17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 KAPAK Başkent Ankara’da turistik gezi Timur Özkan Fotoğraflar: Timur Özkan, Necati Savaş nkara, Türk gezginlerle A birlikte Ankaralıların da biraz ihmal ettiği, buna karşılık yabancı gezginlerin daha iyi tanıdığı bir kent. Bir başkent olmasından kaynaklanan biraz resmi, siyasi, diplomatik görüntüsü ilk bakışta yanıltıyor ve binlerce yıllık bir tarihin izleri de çok renkli sosyal hayatı da gözden kaçıyor. Antik dönemden Cumhuriyet yıllarına, o zor günlerden de bugünün çağdaş Ankara’sına yapılacak kapsamlı bir yolculuk için bir gün yetmez. Bu nedenle Ankara’daki Cumhuriyet izlerini ve bugünün modern Ankara’sını başka bir güne bırakıp “Gezgin Gözüyle” Ankara gezimizin ilk gününü Antik Ankara’ya ayıralım. İlk durağımız Ulus’taki Çankırı Caddesi. Antik dönemden kalan eserlerin en eskisi olan Roma Hamamı milattan sonra 211’e tarihlenir. Sıcaklık, soğukluk, spor alanı ve yüzme havuzu gibi bölümleri oldukça iyi korunmuştur, Roma Hamamı’nı Ankara Kalesi’ne bağlayan Antik Yol’un küçük bir kısmı da ortaya çıkarılmış olup Sümer bank binasının arkasında görülebilir. Bu yol üzerindeki tiyatro binası kaderine terk edilmiş olsa da Roma döneminin az sayıdaki mirası içinde önemlidir. Üç bin kişilik oturma yerlerinin bir kısmı bugün Kale’ye çıkan Hisarpark Caddesi altında kalan Odeon’un sahnesi ve yarım daire şeklindeki oturma yerlerinin bir kısmı ayaktadır. Roma İmparatoru Julianus’un kente gelişi onuruna yapılan Julianus Sütunu, Ankara Valiliği binasının önündeki küçük meydandadır. Roma döneminden kalan diğer bir önemli eser olan Agustus Tapınağı ile Anadolu erenlerinden Hacı Bayram Veli’nin türbesinin de bulunduğu Hacı Bayram Camisi birbirlerine yaslanmış vaziyette ayakta duruyor. Ortak duvarları nedeniyle, sanki birisi yıkılsa diğerine vereceği zararı düşünerek her ikisi de zamana direniyor. 15. yüzyıl eserleri olmakla birlikte 18. yüzyılda onarılan cami bugün de kullanılmakta, ziyarete kapalı olan tapınak ise ancak dışardan görülmüyor. Tapınağın duvarlarındaki Latince ve Yunanca yazılarda Agustus’un yapığı işler listelenmiş. Dik yamaçlar üzerinde bir kartal yuvasını andıran Ankara Kalesi, kuşkusuz başkentin görmeye değer yerleri arasında ilk sırada yer alır. Zamanın da Ankara’nın üç önemli akarsuyunun (Hatip, Çubuk ve İncesu) birleştiği noktaya hakim bir tepede yer alan kalenin kuruluşu kesin olmamakla birlikte milattan önce 3. yüzyıla kadar uzanır. Kalenin tarihi aynı zamanda Ankara’nın da tarihidir. Galatlar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular Haçlılar, tekrar Selçuklular, Osmanlılar… Dış Kale surları zaman içinde yıkılırken, İç Kale nereyse tamamen korunmuş. Bugün çok sayıda otantik restoran ve kafeteryalara, butik otellere, sanat galerilerine ev sahipliği yapar. Etlik’ten Çankaya’ya çok geniş bir panoramada Ankara manzarasının ardından kalenin burçlarında gün batımını izlemek gerçekten çok keyifli. Kale’nin yanındaki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni gezmeye de bir gün bile yetmez ama 1997 yılında 68 müze arasında Yılın Müzesi seçilen bu önemli müzeyi görmeden olmaz. 15. yüzyıldan kalan iki Osmanlı yapısı üzerinde kurulan müzede, tarih öncesi çağlardan günümüze kalan çeşitli arkeolojik eserler tarih sırasına göre sergileniyor. Mahmut Paşa Bedesteni ve Kurşunlu Han onarılarak önce bir Eti Müzesi’ne, daha sonra Yontma Taş devrinden başlayarak Roma ve Bizans dö
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle