Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
LATİN AMERİKA 7 GEZEKALIN Mustafa Balbay ankcum@cumhuriyet.com.tr ILGAZ ANADOLU’NUN... Sürekli görevinin götürdüğü yere git demekten, yüreğinin götürdüğü yere git demeye fırsat bulamıyorum dersem, biraz abartmış olurum ama, gerçek dışı bir şey söylemiş de sayılmam! Ilgaz dağının eteklerinden yazkış demez sık geçerim... Cide’de Rıfat Ilgaz etkinliklerinden Kastamonu’da yüksek okul çağrılarına kadar defalarca Ilgaz dağının eteklerinde oksijen depoladım. Etek dedimse, rakım 1770 metre. Ilgaz ancak buradan geçit vermiş... Gece gündüz demem, Ilgaz geçidine tutundum mu kısauzun mutlaka mola veririm. Gündüz, dibi görünmez ormanların seyri elbet doyumsuzdur. Ama geceleri de rüzgar makamından, güftesini sarı çam, kara çam, göknar ağaçlarının yazdığı şarkıları fısıldar: “Bu dağ başka dağlara benzemez... Uludağ gibi Hasan dağı gibi heybetlidir ama, Toroslar gibi de sıradağlar topluluğunu andırır... Tepelerin birine çıksan ötekine inemezsiz... Aman vadilerin arasında kaybolma...” Çeşmesinden birkaç yudum almaya kalmaz, “fasıl”dama affedersiniz, fısıldama devam eder: “Bu dağ öteki dağlara benzemez... Bu dağ, dereler, bu durum doğrudan şelaleyi etkiliyor. Nitekim iki yıl arayla hem de aynı gün ve tarihte ziyaret etmeme rağmen ikincisinde şelalenin suyunun yaklaşık yüzde 30 daha azaldığını gördüm. Kuşlar ve kelebekler Tropik ormandaki ağaçları ve meyveleriyle de biyolo jik açıdan büyük bir zenginlik sunuyor burası. Bölgede 450 tür kuş ve 250 türün üzerinde kelebek varmış. Yabani hayvanları hiç saymıyorum. Kelebek çoktu hakikaten, sürekli üstümüze konuyorlardı, buna rağmen denk getirip de doğru düzgün bir kelebek fotoğrafı çekemedim. mustafa.andic@eyupoglu.com çaylar, ırmaklar pınarıdır. Kızılırmak’ın menderesler çizen sularını gürleştirir...” Hep Ilgaz’ın eteklerinde sürünmek olmaz ya, artık şeytanın bacağını kırdım son gidişimde Ilgaz’ın kar peteklerine de tırmandım... 2 bin metreyi aşan zirvelerin doğallığı haritadaki gibi... Masa üstü kitabım, Türkiye’nin bütün köylerini de gösteren haritakitapta yerleşmeye yer vermez dağların bulunduğu bölümler yazısızdır. Zira hiç yerleşim yeri yoktur... Kaz dağları, Bolu dağları, Hakkari dağları, Küre dağları, Ilgaz dağları, Doğu Karadeniz dağları, Palandöken öyledir... Siyah yol çizgileri yoktur ama, ince mavi dere, çay çizgileri mutlaka bir yerlerinden geçer... Ilgazların zirvesinde insan nefes alıp ciğerlerini doldurdukça, içini boşaltıyor. Kartkurt ayak sesleri kayak seslerine karışıyor... Ciğerler bu kadar dolar da haykırmamak olur mu: Ilgaz Anadolu’nun sen yüce bir dağısın... Anadolu insanının yediveren bağısın! Gezekalın...