Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EGE ADALARI 21 GEZEKALIN Mustafa Balbay ankcum@cumhuriyet.com.tr Santorini TOPRAK DİYE DİYE... Elbette dünyanın pek çok yerinde böyle ama, Latin Amerika’da toprak kavramı çok özel anlamlar içeriyor. Uzak tarihinden yakın tarihine kadar toplumsal mücadelelerin önemli bir diliminde ana konu toprak... Topraklarından edilen yerliler... Toprakları elinden alınan köylüler... Toprakları başka ülkelere verilen devletler... Topraklarını yüzde 8090’ını çok uluslu şirketlerin işlettiği ülkeler... Ne ararsanız var. Latin Amerika gezimde yukarıdaki bölümlerin tümünden örnekler yaşadım. Birini paylaşalım... Guatemala’nın başkenti Guatemala City’ye indiğimde bardaktan değil, bidondan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Hava da öylesine sıcak. Aklınızda bulunsun bu tür iklimlerde ıslanmaktan çok da korkmamak gerek. Az sonra güneş çıkar, sizi kurular. Biraz zaman sıkıntısı çekersiniz ama, boydan çekmezsiniz! Latin Amerika’da her büyük kentin en büyük caddelerinden birinin adı mutlaka şudur: Simon Bolivar! Yönünüzü mü kaybettiniz? Kentin merkezini mi arıyorsunuz? Kendinizden emin bir sesle ilk karşılaştığınıza sorun: Simon Bolivar caddesi nerede? Türkiye usulü bir tarifle karşılaşır, yönünüzü bulursunuz. Simon Bolivar Bulvarı beni aldı, cumhurbaşkanlığı sarayının önüne getirdi. Saray da saray hani... İyi güzel de, önünde bir çadır var. Öyle lüks, güzel bir çadır da değil. Hemen yanında da günlük giyimli insanlar oturmuş, sohbet ediyor. Öğrendim ki, Guatemala köylüleri topraklarından olunca soluğu başkentte almışlar. Günler önce devlet başkanlığı sarayının önünde çadır kurmuşlar, topraklarını istiyorlar. Latin Amerika’nın hemen tümünde bu tür gösterilere yönetimler fazla ses çıkarmıyor. Deyim yerindeyse, vuruyorlar ama, ağlamasına da izin veriyorlar! Köylüler sadece İspanyolca biliyor. Önce dünyanın her yerinde konuşulan evrensel dille onlara yaklaştım. Yani gülümseyip elimi uzattım. Sonrası zor olmadı. Sık sık sözlüğe baka baka anlaştık. Ne olursa olsun topraklarının geri verilmesini istiyorlar. Sohbet koyulaşınca çadırın içinden bardak getirip, meydanda kaynattıkları sudan çay ikram ettiler. Sohbete her katılan neden orada olduklarını ayrıca anlatmak istiyordu. Ayağını yere vurup İspanyolca bağırıyordu: Terrero... Terrero... Yani: Toprak... Toprak... Gezekalın! bir sarsıntıyla patlamış ve bu şiddetin sonucunda adanın ortası sular altına gömülmüş ve bu günkü hilal şeklini almış. Bazı arkeologlar kayıp şehir Atlantis’in burası olabileceğini düşünür. Bu nedenlerle katılaşmış tüflerin altında binlerce yıl çok iyi korunmuş arkeolojik kalıntılarıyla Santorini’nin dünyada eşi benzeri yok ve bu özellikleriyle ülke turizmine hatırı sayılır bir katkıda bulunmakta. Tüm Kiklad Adaları gibi Santorini de bir dönem Türk hakimiyetinde kalmış. Gece eğlencesi için The Town Club, Koo Club, Kira Thira ve Enigma adlı dört disko tavsiyelerimizden. Geleneksel Yunan tavernası içinse yine aynı sıradaki Bar 33. Mikonos Mikonos en çok ziyaret edilen ve en kaliteli Yunan adalarından birisi. Tüm Ege Denizi’ndeki en hareketli gece hayatı yaz sezonu boyunca burada yaşanır. Mikonos, çılgın yaşantısı ve her türlü cinsel tercihe olan toleranslı yaklaşımıyla da ünlü. Çılgın, uçukkaçık eğlenceler sınır tanımaz ve sabaha kadar sürer. Ada bugün dünyaca ünlü eş cinsel merkezi olduğundan barları, klüp ve diskolarının sayısı oldukça fazla. Ada’nın asıl müdavimlerini ise dünya jet sosyetesi oluşturur. Mikonos, duvarlarından rengarenk begonviller sarkan bembeyaz badanalı evleri ve rıhtımda yan ya na sıralanmış yel değirmenleri ile herkesi büyülemekte. 85 kilometrekare yüzölçümü ile küçük bir ada olan Mikonos 5 bin 500 kişilik nüfusa sahip. Ada 1453’ten 1832’ye kadar Osmanlı hakimiyetinde kalmış. Mikonos’un başkenti, büyük yolcu gemilerinin de yanaştığı bir liman şehri olan, Hora. Dünyanın en ünlü markaların mağazaları Hora’da yoğun. Ayrıca keten ve dantel perdeler Mikonos’ta en çok satılan eşyalardan. Kuyumcularda eski Bizans takılarının kopyalarını, galerilerde ise müzelerdeki antik objelerin kopyalarını bulabilirsiniz. Halı meraklıları için de antik Yunan desenli halılar ilginç olabilir. Bu ünlü adanın disko ve barlarında çılgın ve sınırsız eğlenceler sabaha kadar sürer. Mikonos gibi küçük bir adada sayıları on beşi bulan plajlar buranın bir tatil adası olduğunun göstergesi. Mikonos limanına en yakın olanları Malalianos ve kalabalık Tourlos plajları en popüler olanlarıdır. Super Paradise plajı ise bir çıplaklar kampı. Geleneksel Yunan yemekleri yapan El Greco in Plateia Tria Pigadia adlı restoran adanın en eskilerinden. Dipnot: Mikonos esnafı alışverişte yurdumun en kurnaz geçinen esnafını bile suya götürüp susuz getirir. Bu yüzden sıkı pazarlık şart. cem@baracuda.com.tr