Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 Yazı ve fotoğraflar DOĞU ANADOLU Yıldız Çelik eklik, şarkılara, türküK lere konu olmuş… Evcil ve yaban hayatta on dört çeşidi olduğu biliniyor. Kimi ticari olarak kimileri ise sesini dinlemek için kekliğe sahip olmak istiyor. Beş, on yıl öncesine kadar yabani hayatta keklikler sürüler halindeyken bugün sayıları çok azalmış. Kene mücadelesinde kekliklerden faydalanılacağı anlaşılınca, Çevre ve Orman Bakanlığı Yozgat ve Kahramanmaraş‘ta keklik üretim merkezleri kurdu ve yılda bir milyon süne ve kene yiyen bir keklikten on bin tanesini doğaya saldı. Böylece kene savaşlarında keklikler baş rolü oynayacaklar. Kenelerin çoğalması önlenirken, doğal hayat doğal yöntemlerle korunacak ve yurt dışından kene ilacı getirilmeyecek. Diyarbakır gezimiz sırasında yavru keklikleri büyütüp çoğalmalarını onlara olan sevgilerinden dolayı doğaya çoktandır salan küçük bir grup keklik severle karşılaştık. Ulu Cami arkasında ara sokakların birisindeyiz. Küçük bir avluda oturan bir grup Diyarbakırlı ile sohbete başlıyoruz. Tüm misafirperverliklerini gösteriyorlar. Keklik Severler Lokali’nde ağırlanıyoruz. Aslında biraz leşme mevsimi. Yavrular ise mayıs haziran aylarında doğuyorlar. Bu aylar aynı zamanda pek çok kuşun üreme mevsimi” diyor. Siracettin Aslan, “Keklik sevgimiz atalarımızdan bugüne gelmiştir. Bir merak yani hobidir. Hiçbir arkadaşımız ticari amaçla keklik sevmez. Ava(çatıcı) çıktıkları zaman keklik yakalayıp arkadaşlarına göstererek sevgimizi paylaşarak tekrar doğaya bırakıyoruz. Irak’tan Suriye’den Batman’dan keklik severler, buralarda kekliğin azaldığını bildikleri için, bazen de bizim isteğimiz üzerine bize, keklik getiriyorlar biz onlardan satın alıp buralarda çoğalsın diye doğaya bırakıyoruz. Yurdumuzda da daha fazla olan yerler var. Mesela Bingöl, Van, Muş, Cudi Dağına kadar biz çatıcılar gidip keklik yakalayıp tekrar doğaya bırakıyoruz. Hiçbir ticari amacımız yok. Uçarcılar katliam yapıyorlar tüfekle sürüleri öldürüyorlar. Amacımız dağlarımızı keklikler süslesin. Bir dişi keklik 1521 arasında yumurta yapar. Mesela buradan kalkıp Muş‘a kek ? Diyarbakır’ın keklik ve keklikcileri da dertliler. Keklik avcılarının ikiye ayrıldığını söylüyorlar. Uçarcılar; silahla keklik avlayanlar, çatıcılar ise, kafesle öldürmeden keklik avlayanlara deniyor. Çatıcılar tükenmekte olan keklik neslini çoğaltmak için keklik avlıyorlar. Keklikleri yakaladıklarında bir dişi bir erkek olarak çoğalmaları için doğaya bırakıyorlar. Onların en büyük problemleri Uçarcılar. Çünkü onlar kekliklerin yok olmasına neden oluyorlar. Mehmet Sabri Bayhan, o da bir çatıcı keklik sever. Onun devletten bir ricası var. “Uçarcıların keklikleri yakalayıp öldürmesini istemiyoruz. Devlet burada keklik öldürmeyi yasaklasın. Çünkü biz kekliklerin şehrimizde olmasını istiyoruz. Yöremizde keklik çok azaldığı için biz onları korumaya çalışıyoruz. Hatta cebimizden para ödeyerek başka yerlerden keklik alıp Diyarbakır’a getirip burada çoğalmaları için dağa salıyoruz çifter çifter. Bazen de buradaki kafeslerde yumurtlamasını bekliyoruz. Yavrular büyüyünce de tekrar dağa bırakıyoruz.” Mahmut Polat ise; “Diyarbakır’da şubattan mart ayına kadar kekliklerin çift