Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 KASTAMONU El emeği göz nuru Yazı ve fotoğraflar: Mine Özgür azancı emeğe üstün tutan K küreselleşme ile fabrikasyon üretime yönelme; el sanatlarının gün geçtikçe yitirilmesine neden oluyor. Neyse ki el emeğini terk etmeyen, yürek gücüyle ayakta tutan kentler de var. El işlerinden söz etmeyince, Kastamonu’yu anlatmakta eksik kaldığımı düşünüyorum. Bu kenti gezer man bir masa örtüsünü süslerken, çeyiz sandıklarında renk renk bağlanmış havlu kenarı olarak karşımıza çıkıyor. En çok da Kastamonu el dokuması çarşafların kenarlarına dantel yerine yapılıyor ki, bu nedenle “Çarşaf Bağı” diye anılıyor. Güneşin aydınlığından, ilk yaz ile birlikte ortaya çıkan çilekten, doğanın her gün yeni renkler eklenerek süslenmesinden etkilenmemek ya da FOTOĞRAFIN DİLİ Lütfi Özgünaydın lutfi?lutfiozgunaydın.com KARADENİZ YOLLARINDA Denize teğet geçen eski Karadeniz yollarını daha çok seviyordum. Otobanlar, birçok değeri, yeşili yok etti. Yeşille denizin bir olduğu çizgi heyecan vericiydi. Yaylalara doğru ya da derelerin içine giren yollar muhteşemdir. Borçka’da Karagöller’e giderken, orman içlerinde dolaşmıştık. Çam ağaçlarının arasından geçen yolda zaman zaman durup çevremize bakıyor kuşların, rüzgarın sesini dinliyorduk. Orman içi yolda birden oduncu çıktı karşımıza. Kesilen bir çam ağacının kurumuş dallarını kucaklamış götürüyordu. Öylesine sarılmıştı kuru odun dallarına. Yüreğine basıyordu sanki. Sahiplenmenin, kazanımın yansımasıydı kollarındaki form. Yüzünde ise, yaşamının izleri vardı. Akşam güneşinde araçtan inip deklanşöre bastım. Bir süre durdu, sonra hızlı adımlarla yoluna devam etti. Gezerken böyle yaşam fotoğraflarına yönelin. Nasıl hissediyorsunuz, nasıl anlatmak istiyorsanız onu deneyin. Yaşam fotoğrafını geniş bir mekanın içinde çekebilirsiniz ya da yaklaştırıp görmek istediğiniz biçimde kadrajınıza yerleştirirsiniz. Geniş mekanda kompozisyonunuza ve gereksiz ayrıntılara dikkat edin. İnsanı olması gereken yerde görün, yaklaştırınca, ışığı, doğallığı, önemseyerek düşündüğünüz mesajın yansımasını sağlayın. ken, bir konağın görkemli odasında, bir gecekondunun kapısının önünde ya da el sanatları merkezindeki bir dükkanda çarşaf bağı yapan bir hanımla mutlaka karşılaşırsınız. Bağlanarak, düğüm işi ile yapılan çarşaf bağı kimi za köyden bükülerek geçen ırmaktan esinlenmemek olanaksız. Bu etkileşimin sonucunda bağların; Çilek, Güneşli, Eğri Irmak gibi adlar aldığını görüyoruz. Süt kaynatılan kazanın kulpunu resimlemiş kimileri. Kentteki katibin defteri düşmüş aklına, bir diğerinin. Kazan Kulpu, Katip Defteri, Hasır, Kesme Şeker, Baklava Samsası gibi günlük yaşamdan adlar, bunları simgeleyen desenlere yansıtılmış.