Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 PATAGONYA Vahşi buzullar diyarı Yazı ve fotoğraflar: Bülent Demirdurak atagonya, Şili ve P Arjantin’in güneyindeki bölge. Arjantin’deki Rio Colorado ile Şili’deki Bio Bio nehirlerinin güneyi ile Magellan Boğazı’nın kuzeyi arasında kalıyor. Magellan Boğazı’nın güneyindeki Ateş Toprakları da Patagonya’ya dahil. Patagonya, buzullar diyarı, vahşi ve büyüleyici doğanın hüküm sürdüğü, dünyanın eşsiz cennetlerinden biri. Şili Patagonya’sı Milli Parkı Torres del Paine, 1978 yılında Unesco tarafından biyosfer rezervi ilan edilmiş. Granit taşı ile tortulu taşların bileşiminden oluşmuş kulelerinin uzaktan çok etkileyici bir görüntüsü var. Paine Masifi, 10 milyon yıllık süreçte, granit kaya bloğunun üzerindeki buzul parçasının aldığı iğneye benzer biçimden dolayı Amerikalı dağcılar tarafından “Las Torres” veya “iğneler” olarak adlandırılmış. Torres del Paine yükseklikleri 2 bin 800 ve 2 bin 850 metreden oluşan yan yana iki dağ kütlesinden oluşuyor. Torres del Paine kuleleri için “akbabaların tahtı” da deniliyor. Karlı zirvelerin önünden kuşlar geçerken alınan görüntüler olağanüstü oluyor. Bölgenin en çok görülen kuşu olan karakara bizim bildiğimiz akbabanın bir cinsi. Kondor veya Condor da bu tarafların sembolü olmuş. Macellan karabatağı denilen beyaz göğüslü karabatak, pembe flamingo, siyah boyunlu kuğu, beyaz başlı ördek de parkta bolca bulunuyor. Bu arada en ilginç olanı da Torres del Paine’de soğuk iklimlerin pengueni ile sıcak ormanların papağanının buluşmuş olması. Parkın içinde, dağlar vadilere, buzullar şelalelere, nehirler göllere karışarak ortaya müthiş bir renk cümbüşü içinde manzaralar çıkartıyor. Torres del Paine içinde sayısız tatlı su gölü ve birkaç tane de tuzlu göl bulunuyor. Bu göllerin en güzelleri de Lago del Toro, Sarmiento, Pehoe, Nordenskjöld ve Grey. Ayrıca Paine Cascada, Salto Grande, Salto Chico adlı şelaleler de çok güzel. Buzullarla tanışma Kaldığım otelden Torres del Paine Milli Parkı’nın batısındaki Grey Gölü ve Grey Buzulu çok uzak değil. Yalancı kayın ağacı ormanları arasından geçerek göl ile aynı adı taşıyan otele varıyoruz. Sonrasında kısa bir otobüs yolculuğu, asma köprüden sallantılı bir geçiş, plajda kısa bir yürüyüş ve küçük bir botla bizi buzula götürecek olan gemiye varıyorum. Griye çalan renginden dolayı göle Gri Göl veya Grey Gölü demişler. Artık Patagonya Buzulları ile tanışmaya başlıyoruz. Bir buzulun