysel özgürlüğünün öne çıkan bir sözcüsü gibi beliriverdi. Bilgileri bilmezden geldi Devlet Başkanı, kendisini diğer yetkilerin karşısına çıkaran ayrılığı keskinleştirecek bir şekilde, bakanlık koltuğunu bir generale emanet etmeden önce, DSÖ’nün analizlerini desteklemekten suçlu olan iki bakanı kovdu. Etkili olduğunun bir kanıtı bulunmadığı halde, hidroksikolorokin’i uygulattı; üretim yerlerine gitti, orada maskesiz olarak ve sosyal mesafe önlemlerine uymaksızın çeşitli insanlarla kucaklaştı; yandaşlarını hastane yataklarının boş olduğunu kanıtlayan videolar çekmeye davet etti; salgının ilerlediğini belgeleyen bilgileri bilmezden geldi... Bir başka deyişle, haziran ayı ortasında günde yaklaşık 1200 kişinin ölümü ile sonuçlanan bir sağlık kargaşasını yönetti, oysaki (beş kat daha az bir nüfusla) Arjantin’de sadece 30 kişi ölüyordu. Brezilya, 50 binden fazla can kaybı ile ülkenin salgının zirvesine ulaşıp ulaşmadığı bilinmeksizin, toplam olarak, ABD’deki (dünyada en büyük) ölü sayısının yarısına ulaşıyor. Bolsonaro proto (iptidai)faşist yürüyüşünü nasıl başlatabildi? Önce, cüretkar davranarak. Nisan sonunda, hızlı yükselişinin temel direği olan, Lava Jato rüşvet olayına karşı yapılan operasyonun mima Sao Paulo’da bir araya gelen binlerce kişi aşırı sağcı Jair Bolsonaro hükümetinin salgını önemsiz göstermesini protesto etti. rı ve o zamana değin Adalet Bakanı olan eski yargıç Sergio Moro’yu görevden alıyor. (3). Hedef ne mi? Binlerce polisin, diğer görevleri arasında, rüşvetçiliğe ve örgütlü suça karşı mücadeleyi örgütlediği, Amerikan FBI’ının Brezilya eşdeğerlisi olan güçlü Federal Polis’i etkilemek. 1985’te demokrasiye geri dönüldüğünden beri başkanlar, en sonunda bir hükümet değil de bir devlet yapısı olarak kabul edilen kurumun özerkliğine saygı gösterdiler. 24 Nisan’da bakanlıktan giderken yaptığı bir konuşmada ve (özellikle de, Bolsonaro ailesinin tehlikeli soruşturmalara konu olduğu Rio de Janeiro’da) Başkan’a bağlı komutanlar ataması için maruz kalmış olduğu baskıları belgeledikten sonra, Moro’nun söylemi keskinleşti: “Federal Polis’in genel müdürünün istifası bizi yasaya saygı ile bağlayacak olan en önemli taahhüdü (…) tartışılır hale getiriyor”. Askeri Polis biriminin eski başçavuşu Babricio Queiroz’un 18 Haziran’da hapse atılması Bolsonaro ailesinin Rio de Janeiro adli yetkilileri ile olan sorunlarını yeniden gözler önüne getirdi. Queiroz, (milletvekili iken zimmetine para geçirdiğinden kuşkulanılan Başkan’ın oğullarından Senatör Flavio Bolsonaro’nun eski danışmanı), Devlet Başkanı’nın yakını olan bir avukata ait bir evde polis tarafından tutuklandı. Lula da Silva’ya ve İşçi Partisi’ne (PT)’ne işkence etmek için adaleti alet haline getirme şekline karşın, Moro rüşvetçiliğe karşı mücadeleyi kafasına takmış olan orta sınıf tarafından kahramanlaştırıldı. O, Başkan’ı hukuk devletine kastetmekle suçladığında, Bolsonaro’nun azledilmesi düşüncesi bir barut fitili gibi sosyal ağlarda dolaştı. Birkaç saniye içinde Başkan Yardımcısı Hamilton Mourão’nun futbol sahasına girmeye hazırlanan oyuncu görüntüleri aynı şekilde cep telefonlarının ekranlarındaydı. ‘Halkı silahlandırın’ Hatta Bolsonaro tarafından başsavcı makamına atanan Augusto Aras, Moro’nun ifşaatları sonucunda bir soruşturma dilekçesi vermek zorunda kaldı. Aras, Federal Yüksek Mahkeme’ye verdiği dilekçesinde altı suç hatırlatıyordu. Bunlardan biri “adalete engel olmaydı” ki, Başkan bundan suçlanabilecekti. Soruşturma, Adalet Bakanlığı’ndan çıkmadan 48 saat önce yapılan bir bakanlık top lantısının video kaydının sızmasına neden oldu. İlgili bölüm yalnızca eski yüksek yargıcın suçlamalarını teyit etmekle kalmıyor, aynı zamanda orada Bolsonaro’nın valilere ve belediye başkanlarına karşı direnişi örgütlemek amacıyla halkın silahlandırılmasını savunduğu işitiliyor. Başkan Portekiz dilinin en amiyane sözcük ve deyimlerini mükemmel bildiğini anlattığı bir bölümde öfkeleniyor... Salgına karşı izolasyon önlemlerine atıfta bulunarak “Halkın eline silah almasını istiyorum. Hiçbir o... çocuğunun (…) bize diktatörlüğü dayatmaması için tek çare bu!” diyor. Fakat Mussolini’nin Brezilyalı artçısının cüreti, nasıl oluyor da Bolsonaro’nun kendisinde Duce’yi taklit etme gücünü bulduğunu açıklamaya yetmiyor. Kendisi otoriterliğe saparken yargı gücünün direnme girişiminde soyutlanmasından yararlanıyor. Oysaki diğer kurumsal aktörler ülkenin siyaset batağına saplanmış bulunuyor. Azil prosedürlerinin (otuzdan fazla var) arkasının getirilip getirilmeyeceğine karar verecek olan Milletvekilleri Kamarası Başkanı Rodrigo Maia, kendilerini “merkez”de olarak gösteren partilere çok yüksek makamlar sunarak arkasını güçlendirmiş olan Bolsonaro’nun, genel kurulda bu tür girişimleri başarısızlığa uğratabilecek oy sayısına sahip olduğunun farkında. Hiç kimse, sözde “merkez”in milletvekillerinin ne zamana kadar Bolsonaro’ya sadık görünmeye devam edeceklerini ise bilmiyor. Yol gösterenleri yalnızca devlet makinesinden çıkar sağlama derdi olan bu kişiler, su almaya başlayan gemilerden kaçmaları ile bilinirler. Fakat Bolsonaro’nun gemisi, şu an gövdesi sağlam olduğu için suda kalmayı başarıyor. Bu gövdeyi halkın desteği ve benzerlikler arz eden özgün ağlar oluşturuyor ki bunlardan en önemlisi onu askeri güç ile birleştiriyor. 2018 yılındaki başkanlık seçiminin birinci turundan beri seçmenin üçte biri Bolsonaro’yu tutuyor. Datafolha Kamuoyu Araştırma Enstitüsü’nün mayıs sonundaki son anketine göre, hâlâ da seçmenleri onun arkasında. Bu kitle çoğunluğu oluşturmasa da, Başkan’ı koltuğunda tutmaya yetiyor. Bununla birlikte, yoklamaların ayrıntısı hükümetin bolsonaroculuğun ortaya çıktığı tek olmamakla birlikte başlıca nüvelerden biri olan orta sınıfların desteğini kaybe debileceğini düşündürüyor. Para zarfları... Aralık 2019’dan Moro’nun Nisan 2020’de ses getiren istifasına kadar Başkan, evine on asgari ücrete eşit para giren seçmen kesiminde (en yüksek ikinci dilim) yüzde on bir puanlık bir kayıp yaşadı. Bu çöküşe, şimdiye kadar İşçi Partisi’nden (PT, sol) Lula’yı ve 2003’ten 2010’a kadar Başkan’ı destekleyen en yoksullarda zıt bir hareket eşlik etti. Evine ayda iki asgari ücretten daha az para giren kişilerde Bolsonaro’yu beğenenlerin sayısı Aralık 2019 ile Mayıs 2020 arasında yüzde 9 oranında arttı. Bu desteğin nedeni kuşkusuz, bir yandan geliri olmayan yaklaşık 50 milyon işçiye küresel salgın sırasında üç taksit halinde 600 Real olarak ödenen acil yardımdır (bu yardım yaklaşık 100 Avro tutuyor, oysaki asgari ücret yaklaşık bin Real’dir). Bu zarflar nisandan hazirana kadar dağıtıldı ve tutarları aylık olarak ve tek ebeveynli ev başına ya da her iki ebeveyn uygun olduğu zaman 1200 Real’e ulaşabilirdi. Meblağlar, özellikle en yoksul bölgeler için yüksek. Diğer yandan, çalışan nüfusun yarısı kayıtdışı sektörde faaliyet gösterdiği için, hükümetin ekonomik faaliyetlerin yeniden başlaması yönündeki açıklamaları, sabit geliri olmayan çok sayıda Brezilyalının sıkıntısına yanıt oldu: Hayatta kalacak parayı kazanmak... Kimileri, Bolsonaro’nun büyük Evanjelik cemaatlerle kurduğu ittifakın halk içindeki yeni tabanını pekiştirmeye yardımcı olabileceğini değerlendiriyor. Mensuplarının, 1980 2019 yılları arasında nüfusun yaklaşık yüzde 7’sinden yüzde 30’una çıktığı bu dini örgütler yoğunlaşıyor. Bolsonaro, Katolik olarak kalmasına karşın, 2016’da İsrail’de, kendisini Tanrı’nın Meclisi’nden bir papaza Ürdün Nehri’nin sularında vaftiz ettirdi. Sağlık krizinin en şiddetli yerinde 11 Evanjelik kiliseyi başkanlık sarayında kabul etti. Grubun en tanınmış papazı, Brezilya’nın “Venezüella olmayacağını, kimse tarafından yıkılmayacağını, direnmekten geri kalmayacağını” söyledi (4). Fakat halkın “Bolsonaroculuğa” katılımı ancak acil yardımın süresi kadar devam edebilir ki bu yardımın pek az sürüp gitme şansı var. Başlangıçta Ekonomi Bakanı tarafından 200 Real olarak düşünülen en kırılgan kesime yardım, Kongre tarafından üçe katlandı. Ekonomi Bakanı Paulo Guedes halihazırda ödemeleri temmuz ve ağustos aylarına, fakat tutarlarından yarı yarıya bir indirim yaparak yayma olanağını incelese de yardım ancak hazirana kadar sürecekti. Askerlerin etkisi Büyük bir durgunluk ve kitlesel bir işsizlik bağlamında, küresel bunalım geçtikten sonra uygulanacak olan iktisadi politika, Başkanın kaderini belirleyecek gibi... Mayıs başında, elektronikten tekstile çeşitli sektörleri temsil eden yirmi kadar işveren örgütü, Başkan’dan karantina izolasyon önlemlerini esnekleştirilmesini istediler. Bolsonaro o zaman, Federal Yüksek Mahkeme Başkanı’ndan mevcut sağlık önlemlerini esnetmesini istemek üzere çevresinde müteahhitlerden oluşan tugayı ile Üç Yetki Meydanı’nı geçti. Bununla birlikte, hâlâ Başkanlığı destekleyen sektörlerden hiçbirinin ordu kadar ağırlığı yok. Bakanlıkların neredeyse yarısını subaylar yönetiyor. Bu 19641985 askeri diktatörlük döneminden daha büyük bir oran. Azil durumunda ülkenin dizginlerini eline alabilecek olan Başkan Yardımcısı da bizzat dört yıldızlı emekli bir general. Koronavirüs ortaya çıkıncaya kadar birçokları, Şubat 2019’da Venezüella’yı işgal etme tehdidi gibi çılgın içgüdülerini yumuşatarak Başkan’ı durdurmak eğilimindeydiler. Bununla birlikte, küresel salgın ilan edilince, hükümetteki askerler vesayetçi bir tavır takındı: “Kavganın üstünde” yer alarak, yürütmenin kararlarının, ama aynı zamanda da yargı ve yasama yetkilerinin, valilerin, keza, basının ve bütünü içinde toplumun faaliyetlerinin yerindeliğini değerlendirmeyi kendi yetki alanları içinde görüyorlarmış gibi gözüktü. Mayıs ortasında yayımlanan bir makalede, Federal Yüksek Mahkeme’nin Bolsonaro aleyhine soruşturma açmasından sonra, Başkan Yardımcısı “yürütme yetkisinin ayrıcalıklarının gasp edilmeye çalışıldığını, valilerin, yüksek yargı mensuplarının ve yasa yapıcıların ulusal hükümetin kararlarının bir federasyonun içinde en anlamlı olduğunu tesis eden siyaset kuramını unutmuş olduklarını, önceki hükümetlerin bazı değerli şahsiyetlerinin Brezilya’nın yurtdışındaki imajına zarar verdiklerini ve basının kendini tekrar gözden geçirmesi gerektiğini” bildirmişti (5). Bu metin, Brezilya demokrasisini yeniden biçimlendirmeyi amaçlayan bir program olarak okunabilir. Sao Carlos Federal Üniversitesi’nde antropolog ve silahlı kuvvetler uzmanı olan Piero Leirner’e göre, askerler “toprak bağlantısı olmayan” bir paratoner gibi, onların “devletin yeniden kurulması” projesini kayıran başkanı koruyorlar. (6) Bolsonaro, üniformalı süvarilerin gölgesinde ilerleyerek, çok arzuladığı otoriter devlete yaklaşıyor. Ve eğer o azledilirse, muhalefet ordunun tekrar iktidara geri dönmesi olanağından dolayı telaşa kapılıyor. Bu zaman esnasında nüfusun bir bölümünde korku ve öfke, birlikçi cephe ümitleri ve demokrasi lehinde gösteriler doğuruyor. Başkan ile ilişkileri istikrarlı bir biçimde iyi olmayan basın, Fernando Collor de Mello’nun (1992) ve Dilma Roussef’in (2016) azillerini hazırlamış olanlar ile aynı düşmanlığı bundan böyle onun için hazırlayarak, atlı adamdan kesin bir biçimde uzaklaştı. Bu direnişin safları, küresel salgının sıkıntıları yalnızca bir anı olunca, iktidardaki bloku dağıtabilecek kadar kaynaşacak mı?.. (*) Sao Paulo Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü. Çeviri: Ahmet Öylek (1) Renaud Lambert, “Brezilya faşist mi?”, Le Monde diplomatique, Kasım 2018. (2) Adam Przeworski, Demokrasi Krizi, Cambridge Üniversitesi Yayını, 2019. (3) Perry Anderson, “Brezilya’da bir yargı darbesinin bilinmeyen yanları”, Le Monde diplomatique, Eylül 2019. (4) Hanrrikson de Andrade ve Patrick Mesquita, “Papazlar ve Bolsonaro toplantısında Kongre ve Yüksek Mahkeme için dua edildi”, UOL Noticias, Sao Paulo, 5 Haziran 2020, https://noticias.uol.com.br (5) Antônio Hamilton Martins Mourã, “Sınırlar ve sorumluluklar”, O Estado de S. Paulo, 14 Mayıs 2020. (6) Ricardo Ferraz’ın bir antropologun ordunun Bolsonaro’ya desteğine işaret eden yazısı. BBC News Brasil, Londra, Sao Paulo, 7 Haziran 2020, https://www.bbc.com/portuguese/brasil O lulismo em crise (Companhia das Letras, 2018). Diğer makaleleri arasında, “The failure of Dilma Rousseff’s developmentalist experiment”ı yayımladı. (Latin American Perspectives, 30, vol. 47, Riverside, Ocak 2020).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle