19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bizim kızların Asya tecrübeleri Voleybol Türkiye’nin bir numaralı kadın sporu. Kadın voleybolcular hem milli takımda, hem de kulüp takımlarında birçok başarıya imza atıyor. Bir de Türkiye’yle yetinmeyip yabancı liglerde oynayanlar var. Üstelik öyle yakın ülkelerde değil, Uzakdoğu Asya’da! Son üç sezonda dört Türk oyuncu Japonya, Güney Kore, Çin ve Tayland liglerinde forma giydi. Dördüyle de Asya’daki günlerini konuştuk… Öğrendiğim en önemli şey sabır SPOR Yeliz Başa (27), Japonya Ligi ve Güney Kore Ligi, NEC Red Rockets GİZEMLİ ÜLKE 25 yaşımda Japonya Ligi’ne gitim. Başka ülkelerden de teklif vardı. Son aşamada eşimle ve menajerimle birlikte karar verdim. Japonya gizemli bir yerdi, voleybolda da milli takım bazında genellikle ilk 3’te çoğu kez, kariyerim için doğru tercih olacağını düşündüm. MAÇLAR ÇOK ÇEKİŞMELİ Çok başarılı bir voleybol ülkesi olduğu, hedef turnuvalarda milli takımla bize karşı elde etikleri başarı ve genelde ilk üç içinde bitirmelerinden az çok belli oluyor. Japon ligi inanılmaz çekişmeli. Bütün takımların seviyesi dengeli, kimin kimi yeneceği belli olmuyor. Genelde maçlar 5 sete gidiyor. 3. SEZONUM Bu benim Uzakdoğu’daki üçüncü sezonum. İlgiden gayet memnunum. Tabii başarılı olmasaydım bu kadar ilgi olmayabilirdi. Neyse ki NEC takımıyla şampiyonluğa oynuyoruz ve bu ekibin tek yabancı oyuncusu olarak katkı vermek beni ayrıca gururlandırıyor. Kulüp ve antrenörümle birbirimizi iyi anlıyoruz. Sınırlarımızı biliyoruz. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. EŞİM İSTANBUL’DA Eşim diş hekimi ve işi sebebiyle İstanbul’da yaşıyor. İstanbul’da da işleri yoğun, o yüzden çok seyahat ediyor. Ama buraya da çok sık gelip gidiyor. Burada da Japon meslektaşlarıyla mesleki çalışmalarda bulunuyor. TOPUN YERE DÜŞMEDİĞİ TEKNİK Geçen sezonu da Güney Kore’de Hyundai takımında geçirdim. Japon kulüplerinde karar süreci biraz ağır sürüyor. Hyundai cazip bir teklile gelince kabul etim. Kore’de sistem sadece yabancı oyuncu üzerine kurulu. Savunma daha zayıf, ama kaliteli yabancılı sert bir lig. Buna karşılık Japonya inanılmaz savunma yapılan, topun yere düşmediği, tekniğe dayalı bir lig. DAHA BURADAYIM Asya’da öğrendiğim en önemli şey sabır. Burada üç yılı tamamlıyorum, ama madalyonun öbür tarafı hiç de öyle kolay değil! Günde 8 saat idman yapılan bir yerde her sezon tatilsiz dokuz ay kalıyorum ve her maçta oynuyorum. Bu son derece yıpratıcı! Gelecek sezon için şimdiden sözleşme yeniledim NEC’yle. Bir daha buradayım yani. Sonrasını zaman gösterecek. Ama bu idmanlara ve tempoya dayanabildiğim kadar Japonya’da kalmak istiyorum. Çin’in neden kalabalık olduğunu sokağa çıkınca anladım Seda Tokatlıoğlu (28) , Çin Ligi, Motor BAIC Pekin MENEJERİM İKNA ETTİ Geçen sezonun önemli bir bölümünü sakat geçirdikten sonra Fenerbahçe’den ayrıldım ve yaz aylarında Çin’in BAIC Motor Pekin takımıyla anlaştım. Avrupa’dan da tekliler vardı, ama menajerim beni Çin Ligi’ne gitmem konusunda ikna eti. Milli Takım kampları sebebiyle Pekin’e Ekim ortasında gitim. Sıkı bir hazırlık döneminden sonra Kasım başında lig maçları başladı. ÇİNLİLER AZ KAZANIYOR Çin’deki en çarpıcı nokta, antrenmanların çok ağır geçmesi. Türkiye’de iki saatlik antrenmanlara alışığız ama orada 4.55 saat çalışıyorduk. Buna karşılık kulüplerin yapısı Türkiye’deki kadar profesyonel değil. Salonlar ve soyunma odaları çok sade. Çinli oyuncular da çok az para kazanıyor. Benim gibi yabancı oyuncular ise Türkiye şartlarının bile üzerinde ücret alabiliyor orada. Bir de şu var tabii, Türkiye’de alışmadığımız: Ücretimiz söz verilen tarihte tak diye ödeniyor. Eğer o gün hata sonuna geliyorsa erken ödeniyor. TAŞKIN SEYİRCİ YOK Çin’de lig sezonu son derece kısa. Salı ve cumartesi olmak üzere, hatada ikişer maç yaparak sezonu hızlı bir şekilde 2.5 ayda bitirdik. Coğrai olarak büyük bir ülke olduğundan 26 uçakla ve hızlı trenle bile deplasman yolculukları 4 saaten uzun sürdü. Pekin’de olsun, diğer şehirlerde olsun maçlarda tribünler hep doluydu. Buna karşılık seyircinin herhangi bir taşkın davranışını görmek mümkün değil. ÇİN SEDDİNE GİTTİM Çin’de sokakta veya herhangi bir mekânda en çok gözüme çarpan şey insan kalabalıkları oldu. Her yer kalabalıktı. Nüfusun nasıl 1.5 milyar olduğunu anladım böylece. Geçen yaz evlendiğim için voleybol kondisyoneri eşim de benime birlikte geldi. Bu sayede pek yalnızlık çekmedim. Çinli oyuncular gibi, kulüp yurtları yerine kiraladığımız dairede yaşadık. Yoğun ve maç programı sebebiyle fazla gezme imkânımız olmadı. Ancak yine de Çin Seddi’ne gitim. DİL SIKINTILI Yemekler ve dil konusunda biraz sıkıntı çektik doğrusu. Zaten Çin alfabesini öğrenmek mümkün değil. Bana günlük konuşmada yardımcı olacak bazı temel kelimeleri öğrendim. Antrenman ve maçlarda konuşmaları İngilizceye aktaran bir çevirmen vardı. Çin yemekleri de bizim damak zevkimize pek uygun değil. Yanımızda sadece beyaz peynir götürmüştük. Ama özellikle yiyecek kahvaltılık bulmakta çok sıkıntı çektik. Bir daha Çin’e gidersem vakumlayıp bir sürü yiyecek alacağım yanıma. Alp Ulagay 5 NİSAN 2015
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle