Katalog

GÖRÜŞ Yusuf Hacısüleyman Turizm Uzmanı [email protected] 22 Tokat Müzesi Gök Medrese’de ziyaret edilebilir. Tokat Saat Kulesi ise kentin Behzat semtinde. 1902’de yapılan saat 33 metre yüksekliğinde. Saatin sesi kentin hemen her yerinden duyuluyor. Tokat’ın bence görülmeye değer en özel yerlerinden biri Türk mimarlık tarihinin beklide bir kalemde gözler önüne serildiği Sulu Sokak. Böyle bir sokağı sanırım ülkemizin hiçbir yerinde görme şansımız yok. Tokat il merkezindeki otogardan kalkan minibüs ve otobüsler ile kolaylıkla çevredeki tarihi yerlere gidebi TOKAT BURASI MONACO Hani, “burası neresi” diye sormuştuk ya geçen yazımızda, bu marka onunla ilgili. Okurlarımızın tamamı sorumuzun yanıtını bana eposta yoluyla doğru olarak bildirdi. Zaten başka bir sonuç da beklemiyordum açıkçası, ama düşüncemin sizler tarafından onaylanmış olması ne kadar doğru bir yolda olduğumuzun altını bir kez daha çizdi. Anlattığımız ama adını vermediğimiz bu başarılı turizm merkezinin bir “kent devlet” konumundaki Monaco olduğunu hemen anladınız. Tanıtımın başarılı bir şekilde yapılmış olduğunun göstergesidir bu. Adını vermeden, Fransa’dan hiç söz etmeden... 32 bin nüfuslu bu şehir devletin hemen hemen tüm geliri turizmdendir. İki yat limanının yanı sıra belki çoğumuzun adını bildiği ama Monaco’da olduğunu bilmediği ünlü “Monte Carlo” semti, Monaco’dadır. Monte Carlo deyince aklınıza hemen bir şey geldi, değil mi? Hatta belki iki şey. Monte Carlo denince ilk akla gelen ünlü Monte Carlo Casinosu’dur herhalde. Dünyanın bizdeki kullanımı ile ilk “Kumarhanesi”. 1856 yılından bu yana Monte Carlo’da işletilmektedir. Adamlar 150 yıldır bu “casinoları“ işletmeyi ve her gelen turistin cebindeki bırakın son parayı ilk parayı bile almayı başarmışlar, biz ise sadece birkaç yıl içinde yüzümüze gözümüze bulaştırmayı ve sonunda kapatmayı. Bakalım Türkiye’de hangi iktidar, “casinoları“ tekrar turizmin hizmetine açmaya cesaret edecek. “Her gelen turistten bir yüzlük daha alsak, 25 milyon turistte kaç para yapar, fena mı olur, ikide bir hangi vergiyi kimin sırtından alırızı aramak yerine?” İkinci akla gelen ise daha çok erkek okuyucularımızın bildiği ünlü “Monte Carlo Rallisi”dir. Formula 1 kapsamında yapılmakta olan bu dünyaca ünlü araba yarışı Monaco’da 1955 yılından bu yana yapıla gelmektedir. İstanbul ise 2005 yılından bu yana bu yarışa ev sahipliği yapabilmektedir, üstelik İstanbul’da araba kullanmanın vermiş olduğu bunca “deneyime” rağmen biz ancak 50 yıl sonra bu yarışa layık görülmüşüz, yoksa acaba “Bunlar zaten her gün ralli gibi araba kullanıyorlar İstanbul’da, burada bu yarışlar ilgi çekmez” diye mi düşündüler, bilemeyiz. Monaco’daki yarışlar 2225 Mayıs’ta yapılacakmış, dört yıldızlı bir otelde kalmak isterseniz 9 bin 500 euro (yaklaşık 17 bin yeni lira) ücret istiyorlar. Hani bu parayla Antalya’da her şey dahil altı ay falan kalırız herhalde gibi düşünmeyin, yalnızca dört gün için istiyorlar bu parayı. Yazımın bu yerinde Monaco hayranlığı yaptığım yönünde suçlanmak istemediğimi belirtmem gerek. Ancak Monaco örneğinin bazı turizm merkezlerimiz için iyi bir marka olabilmek adına çok ama çok başarılı bir örnek olduğunu düşünmekteyim, Monaco’yu bu nedenle size anlatmaya çalıştım. Güneş ve denizin yanına iyi bir imaj, uluslararası etkinlikler, turizme odaklanmış yerel halk ve yönetim, tertemiz bir kent ve güven duygusu, hepsi bu kadar. 158 metrekarelik bir dairenin, yedi milyon euro’ya alıcı bulduğu bir kentimiz neden olmasın? lirsiniz. Açıkhava müzesi niteliğindeki Sulusaray antik kentini görmenizi tavsiye ederim. Kültürel ve geleneksel değerlerin yanı sıra doğal güzellikleri sayesinde Tokat’ta alternatif turizm faaliyetleri oldukça fazla. Dünyaca ünlü Ballıca Mağarası Tokat’ta. İçerisindeki sarkıt, dikit sütun duvar ve örgü damlataşları, birbirine bağlı beş kattan oluşan mağara, üç farklı dönemde oluşmuş ve her bölümünde farklı meteorolojik değerler görülüyor. Bugün itibari ile ancak 680 metrelik bir kısmını ziyaret edebiliyoruz. Yaz kış Gök Medrese ve altta başlı başına sanat eseri olan kapısı.