Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 MAKEDONYA MAKEDONYA 9 Nesteren Davutoğlu ünya mirası kavramı benim için D değerli. Ohri, hem çevresel, hem kültürel açıdan, Unesco’nun koruma altına aldığı bir kasaba. Prehistorik dönemlerden beri çevresinde yerleşim olan, dünyanın en eski göllerinden birinin kıyısında. Motelimiz oyuncak gibi, adı Millenium Palace. Palas olsan ne olur, olmasan ne olur, buranın en “up market” oteli, ama kendisi sevimli bir taşra oteli. Seçtiğimiz lokantanın adı Dalga. Genç işi yerlerden sonra, dar bir sokaktan inip bulduk burasını. Ahşap masalı minik lokanta ve Makedonya mutfağı, bize yabancı değil. İyi şarap, iyi yemek, bir avuç samimiyet. Ohri, ılık şerbet. Göl kenarında yürüyoruz, eski kitap satan sergiler, bir iki de eskici tezgahı, bana cennet! Kızıl yıldızlı apolet, Lenin heykelleri işportada. Kandil, şamdan derken, Büyük İskender kafalı bir para iç cepten çıktı, satıcı şöyle bir çevresine bakıp, avucunda bin yılı tutuverdi. Ne hoşsun sen Ohri İskender’in güzel başı. Sahip olmak isterdim, ama bir ticareti teşvik ettiği için; kalsın. Makedonya’da ilk sabah. Gölden gelen esintiyle, diri bir havada kahvaltı. Ohri’de çok sayıda kutsal yer var, onuncu yüzyıldan ve öncesinden kiliseler, manastırlar; tam 365 tane. Avrupa’nın en eski müzesi burada. Osmanlı Mahallesi’ne de gideceğiz. Anlamlı yerler, Unesco boşuna koruma altına almamış. Nasıl bugüne kadar, tam da bana göre olan bu yerin varlığını duymamışım? Burada bizi seviyorlar çünkü Makedonya; Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan tarafından hep çekiştirilmiş. İsim ve sınır konusu, İskender’den beri sorun. Büyük Arnavutluk hayali bir yandan herkesin sahiplik iddiası olan topraklar. Kale duvarlarının dışına arabamızı park ettik. Aileler küçük kiliseler yaptırmış; içinde kiminin tek fresk var, kiminde çok değerli ikonalar. 365 kilise, aynı sınır içinde. Avucuna alıp, baş köşeye süs diye oturtacağın ama sahici bir ibadet yeri. Kiremit çatısı, üç mermer sütunu, taş örgü duvarlarıyla, kutsal ev. On basamak üzerinde yükselen St. Clement Kilisesi’ni, beylikler döneminden kalma küçük camileri sevdiğim gibi sevdim. Bir Makedonya’sındayız. 11. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar tüm Makedonya’dan korunabilmiş olan ikonların olduğu bir galeriyi geziyoruz. Tatiana, el yapımı kağıt atölyesine gitmemizi istedi. İkinci yüzyıldaki gibi kağıt üretimi yapılan atölyede, teknenin içinde su ve meşe ağacından parçacıklar var, baskı makinesi maceralı. Gutenberg’in ikinci kopyasıymış, dünyada sadece Slovenya’da ve burada bulunuyormuş. Atölyenin sahibi bu atölyeye çok yakışmış, başka bir mesleği olamazdı, o kağıt döker. Kalıbı mürekkepleyip baskı yapıyorum, kolu çek, tutukluk ve gıcırtı. Güzel bir deneyim. St. Jovan Kilisesi, suya yüksekten bakıyor. “Before the Rain” filmindeki unutulmaz yer. Hangi birini içimize sindireceğiz? Bu kadar değerli yere “geçiyordum, uğradım” muamelesi yapmak, zoruma gidiyor. Yamaçta küçük evler, damlar, çayır çimen, stadyum ve amfi tiyatro. Bir set kurulmuş sanki tepeye. Kale duvarlarının en eskisi içerde, sonra büyütülmüş ikinci duvar daha dışardan. Şadırvan, bey konakları, on beşinci yüzyıl Osmanlı hayatı. Ohri’ye, daha uzun bir ziyaret için gelmeliyiz. Ne hoş bir kasabasın sen Ohri. nesterend@yahoo.com samimiyet, bir ruh zenginliği. Buraya az turist geliyor demek, bizi ilgiye boğdular, aile gibiyiz. Bunda rehberimiz Tatiana’nın payı önemli herhalde, sanat tarihçi rehber için uğraştığıma değdi. Bu kadar çok kilise olan yerde, kiliselere duvar resimleri yapan ressamlar, kim bilir atölyelerinde nasıl sabahlara kadar ikonlar üretirlerdi. 1395’te Ohri’nin Türklerin yönetimine geçmesinden sonra da, bu sanatsal etkinlik birdenbire durmamış, böyle yazıyor galeri katalogu. Özel bir sanat galerisinde olmanın ayrıcalığıyla, mutluyum. Sessizlikte, ortaçağ