27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 BOLİVYA BOLİVYA 17 Yazı ve fotoğraflar: Kerem Saltuk iticaca Gölü kıyısında Bolivya’nın en büT yük yerleşim merkezi olan Copacabana kasabası İnka tarihi ile içiçe kültürel zenginlikleri, doğal güzellikleri ve Hristiyanlar için kutsal sayılan büyük kilisesi ile yıl boyunca pek çok Latin Amerika gezgininin durağı oluyor. Bolivya’nın başkenti La Paz’dan Titicaca Gölü kıyısındaki Copacabana’ya otobüsle ulaşmak çok kolay ve keyifli. Firmalar arası rekabetten oldukça ucuzlayan otobüsler yolcularını otelleri önünden aldıktan sonra yaklaşık dört saatte Copacabana’ya ulaşıyor. Brezilya’nın turizm merkezi Rio’daki Copacabana plajı ile hiç bir ilgisi ve benzerliği bulunmayan altı bin nüfuslu bu güzel kasaba güvenli, özgün ve ekonomik. La Paz sokakları sabahın erken saatlerinde seyyar satıcılar, çiçekçiler, çörekçiler ve süt ve buğday ile yapılan sıcak içecekcilerle dolarken hareket eden Tur Peru firmasına ait otobüs tüm yolcularını toplayıp kentten uzaklaştıktan bir saat kadar sonra Titicaca Gölü Copacabana ve güneş adası ufukta beliriyor. Denizden 3 bin 812 metre yükseklikteki bu göl Van Gölü kadar geniş bir alanı kaplıyor. Su hacmi ile Güney Amerika’nın en büyük gölü olan Titicaca kıyılarındaki bir kasabada duran otobüsün tüm yolcuları dolmuş teknelere binerken, otobüs de bir mavnaya yükleniyor ve karşı kıyıya taşınıyor. Yolu kısaltan bu körfez operasyonu ardından öğle olmadan Copacabana’ya ulaşılıyor. Konaklama seçeneklerinin oldukça bol olduğu Copacabana’da göl manzaralı temiz otellerde 510 dolara oda bulmak mümkün. Otobüslerin durduğu meydana yakın, Ambassador Hotel’de tek kişilik banyolu temiz bir oda tutuyorum. Çevre turuna çıkmadan önce Avenue 6 de Agosto (6 Ağustos Caddesi) üzerindeki Mankha Uta isimli restoranda güzel bir öğle yemeği molası veriyorum. La Paz’daki gibi birbirinden güzel Alpaca yünü kazaklar, ceketler, bereler, eldivenler ve kilimlerle dolu hediyelik eşya mağazaları arasında dolaşırken alışveriş etmemek mümkün değil. Fiyatlar burada La Paz’dan ucuz. Ertesi sabah hareket edecek Güneş Adası (Isla del Sol) teknesine Titicaca Tur firmasından bilet aldıktan sonra Basilica of Our Lady of Copacabana isimli büyük beyaz kiliseye yürüyorum. Bolivya’nın kendisine koruyucu olarak seçtiği azize anısına yapılan kilisenin mimarisi, içerisinde ve çevresindeki ahşap, bronz heykeller görülmeye değer. Her sabah saat 10’da ve öğleden sonra saat dörtte bu kilise önünde arabaların kutsanma töreni yapılıyor. Bir araba satın alanlar çiçeklerle süsleyerek arabasını kilise önüne getiriyor ve bir rahibin kutsamasını bekliyor. Umut dünyası, yeni bir araba, ev ya da iş yeri sahibi olmak isteyenler oyuncağa benzeyen küçük maketlerden araba, ev, iş yeri getirip bunları da rahibe kutsatabiliyor. Kilisenin yan tarafındaki karanlık bir koridordan ulaşılan şapel ise mum yakıp dilek tutmak için kullanılıyor. Her yıl Bolivya ve Peru’nun pek çok dindar hristiyanın hacca gider gibi ziyaret ettiği Copacabana’da bir ilginç yer de kasabanın sırtını verdiği dağın tepesindeki aziz ve azize anıtları. İlginç bir İsa heykeli de bulunan bu tepeye çıkmak yüksekliğin de etkisi ile biraz yorucu olsa da mutlaka yapılması gereken bir etkinlik. Bu bölgede binlerce yıldır yaşayan yerliler Aymaraların dilinde göl manzarası anlamına gelen Kota Kahuana kelimesinden ismini alan Copacabana’yı tepeden izlemek doyumsuz bir keyif. Kasabanın diğer tarafında yükselen küçük tepe ise İnkalar için kutsal Orca Kayalıklarına ev sahipliği yapıyor. Arkeolojik bir araştırma sahası olan o tepeye çıkışın bilet ücreti beş Bolivyanos, yani yaklaşık bir yeni lira. Kayaları denizin üzerinde yol alan balinaların yüzgeçlerin andıran bu tepedeki kır çiçekleri, ağaçlar ve kuşlar doğa severler için bir görsel şenlik sunuyor. Akşamları barları ve restoranlarında yöresel müzik dinleyip şarap keyfi yapılabilen, pek çok milletten gezginle tanışılan kasabada her sabah sekiz buçukta hareket eden iki tekne dolusu gezgin Isla del Sol (Güneş Adası) yolunu tutuyor. Bu yolculuk için yağmurluk, içme suyu ve biraz yiyecek götürmekte fayda var. Üç saat süren yolculuğun ardından adanın en kuzeyindeki iskelede tekneden inip, adanın en güneyindeki iskeleye kadar yapılan İnka yürüyüşü Güney Amerika’ya özgü bir lezzet. Bu yürüyüşte adada yaşayan, alpaca, koyun, inek ve domuz besleyerek, ayrıca mısır ve türlü sebzeler yetiştirerek geçimlerini sağlayan köylülerin günlük yaşamlarına şait olunuyor. İspanyolların 1534 yılında ulaştığı bu adalar Titicaca Gölü’ndeki ilk İnka yerleşimleri olma özelliğine sahip. Adada İnkalardan kalan eski kent gezilebiliyor. Burada yerliler turistler için geleneksel İnka törenleri düzenleyip sunak taşına çiçekler, mısırlar ve coca yaprakları bırakıyorlar. Adadaki birbirinden güzel, kimisi Ege Denizi kıyılarını andıran koylar uzanıp dinlenmek için sakin ve huzurlu. Dağlardaki okaliptüs ormanları ve üzeri çiçek dolu kaktüs tarlaları arasında yürümek hoş kokulara davetiye çıkarıyor. Dileyenler güney iskelesi çevresine kurulmuş pansiyonlarda konaklayarak bu enfes adada birkaç gün geçirip, adanın binlerce yıldır bozulmamış doğasını ve kültürel yapısını daha iyi tanıma şansı bulabiliyor. keremsaltuk@yahoo.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle