Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
PATAGONYA 5 EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik?cumhuriyet.com.tr YOL ARKADAŞLIĞI Ozan Yayman, fotoğrafı önüme koydu. Ürgüp’te çekmiş. Baktım, bir şey söylemeden. Yol, yolcu ve izler... Kar, izleri mi siliyor, yoksa ortaya mı çıkarıyor, bilemedim. Eski yolculuklar ve yol izleri aklıma düştü, yine bilemedim... Bazı yolculukların izleri örtülmüyor asla. Bazı yolculukların keyfi, sevinci, umudu olağanüstüdür, yıllar sonra bir katre gül gibi durur karşıda. Bundan ötürü bir gülümseme, hep saklıdır dudakların ucunda. Mesela, Alaçatı’da ağır bir ağabey yıllar sonra şiir okur, sihirli lambadan çıkmış gibi. Şaşarsınız... Ege’nin karşı kıyısından “erkek” bir şarkı duyulur sonra, hafif ve Balkan rüzgarlarına karışık... Hoştur bir insanı düşünmek... Bazı yolculuklara gelince... Tecrübe yetmez, büyük bir acı kalır geride... Derin bir yaradır belki, ince bir çatlakla kalbe yürümüş haksız ve derin bir sızı. Geçmeyecek gibi, silinmeyecek gibi. Dudak kıvrımlarına çizilen eksik bir tebessüm, bu yüzden yaralıdır, görürsünüz. Gerçek mi, sahte miydi, sorarsınız kendinize. Hayat öğretmiştir ki, pergel iki uçludur, yol arkadaşlığının tek başına çizilen rotaları tutmaz, tutamaz... Ama ne olursa olsun, serüven bitmez, keşfetme duygusu dinmez. Yollar ve yolculuklar hayatlarımızın zenginlikleridir, çok önemlidir çünkü. Cesaret ister, yürek biraz. Yollara düşmemişler, yoksundur bundan, hayatları eksik... Geride ne kadar uzun yollar, ne çeşitli yolculuklar kaldı. Şimdi ne yapmalı? Yol yorgunluğu mu, ne? Hareket etmek, yeni yollar aramak istemiyoruz canım. Bir kırıklık var, belli. Yanında “yapım eki taşımayan” bir arkadaşla düşsel bir yolculuğa mı çıksak yoksa? Onunla bir “yol hikayesi” yazmaya başlasak, oturduğumuz yerden, karşılıklı. Nereye gitmek istersin, hangi güzergaha? İsterim de hazırlıklı değilim, uzak olmasın, sakın... Daha buradan anlaşılmıştır ki, kötü geçecek bir yolculuk... Sorarsınız yine de: Mesela , üç denizin görüldüğü tanrıların coğrafyasına? İşte İyonya, İda, Likya, Karya... Bilmem ki, görmedim, hiç duymadım. Aslında yeni keşifler değil niyetim, yol arkadaşlığı iyi gelir diye, anla... Ne demeli? “Ey yolcu! Rüzgarın yoksa yola çıkma. Yolda kalma. Kimseleri yollarda bırakma. Hoşça kal demeden ayrılma....” Yol hikayeleri, yolculuklar bitmez. Her yolun, her yolculuğun bir sonu olsa da, yeni yollar yeni yolculuklar umuttur. Keşfedilecek çok coğrafyalar var daha... oluşabilmesi için eriyen buzdan daha fazla kar yağışı olması gerekiyor. Oluşan buzulun ilk rengi laciverdin harika bir tonu oluyor. Buzul oksijenle karıştıkça maviye, açık maviye ve beyaza dönüşüyor. Grey Buzulu’nun önünde harika bir öğleden sonra geçiriyorum. Torres del Paine’deki olağanüstü günlerden sonra Şili’nin Magallanes y la Antartica Chilena Bölgesi’ndeki Puerto Natales şehrine dönüyorum. Buradan tekne ile bu defa Balmaceda ve Serrano buzullarına gideceğim. Tekne, önce Balmaceda Buzulu’na yaklaşıyor. Buradan da kısa bir yürüyüş ile Serrano Buzulu’na gidiliyor. Kayın ormanları ve suyu akarken donmuş çağlayanların arasından geçerek buzula varılıyor. Buzulun ortasındaki göl muhteşem görüntüyü tamamlıyor. Bu güzellik karşısında insanın ressam olası geliyor. Bu muhteşem yerleri 2003 yılında 2 bin 852 kişisi Şilili olmak üzere 8 bin 321 kişi gezmiş. Bu da yaklaşık bir haftada Amerika’nın Yellowstone Parkı’nı gezen insan sayısına eşit geliyor. Kısacası buralara gelmek için fazla gecikmemek gerek? Buzul turu 100 dolar Puerto Natales’ten iki günlük turlarla Arjantin’in Perito Moreno Buzulu’na gidebilirsiniz. Ben buradan otobüsle Arjantin’in Santa Cruz eyaletinde Logo Argentino Gölü’nün güney kıyısında yer alan El Calafate kentine gidip, Perito Moreno Buzulu’nu görüp uçakla Buenos Aires’e uçacağım. El Calafate, Arjantin’in en büyük ulusal parkı olan Parque Nacional Los Glaciares’in çok yakınında bulunuyor. Buradan hareketle buzullara ve bölgenin en yüksek dağı olan Fitz Roy’a gidilebiliyor. Şehirden yaklaşık bir saatlik bir yolculukla gelinen Punta Bandera iskelesinden tekneye binilerek bölgenin en büyük buzulu olan Upsala