24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

3 6 TEMMUZ 2020 TOSKANA’DAKİ SANAYİ KENTİ PRATO’NUN 25 YILDIR PARÇASI OLAN WENZHOULULARIN MUHTEŞEM DÖNÜŞÜ İtalya’da bir Çin kasabası JORDAN POUILLE LEI YANG * Ç in diyasporasının Avrupa’daki önemli yerleşim yerlerinden biri olan İtalya’daki Prato’da koronavirüse dayalı çok az ölüm bildirildi. Sağlık alanındaki bu başarının mimarlarından, hazırgiyim sanayiinde çalışan Pratolu Çinlileri, yirmi yıldır karşılaştıkları sevgisizliğin sonunda geç kalmış bu iadei itibar mutlu ediyor. Prato (Toskana) Belediye Başkanı Matteo Biffoni’nin şehirde yaşayan Çinliler ile ilgili övgü dolu sözleri Pekin’deki büyük medya kuruluşlarının en sevdiği konu oldu. Başkan 7 Nisan 2020’de China Central Television’a (CCTV) yaptığı açıklamada “Salgın Çin’de başladığında İtalyan gazeteleri ve televizyon kanalları Prato’nun İtalya’nın kara deliği olacağından eminlerdi. Oysaki bizdeki bulaşı oranı ülkenin geri kalanından düşük olduğu gibi hiçbir Çinli vatandaşımız da enfekte olmadı. Çinli nüfus olağanüstü dikkatli davrandı” diye belirtiyor. Xinhua haber ajansına yaptığı açıklamada ise “Birçok Pratolu, Çin yeni yılı için memleketlerindeydi (25 Ocak). Döndüklerinde gönüllü karantina uyguladılar. Onlara teşekkür borçluyuz” diye ekliyor. Pratolu Çinlilerden ilk defa bu şekilde saygıyla bahsedilmekteydi. Tekstil sektöründeler Çinliler, Floransa’nın yirmi kilometre kuzeyinde, Toskana’daki bu sanayi kentinin yirmi beş yıldır parçası. Orada, kapanmak üzere olan tekstil fabrikaları satın alıp konfeksiyonu geliştirdiler. 8 Nisan’da Beijing Qing Nian Bao’ya yaptığı açıklamada “Belediye Başkanı’nın söylediklerinden gurur duydum” diyen Çinli Tüccarlar Derneği Başkanı Zhou Rongjing hâlâ şaşkın. Rongjing, ocak ayının sonunda on sekiz diyaspora derneği ile ortaklaşa bir “özel Covid müdahale gücü” örgütledi ve İtalyan hükümetinin aldığı karardan çok daha önce binlerce Çinli işçiye karantina ve maske kullanımını zorunlu hale getirdi. Gönüllülerden oluşan bir ekip, kuralların tüm diyaspora tarafından uygulanmasını sağlarken posta kutularına, otoparklara ya da doğrudan sokaktaki Pratolulara maske dağıttı. Gazete durumu “esasen Çin metodu uygulanmaktaydı. Tek fark bu sivil gönüllülerin yelek ya da kırmızı kolluk takmamaları idi” şeklinde analiz ederken şehirdeki altı Evanjelik Çin kilisesinin cemaatlerinin de bu çalışmada yer aldığını görmezden geliyordu. Prato makamlarına göre, toplam 195 bin nüfuslu şehirde dörtte biri yasadışı olmak üzere 31 bin Çinli yaşıyor (1). Yerel Ticaret Odası’nın geçen sene yaptığı sayıma göre, şehirde çoğunluğu şahıslara ait olan 5850 Çinli şirket var ve bunların 4280’i tekstil sektöründe çalışıyor. Bu şirketler akıl almaz bir hızla doğup ölüyor; ortalama yaşamları iki seneyi geçmiyor. Çoğunluğu Zheijang bölgesindeki liman kenti Wenzhou kökenli olan bu topluluk, 1990’ların ortasında giderek büyüdü. Bunun nedeni Çin devlet şirketlerinin yeniden yapılanmaya gitmesiyle ülkede ortaya çıkan kitlesel işsizlikti. Paris Belleville’de kaçak çalışan işçiler Asya mutfağı sunan restoranlara günde on beş saat ravioli yaparken Prato’dakiler Pronto Moda’nın küçük market payını geliştirdi. İşin formülü herkese uygun hazırgiyimi pahalı olmadan seri bir şekilde üretmekti. Bu sistem, bir elbise siparişi için iki ay beklemek istemeyen, öte yandan “made in Italy” etiketinden vazgeçemeyen Avrupalı perakendecilerin isteklerine karşılık veriyor (2). Kayıtdışı işleyiş Kazandıkları para ancak onları buraya getirenlere borçlarını ödemeye yeten Çinli elleri uzun zamandır Prato’daki tekstil atölyelerinde çalışıyor, hatta uyuyor. Kendileri de Wenzhoulu olan işverenleri ise lüks arabalarla dolaştıkları gösterişli bir hayat sürüyor. Dolayısıyla onlara özgü butikler, restoranlar, oyun salonları ve çay salonları da giderek çoğalıyor. 2008’deki ekonomik krizle İtalyanlar tarafından işletilen son yüksek kaliteli kumaş fabrikaları da çöküşe geçince, Çinlilerin konfeksiyon atölyeleri gelişmeye başladı. Ancak vergi kaçırılması öfkeye neden oldu: İtalyan mali polisi Toskana hattında, yılda 1 milyar Avro civarında ve üçte ikisi Prato çıkışlı olan, deklare edilmemiş para akışı fark etti. Bir sonraki yıl, Berlusconi’nin sağcı adayı Roberto Cenni, Çinli nüfusa karşı yürüttüğü sert kampanyayla belediye başkanlığını komünizmin kalesi olan bu yerde kazandı. “Teresa Moda” trajedisi 1 Aralık 2013’te yaşandı: Çinli yedi işçi, pek çoğu gibi acil çıkışı bulunmayan bir atölyede mahsur kalarak can verdiler. Şehir bir günlük yas ilan etti. İtalya’nın güçlü İş Federasyonu’nun (CGIL) Genel Sekreteri Alessandro Fabbrizzi, Prato’yu “yasadışılık şehri” olmaktan çıkmaya çağırırken (3) duvarlarda “harekete geçmeye” çağıran grafitiler belirdi. Birkaç ay sonra, orta solun adayı Matteo Biffoni, diyalog ve hukuka dönüş vaadiyle seçildi. Programını hemen uygulamaya koydu. 2014’te göreve başladığından beri şirketlere 10 bine yakın polis baskını düzenlen Çinliler, Floransa’nın yirmi kilometre kuzeyinde, Toskana’daki sanayi kenti Prato’nun yirmi beş yıldır parçası. Orada, kapanmak üzere olan tekstil fabrikaları satın alıp konfeksiyonu geliştirdiler. Prato makamlarına göre, toplam 195 bin nüfuslu şehirde dörtte biri yasadışı olmak üzere 31 bin Çinli yaşıyor. Şehirde çoğunluğu şahıslara ait olan 5850 Çinli şirket var. di. Bu baskınların çoğu Pratoluların yürüttüğü muhasebe bürolarına gerçekleştirildi. Buralarda, oturma izinlerini yenilemek isteyen Çinlilere maaş bordroları, şirket bilançoları ve işe alım belgeleri para karşılığı sağlanıyordu. Daha sonra bu belgeler iptal edilerek elden ödemeye geçiliyordu. Polis kontrolleri, resmi olarak bildirilen işçi sayısı ile dikiş makinesi sayısının örtüşmediği atölyelerde de gerçekleştirildi. Yangın normlarına uygunluk kontrol edildi. Yapılan mühürlemelerin sonrasında birçok yükümlülüğün yerine getirilmesi ve çok ağır para cezalarının ödenmesi şartı ile yeniden açılan atölyeler oldu. Salgından önce görüştüğümüz işadamı “Taburelerin boyuna kadar ölçüyorlar! Ama sokakta soyulduğumuzda ya da saldırıya uğradığımızda kimse yanımızda değil” diyor iç geçirerek. Wen JunHui (4), Via Toscanini yakınlarında toptancı dükkânına sahip. Yasemin çayı eşliğinde bize İtalyanların “tembelliği”nden, “artık pahalı gelen Çinli işçilerden”, Pakistanlı ve Afrikalıların vasıfsız işgücünden dem vuruyor. Sonrasında bizi ÇinPrato toplumunun gözbebeği sayılan Gualchierine meydanındaki Pu Hua Budist manastırını gezmeye davet ediyor. Versace mokasenleriyle uyumlu fötr şapkasıyla mekânın sorumlusu Huang Shulin bizi, özel olarak Ningbo’dan (Zheijiang) gelen üç rahiple tanıştırıyor ve zengin destekçiler tarafından finanse edilen yeni süsleme çalışmalarını gösteriyor. Tapınağın şatafatı, eskimiş Via Filzi merdivenleri ile tezatlık oluşturuyor. Şehrin ticaret arteri olan bu yerdeki çöp kutuları ve parkmetrelerin üzerleri yapışkan ilanlarla kaplı. Çince yazılmış bu yaramaz ilanlarda, bir telefon uzaklığındaki “kız kardeş” ve “kuzen”lerden bahsediliyor. İşte tam buradaki, işçi kantinlerine dönüştürülmüş eski bistrolarda, Pronto Moda’nın “küçük elleri”, Zheijang TV’deki şarkı yarışmalarını izleyerek büyük bir kâse domuz etli erişteyi mideye indiriyor. Dışarı sızan neon ışıklar gece vardiyasını ele vermesin diye pencereleri yer yer kapatılmış, terk edildiğine neredeyse yemin edebileceğimiz ilk Çinli tekstil atölyelerinin eski binalarının yan yana sıralandığı Via Pistoiese’den sadece birkaç adım uzaktayız. Dokuz kilometre güneyde, Seano’daki üzüm bağlarının dibindeki atölyeler ise yeni hangarların içinde yer alıyor. Bu hangarlar, İtalyan sahipleri tarafından çok pahalıya kiralanan temiz ve sevimli evlerin hemen arkasına inşa edilmiş. Mekânın amacı dışında kullanılması en sık rastlanılan ihlallerden; nitekim tarım araç gereçlerinin yerinde dikiş makineleri ve kumaş yığınları görülüyor. Ayağında spor ayakkabıları ve üzerinde lüks bir tasarımcının anorağıyla Lu Hong (34), Pronto Moda’daki bu küçük girişimcilerden biri. İnce silueti küçük kıyafet tepeciklerinin arasında neredeyse kayboluyor. Paris’teki Popincourt Sokağı’ndaki bir dükkana ertesi gün kendi kamyonetiyle teslim edeceği 1800 adet bornoz siparişini hazırlıyor. “O da benim gibi bir Çinli. Zengin ailesi iflas etmiş. Sıfırdan başlıyor” diye bahsediyor müşterisinden. Genç kadın on sene önce ayda 800 Avro’ya işçi olarak çalışmaya başlamış. “Ondan önce ise memleketim Fujian’da bir telekom şirketinde muhasebeciydim” diyor. Büyük düşünen Lu Hong, bir antrepo edinmiş. Burası Çinli dekoratörler tarafından sekiz sergileme alanına dönüştürülecek ve Lu her birini ayrı ayrı kiraya verebilecek. “Çok da kâr etmeyeceğim çünkü ceza yağacağını şimdiden biliyorum” diyor. 3 Mayıs 2019’da Çinli bir girişimci ve hamile eşi, bir polis ve üç suç ortağı tarafından sahte bir arama belgesi ile zorla evlerinden alındığında zorbalıkla şantaj arasındaki sınır da aşılmış oldu. Hırsızlar beklentilerinden daha az olan 11 bin Avro’yu aldılar. 29 Nisan 2020’de bir üst rütbelinin de bu olaya karıştığını öğrendik. Olay Fransa’da yaşayan Çinlilerin gazetesi olan Nouvelles d’Europe tarafından ortaya çıkartıldı ve sonrasında WeChat’te yer aldı. Çin’e geri dönüş arttı Lu Hong, bizi şimdiki üç işçisinden biri olan Gao Dong ile tanıştırıyor. Kırklı yaşlardaki ütücünün ödemesi bozuk para üzerinden hesaplanıyor: “Lu Hong bana parça başına 15 sent veriyor. On iki saatte 600 parça ütüleyebiliyorum, bu da günde 90 Avro ediyor. Fena değil, öyle değil mi?” Hebei’de köylü bir ailenin oğlu olan Dong, eskiden ayda 700 Avro’ya Çin’in Shenzhen banliyösündeki bir fabrikada Bally ayakkabılarını birleştiriyormuş. 2017’deki yeni ay yılı tatilinde, taşrada kapı kapı gezip ihraç edeceği işgücü arayan bir adam onu ziyaret ediyor. Ona daha fazla maaş, rahat bir yatak ve günde üç öğün yemek vaat ediyor. Gao Dong, adama hizmetleri karşılığında para veriyor ve kendini bir ay sonra İtalya’da buluyor. Bir süre sonra karısı da yanına geliyor. “O, on kilometre ötedeki bir düğme fabrikasında işe alındı. Fabrika tarafından verilen bir odada uyuyor. Odayı başka bir işçi ile paylaşıyor. Ayda bir görüşüyoruz.” Alternatif olanakların giderek çoğaldığı Çin’e geri dönüş başladığı için Çinli işgücü azalıyor; onların yerini Afrikalılar ve Pakistanlılar alıyor. Onları, sabah 7’den itibaren Via del Molinuzzo’da 1 Avro’ya erişte, 50 sente çaylı yumurta satan, büfeye dönüştürülmüş civciv sarısı bir kamyonun etrafında görebilirsiniz. Eskiden işçi olan bu büfenin patronu, üzerinde kamyonun rengiyle uyumlu önlüğü, “kaldırımlarda diz çöküp gerçek Çinliler gibi yiyorlar” diye gülerek konuşuyor. Kendisi daha önce Prato’ya 15 km., Floransa’ya 10 km. mesafedeki Sesto Fiorentino’da, içinde yüzlerce Çinli deri işçisini barındıran bir antrepo parkında çalışmış. Bugün halen orada, özellikle çantaları hem toptan hem de perakende satıyorlar. Tıpkı Hui’nin ailesinin kutu atölyesi gibi. Bizden önce vizon mantolu yaşlıca bir hanımefendi Hui’ye bir zarf verip hemen kayboluyor. “Bu, bir ön ödeme. Tanesi 14 Avro’dan ona özel çantalar üretiyoruz. Kendisi kaça satıyor bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum” diye gülerek açıklıyor Hui. Logoya baktıktan sonra internetteki bir satış sitesinde fiyat karşımıza çıkıyor: 220 Avro. Teller ve minik duvarlarla birbirinden ayrılan bu cep atölyeler labirentinde yirmiye yakın Afrikalı işçi ile karşılaşıyoruz. Hiphop tarzı ile bir tabureye çökmüş çalışan 28 yaşındaki Senegalli Sidy onlardan biri. He nüz iki haftadır burada dikim işinde çalışıyor: “Genelde rahatım. Patronum arkamdaki makinede çalışan arkadaş. Sabah 7 akşam 9 arası çalışıp günde 30 Avro alıyorum. Bir kutudan diğerine gidip geliyorum. Patronum bana bir mesaj atar atmaz oradayım.” Akşam yemeği için Prato’ya dönüyoruz. Çam ağaçları ile çevrili bir evin önünde Amin adlı 23 yaşındaki işçiyle karşılaşıyoruz. Kucağında bir kasa enerji içeceği taşıyor. Güneydeki bir tatil beldesi olan Palinuro’daki göçmen kampında üç yıla yakın yaşamış. Yedi aydır ise bir tekstil atölyesinde çalışıyor. “Siyasi sığınma talebimin kabul edilmesi için bu kadar zaman geçmesi gerekti. Delirmek üzereydim ama bir yandan da orada İtalyanca öğrenmiş oldum.” Genç adam Pakistan’ın kuzeybatısındaki, Taliban’ın üssü sayılan dağlık bölge Vaziristan’ın bir kasabasında büyümüş. Annesinin öldüğünü, babasının ise engelli olduğunu söylüyor. “Ona ayda 300 Avro gönderebiliyorum” diye anlatıyor. Patronu Wenzhoulu olsa da “Bana ayda 150 Avro’ya bir yatak bulan Pakistanlı dostum Capo sayesinde onunla iletişim kurabiliyorum” diyor. Amin, her biri dört erkek tarafından paylaşılan altı odaya bölünmüş bir evde yaşıyor. Bu şekilde ayda 3600 Avro gelir elde eden uyku taciri ise bizim varlığımızdan pek memnun olmayan emekli bir İtalyan. ‘Kapı herkese açık’ Prato Belediye Başkanı Biffoni, halihazırdaki göç krizi ile gelen bu yeni işçiler için de aynı formülü uygulamak istiyor: “Afrikalı ya da Pakistanlı işçiler kaçak çalışmıyorlar ancak yarı zamanlı sözleşmelerle çok fazla saatler çalıştırılıyorlar. Prato artık yalnızca Çinlilerin buluşma noktası olmayacak; biz çokkültürlü bir toplumuz. Herkesin aynı yasalara saygı gösterdiği bir toplum inşa etmeliyiz. Kurallara uymak koşuluyla Prato’nun kapıları herkese açık”. 2019’da tekrar seçilen Başkan, Belediye Konseyi’ne iki Çinli göçmen çocuğunu da (5) aldı: Telekomünikasyon mühendisi 56 yaşındaki Marco Wong ve ABD’de bir üniversiteden mezun olduktan sonra Pronto Moda aile şirketinin yönetimine geçen 24 yaşındaki Teresa Lin. (*) Gazeteci Çeviri: Okan Urun (1) http://statistica.comune.prato.it/ (2) Antonella Ceccagno, Şehircilik ve Küresel İstihdam Yönetimi: Çinli Göçmenler ve İtalyan Hızlı Moda Endüstrisi, Palgrave MacMillan, Londra, 2017. (3) Louise Munkholm, İş Hukukunun Uygulanmasını Yeniden Keşfetmek: Sosyolegal Bir Analiz, Bloomsburry, Londra, 2020. (4) İsteği üzerine ismini değiştirerek kullanıyoruz. (5) Dario di Vico, “Teresa Lin e Marco Wong, Prato’da (entegrasyonun ötesinde) seçilen ilk iki Çinlinin hikâyesi”, Corriere della Sera, Milano, 10 Haziran 2019. Turizm sektörü yaralı G C ERALDINA OLOTTI * T arihçi Eric J. Leed “Dünya dediğin duvara asılı bir afiştir; bir bilet fiyatına tüketebilirsin onu” diye yazıyordu (1). Peki salgın sonrası bir turist için bu biletin fiyatı nedir? Ayrıca kim bu bileti satın almak ister? İtalya ulusal turizm ofisi 2020’de turist sayısında yüzde 41 düşüş beklerken bir yandan da gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 13’üne denk gelen ve gayri resmi ekonominin önemli bir kısmını barındıran 154 milyar Avro’luk turizm harcamalarının azalacağını öngörüyor (2). Bu durumdan en çok etkilenecek şehirler ise yoğun ziyaretçisi olan Venedik ve Floransa ile turizm aktivitelerinin yaz aylarında gerçekleştiği şehirler olacak. Yarı çalışma... Özellikle konaklama sektörünü (oteller, moteller, kamplar, dağ evleri) belirleyen sezona bağlı turizm, kendini esnek sözleşmelerin aşırı kullanımında gösteriyor. İtalya’da konaklama hizmetlerinde çalışanların yarısından fazlasının kısa süreli sözleşmeleri var. Yarı zamanlı çalışma çok sık görülüyor. Bu durum en çok da kadınlar, gençler ve göçmenler arasında yaygın. Otel ve restoranlarda çalışan yabancıların neredeyse yüzde 20’si çoğunlukla sözleşmesiz ya da kısa süreli kontratla ve İtalyanlara oranla yüzde 35 daha düşük maaşla çalışıyor (3). Abruzzes kıyılarındaki bir otelde garson olarak çalışan ve sözleşmesinin yenilenmeyeceğini öğrenince intihar eden genç bir Romanyalının haberi mayıs sonunda basında yer aldı. Birkaç gün önce genç bir Afrikalı aynı şeyi yapmıştı. Avro bölgesinin üçüncü ekonomisi olan İtalya’da en az 3 milyon kişi, düzenli bir iş sözleşmesi olmadığı için kriz sırasında hükümetin verdiği yardımlardan yararlanamıyor. Salgından önce de İtalyanların yüzde 25’i öngörmedikleri 800 Avroluk bir harcamayı borçlanmadan yapamayacaklarını belirtiyorlardı. Bugün, nüfusun üçte birinden fazlası ciddi ekonomik zorluklar yaşıyor ve yoksulluk sınırına gelmeden üç aydan fazla yaşayacak tasarruflarının olmadığını belirtiyor. Sürdürülebilir sektör AB Komiseri Thierry Breton tarafından duyurulan olası bir “turizm Marshall planı” beklenirken turizm ofisi, bölgelerin değerli kaynaklarının iyileştirilmesinin yanı sıra yerel ve sürdürülebilir sektörün gelişmesinin altını çiziyor. Ancak bu durumun birçok İtalyan için duvardaki bir afişten ibaret olacağı aşikar. (*) il Manifesto’da gazeteci, Le Monde diplomatique’in İtalyanca baskısının direktörü. Çeviri: Okan Urun (1) Eric J. Leed, Gezginin Zihni: Gılgamış’tan Küresel Turizme, Basic Books, 1992. (2) Bollettino n.1, Ulusal turizm gözlemevi Roma, 7 Mayıs 2020, www.enit.it (3) “Italia’da Gli stranieri nel mercato del lavoro”, yıllık rapor, İtalya Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Temmuz 2019.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle