Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 TOKAT Kelkit Havzası’nın yeşil çocuğu Yazı ve fotoğraflar: Murat Gülderen aşındaki yazmayı da sarıya mı boyaB dın türküsünü mırıldanarak başladı Tokat yolculuğumuz. Bugünlerde özellikle özlemle yolunu beklediğimiz yağmurla karşıladı bizi Karadeniz’in şirin ili. Çimen kokusunun dağ serinliğiyle buluştuğu kenti dolaşmaya başladığımızda ise unuttuğumuz ya da eksikliğini hissettiğimiz başka değerlerle karşılaştık. Selçuklu tarihinin izlerini yansıtan sokaklarda dolaşırken ya bir çay ikramı, ya da evlerinde kalmamız için davet aldık. Ali Paşa Cami’nden yukarı doğru çıktığımızda Katırcı Han’ın son demlerini yaşayan semerci ustalarını, Bakırcılar Çarşı’nda artık imalat yapamadıkları için sadece eski bakır eşyalar satan dükkanlarla hüzünlendik. Tarihi sokaklarda gezerken rastladığımız Ali Amca, eskiden bakırcılar çarşısında ustalar yöre türkülerinin ritimlerini de bakırlarına işliyorlardı. Bir ustanın tutturduğu melodiyi öteki usta takip ediyor, çarşıda inanılmaz bir müzik ahengi oluyordu. Şimdi ise bakırcılık kalmadı ki sesi olsun. Türkülere de adını veren yazmalar ise hala kente ilk gelenlerin dikkatini çekmeyi başarıyor. Turistlerin uğrak noktası olan Yazmacılar Han’da dükkanların dolu olduğu görmek mutlu ediyor. Ama geleneksel pamuklu yazmacılığın yerini biraz sentetik kokan eşarpların alması buruk etmiyor değil insanı. Yazmacılık, geçmişin pamuk ipliğine tutunmak yerine kendini sağlam sentetik ipliklere bırakmış. Tokat yazmacılığında bir kez daha anlıyoruz ki sanayileşme alıp götürüyor eskiye dair her şeyi. 390 basamaklı kale Tokat’ta ilk gözümüze çarpan Topçam Dağları’nın yanı sıra uzanan Tokat Kalesi oluyor. Yeşilırmak’a 390 basamakla ulaşılan kale, aradan geçen yüzyıllara rağmen hala ayakta kenti gözlemeye devam ediyor. Anadolu topraklarını Türklere açan Malazgirt Savaşı son