23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

LE MONDE diplomatique Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. 6 TEMMUZ 2020 Sayı: 6 NE ÜRKÜTEBILEN NE DE SAYGI DUYULAN BATI’YA KARŞI... Afrika uyanıyor mu? BOUBACAR BORIS DIOP * B atılılar tarafından acınası şekilde yöne tilen Covid19 salgını, Batı’nın hegemonyasının sınırlarını gözler önüne serdi. Avrupa ve ABD, ahlaki otoritelerini kaybettiler. Bundan sonrası için daha adil bir uluslararası düzen tasarlanabilir. Afrika için bu olaylar ortak kader ve mücadele duygularını yeniden alevlendirdi ancak aşılma sı gereken çok engel var. Geçen otuz yıl boyunca dünya genelinde SARS, H1N1 ve Ebola gibi birden fazla salgın korkusu yaşandı. Ama endişeler pandemilerin yarattığı tehditten daha ağır bastı. Yeni koronavirüs SARSCoV 2’nin yarattığı tehlike boyutunun vaktinde farkına varılmamasına da muhtemelen bu durum neden oldu. Salgın, İspanyol gribi kadar öldürücü olmayacaksa da ekonomiye etkisinin yıkıcı olması bekleniyor. Son derece ilginçtir ki mevcut tartışmalar salgının kendisinden çok, pandemi sonra sına odaklanıyor. Covid19 ile mücadelenin altında çok daha şiddetli bir mücadele saklı aslında... Henüz üstü örtülü olan bu mücadele, gezegenin tamamındaki kaynaklar ve yalan bilgilerin kontrolüne karşı mücadele. Afrika da savaş düzenine geçti; aralarında Wole Soyinka, Cornel West, Makhily Gassama ve Djibril Tamsir Niane gibi isimlerin yer aldığı yüz kadar aydının Afrikalı karar mercilerine hitaben 1 Mayıs 2020’de yazdıkları açık mektup çok ses getirdi (1). Bu eylemi başlatan isimler (Amy Niang, Lionel Zevounou ve Ndongo Samba Sylla) bunu toplu dilekçe ile sınırlı bırakmayıp kelimeleri eyleme dönüştürmek istediklerinden Afrikalı bilim insanlarına da çağrıda bulundular. Neredeyse her şeyin baştan yapılması gerektiği kıtada, şafağı gözleyen hastalar pandemiyi “tarihi bir fırsat” olarak gördüklerinden deyim yerindeyse onu kollarını kocaman açarak karşıladılar... Devamı 5. sayfada Minneapolis’te polis şiddeti sonucu siyah George Floyd’un hayatını kaybetmesinin ardından başlayan ve ülke geneline yayılan protestolar sürüyor. Önce ABD’de başlayan eylemler daha sonra Avrupa’ya sıçradı. İngiltere, Fransa ve Almanya ırkçılık karşıtı gösterilere sahne oldu. GEORGE FLOYD’UN ÖLÜMÜ, EŞITSIZLIKLERIN SERT TEZAHÜRÜ Polisin bardağı taşıran cinayetleri RICHARD KEISER * 1 984 yılı başkanlık seçimlerinde Ronald Reagan’a karşı oy kullanan tek eyalet olan Minnesota, Amerikan siyaset tarihinde bir istisna teşkil ediyor. Eyalet seçmenleri, en son 1972 yılında, yani bundan yaklaşık 50 yıl önce başkanlık seçimlerinde tercihlerini Cumhuriyetçi bir adaydan yana kullanmıştı. Amerikan solunun bu mabedinin nesiller boyunca Kongre’ye gönderdiği isimler arasında Hubert Humphrey, Walter Mondale ve Kongre’ye seçilen ilk iki Müslüman kadından biri olan İlhan Omar yer alıyor. Kentin bu ününü hatırlayınca, George Floyd’un bir devriye polisi tarafından öldürülmesi ve bu olayın tetiklediği büyük halk kargaşası şaşırtıcı gözükebilir. Oysaki yan yana oldukları için İkiz Kentler olarak bilinen Minneapolis ve eyaletin başkenti St. Paul’ü yakından tanıyan bir gözlemci açısın dan bu hiç de beklenmedik bir durum değil. Acı tablo Minnesota; eğitim, gelir ve refah seviyesi açısından ülkenin üst sıralarındaki eyaletler arasında yer alsa da 25 Mayıs’ta Floyd’un ölümü nedeniyle çıkan isyanların olduğu gecenin ardından Demokrat Vali Tim Waltz’ın hatırlattığı gibi, bu istatistikler “sadece beyazlar için geçerli. Eğer beyaz değilseniz, bu mükemmellik tablolarının neredeyse en altına inersiniz” (1). Lise diplomasına sahip en yüksek sayıda AfroAmerikalı nüfusun yaşadığı eyaletler listesinde Minnesota ancak 39. sırada yer alıyor. Bir işi olan siyah nüfus oranına göre (50 eyalet arasında) 45. sıraya gerileyen Minnesota, oturdukları evin sahibi olan AfroAmerikalılar’ın yüzdesine bakıldığındaysa 48. sıraya kadar düşüyor. Minneapolis’li beyaz bir ailenin ortalama geliri yılda yaklaşık 100 bin dolara yakınken, siyah bir aileninki ancak 28 bin 500 dolara ulaşıyor. Siyahlar ve beyazlar, hâlâ birbirlerinden ayrılar ve eşit değiller. ABD’deki ırksal eşitsizlikler 1970’li yıllardan beri hiç durmadan artmakta. Bu nedenle, Covid19 hastalığına beyazlardan çok siyahların önemli sayıda kurban vermiş olması hiç şaşırtıcı değil. Burada ölüm oranlarının yanı sıra, kriz süresince yaşanan iş kayıpları ve insanların iki yakalarını bir araya getirmekte yaşadıkları zorluklar da söz konusu. Okulların kapatılması ve çalışmanın hemen hemen imkânsız hale gelmesi gibi eve kapanmanın doğrudan yol açtığı sonuçların, AfroAmerikalılar açısından orantısız biçimde ağır olduğu ortaya çıktı. Bu durum onlara üst üste her gece eylemde bulunmak için daha fazla gerekçe ve zaman sağladı. Mahalle sakinleri, benzer öfke patlaması durumlarında genellikle görüldüğü üzere, içerisinde kapalı biçimde yaşadıkları kendi semtlerindeki özel mülklere saldırdılar. İsyancılar öfkelerini ayrıca, daha nadir olarak, birkaç sokak ötedeki şık butikler, restoranlar ve bankalardan çıkardı. Devamı 4. sayfada Sistemik mi dediniz... SERGE HALIMI Amerikan çokuluslu şirketler hayırseverliği genellikle servetlerinin kaynağı olan faaliyetlerin zararlı etkilerini gizlemek için kullanırlar. Geçen mayıs ayından bu yana, Black Lives Matter (Siyahların Hayatı Değerlidir) de dahil olmak üzere çeşitli AfroAmerikan derneklere yüz milyonlarca dolar bağışta bulundular. “Sistemik ırkçılık” ile mücadele eden aktivist kurumlara yapılan bu bağışlar sigorta poliçe ödemelerini anımsatıyor. “Sistemik”in ne anlama geldiğini herkesten daha iyi bilen Apple, Cisco, Walmart, Nike, Adidas, Facebook ve Twitter, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki yapısal eşitsizliğe karşı yürütülen protestoların yakında polis şiddetinden başka mide bulandırıcı konuları hedef alacağından korkuyor olmalılar. Ne de olsa bir sonraki hedef yönetim kurullarını daha yakından ilgilendiren türden olabilir. Bu varsayımda protestocular, “beyaz ayrıcalığın” getirdiği imtiyazlardan vazgeçtiklerini kanıtlamak için Afrika kökenli Amerikalıların önünde diz çökmekle, heykelleri yıkmakla veya sokak adlarını değiştirmek gibi “sembolik” jestlerle yetinmeyebilir. Oysa çokuluslu şirket yöneticileri, beyaz bir polis memurunun dizinin altında boğularak yaşamını yitiren siyah vatandaşın görüntülerinin yayılmasıyla Amerikan toplumunu ayaklandıran popüler hareketi, bu tarz sembolik eylemler ile sınırlı tutmaktan yana. ‘Beyaz ayrıcalığın’ sermayeye yansıması Geri ödeme gücü olmadığını bile bile sayısız siyah aileye kredi vererek ağır borç altında ezilmesini izleyen JPMorgan Bank’ın CEO’su Jamie Dimon da diz çöktü… Bankasının devasa kasasının önünde. 2012 başkanlık seçimlerinde aday olan Willard (“Mitt”) Romney, Amerikan nüfusunun yüzde 47’sinin parazitlerden oluştuğunu dile getirmişti. Bu günlerde ise katıldığı ırkçılık karşıtı bir gösteride “Siyahların Hayatı Değerlidir” diye mırıldanıyor. “Irksal, eşitlik, sosyal adalet ve eğitime daha fazla erişim” için Estée Lauder 10 milyon dolar harcayacağını duyurdu. 2016’da Donald Trump’ın kampanyasını finanse ederken de muhtemelen bu amaca hizmet ediyordu. Parodiyi aşan bu maskaralıkların dışında asıl altı çizilmesi gereken husus, “sistemik ırkçılığa” karşı yapılan protestoların “sisteme” gerçek anlamda kafa tutabilecek en muhtemel aday olan Bernie Sanders’in birkaç hafta önce Joseph Biden’a karşı yenilgiye uğraması. 1994 yılında Senatör Biden, Afrika kökenli Amerikalıların kitlesel hapsini hızlandıracak adli reformun büyük mimarıydı. Öte yandan ten rengi her zaman doğru karar göstergesi değil: Kongre’deki 38 siyahi üyeden 26’sı bu reformu onayarak geçmesini sağladı. ABD’de çoğu Afrika kökenli Amerikalı ailelerin serveti 20 bin doların altında, yani hiçbir şey. Bu nedenle yoksul mahallelerde yaşamaya ve çocuklarını büyük ölçüde emlak vergisi ile finanse edilen vasat okullara göndermeye mecburlar. Bu ortamda büyüyen çocukların profesyonel gelecekleri henüz başlamadan tehlike altında. “Sistem”in asıl sorun kaynağı: “Beyaz ayrıcalığın” öncelikle sermayede var olması. Semboller ile ye tinirsek ABD’nin zaten siyah bir başkanı oldu: Barack Obama. Çeviri: Elvan Akansu Kara
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle