24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KÜLTÜR 25 düştüğünde Rembrant’ın, Johannes Vermmer’in ya da Frans Hals’ın koleksiyonlarını görebilecektiniz. Tam o sırada 17. yüzyılda yaşamış ve Hollanda resminin altın çağının önemli simalardan Jan Steen sergisi vardı. Steen’i daha çok figüratif resimleri ile tanırız. Ailesinin üyelerini mitolojik, dini ve tarihi konulu pek çok resminin ana kahramanı olarak kullanmıştır. Kendi portrelerini de yapmayı ihmal etmeyen sanatçı, mütevazı yaşantısıyla döneminin kibirli sanatçılarından farklı bir kimlikle tanınır. Yaşadığı dönemde 800 resmi olduğu sanılan sanatçının, 350 resmi günümüze ulaşabilmiş. Sergilenen eserleri izlerken aslında çok sıkıcı olabilen uzun bir havaalanı bekleyişi içinde toplam bir saatimizi seçkin bir sanat ve tarih atmosferi içinde geçirebilmiştik. Bu da az bir şey değildi. Pek çok yurt dışı müzesinde sergilenen eserlerden daha çok, sergileme yöntemleri etkileyici. Rijk Müzesi’nin havaalanı şubesi de sanırız şu anda bunların en önünde geliyor. Havaalanını transit geçişinde kalan Müze biriminden çıktığımız zaman benzer uygulamaların yurdumuza da bir an önce gelmesini diledik. Yurdumuzun bazı büyük müzelerinde o kadar çok eser vardı ki bunların büyük bir bölümü depolarda kırk yılın başı gelecek bir bilim adamından başkasını göremeden bekler dururlar, bunları uluslararası hareketi çok olan İstanbul Atatürk, Antalya gibi havalimanlarında oluşturulacak müze birimlerinde, alınacak güvenlik önemleri eşliğinde dönüşümlü sergilemek harika olabilir. Şu sıralar onarım için kapatılan İstanbul Resim ve Heykel Müzesinin koleksiyonlarının burada sergilenmesi ülkemize giriş yapan yabancılar için farklı bir imaj verilmesi konusunda çok başarılı sonuçlar çıkarabilir. Hem de çağdaş Türk resim sanatı hakkında bilgiler dünyaya daha hızlı yayılır. Hediyelik eşya ve kitap satışlarından kazanılacak gelirlerde müzenin ihtiyaçlarına katkı sağlayabilir. senguladingun@kocaeli.edu.tr FOTOĞRAFIN DİLİ Lütfi Özgünaydın lutfi?lutfiozgunaydın.com FOTOĞRAFTA GRAFİK Bu fotoğrafı Çukurova’da, mısır tarlasında çektim. Modelim güneşten yüzünün yanmaması için kafasını böyle sarmıştı. Mısır fideleri topraktan fışkırmıştı. Çukurova’nın coşkusu tarlanın üstüne düşmüştü çizgi, çizgi. Çukurova’nın coşkusu bir başka formla karşımdaydı. İlkbaharda Çukurova’da doğa sanki çığlıklar atıyor. Yeşillik bir anda toprağı kaplıyor, yeşil bir deniz oluyor Çukurova. İlkbaharın yeşili yaz aylarını bulmadan yanıp tutuşup sararıyor. Ova sarıya kesiyor baştan başa, sarı sıcağa yenik düşüyor yeşiller. Çukurova’nın büyüsüne bulanmış, dolaşırken mısır tarlasında, çektim bu fotoğrafı. Fotoğrafın aslı yataydır. Köşeme alabilmek için dikey duruma getirdim. Tarlada gün boyu çapa sallayan modelimi, yeşil çizgilerin önünde görerek arkada grafiksel bir fon oluşturarak bu fotoğrafı çektim. Doğada böyle, formlar çok. Fotoğraflarınızı çekerken arka planda böyle görüntüleri modelinizle bütünleştirir fotoğrafınızı çekersiniz. Bu tür düzenli formlar sadece tarlalarda yok. Birçok mekanda bu tür arka planları bulup fotoğrafınızı güçlendirebilirsiniz. Artık yaz geldi, daha çok gezeceksiniz, tatile çıkacaksınız. Fotoğraf makinenizi yanınızdan ayırmayın sadece aile fotoğrafları değil, çevrenizi gördüklerinizi yaşadıklarınızı makinenizden görerek yorumlamaya çalışın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle