Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
FETHİYE / ÖLÜDENİZ 5 Hakan Dirik “ ört nala gelip uzak AsD ya’dan, Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan” bu memleket, bizim olmasına bizim, ancak insan sormadan edemiyor: “Bu memleketin değerini ne kadar biliyoruz, onun güzelliklerinin ne ölçüde farkındayız?” Yanıtı uzaklarda aramaya gerek yok, hemen yanı başımızda olup bitenlere bakmak yeterli. Hele Ege’nin, Akdeniz’in herhangi bir sahil beldesine yol aldığınızda, gerçek tüm çıplaklığıyla ortaya çıkıyor. Dışarıdan gelenler, burada yaşayanlardan daha çok bu memleketin değerinin farkında. Hepsi ayrı ayrı “yeryüzü cenneti” olan beldelerin tadını çıkaranlar arasında bu topraklarda doğup büyüyenler öyle azınlıkta ki... Durum böyle olunca da, Türkiye’nin bir kasabasında Türkçe tabelaya rastlayana madalya vermeli! Dört bir yan Anglosakson kültürün hegemonyasında. Bu toprakların güzelliklerini yabancılara terk edip kabuğuna çekilmeye karşılık gösterilen “ekonominin durumu”, “aile bütçesi” gibi mazeretler haklıysa, güzelim sahilleri “konut çöplüğüne” çeviren yazlıklara ne demeli?.. Eline üç beş kuruş geçen, üstelik borç harç yazlık sahibi olma sevdasında. Sonuç, yılın dokuz ayı atıl duran konutlar ve kışın “hayalet kasabaya” dönen beldeler. Ülkenin dört bir yanında keşfedilmeyi bekleyen, meraklı gözleri kendisine çağıran yer