Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GEZEKALIN 21 EDİTÖR ALAÇATI DEVAM GEZEKALIN NABI TIRIŞIK Yu Parkı Çin bahçe sanatının vitrini Mustafa Balbay in’in batıya açılan doğu Ç kapısı Şanghay’a gelen bir Amerikalı gazeteci, kentte bir gün dolaştıktan sonra akşam Yu Parkı’na oturmuş ve şöyle demiş: “Ülkemde bir yılda gördüğüm insanı Şanghay’da bir günde gördüm.” 20 milyona dayanan nüfusuyla sadece Çin’in değil, dünyanın da en kalabalık kentleri arasında yer alan Şanghay caddeleri için insan ırmağının gürül gürül aktığı yerler demek abartılı olmaz. Şanghay’dan denize dökülen Yangtze ırmağı kentin en geniş nefes borusu. Irmak kıyısında yürürken içinden su geçen şehirlerin ortak güzelliğini hissediyorsunuz ama, kentin semalarına fazla bakmamak şartıyla... Çünkü Şanghay öylesine bir inşaat seferberliğine girişmiş ki, tutabilene aşkolsun. Kenti bırakalım, Şanghay’a gelen her yabancının “mutlaka uğramalısınız” uyarısıyla yönlendirildiği Yu Parkı’na girelim. Yu Parkı’nı düzleyip ütüleseler, sanırım büyüklüğünün dört katına ulaşırdı. Tepecikler... derecikler... köprüler... ağaç salkımları... nefeslenme cepleri... birbirini kovalıyor. Şanghay’da beni gezdiren rehberin adı da Yu idi. Köprü kıyısında salkım söğütlerin görüntümüze girip çıktığı bir kafeteryada otururken, Yu’ya, Çin’deki değişimin kendi yaşamına nasıl yansıdığını sordum. “Evim beş metrekare daha büyüdü” dedi. Yu’nun ileride biraz daha zengin olunca yapacakları ise şunlar: Evini biraz daha büyütmek, buzdolabını biraz daha büyütmek ve çamaşır makinesi almak. Çin’in nüfusu 1 milyar 200 milyon. Bir başka deyimle yeryüzündeki her beş kişiden biri Çinli. 20. yüzyılın son çeyreğinde başlayıp 21. yüzyıla da süren bir çizgi yakalayan Çin’deki değişimin en net görüntüleri Şanghay’da. Bundan Yu Parkı da etkilenmiş. Parkın bir yanında taşlar adeta çiçek açmış, yapı ustası onlara öylesine güzel biçim vermiş ki, aralarından fışkıran çiçeklerle yarışıyorlar. Bir başka yanında ise Şanghay’a yakını için, iş için gelen yabancılara özel mekanlar açılmış. Geçen yüzyılın başındaki Batılı devletlerin işgali sırasında parkın girişine şu tabela asılmış: “Çinliler giremez.” Hangi Çinli yöneticiye Yu Parkı’nın güzelliğinden bahsetseniz, mutlaka bu özelliğinden de söz ediyorlar. Çinli ressamlar yılın belli dönemlerinde toplu halde ve gruplar halinde Çin dağlarına, ovalarına “resim gezisi”ne çıkarlarmış. Pekin’de, Şanghay’da bunu dinleyince Çin resim sanatının tarihsel derinliğinin, geleneğinin altında yatan emeği gördüm. Yu Parkı’nı da Çin coğrafyasının bir minyatürü haline getirip dünyanın vitrinine koymuşlar. Gezekalın...