24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

17 Mayıs 2017 Çarşamba Akademi 9 >> evlerin bir bölümü yıkılır, ancak Romanlar varlığını devam ettirir. 1992 yılına gelindiğinde yerel yönetim ve Emniyet Müdürlüğü’nün kararlı uygulamaları ve baskıları sonucunda Romanlara büyük ekonomik getirisi olan eğlence evleri ortadan kaldırılır. 2005 yılında 5366 sayılı Kanun kapsamında Neslişah ve Hatice Sultan mahallelerinin yenileme alanı olarak ilan edilmesi mahalle için belki de en önemli kırılmaya yol açar. Zira bu süreç Sulukule’deki Roman topluluğunu yerinden eden, Sulukule Roman kültürünü de yok eden bir imar operasyonuna dönüşür. lSULUKULE’DE SOYLULAŞTIRMANIN BAŞLAMASI Kentsel dönüşüm projesi Romanla rı tarihsel süreçte en çok yıkıma uğratan olay olarak gösterilebilir. Proje diğer iki büyük olaya göre Romanları daha fazla etkilemiştir. Süreç boyunca yaşadıkları mağduriyetler, kentsel dönüşümün başlayabilmesi için topluluğa yönelik yapılan karalama kampanyaları ve ardından topluluğun kendi içinde ayrışması, sonuçları açısından tarihsel süreçteki diğer iki aşamadan daha ağır sonuçlar doğurmuştur. Soylulaştırmanın ilk ayağı olarak Sulukule’nin seçilmesi rastlantısal değildir. Tarihsel süreçle beraber gelen toplumsal dışlanma ve Romanların şehrin dışında tutulma isteği bu sürecin Sulukule’de başlamasının en büyük sebeplerindendir. Sosyolojik ve kültürelci yaklaşımlar, bu yıkımları, esasen kentsel mekânın merkezinde gerçekleşen kendi haline terk edilmişliğin bir sonucu “kirlilikten” arınma faaliyeti olarak açıklamaktadır. Zamanla şehrin merkezinde kalmış Sulukule şehrin diğer sakinleri tarafından 1990’lardan sonra gidilmeyecek ya da korkarak geçilecek bir alana dönüşmüştür. Ayrıca İlber Ortaylı’nın da ifade ettiği gibi, “sur dibi bazı izbeler İstanbul’un gecekondu ortalamasının altında bir malzemeyle yapılan derme çatma akarsuyu olmayan barınaklar”dır; yaşam koşulları son derece düşük seviyededir. Çevresindeki yapılara göre hem daha eski hem daha bakımsızdır. Bu durumlar çevre sokaklardan ve mahallelerden sayısız şikâyet almıştır. Yine kentsel dönüşüm sürecinin Sulukule’de başlamasının bir diğer nedeni ise yukarıdaki aktarılanlara bağlı olarak zamanla gelişen olumsuz Roman algısıdır. Romanların çok büyük bir kamuoyu oluşturamayacağının bilinmesi de etkili olmuştur. l2005’TE BAŞLAYAN SÜREÇ Nitekim süreç Fatih Belediyesi Başkanı’nın da baskılarıyla 2005 yılında başladı. İlk olarak Fatih Belediyesi gitmek isteyen ve anlaşma isteyen Romanlara Taşoluk’ta yapılan TOKİ binalarından taksitle daire vermiş ve ödeme gücü olan Romanlar Sulukule’yi terk etmeye başlamıştır. Gidenlerin evleri hemen yıkılmış ve moloz parçaları caydırma politikasının bir unsuru olarak sokakta bırakılmıştır. Vazgeçmeye niyeti olmayan, Sulukule’de kalan Romanlara karşı yasal süreçler en sert şekilde işletilmiştir. Romanlar böylece Fatih Belediyesi tarafından sunulan seçenekleri kabul etmek zorunda bırakılmış ve Taşoluk’un yolunu tutmuşlardır. Böylelikle Sulukule İstanbul’da gerçekleşen ilk kentsel yenileme alanına dönüşmüştür. 2010 yılı itibariyle Sulukule bir şantiye alanı haline gelmiş ve Sulukuleliler kentte tutunmak için çeşitli semtlerde ve biçimlerde barınma imkânları icat etmeye çalışmışlardır. lSOYLULAŞTIRMANIN ARDINDAN SULUKULE Edirnekapı yönüne gittiğiniz za man uzaktan artık çok net şekilde fark edilebilen bir Sulukule ortaya çıkmıştır. Bu durumu olumlu anlamda düşünmemek gerekir. Zira yenilenen alan diğer sokaklarla ne entegre olabilmiş ne de bölgenin mimarisiyle uyum sağlayabilmiştir. Bölgedeki çalışmalardan sonra yenilenen alanın diğer taraflarla ilişkisi kesilmiş ve etrafı duvarlarla, parmaklıklarla çevrilmiştir. Sitenin dışında ise Romanların yaşadığı gözlemlenebilmektedir. Önceden yeni yapılanmanın olduğu yerde yaşayan bu Romanlar yeni yapılan evlere güçleri yetmediği için çevre sokaklarda kiralara çıkmışlardır. Son kalan birkaç Sulukuleli aile ile konuşmaya çalıştığınızda eskiye öz lem ve borçlarından bahsetmektedirler. Projeden önce de çalıştıklarını ancak şu anda TOKİ’ye olan borçlarını ödeyebilmek için daha çok çalıştıklarını ve kazandıklarının sadece borçlara gittiğini belirtmişlerdir. Yenilenen Sulukule’de en dikkat çekici nokta Suriyelilerin bölgeye yerleşmeleri olmuştur. Çevre ailelerden edinilen bilgiler bir evde birden fazla Suriyeli ailenin yaşadığı yönündedir. Ayrıca evlerden çıkan Suriyeli gençlerin yedek anahtar kopyalayıp saklayarak, evlere kendilerinden sonra giren kiracıların eşyalarını çalmakta olduğu iddia edilmektedir. Suriyelilerin kendi aralarında bir dayanışma oluşturduğu söylenmekte ve hırsızlık dışında fuhuş ve uyuşturucu ticareti gibi illegal yollara başvurdukları, bölgenin yerlileri tarafından iddia edilmektedir. Fiziki açıdan iki mahallenin (Hatice Sultan ve Neslişah) değiştiğini söylemek mümkünse de, muhitte “illegal” yaşantının bittiğini söylemek mümkün değildir. Sulukule’de Suriyeliler dışında birkaç Roman aile kalmıştır. Topluluğun eski üyelerinin birçoğu Taşoluk’a göçmüştür. Geri dönmek isteseler de Sulukule’de ev fiyatlarının yüksek olması nedeniyle orada yaşamaya devam etmek zorundadırlar. Her ne kadar daha önce de zor şartlar altında yaşayıp eğitim, sağlık gibi sorunlara sahip olsalar dahi eskiden güvenlik sorunları olmadığını dile getiriyorlar. Geri dönen ailelerden birinin bir üyesinin söyledikleri çarpıcı: “Şu an bu dükkânda otururken kapımı içerden kilitlemek zorundayım, yarım saatte bir tinerciler geliyor ve tehdit edip para istiyorlar.” Kalan birkaç Roman ailenin eski Su MUSTAFA ÖZER/AFP Sulukule'de Romanlar polis gözetiminde evlerini boşaltıyor. Sulukule 14 Mayıs 2008'de çevik kuvvet eşliğinde yıkıldı. lukule kültürünü yaşattıklarını söylemek çok güç. Birkaç Roman aile ve bir evde 15 kişiye varan sayılarda yaşayan Suriyeliler dışında, Sulukule evlerine talep yoktur. Orta sınıf ya da üst sınıftan buraya yönelik bir talep olmadığı gibi, gelenler ise yukarıda bahsedilen nedenlerden dolayı en fazla bir ay dayanabilmektedir. Bir binada üst katta Romanların, orta katta muhafazakâr bir ailenin, alt katta ise birden fazla Suriyeli ailenin oturduğu bir düzen ortaya çıkmıştır. Gözlemlenen kötü bir olayla karşılaşılmamasına rağmen, bölgede yaşayan Romanlardan edinilen bilgiye göre bu üç farklı grup da birbirine saygı göstermemektedir. Son zamanlarda ise bölgeyi daha da çok milletli yapacak, savaş bölgelerinden kaçan zengin ailelerin burayı tercih etmesi durumu daha zora sokmaktadır. n KAYNAKÇA Ali Rafet Özkan, Türkiye Çingeneleri (Ankara: T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, 2000). İlber Ortaylı, “Sulukule”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi VII (1994), 7071. Murat Cemal Yalçıntan, Erbatur Çavuşoğlu, “Sulukule’den Arda Kalan: Yenileme Sürecinin Öğretileri ve Yenilikçi Muhalefet Pratikleri”, Toplumbilim 26 (2001), 12945. Neill Smith, “New Globalism, New Urbanism: Gentrification as Global Urban Strategy”, der. Neil Brenner ve Nik Theodore, Spaces of Neoliberalism: Urban Restructuring in North America and Western Europe içinde (Oxford: Blackwell, 2002). Tayyip Gökbilgin, “Çingeneler”, İslam Ansiklopedisi IV (1988), 425. TMMOB İstanbul Büyükkent Şubesi, “TOKİ Gettoları ve Neoliberal Gentrifikasyon”, 14 Ağustos 2011, http://arsiv.mimarist.org/gundem/ 1515tokigettolariveneoliberalgentrifikasyon.html, erişim tarihi 6 Mayıs 2017. Zeynep Merey Enlil, “Yeniden İşlevlendirme ve Soylulaştırma: Bir Sınıfsal Proje Olarak Eski Kent Merkezlerinin ve Tarih Konut Dokusunun Yeniden Ele Geçirilmesi”, domus m 8 (Aralık 2000), 4649.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle