17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 EDİRNE Trakya’nın yadigar kenti Yazı ve fotoğraflar Zekeriya Şen smanlı İmparatorluğu’nun mimaride eriştiği en yaratıcı seviye olan Edirne gezimize Talat Paşa Caddesi üzerinde olan Eski Cami ile başladık. Osmanlılardan günümüze ulaşmış en eski anıtsal yapı olan cami, 1403’te Emir Süleyman tarafından başlatılmış, Çelebi Mehmet zamanında 1414’te bitirilmiş. Dokuz ufak kubbenin kemer ve sütun tarafından desteklendiği cami, muhteşem mihrabı, ferah iç mekanı ve büyüleyici beyaz üzerine siyah duvar kaligrafisi ile misafirlerinin nefesini kesiyor. Caminin önündeki sütunlar eski bir Roma yapısından derlenmiş. Çok kubbeli “ulu camiler” sınıfına giren Eski Cami, en çok Ara Güler’in “Kadın ve Allah” fotoğrafı ile tanınır. Eski Cami’den çıktıktan O sonra Hürriyet Meydanı’nda 1418’e tarihlenen Bedesten ziyaretinizi bekler. 14 kubbeli bu yapı zamanında pamuk ve ipek tüccarlarının merkezi olmuş. Bedesten’in arkasında karşınıza Rüstem Paşa Kervansarayı çıkıyor. Sırada 14431447 arasında II. Murat tarafından yaptırılan Osmanlı mimarisinin erken ve klasik üslubu arasında bir köprü oluşturan Üç Şerefeli Cami var. Hürriyet Meydanı’nın hemen karşısında Mimar Sinan tarafından 16. yüzyılın sonlarına doğru yapılan ve aktif olan Sokollu Mehmet Paşa Hamamı yer alıyor. Erkek ve kadın için ayrı bölümleri olan hamam, adeta Osmanlı tarihinden kopup gelen bir sayfa. Ali Paşa Çarşısı ise, yıllar yılı ticaretin kalbinin attığı Edirne’ye özgü pek çok ürünü ve hediyelik eşyayı bulabileceğiniz bir çarşı. 1569 yılında Mimar Sinan’ın çiziminden çı kan bu çarşı, 1992 yılındaki büyük yangında tamamıyla tahrip olmuş ve tekrar 1997 yılında yenilenmiş. Edirne’ye gelmenizle birlikte içinizde bir heyecan oluşur. Bu heyecanı yaratan ise onca öykü, övgü ve anlatıya konu olan, gözünüze ilişen, daha şehre yakınlaşırken siluetini gördüğümüz yüce Selimiye Camisidir. Mimar Sinan’ın seksen yaşında “benim ustalık eserim” dediği Selimiye şaheseri ile karşılaşınca heyecanlanmamak olası değil. OsmanlıTürk sanatının ve dünya mimarlık tarihinin başyapıtlarından birisi Edirne’nin simgesi olan Selimiye Camisi, 15661574 yılları arasında Sultan II. Selim için Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş. Padişahın ölümünden hemen sonra tamamlanan cami, özellikle şehrin her köşesinden görünen konumu ile Mimar Sinan’ın mimarlığının yanı sıra şehircilik dehasını da yansıtmakta. 31.28 metre çapındaki kubbesi ile Ayasofya’yı geride bırakan Selimiye, üçer şerefeli dört zarif minaresi ile göklere meydan okumakta. Caminin ferah ve geniş iç mekanı ayrı bir güzellik. Gösterişli ahşap kürsüden, özenle işlenmiş mermer minbere, mihrabın etrafındaki Osmanlı ve dünya sanatında ayrı bir yere sahip İznik çinilerinden, 12 mermer sütuna oturan müezzin mahfiline kadar, Selimiye dışı kadar içi ile de nefesimizi kesiyor. Tam gün geçirebileceğiniz cami, anlatılan tüm efsaneleri doğrulamakta. Bir dünya mirası olan yapı, yüceliğe ve huzura sahip. III. Murat zamanında Selimiye’ye vakıf olarak yaptırılan, caminin terasının altında yer alan arasta tüm yapıya bir bütünlük katmakta. Selimiye mucizesinden kendinizi alabildikten sonra Mimar Sinan Caddesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle