Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 YUNANİSTAN YUNANİSTAN 13 EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik?cumhuriyet.com.tr Limni’de ahtapot peşinde Yazı ve fotoğraflar SELÇUK’UN DÖNÜŞÜMÜ Yolumuzun üstü. Ara ara uğruyoruz. Bu kez şaşırdım. Bir ferahlık, bir yenilenme, bir sevecenlik... Ortasından karayolunun böldüğü bir kentte bu ne güzel değişim. Yola cepheli binalar temizlenmiş, boyanmış. İşyerleri düzgün. Ağaçlar, çimler, çiçekler. Bir çeki düzen. Bu kent gülümsüyor gerçekten. Doğrusu çok etkilendim. Genellikle zamanın çirkinleştirdiği kentlere inat Selçuk iyileşmiş, güzelleşmiş, ışıldıyor. Ne olmuş? Bir planlama, çağdaş kentlilik bilinci, kararlı bir tutum... Bir yerel yönetim becerisi, özeti. Tanırım Vefa Ülgür’ü; genç, çalışkan, zıpkın gibi bir belediye başkanı. Değiştiriyor kentini, kalkındırıyor. Önce, kentsel dönüşüm ve yenileme projesi hazırlanmış. Adım adım uygulamaya geçilmiş sonra. Efes gibi değerli bir hazineyi barındıran, diğer tarihsel ve doğal değerleriyle dünyanın önemli yerleşimlerinden birinde öncelikle imar yönetmeliği ele alınmış. Belediye meclisi; İlan, Reklam ve Tabela Yönetmeliği’ni de değiştirmiş. Esnaftan önce itirazlar, mırın kırın. Ama yerel yönetim kararlı. Ardından sivil toplum örgütleri ve halkın katılımıyla çeşitli toplantılar ve uygulama. Tarihsel, kültürel ve doğal değerlere yaraşır estetik bir kent görünüm adım adım hayata geçmiş. Sağlıklı yaşam alanları kurulmuş. Ev ve işyerlerinin kaçak katları, eklentileri büyük ölçüde yıkılmış. Sıvasız binalar sıvanmış ve boyanmış. İşyerlerinde görsel kirlilik yaratan irili ufaklı reklam tabelaları, pergole ve sundurmalar kaldırılmış. Çatıların kiremitli olması öngörülmüş. Güneş enerji sistemlerinin çatı altlarına alınması kararlaştırılmış. Altyapı baştan ele alınmış. Meydanlar, caddeler düzenlenmiş, yollar taş parke döşenmiş. Çarşı merkezi, cadde ve sokaklarda elektrik ve telefon hatları yer altına alınmış. Ve bunlar büyük ölçüde halkın desteğiyle sağlanmış. Tertemiz, aydınlık insanlarıyla ışıldayan bir kenti yaratanları kutlayıp, son sözü uygulamanın öncüsü Vefa Ülgür’e bırakalım: “Bu çalışmalarımızı Selçuk halkıyla birlikte yürütmeyi, halkın gönüllü katılımını sağlamayı projemizin ana unsuru sayıyoruz. Bu konuda da önemli bir aşama kaydettik. Halkın büyük bir bölümü projemizi benimsedi ve her geçen gün koyduğu katkıyı artırıyor. Merkezi bölgede başlattığımız kent yenileme uygulamalarını halkın ortak iradesi ve gönüllü desteği ile aşama aşama ilçenin diğer bölgelerinde de uygularsak; biliyoruz ki örnek bir ilçe yaratmış olacağız. Kentin görsel kirliliğine son verilmiş, gelip görenlerin bir kez daha ziyaret edip, görmek isteyecekleri pırıl pırıl ışıldayan yeni bir Selçuk yaratmak istiyoruz...” Selçuk’u bu haliyle görmenizi öneririm... Murat İlem ge Denizi’nin kuzeyindeki LimE ni Adası balık ve ahtapot konusunda çok zengin. Atina’dan vapura bindiğim gibi soluğu Limni’de aldım. Türkçe’de “ahtapot” dediğimiz kafadan bacaklının esas ismi “oktopodi’dir. Bu kelime Yunanca’dır ve okto sekiz,podi ise bacak, ayak anlamına gelir. Yani kısaca “oktopodi” sekiz ayaklı demektir. Ayın olmadığı, suların en durgun olduğu gecelerde sığ sularda ahtapot avı gerçek bir şölen. Avlandıkça bu deniz yaratığına olan saygınız ve hayranlığınız daha da artar. Bu akıllı yaratığı avlamak için önce küçük bir kayığa ihtiyaç vardır. Kayık küçük olmalıdır çünkü kıyıya yakın olan taşlık bölgelerde dolaşmalısınız. Yaklaşık yarım metrelik sudan başlayan av, ucu geniş olan zıpkınınızın boyu elverdiği ölçüde 22.5 metre derinliğindeki sulara kadar uzanır. Limni’nin merkezi Mirina Burada önemli olan ahtapotu görebilmenizdir. Çok çabuk renk değiştirir ve gizlenir. Üzerine tutunduğu her türlü nesnenin şeklini ve rengini alır. Avcının onun gibi düşünmesi lazımdır ki, suyun içinde tanıyabilsin. Boyu üç buçuk metreyi geçmeyen sandalın başında “lüks” dediğimiz güçlü bir ışık sistemi olması gerekli. En az sekiz kollu ve 25 santimetreden başlayan genişlikteki zıpkın, önemli ikinci araçtır. Zıpkının sapı ağaç ve en az üç metre olmalı. Üçüncü gerekli malzeme içi deniz kumu ile doldurulmuş kova. Deniz kumu sıvı yağ ile harç edilir. Bir kova kuma en az bir kilolu sıvı yağ konulması şarttır. Kumun çok fazla ince olmaması gerekir. Yağlı kumun görevi su üzerinde oluşacak küçük dalgacıkları yok etmektir. Yağ, dibi görmeniz için suyu berraklaştırırken, kum taneleri ahtapotun hareketlenmesi ya da renk değiştirerek tanımasını sağlar. Serpme işlemi için bir metrelik kamış ya da sopanın ucuna bağlanmış kepçe işinizi görür. Serpme işini zıpkıncı yapar ve ahtapotun olabileceği bölgelere geniş daireler halinde kumları serper. Sandalın arkasında vurduğunuz ahtapotu zıpkından çıkartacak ikinci bir kişi olması şarttır. Bu kişi işi ne kadar iyi bilip, hayvanı zıpkının ucundan çabuk çekip alabilirse o oranda daha fazla ahtapot avlayabilirsiniz. Ahtapot suyun altında çok açık hafif filizi renkte yatar. Sizi fark ettiği anda bulunduğu kaya ya da ortamın rengini alır. Onu önce siz görmelisiniz. Gece geç saatlerde kafası yukarda olarak uyur. Bu saatler avcı için çok önem ye koyarsanız koyun kesinlikle kaçmayı deneyecektir. Zıpkının ucundaki ahtapotun büyüklüğüne göre fışkırtacağı mürekkebe de hazırlıklı olmanız gerekir. Üstünüz başınız koyu mavi renge boyanır ve bu boya sadece çamaşır suyu ile çıkar. Gece avlanan ahtapotlar daha sonra gün içinde sert kaya ya da beton bloklar üzerinde dövülür, ardından köpüklerinin çıkması için daireler çizilerek yerde çevrilir. Bir ya da iki gün buzlukta bekletmek onun daha da yumuşak olmasını sağlar. Aynı uygulama kalamar ve trapsala için de geçerlidir. Tuttuktan sonra mutlaka en az bir gün buzlukta bekletiniz. Balık gece avlanmaz Balıklar için daha saygılı olmak gerekir. Geç saatlerde uyuyan balığı vurmak doğru ve ahlaki değil ayrıca yasak. Limnos’ta başta eti en lezzetli olan sinagrid ve fagri olmak üzere rofo, sargos, çipura, ıstakoz, melanuri, barbunya ve lapin dahil her türlü balığı avlayabilirsiniz. Bu balıklar zıpkın, Yunanlıların “sırti” bizim ise “sığırtma”, yine yunanlıların paragadi bizim ise parakete dediğimiz yöntemlerle avlanabilir. Limni balıkçılar için tam bir cennettir. Yeter ki “katliam” yapmadan yiyeceğiniz kadar avlamasını bilin. Ayrıca unutmayın, Ege’deki balıkların yanında, Çanakkale’den çıkan hemen her cins balık bu adaya uğramadan geçmez. Üstelik kuzey Ege’nin balıkları güneye göre çok daha yağlı ve lezzetlidir. murilem@otenet.gr lidir. Denizin durgunsa, geç saatleri tercih etmek yararlıdır. Zıpkıncı zıpkının ucunu sonuna kadar saplamamalıdır. Aksi halde dibe vuran zıpkının uçları körelir. Ahtapotun kalınlığı kadar zıpkını batırmalıdır. Zıpkın vurulduğu anda çok hızlı şekilde burgu yapılarak çekilmelidir. Sapı sürekli çevirmek gerekir. Yavaş davranılması ahtapotun bulunduğu yere yapışmasına neden olur. Bu durumda yerinden zor sökülür. Sandala alınan ahtapot bu defa zıpkından çıkmaz. Bu aşamada ikinci adamın görevi başlar. Benimle gelen ikinci adam Andrea’nın işini ne kadar iyi bildiğini görünce anladım. Zaten ba lıkçı Andrea’nun tecrübesi sayesinde bol ahtapot avlayabildik. İkinci adam işini biliyorsa ahtapot zıpkından hemen alınır. Eğer bilmiyorsa dakikalarca bu akıllı yaratıkla boğuşmak zorunda kalırsınız. Zıpkından sökülen ahtapot için en iyi yer büyük plastik torbadır. Bu torbanın dışında onu nere Plaka Köyü ve arkada Gökçeada Mirina Koyu