Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 GEZGİN AİLESİ GÜNCEL GİTTİM, GÖRDÜM Mardin: Işıklar diyarına doğru ardin benim için her zaman M büyülü bir kent olmuştur. Geçmişi, tarihsel dokusu, geçmişte yaşanan uygarlıkları, dinler mozaiği, yöresel yemekleri daha bir güzelleştirmiştir bu şirin kenti. Mayıs ayının sonunda Mardin’de olmanın mutluluğunu yaşadım. Mardin’e indim, otel arıyorum. İnsanları yardım sever. Dükkanlarını bırakıp bana otel gösteriyorlardı. Otellerin hepsi doluydu. Şaşırdım. Bir tek ben değilmişim Mardin sevdalısı. Araya sora Maria butik otelini buldum. Açılalı iki hafta olmuş. İçeri girince, dışarının sıcağına inat, bir serinlik tüm bedenimi sardı. Beni karşılayan otelin sahibi Amir Ertakgöz’dü. Genç, sevecen, sıcakkanlı bir kişi. Bakışlarındaki dostluğu okumakta zorlanmıyorum. Otelde kalan ilk yazar unvanına kavuştum. Odama vardığımda balkona çıkıyorum. Esinti, Ege’nin meltemini aratmıyor. Ufuk çizgisinde kalın bir sis katmanı. Göz alabildiğine uzanan ekili tarlalar. Yeşil rengin egemen olduğu tarlalarda, hasadı bekleyen tarlalar da yok değil. Cesur, ‘‘Bakın şurası Nusaybin, şurası Kızıltepe, sislerin arkasında saklanan ise Suriye diyor. Maria’nın Mardin’in eski adı olduğunu da öğreniyorum. Otelden çıkıyorum. Merdivenli sokaklarda yitiyorum. Onlarca İpuçları: Burası deniz değil göl. İki de güzel adası var. Turizm potansiyeli geniş. Kayak merkezi var. Antik zenginliği etkileyici. Psidia uygarlığına ev sahipliği yapmış.Yelken, sörf gibi su sporları yanında trekking parkurları, dağcılık, yamaç paraşütü gibi doğa sporları yapılabiliyor. Sazan, levrek, kerevit yakalanıyor. Bulgurlu yaprak sarması ünlü. Doğru yanıt veren okurlar arasında yapılacak çekilişle üç kişiye Cumhuriyet Kitap Kulübü’nden kitap armağan ediyoruz. Yanıtları 16 Ocak Pazartesi saat 18:00’e kadar faks ya da eposta ile bekliyoruz. Geçen sayı: Yanıt: Ankara Nallıhan. Kitap kazananlar: Muhammed Burak Gültekin (Amasya), Yasemin Bektaş (İstanbul), Meliha Keskinsoy (Muğla) GÖRSEL BULMACA Fotoğraftaki yer nerede? fotoğraf çekiyorum. Camiler, kiliseler, konaklarda saatlerce geziyorum. Akşam, siyah siyah Mardin’in üstüne yağmaya başlıyor. Işıklar belirginleşiyor. Mardin’in ünlü kaburga dolmasını ayran eşliğinde, ışığa kesmiş kente baka baka yiyorum. Önerim, akşamleyin bu yemeği yemeyin. Biraz ağır ya da bana ağır geldi. Işıl ışıl yanan kente bakıp kalıyorum birkaç saat. Sonra ver elini otel. Balkondaki esinti ömre bedel. Balkondan önümüze serilen ovanın gece görüntüsünü izliyorum. Gündüzleri bir denize benzetilen ova, geceleyin de bana öyle görünüyor. Karşısı sanki bir sahil kenti. Mardin’in ilçeleri ışık içinde yüzüyor. Suriye sınır, bir uçtan öteki uca uzanan bir gerdanlık gibi. Sis katmanının altından hazine çıktığını düşünüyorum. Bir masal dünyasındayız sanki. Ay gökyüzünde ‘’masalsı bir meyve‘‘ gibi. Uzun huzmelerini yakmış, tüm ovayı aydınlatıyor. Kızıltepe ve Nusaybin’e gidip gelen arabaların lambaları karanlıkta birer ateşböceği. Mardin’de gezilecek yer çok. Gümüş ve taş işçiliği için Midyat’a gidebilirsiniz. Hasankeyf’e bir saatte ulaşabilirsiniz. Diyarbakır’a kısa sürede ulaşmak olası. Ceylanpınar’ı merak ediyorsanız, ulaşmak hiç de zor değil. Mardin’in merkezinde ise gezilecek öyle çok yer var ki, hangisini söyleyeyim. İstiyorsanız kalesinden başlayın. Bir ara da bakırcılar çarşısına gidin. Mardin Sesi gazetesine uğrayın. Gazetenin sahibi Fatih Avuk size gönüllü olarak rehberlik yapacaktır. Savaş Ünlü